03 Ekim 2012

REDDU'L-MUHTAR..ARAFAT'A GİDİŞ


Arafat'a Gidiş


METİN
Arafat'ın Urane vâdisinden maada her tarafı vakfe yeridir. Urane veya Urune, Arafat mescidinin batısında Harem'de bir vâdidir. Zevâlden sonra öğle namazını kılmadan hatip mescitte cuma hutbesi gibi iki hutbe okur ve hacc vazifelerini anlatır. Hutbeden sonra cemaata bir ezan ve iki kamet ile öğle ile ikindiyi kıldırır. Bu namazlarda gizli okur. Mezhebe göre aralarında başka namaz kılmaz. İkindiyi öğle vaktinde eda ettikten sonra dahi başka namaz kılmaz.
İZAH
«Urane vâdisinden maada her tarafı vakfe yeridir.» Meşhur kavle göre Urane'de vakfe yapmak sahih değildir. Nitekim gelecektir.
«Zevâlden sonra ilh...» Yani Arafat'a vardığında orada salâvat getirerek zikir ve telbiyede bulunarak bekler. Güneş zevâle erdi mi, yıkanır yahut abdest alır. Yıkanmak efdaldir. Sonra gecikmeden Nemire Mescidi'ne gider. Oraya vardığında en büyük imam veya naibi minbere çıkarak oturur. Müezzin onun huzurunda ezan okur. Ezan bitince imam kalkarak iki hutbe okur. Allah Teâlâ'ya hamd-ü sena eder. Telbiye, tekbir ve tehlil ile Peygamber (s.a.v.)'e salâvat getirir. Cemaata va'zeder. Emir ve nehiyde bulunur. Onlara Arafat'ta ve Müzdelife'de durmayı, bu iki yerdeki cem'i, şeytan taşlamayı, kurban kesmeyi, tıraş olmayı, tavafı ve üçüncü hutbeye kadar olan diğer vazifeleri öğretir. Sonra Allah Teâtâ'ya dua ederek minberden iner. Lübab.
Hutbeyi terk eder veya zevâlden önce hutbe okursa, kâfi olmakla beraber isaet etmiş sayılır. Cevhere. Zeylâî'nin burada "caizdir" ifadesini kullanması, kerahetle sahihtir mânâsınadır. Şurunbulâliyye.
«Hutbeden sonra öğle ile ikindiyi kıldırır.» Zâhirine bakılırsa namazı geciktirmez. Bedâyi sahibi bunu açık söylemiş; "Güneş zevâle erdikten sonra imam minbere çıkar, hutbeyi bitirince müezzinler kamet getirirler, imam da namazı kıldırır ilh..." demiştir. Lübab'da dahi böyle denilmiştir. Bahır'da ise, Mi'râc'dan naklen bu cem'in öğle vaktinin sonuna tehir edileceği bildirilmiştir. Kâdıhan'ın Câmi-i Sağîr Şerhi'nde de böyle denilmiştir: Lübab şârihi diyor ki: «Burada şu söylenebilir: Bundan vakfenin geciktirilmesi lâzım gelir ve Câbir (r.a.) hadisindeki "güneş zevâle erince" ifadesine aykırıdır. Çünkü bunun zâhirinden anlaşılıyor ki, hutbe zevâlin başında okunmuştur. Binaenaleyh namaz vaktin sonunda kılınamaz.»
«Bir ezan ve iki kamet ile öğle ve ikindiyi kıldırır.» İki namaz için bir ezan okunması, ezan vaktin girdiğini bildirmek için meşru olduğundandır. Burada vakit birdir, iki ikamete gelince: Bunların birincisi öğle namazı içindir. O kılındıktan sonra ikindi için tekrar ikamet getirilir. Çünkü kamet namaza başlandığını bildirmek içindir.
«Bu namazlarda gizli okur.» Çünkü sair gündüz namazları gibi ikisi de gündüz namazıdır. Sirâc.
«Mezhebe göre aralarında başka namaz kılmaz.» Yani vaktin sünnetini bile kılmaz. Lübab sahibi diyor ki: «imam ikindi namazını geciktirirse, cemaat olan kimsenin imam ikindiye niyetleninceye kadar iki namazın arasında nâfile kılması mekruh değildir.» "Mezhebe göre" sözüyle zâhir rivayeti kastediyor. şurunbulâliyye. Sahih olan da budur. Arada başka namaz kılmış olsa mekrüh işlemiş olur ve ikindi için tekrar ezan okur. Çünkü hemen kılmamış, sanki ikisinin arasında başka bir işle meşgul olmuştur. Bahır. Yani yiyip-içmek gibi bir iş yapmış sayılır ki, bu takdirde ezanı tekrarlar. Sirâc. Zâhire, Muhit ve Kâfî'de, öğle namazınıın sünneti istisna edilmişse de bu, hadise ve ulemanın mutlak olan sözlerine muhaliftir. Fetih.
TEMBİH: Allâme Muhammed Sadık b. Ahmed Paşa bundan alarak, "Burada ve Müzdelife'de akşamla yatsı arasında tekbir, teşrik bırakılır. Bu, hadisdeki 'derhal' emrine riayet için yapılır." demiştir. Nitekim ondan bunu Kâzaruni de Fetevasında nakletmiştir.
Ben derim ki: Bu, söz götürür. Çünkü hadiste vârit olan şudur: Peygamber (s.a.v.) öğleyi kıldı, sonra kamet getirerek ikindiyi de kıldı. Aralarında başka namaz kılmadı. Bu hadiste ikisinin arasında başka namaz kılmadığı açıklanmıştır. Ama bundan, tekbirin bırakılması lazım gelmez. Tekbir namaza da kıyas edilmez. Çünkü namazsız vâcip olmuştur. Bir de tekbirin mühleti azdır. Hattâ farzla sünnetin arasını ayırmış bile sayılmaz Hâsılı tekbirin bize göre vâcip olduğu sübut bulduktan sonra, burada ancak delille sâkıt olur. Onun söylediği ise, gördüğün gibi delil olamaz. Bana zâhir olan budur. Allah'u a'lem!
"İkindiyi öğle vaktinde eda ettikten sonra dahi başka namaz kılmaz.»Bu cümle bazı nüshalardan düşmüştür. Şurunbulâliyye sahibi onu İbn-i Şıhne'nin Vehbaniyye Şerhi'ne nisbet etmiştir.

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...