07 Şubat 2013

KARANFİL...



http://digital.library.upenn.edu/women/sheil/persia/front-page.jpeg
KARANFİL...
Kulağında karanfil taşıyan halkımın oğulları Atlanın gidiyoruz.
Buğulu bir şafak vakti yeniden düşüyoruz yollara
Eski zamanlarda olduğu gibi
Dersimiz tarih.Unutmayın kaldığımız yeri yenilmedik daha

Masal alın koynunuza.Belki dönmeyiz uzun zaman
Masalllar hatırlatır size doğduğunuz yeri ilişkiler iklimini
çocukluk taşınabilir bir şeydir alınsa da elinden geçmişi.

Tütün ve tarih koyun torbanıza.Kekik ve dağ ateşleri
Şafağın bin yıllık anlamını, suların ve çağların sesini
ezberleyin, bilinmez otların adını hatırda tutar gibi,
Ten rengi aya bakın son defa
yani geride yaşanmış ve yaşanacak bütün yaz geceleri
kaçak aşıkları, uçurum bakışlı firarları, mağrur eşkiyaları
saklar gibi kilitleyin yüreğinizin kalelerini
Anka ve Anahtar, ikinci bir emre kadar Kaf Dağının ardına gitti

Kulağında karanfil taşıyan halkımın oğulları Toplayın çadırlarınızı.
Eski zamanlarda olduğu gibi Çığ geliyor.Çağ çöküyor. Gidiyoruz.
Dudaklarınıza ninni, ıslık ve destan alın
siyah sünnet çekin gözleriniz Alıcı kuş telekleriyle
Ki ışısın yaprak yeşili gözlerinize kıstırdığınız farz olan öfke
çapraz asın tüfeklerinizi çağın dışına sürdüğü eski masallardaki
eşkiya resimleri gibi yurdundan ve yüzyılından
kovulmuş çocukların tarihinde gelenek kimi zaman başkaldırma biçimi...

Teni tarçın kokulu halkımın oğulları 
Atlanın.Bizi bekliyor ay akşamları
daha yola çıkmadan eksiksiz anlatın çocuklarınıza
aklınızda kalanları ağızlık, tesbih ve tabaka bırakın
yolları ayrı düşmüş arkadaşlara belki görüşemezsiniz bir daha
yükse kuşlar dorukları sever ölümse çıplak kaldığı dağları

Atlı bozkırların sararmış hülyalarını
eski sözcüklerin yüklü çağrışımlarını yanınıza alın.
Sabahı karşılayın her günkü sabahı
gülümseyin yüzünüzün sığmadığı kuşlu aynalara
mayın diye gömün yüreklerinizi ölülerinizi verdiğiniz toprağa
vedalaşın denkleri toplanmış geçmişinizle
unutmayın göçmen tarihlerden, yerleşik zulümlerden
geçilerek varıldı yüzyılın eşiğine
sonra gece nöbetçilerinin yüksek rakımlı yalnızlığını alın
yalnızlık kullanışlı bir şeydir, bazen iyi gelir
gerektiğinde yalnız olmayı bilmeyenlerin 
inanmayın beraberliğine sonra sabır.
Mazlumların ve bilgelerin bize tarihsel emanetidir,
her yerde yeni anlamlarıyla denenir. Ve her çağın hurafeleri vardır
kurban alır, kurban verir Geçer devran, takvimler el değiştirir.
Gün gelir zulüm de göçer Zaman örter her şeyin üstünü
Uzağı gören çocuklar bilir gelecek uzun sürer....

Atlı ay akşamları
Sönmüş yanardağlar.Gecenin ormanında ilerleyen ölülerin rüzgarı
yanık fısıltılar... gelecek günlerin düşünü kuran
kaç tarih çadır kurup sökmüş burada yalnızlık kalmış yadigar
bir de gökyüzü gökyüzünün mayınları yıldızlar
hem saklar, hem açıklar çoban yıldızı, samanyolu, kervankıran
kapı komşumuzdu burada gittiğiniz yerde de parlak mıdır bu kadar?

Şimdi menzili yurt tutanlar ne yollar, ne yıllardan geçeceksiniz
çiçek atın yenilmiş asilere güvenin her çağda ve her yerde
uzakları iyi bilen çocuklara kenar adamlarına, ateş insanlarına
birliğiniz dağılmaz göç yollarında ey gurbete çıkmış halklar

Atlı ay akşamları
kalın şayak bir gece, esiyor rüzgar gidiyoruz geleceği olmayan bir yere
ardımız sıra esiyor ölülerin rüzgarı daha şimdiden başka yerlere gömülenlere
gidiyoruz kalın şayak bir gece geride ne çadırlar, ne tarih, ne saltanat
yalnızca rüzgarın sesi bizi uğurluyor.

Ay vurmuş alnına bütün ölülerin
yatıyorlar kimsesiz koyaklarda ilk vuruldukları sıcaklıklarıyla
sanki dokunsalar birinin omuzuna hep birden, her şeye yeniden başlayacaklar
ilerliyor gece, geçiyor ay nesnelerin boşalan dünyasında
yer değiştiriyor aydınlık, tarih, mevsimler kimsesiz koyaklarda ölüler ve ay

Kulağında karanfil Teninde tarçın Gözlerinde göç var
Döner bir gün Anka Kilidinde döner anahtar
 Murat Mugan




Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...