VESVESE VE İLHAM
VESVESE;
şeytanların
dürtüsü olup, bazen kulağa bir fısıltıymış gibi gelebilen veya beyinimize bir
düşünce halinde doğan, bir çok insanın bunların ne olduğunu ayıramayıp kendi
fikri sanarak çelişkiye düştüğü bir durumdur.
İLHAM: Bunlar kendi arasında
ikiye ayrılır. Melek vasıtası ile kulağa veya kalbe gelen fısıltı halinde veya
düşünce şeklindeki düşünceler ya da, Allah’ın vasıtasız olarak doğrudan kalbte
yarattığı İlahi mesajlardır. Kulağa fısıltı olarak gelen veya beyinde düşünce
olarak beliren hatırlatmalar meleğin ilhamıdır. Bütün vücüda yayıldığı ve her
zerre ile işitildiği sanılan ilham ise, ruhumuza bir fikir veya bir uyarı veya
bir müjde halinde doğan İlahi ilhamdır.
DÜŞÜNCELER NE ZAMAN İNSANIN OLUR
?
Akla her gelen iyi veya kötü düşünce insanın kendisine
ait değildir. Ancak bunlardan her hangi birisi beğenilip kabul görürse, işte o
düşünce o vakit insanın kendisne ait olur. Eğer bu kötü düşüncelerden olupta
küfür veya şirk türünden ise, bunlardan birisini benimseyen kimse, dili ile
söylemesede kafir olur. Eğer akla gelen bu kötü düşünceler küfür ve şirk
türünden değilde amel yönünden haram şeyler ise, hırsızlık, zina içki gibi işler
yapılmadığı sürece günah yazılmaz, ancak; kibir, hased, kin,müslümana
buğz(öfke), hırs, gibi kalple işlenen günahlar, kalpte olduğu sürece günah
yazılır fakat kişi bunları helal görmediği sürece küfür olmaz.
“Ona (nefse) iyilik ve kötülüklerini ilham eden
(Allah’a) yemin olsun.”(Şems,
91/8)
Hadis-i Tirmizi’de, Abdullah b. Mesud’dan rivayet
edilen bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.v.):
“İnsanoğlunda bir lümme-i şeytâniyye bir de lümme-i
melekiyye vardır. Lümme-i şeytâniyyeden hakkın yalanlanması ve kötülüklerin
yapılması; lümme-i melekiyyeden de hak ve hakikatin tasdik edilmesi ve güzel
işlerin yapılması yolunda telkinler yapılır. Buna göre içinden hayır işlerine
dair telkinler alan kimse, bunun Allah tarafından olduğunu bilsin ve O’na hamd
etsin. Kötülük telkinini alan kimse de kovulmuş şeytandan Allah’a
sığınsın.” buyurmuştur.
ve ardından:
“Şeytan size fakirliği vadeder ve hayâsızlığı
emreder.”(Bakara,
2/268) mealindeki âyeti okumuştur.”
Vesvese
hakkında Kur’an-ı Kerim’in bazı ayetlerindeki açıklamalar,
mealen:
-”Muhakkak ki onun (şeytanın)
iman eden ve rableri-ne güvenen kimseler üzerinde hakimiyeti yoktur. Muhakkak ki
onun hakimiyeti onu dost edinen ve onu (Allah’a) eş koşanların üzerinedir.”
(Nahl: 99-100)
-” Onları(insanları) -ne olursa
olsun- şaşırtıp-saptıracağım en olmadık kuruntulara düşüreceğim ve onlara kesin
olarak davarların kulaklarını kesmelerini emredeceğim ve Allah’ın yarattıklarını
değiştirmelerini emredeceğim.” Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı dost (veli)
edinirse kuşkusuz o apaçık bir hüsrana uğramıştır. (Nisa
/119)
-“ O, onlara söz
verir, kuruntulara /ümitlere düşürür; fakat şeytan onlara kuru bir altatmadan
başka ne vaad eder? (Nisa- 120)
-” (Şeytan) Onlara vaadler ediyor onları en
olmadık kuruntulara düşürüyor. Oysa şeytan onlara bir aldanıştan başka bir şey
va’detmez.” (4/120)
-” (Allah’tan’tan) Sakınanlara şeytandan bir
vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah’ı zikredip-anarlar) sonra
hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir.”
(A’raf-201)
-” Andolsun
insanı Biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz
ona şahdamarından daha yakınız.”
(Kaf-16)
Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor
ki:
-“ Melekten
gelen ilham, İslamiyet’e uygun olur Şeytandan gelen vesvese, İslamiyet’ten
ayrılmaya sebep olur ” [Tirmizi]
Şeytan, insanın kan damarlarında dolaşarak saptırıcı fikirlerini insana
hatırlatmaktan asla geri durmayan iman hırsızı ve insanların düşmanıdır. İnsanın
kalbine ve beynine gelen düşünceler iki farklı türdendir. Birisi saptırıcı,
diğeri sağduyunun hakim olduğu olumlu düşüncelerdir. Bunlara negatif ve
pozitifte denebilir. Saptırıcı düşüncelere cin şeytanları veya insan şeytanları
veya bunların sebebi ile insanın işlediği kötülüklerden hasıl olan kötü
hatıralar sebep olmaktadır. Her türlü hayaller ve kuruntularda bunlar sebebi ile
oluşmaktadır. İyi düşüncelere gelince, bunlar ya melek tarafından veya insanın
daha daha önce işlediği iyi işlerin hatıralarının sebep olması ile oluşmaktadır.
Bunların dışında bir de, Allahu Tealanın kalbe ilhamı ettiği iyi düşünceler
sebebiyle oluşan olumlu düşünceler bulunur. Bu sebepledir ki, insanın kalbi ve
beyni yaşadığı süre içinde olumlu ve olumsuz düşüncelerden asla boş
kalamaz.
Nas suresinde Allahu Teala buyurur ki, mealen:
-“ Sinsice kalplere vesvese ve şüphe düşürüp
duran’ vesvesecinin şerrinden.” (Nas/4)
-“ Ki o insanların göğüslerine vesvese verir (içlerine
kuşku kuruntu fısıldar)” ; (Nas/5)
-“ Minel-cinneti vennâs.” Mealen: “(O vesvese
verenler hem cin şeytanlarından, hem de insan şeytanların olur.)”
(Nas-6)
Soru: İnsan aklına her
düşünceden sorumlu mudur?
Cevap: Bu soruyu Allah’ın
Rasulünün(aleyhissalâtu vesselâm) bir hadisi ile açıklayalım. Ebu Hüreyre
(radıyallahu anh) anlatıyor:
-” Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’in
ashabından bir kısmı ona sordular: “Bazılarımızın aklından bir kısım vesveseler
geçiyor, normalde bunu söylemenin günah olacağına kaniyiz.”
Hz.
Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm):
-” Gerçekten böyle bir korku duyuyor
musunuz?” diye sordu.
Oradakiler
-” Evet! deyince:
O:
- ”İşte bu (korku) imandan gelir (vesvese zarar vermez) dedi. “Müslim,
İman 209 (132); Ebu Dâvud, Edeb 118 (5110).
Diğer bir
rivayette:
-”(Şeytanın) hilesini vesveseye dönüştüren Allah’a hamdolsun”
demiştir.
Müslim’in İbnu Mes’ud (radıyallahu anh)’dan kaydettiği bir
rivayet şöyledir:
Eshab dediler ki:
- “Ey Allah’ın Resulû,
bazılarımız içinden öyle sesler işitiyor ki, onu (bilerek) söylemektense kömür
kesilinceye kadar yanmayı veya gökten yere atılmayı tercîh eder. Bu vesveseler
bize zarar verir mi?”
-” Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm): “Hayır bu
(korkunuz) gerçek imanın ifadesidir” cevabını verdi.”
1363 Ebû Hüreyre radiya’llâhu anh’den rivâyet olunduğuna göre
Nebî salla’llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
-” Horozların öttüğünü işittiğinizde (dileklerinizi)
Allâh’ın fazl-ü kereminden isteyiniz!. Zirâ horozlar melek görmüşler (de öyle
ötmüşler) dir. Merkebin anırmasını işittiğinizde de şeytan (ın şerrin) den
Allâh’a sığınınız (ve: Eûzü bi’llâhi mine’ş-şeytâni’r-racîm, deyiniz). Çünkü
merkep şeytan görmüş (de öyle anırmış) dır.
1384 İbn-i Abbâs
radiya’llâhu anhumâ’dan gelen bir rivâyete göre şöyle demiştir:
-” Nebî salla’llâhu aleyhi ve sellem (muazzez hafidleri)
Hasen’le Hüseyn’e (meâli aşağıdaki duâyı) okurdu. Ve: (Büyük) babanız (İbrâhîm)
de bu duâyı (oğulları) İsmâil ile İshâk’a okurdu! der
idi:
-” Allâh’ım, ins, cinn,
şeytanlarının şerrinden, (zehirli) haşerattan ve dokunan her kötü gözden- şifâ
veren kelimelerine sığınırım.
SORU: Haram işlemeye niyet edip, Allah’tan
korktuğu için vazgeçen günaha girer mi?
CEVAP:
Bu soruyu Rasulullah’ın şu hadisi ile cevaplayalım, mealen:
-“ Kalbe gelen kötü şey söylenmedikçe ve buna
uygun hareket edilmedikçe affolur ” [Beyheki]
-”
İbadetleri yapıp, ilmihal bilgilerini öğrenmeye çalışan kimseye, Allah’ı,
ahireti inkâr gibi düşünceler gelmesi, onun imansız olduğunu değil, imanlı
olduğunu gösterir Meyveli ağaç taşlandığı, hırsız mücevher olan eve girmeye
çalıştığı gibi, şeytan da imanlı olanlara saldırır. Hadis-i şerifte, böyle
vesveselerin imandan olduğu bildirildi, (Vesvese imanın tâ kendisidir)
buyuruldu (Ramuz)
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
-” Kötü vesveselerin
gelmesine sebep imanın kâmil olmasıdır Çünkü hadis-i şerifte:
-” Böyle vesveseler, imanın olgun
olmasındandır”buyuruldu
(1/182)
Allahu Teala
buyurduki:
-” Şeytan, şarap ve kumar ile
aranıza düşmanlık ve kin bırakmak ister Sizi, Allah’ı zikirden ve namazdan
alıkoymak ister. Siz bunlardan [ayıplarını, zararlarını bildikten sonra] hâlâ
sakınmaz mısınız?) [Maide 91]
-” (Nefsine uyarak) Allahü teâlânın dininden yüz
çevirenlere, bir şeytan musallat ederiz.” [Zuhruf 36]
Medine-i Münevvere’de bir Yahudi, birgün Allah’ın Rasulüne(sallallahu
aleyhi ve sellem) şöyle der:
-“ Ey Muhammed bizim namazımız sizin
müslümanların namazından daha güzel olmaktadır. Çünkü bizler namazda hiç
vesveslenmeyiz.
Halbuki sizin müslümanlar hiçbir zaman vesvesesiz namaz
kılamazlar.”
Rasulullahın yanında bulunan hazreti Ebu Bekr ileri
çıkarak:
-“ Ey Allah’ın Rasulü izin verirseniz bu yahudinin cevabını ben
vereyim.”der.
Allah’ın Rasulü(s.a.v.) :
-“ Olur ya Eba Bekr”
der.
Ebu Bekr(radıyallahu anh) :
-“ Ey yahudi! Şimdi söyleyeceklerimi
iyi dinle. Bir evde iki oda olsa, birisinde mücevher dolu, diğer ise boş olsa,
hırsız hangi odanın
kapısını rahatsız edip kırmaya çalışır?”
Yahudi:
-“ Tabiki boş odaya uğramaz. “der.
Ebu Bekr(r.a.):
-“ O
halde iman bir mücevherdir. Şeytan ise, iman hırsızıdır. Eğer sizlerin
kalblerinde iman olsaydı, mutlaka sizlere vesvese vererek
imanınızı çalmaya
çalışırdı. Halbuki sizlerin kalbinde iman yoktur. Öyleyse şeytan sizilere neden
vesvese versin? Biz müslümanlara gelince
bizlere vesvese vererek imanımızı
çalmaya çalışmaktadır.”der.
Bunun üzerine yahudi hidayete gelip müslüman
olmuştur.
Şeytan, sarhoşlara veya gayri islami yaşayışta olanlara şeytan
vesvese vermez. Ancak bu kimseler hidayete gelipte eski kötü
yaşantılarını
bıraktıklarında, akla hayale gelmeyen binbir türlü vesvesler
vermeye başlar. Şeytan bu türlü vesveseleri verdikten sonra o şahsa şöyle
vesvese verir:
-” Sen kafir oldun. Sen bu işi yapamayacaksın.”gibi
vesveselerle müslümanı yormak ister.
1353 Ebû Hüreyre radiya’llâhu
anh’den rivâyete göre, Resûlullâh salla’llâhu aleyhi ve sellem şöyle
demiştir:
-“ Sizden her hangi
birinize şeytan gelir de: (Şunu) böyle kim yarattı?, (Şunu) böyle kim yarattı?,
En sonu: Rabb’ini kim yarattı? diye vesvese verir. Şimdi şeytanın vesvesesi
Rabb’ınıza kadar erişince o vesveseli kişi hemen “Eûzü bi’llâhi
mine’ş-şeytâni’r-racîm” diyerek Allâh’a sığınsın!. Ve vesveseye son
versin!”
Müslüman, vesveselerin hiç birine aldırış
etmemeli, şeytanıda onun vesvesesini de Allahu Tealanın yarattığını bilmekle
şeytanı kahretmelidir.
Vesselam.