03 Eylül 2013

TAM İLMİHAL'DEN......24 — CINÂYETLER


24 — CINÂYETLER
(Redd-ül-muhtâr) sâhibi “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyuruyor ki: Cinâyet,
yaralamak veyâ öldürmek demekdir.
Katl, insan öldürmek demekdir. Öldürene kâtil, ölene maktûl denir. Bes dürlü
katl harâmdır:
1 — Amden, bilerek, istiyerek öldürmekdir. Öldürmek için, bir insanın herhangi
yerine, bıçak, tabanca gibi öldürücü seyle vurmakdır. Demirden olan hersey, bıçak
demekdir. Her ma’den de demir gibidir. Agaç, cam ve tasdan yapılan sivri, keskin
seyler de demir gibidir. Atesde yakmak, atesi sönmüs sıcak fırında, kaynar suda
öldürmek de katldir. Ensesine, kalbine igne sokup öldürmek, agır seyle dögerek
öldürmek de iki imâma göre amden katldir.
Amden adam öldürmek, küfre sebeb olan seyleri [ihtiyârı ile] söylemekden dahâ
büyük günâhdır. Çünki, küfr sözü söylemek için, ölüm ile zorlanan kimsenin,
kalbi îmân ile dolu olarak söylemesi câizdir. Fekat, baskasını öldürmez isen seni
öldürürüz deseler, ölümden kurtulmak için baskasını öldürmek câiz olmaz. Fekat,
kalbinden mürted olmak, adam öldürmekden dahâ büyük günâhdır. Mü’mini
amden katl eden kimse, kâfir olmaz. Mü’min oldugu için öldürürse veyâ öldürmek
halâldir diyerek öldürürse, kâfir olur.
Bir insanı haksız olarak, amden öldüren kimseye (Kaved) lâzım olur. Kaved, kısâs
olarak, onu da öldürmek demekdir. Maktûlün velîlerinden biri afv ederse veyâ
velî ile kâtil, belli bir mal, para ile uyusurlarsa, kısâs yapılmaz. Uyusulan mal
alınır. (Berîka)da, (hıkd) kötü huyu anlatılırken yazılı hadîs-i serîfde, (Kul haklarını
ödeyen, her nemâzdan sonra onbir ihlâs-i serîf okuyan ve kâtilini afv ederek
ölen Cennete girecekdir) buyuruldu. Amden katlde, keffâret lâzım olmaz. Çünki,
büyük günâhdır. Keffâret ise, ibâdetdir. Ikisi bir araya gelemez. (Buhârî)deki
hadîs-i serîfde, (Ekber-i kebâir, birseyi Allahü teâlâya ortak etmek, adam öldürmek,
anaya, babaya karsı gelmek, yalancı sâhidlik yapmakdır) buyuruldu. Zinâ,
sirkat ve fâiz alıp vermek de, böyle büyük günâhdır.
(Tuhfet-ül-fükahâ) sâhibi “rahmetullahi teâlâ aleyh” diyor ki, bir kimse, babasını
birinin silâhla öldürdügünü görse veyâ babasını öldürdügünü iki sâhid yanında
buna söylese, sonra: (O benim velîmi öldürmüsdü. Babanı kısâs için veyâ mürted
oldugu için öldürdüm) dese, çocuk böyle oldugunu bilmese, bunu öldürmesi
mubâh olur. Iki âdil sâhid, birisine, falan kimse senin babanı öldürdü deseler, o kimseyi
öldürmesi mubâh olmaz. Çünki sâhidlerin sözü ancak mahkemede huccet olur.
Görmek veyâ ikrâr gibi insana huccet olmaz.
– 892 –
2 — Harâm olan katlin ikincisi, sebehe olan, ya’nî amd ile öldürmege benzeyen
katldir. Katl âletleri ile olmıyan öldürmekdir. Küçük tas, küçük sopa ile dögerek
öldürmek böyledir. Büyük tas, büyük sopa ile öldürmek de, Imâm-ı a’zama
göre, böyledir. Kuyuya atmak, dagdan, damdan asagı atmak da böyledir. Burada
kaved lâzım gelmez. Büyük günâhdır. Keffâret ve âkılesinin agır diyet ödemesi lâzım
olur. Sebeh ile öldürmek tekerrür ederse, kâtil öldürülür.
Herhangi bir uzvu yok etmek sebeh sayılmaz. Herhangi bir uzv, nasıl yok edilirse
edilsin, hep amd sayılır. Bunun için, her uzv karsılıgında kısâs lâzım olur. Uyusurlarsa,
kâtilin malından ödenir. Agır diyet, yüz deve demekdir. Âkıle, kâtilin yakınları
demekdir. Âkılenin bu diyeti üç senede ödemesi lâzımdır. Amd ile öldürmege
benziyen katlde ve hatâ ile katlde de, malı [veyâ parasını] âkıle öder.
3 — Hatâ ile, yanlıslıkla öldürmek olup, iki dürlüdür:
a) Kâtilin yanılmasıdır: Bir adamı, av veyâ düsman sanarak, atıp vurmakdır.
b)Mermînin yanılmasıdır: Bir hedefe, bir ava atılan mermînin bir adama gitmesi
veyâ hedefden adama sıçraması ile katldir. Elinden düsen odunun, yükün bir
adamı öldürmesi de böyledir. Hatâ ile katlde, kâtilin âkılesinin diyet vermesi ve
keffâret lâzım olur. Günâhı, birinci ve ikinci katl günâhlarından dahâ azdır.
4—Hatâya sebeb olan seyle katldir. Yüksekden üstüne düserek veyâ uyuyan
kimsenin yuvarlanarak bir kimseyi öldürmesi böyledir. Bunun cezâsı da keffâret
ve diyetdir. Bindigi atın insanı çigniyerek öldürmesi, [motorlu vâsıtaların çignemesi]
de böyledir.
5 — Baska niyyet ile yapılan isin, ölüme sebeb olmasıdır. Mülkü olmıyan yere
kazdıgı kuyunun veyâ koydugu tasın ölüme sebeb olması böyledir. Âkılesinin
diyet vermesi lâzım olur. Keffâret lâzım olmaz. Katl günâhı olmaz. Baskasının mülkünde
kuyu kazmak günâhı olur. Hükûmetin izni ile yapdı ise veyâ kendi mülkünde
yapdı ise veyâ kuyu kazıldıgını isitdikden sonra düsdü ise, birsey lâzım gelmez.
Ilk dört katlde, mükellef olan kâtil, mîrâsdan mahrûm olur. Besinci katlde, mahrûm
olmaz.
KAVED KIMLERE LÂZIMDIR?—Kanı harâm olan kimseleri, Dâr-ül-islâmda,
amden öldürene kaved lâzım olur. Ya’nî, kâtil, kısâs olarak öldürülür. Dâr-ülislâmda
mü’minin ve zimmînin kanı harâmdır. Harbînin ve müste’min kâfirin ve
zinâ eden muhsan kimsenin ve mürtedin kanı harâm degildir. Zimmîyi amden öldüren
mükellef müslimâna kaved lâzım olur. Zimmînin malını çalan müslimânın
eli kesilir. Deliyi, hastayı, çocugu öldürene, a’mâyı, kadını, anasını, babasını, dedelerini
öldürene kaved lâzım olur. Çocugunu, torununu öldürene kaved lâzım olmaz.
Babanın malından diyet lâzım olur. Çünki amd ile katlde âkılenin diyet vermesi
lâzım degildir.Muhârebede, iki tarafın askeri karısdıgı zemân, kâfir sanarak,
müslimânı amden öldürene kaved lâzım olmaz. Keffâret ve diyet lâzım olur. Kâfirler
arasındaki müslimânı hatâ ile öldürene birsey lâzım gelmez. Yılan gibi, öldürmesi
câiz olan bir sekle girmis cinnîyi öldürmek câizdir. Beyâz olup düz giden
yılan cindir. Bunu öldürmeden önce (Çık, git bi-iznillah) demek iyi olur.
Kaved ya’nî kâtili öldürmek, yalnız kılınc ile veyâ silâh ile yapılır. Baska dürlü
öldürmek câiz degildir. Kuyuya atarak, tas ile ezerek, üzerine hayvân sürerek,
atese atarak ve baska sekllerde öldüren ta’zîr olunur.
Mahkeme karâr verdikden sonra, kâtili, maktûlün velîsi öldürür veyâ öldürmek
için, baskasını vekîl eder. Velî hâzır olmadıkca, vekîli öldüremez. Kâtili, bunlardan
baska bir kimse öldürse, bu kimseye kaved lâzım olur. Hatâ ile öldürse, âkılesinin
diyet vermesi lâzım olur.
Iki velîden biri kâtili afv etse, ikincisi kısâs yapsa, afv etdigini isitmemis ise, birsey
lâzım gelmez. Isitmis ise, kâtili öldürmesi harâm oldugunu bilerek öldürdü ise,
bu velîye kaved lâzım olur. Harâm oldugunu bilmiyordum derse, diyetini verme-
– 893 –
si lâzım olur.
Yaralı kimse, beni filânca yaralamadı dese, sonra ölse, vârisleri, filâncaya karsı
da’vâ açamaz.
Yaralı veyâ velîler, yaralayanı afv etseler, sonra yaralı ölse, afv câiz olur.
Birisine zehr verse o da bilmiyerek içse ve ölse, zehri verene kısâs ve diyet lâzım
olmaz. Yalnız, habs ve ta’zîr olunur. Imâm-ı a’zama göre “rahmetullahi teâlâ
aleyh”, yaralamıyan seyle öldürmek, amden sayılmaz. Zor ile içirirse, kaved lâzım
olur denildi. Fetvâ, kısâs lâzım olmaz, âkılesi üzerine diyet lâzım olur seklindedir.
Kürekle vursa, demir kısmı yaralayıp öldürse kaved lâzım olur. Yaralamadan
öldürse veyâ agaç kısmı yaralayıp öldürse sebeh-i amd olur. Bogazını sıkarak veyâ
suya atarak bogsa, Imâm-ı a’zama göre sebeh-i amd olur. Bogmagı âdet ederse
katl edilir. Mahkemeye düsdükden sonra tevbesi kabûl olmaz. Bir odada habs
edip açlıkdan ölse, birsey lâzım olmaz. Fetvâ böyledir. Iki imâma göre hepsinde
diyet lâzım olur. Topraga gömerek öldürse, âkılesi üzerine diyet lâzım olur.
Bir adamı yırtıcı hayvânın önüne atsa veyâ yılanların, akreblerin arasına koysa
ve o adam ölse, kaved ve diyet lâzım olmaz. Döger, ölünciye kadar habs ederse,
diyet de lâzım olur denildi. Çocuga bunları yapsa veyâ günese, soguga bıraksa,
âkılesi üzerine diyet lâzım olur.
Ölüm hâlinde olanı öldürene kaved lâzım olur.
Müslimânlara ve zimmîlere kılınc çeken kimsenin katli vâcib olur. Bunu öldürene
birsey lâzım gelmez. Kılıncı kınına sokdukdan sonra öldürülmez.
Bir kimseye, gece veyâ gündüz, her nerede olursa olsun, kılınc, silâh çekeni veyâ
gece sehrde ve gündüz sehr dısında sopa ile tehdîd edeni öldürene de birsey lâzım
gelmez. Deli veyâ çocuk silâh çekerse, bunu öldürene diyet vâcib olur. Saldıran
hayvânı öldüren, kıymetini verir. Çocuk ve delinin amd ile öldürmesi, hatâ kabûl
edilir. Âkılesi veyâ kendi diyet verir. Keffâret lâzım gelmez. Vâris olamazlar.
Gece eve hırsız gelse, çaldıgı malı götürse, ev sâhibi bagırınca bırakmazsa, arkasından
gidip öldürse, birsey lâzım gelmez. Eve giren veyâ kapıyı, pencereyi zorlıyan
hırsızı görse, bagırır. Kaçmazsa, öldürmesi câiz olur, kısâs lâzım olmaz.
Bir kimseye, beni öldür dese, o da metal âletlerle öldürse, kâtilin malından diyet
lâzım olur. Baska seyle öldürse, âkılesi diyet verir. Kardesimi, oglumu, babamı
öldür deyince de böyledir.
Bir kimseye, elimi veyâ ayagımı kes denilse, o da kesse ve ölse, birsey lâzım gelmez.
Çünki, el, ayak mal gibidir ve bunlar için emr, sahîh olur.
Velînin kâtili afv etmesi, mal ile sulh yapmakdan dahâ iyidir. Mal ile uyusmak
da, kısâsdan dahâ iyidir. Kaved ve diyet, vârisin hakkıdır. Velî afv edince, kâtil dünyâda
kavedden ve diyetden kurtulur. Yaralının afvı da böyledir.
Kavede râzı olmadıkca, kâtilin tevbesi kabûl olmaz. Kısâs yapılmakla, velîlerin
hakkından kurtulur. Maktûl, kıyâmetde hakkını ister.
Kısâs hudûddan dokuz yerde ayrılmakdadır:
1 — Hâkim kendi ilmi ile kısâs yapabilir. Hâlbuki, sâhidsiz had cezâsı veremez.
2 — Kısâs yapmak hakkı vârislere geçer. Had hakkı, vârislere geçmez.
3 — Kısâs afv olunabilir. Had afv olunmaz.
4 — Katl sâhidligi, zemân geçmekle kıymetden düsmez. Kazfdan baska hadlerin
sâhidligi, bir ay sonra kabûl olmaz. Içki haddinde ise, agzından koku gidince
kabûl olmaz.
5 — Kısâs sâhidligi, dilsizin isâreti veyâ yazısı ile kabûl olur. Had için kabûl olmaz.
6 — Kısâs için sefâ’at câizdir. Had suçu mahkemeye düsdükden sonra, sefâ’at
kabûl olunmaz. Dahâ önce sefâ’at etmek câiz olur. Hadden baska günâhlarda, ıs-
– 894 –
râr etmiyeni afv etmek iyi olur.
7 — Kısâs için da’vâ açmak lâzımdır. Kazf ve sirkatden baska hadler için sâhidler,
da’vâ açmadan dinlenebilir.
8 — Had cezâsı yapılırken hâkimin hâzır bulunması lâzımdır. Kısâsda lâzım degildir.
9 — Had suçunu söyleyen, sözünden vazgeçerse kabûl edilir.
Kapıdan kafasını içeri sokup içeriye bakan kimseye tas atıp gözü çıkarsa, birsey
lâzım gelmez.
Eve gireni veyâ zevcesinin yanına girip halvet yapanı, baska seyle kovmak
mümkin iken, öldürmek veyâ gözünü çıkarmak câiz olmaz.
Katlden baska seylerde kaved: Karsılıgı yapılabilen her yaralamada kısâs lâzım
olur. Öldürmek suçundan baska yaralamalar, hangi âletle yapılırsa yapılsın amden
demekdir. Bunlarda, ikinci kısm olan sebeh-i amd olmaz. Kol kesen adamın eli oynak
yerinden kesilir. Ayak, burun, kulak ve göz çıkarmak da böyle kısâs olunur.
Her secce, ya’nî bas yarası için de kısâs olunur. Yalnız kemik kırmakda kısâs yapılmaz.
Dis kırmakda kısâs yapılır. Dis kıranın disi de, kırdıgı kadar egelenir. Kadınla
erkek arasında yalnız katlde kısâs yapılır. Kısâs lâzım olan yaralamalarda,
yara iyi olmadan önce kısâs yapılmaz. Çünki, ba’zı yaralar ölüme sebeb olabilir.
Bu zemân katl kısâsı lâzım olur. Baska uzvlarında kısâs yapılmaz. Ers, ya’nî diyet
alarak para öderler. Kadınlar arasında ve müslimân ile zimmî arasında kısâs yapılır.
Iyi olan yarada, dil, zeker kesilmesinde kısâs yapılmaz. Dudak kesilmesinde
kısâs yapılır.
Yaralı, yaralayandan kısâs veyâ diyet isteyebilir.
Kâtilin ölmesi ile veyâ velîlerin afv etmesi ile veyâ mal vermekle anlasmaları ile,
kısâs sâkıt olur. Anlasmada, mal az olsa da sâkıt olur. Fekat hatâ ile öldürmede olan
diyet mikdârı, islâmiyyetde bildirildiginden az olamaz. Fazlası da fâiz olur. Malı
pesin ödemek lâzımdır. Uyusurlarsa te’cîl olunur. Velîlerden birinin sulh veyâ afv
etmesi ile de kısâs yapılmaz. Diger vârisler, diyetden hisselerine düseni, üç seneye
kadar, kâtilden alırlar. Bir kaç kisi, bir kimsenin elini veyâ baska uzvunu kesseler,
hiçbirine kısâs yapılmaz. Ortaklasa diyet öderler. Öldürseler, hepsine kısâs
yapılır.
Evine giren kimse, zevcesi ile bir adamı zinâ yaparlarken görse, adamı öldürmesi
halâl olur. Kadın da râzı olmus ise, ikisini de öldürebilir. Bir kadın veyâ oglanın,
kendisine tecâvüz edeni öldürmesi halâldir.
Hâkimin karârı ile, bir uzvu kısâs edilen kimse, bu yaradan ölürse, birsey lâzım
gelmez. Hacâmat, sünnet, kan almak, igne yapmak ehliyeti olanların ve tabîbin ve
baytarın öldürmesi ile de, birsey lâzım olmaz. Çünki, vâcib olan islerde selâmet sart
degildir. Mubâh olan isleri yapmak ise, selâmet sartı ile câiz olur. Ananın, babanın,
vasînin izni ile hocanın, çocugu, ögretmek için dögmesi vâcibdir. Terbiye
için dögmeleri ise mubâhdır. Vâcib olarak dögmekde, mikdârı, siddeti ve vurdugu
yer, âdet hârici olur ve çocuk ölürse, ödemek lâzım olur. Mubâh olan dögmekde,
nasıl dögerse dögsün, ölürse ödemek lâzım olur. Iki imâma göre “rahmetullahi
teâlâ aleyhimâ”, te’dîb de ta’lîm gibi vâcibdir. Mu’allimin, talebesini, babasından
iznsiz dögmesi vâcib degildir. Çocuk ölürse, sözbirligi ile tazmîn eder. Zevcin,
zevcesini te’dîb için dögmesi de vâcib degil, mubâhdır.
Pencereden düsen çocugun kafası sisse, doktorlar, beyin ameliyyâtı yaparsak çocuk
ölür dese, bir doktor ise, bugün kafası açılmazsa ölür dese ve açsa ve sonra çocuk
ölse, izn ile ve fennin gösterdigi gibi açdı ise, birsey lâzım gelmez. Iznsiz ve yanlıs
açdı ise, kısâs lâzım olur.
Kâtile kısâs yapmaga hakkı olan velî, maktûlün vârisleridir.
Babamı amden öldürdü diye huccet getiren bir kimsenin kardesi gâib olsa,
– 895 –
kardesi gelinciye kadar, kâtile kısâs yapılmaz. Ihbâr eden, habs olunur. Kardesi gelince,
huccet ile tekrâr isbât ederse, kısâs yapılır. Kâtil, kardesinin afv etdigini isbât
ederse, kısâs yapılmaz.
(Hadîka)da, göz âfetlerini anlatırken buyuruyor ki, (Fâsıklar, bid’at ehli sapıklar
günâh islerlerken, mâni’ olamıyan kimsenin bunlara bakması, zarûret olmadıkca,
câiz degildir. Bunun için, zulm ile öldürülene, i’dâm edilene, eziyyet edilene bakmamalıdır.
Zulm ile ölmek ihtimâli bulundugu için, böyle cezâ verilirken hiç bakmamalıdır.
Hadîs-i serîfde, (Bir kimse zulm ile öldürülürken, orada bulunmayınız!
Orada bulunup da, kurtarmıyana la’net yagar) buyuruldu. Bundan anlasılıyor ki,
islâmiyyetin emri ile öldürülürken veyâ dögülürken bulunmak, bakmak câiz olur.
Yıldız kayarken bakmak da, göze zarar verdigi için, câiz degildir).
25 — DIYET CEZÂLARI VE KEFFÂRET
Diyet, kâtilin verecegi para cezâsıdır. Ers ise, ölümden baska cinâyetlerin para
cezâsıdır. Sebeh-i amd ile öldürmenin cezâsı agır diyet olup, yüz devedir. Yirmibesi
iki yasına, yirmibesi üç yasına, yirmibesi dört yasına ve yirmibesi de bes yasına
basmıs disi deve olacakdır. Âlimlerin birkaçı, bin dînâr altın da verilebilir dedi.
Bir dînâr, bir miskâl basılmıs altın demekdir. Hatâ ile öldürenin diyeti, yine yüz
deve olup, adı geçen yavrulardan yirmiser ve yirmi de iki yasına basmıs erkek devedir.
Yâhud, bin dînâr altın veyâ onbin dirhem gümüsdür. Iki imâma göre “rahmetullahi
teâlâ aleyhimâ”, bu üç çesidden, yâhud ikiyüz sıgır veyâ ikibin koyun,
yâhud don ve gömlek [ceket ve pantalon] gibi iki parça ikiyüz elbiseden diledigini
verir.
Bu iki katlin ve hatâya sebeb olan seyle öldürmenin (Keffâret)i, mü’min olan
bir köle âzâd etmekdir. Bunu yapamıyan, iki ay aralıksız oruc tutar. Burada fakîr
doyurmak keffâreti yokdur. Öldürülen kadın için diyet, erkek diyetinin yarısıdır.
Zimmî ve müste’min diyetleri, müslimân diyeti gibidir.
Insanın bir uzvunu veyâ güzelligini gideren cinâyetlerin diyetleri de yukarıdaki
katl diyetleridir. Burun, dil, zeker gibi tek olan a’zâ için tâm diyet verilir. Akl,
rûh, isitme, tat alma, koklama, görme, söyleme, elin çolak kalması, idrâr tutamaması
gibi duygu veyâ hareketlerden birinin bozulması için de tâm diyet verilir. Göz,
kulak, kas, dudak, el, kadın memesi ve ayak gibi çift organların ikisi için tâm bir
diyet, birisi için yarım diyet verilir. Kirpik gibi dört olanın bir sırası için dörtde bir
diyet, bir el veyâ ayak parmagı için onda bir diyet verilir. Bir dis için de, diyetin
yirmide biri verilir. Saçı, sakalı, bir dahâ uzamıyacak seklde kazıtmak için bir yıl
sonra tâm diyet lâzım olur. Bir yıl sonra, tekrâr uzarsa, zor kullanarak kesdiren diyet
vermez. Halâl olmıyan bir isi yapdıgı için cezâlandırılır.
Saç ve sakal için kısâs olmaz. Kadın disinin diyeti, erkegin yarısıdır.
Hâmile kadına vurarak veyâ ilâc ile çocugunu düsürenin âkılesi tâm diyetin yirmide
birini verir. Diri düsüp sonra ölürse, tâm diyet verir.
Zevcinden iznsiz çocuk aldıran veyâ ilâcla veyâ baska sûretle ölü olarak düsüren
kadının âkılesi, diyetin yirmide birini ya’nî besyüz dirhem gümüsü, kadının zevcine
verir. Zevcin izni ile düsürürse, birsey lâzım gelmez.
(Âkıle) demek, kâtilin cihâd yapdıgı arkadasları, yardımcıları demekdir. Böyle
yardımcıları olmıyan kâtilin âkılesi, yardımcısı olan kabîlesi ve sonra akrabâsıdır.
Köylüleri, sehrlileri, kabîle demekdir. Kâtilin diyeti bu yardımcılara taksîm edilir
ve üç senede alınır. Üç senede, bir kimseden, dört dirhemden fazla alınamaz.
Kadın ve çocuk ve deli, âkıleye katılmaz. Kâfir ile müslimân birbirine âkıle olmaz.
Müslimân olan kâtilin âkılesi ve vârisi yoksa, diyetini Beyt-ül-mâl verir. Ya’nî
hükûmet verir. Beyt-ül-mâl da yoksa, kendi üç senede öder. Zimmînin âkılesi
yoksa, kendi üç senede öder. Dâr-ül-harbde müslimânı öldüren müslimân, diye-
– 896 –
tini üç senede kendi malından öder. Dâr-ül-harbde âkıle olmaz. Acemin, ya’nî arabî
olmıyanların âkılesi olmaz.
Süleymâniyye Kütübhânesi (Lala Ismâ’îl) kısmında, [706] sayılı (Ebüssü’ûd efendi)
“rahmetullahi teâlâ aleyh” fetvâsında diyor ki, (Bir evde, dükkânda ölmüs, asılmıs
bulunan kimsenin diyetini, Imâm-ı a’zama göre mal sâhibi, imâm-ı Ebû Yûsüfe
göre “rahmetullahi teâlâ aleyh” kirâcı öder. Fetvâ, Ebû Yûsüf kavline göredir).
Âlimin bir nazarı, bulunmaz hazînedir,
bir sohbeti, yıllarca, bitmez kütübhânedir.

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...