12 Ağustos 2013

KABE'NİN ÜZERİ NEDEN ÖRTÜLÜDÜR


Kâbe'nin üzeri neden örtülüdür?


Kâbe ilk defa kimin tarafından ve ne zaman örtülmüştür? Kâbe örtüsü neden siyahtır? Kâbe örtüsüne ne zaman ilk defa ayetler işlenmiştir?

İslam Tarihçileri Kâbe örtüsü hakkında farklı tarihler vermişlerdir. Al-Azraki "Ahbar Makka“ (=Mekke Haberleri) isimli eserinde dedesi Abu-al-Valid Ahmed b. Muhammad al-Azraki ve daha başka isimleri de kaynak göstererek hiç kimsenin Kâbe örtüsünün ilk defa ne zaman örtüldüğüne dair birşey bildirmediklerini not etmiş.
Kâbe ilk defa kimin tarafından ve ne zaman örtülmüştür?
Al-Azraki dedesinden edindiği bilgiye göre İbn Hişam Resulallah’ın “Tubba’yı kötülemeyin, o ilk defa Kâbe’yi örttü“ hadisini bildirmiş.
Al-Askalani, Al-Azraki’nin yazdıklarını doğrulamış , Fath-al-Bari isimli eserinde “Tubba Kâbe’yi ilk defa vasail ile örten kişidir” Devamında ise: “Bazı alimlerimiz İsmail’in ilk defa Kâbe’yi örttüğünü söylemişlerdir” yazmıştır.
Tubba’nın Kâbe’yi örttüğü tarih hicretten 200 sene evveline dayanır!
Al-Baladuri, İsa’nın doğumundan 300 sene evvelinde Adnan b. Add‘ın Kâbe’yi anta ile (= deri veya kilim) örttüğünü söylemiştir.
Al-Askalani, bu tarihi bilgiler doğruysa diye ekleyerek, Hz. İsmail’in ilk kez, Adnan’ın ikinci kez, Tubba‘nın ise üçüncü kez Kâbe’yi baştanbaşa örttüğünü belirtmiştir.
Kâbe’nin üzeri neden örtülüdür?
Kâbe’yi örtmenin belli bir anlamı olup olmadığı bildirilmemiş ama değişik rivayetler yazılmış. Al-Azraki Tubba’nın Kâbe’ye anahtarlı kapı yaptırdığını ve yazdığı şiiri oraya astığını bildirmiş. İslamiyet öncesi hicretten yaklaşık 200 sene evvel! yazılan şiirin kısmen tercümesi şöyle:
Biz mübarek evi giydirdik, çizgili mulan ve burud ile. (…)
Biz yedi kere evin etrafında dolandık (Tavaf ettik) ve İbrahim’in kabri önünde eğildik.
Biz 6000 (hayvan) kurban ettik ve onlara (kafilerle) hızla yetiştik.(…)
Tanrılara kurban edilen hayvan üzerindeki kumaşlar Kâbe’ye örtülüyordu İslam öncesi batıl törelerde tanrılara kurban edilecek hayvanlar ritüellerle kutsallaştırılıyorlardı.
Üzerlerine kırmızı damga vuruluyor ve kumaş ile örtülüyorlardı. Mekke’de kurban edilen hayvanların üzerindeki kumaşlar Kâbe hizmetkarları (= Sadana) tarafından Kâbe’ye örtülüyordu.

Kâbe çizgili kumaşlarla örtülüyordu Al-Azraki’nin İbn Mulayka’dan öğrendiği bilgilere göre Kâbe İslam’dan evvel Hizz, Hubur, Burud ve Anmat gibi çizgili kumaşlarla (= O devirde giyim eşyası olarak kullanılıyordu) örtülüydü. Kurban edilecek hayvanlar da bu kumaşlarla örtülüyordu. Geriye kalan kumaşlar Kâbe’deki dolaptaydı. Kâbe’ye güzel kokulu buhurlar-buhurdanlıklar hediye ediliyor ve yakılıyordu.

Kâbe en pahalı ve en iyi kilimlerle örtülüyordu

Al-Azraki Kureyşliler’in ve değişik kabilelerin Kâbe örtüsü için para bağışladıklarını bildiriyor. Al-Fasi ise Kâbe‘nin vasail ve anmatlarla, yani Maisani denilen en pahalı ve en iyi kilimlerle örtüldüğünü bildirmiş. (= Maisan’dan gelen kilimler) Kâbe örtüleri deri, palmiye yaprakları, saç ve yündendi

Al-Fakihi, Halid b. Cafer b. Kilab‘ın Kâbe’ye misk ve ipek kumaş gönderdiğini ve örtü diktirdiğini bildirmiş. Böylelikle İslam evvelinde Kâbe’yi ilk defa ipekle örten kişi olarak tarihe geçmiştir.Hz. Ayşe İslam’dan evvelki dönem için: „Aşure günü oruç tutulur ve aynı gün Kâbe örtülürdü“ diye bildirmiştir.
Kâbe her kumaş ile örtülebiliniyor İslam’dan evvelki dönemde Arap kabileleri Kâbe’yi örtmeyi bir görev, şeref ve fazilet olarak görüyorlardı. Kâbe’yi örtmek, örtüsünü bağışlamak bazı önde gelen asil ve zengin kabileler için imtiyaz sahibi olduklarının göstergesiydi. Herkes Kâbe’yi istediği kumaş ile örtebilir, kurbanlık hayvanlarını örterek tanrıya bağışlayabilirdi.
Kâbe’yi örtme günleri Tarihçiler Kâbe’yi örtme günleri olarak 10 Muharrem Aşure gününü ve Zilhicce’nin sekizini belirtmişlerdir. (Yavm-at-Tarviya) Kâbe örtüsü donatım malzemeleri her türlü renkten ve cinsten Kâbe örtüsü donatım malzemeleri çok çeşitli olmuştur: Deri (Anta), Kanevas (Husuf), has yün (Musuh), hasır (Anmat), ipek (Dibağ), yumuşak kumaş (Mala), keten (Usub), ince  doku (Şikak, vasail), ince çadır kumaşı (Kirar) ve kilim (Namarik).
Kâbe örtüsü olarak her türlü renk, motif ve yazı şekli kullanılmıştır.
İslam‘da Kâbe örtüsü Resulallah Efendimiz Kâbe’yi fethettiğinde sahabelerle içini putlardan temizlemiş, yıkamış, fakat müşriklerin örttükleri örtüyü indirmemiştir. (630) Aynı sene içinde bir kadın buhur ile Kâbe’yi tavaf ederken örtüyü dikkatsizlikle yakmıştır. Bu kazadan sonra müslümanlar Kâbe’yi Yemen’den gelen yeni bir örtüyle örtmüşlerdir.
Müslümanlar kurbanlık hayvan üzerindeki örtüleri asla Kâbe örtüsü olarak kullanmamışlardır. Resulallah Efendimiz Kâbe’yi üç defa örtmüştür Hadis kaynaklarına göre Resulallah Efendimiz vefatına kadar uzanan süreçte Kâbe’yi üç defa örtmüştür. Vefatından sonra halifeler ve sonraki İslam Devletleri’de Kâbe’yi örtmüşlerdir. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer döneminde Kâbe Mısır’dan gelen Kabati kumaşiyle örtülüyordu.
Emeviler Dönemi Kâbe örtüsü Emeviler döneminde Muaviye Kâbe’ye senede iki defa misk gönderirdi, namazdan sonra Kâbe duvarlarına misk sürülürdü. Muaviye’nin vefatından sonra Yezid ve Abdullah da Kâbe’yi ipek ile örtmüşlerdir. İpek= Dibağ Hüsravani. Abd-al-Malik’in halifelik döneminde Kâbe örtüsü Şam’da dokunur, Medine’ye gönderilir, Mescid-i Nebevi’de gösteriye sunulur, sonra Kâbe’ye gönderilirdi. Kâbe örtüsü ipektendi.

Abbasiler Dönemi- İlk defa yazı işlemeli Kâbe örtüsü Abbasiler döneminde kumaş dokuma, boyama ve işleme teknikleri gelişmişti. Al-Mahdi 776 senesinde ilk defa üzerine yazı işlenmiş Kâbe örtüsü hazırlatmıştır. Kâbe duvarlarına misk ve amber sürdürmüştür. Kâbe üç çeşit kumaş ile örtülmüştür = Kabati (Keten), hizz (Yün) ve dibağ (İpek). Besmele ve Salavat işlemeli Kâbe örtüsü

Hüseyin b. Hasan al-Alavy döneminde Kâbe sarı ve beyaz olmak üzere iki ipek kumaş ile örtülüyordu. Kâbe örtüsü üzerine Besmele ve Salavat örtüye işlenmişti. Al-Mamun döneminde Kâbe örtüsü kırmızı veya beyaz ipektendi. İbn Abd Rabbihi (vefatı 939 senesi) yazdığı eserinde Kâbe örtüsünün Horasan’dan gelen kırmızı ipekten olduğunu, üzerindeki halkalarda El-Hamdu-Lillah, Subhan-Allah, Allahu-Akbar, Allah Al-Aliyy, Al-Azim yazılı olduğunu bildirmiştir.
Fatimidiler Döneminde Kâbe örtüsü - Şiiler- Fatimidiler döneminde Kâbe örtüsü beyaz ve sarı renklerindeydi. İpek kumaşlar Hindistan ve Çin’den getirtiliyordu. İki şeritli turuzlar altın işlemeliydi.
Memlüklüler Döneminde Kâbe örtüsü Memlüklüler kendilerini Hadım al-Harameyn aş-Şarifeyn= İki kutsal Haramın hizmetçileri diye adlandırıyorlardı. Kâbe örtüsü siyah ipek ve ketendendi. Örtünün üzeri içi beyaz renkte işlenmiş Kelime-i şehadet‘li halkalarla süslenmişti. Beyaz renkli işlemede Kur’an’dan Hac Ayetleri (Sure 3/96, 2/127-128, 5/97) bulunan şeritler örtünün üst kısmına iliştirilmişti. Kâbe kapısı siyah ipekli kumaş üzerine altına bandırılmış gümüş ipliklerle işlenmiş örtüyle kaplıydı.
Osmanlı Döneminde Kâbe örtüsü= Kisve 1517 senesinde Sultan Selim Hadım al-Harameyn aş-Şarifeyn= İki kutsal Haramın hizmetçileri ismini üstlendi. Kâbe örtüsü siyah ipektendi: Renk, dikiş ve işlemeleri Memlüklülerin dokuduğu örtüye çok benziyordu. Örtü 30 günde hazırlanıyordu. Kâbe örtüsü 1706 senesine kadar Mısır’da, 1706‘dan-1860’a kadar Konstantinopel’de dokundu. Örtünün Konstantinopel’den İskenderiyye’ye kadar götürülmesi 11 gün sürüyordu.
Kâbe örtüsünün masrafı 276 bin 216 Dirhem tutuyordu. 1.Dünya Savaşı esnasında Kâbe örtüsü Mısır’da değil, Konstantinopel’de dokundu. Osmanlıların gönderdiği kisve Medine’de muhafaza edildi ve 1922 yılında kullanıldı. 1923 senesinde kisve Irak’ta dokunuldu. Suudi Arabistan Döneminde Kâbe örtüsü 1804 yılında Saud Abd el-Aziz Medine’yi, 1806’da Mekke ve Cidde’yi ele geçirdi, Osmanlı hac kervanlarının girişine izin vermedi. Osmanlıların hutbelerini yasakladı. Sultan Selim III.‘ye mektup yazarak Mısır ve Suriye mahmallarını (= Kisve taşıyan kervan) göndermemesini, bunun Vahhabilere göre bidat olduğunu açıkladı. Saud 1806’da Kâbe’yi kırmızı ipekten kisve ile, sonraki senelerde siyah ipek ve siyah ketenden kumaş ile örttü.
1927 senesinde Kral Abdul-Aziz oğluna (Kral Faysal) kisve dokunulan atölye kurmaya teşvik etti. 1927 de Mekke’de kurulan atölyeden sonra, 1974 de Mekke dışında bir atölye kuruldu ve kisve artık orada dokunuluyor.
Mahmal nedir?
Kâbe örtüsü (=Kisve) tarih boyunca çeşitli bölgelerden (Yemen, Irak, Horasan, Konstantinopel, Mısır) Mekke’ye Mahmal denilen kervanlarla gönderilmiştir. Mahmal kelimesi hamala, yani taşımak kelimesinden türemiştir. Mahmal konik çatılı mahzendir. Mahmalın içinde Kâbe örtüsü taşınıyordu. Üzerinde mahmal bulunan develer ve bu kervanlar mahmal diye adlandırılıyordu.
Kâbe örtüsü taşıyan Mahmal Kervanları kutlama törenleriyle karşılanırdı Müslüman halifeler ve sultanlar 13. yüzyıldan itibaren yüzyıllar boyunca her sene mahmal ile yeni kisve gönderirlerdi.
Osmanlı sultanları Hadım al-Harameyn aş-Şarifin lakablarıyla hem dini hem dünyevi hakimiyetin sahipleriydiler. Muhafaza edilebilinen en eski mahmal Topkapı Müzesi’ndedir, Memlüklüler dönemine aittir. Mahmal törenleri hakkında seyyahlar, tarihçiler ve tanıklar ilginç detayları aktarmışlar.
14. yüzyıl, İbn Battuta, Mısır: (…) Recep ayında düzenlenen mahmal törenine katılanlar: Devletin en yüksek memurları, kadıları, Beyt-ul Mal‘ın vekilleri, dini ve dünyevi makam sahipleri, askerler, sipahiler, Emir-al Hacc, kadınlar ve erkekler…
 15.yüzyıl, Al-Kalkaşandi: (…)Törenden üç gün evvel yol üzerindeki dükkan sahiplerine haber veriliyordu ki, süslemeler yapsınlar.

17.yüzyıl, Al-Ayyaşi, Mısır, Osmanlı dönemi: (…) Mahmal altınla işlenmiş ipek ile örtülüyordu.Hükümdar kisveyi hazırlayanlara şeref elbiseleri hediye ediyordu.

1825, 1834 Lane’in Kahire ziyaretinden aktardıkları, Osmanlı dönemi: (…) Mahmalın ön tarafında gümüş ve altın ipliklerle işlenmiş Kâbe motifi bulunuyordu. Motifin üst tarafına Osmanlı Sultanının tuğra şeklinde işlenmiş ismi iliştirilmişti. Mahmal içindeki gümüş kutularda iki Kur’an bulunuyordu. Yeşil veya siyah örtülerle örtülen mahmal en güzel ve semiz deve tarafından taşınıyordu.

1901, Rıfat’ın Osmanlı döneminde gözlemlediği mahmal töreni: (…) Bütün gece ilahiler söyleniyor, Kur’an okunuyor, havaya atılan 21 kurşun ile tören sonlandırılıyordu. Medine’de karşılanan kisve Osmanlı askerleri eşliğinde ihtişamlı bir törenle kutlanıyordu.

En son ki mahmal töreni deve değil tren ile: 1952‘de Mısır’dan Suez üzerinden Kâbe’ye gönderilmiştir. Mahmal treni büyük şehirlerde duraklıyor, kisve şehir içinde dolandırılarak tören kutlanıyordu.

Kitapta anlatılanlar bu yazıya çok kısa ve öz biçimde aktarılmıştır.
Kaynak: Die Kiswa der Ka‘ba in Makka. Abdelaziz Gouda. Kairo-Ägypten. Berlin 1989.

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...