10 Mart 2012

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK BİYOGRAFİ..4

Dünyada Atatürk
Atatürk, Türkiye için çok büyük bir kahraman, eşsiz bir siyasi dehaydı. Ülkeyi gerçek anlamda kurtarmış, bağımsızlığını kazandırmış, bayrağı olan özgür bir ülke olması için hayatı pahasına savaşmıştır. Ancak Atatürk’ün büyüklüğü sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada kabul edilmiştir. Dünyanın en önemli liderleri onun dehası hakkında açıklamalarda bulunmuş, dünya basını da Atatürk’e geniş vermiştir. Tüm dünyanın birleştiği nokta ise Atatürk gibi insanların dünyaya çok zor geldiği yönündedir. İlkeleri, inkılâpları, insani yönleri, kahraman askerliği, entelektüelliği, zekası, sınır tanımayan bilgisi ve görgüsüyle Atatürk, bizim Atatürkümüz olması dışında tüm dünyaya da mal olmuş, sayısız lidere ilham vermiştir. Hakkında sayısız kitap yazılmış, konferanslar ve seminerler düzenlenmiştir.
Bugüne kadar Atatürk hakkında yazılmış en kapsamlı biyografi Kahire'deki İngiliz Büyükelçiliğinde uzun süre görev yapmış olan İngiliz yazar ve gazeteci Lord Kinross tarafından kaleme alınmış olan, “Atatürk, The Rebiryth of a Nation” (Ataturk, Bir Milletin Yeniden Doğuşu)’dur. Kitabı hazırlamak için uzun süre Türkiye’de kalan ve çalışmalarını 5 yılda tamamlayan Kinross, eseri 2 cilt halinde hazırlamıştı.
Time dergisi Atatürk’le ilgili sayısız makale yayınlamış, ayrıca 24 Mart 1923 ve 21 Şubat 1927 tarihlerinde Atatürk’ü kapak yapmıştır.
Atatürk bütün dünyanın hayran kaldığı bir kalkınmayı gerçekleştiren ilk devlet başkanı olmuştur. Yaşasaydı kuşkusuz dünya bambaşka bir yer olacaktı. Ancak o, arkasında çok daha iyi bir Türkiye bırakarak hayata gözlerini yummuş, ülkemizi, bayrağımızı bize armağan edip aramızdan ayrılmıştır.
Atatürk bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını, Türk halkına ilham veren liderliğini, modern dünyanın ileri görüşlü anlayışını ve bir askeri lider olarak kudret ve yüksek cesaretini hatırlatmaktadır. Çöküntü halinde bulunan bir imparatorluktan özgür Türkiye'nin doğması, yeni Türkiye'nin özgürlük ve bağımsızlığını şerefli bir şekilde ilan etmesi ve o zamandan beri koruması, Atatürk' ün Türk halkının işidir. Şüphesiz ki, Türkiye' de giriştiği derin ve geniş inkılaplar kadar bir kitlenin kendisine olan güvenini daha başarı ile gösteren bir örnek daha yoktur.

John F. KENNEDY - A.B.D Başkanı
Cihanı hayran bırakan bu Türk, Türkler'in göğsünü Türk olduklarından, tarihlerinden ve dillerinden dolayı bir daha kabartmıştır ve Türkiye'nin geleceği için, geçmiş yüzyılların toplayabildiğinden daha fazla bir kudret toplamıştır.

General Charles Sherrill, Amerika'nın eski Ankara Büyük Elçisi
Marmara kıyısındaki sıcak, toz toprak içinde, eciş bücüş yollu ikinci sınıf kıyı kasabası Mudanya'da, Batı ile Doğu karşı karşıya geldiler. İsmet Paşa ile görüşecek Müttefik generallerini taşıyan İngiliz sancak gemisi "İron Duke"nin kül rengi öldürücü kulelerine rağmen, Batılılar buraya barış dilenmeye geliyordu; yoksa barış istemeye, ya da şartlarını dikte etmeye değil... Bu görüşmeler, Avrupa'nın Asya üzerindeki egemenliğinin sonucunu gösteriyor. Çünkü Mustafa Kemal, herkesin bildiği gibi, Yunanlıları silip süpürmüştü.

Ernest Hemingway, Amerikalı Romancı - Yazar, 1922
Atatürk, şecaat ve kabiliyetin en büyük sembolüydü. O, yirminci asrın en büyük gerçeğini yaratan adamdır.

Kopenhag-Nasyonal Tidende
Dünya sahnesinden tarihin en dikkatli, çekici adamlarından biri geçti.

Chicago Tribune
Dünya Liderlerinin ve Dünya Medyasının Atatürk Hakkındaki Görüşleri (Tamamı)
Atatürk’ün Özdeyişleri
Ne Mutlu Türküm Diyene!

Özgürlük ve Bağımsızlık Benim Karakterimdir.

Yorulmadan beni takip edeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar, yorulmadan ne demek? Yorulmamak olur mu? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman dahi durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. Yorgunluk her insan, her mahlûk için tabii bir halettir, fakat insanda yorgunluğu yenebilecek mânevi bir kuvvet vardır ki, işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür. Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlâtları, yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz.

Çalışmak demek, boşuna yorulmak, terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre bilim ve teknik ve her türlü uygar buluşlardan azami derecede istifade etmek zorunludur.

Hiç bir zafer gâye değildir. Zafer, ancak kendisinden daha büyük olan gâyeyi elde etmek için gerekir en belli başlı vasıtadır. Gâye, fikirdir.

Zafer, bir fikrin istihsâline (elde edilmesine) hizmeti nispetinde kıymet (değer) ifade eder. Bir fikrin istihsâline dayanmayan bir zafer pâyidar olamaz (yaşayamaz). O, boş bir gayrettir.

Her büyük meydan muhare-besinden, her büyük zaferin kazanılmasından sonra yeni bir âlem (dünya) doğmalıdır, doğar. Yoksa başlı başına bir zafer, boşa gitmiş bir gayret olur.

Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için en hakiki mürşit ilimdir fendir.

Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye muhalif değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kaste ve fiile dayanan taassupkar hareketlerden sakınıyoruz.

Biz kimsenin düşmanı değiliz. Yalnız insanlığın düşmanı olanların düşmanıyız.

İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!

Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.

Yurtta sulh, cihanda sulh.

Memleketin efendisi hakiki müstahsil olan köylüdür.

Doğruyu söylemekten korkmayınız.

Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.

Türkiye Cumhuriyeti mutlu, zengin ve muzaffer olacaktır.

Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.

Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür.

Süngülerle, silahlarla ve kanla kazandığımız askeri zaferlerden sonra, kültür, bilim, fen ve ekonomi alanlarında da zaferler kazanmaya devam edeceğiz.

Zafer, "Zafer benimdir" diyebilenindir. Başarı ise, "Başaracağım" diye başlayarak sonunda "Başardım" diyebilenindir.

Egemenlik verilmez, alınır.

Milleti kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.

Öğretmenler: Yeni nesiller sizlerin eseri olacaktır.

Türk Milleti bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı var olmalarının yegane koşulu olarak kabul etmiş cesur insanların torunlarıdır. Bu millet hiçbir zaman hür olmadan yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.

Biz Türkler tarih boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz.

Milletimiz davranışlarında ve gayretlerinde sarsılmaz bir bütünlük gösterdiği için başarılı olmuştur.

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım.

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkûmdurlar.

Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir.

Gerçi bize milliyetçi derler. Ama biz öyle milliyetçileriz ki, işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların milliyetlerinin bütün icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz herhalde hodbince ve mağrurca bir milliyetçilik değildir.

Bilelim ki milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar.

Milli mücadelelere şahsî hırs değil, milli ideal, milli onur sebep olmuştur.

Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.

Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.

Bir dinin tabiî olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lazımdır.

Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hâkim olunamaz.

Türk Milletinin istidadı ve kesin kararı medeniyet yolunda, durmadan, yılmadan ilerlemektir.

Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkûmdurlar.

Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır.

Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.

Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak insan olmak için yeterlidir.

Biz dünya medeniyeti ailesi içinde bulunuyoruz. Medeniyetin bütün icaplarını tatbik edeceğiz.

Bizim devlet idaresinde takip ettiğimiz prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.

Milletimiz her güçlük ve zorluk karşısında, durmadan ilerlemekte ve yükselmektedir. Büyük Türk Milletinin bu yoldaki hızını, her vasıtayla arttırmaya çalışmak, bizim hepimizin en kutlu vazifemizdir.

İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?

Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.

Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye eski devirlerdeki gibi basit değildir. Bugünün anaları için gerekli vasıfları taşıyan evlat yetiştirmek, evlatlarını bugünkü hayat için faal bir uzuv haline koymak pek çok yüksek vasıflar taşımalarına bağlıdır. Onun için kadınlarımız, hattâ erkeklerimizden çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar; eğer hakikaten milletin anası olmak istiyorlarsa.

Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk Milletine canımı vereceğim.

Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.

Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur.

Benim naçiz vücudum nasıl olsa bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ebediyen yaşayacaktır.

Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.

Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.

Müsbet bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatları seven, fikir terbiyesinde olduğu kadar beden terbiyesinde de kabiliyeti artmış ve yükselmiş olan erdemli, kudretli bir nesil yetiştirmek ana siyasetimizin açık dileğidir.

Mualimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmenleri ve eğiticileri, sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip bulunacaktır.

Milleti kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir millet, henüz millet namını almak istidadını keşfetmemiştir.

Dünyanın her tarafından öğretmenler insan topluluğunun en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır.

Okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki, Türk milleti, Türk sanatı, Türk iktisadiyatı, Türk şiir ve edebiyatı bütün güzellikleriyle gelişir.

Türkiye'nin asıl sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, saadet ve servete müstahak ve layık olan köylüdür. Onun için, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin iktisadi siyaseti bu aslî gayeye erişmek maksadını güder.

Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir.

Atatürk’ün Vasiyeti
Atatürk'ün 5 Eylül 1938 günü Dolmabahçe'de düzenlediği ve İstanbul 6. Noteri İsmail Kunter'e teslim ettiği vasiyetnamesi şu şekildeydi;
Malik bulunduğum bütün nukut ve hisse senetleriyle Çankaya'daki menkul ve gayrimenkul emvalimi Cumhuriyet Halk Partisi'ne atideki şartlarla terk ve vasiyet ediyorum:
1 - Nukut ve hisse senetleri, şimdiki gibi, İş Bankası tarafından nemalandırılacaktır.
2 - Her seneki nemadan, bana nisbetleri şerefi mahfuz kaldıkça, yaşadıkları müddetçe, Makbule'ye ayda bin, Afet'e 800, Sabiha Gökçen'e 600, Ülkü'ye 200 lira ve Rukiye ile Nebile'ye şimdiki yüzer lira verilecektir.
3 - Sabiha Gökçen'e bir ev de alınabilecek ayrıca para verilecektir.
4 - Makbule'nin yaşadığı müddetçe Çankaya'da oturduğu ev de emrinde kalacaktır.
5 - İsmet İnönü'nün çocuklarına yüksek tahsillerini ikmal için muhtaç oldukları yardım yapılacaktır.
6 - Her sene nemadan mütebaki miktar yarı yarıya, Türk Tarih ve Dil Kurumları'na tahsis edilecektir.
Atatürk’ün Aldığı Nişan, Madalya ve Madalyonlar
Nişan Ve Madalyalar
Sıra No Nişan ve Madalyanın Adı İhdas Eden Madeni Çapı Verildiği Tarih
1 5. Rütbeden Mecidi Niş. Padişah Abdülmecid Gümüş 55 25.12.1906
2 2. Rütbeden Mescidi Niş. Padişah Abdülmecid Ortası Altın 65 12.12.1916
3 1. Rütbeden Mescidi Niş. Padişah Abdülmecid Ortası Altın 65 16.12.1917
4 4. Rütbeden Osmani Niş. Padişah Abdülaziz Gümüş - 06.11.1912
5 3. Rütbeden Osmani Niş. Padişah Abdülaziz Gümüş - 01.02.1915
6 2. Rütbeden Osmani Niş. Padişah Abdülaziz Gümüş - 01.02.1916
7 İmtiyaz Madalyası 2. Abdülhamid Gümüş - 30.04.1915 8 İmtiyaz Madalyası 2. Abdülhamid Altın - 23.09.1917 9 Harp Madalyası 5. Mehmed Reşad Fakfon - 11.05.1918 10 Liyakat Madalyası 2. Abdülhamid Gümüş 25 01.09.1915 11 Liyakat Madalyası 2. Abdülhamid Altın 25 17.01.1916 12 İstiklal Madalyası T.B.M.M Prinç 35x40 21.11.1923 MADALYONLAR Sıra No Adı ve Veriliş Nedeni Tarihi 1 1. Ordu manevra hatırası 20.08.1937 2 2. Ordu manevra hatırası 13.10.1937 3 Ankara'ya gelişinin 18.yıl hatırası 27.12.1937 4 Müttefik ajanslar 4. Kongresi 1929 5 T.B.M.M. Rozeti - 6 Abide-i zafer hatırası 1927 7 İran Şahı'nın Türkiye'yi ziyaretleri hatırası 1934
Atatürk’ün Yazdığı Kitaplar
•Tâbiye Meselesinin Halli ve Emirlerin Sureti Tahririne Dair Nesayih
•Takımın Muharebe Talimi (Almanca'dan çeviri - 1908)
•Cumalı Ordugâhı - Süvari: Bölük, Alay, Liva Talim ve Manevraları (1909)
•Tâbiye ve Tatbikat Seyahati (1911)
•Bölüğün Muharebe Talimi (Almanca'dan çeviri - 1912)
•Zabit ve Kumandan ile Hasbihal (1918)
•Nutuk (1927)
•Vatandaş İçin Medeni Bilgiler (1930)
•Geometri (1937)
Atatürk’ün Kurduğu Kurumlar
Anadolu Ajansı
Ankara Hukuk Fakültesi
Ankara Orman Çiftliği
Bursa Merinos Halı Fabrikası
Çocuk Esirgeme Kurumu
Demiryolları ve Limanlar Genel Müdürlüğü
Devlet Hava Yolları
Devlet İstatistik Enstitüsü
Elektrik İşleri Etüt İdaresi
Etibank
Halkevleri
İşbankası
Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA)
Merkez Bankası
Merkez Hıfzısıha Enstitüsü
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı
Sanayi ve Maadin Bankası
Sümerbank
Türk Dil Kurumu
Türk Kuşu
Türk Tarih Kurumu
Türkiye Cumuriyeti Ziraat Bankası
Türkiye Şeker Fabrikaları
Uluslararası İzmir Fuarı
Ziraat Okulları ve Yüksek Ziraat Enstitüsü http://www.ataturk.net/kronoloji/1881.html http://www.ataturk.com/content/view/24/43/ http://www.mkutup.gov.tr/ata-tur.html http://tr.wikipedia.org/wiki/Atat%C3%BCrk http://www.ataturkiye.com/icindekiler.html http://www.meb.gov.tr/belirligunler/ataturk/ata.html http://www.devletim.com/mustafa_kemal_ataturk.asp http://www.mkemalataturk.com/tr/dogdu.html http://www.ataturksitesi.com/default2.asp http://www.onderataturk.com/olumu.html http://www.tekadamdevrimi.com/ http://www.kemalist.org/ Emre Kongar, “Devrim Tarihi ve Toplumbilim Açısından Atatürk” Prof. Dr. Abdurrahman Çaycı, “ Milli Bağımsızlık ve Çağdaşlaşma Önderi Gazi Mustafa Kemal  

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...