1. ALLAH HER ŞEYİ BİR ÖLÇÜYE GÖRE YARATMIŞTIR
Allah, her şeyi bir ölçüye
göre yaratmıştır. Her şeyin bir ölçüsü vardır. Bu açıdan ''Kader'' kelimesi
Kuranda ölçülü yaratmayı ifade eder. Bu bakımdan ''Kader'' kelimesi, bir şeyin
ölçüsü, miktarı, sınırı, Allah'ın takdiri gibi anlamlara gelmektedir. Terim
olarak kader, Allah'ın olacak her şeyi sonsuz bilgisi ile bilmesi ve takdir
etmesidir.
Demek ki kader, Allah'ın koyduğu ölçüler ve bunlara göre evreni
yaratması ve yönetmesidir. Bu da onun bilgisi ve bilinci ile olur. Onun bilgisi
sonsuzdur; olacak her şeyi bilir. Kaza da Allah'ın takdir ettiği şeylerin,
iradesine ve bilgisine uygun olarak zamanında meydana getirmesidir.
2.
EVRENİN YASALARI
Evrenin yasaları, evrenin düzenli çalışması için konulmuş
kurallardır. Bu kurallar çeşitli alanları kapsar: Fiziki dünyada, göksel alemde,
canlılar dünyasında ve toplumsal dünyada bunlar farklıdırlar. Bilim adamları,
yüzyıllardır, bu yasaların bir kısmını keşfetmiştir. Daha keşfedilmesi gereken
pek çok yasa vardır. Dünyada yüz binlerce bilim adamı, çeşitli alanlarda yeni
evren yasaları bulmak için çaba harcıyorlar.
Evren yasaları, evreni yaratan
ve yönetenin koyduğu temel ilkelerdir. Kuran'da bunlara ''sünnetullah''
(Allah'ın koyduğu kanun) denir. Bunlar değişmez yasalardır. Kuran-ı Kerim,
bunların araştırılmasını istiyor. Evren yasalarının, Allah’ın evrendeki
ayetlerinin araştırılmasından, çok çeşitli bilimler doğmuştur.
Evrenin
yasalarını, fiziksel, biyolojik ve toplumsal yasalar başlıkları altında
inceleyebiliriz.
2.1. Fiziksel Yasalar :
Fizik yasaları, madde dünyasında
geçerli olan yasalardır. Bu yasalar, deneysel gerçekliklere dayanır. Bunlar,
nedenlerle sonuçları arasındaki ilişkileri açıklamaya yarar. Cisimler neden
düşer? Metaller neden genleşir? işte bu ve benzer sorulara fizik yasaları cevap
verir. Fiziksel yasalar, cansız madde dünyasında geçerli olduğu için, insanlara
uygulanamazlar. Çünkü fizik bilimi, bütün cisimlerde görülen özellik türlerini
inceler. insan ise bir cisim ve cansız madde değildir.
2.2. Biyolojik
Yasalar
Biyolojik yasalar fiziki yasalardan ayrılır. Çünkü biyolojik yasalar
canlılar dünyasında geçerlidir. Tek hücreli canlıda bile can vardır.
Cansız
maddede, örneğin taşta, doğma, büyüme, doğurma, beslenme ölüm gibi olaylar
yoktur .Halbuki bunlar canlılarda vardır .Dolayısıyla bu özellikleri
taşıyan
herhangi bir canlıya fiziksel yasalar uygulanamaz.
2.3. Toplumsal
Yasalar
Doğanın yasaları olduğu gibi toplumun da yasaları vardır. Sosyoloji,
insanın
meydana getirdiği toplum, toplumdaki yaşayışı ve etkileri üzerinde
çalışır. Toplumda meydana gelen çeşitli olayları fiziğin, kimyanın ve
biyolojinin yasaları ile açıklamak imkansızdır. Toplum yasaları , gelenek,
görenek, örf ve adetler , inançlar , kültürler , hepsi insanın eseridir. Bunlara
dayanarak hukuksal yasaları insan koyar ve bunlara göre toplumu yönetir . insan
bir şeyi seçer , yapar; sonucu kötü çıkarsa sonucuna katlanır .Alkollü insanın
kaza yapması veya başka bir zarara yol açması önlenemez. Bundan dolayı insan
iyiyi de kötüyü de seçme ve yapma gücüne yani özgürlüğe sahiptir.
Öyleyse,
toplum yasaları doğadan gelmez, onları, insanlar oluştururlar. Bu da
insanların özgür olduğunu gösterir .
3. İNSANIN KADERİ
insanın kaderi
doğum, ölüm, hastalık gibi tabiat yasaları arasındadır. insan ölü
mü
yenemiyor; ama hastalıkları yeniyor. insan doğa güçlerine hakim olmaya
çalışıyor. Yıldırımdan, selden, fırtınadan, depremden korunuyor. Bunların
zararlarını en aza indiriyor. Özgür insan, yapabilen insandır. insan
yapabiliyorsa, yolunu kendi düzeltir. iyi yolda bir kaderdir, kötü yol da.
Allah'ın takdirine inanmak, bizi kolaycılığa ve tembelliğe götürmemelidir. Çünkü
Allah, çalışana veriyor ve çalışmayı emrediyor .Allah insana takdirini
(kaderini) bildirmemiştir .Bildirmediği için de insan olarak bize çalışmak ve
hak etmek düşer.
Allah'ın takdirine inanmanın faydalarını şu şekilde
sıralayabiliriz: Bize ümitsizliğe düşmemeyi öğretir . Çok çalışıp hak etmeyi
öğretir .
Olaylar karşısında sabırlı, olgun davranmayı öğretir.
Bunlar en
güzel ahlakı özelliklerdendir.
Kader ve kaza, iç içe girmiştir. Kişi, hak
eder, Allah verir. Kul hak etmeyince Allah bir şey vermez.
4. İNSAN İÇİN
ANCAK ÇALIŞTIĞININ KARŞILIĞI VARDIR
Çalışan insan, hakkıyla, emek vererek
kazanır. Çalıştığının karşılığını alır. Çalışkan insanlardan kurulu toplumlar
daima ilerlemişler, uygarlıklar kurmuşlardır. iyi çalışmayan toplumlar da geri
kalmışlar, ileri toplumların emrine girmek zorunda kalmışlardır. Bilim,
teknoloji, uygarlık, güzel sanatlar, hepsi çalışan insanların ürünüdür. insan
ancak kaderini çalışmayla değiştirebilir. Çünkü insan çalışırsa Allah'tan
karşılığını alır. Çalışmayan insan, tembelliğini kadere yükler.
insan iyi iş
yapınca "Ben yaptım'' der. Başarısız olursa, onu mutlaka başkasına yükler. Demek
ki çalışıp başarılı olunca, bu bir kader oluyor. Çalışmayıp başarısız olunca, bu
da bir kader oluyor. Bu iki kaderi esas isteyen ve hak eden insandır. Bunları
yaratan da Allah'tır.
5. HER ŞEVİN BİR SONU VARDIR
Başlangıcı olan her
şeyin bir de sonu vardır. Allah, Kuran'da ". ..Ondan başka her şey yok
olacaktır'' diyerek, yalnız Allah'ın sonu olmadığını haber veriyor. ..Öyleyse
doğumu olan her şeyin ölümü de vardır. Sonu olmayan tek varlık Allah'tır. Diğer
bütün varlıklar yaratılmıştır. Yaratılan her şeyin başlangıcı vardır. Başlangıcı
olanın sonunun da olması normaldir. Bunun gibi insanların da sonu vardır. Çünkü
onlar da doğup büyüyüp ölürler, ölüme bu dünyada çare yoktur. Dolayısıyla
dünyanın da bir sonu vardır. insan, doğumla ölüm arasına sıkışmış bir varlık
mıdır? Hayır. insan ölümden sonraki hayatta da yaşayacaktır. Sadece Ahiret
hayatı sonsuzdur. Orada ölüm ve son yoktur.
Biz, insan olarak ahiret hayatını
dünyada kazanırız. Önemli olan, son gelmeden zamanımızı iyi kullanıp, dünyada
mutluluğu kazanmaktır. Ahiret hayatı mutluluğunun yolu da buradan geçer.
6.
İNSAN ÖZGÜRLÜĞÜ ORANINDA SORUMLUDUR
Özgürlük, insanın en büyük özelliğidir.
Özgür olan insan serbest hareket edebilir. Aklını iyi kullanır. insanın
özgürleştikçe sorumluluğu artar.
Biz, insan olarak yaptıklarımızla
özgürlüğümüzü gösteririz. Çalışmadan, iş başarmadan, üretmeden özgür olduğumuzu
nasıl gösteririz? Bunun gibi biz yaptıklarımızdan sorumluyuz. Bize görev
verilmeden de sorumlu olduğumuz alanlar vardır. Kendimize karşı, ailemize karşı,
okulumuza ve vatanımıza karşı da sorumluluklarımız vardır. Demek ki insan, gücü
yettiği oranda özgür, özgür olduğu oranda da sorumludur .