— PÂNI-PÜTÎ: Senâüllah ismine bakınız!
752 — PASKAL: Fransız fizikcisidir. 1032 [m. 1623] de tevellüd, 1072 [m. 1662]
de vefât etdi. Papas idi. Fizikde sıvıların basınc kanûnu ile ve geometride bilhâssa
koniler üzerindeki bulusları ile meshûrdur. Dahâ onsekiz yasında iken bir hesâb
makinesi yapmısdır. Dînî düsünceleri fransız papasları ve papa tarafından kabûl edilmemisdir.
Hıristiyanlık dîni, ilm ve fen adamlarını kabûl etmemekdedir. 27.
753 — PASTÖR: Fransız kimyâgeridir. 1237 [m. 1822] de tevellüd, 1312 [m. 1895]
de vefât etdi. Bulasıcı hastalıklar, mikroblar ve asılar üzerine kesfleri vardır. Cenâzesinin
hıristiyan merâsimi ile kaldırılmasını vasıyyet etmisdir. 27, 704.
754 — PAULUS: Bolüs adında bir yehûdî idi. Fransızlar (Saint Paul) derler. Mîlâdın
ikinci yılında Tarsusda dogdu. Îsevî görünüp, kendini din âlimi tanıtdı. Îsâ
aleyhisselâmdan sonra ilk isi, semâdan inen Incîli yok etdirmek oldu. Îsâ, Allahın
ogludur dedi. Serâbı ve domuzu halâl etdi. Kıblelerini Kâ’beden sarka, günesin dogdugu
tarafa döndürdü. Allahın kendisi birdir. Sıfatları üç dürlüdür dedi. Bu sıfatlara
(Uknûm) dedi. Dönme yehûdînin bu sözleri ilk yazılan dört (Incîl)e, bilhâssa
Lukanın Incîline karısdı. Havârîlerden olan Barnabas, bunun yalanlarına aldanmadı.
Îsâ aleyhisselâmdan gördüklerini ve isitdiklerini dogru olarak yazdı. Fekat
bozuk dört Incîle aldananlar, fırka fırka ayrıldı. Birbirine uymaz yetmisiki fırka hâsıl
oldu. Paulusün düsmanlıgı anlasılarak Kudüsde iki kerre habs edildi. Sonra Romaya
götürüldü. Mîlâdın altmısyedinci [67] senesinde Neron tarafından orada bası
kesildi. Kemikleri, Sen Piyer kilisesindedir. Hazîranın yirmidokuzunda yortusu
yapılır. 42, 1079, 1083, 1122, 1130.
755 — PETRUS: Sen Piyer de denir. Eski ismi Sem’ûn idi. Havârîlerdendir. Andriyasın
kardesidir. Üçyüzdoksandokuzuncu [399] sırada (Havârîler) ismine bakınız!
1108, 1133.
756 — PEZDEVÎ: Üçyüzonyedinci [317] sırada Fahr-ul-islâm ismine bakınız!
757 — PISAGOR: Eski yunan filosofudur. Bunun felsefesine (Isrâkıyyun) denir.
758 — RÂBI’A-I ADVIYYE “rahmetullahi teâlâ aleyhâ”: Babası Ismâ’îldir.
Zühd ve salâh ile meshûr bir hâtundur. Basralıdır. Süfyân-ı Sevrî ve Hasen-i Basrî,
Râbi’adan feyz alırlardı. 135 [m. 752] de Kudüs civârında vefât etdi. 212.
759 — RÂFI’Î: Yirmiikinci [22] sırada Abdülkerîm-i Râfi’î ismine bakınız!
760 — RAHMETULLAH EFENDI “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Rahmetullah
bin Halîl-ür-rahmân Hindî, Hanefî fıkh âlimidir. Delhîde yetisdi. Abdül’azîz hân
kendisini Istanbula da’vet etdi. Madalya verdi. Ma’âs bagladı. Hıristiyanlara bir
reddiye yazmasını istedi. Istanbulda, arabca (Izhâr-ül-hak) kitâbını yazdı. Kitâb
dört cilddir. Mekke baskısı pek nefîsdir. Londradan Hindistâna gelen protestân papasları
ile yapdıgı mücâdelesini ve onları kaçırdıgı yazılıdır. Kitâbı Sultân Abdül’azîz
Hân için yazmısdır. Ingiliz gazeteleri, (Bu kitâb yayılırsa, hıristiyanlık mahv
olur) yazmıslardır. Nüzhet efendi bunun birinci kısmını, Ömer Fehmî efendi de ikinci
kısmını türkceye terceme etdi. Delhîde hıristiyan papasları ile mücâdele edip,
hepsini maglûb etdi. Bu mücâdeleleri (Beyân-ül-hak) kitâbında ve türkce tercemesinde
yazılıdır. 1306 [m. 1889] da 75 yasında iken Mekkede vefât etdi. 389.
761 — RÂKIM EFENDI “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Mustafâ Râkım efendi,
meshûr hattâtlardandır. Yedi-kulelinin talebesidir. 1181 [m. 1767] de vefât etmisdir.
Merkez efendidedir. Yüz kadar Mıshaf-ı serîf yazdı.
– 1161 –
762 — RÂKIM EFENDI “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Meshûr hattâtdır. Anadolu
kâdı-askeri idi. 1242 [m. 1826] de vefât etdi. Kara-gümrükde Zincirli kuyu civârındadır.
Mezâr tasındaki yazı kendisinindir.
763 — RÂSIM EFENDI “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Egri kapılı Muhammed Râsim
efendi, hattât ve sâ’irdir. 1099 da Istanbulda tevellüd, 1185 [m. 1771] de vefât
etmisdir. Ahmed Yekdest hazretlerinin talebesi olan Tatâr Ahmed efendiden
feyz almısdır. Nûr-i Osmâniyye câmi’i serîfi orta kapı hâricindeki âyet-i kerîmeler
bunun yazısıdır. Câmi’in târîhini gösteren (Humâyûn ola bu nev’u câmi’i sultân
Osmânın) beytini de bu yazmısdır. Kabri Igri kapı hâricinde, kapıya karsı parmaklık
içindeki Eshâb-ı kirâmdan Abdüs-Sâdık Âmir bin Ubâdenin ayak tarafındadır.
764 — RAT: Fransız müstesriki olup, kıymetli islâm kitâblarını fransızcaya
terceme etmisdir. 1142.
765 — REBÎ’ BIN HAYSEM “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Zühd ve takvâsı ile
meshûrdur. 68 [m. 687] de Tus sehrinde vefât etdi. 633, 692.
766 — REMLÎ HANEFÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Dörtyüzüçüncü [403] sırada
Hayreddîn-i Remlî ismine bakınız! 825.
767 — REMLÎ SÂFI’Î “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ahmed bin Hüseyn Sihâbüddîn-
i Remlî, Sâfi’î olup, 753 de tevellüd, 844 [m. 1440] de vefât etmisdir.
768 — REMLÎ SÂFI’Î “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ahmed bin Ahmed Sihâbüddîn-
i Remlî, sâfi’î âlimlerinden olup, 973 [m. 1565] de vefât etmisdir.
769 — REMLÎ SEMSÜDDÎN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Allâme Semseddîn
Muhammed bin Ahmed bin Ahmed Menûfî, 919 da tevellüd ve 1004 [m. 1596] de
vefât etmisdir. Çok eser yazmıs ve babasının fetvâlarını toplamısdır. Bu fetvâlar,
Ibni Hacerin (Fetâvâ-yı kübrâ)sı kenarında Mısrda 1357 de basılmısdır. Nevevînin
(Minhâc)ını da serh etmisdir. 223, 323.
770 — RESÎD PÂSA: Serîf Ahmed Resîd bin seyyid Nu’mân Fikri, Mûsul vâlîsi
idi. Tekaüd olunca, 1325 [m. 1907] de (Rûh-ul-Mecelle) kitâbını, sekiz cild olarak,
Istanbulda, bir senede yazmıs, bu ve (Dîn-i mübîn-i islâm) kitâbı basılmısdır.
367, 816, 823.
771 — RESÎD RIZÂ: Muhammed Resîd Rızâ, 1281 [m. 1865] de Lübnânda Kalemun
kasabasında tevellüd ve 1354 [m. 1935] de vefât etdi. Muhammed Abdühün
talebesi oldugu (Müncid)de de yazılıdır. Hocasının dinde reformcu fikrlerini yaymak
için Mısrda (El-Menâr) mecmû’asını çıkardı. (Elda’vetü vel-irsâd) medresesinde
hocalık yapdı. (El-muhâverât) kitâbında, Ehl-i sünnet mezhebine ve fıkh kitâblarına
saldırdı. Diyânet isleri reîslerinden Hamdi Akseki bu kitâbı türkçeye çevirmisdir.
(Fâideli Bilgiler) kitâbında, buna cevâb verilmisdir. 310, 1105, 1117.
772 — RIZÂ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Imâm-ı Alî Rızâ, oniki imâmın sekizincisidir.
Imâm-ı Mûsâ Kâzımın oglu ve Muhammed Cevâd Takînin babasıdır. 153
[m. 770] de Medînede tevellüd ve 203 [m. 818] de Tus, ya’nî Meshedde vefât etdi.
Nemâzını halîfe kıldırdı. Me’mûn halîfe, Imâm hazretlerini çok sever ve sayardı.
Imâmı dâmâd yapdı. Yerine halîfe olmasını emr ve i’lân edip, paralara ismini
yazdı. Bayragı ve asker elbisesini siyâh yerine yesil yapdı. Fekat, Imâm önce vefât
etdi. Bâyezîd-i Bistâmî, Imâmın sohbeti ile sereflendi. 62, 992, 1061, 1081,
1087, 1133, 1143, 1152.
773 — RISLIÖ: Fransada onüçüncü Louisnin basvekîli idi. 993 [m. 1585] de tevellüd,
1052 [m. 1642] de vefât etdi. Papas idi. Kardinal olmusdu. Protestan düsmanı
idi. Çok kurnaz ve zâlim idi. 27.
774 — RUKAYYE “radıyallahü anhâ”: Resûlullahın kızıdır. Otuzüç yasında iken
tevellüd eyledi. Çok güzel idi. Ebû Lehebin oglu Utbeye nikâh edildi. (Tebbet ye-
– 1162 –
dâ) sûresi gelince Utbe, dügünden önce bosadı. Vahy gelerek hazret-i Osmâna nikâh
edildi. Birlikde iki kerre Habesistâna hicret etdiler. Yirmiiki yasında iken, Bedr
gazâsında hasta oldu. Hazret-i Osmâna Bedre gelmeyip zevcesine hizmet etmesi
emr olundu. Bedr zaferinin müjdesi Medîneye geldigi gün defn olundu. 1158,
1186.
775 — RUTHERFORD: 1288 [m. 1871] de Yeni Zelândada tevellüd, 1356 [m.
1937] de vefât etdi. Fizikcidir. Radio-aktif su’âların üç çesid oldugunu buldu.
Atomun yapısını kesf etdi. Gazların ionisation teorisini kurdu. 1326 [m. 1908] da
Nobel mükâfâtını aldı. 549, 550.
776 — RUZBEHÂN-I BAKLÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Seyh Ebû Muhammed
Sîrâzî, Kübrevîyye mesâyıhindendir. Necmüddîn-i Kübrânın mürsididir. Ebû
Necîb-i Sühreverdînin halîfesi olan Ammâr Yâserin halîfesidir. Altıyüzaltı 606 [m.
1209] târîhinde Sîrâzda vefât etdi. (Tefsîr-i arâyis), (Kitâb-ül envâr) ve (Serh-ulsathiyyât)
kitâbları vardır. 765, 1154.
777 — RÜKNEDDÎN-I ÇESTÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Imâm-ı Rabbânînin
“kuddise sirruh” babası olan Abdül-Ehadın üstâdıdır. Seyh Abdül-kuddüsün
ikinci oglu ve halîfesidir. Tesavvufun ve islâmiyyetin esrârını bildiren (Merec-ülbahreyn)
kitâbı ve (Mektûbât)ı çok kıymetlidir. 983 [m. 1575] senesinde vefât etdi.
Hindistânda babasının yanındadır. 93, 1060, 1064.
778 — RÜKNEDDÎN-I HÂFÎ: (Mesmû’at) 99.cu sahîfesinde ismi geçmekdedir.
99.cu sırada Alaüddevle ismine bakınız!
779 — SÂBIT BIN KAYS “radıyallahü anh”: Ensâr-ı kirâmdandır. Resûlullahın
hatîbi idi. Bütün gazâlarda bulundu. Hazret-i Ebû Bekr zemânında, Arabistânın
ortasındaki Yemâme cenginde sehîd oldu. 644, 1013, 1152.
780 — SA’D BIN EBÎ VAKKÂS “radıyallahü anh”: Mâlik bin Übeyd bin
Abd-i Menâf bin Kâ’b bin Zühre bin Hakîm bin Mürre torunudur. Ilk müslimân
olanların yedincisidir. Cennetle müjdelenen on kisiden biridir. Onyedi yasında müslimân
oldu. Mekkede nemâz kılarlarken, alay eden kâfirin basına deve kemigi atarak
ilk kâfir kanı akıtan bu oldu. Bütün gazâlarda bulundu. Düsmana ilk ok atan
budur. Îrânı alan, Kadsiye zaferini kazanan ordunun baskumandanı idi. Sonra Irâk
vâlîsi oldu. Hazret-i Osmân zemânında Kûfe vâlîsi oldu. Deve ve Sıffîn muhârebelerine
karısmadı. Ellibes 55 [m. 675] senesinde vefât etdi. Medîne-i münevverededir.
510, 607, 643, 1010, 1084.
781 — SA’D BIN MU’ÂZ “radıyallahü anh”: Evs kabîlesinin reîsi idi. Hicretden
evvel Medînede îmân etdi. Bedr, Uhud ve Hendek gazâlarında bulundu. Besinci
yılda, Hendekde aldıgı yaradan vefât etdi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”
buna çok agladı. Cenâze nemâzını kendisi kıldırdı. Hadîs-i serîflerle medh
edilmisdir. 506, 693, 1003.
782 — SA’DÜDDÎN-I CEBÂVÎ: Sa’dî tarîkatinin reîsidir. Babası, Mûsâ Seybânîdir.
Sâmda Havran ile Kuds arasında Cebâ kasabasındandır. Üç vâsıta ile Ebû
Medyen-i Magribîden feyz almısdır. Yediyüz 700 [m. 1300] senesinde vefât etmisdir.
783 — SA’DÜDDÎN-I KASGARÎ: Molla Câmî’nin üstâdı, Nizâm-i Hâmûsun
halîfesidir. Bu da, Alâüddîn-i Attârın talebesi idi. Vefâtı 860 dadır. 720, 1137.
784 — SA’DÜDDÎN-I MUHAMMED HAMEVÎ: Büyük Velîdir. Necmüddîn-
i kübrâdan feyz almısdır. Sadr-eddîn-i Konevî ile de sohbet etmisdir. (Mahbûbül-
muhibbîn) kitâbı meshûrdur. 650 [m. 1252] senesinde vefât etmisdir.
785 — SA’DÜDDÎN-I TEFTÂZÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Mes’ûd bin
Ömer, en büyük sâfi’î âlimlerindendir. 722 [m. 1322] de Horâsânda, Teftâzânda tevellüd,
792 [m. 1389] de Semerkandda vefât etdi. (Mutavvel) kitâbı, (Telhîs) ser-
– 1163 –
hi olup, bedî, beyân, me’âni ve belâgat ilmlerini bildirmekdedir. 1309 Istanbul baskısı
nefîsdir. (Telhîs)i Celâlüddîn Muhammed Kazvîni yazmıs, 739 da vefât etmisdir.
(Akâid-i Nesefî serhı) meshûrdur. Sadr-üs-serî’anın (Tenvîh) kitâbına serhı
olan (Telvîh) kitâbından, imâm-ı Rabbânînin ders verdigi, (Berekât)da, Bedî’uddîn
isminde yazılıdır. Ilm-i kelâmda yazdıgı (Mekâsıd) kitâbı ve buna yapdıgı
serhı çok kıymetlidir. 1062, 1183.
786 — SA’DÎ ÇELEBÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sa’dullah bin Îsâ, Kastamonilidir.
Istanbul kâdîsı ve müftîsi idi. Kemâl pâsa zâdeden sonra, onuncu Seyh-ulislâm
oldu. 945 [m. 1539] de vefât etdi. Eyyûbdedir. Beydâvî tefsîrine ve (Inâye)
adındaki Hidâye serhine ve Fîrûzâbâdî Kâmûsuna yapdıgı hâsiyeleri çok kıymetlidir.
518. ci sıraya bakınız! 1084, 1125.
787 — SA’DÎ SÎRÂZÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Müslih-ud-dîn seyh Sa’dî,
Ehl-i sünnet âlimlerindendir. Tesavvuf büyüklerindendir. 589 [m. 1193] da Sîrâzda
tevellüd ve 691 [m. 1292] de orada vefât etdi. Abdülkâdir-i Geylânînin halîfesinin
talebesidir. Ilm ögrenmekle, tâlibleri irsâdla ve kâfirlerle cihâdla ugrasdı. Nazm
ve nesr üzere kitâblar yazdı. (Gülistân) kitâbında Etabekler devletinin besinci sultânı
Ebû Bekr bin Sa’di çok medh etmekdedir. (Gülistân) ve (Bostân) kitâbları çesidli
dillere terceme edilmisdir. Ondört kerre hacca gitdi. Haçlı ordularına esîr düsdü.
Sîrâzdaki Etabekler devleti 543 den 662 ye kadar devâm etdi. 621, 955.
788 — SADREDDÎN-I KONEVÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebülme’âlî Muhammed
bin Ishak, Sôfiyye-i aliyyeden ve sâfi’î kelâm âlimlerindendir. Konyalıdır.
Üvey babası olan Muhyiddîn-i Arabîden feyz aldı. Celâleddîn-i Rûmînin ve
Sa’îdeddîn-i Fergânînin hocaları idi. 671 [m. 1272] senesinde vefât etdi. Konyadadır.
964, 1148, 1163, 1165.
789 — SADR-ÜS-SEHÎD HÜSÂMEDDÎN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Dörtyüzonsekizinci
[418] sırada Hüsâmeddîn Ömere bakınız!
790 — SADR-ÜS-SERÎ’A-I SÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ubeydüllah bin
Mes’ûd bin Tâc-üs-serî’a Ömer, Burhân-üs-serî’a Mahmûd bin Ubeydüllahın kızının
ogludur. Birinci Sadr-üs-serî’a Ahmed bin Ubeydüllah, anasının da, babasının da dedesidir.
Dedesinin (Vikâye) kitâbını hem serh etmis, hem de kısaltmısdır. Kısaltdıgına
(Muhtasar-ı Vikâye) veyâ (Nikâye) adını vermisdir. Bunun (Vikâye serhı)ne çesidli
hâsiyeler yapılmısdır. Bunlar arasında, Ehî Çelebînin ve Hasen Çelebînin ve
imâm-ı Birgivînin hâsiyeleri meshûrdur. (Tenkîh) ve bunun serhi (Tevdîh) üsûl kitâbları
çok kıymetlidir. 750 [m. 1349] de Buhârâda vefât etdi. Hasen bin Muhammed
Çelebî, molla Fenârî neslinden olup, 886 [m. 1480] da vefât etmisdir. 1084.
791 — SAFIYYE “radıyallahü anhâ”: Resûlullahın halasıdır. Halaları arasında
yalnız bu îmâna geldi. Zevci Hâris, nübüvvetden evvel ölmüs, Hadîce-tül-kübrânın
kardesi Avvâm ile nikâhlanmıs, Zübeyr tevellüd etmisdi. Safiyye, Hendek
gazvesinde bir yehûdî öldürüp, ganîmetden hisse aldı. 20 [m. 641] senesinde yetmisüç
yasında Medînede vefât etdi. 1198.
792 — SAFIYYE “radıyallahü anhâ”: Hayber yehûdîlerinin bası olan Huyey ibni
Ahtabın kızı idi. Hayberde bir yehûdîye nisanlı idi. Sonra çok zengin olan Kenâne
bin Hakîk ile evlenmisdi. Hicretin yedinci senesinde Hayber feth olundukda Safiyye
de esîr edilmisdi. Resûlullahın hissesine düsüp âzâd buyurdu. Îmân eyledi ve
Resûlullahın nikâhı ile sereflendi. 50 [m. 670] senesinde Medînede vefât etdi. 166.
793 — SAFIYYÜDDÎN-I ERDEBÎLÎ: Tanınmıs tesavvufculardandır. Muhammed
Geylânîden feyz almısdır. Yediyüzotuzbes 735 [m. 1335] senesinde Erdebilde
vefât etdi. Hâcı Bayram-ı velînin feyzi, Erdebîlî yolundan gelmekdedir. Erdebil,
Tebrîz civârında bir kasabadır. 1087, 1175.
794 — SALÂH [Ibni]: Ibni Salâh Osmân sâfi’î sehr-i zûrî, 643 [m. 1277] de vefât
etdi.
– 1164 –
795 — SA’ÎD BIN CÜBEYR “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Tâbi’înin büyüklerindendir.
Hadîs ve tefsîrde bir dâne idi. 95 [m. 714] de Vâsıtda vefât etdi. 440, 677.
796 — SA’ÎD EFENDI: Hüseyn Hilmi Isıkın pederidir. Eyyûb sultânda Vezîr
tekke mahallesinin esrâfından idi. 1929 da vefât etdi.
797 — SA’ÎD BIN MENSÛR “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Hadîs âlimlerindendir.
Horâsânlıdır. 229 [m. 844] senesinde Mekkede vefât etdi. 392.
798 — SA’ÎD BIN MÜSEYYIB “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Muhammed
Medenî, Tâbi’înin büyüklerinden ve Medînedeki yedi büyük âlimdendir. Onbesinci
[15] senede tevellüd, 91 [m. 710] senesinde Medînede vefât etdi. Kırk hac yapdı.
66, 628, 641, 1014.
799 — SA’ÎD BIN ZEYD “radıyallahü anh”: Asere-i mübesseredendir. Dedesi
Amr, hazret-i Ömerin amcasıdır. Yine bunun kayın birâderi ve enistesi idi.
Bedrden baska gazâlarda bulundu. Yermük muhârebesinde ve Sâmın fethinde bulundu.
51 [m. 671] senesinde vefât etdi. 510.
800 — SA’ÎDEDDÎN-I FERGÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed bin
Ahmed, Sôfiyye-i aliyyeden ve fıkh âlimlerindendir. Necîbeddîn Alî Sîrâzîden, bu
da Sihâbüddîn-i Sühreverdîden ve Sadreddîn-i Konevîden feyz aldı. 699 [m. 1299]
senesinde vefât etdi. (Füsûs)u serh etmisdir. (Menâhic-ül-ibâd) fıkh kitâbını dört
mezhebe göre fârisî yazmısdır. 1409 [m. 1988] senesinde, Hakîkat Kitâbevi tarafından,
ofset baskısı yapılarak nesr edilmisdir. 1164.
801 — SA’LEBE: Sa’lebe bin Ebî Hâtıb, Ensârdan idi. Bedr gazâsında bulunmadı.
Tefsîrlerin çoguna göre, (Hazret-i Osmân zemânında vefât etdi. Malının çok
olması için düâ istedi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Kanâ’at et!) buyurdu.
Düâ için, tekrâr tekrâr isrâr etdi. Düâ buyurunca malı, hayvânları çogaldı.
Onlarla ugrasıp nemâza gelmez oldu. Resûlullahın gönderdigi zekât toplama
me’mûrlarına zekât vermedi. Hakkında Tevbe sûresinin yetmisaltıncı [76] âyeti nâzil
oldu. Bunu isitince, sadakasını getirip yalvardı ise de, kabûl buyurulmadı.
(Sa’lebeye yazıklar olsun!) hadîs-i serîfine hedef olmak felâketine dûçâr oldu.) Yukarıdaki
âyet-i kerîmenin çesidli kimseler hakkında geldigi ve bunlardan Sa’lebe
bin Ebî Hâtıbın meshûr oldugu (Beydâvî) hâsiyesinin tercemesi olan (Tibyân) tefsîrinde
ve (Hüseynî), (Ebüssü’ûd) ve (Râzî) tefsîrlerinde uzun yazılıdır. (El-isâbe
fî-temyîz-is-sahâbe)de birinci cüz, yüzdoksansekizinci sahîfede diyor ki, (Münâfık
olan Sa’lebe, Bedr gazâsında bulunan Sa’lebe “radıyallahü anh” degildir. Çünki,
Bedr gazâsında bulunan Sa’lebenin Uhud gazâsında sehîd oldugunu Ibni Kelbî
bildirmekdedir. Bundan baska, Ahmed bin Mûsâ ibni Merdeveyh tefsîrinde yazdıgı
üzere, ibni Abbâs “radıyallahü anh”, Sa’lebenin zekât vermedigini anlatırken,
Sa’lebe bin Ebî Hâtıb demekdedir. Bedr gazâsında bulunan ise Sa’lebe bin Hâtıbdır.
Bundan baska, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Bedr gazâsında ve
Hudeybiyede bulunanların hiçbiri Cehenneme girmez!) buyurdu. Bunlardan biri
münâfık olabilir mi?) Bunun gibi, iki Hâtıb vardır. (Tefsîr-i Mazherî)de, Nisâ sûresinin
altmısbesinci âyetinde diyor ki, (Hâtıb ibni Ebî Beltea muhâcirînden idi.
Bedr gazâsında bulundu. [Otuz senesinde vefât etdi.] Ikincisi, Hâtıb ibni Beltea
ise, Ensârın arasında olup, bir münâfık idi.) Eshâb-ı kirâmın hepsi Cennete gireceklerdir.
Allahü teâlâ, hepsinden râzı oldugunu bildirmisdir. Bu müjde, hepsinin
îmân ile öleceklerini haber vermekdedir. Fekat, Asere-i mübessereden baskasının
îmân ile ölecegi önceden bilinemezdi. Çünki, aralarına karısmıs olan münâfıkları
Resûlullahdan baska kimse bilmezdi. Bu münâfıklar îmânsız gitdi. Resûlullahın
vefâtından sonra, Eshâb-ı kirâmdan hiçbiri mürted olmadı. Hepsi Sahâbî olarak
öldü. Cennete gitdiler. 64.
802 — SA’LEBÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Ishak Ahmed bin Muhammed,
fıkh âlimidir. Nîsâpûrda tevellüd, 427 [m. 1035] de orada vefât etdi. 416.
– 1165 –
803 — SÂLIH GÜLÂBÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Imâm-ı Rabbânî “kuddise
sirruh” hazretlerinin eshâbındandır. Ibrik tutmak hizmetini görürdü. Kemâle
yetisdi. Irsâda izn verildi. Mevlânâ Muhammed Sâlih bir mektûbunda diyor ki: (O
mukaddes makâmın süpürgecilerinin en asagısı olan Muhammed Sâlih, o kapının
hizmetcilerine arz ederim ki, bu garîb zerre, o makâmın kölelerinin sadakasına kavusarak,
muhlislerinize ihsân buyurdugunuz hâller içindeyim. Hep tecellîlerle
sereflenmekdeyim. Her tecellîde, baska bir fenâ hâsıl olmakdadır. Bir tecellîde,
bundan baska tecellî olmaz sanıyorum. Bu sonsuz tecellîlerden anlasılıyor ki,
ismlerde ve sıfatlarda ayrı ayrı seyr edip ilerlemek nasîb olmakdadır. Böyle ayrı
ayrı tecellîlerle, bu yolda ilerlemek pek güc olacakdır. O hakîkî kıblenin kapısına
sıgınarak, bu hiçbirseye yaramıyan beceriksizi, alçak olan yerinden kaldırdıgınız,
böyle serefli hâllere ulasdırdıgınız ve bu alçagın hâtırına, hayâline bile gelmiyen
ni’metlere kavusdurdugunuz gibi, lutf ve ihsân buyurarak, husûsî bir teveccühünüz
ile, bu yolun sonuna ulasdırmanızı, noksânlıkdan, yolda kalmakdan kurtarmanızı,
kendi murâdlarından, isteklerinden vaz geçerek, Allahü teâlânın rızâsından
baska hiçbirsey söylememek, yapmamak ve düsünmemek se’âdetine kavusdurmanızı,
yalvarırım. Arayanların özledigi o yüksek teveccühünüz ve ihsânınız
olmadıkça, bunlara kavusmak imkânsızdır. Ucu bucagı olmıyan, o merhamet deryânızdan
bu fakîre birkaç damla serpmekle sereflendireceginizi ümmîd ediyorum.
Bunları yazmak, bunları istemek, bu alçak için çok yersiz oldugunu düsünüyorum.
Bu garîbi, dogru olarak, size lâyık olarak sevebilmekle sereflendiriniz. Insanı, bütün
se’âdetlere, bütün yüksekliklere kavusduracak, ancak, sizi böyle sevebilmekdir.
Allahü teâlâ, sizin yetisdirme, yükseltme gölgenizi, bütün insanların basları üstünden
ayırmasın! Âmîn.)
Mevlânâ Sâlih, Imâm-ı Rabbânî hazretlerinin hergün ve her gece yapdıgı ibâdetleri
ve vazîfeleri, mubârek ogullarının isâret ve emrleri üzerine, toplamıs ve yazmısdır.
Bir yerinde diyor ki, (Ibâdetlerinin, vazîfelerinin hepsini yapmaklıgım
için izn vermelerini ricâ etdim. Yapılacak, uyulacak is yalnız Resûlullahın “sallallahü
aleyhi ve sellem” yapdıklarıdır. Bunları, hadîs kitâblarından ögrenip, hepsini
yapmaga çalısmalı buyurdu. Efendim sizin her hareketiniz, her isiniz, o insanların
ve cinnin en yükseginin isleri gibidir dedim. Evet öyledir. Ammâ, her yapacagınızı
iyi düsününüz! Sünnete uygun olan her sözü, her isi yapınız. Uygun olmıyanı
yapmayınız, buyurdu.) Mevlânâ Sâlih, 1038 [m. 1628] senesinde Hindistânda
vefât etdi. 716.
804 — SÂLIH “aleyhisselâm”: Semûd kavmine gönderilen Peygamberdi. Bunlar,
Hicâz ile Sâm arasında idi. Âd kavminden sonra idiler. Putlara, heykellere tapıyorlardı.
Dinlemediler, inanmadılar. Kayadan deve çıkdı, yavruladı. Yine inanmadılar.
Deveyi öldürdüler. Dagları, tasları oyup, saglam sıgınaklar yapdılar. Sâlih
“aleyhisselâm”, îmân eden birkaç kisi ile, Mekkeye veyâ Kudüse gitdi. Kâfirlere
gökden azâb gelip helâk oldular. 482, 1128.
805 — SÂM: Nûh aleyhisselâmın büyük oglu idi. Keldânîler, Âsûrîler, Süryânîler,
Finikeliler, Ibrânîler ve Arablar, bunun soyundandır. 1128, 1157.
806 — SAN’ÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Abdüllah bin Îsâ, Yemen âlimlerindendir.
(Seyf-ül-hindî fî-ibâneti tarîkatis-seyhinnecdî) kitâbında vehhâbîleri red
etmekdedir. Bu kitâbı 1218 [m. 1803] senesinde yazmısdır.
807 — SAN’ÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Abdürrezzak Ebû Bekr San’ânî,
fıkh âlimidir. Yüzyirmiyedide [127] tevellüd ve 211 [m. 826] de vefât etmisdir. (Elmusannef)
kitâbı 1392 [m. 1972] de Beyrutda basılmısdır. Altı cilddir.
808 — SEDIDEDDÎN-I KASGARÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed,
705 [m. 1305] de vefât etdi. (Münye-tül-musallî) fıkh kitâbı meshûrdur.
809 — SEHL-I TÜSTERÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Muhammed Sehl bin
– 1166 –
Abdüllah, Sôfiyye-i aliyyedendir. 200 [m. 815] senesinde tevellüd, 283 [m. 896] de
Basrada vefât etdi. 22, 607, 689, 694, 788, 1198.
810 — SEHL BIN SA’D “radıyallahü anh”: Ensârî ve Sâ’idî, Eshâb-ı kirâmdandır.
Resûlullahın vefâtında onbes yasında idi. Seksensekiz 88 [m. 707] senesinde
vefât etdi. Medîne-i münevverede en son vefât eden Sahâbî budur. 441.
811 — SELÂMÎ EFENDI “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Selâmî Alî efendi, Istanköy
müftîsi iken Zâkirzâde Abdüllah efendiden hilâfet almısdır. Kısıklıda tekke,
Selâmsızda ve Acıbâdemde ve Bulgurluda birer câmi’ ve Bursada bir tekke yapdırmısdır.
1104 [m. 1693] senesinde vefât edip Kısıklıda defn edilmisdir. Pîrdâsi olan
seyyid Osmân efendi, Üsküdâr Atpazarında bir câmi’ yapdırmısdır. 1103 [m. 1692]
de vefât etmisdir. Selâmî efendinin halîfesi Kütâhyalı seyyid Alî Fenâyî efendi, eski
vâlide câmi’ine yakın bir tekke ve mescid yapmısdır. Magnisâda da bir câmi’i
vardır. Baltacı Muhammed pâsanın Rusya seferinde bulunarak bayrak tasımısdır.
1151 [m. 1738] de vefât etmisdir. Kendi adındaki câmi’i yanındadır.
812 — SELÎM CIHÂNGÎR SÂH “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Hindistândaki Tîmûr
sultânlarının dördüncüsüdür. Ekber sâhın oglu, Hurrem Sâhcihânın babasıdır.
977 [m. 1569] de tevellüd edip, [1014] de babasının yerine geçdi. 1037 [m. 1627] de
vefât etdi. Lâhordadır. Imâm-ı Rabbânî hazretlerini 1027 [m. 1617] de habs etdi. Iki
sene sonra pismân olup özr diledi. Fekat iki sene dahâ askerde bırakdı. Hindistânda
ingilizlere ilk ticâret te’sisleri veren budur. Yerine geçen oglu, otuzbir sene hükûmet
sürmüs ve sekiz sene Egrede habs olmusdur. Zevcesi için burada yapdırmıs
oldugu (Tâc mahal) türbesine 1076 [m. 1665] da defn edilmisdir. 400, 1087, 1106, 1120.
813 — SELÎM HÂN-I “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Islâm halîfelerinin yetmisdördüncüsü
ve Osmânlı pâdisâhlarının dokuzuncusudur. Ikinci Bâyezîd hânın oglu, sultân
Süleymân hânın babasıdır. Hilâfeti Osmânlı pâdisâhlarına baglıyan budur. 875
[m. 1470] de tevellüd, 926 [m. 1520] da vefât etdi. Fâtihde sultân Selîm câmi’i bagçesindedir.
920 [m. 1514] de Çaldıranda Îrân sâhı Ismâ’îl-i Safevîyi maglûb ederek,
bozuk inanıslarının yayılmasını önledi. Böylece islâmiyyete büyük hizmet etdi.
Tebrîzi de aldı. 922 [m. 1516] de Istanbulda ilk tersâneyi yapdı. Burada gemiler insâ
edildi. 923 [m. 1517] de Mısrı aldı. Haremeyn-i serîfeyn de ele girmis oldu. Hutbelerde,
(Mekke ve Medînenin hizmetcisi) diye ismini okutdu. Mısrdaki son Abbâsî
halîfesi olan Ya’kûb bin Müstemsîk-billahdan emânetleri alarak halîfe oldu. Büyük
donanma yapdı. 926 [m. 1520] da Çorlu ovasında hastalanarak vefât etdi. Sekiz
buçuk senede devleti iki kat büyütdü. Yavûz adını kazandı. Türbesinin yanındaki
bir türbede, kızı Hadîce sultân ile bunun da kızı Hânım sultân vardır. Baska bir türbede,
sultân Süleymânın vâlidesi Hafsa sultân ile sultân Süleymânın üç oglu Murâd,
Mahmûd ve Abdüllah efendiler vardır. Bir türbede de sultân Abdülmecîd hân
medfûndur. Kızı Sâh sultân, Dâvüdpâsada bir câmi’ ve tekke ve Eyyûbde Bahâriyye
caddesi ile deniz arasında (Sâh Sultân câmi’i)ni ve yanında, ilk seyhi Merkez efendi
olan tekkesini 963 [m. 1555] de yapdırmıs olup, bu câmi’ yanındaki türbededir.
Selîm hânın kızkardesi Gevher Mülûk sultânın kızı Nesli-sâh sultân, Edirnekapıda
ve Istinyede birer câmi’ yapdırmısdır. Zevci Iskender beg ile birlikde Eyyûbde
zâl Mahmûd pâsa câmi’i yanındadır. Gevher Mülûk sultân ve zevci Muhammed
beg de buradadır. 487, 500, 504, 1100, 1173, 1175, 1176, 1195.
Çaldıran bozgununda Anadoluya dagılan kızılbaslardan yirmibin kadarı Bozok
seyhi Celâl adında bir sapık yanında toplanarak Turhalda ısyân etdiler. Ankaraya
yürüdüler. Mer’as vâlîsi Sâhsuvâr oglu Alî beg, 926 da bunları imhâ etdi. Böyle
kızılbas ısyânlarına (Celâlî vak’ası) denildi. 1099.
814 — SELÎM HÂN-III “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Islâm halîfelerinin doksanüçüncüsü
ve Osmânlı pâdisâhlarının yirmisekizincisidir. Sultân üçüncü Mustafânın
ogludur. 1175 de tevellüd etdi. 1203 [m. 1789] de amcası birinci Abdülhamîd
– 1167 –
hândan sonra halîfe oldu. 1222 [m. 1807] de ingiliz câsûslarının tesvîki ile, yeniçeri
zorbaları ısyân ederek tahtdan indirildi. 1223 [m. 1808] de Topkapı serâyında sehîd
edildi. Halîm, selîm ve çok zekî idi. Dâhilde, hâricde düsmanların saldırdıgı sırada
tahta çıkdı. Vehhâbîlik bunun zemânında ortaya çıkdı. Yeni, modern ordu kurmaga
basladı. 1205 [m. 1791] de Bahriye mektebi ve Halıcıoglunda mühendis ve
topçu mektebleri yapdı. Üsküdârda Selimiyye kıslasını ve 1220 [m. 1805] de Selimiyye
câmi’ini ve Çiçekçi câmi’ini yapdı. Eyyûb câmi’ini yeniden büyük olarak yapdı.
Bunu önce Fâtih, küçük yapdırmısdı. Karaca-Ahmedde Miskînler tekkesi denilen
(Dedeler Mescidi)ni yapdı. Küçük Mustafâ pâsada (Gül câmi’i)ni kiliseden
çevirdi. Yeni bölükler kurdu. Tâm islâhata baslıyacagı sırada sehîd edildi. Lâleli
câmi’i yanında, babasının türbesindedir. Yerine amcasının oglu sultân dördüncü
Mustafâ hân ve bir yıl sonra bunun kardesi, ikinci Mahmûd hân geçdi. 406, 460, 461,
1062, 1092, 1137, 1152, 1153, 1173.
815 — SELMÂN-I FÂRISÎ “radıyallahü anh” Isfehânlı idi. Mecûsî idi. Îrânda
iken kiliseye girip hıristiyan oldu. Anadoluya kaçıp, kiliselerde hizmet etdi. Sâma
geldi. Medînede âhır-zemân Peygamberinin çıkacagını bir papasdan isitdi. (Incîl)
i ögrendi. Âlim oldu. Medîneye girerken, köle yapdılar. Hicretden sonra,
Medîneye gelerek, evvelce isitmis oldugu alâmetleri gördü. Hemen îmân etdi. Çok
hâlis müslimân oldu. Ehl-i beytden sayıldı. Hendek gazâsında, hendek kazılmasını
istedi. Ondan sonraki gazâların hepsinde bulundu. Hazret-i Ömer zemânında
Medâyn vâlîsi oldu. Resûlullahın huzûrunda ve sohbetinde kemâle geldi. Zâhir
ve bâtın ilmlerinde çok yüksek derecelere kavusdu. Eshâb-ı kirâmın hepsi de
böyle olmusdu. Fekat, Resûlullahdan herkes, kendi kâbiliyyeti ve kapasitesi kadar
feyz alırdı. Hazret-i Ebû Bekrin kavusdugu derecelere hiçbir Sahâbî kavusamadı.
Selmân-ı Fârisî, Resûlullahdan sonra, hazret-i Ebû Bekrin sohbetinde ve
hizmetinde de çok bulunarak, hazret-i Ebû Bekrin almıs oldugu kemâlâtdan da
ba’zılarına kavusdu. Resûlullaha kendi kalbi ile baglanmıs oldugu gibi, hazret-i
Ebû Bekrin dahâ parlak olan kalb aynası ile de baglanarak, dahâ çok feyzlere,
ma’rifetlere kavusdu. Ikiyüzelli yasında Medâynda, bir rivâyete göre, 33 senesinde
vefât etdi. 47, 313, 487, 969, 1126.
816 — SEMHÛDÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Nûr-üd-dîn Alî bin Abdüllah, 844
[m. 1440] de Mısrda tevellüd, 911 [m. 1506] de Medînede vefât etdi. Sâfi’îdir. Serîflerdendir.
Mescid-i Nebînin ta’mîri, kütübhâne insâsı ile ugrasdı. Çok kitâb yazdı.
(Hülâsa-tül-vefâ) ve (Cevâhir-ul-akdeyn) kitâblarını okuyan, Ibni Teymiyyenin
ve Vehhâbîlerin bozuk yola sapmıs olduklarını iyi anlar. 458.
817 — SEMNÂNÎ: Doksandokuzuncu sırada, Alâüddevle ismine bakınız!
818 — SENÂÜLLAH-I PÂNÎ-PÜTÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed Senâüllah,
Seyh Celâl-i kebîr-i Çestînin onikinci torunudur. Hazret-i Osmân bin Affân
soyundandır. Hanefî, Mazherîdir. 1143 [m. 1730] senesinde Hindistânda Pânî-püt
sehrinde tevellüd etdi. Yedi yasında Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. Naklî ve aklî ilmlerde
ihtisâs kazandı. Delhîye giderek Sâh Veliyyullah-i Dehlevîden hadîs ilminde kemâle
geldi. Önce mevlânâ Muhammed Âbid-i Semânînin, bundan sonra, Mazher-i Cân-ı Cânânın
teveccühleri ile büyük Velî oldu. Sonra, vatanına gidip, ölünceye kadar kâdîlık
ile hizmet etdi. 1225 [m. 1810] de Pânî-püt sehrinde vefât etdi. Mazher-i Cân-ı Cânân
hazretlerinin zevcesinin kabri yanındadır. Seyh Celâlüddîn de orada büyük bir türbededir.
Otuzdan fazla kitâb yazmısdır. (Tefsîr-i Mazherî)si arabîdir. 1384 [m. 1964] senesinde
Delhîde basılmısdır. On cilddir. Büyük fıkh kitâbı ve (Irsâd-üt-tâlibîn) tesavvuf
kitâbı da çok kıymetlidir. (Kıyâmet ve Âhıret) kitâbı, 290.cı sahîfeye bakınız! Fârisî
(Mâ-lâ-büdde) fıkh kitâbı 1409 [m. 1989] da Hakîkat Kitâbevi tarafından da basdırılmısdır.
(Ibn-ül-hüdâ) adı ile meshûr oldu. Mazher-i Cân-ı Cânân buyurdu ki,
(Kıyâmet günü, bana, ne getirdin denilince, Senâ-üllah-ı pânîpütîyi getirdim, diyecegim.)
Muhammed Âbid hazretleri, Abdül-ehad hazretlerinin talebesidir. Abdül-ehad
– 1168 –
hazretleri de, Muhammed Sa’îd-i Fârûkî hazretlerinin oglu ve talebesi olup, 1126
[m. 1714] de vefât etmisdir. (Gülsen-i vahdet) adındaki fârisî mektûbâtı, 1386 [m. 1966]
da Karaside basılmısdır. 165, 263, 390, 461, 604, 992, 993, 1085, 1133.
819 — SERAHSÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sems-ül-eimme Ebû Bekr Muhammed
bin Ahmed, Türkistândaki islâm âlimlerindendir. 483 [m. 1090] de vefât etdi.
On sene habsde kaldı. Habsde iken yazdıgı (Usûl) kitâbı ve (Câmi’-i kebîr) ve
(Câmi’-i sagîr) ve (Siyer-i kebîr), (Muhtasar-ı Tahâvî) serhleri ve (Mebsût) adındaki
(Kâfî serhi) ve (Muhît) kitâbları meshûrdur. 444, 786.
820 — SEVDE “radıyallahü anhâ”: Sevde binti Zem’a, Resûlullahın üçüncü zevcesidir.
Zevci ile îmâna gelip Habesistâna hicret etmislerdi. Mekkeye dönünce zevci
vefât etdi. Resûlullah önce hazret-i Âiseyi, sonra Sevdeyi nikâhladı. Sevdeyi Mekkede,
hazret-i Âiseyi ise Medînede evine aldı. Yaslı oldugundan Medînede sırasını
hazret-i Âiseye bagısladı. Hazret-i Ömer zemânında vefât etdi. 349.
821 — SEYF BIN ZILYEZEN: Habes pâdisâhı iken, Abdülmuttalibi Yemende
serâyına da’vet etdi. Konusmaları, (Sevâhid-ün-nübüvve)de yazılıdır.
822 — SEYFEDDÎN-I FÂRÛKÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed
Ma’sûm-i Fârûkînin altı oglu da kemâle gelmis, vilâyet-i hâssa-i Muhammediyyeye
kavusmakla sereflenmislerdir. Bunlardan Muhammed Seyfeddîn, tesavvuf
bilgilerinin mütehassısı idi. (Muhyis-sünne) adı ile meshûr oldu. Binkırkdokuz
[1049] senesinde Serhend sehrinde tevellüd, 1096 [m. 1684] da orada vefât etdi.
Mubârek babasının türbesinin birkaçyüz metre cenûbundaki büyük türbededir.
Çok kerâmetleri görüldü. (Açlık çekmege lüzûm yokdur. Açlık ve nefsle mücâhede
hârika ve kerâmeti artdırır. Evliyânın sohbeti ise, kalbe zikr etmegi yerlesdirir.
Sünnete tâbi’ olmagı kolaylasdırır) buyururdu. Her sâat emr-i ma’rûf yapardı.
Bindörtyüz Velî yetisdirdi. (Mektûbât-ı Seyfiyye) adındaki kitâbı, 1331 [m.
1913] de Haydarâbâdda basılmısdır. Içinde yüzdoksan [190] mektûb vardır. 969,
1075, 1170.
823 — SEYYID ABDÜLHAKÎM EFENDI: 14. cü sıradadır.
824 — SEYYID ABDÜLLAH “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Abdüllah-i Semdînî,
Hâlid-i Bagdâdînin Süleymâniyye kazâsındaki medresede arkadası ve talebesinin
büyüklerindendir. 1229 [m. 1813] da ruhsat aldı. Abdülkâdir-i Geylânînin
onuncu torunu ve Tâhâ-i Hakkârînin amcasıdır. Semdinanın Nehri köyünde medfûndur.
922, 969, 1181.
825 — SEYYÎD EMÎR GILÂL “rahmetullahi teâlâ aleyh”: 300. cü sırada,
Emîr Gilâl ismine bakınız!
826 — SEYYID FEHÎM EFENDI “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Islâm âlimlerinin
büyüklerinden ve Sôfiyye-i aliyyedendir. Tâhâ-i Hakkârînin sohbetinde kemâle
geldi. Seyyid Tâhâ “kuddise sirruh”, 1269 [m. 1852] de vefât edince, kardesi olan
seyyid Muhammed Sâlihi ziyâret ederdi. Muhammed Sâlih [1281] de vefât etdi.
Nehride Seyyid Tâhâ yanındadır. Fazla bilgi almak için, (Abdülhakîm Efendi) ve
(Tâhâ-yı Hakkârî) “rahmetullahi teâlâ aleyh” ismlerini ve (Eshâb-ı Kirâm) kitâbında,
bu ismleri okuyunuz! Seyyid Fehîm efendi [1241] de tevellüd, 1313 [m. 1895]
de vefât etdi. Vanda, Müküs kazâsının Arvâs köyünde medfûndur. Babası, molla
Abdülhamîd efendidir. Vâlidesi Âmine hânım, hâcı Ibrâhîm efendinin kızıdır.
Dedesi seyyid Abdürrahmân, seyyid Abdülhakîm efendinin dedesinin dedesidir.
Seyyid Fehîm efendinin kardesi Molla Safiyyüddînin torunu Abdülhamîd efendi
[m. 1967] de hayâtda idi. 291, 922, 969, 1072, 1134, 1171.
827 — SEYYID KUTB: 1321 [m. 1903] de Mısrda dogdu. Kâhire ilm enstitüsünde
okudu. Önce sosyalist fikrlerini yaydı. Sonra din adamı sekline girerek, eski Kâhire
müftîsi ve mason locası baskanı olan Abduhun dinde reformist yolunu tutdu.
Bütün kitâblarında oldugu gibi, (Fî-zılâl-il-Kur’ân) ismindeki tefsîrinin birinci
– 1169 – Se’âdet-i Ebediyye 3-F:74
cildinde de, cihâdın bir kısmını kabûl, esâs kısmını inkâr etmekde, (Insanların dîne
girmelerini kolaylasdırmak için cihâd edilmez) demekdedir. Seyyid Kutb hakkında
bize sorulanları ve cevâbları, (Fâideli Bilgiler) kitâbında uzun yazılıdır.
Lütfen oradan okuyunuz! (Cihâd, zulm edenlere ve zâlimlere karsıdır) meâlindeki
âyet-i kerîmeyi ileri sürerek hükûmetlere karsı ayaklanmaga, ısyâna ve fitne çıkarmaga
kıskırtmakdadır. Hâlbuki, zâlim sultânlara, hattâ kâfir hükûmetlere bile
ayaklanmagı dînimiz yasak etmekdedir. Böyle ayaklanmak, cihâd degil, ahmaklıkdır.
Böyle zemânlarda yapılacak cihâd, islâm bilgilerini yaymak, îmânlı
gençlik yetismesine çalısmakdır. Hac sûresinin otuzdokuzuncu âyetinde meâlen,
(Mü’minlere saldıran zâlimlerle cihâd etmege izn verildi) buyruldu. Mekkede kâfirler,
müslimânlara, zulm edip, öldürünce, bunlarla dögüsmek için, tekrâr tekrâr
izn istediler. Izn verilmedi. Medîneye hicret edince, bu âyet gelerek, yeni kurulan
islâm devletinin, Mekkedeki zâlimler ile cihâd etmesine izn verildi. Bu âyet, müslimânların
kâfir, zâlim hükûmete isyân etmesi için degil, islâm devletinin, insanların
islâm dînini isitmelerine, müslimân olmalarına mâni’ olan, zâlim diktatörlerin
orduları ile cihâd etmesine izn vermekdedir. Seyyid Kutbun bu câhilce, ahmakca
yazıları, Mısrda fitne çıkarmasına, onbinlerce müslimânın zindânlarda çürümelerine,
çoklarının ölmesine sebeb oldu. Bu fâci’a ve fitnelerin cezâsını kıyâmetde çekecekdir.
Câhilce davranısları ve gâfilce yazıları ile devlete karsı ihtilâle sebeb oldugu
için, kendisi de 1386 [m. 1966] da i’dâm edildi. Ilmi, aklı ve ihlâsı olmıyan din
adamları târîh boyunca, hep böyle felâketlere sebeb olmuslardır. Islâm bilgilerini
sessizce yayan ilmli ve akllı din âlimleri, hep basarı saglamıslardır. Kâdî zâde Ahmed
efendi, (Birgivî vasıyyetnâmesi) serhinde 200. cü sahîfesinde buyuruyor ki, (El
ile, güc kullanarak emr-i ma’rûf ve nehyi münker yapmak, ya’nî günâh isliyene mâni’
olmak; devlet adamlarının vazîfesidir. Söz ile, yazı ile cihâd etmek, âlimlerin vazîfesidir.
Kalb ile, düâ etmekle mâni’ olmak ise, her mü’minin vazîfesidir. Te’sîrli,
basarılı olacagı zan olunursa, bu vazîfeleri yapmak vâcib olur. Fitneye sebeb olacagı
zan olunursa, terk etmek vâcib olur. Fitne bulunan mahalle zarûretsiz varmak
câiz degildir. Eger dînini korumak için hicret ederse, güzel olur. Cennete girmege
lâyık olur. Sefâ’ate mazhar olur. Emr-i ma’rûf ve nehy-i münker yaparken niyyetin
hâlis olması ve isi anlayıp, Allahü teâlânın buradaki emrini iyi bilmesi ve sabrlı
olup münâkasa ve kavga etmemesi, yumusak ve tatlı dil ve yazı ile yapması lâzımdır.)
Görülüyor ki, zor kullanarak cihâdı devlet yapar. Cihâd, Seyyid Kutbun
anladıgı gibi degildir. Eger cihâd ile emr-i ma’rûfu iyi anlamıs olsaydı, kendi basını
yimez ve kırkbinden fazla müslimânı felâkete sürüklemezdi. Istanbuldaki yüksek
islâm enstitüsü eski müdîrlerinden ve ögretim üyelerinden Ahmed Dâvüdoglu,
1394 [m. 1974] de Istanbulda basılan (Dîni ta’mîr da’vâsında din tahrîbcileri) kitâbında,
(Seyyid Kutb bir edîbdir. Biraz dînî kültürü vardır. Mehmed Âkife benzemekdedir.
Sözü dinde sened olamaz. Çünki, din âlimi degildir) demekdedir. Seyyid
Kutb, Zümer sûresinin üçüncü âyetinin tefsîrinde, (Tevhîd ve ihlâs sâhibi, Allahdan
baska kimseden birsey istemez. Hiçbir mahlûka i’timâd etmez. Insanlar, islâmiyyetin
bildirdigi tevhîdden ayrıldı. Bugün bütün islâm memleketlerinde Evliyâya
ibâdet ediliyor. Câhiliyye zemânındaki arabların meleklere, heykellere tapınmaları
gibi, onlardan sefâ’at istiyorlar. Tevhîd ve ihlâs sâhibleri, Allah ile kul arasına
vâsıta koymaz. Kimseden sefâ’at istemez) diyor. Bu sözleri ve Ehl-i sünnet âlimlerinin
bunlara verdikleri cevâblar (Fâideli Bilgiler) kitâbımızın ve arabî olarak (Fitne-
tül-vehhâbiyye) kitâbımızın sonunda da yazılıdır. Bu sözleri ile de, vehhâbî, mezhebsiz
oldugunu i’lân etmekdedir. 310, 399, 409, 452, 461, 462, 842, 887, 970.
828 — SEYYID NÛR: Muhammed Bedâyûnî, Berillî sehrine yakın Bedâyûn kasabasındandır.
Zâhir ve bâtın ilmlerinde mütehassıs idi. Seyf-üd-dîn-i Fârûkînin
talebesi ve Mazher-i Cân-ı Cânânın üstâdıdır. Kerâmetleri söhret bulmusdu. 1135
[m. 1722] senesinde vefât etdi. Türbesi, Delhînin cenûbunda, Nizâmeddîn-i Evli-
– 1170 –
yânın garbındadır. Bir teveccühü ile tâliblerin kalbleri zikre baslardı. Tecellî-i sıfat
hâsıl olurdu. (Sokakda fâsıkla karsılasmak, kalbde zulmet hâsıl eder) buyurur,
talebesinin hangi fıskı isliyenle karsılasdıgını haber verirdi. 969, 1133.
829 — SEYYID SÂLIH “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin
onbirinci torunu ve seyyid Tâhâ-i Hakkârînin kardesidir. 1281 [m. 1865]
de Nehrîde vefât etdi. Halîfelerinden seyh Ezrâ’î, Giride ve oradan Brezilyaya hicret
edip, orada islâmiyyeti nesr etdi. Seyh Ezrâ’înin kerîmesi, seyyid Fehîm Arvâsînin
zevcesi ve seyyid Resîdin annesidir. Bir halîfesi de, seyyid Fehîm-i Arvâsî olup,
seyyid Abdülhakîm-i Arvâsînin mürsididir. 922, 969, 1181.
830 — SEYYID SERÎF-I CÜRCÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Alî bin Muhammed
Cürcânî, 740 [m. 1339] da Cürcânda tevellüd, 816 [m. 1413] da Sîrâzda vefât
etdi. Hanefî âlimlerindendir. Alâeddîn-i Attâr hazretlerinin sohbetinde bulundu.
Çok kitâb yazdı. 42, 411, 489, 996, 1048, 1052, 1074, 1124.
831 — SEYYIDET NEFÎSE “rahmetullahi teâlâ aleyhâ”: Hazret-i Hasenin oglu
Zeydin oglu Hasenin kızıdır. [145] de Mekkede tevellüd, Medînede ikâmet, Mısra
hicret edip, 208 [m. 823] senesinde Mısrda vefât etdi. Ishak bin Ca’fer Sâdıkın
zevcesi idi. Velî idi. Çok kerâmeti görüldü. Buna nezr olunarak yapılan düâ kabul
olunmakdadır. (Tabakât-ül-kübrâ)ya, 1290 senesinde Mısrda basılmıs olan (Nûrul-
ebsâr) kitâbının 188. ci ve kenârındaki (Is’âf) kitâbının 212. ci sahîfelerine bakınız!
479, 1070.
832 — SEYYIDET SÜKEYNE: Hazret-i Hüseynin kızı idi. Aklı, zekâsı, ilmi ve
si’rleri ve edebi ve hüsn-i cemâli ile meshûrdur. 117 [m. 735] de Mısrda vefât etdi. 538.
833 — SIBGATULLÂH-I HÎZÂNÎ: Seyyid Tâhâ-i Hakkârînin halîfelerindendir.
(Eshâb-ı Kirâm) kitâbına bakınız! 969.
834 — SICSTÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Hâfız Ebû Dâvüd Süleymân
bin Es’âs, hadîs âlimlerindendir. Hanbelî mezhebindendir. 202 [m. 817] de tevellüd,
275 [m. 888] de Basrada vefât etdi. (Sünen) ve (Delâil-ün-nübüvve) kitâbları
meshûrdur. 164, 338, 364, 424, 452, 651, 1091.
835 — SIRRI PÂSA “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed bin Muhammed
Sâlih, Osmânlı vâlî ve ilm adamlarındandır. [1260] da Giridde tevellüd, 1312 [m.
1895] de vefât etdi. Sultân Mahmûd türbesi kabristânındadır. (Serh-i akâid) tercemesi
ve (Sırr-ül-Furkân) tefsîri basılmısdır. 367, 368.
836 — SIRRÎ-YI SEKÂTÎ: Ebül-Hasen denir. Sôfiyye-i aliyyedendir. Ma’rûf-i
Kerhîden ve Fudayl bin Iyâddan feyz aldı. Cüneyd-i Bagdâdînin dayısı ve mürsididir.
251 [m. 865] de Bagdâdda vefât etdi. 312, 845, 1087, 1093, 1102, 1133.
837 — SÎRET NEFÎSE: Hüseyn Hilmi Isıkın zevcesidir. Annesi Sü’adâ hânım,
babası Yûsüf Ziyâ Akısıkdır. 1024.
838 — SOKRAT: Eski yunan hakîmlerindendir. Mîlâddan [470] yıl önce Atinada
tevellüd etmis, yetmis yasında habs olunarak, zehr içirilerek öldürülmüsdür.
Bir yaratanın bulunduguna inanmıs ise de, madde ve rûha kadîm demis, küfrden
sıyrılamamısdır. Hiç kitâb yazmadı. Eflâtun, Ksenefon ve Oklidis, Sokratın talebeleridir.
Kendisi de, Fisagorsun talebesidir. Din bilgilerini, eski Peygamberlerin
kitâblarından ve kendi zemânına kadar agızdan agıza gelen sözlerden ögrenmisdir.
377, 758, 1097.
839 — SOKULLU MUHAMMED PÂSA “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Kânûnî
sultân Süleymân hân ve ikinci Selîm hân ve üçüncü Murâd hân zemânlarında onbes
sene kadar Sadr-ı a’zamlık yapmısdır. Bosnanın Sokol kasabasındandır. [969]
da dâmâd-ı sehriyârî olmusdur. [972] de Sadr-ı a’zam olmus, [985] de Azâbkapı câmi’ini
yapdırmıs, 987 [m. 1579] de dîvân kurmus iken, bir meczûb tarafından sehîd
edilmisdir. Eyyûbde Seyh-ul-islâm Ebüssü’ûd efendinin kabri yanındaki tür-
– 1171 –
besindedir. Türbesi yanındaki (Yazılı medrese)yi de kendisi yapdırmısdır. Zevcesi
Ismi-hân sultân, ikinci Selîm hânın kızıdır. Sultân Ahmed câmi’i ile Kumkapı arasındaki
Muhammed pâsa câmi’ini, Sokullu, zevcesi Ismi-hân sultân için yapdırmısdır.
Orta kapısı, mihrâbı ve minber kapısı üstlerinde birer (Hacer-ül-esved) tası parçaları
vardır. Câmi’ [979] da yapılmısdır. Sultânın kabri, Ayasofyada babasının türbesindedir.
840 — STALIN: Josef Cugasvilî, 1295 [m. 1879] de Rusyada tevellüd, 1371
[m. 1952] de Moskovada vefât etdi. Teflisde yetismisdir. [m. 1920] de komünist partisinin
genel sekreteri oldu. [m. 1924] de, Lenin ölünce, Rusyanın idâresini eline
aldı. Ölünciye kadar Rus milletini ve hele Rusyadaki müslimânları iskence altında
inletdi. Yirmisekiz sene içinde ellibesmilyon vatandasın cânına kıydı. Milleti kendine
tapındırdı. Ölümünden sonra, heykelleri yıkıldı. Resimleri her yerden kaldırıldı.
Stalingrad dedigi büyük sehrin adı Volga-grad yapıldı. Rus târîhlerine kötü
adam diye yazıldı. Cugasvilî, gürcü lisânında, yehûdî oglu demekdir. 524, 526, 1130.
841 — SÜ’ADÂ AKISIK: Hüseyn Hilmi Isıkın kayın vâlidesi olup, 1958 de vefât
etmisdir. Edirnekapı kabristânında, zevci Yûsüf Ziyâ Akısıkın yanında medfûn
iken, 2000 senesinde, Eyyûbde Kasgârî dergâhı yanındaki kabrlerine nakl edilmislerdir.
1024.
842 — SÜBKÎ: Ikiyüzkırküçüncü [243] sırada, Ebû Hasen ismine bakınız! 136,
341, 348.
843 — SÜFYÂN BIN UYEYNE “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Muhammed,
müctehid idi. Mezhebi zemânla unutuldu. [107] de Kûfede tevellüd, 198
[m. 813] senesinde Mekke-i mükerremede vefât etdi. 91, 443.
844 — SÜFYÂN-I SEVRÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Abdüllah bin Sa’îd,
büyük islâm âlimlerindendir. Müctehid idi. Mezhebi zemânla unutuldu. 95 [m. 713]
senesinde Kûfede tevellüd, 161 [m. 778] de Basrada vefât etdi. Cüneyd-i Bagdâdî
bunun mezhebinde idi. 50, 565, 607, 609, 641, 909, 1161.
845 — SÜHEYB-I RÛMÎ “radıyallahü anh”: Ebû Yahyâ Süheyb bin Sinân, ilk
islâma gelenlerdendir. Rumların elinde köle idi. Bütün gazâlarda bulundu. Hadîs-
i serîfle medh olundu. Otuzsekiz 38 [m. 659] senesinde, yetmis yasında, Medîne-
i münevverede vefât etdi. Iyi rumca bilirdi. 693.
846 — SÜLEMÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Abdürrahmân Muhammed bin
Hüseyn, Nîsâpûrludur. [330] da tevellüd, 412 [m. 1021] de vefât etdi. Tefsîr, hadîs
ve tesavvuf âlimidir. (Tabakât-i sôfiyye)si ve (Hakâyık) tefsîri meshûrdur. Hâl tercemesi
(Nefehât)da yazılıdır. (Temhîd) kitâbının sâhibi olan Ebû Sekûr Muhammed
Ebû Bekr Sülemî baskadır. 415.
847 — SÜLEYMÂN “aleyhisselâm”: Dâvüd aleyhisselâmın ogludur. Hem
Peygamber, hem sultân idi. Kudüsde, Mescid-i aksâyı yedi yılda, çok san’atlı yapdı.
Serâylar yapdırdı. Akabe körfezinden Fırat kenârına kadar kırk sene adâletle
hükûmet sürdü. Ticâret gemileri yapdı. Kızıl deniz ve Ummân denizinde ticâret
yapdırdı. Yemendeki Sebe’ sultânı olan Belkıs ile evlendi. Vezîri (Âsâf) çok
akllı ve hakîm idi. 62, 381, 482, 736, 737, 772, 790, 1082, 1089, 1194.
848 — SÜLEYMÂN BIN ABDÜLVEHHÂB “rahmetullahi teâlâ aleyh”:
Ehl-i sünnet âlimlerinden idi. Kardesi Mehmedin kitâblarına reddiyyeler yazdı.
Bunlardan (Savâik-ul-ilâhiyye firredd-i alel-vehhâbiyye) kitâbında diyor ki, (Ibnül-
kayyım-ı Cevziyye (Serh-ul-menâzil) kitâbında, Allahü teâlâ bir kimseyi bir bakımdan
sever, baska bir bakımdan sevmez diyor. Böylece bir kimsede îmân ile küfr
birlikde bulunur. Peygamberlere inanmazsa, îmânının fâidesi olmaz. Peygamberlere
inanmıs ise, çesidli sirkleri onu îmândan çıkarmaz, diyor. Vehhâbîlerin her
biri, bir müslimânda baska baska küfr bulundugunu söylüyor. Her birine göre, bir
müslimâna baska çesid kâfir diyenlerin kendilerinin de kâfir olmaları lâzım ge-
– 1172 –
lir. Vehhâbîler, kendilerinin Hanbelî mezhebinde olduklarını söylüyorlar. Hanbelî
mezhebinin çok kıymetli (Iknâ’) kitâbında, Peygamberlerin ve Evliyânın mezârlarına
ilticâ ve istigâse etmenin mekrûh oldugu yazılıdır. Küfr, sirk diyen hiç
yokdur. Vehhâbîler ise, mezârlardan istigâse eden müsrik olur diyor. Kendi kendilerini
yalanlıyorlar.) Süleymân hazretleri, ölünciye kadar onlarla mücâdele etdi.
Onları tasvîb eden bir eser bırakmadı. 454.
849 — SÜLEYMÂN BIN CEZÂ’ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Birçok kitâbdan
ve en çok hüccet-ül-islâm imâm-ı Gazâlînin kitâblarından toplıyarak hâzırladıgı (Ey
ogul) ilm-i hâl kitâbını 960 [m. 1552] senesinde yazmısdır. Çok kıymetlidir. Hakîkat
Kitâbevi tarafından (Islâm Ahlâkı) kitâbının üçüncü kısmı olarak çesidli baskıları
yapılmısdır. Yanlıs olarak (Huccet-ül-islâm) adı ile de sık sık basılmakdadır.
850 — SÜLEYMÂN ÇELEBÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Süleymân bin Ivez
pâsa bin Mahmûd, meshûr türkce mevlidin yazarıdır. Mevlidin asl adı (Vesîle-tünnecât)
dır. Süleymân Çelebî 800 [m. 1398] senesinde Bursada vefât etdi. Çekirgededir.
Dedesi Mahmûd beg, 738 [m. 1338] senesinde, Süleymân pâsa ile, Rumeliye
sal ile geçenlerdendir. Mevlid cem’iyyeti, ilk olarak 604 [m. 1207] de yapıldı. 386.
851 — SÜLEYMÂN HÂN-I “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Kânûnî sultân Süleymân,
islâm halîfelerinin yetmisbesincisi ve Osmânlı pâdisâhlarının onuncusudur.
Yavuz sultân Selîm hânın oglu, ikinci Selîm hânın babasıdır. Dokuzyüz 900 [m.
1494] senesinde tevellüd, 974 [m. 1566] de vefât etdi. Süleymâniyye câmi’i yanındaki
türbededir. Ikinci Süleymân ve ikinci Ahmed hân da bu türbededirler. 926 [m.
1520] de halîfe oldu. Onüç kerre cihâd yapdı. Hepsinde zafer kazandı. Yapdıgı donanma,
Avrupada birinci idi. Atlas okyânusundan Ummân denizine kadar ve
Macaristân, Kırım ve Kazandan Habesistâna kadar genis yerleri, Allahü teâlânın
dîni ile, adâlet ile idâre etdi. Almanya Imperatoru ve Ispanya kralı olan Sarlkent
ya’nî besinci Sarl 932 [m. 1526] senesinde Fransaya saldırdıgı zemân, Fransızlar Osmânlı
devletinden yardım istedi. Sultân Süleymân, Barbaros Hayreddîn pâsayı büyük
bir donanma ile imdâda gönderdi. Sarlkent, Fransa ile sulh yapmaga mecbûr
oldu. Karada da, sultân Süleymânın idâre etdigi Osmânlı ordusuna maglûb oldu.
Sultân Süleymân hân pekçok hayr ve hasenât yapdı. Sultân Selîm, Sâhzâdebası,
Cihângir ve Süleymâniyye câmi’lerini ve Anadolu ve Rumelinin her yerinde, Rodos
ve baska adalarda müzeyyen câmi’ler, medrese, hastahâneler, ashâneler, yollar, köprüler
yapdı. Kızları, dâmâdları, kumandanları da sayılamıyacak kadar çok hayrlı eserler
bırakdı. 969 [m. 1561] da Istanbulda kahve içilmesine baslandı. Kur’ân-ı kerîmi
sekiz kerre yazdı. 932 [m. 1526] de Fransa hükûmeti, sultân Süleymâna sıgındı.
945 [m. 1539] de Osmânlı donanması, Avrupalıların birlesik deniz kuvvetlerini
bozguna ugratdı. 963 [m. 1555] de Süleymâniyye câmi’i ve külliyesi yapıldı. 967 [m.
1559] de Avrupalıların donanmaları ikinci bozguna ugradı. Eyyûbde (Baba Haydar)
câmi’ini yapdırdı. Baba Haydar, Ubeydüllah-ı Ahrâr halîfelerinden olup, 957 [m.
1549] de vefât etdi. Edirne-kapı mezârlıgında, Münzevîye giden yol üzerinde (Emîr
Buhârî Tekkesi) mescidini yapdırdı. Bu tekkenin ilk seyhi Mahmûd Çelebî efendi,
câmi’in karsısında medfûndur. Seyyid Ahmed-i Buhârînin dâmâdıdır. Kayınpederi
vefât edince, yerine geçerek Maltadaki Emîr Buhârî tekkesine nakl etdi. 1391 [m.
1971] de Bugaz köprüsü çevre yolu yapılırken, tekke ve kabrler yıkılıp kaldırıldı. Süleymâniyye
câmi’ini ve Edirnedeki Selîmiye câmi’ini mi’mâr Sinân yapdı.
(Kâmûs-ul a’lâm)da diyor ki, (Sultân Süleymânın torunu ve sultân ikinci Selîm
hânın kızı Sâh sultân ile dâmâdı Zâl Mahmûd pâsa, Eyyûbde Defterdâr caddesinde
büyük bir câmi’ yapmıslardır. Ikisi de 988 [m. 1580] senesinde vefât etdiler.) Câmi’
yanındaki türbededirler. Sultân üçüncü Selîm hânın büyük hemsîresi Sâh sultân
bu câmi’in yanına bir mekteb ve kendi için bir türbe yapdırdı. Türbede zevci
Mustafâ pâsa ile vâlidesi sultân da vardır. Sultân Mahmûd hân ve son olarak
1380 [m. 1960] de, basvekîl Adnân Menderes, câmi’i ve türbeyi ta’mîr etdiler.
– 1173 –
Oglu sultân Cihângirin rûhu için, 967 [m. 1559] de Cihângir câmi’ini yapdı. Cihângir
960 [m. 1552] da Halebde vefât etmis, Sâhzâde câmi’i yanında agabegsi Muhammed
sultânın türbesine defn edilmisdir. Cihângir câmi’i üç def’a yandı. Son olarak,
ikinci Mahmûd hânın sadr-ı a’zamı silâhdar Alî pâsa 1239 [m. 1823] da yapdırmısdır.
978 [m. 1570] de, Iskender pâsa, Kanlıca câmi’ini yapdırdı. Aynı senede
Kıbrısda Magosa kal’asını feth etdikden iki gün sonra orada vefât etdi. Câmi’i
önündeki türbede hangi Iskender pâsa oldugu kesinlikle belli degildir. Câmi’in sag
tarafında Yenisehrli Abdüllah efendi medfûndur. 297, 504, 1071, 1100, 1126, 1135,
1137, 1167, 1171, 1176, 1185, 1190, 1195.
852 — SÜNBÜL SINÂN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Seyh Sinân-üd-dîn-i Yûsüf
efendi, Merzifonludur. Halvetî tarîkatinin Sünbülî kolunun reîsidir. Çelebî halîfe
Muhammed Cemâleddîn efendinin halîfesi ve Merkez efendinin mürsididir. 936
[m. 1529] da vefât etdi. Koca Mustafâ pâsadaki tekkesindedir. Çelebî halîfe, sultân
Bâyezîd-i Velî vezîrlerinden Koca Mustafâ pâsanın da mürsididir. Pâsa bir câmi’
ve tekke yapdı. Fâtih sultân Muhammedin oglu Cem sultânı Napolide, Koca
Mustafâ pâsa veyâ papa zehrledi. Pâsa 918 [m. 1511] de Bursada katl edildi.
Sünbül Sinân efendi, önce Efdâlzâdeden ilm tahsîl eyledi. Sonra Mısra gitdi. Mürsidi
hacca giderken, kendisini Koca-Mustafâ pâsadaki tekkesine halîfe bırakdı. Mürsidinin
kızı Safiyye hânımı aldı. 936 [m. 1529] da vefât edince, yerine Sâh sultân tekkesindeki
Merkez efendi geldi. Simâ’ ve raksın ve cenâze tasırken, cehren ilâhî, zikr
okumanın efdal oldugunu bildiren (Tahkîkiyye) risâlesi vardır. Büyük âlim, büyük
velî Ya’kûb-i Çerhî ve Sa’îdeddîn-i Fergânî “rahmetullahi aleyhimâ”nın (Ünsiyye)
ve (Menâhic-ül ’ibâd) kitâblarında, simâ’ hakkında genis bilgi verilmekdedir.
Üçüncü kısm, 27. ci maddeye ve (Mektûbât Tercemesi)nde 286.cı mektûba bakınız!
Efdâlzâde Hamîdüddîn efendi, yedinci seyh-ul-islâm olup, 908 [m. 1501] de vefât
etdi. Eyyûbdedir. Fâtih Maltasında medresesi vardır. 904, 1087, 1135.
853 — SÜNBÜLZÂDE “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Altıyüzaltmısbesinci [665]
sırada Muhammed Mer’asî ismine bakınız!
854 — SÜ’ÛD: Sü’ûd bin Abdül’azîz, iki kimsedir. Birincisi Sü’ûdî Arabistânın
üçüncü meliki olup, 1217 [m. 1802] de idâreyi ele aldı. Çok müslimân kanı dökdü.
[1231] de öldü. Ikincisi, yirminci melikidir. 1372 [m. 1953] de hükûmet reîsi oldu.
Ehl-i sünnete iskence yapdı. Zevk ve safâya daldı. 1384 [m. 1964] de tahtdan indirildi.
Yunanistâna gidip, Atinada içkili, kadınlı kötü hayât geçirdi. 1388 [m.
1968] de orada öldü. Yerine kardesi, ellisekiz yasındaki Faysal getirildi. 1100.
855 — SÜVEYDÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed Emîn bin Seyh Alî,
Sâfi’î fıkh âlimlerinden ve Hâlid-i Bagdâdînin talebelerindendir. 1246 [m. 1830] da
hacdan dönerken Necdde Büreyde sehrinde vefât etdi. Çok kitâb yazdı. (El-cevâhir
vel-yevâkît fî ma’rifetil-kıbleti vel-mevâkît) ve (Behce-tül-merdıyye fî ihtisâril-
tuhfe-til-isnâ aseriyye) kitâbları çok kıymetlidir. 1060.
856 — SÜVEYDÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Seyh Alî bin Muhammed, Sâfi’î
âlimlerindendir. Bagdâdda tevellüd, 1237 [m. 1821] senesinde Sâmda vefât etdi.
(Reddü alel-imâmiyye) kitâbı çok kıymetlidir.
857 — SÜVEYDÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Abdüllah bin Hüseyn Bagdâdî,
Sâfi’î fıkh âlimidir. 1104 [m. 1692] de tevellüd, 1174 [m. 1760] de vefât etdi. Nâdir
sâh tarafından hâzırlanan meclisde, yetmis sî’î âlimi ile münâzara edip, aldandıklarını
hepsine tasdîk etdirdi. O meclisdeki konusmaları (Hucec-i kat’ıyye) kitâbında
yazmısdır. Arabca olup, 1323 [m. 1905] ve 1981 senelerinde Mısrda ve Istanbulda
basdırılmısdır. Yine kendisi tarafından Türkceye terceme edilip, [1326] da
Mısrda ve (Hak Sözün Vesîkaları) ismi ile Istanbulda (Hakîkat Kitâbevi) tarafından
basdırılmısdır. Nâdîr sâh, 1148 de Îrân sâhı oldu. 1160 da vefât etdi.
858 — SÜYÛTÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Celâleddîn Abdürrahmân bin
Muhammed, sâfi’î âlimlerinin büyüklerindendir. Hadîs imâmı, müctehid idi. 849
– 1174 –
[m. 1445] da Mısrda tevellüd, 911 [m. 1505] de orada vefât etdi. Her biri çok kıymetli
olan, besyüzden fazla kitâb yazdı. Çogu Mısrda ve Avrupada ve Istanbulda
basıldı. Dahâ yirmiiki yasında iken, Celâleddîn Muhammed bin Ahmed Mehallînin
Isrâ sûresine kadar yapdıgı ve [864] de vefât edince, yarıda bırakdıgı tefsîri temâmladı.
Bunun için (Celâleyn tefsîri) denildi. Ahmed Sâvînin bu tefsîre hâsiyesi
meshûrdur. Almanca (Meyer Lexikon) adındaki kitâbda, (Yorulmadan, yılmadan
yazan Süyûtînin üçyüzden fazla eseri vardır) diyor. Yetîm olarak büyüdü. Sekiz
yasında hâfız oldu. Tefsîr, hadîs, fıkh, nahv, me’ânî, beyân, bedî’ ve lügat ilmlerinde
mütehassıs oldu. Sâma, Hicâza, Yemene, Hindistâna, Fasa gitdi. 45, 63, 120,
390, 391, 418, 421, 442, 445, 450, 458, 463, 465, 467, 469, 504, 693, 741, 876, 1007,
1016, 1134, 1156.
859 — SA’BÂN-I VELÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Kastamonilidir. Hayreddîn-
i Tokâdî 941 [m. 1535] de vefât edince, halîfesi olmusdur. Hayreddîn efendi
de, Çelebî halîfe Muhammed Cemâleddîn efendinin halîfesidir. Çelebî halîfe, 899
[m. 1493] de, hacca giderken Sâmda vefât etmisdir. 1125, 1156.
860 — SA’BÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Amr Âmir, Tâbi’înin büyüklerindendir.
Kûfenin en büyük âlimi idi. Imâm-ı a’zamın hocalarındandır. Yirminci
[20] senede Basrada tevellüd, 104 [m. 723] senesinde Kûfede vefât etdi. (El-Kifâye)
kitâbı meshûrdur. 504, 761.
861 — SÂFI’Î “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Imâm-ı Ebû Abdüllah Muhammed
bin Idrîsin dedesinin dedesi Sâfi’, Kureys kabîlesinden ve Eshâb-ı kirâmdan oldugu
için, Sâfi’î adı ile meshûr olmusdur. Sâfi’in dedesinin dedesi de Hâsim bin
Abd-i Menâfdır. Büyük müctehid ve mezheb reîsidir. 150 [m. 767] senesinde Gazzede
tevellüd, 204 [m. 820] de Mısrda vefât etdi. Kurâfe kabristânındadır. Iki yasında
Medîneye götürüldü. Imâm-ı Mâlikden okudu. Yedi yasında hâfız oldu.
Hadîs, fıkh, lügat ve edebiyyâtda çok yükseldi. Vera’, takvâ ve salâhda esi yok idi.
Imâm-ı Ahmedin hocasıdır. [195] de Bagdâda, [197] de Mekkeye, [199] da Mısra
geldi. Üsûl-i fıkh ilmini ilk yazandır. Hadîsde (Sünen) ve (Müsned)i, fıkhda (Kitâb-
ül-ümm)ü çok kıymetlidir. 49, 50, 59, 60, 120, 223, 251, 288, 340, 341, 352, 408,
414, 415, 439, 443, 453, 455, 491, 512, 516, 567, 581, 582, 586, 587, 590, 621, 738, 739,
770, 881, 882, 1009, 1045, 1070, 1077.
862 — SÂH ISMÂ’ÎL: Seyh Safiyyeddînin torunlarından oldugu için, Safevî denir.
Îrânda, Tebrîzde 908 [m. 1502] de Safevî sî’î hükûmetini kurdu. Imâm-ı Mûsâ
Kâzım “rahmetullahi aleyh” soyundan oldugunu söylerdi. Fekat, Hüseyn Sirvânînin,
(Ahkâm-üd-dîniyye) kitâbında, bu sözü tekzîb ve red etdigi (Kâmûs-üla’lâm)
da yazılıdır. Hatay denilen türk kabîlesindendir. Babası seyh Haydar, Îrânın
Erdebîl sehrinde yerlesen Hatay kabîlesinden seyh Cüneydin oglu olup, kızıl baslık
giyerdi. 1355 [m. 1937] yılında Îrânın edebiyyât târîhini yazan ingiliz Eduard Braun
(Yavûz sultân Selîm mektûblarında, kendisini efsânevî Îrân sâhlarına, sâh Ismâ’îli
ise, türk Efrâsyâba benzetiyordu. Sâh Ismâ’îlin ordusu, Mûsullu, Sâmlı, Rumlu gibi
türk kabîlelerinden askerlerle dolu idi. Türkçe konusuyorlardı) diyor. [Efrâsyâb,
eski Tûrân hükümdârı idi. Îrân sâhlarından Ferîdûnün oglunun torunu idi. Îrânı aldı.
Çıkarıldı. Tekrâr aldı. Zâl oglu Rüstemin kahramânlıkları ile yine çıkarıldı. Nihâyet
Keyhusrev tarafından öldürüldü. (Sâhnâme)de uzun yazılıdır.] Sâh Ismâ’îlin
türkce si’rleri, el yazma dîvânı, Erdebîlde türbesindedir. [892] de tevellüd etdi. Babasından
kalan Hataylı tekkesinde seyh oldu. [905] de, mürîdleri ile Sirvâna saldırdı.
Sî’îligi i’lân edince, Ehl-i sünneti öldürdü. Bunu haber alan Yavuz Selîm hân,
920 [m. 1514] senesinde, Çaldıranda sâhı ve askerlerini perîsan etdi. Kaçdılar. 930
[m. 1524] da Erdebîlin Serab kasabasında öldü. Intikâmcı, sefîh, alçak bir zındık idi.
(Mir’ât-i kâinât)da diyor ki, Yıldırım Bâyezîd zemânındaki Evliyâdan Abdürrahmân-
ı Erzincânî, Safiyyeddîn-i Erdebîlî hazretlerinin halîfelerinden idi. Amasyada,
bir sabâh çok üzgün olup, sebebi soruldukda, (Erdebîlî ogullarının i’tikâd ve tak-
– 1175 –
vâları güzel idi. Simdi seytân onları dogru yoldan sapdırdı) buyurdu. Sonra, seyh
Haydarın sî’î oldugu haberi geldi. 61, 500, 502, 504, 515, 1103, 1167.
863 — SÂH SULTÂN “rahmetullahi teâlâ aleyhinne”: Osmânlı pâdisâhlarından,
birinci Selîm hânın ve birinci Süleymân hânın ve üçüncü Mustafâ hânın kızlarıdır.
Selîm hân ve Süleymân hân ismlerine bakınız! 1167, 1173.
864 — SÂH VELIYYULLAH-I DEHLEVÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ahmed
bin Abdürrahîm, 1114 [m. 1702] de Delhîde tevellüd, 1176 [m. 1762] da Delhîde
vefât etdi. Babası, hazret-i Ömer, vâlidesi hazret-i Alî soyundandır. Mevdûdînin
yazdıgı gibi, mezhebsiz degildir. Ehl-i sünnet âlimi idi. (Fâideli Bilgiler) kitâbına
bakınız! Büyük Velî, Mazher-i Cân-ı Cânân buyurdu ki, (Sâh Velîyyullah derin hadîs
âlimidir. Ma’rifet esrârının tahkîkinde ve ilmin inceliklerini bildirmekde, yeni
bir çıgır açmısdır. Bütün bu bilgileri ve üstünlükleri ile birlikde, dogru yolun âlimlerindendir.)
Çok kitâb yazdı. Eserleri Pâkistânda yeniden basılmakdadır. Sî’îlere
karsı (Kurretül ayneyn fî tafdîl-i seyhayn) ve (Izâle-tül hafâ an hilâfet-il-hulefâ)
kitâblarından birincisi türkçe kısaltılarak (Müslimânların iki gözbebegi) adı ile
(Eshâb-ı kirâm) kitâbının içinde, 1394 [m. 1974] de Istanbulda nesr edilmisdir.
Sâh Veliyyullah-ı Dehlevînin dört oglu oldu. Birincisi, Sâh Abdül’Azîz [1159-
1239] olup, hâl tercemesi altıncı sırada bildirilmisdir. Bunun kızının oglu Muhammed
Ishak bin Muhammed Efdal, Nezîr Hüseyn Dehlevînin hocasıdır. (1262
[m. 1845]). (Mesâil-i erba’în) kitâbı, vehhâbî oldugunu gösteriyor. Sâh Refî’uddîn
(1163-1233) ile Sâh Abdülkâdir (vefâtı 1230) de büyük âlim idiler. Dördüncü oglu
Sâh Abdülganî (vefâtı 1227) genç iken vefât etdi. Bunun oglu Sâh Ismâ’îl 1195
[m. 1781] de Delhîde tevellüd etdi. Büyük ehl-i sünnet âlimi olan dedesinin yolundan
ayrılarak vehhâbî oldu. Vehhâbîlik inançlarının Hindistânda yayılmasına önderlik
yapdı. Bu fitnenin bası olan Muhammed bin Abdülvehhâb-ı Necdînin (Kitâb-
üt-tevhîd)ini urdu diline terceme ederek (Takviyet-ül îmân) ismi ile basdırdı.
Böylece, vehhâbîligin Hindistânda yayılmasına önayak oldu. 1396 [m. 1976] da Pakistânda,
fârisîye terceme edilip, (Takvîm-ül beyân) ismi ile basdırıldı. (Sırât-ı müstekîm)
ve baska kitâblar da nesr etdi ise de, ehl-i sünnet âlimlerinin “rahmetullahi
teâlâ aleyhim ecma’în” reddiyyeleri karsısında, 1243 [m. 1828] senesinde Pisâvur
sehrine kaçdı. Müslimânlara önder olmak düsüncesi ile, orada Sîh (Sikhs)lere
cihâd i’lân etdi. Çok müslimânın telef olmasına sebeb oldu. Kendisi de bu
harbde, 1246 [m. 1831] târîhinde öldürüldü. Dedesinin söhretine aldanarak, bunun
tuzagına düsmüs olanlardan Abdüllah-ı Gaznevî ve Nezîr Hüseyn Dehlevî ve
Muhammed Sıddık Hasen hân Pühüvâlî ve Resîd Ahmed Kenkühî ve Diyobend
sehrindeki medresenin ba’zı hocaları, vehhâbîlige kendi düsüncelerini de karısdırıp,
kitâblar nesr ederek, Hindistânda vehhâbîlik ismi altında, yeni bir çıgır açdılar.
Vehhâbîler, islâmiyyeti içerden yıkmak için ve sapık düsüncelerini bütün islâm
memleketlerine yaymak için, simdi (Râbıtat-ül-âlem-il-islâmî) teskîlâtı te’sîs
etdiler. Her memleketde, bilhâssa Afrikada câhil din adamlarını aldatarak satın
alıyorlar. Bu din adamları, bunların sapık kitâblarını kendi dillerine terceme edip
parasız dagıtıyorlar. Böylece, islâmiyyetin kal’ası olan, Ehl-i sünnet mezhebini içerden
yıkmaga çalısarak islâm düsmanlarının ekmeklerine yag sürüyorlar. 165, 263,
467, 1059, 1073, 1134, 1168, 1184, 1194.
865 — SÂHZÂDE SULTÂN MUHAMMED “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Kânûnî
sultân Süleymânın ogludur. 949 [m. 1541] da vefât etdi. Sultân Süleymân, bunun
adına Sâhzâde câmi’ini yapdı. Câmi’ 955 [m. 1547] de temâm oldu. Câmi’ yanındaki
türbesindedir. Bu türbede, sagında birâderi Cihângir sultân, sol yanında da kızı
Hümâ sâh sultân yatmakdadır. Sâhzade Cihângîr Halebde 960 [m. 1552] da vefât edip
Istanbula getirildi. Babası, bunun için Beyoglunda Cihângîr câmi’ini yapdırdı. 1173.
866 — SARL: Fransa, Almanya, Ingiltere, Isveç, Napoli, Sicilya, Navara ve Sardenya
kralları arasında çok Charle vardır. Fransadaki onbir Sarl sunlardır:
– 1176 –
Sarl Martel 69 [m. 689] dan 124 [m. 741] e kadar yasadı. 113 [m. 732] senesinde
Puvatiyye yakınında Endülüs müslimânlarına gâlip gelmis ve papa üçüncü
Greguvar [Grégoire] tarafından tebrîk edilmisdir.
1. ci Sarl, buna Sarlman, ya’nî büyük Sarl denir. Sarl Martelin torunudur. [m.
742-814] Endülüs müslimânlarına maglûb oldu. Almanyanın çogunu aldı. Hârûnürresîd
buna sâat ve baska hediyyeler göndermisdir. Senelerin, mîlâd gününden
baslanmasını, ilk olarak 192 [m. 808] de, bunun kabûl etdigi, sonra Kostantin tarafından
kânunlasdırıldıgı Hasîb begin Kozmografya kitâbında yazılıdır. 761,
1107.
2. ci Sarl [m. 823-877] âciz idi. Ömrü, kardesleri ile harb etmekle geçdi.
3. cü Sarl [m. 879-929], ömrü iç harblerle geçdi ve harbde öldü.
4. cü Sarl [m. 1294-1328], güzel Filipin ogludur. Ingiliz kralı ikinci Edvard bunun
enistesi idi. Edvarda hiyânet edip, öldürülmesine sebeb oldu.
5. ci Sarl [m. 1368-1380], Fransayı Ingiliz isgâlinden kurtardı. 1173.
6. ci Sarl [m. 1368-1422] zemânında, Ingiltere kralı besinci Hanri Fransayı alıp
Fransa krallıgını i’lân etdi.
7. ci Sarl [m. 1403-1461], Jandark isminde bir kızın yardımı ile Fransayı Ingiliz
isgâlinden kurtardı.
8. ci Sarl [m. 1470-1498], Napoliyi almıs, yine gayb etmisdir.
9. cu Sarl [m. 1550-1574], on yasında kral oldu. Annesi Katerina saltanat sürüp,
kadınlar saltanatı Fransayı karısdırdı. Katoliklerle protestanlar arasında
harbler oldu. Kral, hemsîresini, protestan olan Navara prensi dördüncü Hanriye
verdi ise de, dügünde [Sent Bartelemi] yortusu gecesi, Fransadaki protestanların
öldürülmesini emr etdi. Kendisi de, serây penceresinden silâh atmısdır. Sefâhat içinde
öldü. 358, 534.
10. cu Sarl Filip [m. 1757-1836], onbesinci Louinin torunu ve onaltıncı Loui ile
onsekizinci Louinin birâderidir. 1203 [m. 1789] ihtilâlinde Fransadan kaçdı. 1795
de Ingilizlerin yardımı ile Fransaya girmek istedi ise de, 1824 de girebildi. 1830 da
zâlim idâresine karsı isyân çıkararak yine kaçdı.
Sarl-kent baska olup, Alman imperatörleri olan yedi Sarlden besincisidir. Bütün
Avrupayı aldı ise de, 932 [m. 1526] de Osmânlılara maglub oldu. 1071.
867 — SÂZILÎ: Ikiyüzellisekizinci [258] sırada Ebül-Hasen ismine bakınız!
868 — SEHÂBÜDDÎN SÜHREVERDÎ: 888. ci sırada (Sihâbüddîn-i Sühreverdi)
ismine bakınız!
869 — SEKER-GENC “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ferîd-üd-dîn Mes’ûd
Genc-i seker, Hindistândaki Çestiyye Evliyâsındandır. 569 [m.1173] da Delhîde
tevellüd, 664 [m. 1265] de Mültanda vefât etdi. Kutbeddîn-i Bahtiyârın talebesi
ve Nizâm-üd-dîn-i Evliyânın üstâdıdır. Bahtiyâr Üsî, 633 [m. 1234] de Delhîde
vefât etdi. Agzına aldıgı tas, toprak, çömlek parçaları seker gibi tatlı olurmus.
Bunun için, (Seker hazînesi) demek olan Genc-i seker adı ile meshûr olmusdur.
Fârisî (Râhat-ül-kulûb) ve (Fevâid-üs-sâlikîn) kitâbları ve baska eserleri ve kerâmetleri
bilinmekdedir. Hicretin binellialtı [1056] senesinde yazılıp 1331 [m.
1913] de Lüknov sehrinde basılmıs olan (Siyer-ül-Evliyâ) kitâbında hâl tercemesi
fârisî olarak uzun yazılıdır. (Mültân seyhı) adı ile her sene, Muharremin besinde
kabri ziyâret edilmekdedir. 766, 1085.
870 — SEMSÜDDÎN SÂMÎ: 1266 [m. 1850] da Arnavutlukda tevellüd, 1322 [m.
1904] de Istanbulda vefât etdi. Erenköydedir. Fransızcadan türkceye resmli lügât
kitâbı ve altı cild (Kâmûs-ül-a’lâm)ı basılmısdır. 388, 431, 441, 514.
871 — SEMSÜDDÎN SEHÂVÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed bin Ab-
– 1177 –
dürrahmân-ı Sehâvî, 830 [m. 1427] da Mısrda Sehâ kasabasında tevellüd, 902 [m.
1496] de Medîne-i münevverede vefât etdi. Sâfi’î idi. Çok kitâb yazdı. 415, 1014.
872 — SEMSÜDDÎN TÎMÛRTÂSÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Semsüddîn Muhammed
bin Abdüllah Gazzî, Hanefî fıkh âlimlerindendir. 1004 [m. 1595] de
Gazzede vefât etdi. (Tenvîr-ül-ebsâr) kitâbı ile (Kenz) ve (Vikâye) ve (Minah-ulgaffâr)
adını verdigi (Tenvîr-ül-ebsâr) serhleri meshûrdur. Gazze, Filistindedir. Hâsim
bin Abd-i Menâf oradadır. 462, 1183.
873 — SEMS-I TEBRÎZÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Mevlânâ Muhammed bin
Alî, ilk mektebe giderken Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” askından, yimez,
içmez olmusdu. Ebû Bekr-i Kermânîden ve Bâbâ Kemâl-i Cündîden de feyz
aldı. Bâbâ Kemâlin yanında seyh Fahreddîn-i Irâkî de yetismekde idi. Seyh Fahreddîn,
her kesf ve hâlini, si’rler hâlinde, Bâbâ Kemâle bildirirdi. Bâbâ Kemâl, Semseddîne,
(Sana bu esrârdan ve hakîkatlerden birsey hâsıl olmıyor mu? Neden hiç
söylemiyorsun?) dedi. (Ondan dahâ çok oluyor. Fekat, ben onun gibi si’r söyliyemiyorum)
dedi. Bâbâ Kemâl buyurdu ki, (Allahü teâlâ, sana öyle bir arkadas ihsân
eder ki, o senin adına her ma’rifet ve hakîkatleri söyler) buyurdu. 642 [m. 1244]
de Konyaya geldi. Sekerrîzân hânına yerlesdi. Celâleddîn-i Rûmî talebesi ile geçerken
karsılasdılar. Celâleddîne Resûlullah ile Bâyezîdin derecelerini sordu.
Aldıgı cevâblardan bayıldı. Birgün, Mevlânâ havz kenârında idi. Yanında kitâblar
vardı. Semseddîn gelip, kitâbları sordu. (Sen bunları anlamazsın) dedi. Semseddîn
kitâbları suya atdı. Mevlânâ, âh babamın bulunmaz yazıları gitdi, diyerek
çok üzüldü. Semseddîn elini uzatıp herbirini aldı. Hiçbiri ıslanmamıs görüldü. Mevlânâ
(Bu nasıl isdir?) dedi. (Bu zevk ve hâldir. Sen anlamazsın) buyurdu. Bir kâfir,
Allah nerede, kendisi ve bulundugu yer bilinmeyen sey yok demekdir. O hâlde
Allah yokdur dedi. Seyh hazretleri, elindeki kerpiçi kâfirin basına atdı. Bası çok
acıdı. Seni mahkemeye verecegim dedi. Agrıyı ve basının neresinde oldugunu göster,
sana hak vereyim buyurdu. Kâfir bunları gösteremeyince, Allahın var olduguna
inandım deyip, müslimân oldu. 645 [m. 1247] de, bir gece Mevlânâ ile otururken,
yedi kisi gelip dısarı çagırdılar ve sehîd etdiler. Bunlardan biri, Mevlânânın
oglu Alâüddîn Muhammed idi. Kuyuya atdılar. Mevlânânın diger oglu Behâüddîn
Sultân veled rü’yâda görüp çıkardı. Mevlânânın medresesinde defn edildi. Sultân
Veled 712 [m. 1311] de vefât edip, oraya defn edildi. 937, 1085, 1101.
874 — SEMSI AHMED PÂSA “rahmetullahi teâlâ aleyh”: 988 [m. 1580] de Üsküdârda,
Semsi pâsa câmi’ini yapdırmısdır.
875 — SEMS-ÜL-EIMME HULVÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Abdül’azîz
bin Ahmed, Hanefî fıkh âlimidir. 456 [m. 1064] da Buhârâda vefât etdi. Muhammed
Seybânînin (Câmi’ul-kebîr) ve (Siyer-ül-kebîr)ini serh etmis, (Nevâdir),
(Mebsût), (Vâkı’ât) ve baska kitâblar yazmısdır. 216, 223, 271, 309, 444, 826.
876 — SEMS-ÜL-EIMME-I SERAHSÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sekizyüzondokuzuncu
[819] sırada Serahsî ismine bakınız!
877 — SEREFÜDDÎN AHMED MÜNÎRÎ: Babası Yahyâdır. Fârisî mektûbâtı
vardır. 782 [m. 1380] de Bihârda vefât etdi. (Ahbâr-ül-Ahyâr) da hâl tercemesi
yazılıdır. (Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbının 72.ci sahîfesine bakınız!
878 — SERHABÎL “radıyallahü anh”: Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”
ile konusmak için Necrandan gelen altmıs süvârî hıristiyanın en âlimi idi. Buna
Seyyid derlerdi. Sonradan müslimân oldu. Sohbet ile sereflendi. 370.
879 — SERNBLÂLÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebül-Ihlâs Hasen bin Ammâr
Sernblâlî, Hanefî fıkh âlimidir. Sürnblâlî de denir. Câmi’ul-ezherde müderris idi.
(Câmi’ul-ezher), Mısrda Fâtımîler zemânında [361] de yapılan câmi’ olup, medrese
olarak kullanılmakdadır. [994] de tevellüd, 1069 [m. 1658] da Mısrda vefât etdi.
(Nûr-ül-îzâh) ve bunun serhı olan (Imdâd-ül-Fettâh) veyâ (Merâkıl-felâh)
– 1178 –
ismlerindeki kitâbı ve kelâm ilminde (Merak-ıs-se’âde) kitâbı ve (Dürer) hâsiyesi
çok kıymetlidir. 97, 269, 279, 298, 316, 356, 393, 629, 796, 815, 858, 1020.
880 — SEVBERÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sems-üd-dîn Muhammed bin
Ahmed Sevberî, Sâfi’î fıkh âlimidir. [977] de Sevberde tevellüd, 1069 [m. 1658] da
vefât etdi. Kıymetli kitâbları vardır. Sevber Mısrdadır. 633, 638.
881 — SEVKÂNÎ: Kâdî Muhammed bin Alî Sevkânî, 1173 [m. 1759] de San’a sehrinin
Sevkân kasabasında tevellüd, 1250 [m. 1834] de San’ada vefât etdi. San’ada kâdî
idi. Babasından ve baskalarından (Ezhâr-ül-fıdda) ve (Bahr-ül-zehhâr) sî’î kitâblarının
serhlerini senelerce okuyarak, sî’î mezhebinde yetisdirildigi, (Feth-ul-kadîr)
tefsîri Mısrda basılırken eklenen önsözde yazılıdır. Sî’îlerin Zeydî fırkasından oldugu
Kuveyt müftîsi Muhammed bin Ahmed Halefin (Cevâb-üs-sâil) kitâbının 69. cu
sahîfesinde yazılıdır. Zeydî mezhebinde oldugunu saklar, hanefî görünürdü. Sî’îler
böyledir. Gitdikleri sehrlerdeki mezhebden olduklarını söylerler. Kendi mezheblerini
saklarlar. Sevkânî de hanefî oldugunu söyler, fekat zeydî mezhebine göre fetvâ
verirdi. Böylece sî’î mezhebini yaymaga çalısırdı. Sî’îler böyledir. Bu yola (Takıyye)
yapmak denir. Çok sayıda, istifâdeli kitâbları vardır. Ehl-i sünnete uymıyan
yazıları zararlıdır. 1976 senesinde Pâkistânda Siyalküt sehrinde urdu dilinde basılmıs
olan (Vehhâbî mezhebinin iç yüzü) kitâbında, Ibni Teymiyyenin ve Sevkânînin
mezhebsiz oldukları, vesîkalarla isbât edilmekdedir. Hindistânın büyük âlimlerinden
Abdülhay Lüknevînin, Sevkânî için (Sevkânînin kötü hâllerini ve bozuk kitâblarını
ögrenmek istiyen, benim (Ferhat-ül-müderrisîn bi-zikril-müellefât-i vel-müellifîn)
kitâbımı okusun! Burada Ibni Teymiyyenin (Minhâc-üssünne) kitâbını anlatırken,
Sevkânînin de Ibni Teymiyye gibi oldugunu, onun gibi ilmi çok ve aklı az
oldugunu ve ondan da asagı oldugunu uzun bildirdim) dedigini yazmakdadır. Abdülhay
Lüknevî (Fevâid-ül-behiyye) kitâbının sâhibidir. 415, 416, 417, 492.
882 — SEVKÎ: Behâîlik dinsizligini yaymaga ugrasanlardan biridir. Babası
Abdülbehâ Abbâs 1339 [m. 1921] da Hayfada ölecegi zemân büyük oglu Sevkîyı,
ilâhî emrin reîsi olarak rûhânî reis ve Behâîligin açıklayıcısı ta’yîn etdi. Sevkî, 1315
[m. 1897] de Akkâda dogdu. Oksford üniversitesinde okudu. Amerikalı bir kızla
evlendi. Her yerde Behâî teskîlâtının ve ma’bedlerinin kurulmasına çalısdı. 1377
[m. 1957] de Londrada öldü. 483, 1060.
883 — SEYBE: Rebî’anın oglu, Utbenin kardesi ve Abd-i Sems bin Abd-i Menâfın
torunu idi. Ümeyyenin kardesi oglu [yegeni] idi. Bedr gazâsında hazret-i Hamza
tarafından öldürüldü. 353, 506, 1069, 1093, 1186.
884 — SEYH EMÂN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sôfiyyedendir. 964.
— Seyh Müzzemmil: (Mektûbât Tercemesi) sahîfe 236 ya bakınız!
885 —SEYH-I NECDÎ: Seytânın ismidir. Muhammedi öldürmek lâzım, bu isi
Seyh-i Necdî yapar dedi. (Fâideli Bilgiler) kitâbının 84.cü sahîfesine bakınız!
886 — SEYH TÂCEDDÎN BIN ZEKERIYYÂ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Hindistân
asîlzâdelerinden idi. Delhî köylerinden birinde Seyhullah Bahs hazretlerinden
icâzeti oldugu hâlde, hâce Muhammed Bâkî-billah “kuddise sirruh” Mâverâün-
nehr seferinden dönüp irsâda baslayınca, sohbetine kosdu. Tevâzu’ ve insâfına
karsılık teveccühe ve husûsî ve mahrem halvetlere kavusdu. Kemâle erdi.
Tekrâr icâzet aldı. Hazret-i Hâce vefât edince, seyh Tâc, saskına döndü. Seyâhate
çıkdı. Hacca gitdi. Hicâzda çok kimselere nasîhat etdi. Mekke âlimlerinden Ahmed
ibni Allân, (Resehât) kitâbını arabîye terceme etmisdi. Seyh Tâcın sohbeti ile
sereflendi. Kemâle erdi. 1031 [m. 1621] senesinde vefât etdi. Seyh Tâceddîn, arabî
olarak çesidli kitâb yazdı. Tesavvuf büyüklerinin fârisî kitâblarını arabîye çevirdi.
Bu büyüklere dil uzatan din adamlarına, güzel cevâb yazdı. (Resehât) ve (Nefehât)
ı arabîye terceme etdi. 1050 [m. 1641] de vefât etdi. 954.
887 — SEYHZÂDE MUHAMMED “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed
– 1179 –
bin Mustafâ, Hanefî âlimlerindendir. Müderris idi. 951 [m. 1544] de vefât etdi. Beydâvînin
(Envâr-üt-tenzîl) tefsîrine hâsiyesi çok kıymetli olup, hicretin 1306 [m. 1888]
senesinde Istanbulda matba’a-i Osmâniyyede basılmıs ve Hakîkat Kitâbevi tarafından,
dört cüz hâlinde basdırılmısdır. (Kasîde-i bürde), (Mesârık) ve (Vikâye)
serhleri meshûrdur. Babası seyh Mustafâ Müslih-uddîn efendi, Bâyezîd-i Velî
zemânı mesâyıhından olup, Abdüllah-i ilâhînin halîfesi idi ve Hırka-i serîfde
(Müslih-uddîn) mescidini yapdırmısdır. Buna Tahta minâreli mescid de denir.
Kabri, câmi’inin yanındadır. 491, 825.
888 — SIHÂBÜDDÎN-I SÜHREVERDÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Hafs
Ömer bin Muhammed, Sâfi’î fıkh âlimi ve Sôfiyye-i aliyyedendir. Ebû Bekr-i Sıddîkın
soyundandır. 539 [m. 1145] da tevellüd, 632 [m. 1234] de, Bagdâdda vefât etdi.
Ebû Necîb Sühreverdînin halîfesidir. Abdülkâdir-i Geylânînin sohbeti ile sereflenip
kemâle erdi. Kitâbları arasında (Avârif-ül-me’ârif) kitâbı Beyrutda (Mektebüt-
ticârî) kitâbevinde satılmakdadır. Ayrıca Beyrutda (Dâr-ül-ma’rife) tarafından
basdırılan (Ihyâ-ül-ulûm) besinci cildine de ilâve edilmisdir. Tesavvuf bilgilerini
çok iyi bildirmekdedir. Sihâbeddîn Yahyâ bin Hüseyn Sühreverdî baska olup,
felsefeye baglanmısdı. 586 [m. 1189] da, Salâhaddîn-i Eyyûbînin emri ile Halebde
katl edildi. 748, 749, 927, 953, 958, 1074, 1087, 1165.
889 — SIHRISTÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebül Feth Muhammed bin Abdülkerîm,
fıkh ve kelâm âlimidir. 479 [m. 1086] da Horâsânda tevellüd, 548 [m. 1154]
de Bagdâdda vefât etdi. Es’arî mezhebinde idi. Yetmisüç islâm fırkasını genis anlatan
(Milel-nihal) kitâbı 1070 [m. 1660] senesinde vefât eden Nûh bin Mustafâ tarafından
Mısrda türkceye terceme edildigi gibi, çesidli Avrupa dillerine de çevrilmisdir.
Arabîsi Beyrutda (Mekteb-üt-ticârî)de satılmakdadır. 416.
890 — SILLER: Alman doktoru ve sâ’iridir. 1172 [m. 1759] de tevellüd, 1219 [m.
1805] da vefât etdi. Papaslar elinde din terbiyesi ile büyüdü ise de, hıristiyanlıkda,
akl ve ilm dısı olan bozuklukları görerek, fâci’a [trajedi] tiyatro si’rleri yazarak
söhret kazanmısdır. 27.
891 — SÎT “aleyhisselâm”: Âdem aleyhisselâmın ogludur. Babası ölünce, Peygamber
oldu. Allahü teâlâ, buna elli suhuf (forma) gönderdi. Kâ’beyi tasdan yapdı.
Nûh “aleyhisselâm” bunun soyundan oldugu için tûfândan kurtulanlar ve bütün
insanlar bunun çocukları olmakdadırlar. Bunun için, ikinci Âdem sayılır. 81,
386, 387, 482, 1069, 1109, 1120.
892 — SOPEN: Chopin Polonyalı müzikcidir. 1225 [m. 1810] de tevellüd, 1265
[m. 1849] de vefât etdi. Romantizm üzerinde idi. (Polonya) yazısı meshûrdur. 46.
893 — SÜREYH (KÂDÎ) “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Ümeyye bin Hars,
Tâbi’înin büyüklerindendir. Kırk yasında iken hazret-i Ömer tarafından Kûfeye
kâdî [hâkim] yapıldı. Hazret-i Alî halîfe iken, bunun karsısında, bir zimmî yehûdî
ile muhâkeme edilmisdi. Çok âdil idi. Fıkhda ve tecribî ilmlerde çok bilgisi vardı.
Yetmisdokuz 79 [m. 698] senesinde, yüzyirmi yasında vefât etdi. Babasının adı
Hani idi. Elçi olarak Medîneye gelmisdi. Resûlullahı görünce, müslimân oldu. Resûlullah,
buna Ebû Süreyh diye soy adı verdi. Kâdî Süreyk baskadır.