Herodot | |
---|---|
Herodot büstü
| |
Doğum | M.Ö. 484[1] Halikarnassos |
Ölüm | M.Ö. 425[1] Thurii veya Pella |
Meslek | Tarihçi |
Halikarnassos, Bodrum'un antik çağlardaki ismi. Dor Birliği'nin altı üyesinden biri olan Halikarnassos ve yöresinin yerli halkı Lelegler ve Karyalılar'dır.
Müsgebi ve Çömlekçi’de ortaya çıkan mezarlar ve buluntuları bölgede Miken kültürü ile çağdaş bir yerleşim olduğunu göstermektedir.
MÖ 6. yüzyılın ilk yarısında Lydia egemenliğinde olan şehir daha sonra Perslerin egemenliği altına girmiştir. Persler kendilerine yakın yerli bir aile olan Halikarnassos’lu Lygdamis ailesini kenti yönetmesi için görevlendirmişlerdir. MÖ 387’de Karia satraplığının Mylasa’da oturan Hekatomnos’a geçtiği bilinmektedir. Hekatomnos’un oğlu Maussolos MÖ 377’de Karia satrapı olmuş ve merkezi Mylasa’dan Halikarnassos’a taşımıştır.
Mausolos öldükten sonra II. Artemisia yönetime gelmiştir. Büyük İskender şehri kuşattığında yönetimde Orontobates vardı. İskender, Alinda Kraliçesi Ada’yı bütün Karia bölgesinin hâkimi yapmıştır. İskender’den sonra II. Ptolemaios’un hâkimiyeti altına giren Halikarnassos Roma döneminde Rodos yönetimine verilmişse de bağımsız kabul edilmiştir. MÖ 1. yüzyılda korsanların akınları yüzünden fakirleşen kentin yeniden canlanması Augustus zamanıdır. M.S. 4. yüzyılda Roma eyaletleri düzenlenirken Karia ayrı bir eyalet, Halikarnassos metropolisi Aphrodisias olan bu eyalete bağlı bir şehir olmuştur.
Şehir 11. yüzyılda Türklerin eline geçmiş, toprakları içinde kalmıştır. 1402 yılında Rodos Şövalyeleri tarafından ele geçirilen şehrin, eski Dor akropolünün olduğu yerde kale inşa edilmiştir. Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos’u almasına kadar şövalyelerin elinde kalmıştır.
Halikarnassos’ta 1857 yılında Newton tarafından bulunarak frizleri Londra’daki British Museum’a taşınan Maussoleion, dünyanın yedi harikasından biri olarak tanımlanmaktadır. Maussoleion, Maussolos için karısı II. Artemisia tarafından yaptırılan bir mezar anıtıdır. Bugün sadece temel izleri ile frizlerinden bir parça kalmıştır.
Halikarnassos’taki görülebilen diğer kalıntılar ise; yer yer poligonal ve rektagonal tekniğin kullanıldığı surlar ile Roma Çağı tiyatrosudur.
Herodot (Halikarnassoslu Herodotus) (Yunanca: Ηροδοτος Herodotos) (MÖ 484, Halikarnas - MÖ 425), MÖ 5. yüzyılda yaşamış olan Yunanlı tarihçi ve antik yazar. Tarihin babası olarak anılır. Gezilerinde gördüğü yerleri ve insanları anlattığı, Herodot Tarihi olarak bilinen eseriyle tanınır. Eserinin esas konusu, Persler ve Yunanlar arasında yapılan Pers savaşları'dır (MÖ 492-449).
Ünlü Cicero (De leg. 1,5) tarafından tarih yazarların babası veya ilk tarih yazarı olarak tanımlandı. Latince pater historiae (tarihin babası) ünvanına sahiptir.
Konu başlıkları[gizle] |
Yaşamı [değiştir]
Herodot Halikarnassos'da Batı Anadolu'daki bugünkü Bodrum yakınlarında Türkiye'de dünyaya geldi. Tiran Lygdamis tarafından sürülmesi üzerine, gençliği o zaman bilinen dünyanın birçok yerine yaptığı gezilerle geçmiştir. Uzun süre Atina'da yaşıyan Herodot'un Mısır'a gidip Assuan'a kadar indiği, Mezopotamya'yı, Filistin'i, Güney Rusya'yı gördüğü, Afrika'nın kuzey kıyılarında bulunduğu sanılmaktadır. Yaşlılığında İtalya'daki Thurii adlı Yunan koloni'sine çekilmiş, kendisine "Tarihin Babası" olma ününü kazandıran eserini yazmıştır.
Eseri üzerine bir yorum [değiştir]
Birincisi yazarın doğumundan önce, ikincisi de çocukluğunda geçen Pers-Yunan Savaşları Herodot Tarihinin asıl konusu olmakla birlikte, bu eser yalnızca bir tarih kitabı değildir. Eski Yunan'ın bu ilk nesir sanat eseri, aynı zamanda çeşitli ulus ve ülkeler üstüne, efsaneyle karışık coğrafik ve sosyolojik bilgiler de veren bir hazinedir. Herodot, Tarih'inde bize kendisinin Yunan ve Atina değerlerine bağlılığını sezdirmekle birlikte, olağanüstü bir hoşgörü ve tarafsızlık duygusuna sahip olduğunu da gösterir.
Herodot Tarihi yazılışından yüzyıllar sonra, Hellenistik dönemde bir İskenderiyeli yayıncı tarafından büyük ustalıkla dokuz kitaba bölünmüştür. Bu dokuz kitap üçer üçer Pers-Yunan ilişkileri açısından anlamlı bölümler meydan getirmektedir. İlk üç kitap Asya'da, İkinci üç kitap Avrupa, üçüncü üç kitap da Yunanistan'da geçen olayları hikâye etmekte; ilk üç kitapta Persler ağır basmakta, son üç kitapta Yunanlıların Thermopylae yenilgisinden sonra, Salamis, Plataea ve Mycale zaferleri anlatılmaktadır. Perslerin İskitye ve İyonya yenilgileri, Yunanlıların Marathon yenilgisi.( Maraton Savaşı sayfasında Yunanlıların zaferi deniliyor. Bu kısım yanlış olabilir... (Maraton Savaşı) Pers hükümdarları bakımından; ilk üç kitapta Kyros ve Kambyses ile Darius'un başa geçişi, ikinci üç kitapta Darius, üçüncü üç kitapta da Kserksess istilası hakkında bilgi toplayıp, ilkin bu kitapların son üçünü yazdığı, baştaki altı kitabı ise daha sonra hazırladığı anlaşılmıştır.
Eserin tenkiti [değiştir]
Herodot, belirtildiği gibi, antik Romalı siyaset adamı ve tarihçi Cicero'dan itabaren "Tarihin Babası" olmakla tanınmakla beraber, antik çağlardan itibaren de eseri ve işlediği konulara tutumu üzerinde büyük tenkitlere uğramıştır ve Herodot'a bir diğer lakap olarak "Yalanların Babası" adı da verilmiştir. Herodot, antik çağlar yazarlarından beri, yanlığı, yaptığı hatalar ve intihalciliği dolayısıyla kritik edilmiştir. Örneğin, Roma İmparatoru Septimius Severus döneminde çok ün kazanan ve imparator Elagabalus dönemi sonuna kadar yaşamış olan ünlü Roma yazar ve retorik (belagat) hocası Claudius Aelianus (d. yak. 175 - ö. yak. 235) zamanımıza gelebilen "Varia Historiae (Çeşitli öyküler)" adlı eserinde Herodot'u "yalancı" olmakla nitelemiş ve kavramsal olarak oluşturduğu "takdis edilimişler adası"nda Herodot'un yeri olmadığını açıkca belirtmiştir. Bir çok modern tarihçiler ve filozoflar, özellikle tarihin objektif olmasını kabul edenler tarafından bu tenkitler kabul edilmemekle beraber, bu kritik fikirler modern düşünürler arasında hala da tutulmaktadır. Bunlardan bazıları Herodot'u kaynaklarını icat etmekle, yaptığı gezileri abartmakla ve bu abartmalar ve icatların gerçek olmadığını bile bile onlara eserinde gerçekliklerine inanırmış gibi önemli yer vermekle itham etmektedirler.[2] Gerçekten eserinde görülen kendine ün kazandıran birçok hallerde Herodot belli bir olay veya süreç hakkında gerçeği bilmiyorsa veya kendine bildirilen sıkıcı gerçekler kendi fikir ve inançlarına uymuyorsa, o olay veya süreç hakkında birkaç değişik alternatif vermekte ve bunlardan hangisinin kendi fikrine göre daha olası olduğunu bildirmektedir.