GÖNÜLLER SULTANI HAZRETİ MEVLANA'DAN ;
Beri gel, daha beri, daha beri
Bu yol vuruculuk nereye dek böyle?
Bu hır gür, bu savaş nereye dek?
Sen bensin işte, ben senim işte
Ne diye bu direnme böyle, ne diye?
Ne diye aydınlıktan kaçar aydınlık, ne diye?
Topumuz bir tek olgun kişiyiz, bir tek,
ne diye böyle şaşı olmuşuz, ne diye?
Zengin yoksulu hor görür, ne diye?
Sağ soluna yan bakar, ne diye?
İkisi de senin elin, ikiside,
peki, kutlu ne, kutsuz ne?
Topumuz bir tek inciyiz, bir tek
başımız da tek, aklımız da tek
Ne diye iki görür olup kalmışız
iki büklüm gökkubbenin altında, ne diye?
Sen habire gevele dur bakalım,
habire 'usul boylu birlik çam ağacı' de,
sonu nereye varır bunun, nereye?
Şu beş duyudan, altı yönden
varını yoğunu birliğe çek, birliğe
Kendine gel, benlikten çık, uzak dur,
insanlara karıl, insanlara, insanlarla bir ol
İnsanlarla bir oldun mu bir madensin, bir ulu deniz
Kendinde kaldın mı bir damlasın, bir dane
Erkek arslan dilediğini yapar, dilediğini
Köpek köpekliğini ede durur, köpekliğini
Tertemiz can canlığını işler, canlığını
Beden de bedenliğini yapar, bedenliğini
Ama sen canı da bir bil, bedeni de, yalnız sayıda çoktur onlar, alabildiğine,
hani bademler gibi, bademler gibi
Ama hepsindeki yağ bir
Dünyada nice diller var, nice diller,
ama hepsin de anlam bir
Sen kapları, testileri hele bir kır,
sular nasıl bir yol tutar, gider
Hele birliğe ulaş, hır gürü, savaşı bırak,
can nasıl koşar, bunu canlara iletir
Mevlana Celaleddin Rumi
|
|
|
|
|
|