19 Eylül 2013

BALKANLARDA AJANLAR SAVAŞI JÖN TÜRKLER TUZAĞA DÜŞÜYOR



BALKANLARDA AJANLAR SAVAŞI

“ Osmanlı Devleti son zamanlarda ajanların cirit attığı bir ülke haline gelmişti” diyor anılarında batılı bir diplomat. Ancak nedense ajanların en çok Osmanlı’nın Rumeli topraklarında cirit attığını söylemiyor. Osmanlı’dan ayrılmak isteyen gayrimüslim unsurların yanı sıra, Müslüman unsurlarda ayrılmak istiyordu. Tepedelenli ile Halet Efendi arasındaki kavga, Arnavut ayrılıkçılığının ilk tohumları olmuştur. Geçen süreç, bu kini beslemiş ve Müslüman unsurlarda ilk ayrılıkçılığın Arnavutlarda başlamasının yegâne sebebi olmuştur. Ne ilginçtir ki, Arnavut ayrılıkçılar, Ermeni ayrılıkçılar gibi ilk önce Jön Türklerin içerisinde filizlenmişlerdir. 

Arnavut ayrılıkçılığının başı İsmail Kemal, (Arnavut Devleti kurulduktan sonra buraya devlet başkanı oldu) Hasan Piriştine, Esat Toptani, Müfit ve Süreyya Flora Jön Türkler’le irtibat kurarlar. Burada Arnavut ayrılıkçı hareketinin başını çeken İsmail Kemal’in arandığı sırada, İstanbul’dan İngiliz Büyükelçisi Nicolas O’conor tarafından bir İngiliz gemisine bindirilerek İstanbul’dan kaçırıldığını belirtmekte fayda var. İsmail Kemal’in bir diğer özelliği ise, İngilizlerin yanı sıra Yunan ajanlığı da yapmasıdır. 

Stavro Skendi, “ The Albani Natiol Awakening 1878-1912” isimli kitabında İsmail Kemal hakkında şunları söylemektedir:

KENDİ HALKINI DA PARAYA SATAN KOMİTACI:
İSMAİL KEMAL

“ İsmail Kemal, 1908 Meşrutiyeti’nden önce, Jön Türk’lerle ikiyüzlü, hileli bir iş birliği yapmış ve ilk Meclis-i Mebusan’a milletvekili olarak girmiştir. Fakat diğer taraftan da Yunanlılardan para almakta ve kendisini büyük mevkilere getiren Osmanlı Hükümetine karşı hıyanet etmiştir.”

Mithat Paşa’nın oğlu Ali Haydar Bey de “Hatırat”ında İsmail Kemal hakkında şu bilgileri verir:

“ İsmail Kemal Bey’in büyük kusuru vardır ki, o da paraya karşı olan zaafıydı. Avusturya ve İtalya devletlerinden tahsisat aldığı gibi, Yunan Kralı’nın bilgi ve onayı ile İstanbul’da bulunan Sefir Pres Mavrokordato’dan 10.000 Drahmi maaş almıştı. Buna mukabil, İsmail Kemal’in taahhüdü ise, gerek İtalya, gerek Yunanistan’a Arnavutluk’ta birer nüfuz mıntıkası ayrılmasına delalet etmekten ibaretti. Zekâ ve kurnazlığı üzerinde bu zıt menfaatleri senelerce idare etmeye ve kendi menfaatini hepsinden yüksek tutmaya imkân bulmuştu.”

Tepedelenli Ali Paşa’nın torunu olan Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu ise İsmail Kemal’i şöyle anlatır:

“Bu İsmail Kemal’in para almadığı yer kalmamıştır. İtalyanlardan almıştır, İngilizlerden, Fransızlardan, Mısır Hidivi’nden almıştır. Hatta memleket dışındaki ‘teşkilat’ları devamlı surette Yıldız’a jurnal ederek bizzat Abdülhamid’den de para almıştır. Fakat sefih hayatın en iğrenç macerası hiç şüphesiz Yunan Kralı I. Yorgi’nin gizli servisinden para almasıdır. 

İsmail Kemal, yurtdışına kaçtıktan sonra firardaki Arnavut Komitacıları etrafına toplayarak Jön Türklerle anlaştı. Yapılan anlaşma gereği, “ihtilal gerçekleşirse, ‘Özel Statü’ verilecek”ti. Buda bağımsız Arnavutluk demekti. Çünkü Müslüman olan Arnavutlukta idareciden memura kadar, bütün kamu personeli Arnavutlardan oluşuyordu. Osmanlı Devleti, 
Arnavutluğun bu yapısından dolayı oraya başka Müslüman kavimlerden idareci ve memur atamamıştı. 

JÖN TÜRKLER TUZAĞA DÜŞÜYOR

1902’deki I. Jön Türk Kongresi’nde kendisini “icra komitesi” üyesi seçtiren İsmail Kemal, yıkılıcılık faaliyetlerine hız verir. O sırada Trablusgarp Valisi olan Arnavut Recep Paşa ile irtibata geçen Kemal, Malta adasında yanında Prens Sabahattin olduğu halde bu görüşmeyi gerçekleştirir. Ve tarihe “ Malta Projesi” olarak geçen bir plan yaparlar. Plana göre, “ Recep Paşa’nın emrindeki askerler Sert mevkiinde bir tatbikat yapacak ve o mevkide gemilere bindirilip yabancı bayraklı gemilerle Çanakkale Boğazı’ndan geçirdikten sonra İstanbul’da evvelce Erkan-ı Harp (kurmay) subayları aracılığı ile tespit edilen bir noktaya çıkarılacak ve bu kuvvete katılacak diğer birliklerle hükümet ve padişah devrilecek, Kanun-i Esasi ilan edilecekti.” 

Karardan sonra Prens Sabahattin, kuracakları hükümet için Paris’te hayli yüksek miktarda borç ararken, İsmail Kemal de İngiliz Hükümeti yetkilileri ile görüşmek için Londra’ya gidiyordu. I. Kongre’nin diğer bir “İcra Komitesi” üyesi ve aynı zamanda Arnavut olan Fazlı Bey ise Yunanistan’a geçiyordu. Yunanistan Hükümet erkânı ile yapılan görüşme sonucunda, kendilerine tam destek ve savaş gemisi sözü verildikten sonra Paris’e dönüyordu. 

İsmail Kemal ise, olumlu görüşmeler yapar ve İngiliz Hükümeti’nden “ihtilalin yapılacağı gün, Akdeniz donanmasını ziyaret maksadıyla Beşike (İzmir) civarında bulundurulacağı sözünü” alıyordu. İngiliz Hükümeti Akdeniz’deki donanmasını ihtilalcilerin hizmetine sunmaktan öte “ İhtilal başlangıcından yabancı devletlerin haberdar olmaması için Eastern (Doğu) Telgraf kablosunun Odessa ve Köstence’ye bağlı kısımlarını kesilmesini” tavsiye ediyordu. İngiliz Hükümeti’nin bunda esas amacı, darbenin tamamen kendi kontrolünde olması ve Abdülhamid’e yakın olan Almanlarla Rusya’nın olaydan haber alıp karşı harekete geçmesini engellemekti.

1902’deki I. Jön Türk Kongresi’nde kendisini “icra komitesi” üyesi seçtiren İsmail Kemal, yıkılıcılık faaliyetlerine hız verir. O sırada Trablusgarp Valisi olan Arnavut Recep Paşa ile irtibata geçen Kemal, Malta adasında yanında Prens Sabahattin olduğu halde bu görüşmeyi gerçekleştirir. Ve tarihe “ Malta Projesi” olarak geçen bir plan yaparlar. Plana göre, “ Recep Paşa’nın emrindeki askerler Sert mevkiinde bir tatbikat yapacak ve o mevkide gemilere bindirilip yabancı bayraklı gemilerle Çanakkale Boğazı’ndan geçirdikten sonra İstanbul’da evvelce Erkan-ı Harp (kurmay) subayları aracılığı ile tespit edilen bir noktaya çıkarılacak ve bu kuvvete katılacak diğer birliklerle hükümet ve padişah devrilecek, Kanun-i Esasi ilan edilecekti.” 

Karardan sonra Prens Sabahattin, kuracakları hükümet için Paris’te hayli yüksek miktarda borç ararken, İsmail Kemal de İngiliz Hükümeti yetkilileri ile görüşmek için Londra’ya gidiyordu. I. Kongre’nin diğer bir “İcra Komitesi” üyesi ve aynı zamanda Arnavut olan Fazlı Bey ise Yunanistan’a geçiyordu. Yunanistan Hükümet erkânı ile yapılan görüşme sonucunda, kendilerine tam destek ve savaş gemisi sözü verildikten sonra Paris’e dönüyordu. 

İsmail Kemal ise, olumlu görüşmeler yapar ve İngiliz Hükümeti’nden “ihtilalin yapılacağı gün, Akdeniz donanmasını ziyaret maksadıyla Beşike (İzmir) civarında bulundurulacağı sözünü” alıyordu. İngiliz Hükümeti Akdeniz’deki donanmasını ihtilalcilerin hizmetine sunmaktan öte “ İhtilal başlangıcından yabancı devletlerin haberdar olmaması için Eastern (Doğu) Telgraf kablosunun Odessa ve Köstence’ye bağlı kısımlarını kesilmesini” tavsiye ediyordu. İngiliz Hükümeti’nin bunda esas amacı, darbenin tamamen kendi kontrolünde olması ve Abdülhamid’e yakın olan Almanlarla Rusya’nın olaydan haber alıp karşı harekete geçmesini engellemekti. 
DARBENİN FİNANS KAYNAKLARI
Yapılacak darbenin askeri ve siyasi yardımı sağlanmıştı, sıra finans kaynaklarına gelmişti. E.E.Ramsur, darbe için finans temini olayını İsmail Kemal’in hatıralarına dayanarak şöyle anlatır:

“İsmail Kemal, planı Paris’teki İngiliz Elçisi Sir Edmund Monson’a anlatmıştır. Sir Edmund, biraz düşündükten sonra, İsmail Kemal’e İngiliz Dışişleri Bakanlığı’na referans mektuplar yazar ve Kemal’de derhal Londra’ya hareket etmişti. Dışişleri Bakanı Lord Landadowne, Alman İmparatoru’nu ağırlamakta olan İngiliz Kralı ile birlikte Sandringam’da bulunuyordu. İsmail Kemal, ‘Dışişleri Bakanı’nın orada bulunmasına rağmen, beni Sir Monson’un gösterdiği aynı iş anlayışı ile karşıladılar ve derhal harekete geçtiler’ demektedir. 

Kemal, devamla, ‘Ertesi gün Dışişleri bakanlığı Daimi Müsteşarı Lord Sanderson beni evine davet etti. Kendisine tasarladığımız harekâtı ve bu konuda İngiliz devletinden beklediğimiz yardımı ayrıntılı olarak anlattım. Onlardan istediğimiz, Rusya’nın bize engel olmaya kalkışması halinde, bu vatanperver eylemimize müdahale etmesini önlemekti. Lord Sanderson, derhal Dışişleri Bakanlığı ile temasa geçeceğini ve aldıkları kararı en kısa zamanda bize bildireceğine dair söz verdi. İki gün sonra müsteşar beni evine tekrar çağırdı. Bana Lord Lansdowne’un mektubunu okudu. Bu, geleneksel İngiliz diplomasisine layık bir yardım vaadiydi. Ancak, tasarlamış olduğumuz darbe henüz gerçekleşmemiş olduğundan bu vaat dolaylı olarak ihtiyatlı bir hava taşıyordu. Çok cesaretlenmiştim. Lord Sanderson’un izni ile Bakan’ın Fransızca yazılmış olan mektubunun bir kopyasını, arkadaşlarıma göndermek üzere yanıma aldım’ der”.

İsmail Kemal, İngiltere’de finans kaynağı bulmaya çalışırken, diğer ihtilalciler de boş durmuyordu. Mısır’daki İngiliz Yüksek Komiseri Crome ile irtibata geçer geçmez, Kemal Mısır’a gitti. İngiliz Komiseri’nin de hükümeti ile aynı paralelde hareket ettiğine emin olduktan sonra, ihtilalin finansmanı için bir İngiliz bankerini buldular. 

İhtilalcilerden Ali Haydar, bu olayı şöyle anlatır “Hatırat”ında:

HİDİV ABBAS PAŞA DA PARASAL YARDIM EDİYOR
“Yapılacak ihtilal için asker sevkiyatı ve diğer masraflar için on bin altın lazımdı. İngiliz banker bize bu parayı verdi. Ancak benim kafama takılan, İngiliz bir banker Osmanlı Memleketinde yapılacak bir darbe için neden bu kadar para versin? Banker Cesel, bize bu parayı vermekle ihtilal sırasında doğacak spekülasyonlardan doğacak karı bu paranın onlarca katı olacağı için bize bu yardımı yaptı.”

İngiliz banker Cesel’in verdiği 10.000 altın yetmemişti. Bu sefer ihtilalciler Mısır Hidivi Abbas Paşa’ya müracaat ettiler. Hidiv de ihtilalcilere 4.000 altın veriyordu. Ardından Yunanistan’dan istenilen 10.000 Drahmi ve gemi de Napoli limanında darbecileri bekliyordu. İsmail Kemal ile Prens Sabahattin Napoli’ye gittiler. Napoli’de İsmail Kemal, Prens Sabahattin’e bir oyun oynayarak askerleri Arnavutluk’a götürüp isyanı başlatmaya çalıştı. Ancak Arnavut Recep Paşa, askeri açıdan böyle bir isyanın sonuçsuz kalacağını anladığı için bu plandan vazgeçince, ihtilal de tabii olarak gerçekleşmedi.

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...