Gıpta ile seyrederken beyzayı
Gözüm hep takılır
Siyahın bendeki sevinişine
Gözlerin karın düştüğünü hiç gördü mü Bilal?
Öyle düşer de dilinden Âhâd
Sözcükler kıskanırdı
Dile bu kadar yakışan kelamı
Siyahın en güzelini
Seyrederdi semavat
Neydi Bilal
Sokak çocuklarına seni bir dinara
Taşa tutturan
Gövden kan içinde sabit kılan neydi
Kimi gördün de kara
Üstünde bu kadar beyaz durdu
Kimdi Bilal
Kim köleyi efendisinden
Üstün kıldı
Kızgın güneş gölge eder de
Gögsündeki taş senden çok inler
Bir çağrı düşer dilinden
Asırlar tekrar eder
Şimdi anlıyorum
Bülbüller neden Âhâd der
Ve Aklıma şimşek olur
Bir Âhâd kaç kırbaç eder…
Bir sıddıkın avuçlarında
Beyaz bir güvercinsin artık
Hürriyet iki yüz dinar
Kanatların kırılana kadar uç
Belli ki düştüğün yer
Cennettir.