11 Ekim 2012

EZBER BOZANLAR PİRİ REİS HARİTASI ÜZERİNE BİR DERLEME



Piri Reis Haritası Üzerine Bir Derleme

Yazar  Serdar Hakyemezoğlu
    Piri Reis (Ahmet Muhiddin Piri), 16. yüz yılda yaşamış ve dünyaca ünlü dünya haritasının müellifi büyük Türk kartografı,  Osmanlı Donanması Amirali’dir. Haritası,   9 Kasım 1929’da   Topkapı Saray'ında sarayı müzeye dönüştürme sırasındaki envanter tespit çalışmaları sürerken tesadüfen bulundu. Alman bilim adamı Adolf Deismann (1866-1937), dönemin Milli Müzeler Müdürü   Halil Ethem Eldem’in kendisine verdiği parçaları inceleyip düzenlerken eline geçen harita takımının içindeki folyoyu o sırada İstanbul'da bulunan ve Türk denizciliği hakkında uzman olan Alman bilim adamı Paul Kahle’ye  göstermişti. Eserin Piri Reis'in ilk dünya haritası olduğunu teşhis eden Paul Kahle oldu.

    Prof. Kahle, harita ile ilgili inceleme sonuçlarını   1931 yılında 18. Doğubilimleri Kongresi'nde sundu.  Haritanın üzerindeki notlar  Hasan Fehmi Bey latin harflerine aktardı.  Türk Tarih Kurumu başkanı  Yusuf Akçura’nın   1937 tarihli 'Piri Reis Haritası' adlı kitabında haritayı yayımladı. Cumhurbaşkanı  Atatürk haritayı  Ankara’ya getirtip bizzat inceledi ve devlet matbaasında çoğaltılmasını sağladı.
    1513 tarihli harita bugün Topkapı Sarayı Kütüphanesi’nde ziyaretçilere açık olmayan kısımda bulunmaktadır. Harita, Osmanlı donanması Amirali Piri Reis tarafından ceylan derisi üzerine çizilmiştir. Üzerinde “kerte hattı” olarak bilinen ortaçağın sonlarında denizcilerin haritalarında sık rastlanılan ve bir rotanın planını çizmeye yaradığı düşünülen çapraz çizgiler ağı vardır. Belge yakın olarak incelendiğinde ilk çizildiğinde tüm dünyayı gösterdiği, ancak daha sonra parçalara ayrıldığı belirlenmiştir.
    Harita 13. ve 16. yüzyıllar arasında yaygın olarak kullanılan Portolan tipi haritadır. Portolan haritaları, kıyılar ve limanlara dair bilgiler içeren el yazması denizcilik haritalarıydı  İtalyanca, "liman" anlamına gelen porto'dan türetilmiş olan portolano, "kılavuz kıtabı" anlamına gelir.
    Portolan haritaları, kıyı boyunca giden bir denizcinin rastlayacağı limanları aralarındaki mesafeleriyle sıralayan portolanların genelde kıyıları gerçekçi bir şekilde ama kıyı içlerini boş gösteren, gündelik kullanıma yönelik haritalardı. Estetik amaçlı hazırlanmış olan bazılarında süslemeler de bulunurdu. Denizcilerin bir limandan diğerine emniyetle ulaşması amacıyla hazırlanan portolanlarda aşağıdaki unsurlar bulunurdu:
    •    Haritanın anahtar noktalarına yerleştirilen noktalardan yayılan yön çizgileri (genelde bir merkezden 16 çizgi). Bazı portolanlar ise limanları birbirine bağlayan rota çizgileri ile dolu olurdu.
    •    Ayrıntılı kıyı çizgileri ve bunların üzerindeki yerleşimlerin isimleri.
    •    Uzaklıkların hesaplamak için ölçek çizgileri.
    •    Sığ bölgeler, kayalıklar ve adaların yerleri.

    Pusula ve portolan haritasıyla denizciler, kıyıları izlemek zorunda kalmadan rota çizgileri üzerinden seyrederek gideceklere yere varabilirlerdi. Dünyanın yuvarlaklığını göz önüne almayan bu haritalar, okyanuslar için uygun olmayıp, özellikle   Akdeniz veya   Kızıldeniz gibi küçük denizlerde kullanışlıydılar. Enlem ve boylam ölçüm tekniklerinin bulunmasıyla portolan haritaları yerlerini 17. yy'da daha gelişkin haritalara bıraktılar.

    Amerika’yı gösteren bu kadar eski bir harita elbette tarihi açıdan çok önemlidir ancak kimi çevrelerde haritanın öneminin sadece Amerika’yı göstermesinde yatmadığı tartışılmaktadır.  New Hampshire  Üniversitesi’nden tarihçi ve coğrafyacı Charles Hagpood 1966’da yayınlana  Eski Çağ Deniz krallarının Haritaları isimli eserinde, haritanın en aşağı kısmında Güney Amerika’nın güneyiyle birleştirilen kara parçasının Antarktika olabileceğini ileri sürdü. Hagpood’un   Kraliçe Maud Karası tasviri olarak düşündüğü figürde dahil olmak üzere buzulsuz olarak göstermektedir.

    Bildiğiniz gibi dünyanın iki kutbu var.  Kuzey Kutbu (Arctica) sadece buzdan oluşuyor. Yani buzla örtülü bir kara söz konusu değil. Ancak Güney Kutbu (Antarctica yani anlamca Arctica’nın karşısındaki)  buzlarla örtülü bir kıta. En yerinde 4300 m., ortalamada 2000 metre buzla örtülü devasa bir kara parçası. Kraliçe Maud Karası (Quenn Maud Land) ise Norveç tarafından hak iddia edilen ve halen fiilen Norveç tarafından yönetilen bir bölge.

    İşte Piri Reis’in haritasındaki ilginçlik buradan kaynaklanıyor: Çünkü harita bölgeyi tarih öncesi buzla kaplanmadan önceki haliyle gösteriyor. Ancak, Taş Devri insanı nasıl olup da insanlık tarihinin daha ilk dönemlerinde böyle bir araştırma yapıp, Antarktika’nın haritasını çıkarabilmişti? Hagpood bu durumu bir kıtadan diğerine seyahat eden ve dünyanın bütün yüzeyinin  haritasını çıkaran tarih öncesi denizci toplumların varlığıyla açıklamaktadır. Hagpood, bu toplumların binlerce yıl boyunca (belki de Giritliler ya da Finikeliler gibi denizcilikte ileriye gitmiş toplumlar tarafından) elle kopyası çıkarılan haritalar bıraktıklarını tahmin ediyordu. Hagpood’a göre Piri Reis’in haritası böyle haritalardan derlenmiş toplanmış bir haritaydı.

    Daha sonra tartışmalara yaratan yazar, Eric von Daniken, Kuzey Kutbu’nu buzul çağından önceki haliyle gösteren Piri Reis haritasının kendi astronot kuramını kanıtı olduğunu ileri sürdü. Daniken’e kalırsa haritayı kadim zamanda uzaylılar çizmişti. Graham Hancock isimli bir yazar da, 1995 tarihli Tanrıların Parmak İzleri isimli kitabında dünya dışı bir medeniyetin Olmec, İnka e Maya’lar da da dahil uygarlıklara kendi bilgi birikimlerini aktardıklarını ileri sürdü. Hancock’a göre Piri Reis haritasını kendisinden önceki medeniyetlerin kaynaklarını kullanarak oluşturmuştu. Hem Hancock, hem de Hagpood, haritanın Antarctika altındaki karasal çizimlerin çok ayrıntılı olduğunu ve ancak Mısır’ın üzerinden alınan uydu görüntülerine göre çizilebileceğini iddia ettiler. Daniken’de kitabında ısrarla haritadaki yerleşin ve kıtaların genişleme ve büzülmelerinin bu haritanın gökten bakarak çizildiğini uzun uzun anlattı. Tanrı herkese akıl veriyor ama her aklı olan  izan sahibi olacak diye bir kural yok.
    Günümüzdeki jeolojik kanıtlar Güney Kutbunun son buzsuz döneminin 14 milyon yıl öncesine dayandığını göstermekte olduğundan bu kuram temelinden yıkılmış durumdadır. Zaten öyle  olmasa bile, bütün dünyayı haritalandırmak için yola çıkmış tarih öncesi bir ilkel insan topluluğu fikri de yeterince saçmadır.

    Ayrıca harita üzerinde Piri Reis’in kendi aldığı notlarda Kolomb’un haritalarından yararlandığını belirtiyor. Ayrıca M.S. 2. yüz yılda yaşamış olan Yunanlı astronom Ptolemy’nin haritalarından ve Portekiz deniz haritalarından yararlandığı da düşünülmektedir. Karayipler’ deki yer adları ve benzerlikler yüzünden Piri Reis’in Kolomb hartalarında en az birinden yararlandığı çok güçlü bir olasılıktır. Amerika'yı gösteren günümüze kalmış antik haritalar arasında Piri Reis'inkinden daha eski birkaç başka harita vardır. Bunlardan  Canino’nun  1502’de,  Nicolo de Canerio'nun,   1504-1505’de basılmış, Amerika'yı Asya'nın bir uzantısı olarak gösteren haritaları sayılabilir. Öbürü,  1507’de basılmış   Martin Walseemüller’in haritasıdır. Bu harita Cannerio'nun haritasından kaynaklanmıştır ama Amerika'yı Asya'dan ayrı bir kıta olarak gösterir ve onu ilk defa "Amerika" olarak adlandırır. Piri Reis kendi haritası için kullandığı kaynaklar arasında Kristof Kolomb'un haritası olduğunu belirtir ki bu muhtemelen Kolomb'un 1498’de çizdiği haritadır. Ancak Kolomb'un 1498 haritasının ne aslı ne de kopyaları bulunabilmiştir. Piri Reis haritasının Kristof Kolomb haritasından kaynaklandığının önemli bir delili, Küba'nın yokluğudur. Kristof Kolomb seyahatnamelerinde Küba'nın bir ada değil, kıtanın uzantısı oldugunu yazmıştır ve Piri Reis haritasında da Küba bu şekilde gösterilir.
    Piri Reis’in harita kenar notlarından bir bölüm aktaralım;
    “İşbu kenarlara Antilya kıyıları derler. Arap tarihinin sekiz yüz doksan altı yılında bulunmuştur. Amma şöyle rivayet ederler kim 
    Cinevizden bir kâfir adına Kolonbo derler imiş, bu yerleri ol bulmuştur. Meselâ mezbur Kolonbonun eline bir kitap girmiş ki Mağrip Denizinin nihayeti yani gark (garp) tarafında kenarlar ve cezireler ve türlü türlü madenler ve dahi cevahir dağı vardır deyu bu kitapta bulur. Mezbur kitabı tamam mütalea ederek Cineviz ulularına bu kaziyeleri bir bir şerh edip eydür : gelin, bana iki pare gemi verin, varayım, ol yerleri bulayım, der. Bunlar eydürler: ey epter, Mağrip deryasının nihayeti payanı ve haddi(mi) bulunur? Buharı zulmetle doludur, derler. Mezbur Kolonbo görür ki Cinevizlerden çare yok, sürer, İspanya Beyine varır, hikâyeti bir bir arzeder. Anlar dahi Cinevizli gibi cevap verirler. Velhasıl bunlara Kolonbo hayli ibram eder. Ahir İspanya Beyi iki gemi verip bunun muhkem yarağın görüp eydür: ey Kolonbo, eğer senin dediğin gibi olursa, seni ol diyara kapudan ideyin, deyip mezbur Kolonboyu Bahri Mağribe gönderdi. Merhum Gazi Kemalin İspanyalı bir kulu vardı, mezbur kul Kolonbo ile üç defa ol diyara vardım, deyu merhum Kemal Reise hikâyet edip eydür: evvel Septe Boğazına vardık, dahi oradan gün batısı lodosun ikisinin ortasına... rast dört bin mil yürüdükten sonra karşımızda bir ada gördük; amma gittikçe deryanın mevci köpüklenmez olmuş, yani deniz sakin olup düzelmiş; ve Şimal yıldızı dahi - bahrîler puslalarında gene yıldız derler - ol yıldız gide gide dolunmuş görünmez olmuş; ve dahi eydür ki : bu tertipçe yıldızlar ol diyarda görünmez, gayri tertipçe görünür, der. Andan evvel karşıda gördükleri adaya demir korlar, ol adanın halkı gelir, bunlara ok vurur, komazlar ki dışarı çıkıp haber soralar. Erkeği ve dişisi el okun atarlarmış. Ol okun demreni balık süğüğünden; ve cümlesi üryan yürürlermiş ve hem gayet... Görürler kim ol adaya çıkarmazlar, adanın öte yüzüne geçmişler, bir sandal görürler; bunları görücek sandal kaçıp karaya dökülürler. Bunlar sandalı almağa varırlar, görürler ki içinde adam eti var. Meğer bunlar bu tayfa imiş ki adadan adaya çıkıp adam şikâr edip yerler imiş. Mezbur Kolonbo bir ada dahi görüp ana varırlar, görürler kim ol adada ulu yılanlar var. Ol yere çıkmadan hazer edip bir gayri adaya dahi varırlar. Demir korlar, on yedi gün onda yatarlar. Bu adanın halkı görürler ki kendilere bu gemiden ziyan yok, varırlar, balık avlayıp filikasile bunlara getirirler. Bunlar da hoş görüp anlara sırça boncuk verirler. Meğer kim sırça boncuk ol diyarda muteber idiyin kitapta bulmuş imiş. Anlar boncuğu görüp dahi ziyade balık getirirler. Bunlar daim anlara sırça boncuk verirler. Bir gün bir avretin kolunda altın görürler, altın alıp boncuk verirler. Bunlar eydür: varın, dahi altın getirin, size dahi ziyade boncuk verelim, derler. Anlar varıp dahi vafir altın getirirler. Meğer bunların dağlarında altın madeni varmış. Bir gün dahi birinin elinde inci görürler. İnciyi alıp boncuk verirler. Bunlar görürler ki boncuk verirler dahi vafir inci getirirler. İnci bu adanın kenarında bir iki kulaç yerde bulunurmuş ve dahi ol diyardan vafir bakkam ağacını yükledip mezbur halktan ikisini alıp ol yıl içinde İspanya Beyine getirirler. Amma mezbur Kolonbo ol kişilerin dilin bilmeyip işaretle alışveriş ederlermiş. Ve bu seferden sora İspanya Beyi papaz ve arpa gönderip ekin biçim öğredip kendi tarikıne koymuş; bunların bir veçle mezhepleri yoğmuş, hayvan gibi üryan yürüyüp anda yatarlarmış. Şimdi ol diyarlar tamam açılıp meşhur olmuştur. Bu isimler ki mezbur cezairde ve kenarlarda kim vardır, Kolonbo komuştur ki anınla malûm oluna. Ve hem Kolonbo ulu müneccim imiş. Mezbur hartide olan bu kenarlar ve cezireler kim vardır, Kolonbonun hartisinden yazılmıştır.”

    Piri Reis’in haritasını çizerken Avrupa orta çağ haritalarında yararlandığına dair bir kanıt daha bulunuyor. Haritanın en üst köşesinde bir gemi ve onun yanında sırtında iki insan taşıyan bir balık figürü.Bu resim ile ilgili Reis’in aldığı notta Brendan isimli 
    İrlandalı bir azizin orta çağda anlatılan  hayat hikayesinden alıntı vardır. Piri Reis bunu yararlandığı haritadan aktarmış olmalıdır. 
    Yine Piri Reis’in kendi ağzından dinleyelim;

    “Rivayet ederler kim zamanı evvelde Sanvolrandan ( Santo Brandan ) derler bir papaz yedi deryayı gezmiş derler. Mezbur bu baluğun üzerine uğramış kuru yer sanıp baluk üzerine ot yakmışlar; baluğun sırtı kızıcak denize dalmış, bunlar sandala koyulmuşlar, gemiye kaçmışlar. Bu ahval Portukal kâfirinden zikrolunmaz. Kadîm Pappa Mondalardan mankuldür.”
    Piri Reis haritası, yapıldığı dönemdeki yirmi haritadaki coğrafya bilgilerini, yanlışları ve doğruları ile bütünleştirmiş tarihî bir belgedir. Bu haritaların bir kısmının düşman sırrı olması ve kenar notlarının tutsak edilmiş İspanyol ve Portekizli denizcilerin ifadelerini de içermesine bakılırsa, bu aynı zamanda değerli bir denizcilik istihbarat çalışmasıdır. Bunca malzemenin bir elde toplanabilmesi Osmanlı Bahriyesinin 16. yy'daki askeri gücünün bir göstergesi olarak gösterilebilir.
    Ancak Piri Reis’in 1513 yılında çizdiği ilk haritasından başka 1528’de çizdiği bir haritası daha vardır. Ne yazık ki, çok küçük bir parçası elimize ulaşabilmiştir.  İkinci dünya haritasından  günümüze kalan parça, büyük bir haritanın kuzeybatı köşesi olup, Orta Amerika'nın yeni keşfedilmiş kıyılarını, Florida’yı, Kanada’yı, Kanada’nın  kuzeydoğu köşesini, ve Grönland’ı gösterir. Piri Reis in Kanuni Sultan Süleyman’a  armağan ettiği haritanın bu parçası da, 1513 haritası gibi halen   Topkapı Sarayı’'nda bulunur.
    Ceylan derisine 8 renkli olarak çizilmis haritanın parçası 69 x 70 cm ebatlarındadır. Bu harita da birinci harita gibi  portolan tarzında, dört büyük, iki de küçük pusula gülü çizilerek yapılmıştır. Kenar notlarından biri bu haritanın Piri Reis tarafından yapıldığını belirtir. Diğer kenar notları çesitli açıklayıcı bilgiler içerir.
    Grönland'ın güneyinde görünen,  Kanada’ daki Newfoundland, "Terra Nova", Labrador da "Baccalao" isimleri ile gösterilir ve buraların Portekizliler tarafından keşfedildiği yazılıdır. Terra Nova  1500’de   Portekizli Carl Real, Labrador da   1501’de kardeşi Miguel Real   tarafından keşfedilmişlerdir.   Orta Amerika hizasında bir notta karadan giderek okyanusa ulasmayı amaçlayan bir kaşiften söz edilir. Bu muhtemelen  ' 1513’de karadan Büyük Okyanus’a  ulaşan Portekizli  Balboa’dır.
    Piri Reis'in ikinci dünya haritasında adalar ve kıyılar son keşiflere dayalı olarak çizilidir. Birinci haritasında   Porto Riko’da gösterilen San Juan Batisto,  bu haritada  Florida’da gösterilmiştir.   Kristof Kolomb’un hatalı haritasından etkilenmiş olan birinci haritasının aksine, bunda Bahama, Antiler, Haiti ve Küba  oldukça doğru çizilmişlerdir. 1517 ve 1519’da   keşfedilmiş olan Ykatan ve Honduras yarım adaları da mevcutturlar. Küba, "Isla di vana" diye adlandırılmıştır. İlk haritada olmayan  Yengeç Dönencesi bu haritada (enlemi biraz hatalı olarak) çizilmiştir. Piri Reis bunu "Günuzadısı" olarak adlandırıp yanına "Bu hat gün gayet uzadığı yere işarettir" yazmıştır.
    Piri Reis bu haritasında keşfedilmeyen yerleri beyaz bırakarak, kenar notlarında bunları bilinmediği için çizmediğini belirtir. İlk haritasından daha büyük ölçekli ve gelişkin olan ikincisi, teknik olarak döneminin en ileri örneğidir.
    Demek ki, neymiş; üzerinde fırtınalar kopartılan, uzaydan çizildiği bile iddia edilen 1513 haritası savaşlarda esir alınan Portekiz denizcilerin sorgulanması, yine deniz savaşlarında ele geçen haritaların derlenmesi ile oluşturulmuş fakat çok sayıda yanlış içeren bir harita imiş. !528’de çizilen haritanın kalan parçası bile Piri Reis’in bu dünya haritası işini sonradan ne kadar geliştirdiğini ve mükemmel duruma getirdiğini göstermektedir.
    Piri reis kendi haritasının kaynaklarını da kendi ağzından şöyle anlatır;
    “İşbu harti misalinde harti asır içinde kimesnede yoktur. Bu fakirin elinde telif olup şimdi bünyat oldu. Hususan yirmi miktar hartiler ve Yappamondolardan - yani İskenderi Zülkarneyn zamanında telif olmuş hartidir ki rubu meskûn anın içinde malûmdur; Arap tayfası ol hartiya Caferiye derler anın gibi sekiz Caferiyeden ve bir Arabî Hint hartisinden ve dört Portukalın şimdi telif olmuş hartilerinden kim Sint ve Hint ve Çin diyarları hendese tariki üzerine ol hartilerin içinde mesturdur, ve bir dahi Kolonbonun garp tarafında yazdığı hartiden bir kıyas üzerine istihraç edip bu şekil hâsıl oldu; şöyle ki bu diyarın hartisi bahriler içinde nice sahih ve muteber ise, mezbur harti de dahi yedi derya ile sahih ve muteberdir.”

    Kaynaklar:

    1. Gizlenen Tarih - Brian Haughton Koridor Yayınları  1. Baskı 2009 İstanbul

    Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...