"O, göklerin ve yerin yaratıcısıdır..."
(Şura Suresi, 11)
|
|||||
Aslında Big
Bang'deki patlama hızı, evrenin ilk anında oluşan
sayısal dengelerden yalnızca bir tanesidir. Big
Bang'in ardından, şu an içinde yaşadığımız evrenin
yapısını belirleyen "ölçüler" ortaya çıkmıştır
ve bunlar tam olmaları gerektiği değerde belirlenmişlerdir.
Bu ölçüler,
bugün modern fiziğin kabul ettiği "dört temel
kuvvet"tir. Evrendeki tüm fiziksel hareketler
ve yapılar, bu dört kuvvetin birbiri ile iletişimi
ve dengesi sayesinde olur. Bunlar; yerçekimi kuvveti,
elektromanyetik kuvvet, güçlü nükleer kuvvet ve
zayıf nükleer kuvvettir. Güçlü ve zayıf nükleer
kuvvetler sadece atomun yapısını belirlerler.
Diğer iki kuvvet, yani yerçekimi ve elektromanyetizma
ise, atomların arasındaki ilişkiyi ve dolayısıyla
tüm maddesel objeler arasındaki dengeyi belirlerler.
Bu dört temel kuvvet Big Bang'in sonrasında ortaya
çıkmışlar ve evrene dağılan madde, bu dört temel
kuvvete göre belirlenmiştir.
Ancak ilginç
olan, bu kuvvetlerin birbirleri ile karşılaştırıldıklarında
ortaya çıkan tablodur. Çünkü bu kuvvetler, birbirlerinden
olağanüstü derecede farklı değerlere sahiptirler.
Eğer tüm bu kuvvetlerin birbirlerine olan oranlarını
ortak bir birim kullanarak ifade etmek istersek
şöyle yazmamız gerekir:
Dikkat edilirse,
üstteki sayılar arasında çok büyük uçurumlar vardır.
Örneğin güçlü nükleer kuvvetin değeri, yerçekimi
kuvvetinin değerinden yaklaşık "milyar kere milyar
kere milyar kere milyar kere milyar" kadar daha
büyüktür. Peki acaba bu kadar farklı bir güç dağılımının
amacı nedir?
Paul Davies
ise, evrendeki temel fizik yasalarının insan yaşamına
en uygun biçimde belirlenmiş olduğu gerçeği karşısında
şu yorumu yapar:
Big Bang'in
büyük bir delili olan kozmik fon radyasyonunu
ilk Robert Wilson ile birlikte gözlemleyen ve
bu nedenle 1965'te Nobel ödülü kazanan Arno Penzias
ise, evrendeki bu olağanüstü tasarım karşısında
şu yorumu yapmaktadır:
Şu ana kadar
kendilerinden alıntı yaptığımız bilimadamları
önemli bir gerçeğin farkına varmışlardır. Evrendeki
hayret verici dengeleri ve düzeni inceleyen her
insanın karşısına çıkan bu gerçek son derece açıktır:
Tüm evrende üstün bir tasarım, kusursuz bir düzen
sergilenmektedir. Bu düzenin Sahibi elbette her
şeyi kusursuzca var eden Allah'tır. Allah evrenin
yaratılışındaki düzene, "belli bir ölçüyle" hesaplanmış
dengelere bir ayetinde şöyle dikkat çekmiştir:
Göklerin ve yerin mülkü O'nundur; çocuk edinmemiştir. O'na mülkünde ortak yoktur, her şeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir. (Furkan Suresi, 2) |
Dipnotlar |
1 (Michael Denton,
Nature's Destiny: How the Laws of Biology Reveal
Purpose in the Universe, The New York: The Free
Press, 1998, s. 12-13) 2 ( Paul Davies. The Accidental Universe, Cambridge: Cambirdge University Press, 1982, Önsöz.) 3 (Hugh Ross, The Creator and the Cosmos, s. 122-23) |