30 Kasım 2012

SATÜRN UYDUSU


Satürn
Güneş sistemimizde büyüklüğüyle ve sahip olduğu halka sistemiyle dikkati çeken bir gezegendir. Satürn, Jüpiter'den fazla küçük değildir. Diğer özellikler bakımından da her iki gezegen birbirine çok benzer. Fakat birer sistem olarak ele aldığımızda Jüpiter ve Satürn sistemlerinin birbirinden farklı olduğunu görürüz. Örneğin; Satürn görülmeye değer geniş bir halka sistemine sahiptir. Güneş'e olan uzaklığının çok büyük olmasından dolayı yörüngesinde Jüpiter'e göre daha yavaş hareket eder. Bu özelliklerinden dolayı mitolojideki çiftçilerin tanrısının adını almıştır.
Şekil 3.27
Şekil 3.27: Büyük Kırmızı Leke’nin ayrıntılı bir fotografını ve aynı görüntünün bilgisayarda renkleri daha da kuvvetlendirilerek elde edilmiş şeklini görüyorsunuz. Üstteki doğal görüntü, Galileo uzay aracı tarafından 26 Haziran 1996 tarihinde çekilmiştir.
Satürn'de rüzgâr şiddeti Jüpiter'e göre daha kuvvetlidir. Satürn ve Jüpiter atmosferleri arasında büyük benzerlikler vardır. Jüpiter ve Satürn'e baktığımızda birbirine yakın özellikler görürüz. Fakat Satürn bulutlarının özellikleri daha az belirgindir. Batı'dan doğu'ya doğru esen rüzgârların hızı ekvatorda maksimuma yani 800 m/sn’ye ulaşır. Bölgesel fışkırmalar olarak kabul edilen akıntıların yıllar boyu enlemsel konumlarını korudukları gözlenmiştir.
Şekil 3.28
Şekil 3.28: Voyager 2 uzay aracının çektiği Jüpiter’in sönük halkasının bir bölümü görülmektedir. Halka, gezegene uydularından daha yakındır. Parlak kısmının genişliği 6000 km dir ve küçük kaya parçalarından oluştuğu sanılmaktadır.
Satürn atmosferinde bulutlar Troposfer'de yer almışlardır. Üstteki amonyak bulutlarından daha alt bölgeleri göremeyiz. İçerden dışarı doğru çıkan enerji, gazı döndürmeye zorlar, işte bu nedenle büyük ölçekli olgular ortaya çıkar. Bunlar Yeryüzü’nde görülen anaforlara benzerler. Bulutların hiçbiri renkli değildir. Satürn atmosferinde gördüğümüz renklere henüz tanısını yapamadığımız bazı moleküller neden olmaktadır. Jüpiter'de olduğu gibi Satürn atmosferinin altında da katı bir yüzeyin olup olmadığı bilinmemektedir. Satürn'deki sıcaklık düşüktür, çünkü gezegen, Güneş'ten çok uzaktadır. Dönme ekseni eğik olduğu için mevsimsel değişimler beklenmektedir, fakat atmosfer çok büyük olduğu için normal değişimlere hemen ayak uyduramaz. Boylam, gün ve mevsimlere göre bir ortalama alınacak olursa sıcaklık farkı gözlenmemektedir. Eğer ısı transferi bulutların üst kısımlarında olsaydı belirgin bir sıcaklık değişimi görülecekti. Bunun olmaması atmosferdeki ısı taşınmasının daha derin bölgelerde olduğunu göstermektedir.
Satürn’ün ortalama yoğunluğunu (bkz. Ek 6, Sayfa 264) göz önüne alırsak onun büyük bir bölümünün gaz olduğunu görürüz. Suyun yoğunluğunun 1 olduğunu düşünürsek, Satürn’ün ne denli az yoğunluğa sahip olduğunu anlayabiliriz.
Satürn'ün iç yapı modeli de hemen hemen Jüpiter’inki gibidir. Satürn'ün zayıf çekiminden dolayı iç basıncı daha düşüktür. Bundan dolayı metalik hidrojene geçiş Jüpiter'e oranla daha derinlerde olur. Dolayısıyla moleküler hidrojenden oluşmuş mantosu oldukça kalındır.
Şekil 3.29
Şekil 3.29: Yer’den Satürn’ün görünüşü. Bu fotograf amatör gökyüzü fotoğrafçısı Damian Peach tarafından 35cm çaplı bir teleskopla çekilmiştir. Atmosferdeki bölge ve kuşaklar ile halkadaki Cassini boşluğu hemen dikkati çekmektedir.
Satürn soğurduğundan daha çok enerji yayınlar. Başlangıçta bütün gezegenleri sıcak kabul etmiştik. Gezegen zamanla soğuduğu için büzülür. Gezegenlerde bu güne kadar olan enerji kaybı çeşitli yöntemlerle hesaplanabilir ve sonuçlar günümüz gözlemleri ile karşılaştırılır. İşte böyle bir karşılaştırma yapıldığında, Jüpiter için yapılan hesaplamalarda bir uyum elde edilmesine karşın Satürn için bu söz konusu değildir. Gözlenen iç ısı hesaplanandan daha büyük çıkmaktadır. Buna göre ya Satürn, Jüpiter'in yarı yaşında (ki mümkün değil) ya da Satürn'ün soğuma ve büzülmenin yanında bir başka enerji kaynağı vardır.
Yer’den teleskopla gözlendiğinde halka yapısı gösteren tek gezegen Satürn’dür. Diğer dev gezegenlerin de halka yapısı vardır, fakat yoğunluğu az olan bu halkaları Yer’den gözlemek çok güçtür. Satürn'de halka sistemi gezegenin merkezinden 80000 km uzaklıkta başlar, 136000 km uzaklığa kadar devam eder. Halkanın farklı bölgeleri farklı parlaklıkta görünür. Dış parlak bölge A halkası olarak bilinir ve onun iç kısmında karanlık olan Cassini boşluğu vardır. Cassini boşluğundan sonra en parlak olan orta halka, B halkası olarak adlandırılır. Bunun altında ise sönük C halkası yer alır. Uzay sondaları Satürn’ün fotograflarını çektiğinde onun etrafında on binlerce halka olduğu anlaşılmıştır. Yer’den yapılan gözlemlerde boşluk olduğu sanılan bölgelerde de halka parçacıkları ile dolu olduğu görülmüştür. Bu bölgeler daha az yoğun olduğu için Yer’den parlak olarak gözlenemiyor. Halka, milyarlarca küçük parçacıktan meydana gelmiştir. Bu parçacıklar o kadar küçüktür ki ne Yer’den ne de uzay sondalarının çektiği fotograflardan ayrı ayrı görülemez. Halkayı oluşturan bu parçacıkların su buzu ile kaplı olduğu yapılan tayfsal çalışmalardan anlaşılmıştır.
Şekil 3.30
Şekil 3.30: Voyager 1 uzay aracı, gezegene yakın geçişini yaparak ondan uzaklaşırken beş milyon km uzaktan çektiği bir fotograf. Satürn’ün hilâl şeklindeki böyle bir görüntüsünü Yer’den çekmek imkânsızdır. Halkaların ayrıntısı ve onun gezegenin üstüne düşen gölgesini inceleyerek Güneş, Yer ve uzay aracının konumunu bulabilirsiniz. 

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...