İmkansızsın
Sana
dair isteklerim oluyor. Kimi zaman derin ah` larım oluyorsun bir Sezen Aksu
şarkısını dinlerken.
Sen; içinde baharı
gizleyen kışımsın benim. Ve biliyorum, o baharın güneşinde tenim esmer olmayacak
hiç. Bana susmak düşecek, payıma kilitlenmiş bir yürek kalacak. Kaderi önceden
belirlenmiş konuşmalar, paylaşmalar, bakışmalar olacak. Bir yerde aykırılığım
tutup sarılsam da içimde Sana, sen bunu hiçbir zaman
bilemeyeceksin.
Tabansız sevdalardan
kopup Sana sığınıyorum çoğu zaman. Soluk soluğa varıyorum yanına, ter kokarak
tenim. Anne sütüne aşık bir bebek gibi duruluyorum
sonra.
Git diyorum sana, kalma yüreğimde,
bu kadar özleteceksen kendini. Bir bakış; gözüm gözüne değiyor; hissediyorum...
Gitme diyorum. Kal geldiğin yerde.
Ne
gitmelerin bitiyor; ne de benim sana kal demelerim.
Hangi aralıkta girmiştin içime anlamadım. Tüy gibi hafif, usul usul
inivermiştin yüreğime. Kabullenemedim önce. kocaman yalanlar söyledim kendime.
Ben dışımda tutmaya çalışırken seni, meğer içerde hakimiyetin çoktan başlamıştı.
Kuşatmıştın dört yanımı; ve kendim için çok geçti... Yerle bir olmuştu her
şey.
Olmazsa olmazlarım... ilkelerim...
yargılarım...
Kabullenmek zor sanıyordum;
acemi ama mükemmel bir aşkı taşıyabilmeyi...
Seni aklıma getiren, yüreğime düşüren bu yol değil, kötü şansla
başlayan bir ilkin, iyi şansı sadece. Düşüme düşüşün zamandan değil, düşlerin
gafı.
Nasıl bir şeydi, bu beni böyle
yağmalayan. Şimdi karşı durmuyorum Sana, nasılsa buluyorsun bir yolunu ve
sarmalıyorsun içimi dışımı. Ayak seslerini duyuyorum hangi yöne gittiğini
bilemeden. Ben yaşanmış bir aşkta eski yaralarıma yanıyorum, Sen yaralarına
benden sevda sürüyorsun.
”Belki”lerden,
“ihtimal”lerden, “keşke”lerden medet umuyorum, Senin belki de yabancısı olduğun
düşler büyüterek...
Ben, suretine değil,
aslına dokunma ihtimallerinde mutlu oluyordum.
Ben seninle, aynı coğrafyada yaşayabilme ihtimalinden huzur
buluyordum.
Şimdi, bilinci küflerinden
kurtulmuş bir yürekle, süresi diğer aşklardan çok daha uzun olacak bir aşkın
ömrünü anlatıyorum, Sana dair yazılanlarda.
Şimdi, bir sayfa dolusu cümlelerle; bir imkansızlığın mucizeye
dönüşünü anlatıyorum…
Şimdi, bozgun
sonrası imkansız bir zafer kazanan bir orduyum, bir yenilgide zafer ne kadar
anlam taşıyorsa o kadar anlamlaşıyorum…
Şimdi ben, dağıldıkça kurulan yeni düşlerde Sana
bakıyorum…
Umut; hep var olacak çünkü
.