07 Mart 2012

VEFASI OLMAYANIN HAYASI KİMİN UMURUNDA

Kalbin perdeleri.
Vefası Olmayanın,
Hayası Kimin Umurunda.

Öyle lokma var ki insanı kırk yıl ibadetten keser.
Öyle söz var ki adamın kalbini taş eder.
Öyle bakışlar var ki insanın hayatını mahveder perişan eder.
 Şunu bilmeliyiz ki Allah ile kulu arasında aslında perde yoktur.
Fakat tıpkı güneş ışığının dünyamıza ve bedenimize gelmesi gibi bir durum vardır.
 Bizimle güneş arasında dünyanın çevresinde bulunan
 perdeler güneş ışığının tamamıyla bize ulaşmasına mani olur.
Bu mani oluş insanın iyiliğinedir.
Atmosferin güneş ışığını belli ölçüde engelleyecek özelliği olmasa
ya da tenimiz uzun süre doğrudan güneşe maruz kalsa zarar görürüz.
Fakat Allah ile kulu arasındaki durum burada farklılık gösterir.
Allah ile kul arasında perdelerin engellerin olması insan için iyilik değil
 büyük bir eksiklik olarak ortaya çıkar.
Allah Tealâ’nın kuluna yönelişi daha latif daha kesif ve daha nuranîdir.
 Ama kulun nefsani kirleri şeytanın kandırmaları asrın çirkin işleri
Allah’ın rahmetine engel olur perde olur.
Nasıl ki şemsiye yağmura mani olursa bizim çirkin işlerimiz
yirmi dört saat hiç kesilmeyen ilâhi rahmeti rabbanî feyzi perdeler
bize ulaşmasını engeller. Halbuki Allah’ın feyzi daimidir nuranîdir latiftir eksiksizdir.
 Ama onu biz kesiyoruz.
Şah-ı Nakşibend k.s. hazretlerinin halifesi
Muhammed Parisa k.s. hazretleri şöyle buyuruyor:
“Allah ile kul arasında perde maddi bir şey değildir.
Perdeler dış suretlerin nakışlı süslü görüntüleridir.
Dünyada görüp aldandığımız bize güzel görünüp kalbimizi oyalayan
 her bir şey Allah ile kul arasında perde olur.”
Harama bakışların gıybetçi çirkin zararlı perişan bomboş
sohbetlerin lakırdıların menfaat elde etmek için yapılan
dalkavuklukların mihnet ve meşakkat dolu hiçbir şeyden memnun olmayan
bir türlü tatmin ve huzur bulmayan binbir itiraz
ve şikayetlerin her birisi araya girer meşgul eder perdeler.
Çalgılı çengili eğlenceler zamanı öldüren boş seyirler gibi işler de
aslında perde olan işleri güzel gösterip nefsin gıdasını artırır
kalbi nefs karşısında zayıflatır. Şeytanın yemi artar
ve Allah’tan gelen feyzi kalbimiz çekemez hale gelir.
İnsanın günahları Allah’ın hiç bitmeyen feyzine mani olur
Allah’tan uzaklaşmamıza yol açar.
Halbuki Allah Tealâ bize bizden şah damarımızdan daha yakındır.
 Ne yazık ki biz gafletimizle Allah’tan uzaklaşmış oluyoruz.
Allah yolundaki yolcuya bu perdeleri kaldırmak lazım gelir.
 Nasıl sabah olunca perdeleri açıyor ışık ve temiz hava girsin diye
pencereleri aralıyorsak mümin de
ilâhi feyzi çekebilmek için bu perdeleri kaldırmak zorundadır.
Perdeleri kaldıran en nuranî en latif hal yapılan çirkin işlere
pişmanlık yaptığı kötülüklerden utanmaktır.
Hayâ imandandır hayâ edildikçe perdeler kalkar.
Tevbe edildikçe Allah’ın lütfu bereketi feyzi rahmeti kalplere iner.
Tasavvuf Allah ile kul arasındaki perdeleri kaldırmaya
gafleti gidermeye çalışır. Bir kâmil mürşidin elini tutmakla tevbe edip
 terbiye olmak kalbe zarar veren perde olan işlerden korunmak mümkündür.

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...