Hapsettim Seni...
Karanlığımdasın hayat... Karanlığıma hapsettim seni...
Sabıkalı gecelerin; en ıssız sessizliğinin,
en dibine kadar hapsettim seni... Sevgilerini...
Dışardan bakıldığında ürküten bir çehreye hapsettim güzelliğini...
Kimsenin görmek istemeyeceği bir yapıya bürüdüm bendeki seni...
Hem de öyle böyle değil...
Hem de öyle “tek” parça halinde de değil...
Dağıtarak seni,
Keserek nefesini...
Parçalayarak seni,
Kopararak renklerini...
Zehir katıp vücuduma eritircesine içimdeki seni..!
Tek tek...
Damla damla...
Nokta nokta...
Gözlerimin arkasına hapsettim...
Ciğerimin içine hapsettim...
Alnımda ki yazımın gerisine...
Ruhumun gerisine...
Ardımda ki ayak izlerime, kalemime
Hatta dertlerin cümlesine hapsettim...
Hapsettim seni..!
Benimle beraber toprak olasın diye...
Bedenimin toprak olacağı günün ertesine kadar hapsettim seni içime ..!
Gönül evimde tahribat yarattım
Kapılarımı menteşelerinden çıkardım. Betona gömdüm dört bir yeri...
Pencerelerimi kırdım, kanattım parçaladım ellerimi...
Kanlı izler bıraktım menzilde...
Güneşimi çamurla sıvadım... Ufkumu körelttim..!
Sen benim hapsimdesin..!
Şimdi
Acılarımı, kederlerimi...
Seni işkenceye maruz kılacak tüm hislerimi öyle bir bırakıyorum ki üzerine...
Unutma sen kazandırdın bana onları... Eserinle baş başasın...
Canımı yakan onca derin yara içinde; kan kaybımdan..! Boğulacaksın...
Baktığım hiçbir yere,
Ve
Aldığım hiçbir nefese yansıtmıyorum seni hayat...
Verdiğim her nefeste tükürüyorum seni..!
Ve şükür ki; ölen her canlı son nefesini vererek ölür....
Seni tükürerek ölmektir beklediğim; acıma sevinç katarcasına ....
Hapsimdesin... ve seni yaşatmıyorum kendime..!
Mahşer zamanı gelse...
Gelse de görsem...
İnsanların yüzlerinde ki gerçeği...
Allah; herkesi maskeli yüzlerden korusun..!
Hapsimdesin... ve seni yaşatmıyorum kendime..!
Mahşer zamanı gelse...
Gelse de görsem...
İnsanların yüzlerinde ki gerçeği...
Allah; herkesi maskeli yüzlerden korusun..!