Arafat'a
Gidiş
METİN
Arafat'ın Urane
vâdisinden maada her tarafı vakfe yeridir. Urane veya Urune, Arafat mescidinin
batısında Harem'de bir vâdidir. Zevâlden sonra öğle namazını kılmadan hatip
mescitte cuma hutbesi gibi iki hutbe okur ve hacc vazifelerini anlatır. Hutbeden
sonra cemaata bir ezan ve iki kamet ile öğle ile ikindiyi kıldırır. Bu
namazlarda gizli okur. Mezhebe göre aralarında başka namaz kılmaz. İkindiyi öğle
vaktinde eda ettikten sonra dahi başka namaz kılmaz.
İZAH
«Urane vâdisinden
maada her tarafı vakfe yeridir.» Meşhur kavle göre Urane'de vakfe yapmak sahih
değildir. Nitekim gelecektir.
«Zevâlden sonra
ilh...» Yani Arafat'a vardığında orada salâvat getirerek zikir ve telbiyede
bulunarak bekler. Güneş zevâle erdi mi, yıkanır yahut abdest alır. Yıkanmak
efdaldir. Sonra gecikmeden Nemire Mescidi'ne gider. Oraya vardığında en büyük
imam veya naibi minbere çıkarak oturur. Müezzin onun huzurunda ezan okur. Ezan
bitince imam kalkarak iki hutbe okur. Allah Teâlâ'ya hamd-ü sena eder. Telbiye,
tekbir ve tehlil ile Peygamber (s.a.v.)'e salâvat getirir. Cemaata va'zeder.
Emir ve nehiyde bulunur. Onlara Arafat'ta ve Müzdelife'de durmayı, bu iki
yerdeki cem'i, şeytan taşlamayı, kurban kesmeyi, tıraş olmayı, tavafı ve üçüncü
hutbeye kadar olan diğer vazifeleri öğretir. Sonra Allah Teâtâ'ya dua ederek
minberden iner. Lübab.
Hutbeyi terk eder
veya zevâlden önce hutbe okursa, kâfi olmakla beraber isaet etmiş sayılır.
Cevhere. Zeylâî'nin burada "caizdir" ifadesini kullanması, kerahetle sahihtir
mânâsınadır. Şurunbulâliyye.
«Hutbeden sonra
öğle ile ikindiyi kıldırır.» Zâhirine bakılırsa namazı geciktirmez. Bedâyi
sahibi bunu açık söylemiş; "Güneş zevâle erdikten sonra imam minbere çıkar,
hutbeyi bitirince müezzinler kamet getirirler, imam da namazı kıldırır ilh..."
demiştir. Lübab'da dahi böyle denilmiştir. Bahır'da ise, Mi'râc'dan naklen bu
cem'in öğle vaktinin sonuna tehir edileceği bildirilmiştir. Kâdıhan'ın Câmi-i
Sağîr Şerhi'nde de böyle denilmiştir: Lübab şârihi diyor ki: «Burada şu
söylenebilir: Bundan vakfenin geciktirilmesi lâzım gelir ve Câbir (r.a.)
hadisindeki "güneş zevâle erince" ifadesine aykırıdır. Çünkü bunun zâhirinden
anlaşılıyor ki, hutbe zevâlin başında okunmuştur. Binaenaleyh namaz vaktin
sonunda kılınamaz.»
«Bir ezan ve iki
kamet ile öğle ve ikindiyi kıldırır.» İki namaz için bir ezan okunması, ezan
vaktin girdiğini bildirmek için meşru olduğundandır. Burada vakit birdir, iki
ikamete gelince: Bunların birincisi öğle namazı içindir. O kılındıktan sonra
ikindi için tekrar ikamet getirilir. Çünkü kamet namaza başlandığını bildirmek
içindir.
«Bu namazlarda
gizli okur.» Çünkü sair gündüz namazları gibi ikisi de gündüz namazıdır. Sirâc.
«Mezhebe göre
aralarında başka namaz kılmaz.» Yani vaktin sünnetini bile kılmaz. Lübab sahibi
diyor ki: «imam ikindi namazını geciktirirse, cemaat olan kimsenin imam ikindiye
niyetleninceye kadar iki namazın arasında nâfile kılması mekruh değildir.»
"Mezhebe göre" sözüyle zâhir rivayeti kastediyor. şurunbulâliyye. Sahih olan da
budur. Arada başka namaz kılmış olsa mekrüh işlemiş olur ve ikindi için tekrar
ezan okur. Çünkü hemen kılmamış, sanki ikisinin arasında başka bir işle meşgul
olmuştur. Bahır. Yani yiyip-içmek gibi bir iş yapmış sayılır ki, bu takdirde
ezanı tekrarlar. Sirâc. Zâhire, Muhit ve Kâfî'de, öğle namazınıın sünneti
istisna edilmişse de bu, hadise ve ulemanın mutlak olan sözlerine muhaliftir.
Fetih.
TEMBİH: Allâme
Muhammed Sadık b. Ahmed Paşa bundan alarak, "Burada ve Müzdelife'de akşamla
yatsı arasında tekbir, teşrik bırakılır. Bu, hadisdeki 'derhal' emrine riayet
için yapılır." demiştir. Nitekim ondan bunu Kâzaruni de Fetevasında
nakletmiştir.
Ben derim ki: Bu,
söz götürür. Çünkü hadiste vârit olan şudur: Peygamber (s.a.v.) öğleyi kıldı,
sonra kamet getirerek ikindiyi de kıldı. Aralarında başka namaz kılmadı. Bu
hadiste ikisinin arasında başka namaz kılmadığı açıklanmıştır. Ama bundan,
tekbirin bırakılması lazım gelmez. Tekbir namaza da kıyas edilmez. Çünkü
namazsız vâcip olmuştur. Bir de tekbirin mühleti azdır. Hattâ farzla sünnetin
arasını ayırmış bile sayılmaz Hâsılı tekbirin bize göre vâcip olduğu sübut
bulduktan sonra, burada ancak delille sâkıt olur. Onun söylediği ise, gördüğün
gibi delil olamaz. Bana zâhir olan budur. Allah'u a'lem!
"İkindiyi öğle
vaktinde eda ettikten sonra dahi başka namaz kılmaz.»Bu cümle bazı nüshalardan
düşmüştür. Şurunbulâliyye sahibi onu İbn-i Şıhne'nin Vehbaniyye Şerhi'ne nisbet
etmiştir.