06 Kasım 2012

KAZA VE KADER KONULARI



1. ALLAH HER ŞEYİ BİR ÖLÇÜYE GÖRE YARATMIŞTIR
Allah, her şeyi bir ölçüye göre yaratmıştır. Her şeyin bir ölçüsü vardır. Bu açıdan ''Kader'' kelimesi Kuranda ölçülü yaratmayı ifade eder. Bu bakımdan ''Kader'' kelimesi, bir şeyin ölçüsü, miktarı, sınırı, Allah'ın takdiri gibi anlamlara gelmektedir. Terim olarak kader, Allah'ın olacak her şeyi sonsuz bilgisi ile bilmesi ve takdir etmesidir.
Demek ki kader, Allah'ın koyduğu ölçüler ve bunlara göre evreni yaratması ve yönetmesidir. Bu da onun bilgisi ve bilinci ile olur. Onun bilgisi sonsuzdur; olacak her şeyi bilir. Kaza da Allah'ın takdir ettiği şeylerin, iradesine ve bilgisine uygun olarak zamanında meydana getirmesidir.

2. EVRENİN YASALARI
Evrenin yasaları, evrenin düzenli çalışması için konulmuş kurallardır. Bu kurallar çeşitli alanları kapsar: Fiziki dünyada, göksel alemde, canlılar dünyasında ve toplumsal dünyada bunlar farklıdırlar. Bilim adamları, yüzyıllardır, bu yasaların bir kısmını keşfetmiştir. Daha keşfedilmesi gereken pek çok yasa vardır. Dünyada yüz binlerce bilim adamı, çeşitli alanlarda yeni evren yasaları bulmak için çaba harcıyorlar.
Evren yasaları, evreni yaratan ve yönetenin koyduğu temel ilkelerdir. Kuran'da bunlara ''sünnetullah'' (Allah'ın koyduğu kanun) denir. Bunlar değişmez yasalardır. Kuran-ı Kerim, bunların araştırılmasını istiyor. Evren yasalarının, Allah’ın evrendeki ayetlerinin araştırılmasından, çok çeşitli bilimler doğmuştur.
Evrenin yasalarını, fiziksel, biyolojik ve toplumsal yasalar başlıkları altında inceleyebiliriz.
2.1. Fiziksel Yasalar :
Fizik yasaları, madde dünyasında geçerli olan yasalardır. Bu yasalar, deneysel gerçekliklere dayanır. Bunlar, nedenlerle sonuçları arasındaki ilişkileri açıklamaya yarar. Cisimler neden düşer? Metaller neden genleşir? işte bu ve benzer sorulara fizik yasaları cevap verir. Fiziksel yasalar, cansız madde dünyasında geçerli olduğu için, insanlara uygulanamazlar. Çünkü fizik bilimi, bütün cisimlerde görülen özellik türlerini inceler. insan ise bir cisim ve cansız madde değildir.
2.2. Biyolojik Yasalar
Biyolojik yasalar fiziki yasalardan ayrılır. Çünkü biyolojik yasalar canlılar dünyasında geçerlidir. Tek hücreli canlıda bile can vardır.
Cansız maddede, örneğin taşta, doğma, büyüme, doğurma, beslenme ölüm gibi olaylar yoktur .Halbuki bunlar canlılarda vardır .Dolayısıyla bu özellikleri taşıyan
herhangi bir canlıya fiziksel yasalar uygulanamaz.
2.3. Toplumsal Yasalar
Doğanın yasaları olduğu gibi toplumun da yasaları vardır. Sosyoloji, insanın
meydana getirdiği toplum, toplumdaki yaşayışı ve etkileri üzerinde çalışır. Toplumda meydana gelen çeşitli olayları fiziğin, kimyanın ve biyolojinin yasaları ile açıklamak imkansızdır. Toplum yasaları , gelenek, görenek, örf ve adetler , inançlar , kültürler , hepsi insanın eseridir. Bunlara dayanarak hukuksal yasaları insan koyar ve bunlara göre toplumu yönetir . insan bir şeyi seçer , yapar; sonucu kötü çıkarsa sonucuna katlanır .Alkollü insanın kaza yapması veya başka bir zarara yol açması önlenemez. Bundan dolayı insan iyiyi de kötüyü de seçme ve yapma gücüne yani özgürlüğe sahiptir. Öyleyse,
toplum yasaları doğadan gelmez, onları, insanlar oluştururlar. Bu da insanların özgür olduğunu gösterir .

3. İNSANIN KADERİ
insanın kaderi doğum, ölüm, hastalık gibi tabiat yasaları arasındadır. insan ölü
mü yenemiyor; ama hastalıkları yeniyor. insan doğa güçlerine hakim olmaya çalışıyor. Yıldırımdan, selden, fırtınadan, depremden korunuyor. Bunların zararlarını en aza indiriyor. Özgür insan, yapabilen insandır. insan yapabiliyorsa, yolunu kendi düzeltir. iyi yolda bir kaderdir, kötü yol da. Allah'ın takdirine inanmak, bizi kolaycılığa ve tembelliğe götürmemelidir. Çünkü Allah, çalışana veriyor ve çalışmayı emrediyor .Allah insana takdirini (kaderini) bildirmemiştir .Bildirmediği için de insan olarak bize çalışmak ve hak etmek düşer.
Allah'ın takdirine inanmanın faydalarını şu şekilde sıralayabiliriz: Bize ümitsizliğe düşmemeyi öğretir . Çok çalışıp hak etmeyi öğretir .
Olaylar karşısında sabırlı, olgun davranmayı öğretir.
Bunlar en güzel ahlakı özelliklerdendir.
Kader ve kaza, iç içe girmiştir. Kişi, hak eder, Allah verir. Kul hak etmeyince Allah bir şey vermez.

4. İNSAN İÇİN ANCAK ÇALIŞTIĞININ KARŞILIĞI VARDIR
Çalışan insan, hakkıyla, emek vererek kazanır. Çalıştığının karşılığını alır. Çalışkan insanlardan kurulu toplumlar daima ilerlemişler, uygarlıklar kurmuşlardır. iyi çalışmayan toplumlar da geri kalmışlar, ileri toplumların emrine girmek zorunda kalmışlardır. Bilim, teknoloji, uygarlık, güzel sanatlar, hepsi çalışan insanların ürünüdür. insan ancak kaderini çalışmayla değiştirebilir. Çünkü insan çalışırsa Allah'tan karşılığını alır. Çalışmayan insan, tembelliğini kadere yükler.
insan iyi iş yapınca "Ben yaptım'' der. Başarısız olursa, onu mutlaka başkasına yükler. Demek ki çalışıp başarılı olunca, bu bir kader oluyor. Çalışmayıp başarısız olunca, bu da bir kader oluyor. Bu iki kaderi esas isteyen ve hak eden insandır. Bunları yaratan da Allah'tır.

5. HER ŞEVİN BİR SONU VARDIR
Başlangıcı olan her şeyin bir de sonu vardır. Allah, Kuran'da ". ..Ondan başka her şey yok olacaktır'' diyerek, yalnız Allah'ın sonu olmadığını haber veriyor. ..Öyleyse doğumu olan her şeyin ölümü de vardır. Sonu olmayan tek varlık Allah'tır. Diğer bütün varlıklar yaratılmıştır. Yaratılan her şeyin başlangıcı vardır. Başlangıcı olanın sonunun da olması normaldir. Bunun gibi insanların da sonu vardır. Çünkü onlar da doğup büyüyüp ölürler, ölüme bu dünyada çare yoktur. Dolayısıyla dünyanın da bir sonu vardır. insan, doğumla ölüm arasına sıkışmış bir varlık mıdır? Hayır. insan ölümden sonraki hayatta da yaşayacaktır. Sadece Ahiret hayatı sonsuzdur. Orada ölüm ve son yoktur.
Biz, insan olarak ahiret hayatını dünyada kazanırız. Önemli olan, son gelmeden zamanımızı iyi kullanıp, dünyada mutluluğu kazanmaktır. Ahiret hayatı mutluluğunun yolu da buradan geçer.

6. İNSAN ÖZGÜRLÜĞÜ ORANINDA SORUMLUDUR
Özgürlük, insanın en büyük özelliğidir. Özgür olan insan serbest hareket edebilir. Aklını iyi kullanır. insanın özgürleştikçe sorumluluğu artar.
Biz, insan olarak yaptıklarımızla özgürlüğümüzü gösteririz. Çalışmadan, iş başarmadan, üretmeden özgür olduğumuzu nasıl gösteririz? Bunun gibi biz yaptıklarımızdan sorumluyuz. Bize görev verilmeden de sorumlu olduğumuz alanlar vardır. Kendimize karşı, ailemize karşı, okulumuza ve vatanımıza karşı da sorumluluklarımız vardır. Demek ki insan, gücü yettiği oranda özgür, özgür olduğu oranda da sorumludur .

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...