TEMİZLENMEK VE NAMAZIN ŞARTLARI
1- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Abdest azalarınızı temizleyiniz, (abdest alınız ) ki, Yüce Allah da sizi günah kirlerinden temizlesin. Abdestli olarak yatan bir müminin yanında mutlaka bir melek de geceler. Kişi sağdan sola, solda sağa döndüğü zaman melek Allaha yalvararak şöyle der:
"Allah'ım, şu kulunan günahlarını af eyle. Zira o, temiz ve abdest ( ibadeti) ile yatağına uzanmıştır."[125]
2- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Köpeklerin bulaştırdığı kabınızın temizlenmesi, temiz toprakla karıştırılmış bulanık bir su ile yıkadıktan sonra, yedi defa ayrı ayrı su ile yıkanmasıyladır.”[126]
3- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Evinizi ve salonunu temiz tutunuz! Zira Yahudiler evlerini temiz tutmazlar. (evleri pis pis kokar.)”[127]
4- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Temiz toprakla teyemmüm etmeniz gerekir. Çünkü suyun bu lunmadığı yerde toprak size yeterlidir.”[128]
Allahu Teâlâ Kur'ân-ı Kerîm'de:
“Ora (Küba)'da öyle rical var ki çok temizlenmeyi severler, Allahu (Teâlâ) da çok temizlenenleri sever.”
Buyurmuştur.[129]
5- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ey Ömer ( bir abdeste beş vakit namaz kılmayı) mahsusen yaptım.”[130]
6- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz Hz. Allah, kibir, gurur için elbisesini yere değecek kadar uzatarak namaz kılanın namazını kabul etmez.”[131]
7- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ey mü'min, dizinden yukarı olan baldırını başkasına gösterme. Diri veya ölü olsun başkasının avret yerine de bakma.”[132]
8- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Cebrail (a.s.) sana gelerek şöyle dedi: Ey Muhammed (a.s.) abdest almak istediğin zaman su ile ıslanmış ellerini üzerine serp ki üzerine feyz ve bereket dökülsün.”[133]
9- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz melekler, kafirlerin cenaze törenlerine rahmet ile katılmazlar. Zaferan ( kadınlara mahsus olan koku ) sürünen erkeklerin ve cünüp olanların yanına varmazlar.”[134]
10- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz Saad adındaki bir şahıs (azabın şiddetinden çok korkunç bağırdı. Ben, azabının hafifletilmesi için Yüce Allah'a yalvardım.”[135]
11- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz abdestin sevabını ibtal ettirmek için velhan adında bir şeytan vardır. Öyle ise abdest alırken her türlü vesveseden kaçınınız.”[136]
Yine Allahu Teâlâ:
“Allah'ın muradı sizi sıkıntıya koşmak değil ve lâkin sizi temizletmek ve üzerinize nimetini tamamlamak istiyor ki şükredesiniz”[137]
12- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Abdest almakta ve güsül yapmakta, topukları tamamiyle yıkamayan kimseler için azap vardır.”[138]
13- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Topuklarını ve ayaklarının ön kısımlarını tamamiyle yıkamayanlar için azap vardır.”[139]
14- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Yüce Allah, abdeste ve yemekten sonra parmaklarının arasını karıştırarak ellerini iyice yıkayanlardan razı olsun.”[140]
15- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kediler (eti yenmeyen) yırtıcı bir hayvan grubudur.”[141]
16- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kediler evden sayılır ve evin içinde dolaşanlardandır. Bu zarurete binaen artıkları temizdir.”[142]
17- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Misvak ağzı temizler ve Allah'ın rızasını kazandırır.”[143]
18- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Misvak kullanmak ve cumu günü yıkanmak her Müslüman için vaciptir.”[144]
19- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Misvak, peygamberimizin başkasının menfaati için, geride bıraktığı sünnetlerinden birisidir.”[145]
Bu açık âyet ve Hadîslerden, işin mühim tarafının bâtın temizliği olduğunu basiret sâhibleri anlamışlardır. Çünkü Peygamber Efendimizin: “Temizlik îmânın yarısıdır” buyurmasından muradı, bâtını harab iken, su ile hâsıl olan yalnız zahir temizliği olmaktan çok uzaktır.[146]
NAMAZ
1- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Farz namazlar cami de, sünnetler ise, (camiden geldikten sonra ) evde kılınır,”[234]
2- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Yüce Allah şöyle buyurdu ; "Ben namazı kulumla kendim arasın da iki kısma ayırdım. Kulum kendine ayrılan kısma ulaştığı zaman dilediğini isteyebilir.”
Allah'a ait olan kısımda ise: Kul, "Elhamdülillahi rabbil alemin" dediği zaman (Hamd, şükür, sena, Allah'a mahsustur. O bütün kainatın halikı ve yetiştiricisidir,)
Hz. Allah kuluna: "Kulum bana hamdü sena etti " Kul "Errahmanirrahim." dediği zaman Hz. Allah:
"Kulum benim için senalarda bulundu, "der. Kul:
“Maliki yevmiddin” (Yüce Allah, kıyamet gününün tek hakimidir.) dediği zaman, Hz.Allah:
"Kulum bana saygıda bulunda der." Kul:
"İyyake na'büdü ve iyyake nestein." (yalnız sana ibadet ederiz ve ancak senden yardım dileriz." dediği zaman Hz. Allah:
"Bu ayeti celile, kulun hissesi ile benim hissem arasında bir sınırdır. Kulum her dilediğine nail olacaktır." der.
Kul:
"İhtinassıratal müsteğim. Sıratallezine enamte eleyhim. Gayrilmağdubi eleyhim ve leddallin." ( Bizi Yahudi ve Hiristiyanların, sapmış olduğu yollara değil, ihsanda bulunduğun (peygamber, evliya ve meleklerin ) yoluna kavuştur, dediği zaman, Hz. Allah:
" İşte bu arzu kulum içindir. Ve kulum dilediğine kavuşacaktır." buyurur.[235]
3- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, yolculukta öğle ile ikindiyi, akşam ile yatsıyı bir arada kılardı.”[236]
4- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, Ensar ve Muhacirlerin, nemazda zammı sureleri ezberlesinler diye, onların namazı kendisinin arsasında kılmalarını severdi.”[237]
5- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz Yüce Allah üç şeyden çok hoşlanır:
a. Namazın içerisinde cemaatın birinci safından.
b. Gece namazı kılan kişiden.
c. Cephede düşman karşısında birinci safta bulunan savaşçılardan.”[238]
6- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz Hz. Allah, misafirlerden oruç tutma ve namazları dört rekat kılma zorluğunu kaldırmıştır.”[239]
7- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kişinin bineğinin ön kısımına binmek, yatak odasında oturmak ve kendi evinde imamlık yapmak hakkıdır.”[240]
8- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz namazını vaktin sonunda kılmağa alışan bir kimsenin, vaktin evvelinde kılmadan geçirmiş olduğu namazların değeri, aile ve bütün servetinden daha üstündür.”[241]
9- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz şeytan, namazda bulunan herhangi birinizin kalbine girerek namazınızı unutturmağa çalışır. Hatta o kadar ki, kişiyi kaç rekat namaz kaldığını ( iki mi, dört mü ) bilemeyecek bir duruma getirir. Böylesine bir durumla karşılaşan kişi (az olan iki rekatı kabül eder. Namazını tamamladıktan sonra) selam vermeden seh secdesini yapsın.”[242]
10- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz canilere girmek ( cünüp olana ve ) hayızlı olan kadınlara haramdır.”[243]
11- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz melekler, Adem Peygamberin cenaze namazını dört tekbirle kıldılar.”[244]
12- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ölüm korkunç bir şeydir. Öyleyse (karşıdan gelmekte bulunan) bir cenazeyi gördüğünüz zaman ayağa kalkınız.”[245]
İslâm’ın birinci şartı, birinci temeli olan Namaz dinin direği ve temelidir. Hergün beş vakit namaz kılan bir Müslüman Allaha olan iman ve inançlarını günde beş kere daha tekrarlayarak o derece sağlamlaştırmış olur. İman ve inancın kuvvet bulan, içindeki her türlü dünya işlerini ve gailesini bir tarafa bırakarak günde beş kere Allah evinde kendisini Allaha bağlayan Müslümanın Allah sevgisi ve kor kusu kalbine, siner, ahlâk ve seciyesi de o nisbette sağlamlaşır.
Akil ve baliğ olan bir Müslümana günde beş vakit namaz kılmak farzdır. Ayrıca cuma, bayram, cenaze vitir, tavaf, nezir, adak namazlariyle bir de beş vakit namazlardan herhangi biri vaktinde kılınmadığı takdirde borcunun ödenmesi için kılınan kaza namazlardan herhangi biri vaktinde kılınmadığı takdirde borcunun ödenmesi için kılınan kaza namazları vardır.[246]
Beş Vakt Namazın Fazileti
Ebû Hüreyre'nin (radıyallahü anh) bildirdiği hadîs-i şerifte Resûlüllah eshab-ı kirama hitaben: “Sizden birinizin evinin önünde bir nehir olsa ve günde beş defa o kimse o nehirde yıkansa, bedeninde kir kalır mı?”[581]
316- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, farz namazını kıldığı yerde sünnet namazını da kılmazdı. (ancak yer değiştirerek kılardı)”[582]
317- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili Peygamberimiz, cemaatin en çok namaz kılanı ve Allahı en çok zikredeni idi.”[583]
318- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, akşam namazının son sünnetinden o kadar hoşlanırdı ki, ne yemek ve ne de arzu ettiği herhangi birşey, onu kılmaktan alakoyamazdı.”[584]
319- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, gece namazı kılmaktan çok hoşlanırlardı.”[585]
320- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, namazda esnemeyi kerih görürlerdi.”[586]
321- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Cemaatle namaz kılmayanlar ya bu huylarından vazgeçsinler veya evlerini yaktırırım”.[587]
322- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Mescidi Haramda kılman namaz, (başka camilerde kılınan ) yüz bin namazdan, Benim mescidimde kılman namaz, bin namazdan, Beyti Makdiste kılınan namaz ise, (başka yerde kılınan) beş yüz namazdan daha faziletlidir.”[588]
323- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“İki namaz vardır ki, onlardan sonra hiç bir namaz kılınma. Bunlar: Sabah namazı (bundan sonra) güneş doğuncaya kadar, ikindi namazı, ( bundan sonra da ) güneş batıncaya kadar.”[589]
buyurduğunda, Eshâb-ı kiram, hayır kalmaz dediler. “Beş vakit inamaz da bunun gibidir. Beş vakit namaz kılanı Allahü Teâlâ günahlardan temizler” buyurdu.[590]
324- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazı vaktinden çıkarmamaya idareniz altında bulunan hizmetçilerinize hakaret etmemeye dikkat ediniz.”[591]
325- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kiba mescidinde kılınan bir namazın sevabı, umre sevabı kadardır.”[592]
326- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Secdeye kapanırken burnunu da secdeye koy ki, vücudunla birlikte secde etsin.”[593]
327- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Cemaatle kılman namaz, tek basma kılman namazdan yirmi beş derece daha efdaldir. (sizden biriniz ) çöl ortasında cemaatle namaz kılıp, rüku ve secdelerini tam olarak yaparsa, elli vakit namaz sevabına nail olur.”[594]
328- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namaz mü'minin nurudur. (namaz kılmayan bir mü'min nursuzdur.)”[595]
329.- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namaz, İslamiyette temeli atılmış her ibadetten üstündür... Öyleyse namaz kılmaya gücü yeten kimse çok çok kılmaya mecburdur.”[596]
330- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
Huşu İle Namaz Kılanların Hikâyeleri
Bilmiş ol ki huşu; îmânın meyvası, özü ve Allahu Teâlâ'nın azametini ve kendi kusurunu idrâkin neticesidir. Bunu anlayan, namazda, namaz haricinde, yalnızken, hatta ayak yolunda bile huşûdan ayrılmaz. Çünkü huşu, nerede olursan ol, Allahu Teâlâ'nm sana muttali' olduğunu ve onun azametini ve kendi kusurlarını bilmeyi gerekli kılar. Asıl huşu bu bilgilerden doğar, bunun için huşu yalnız namaza bağlı değildir. Hattâ Allahu Teâlâ'dan haya ve huşûundan kırk sene başını göklere kaldırmayanlar olmuştur.
Rebî' İbn Heysem gözünü o derece korur ve etrafına bakınmazdı ki bâzıları onu kör bile zannetmişlerdir. Yirmi sene İbn Mes'ud ile düşer kalkardı. Hattâ İbn Mes'udun cariyesi onu görünce, İbn Mes' ud'a:
kör dostun geliyor derdi. İbn Mes'ud da onun bu sözüne gülerdi çünkü onu içeri almak için kapıyı açtığı zaman gözlerini kapamış ve basını yere eğmiş görürdü. İbn Mes'ud ona bakınca:
“Tevazu ile yalvaranları müjdele.” [644]
Sonra bu sıfatların neticesi olarak buyuruluyor:
“İşte Firdevs cennetine vâris olan ancak onlardır ve onlar ebedî olarak oradadırlar.” [645]
Evvelâ felah ile, sonra da Cennet-i Firdevs'e yâris olmakla onları vasıflandırmıştır. Gaflet ile kılman namazın ve gaflet ile okunan Kur1-ân'ın bu dereceleri sağlıyacağma hiç ihtimâl veremem. Bunun için bunların karşılığında Allahu Teâlâ :
“Sizi Cehenneme sevk eden nedir? Namaz kılanlardan değildik derler.” [646]
Nûr-u ilâhîyi müşahede edip Allah'a yaklaşacak ve Firdevse vâris olacaklar ancak namaz kılanlardır.
Bizleri de bu gibilerden yapmasını, sözü doğru, fakat işi eğri olanlardan yapmamasını Cenâb-ı Allah'tan dileriz. İhsanı kadîm ve lûtf u keremi' nihayetsiz olan O'dur. Salât ve selâm Habib-i Ekremi üzerine olsun. [647]
İbadet Bahçesinin Gülü
Namaz, dinin direği, iman ağacının en olgun meyvesidir.
13- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz biriniz namazın içinde bulunduğu vakit, Allah'ın huzurunda ve hitabetindedir. Öyleyse sağ ve soluna tükürmesin. (caminin dışında öksürük neticesinde gelen bir tükrügü ağzından atmak yükümünde kalıyorsa ) soluna veya ayaklarının dibine atsın.”[247]
14- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz yeryüzündeki bütün caniler Allah'ın evleridir. O'nun kendi evinde ziyaret eden kimselere ikramda bulunması şanına layık olan bir vazifedir.”[248]
15- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz Allah'ın en seçkin kulları, güneş, ay, yıldız ve gölgelerle bilinen, namaz vakitlerini araştıran kimselerdir.”[249]
16- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz cennette nurlu kuşluk adı verilen bir kapı vardır. Kıyamet günü olduğu vakit (meleklerden) birisi şöyle nida eder: Kuşluk sünnetlerini kılmaya devam eden mü'minler nerede? İşte bu kapı onlarındır. Allah'ın lutfu keremiyle bu kapıdan içeri giriniz.”[250]
17- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz gecede öylesine değerli bir saat vardır ki, her kim o saatte dünyaya ait hayırlı bir şey isterse, Hz. Allah onun dileğini yerine getirir mutlaka. Bu değerli saat her gecede mevcuttur.”[251]
18- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz Hz. Allah her namaz vaktinde şöle seslenir: Ey adem oğlu, (yaptığınız kötülüklerin sebebiyle ) kendiniz için yakmış olduğunuz ateşlerinizi, namaz kılmakla söndürünüz.”[252]
Namaz, Ulu Allah'ın mü'min kullarının önüne kurduğu zengin bir ziyafet sofrasıdır.
Namaz, hele mü'min cemaatle birlikte camide kılındığı takdirde, Allah'ın öz evine misafir olmak fırsatını veren bir ibadettir.
Namaz, mü'minin Mir'acı, kalbe imansızlık zehiri akıtan mikropların öldürücü ilâcıdır.
Namaz, kıyam, kıraat, riikü, secde, tesbih, hamd ve selâm gibi her biri başlı başına üstün birer ibadet olan seçkin kullukların tümünü içine alan bir ilâhî şenlik bahçesidir.[253]
19- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Her şey için bir başlangıç vardır. Namazın başlangıcı da ilk tekbirdir. Öyleyse bu tekbire dikkat ediniz.”[254]
20- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Peygamberimiz (a.s.) yaya olarak bayram namazlarına giderek, ezansız ve kametsiz olarak namazını kıldıktan sonra, başkabir yoldan dönerek evine gelirdi.”[255]
21- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, bayram namazı kılmak için evinden çıkıp, camiye varıncaya kadar, sesini yükselterek tekbir ve tahlil getirirdi.”[256]
22- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz hutbeyi ayakta okurlardı. İki hutbenin arasında oturup bir kaç ayeti kıraat ederek, millete bazı nasihatlerde bulunurlardı.”[257]
23- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, bağ ve bahçelerde namaz kalmaktan hoşlanırlardı.”[258]
24- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, kuşluk namazını altı rekat olarak kılarlardı.”[259]
25- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, kuşluk namazını bezen dört rekat, bazen de artırırdı.”[260]
26- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, binek hayvanının yöneldiği tarafı kendisine kıble olarak kabul eder ve bineğinin sırtında sünnetleri kılardı. Farz namazlarını kılmak istedikleri zaman, bineğinden inip kıbleye yönelerek kılarlardı.”[261]
Namaz, Hz. Âdem'den, son Peygamber ve en sevgili Allah kulu olan Hz. Muhammed'e (S.A.S.) kadar bütün Peygamberlere ve onların vasıtası ile dünyanın ilk gününden kıyamete kadar var olagelmiş ve var oia-gidecek bütün insanlara bildirilmiş bir Allah emridir.[262]
27- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz vitir ve iki rakat sabah namazı dahil olmak üzere, onüç rekatlık gece namazını kılardı. ( Şafağa karşı kalkıp, namazlarını sıra ile kılardı.)”[263]
28- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, ikindi namazından evvel (bazen) iki rekat sünnet kılardı.”[264]
29- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, (İslamın başlangıcında ikindi namazından sonra sünnet kılardı. Fakat bunu (sonradan) yasakladı.”[265]
30- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, ayakları şişinceye kadar gece namazını kılarken ayakta beklerdi.”[266]
31- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, namazın birinci veya üçüncü rekatında secdeden kalkarken barazcık oturduğu sonra ayağa kalkardı.”[267]
32- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, namaza başlarken tekbir aldığında ellerini kaldırır, parmakları bitişzirmezdi.”[268]
33- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, akşam ile yatsı arasında evabil sünnetlerini kılardı.”[269]
34- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
Sevgili peygamberimiz, öğle namazından evvel, dörtrekat sünnet kıldıktan sonra şöyle derdi: "Güneş semanın ortasından batıya doğru ayrılıp öğle namazının vakti olduğunda semanın bütün rahmet kapıları açılır.”[270]
Namaz, bütün acı ve kötülükleriyle dünyayı arkada bırakarak esirgeyici Allah'ın huzuruna sığınmak teşebbüsüdür.
Namaz, mü'min kulun evi önünde akan öyle coşkun sulu bir nehirdir ki mü'min, günde beş vakit içine girerek bu nehrin temiz sularında yıkanır, arınır, günahların kir ve paslarından sıyrılarak anasından doğduğu günün katıksız saflığına döner.[271]
35- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, namaza, ayakta sağ elini sol elinini lazerine koyarak dururdu. Bazen de ellerini o kadar yukarda tutardı ki neredeyse mübarek sakalına değerdi.”[272]
36- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, namaz kılarken, torunları Hz. Hüseyin ve Hz. Hasan sırtına çıkıp oynarlardı.”[273]
37- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, arkadaşlarına hizmet edenlere dua ederdi. Veya cenaze namazlarına önem verirdi.”[274]
38- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, gece sünnetlerini ikişer rekat olarak kılar ve kıldığı her iki rekattan sonra misvak kullanırdı.”[275]
39- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, farz namazlarını kılıp selam verdikten sonra (sünnetini kılmak için) "Allahümme entesselam ve minkesselam tebarekte yazel celali vel ikram" okuyarak bir zaman kadar oturur ve sonra kalkardı.”[276]
40- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, bir sünnet namazını kılmak istediği zaman onu devamlı olarak kılardı.”[277]
41- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, müezzinlerden, "Eşhedü enlailahe illallah ve eşhüdü enne Muhammeden abdühü ve rusuluh." ( Allah' tan başka hiç bir ilah olmadığına ve Hz.Muhammedin onun kulu ve Resulü olduğuna şehadet ederim.) işitttiği zaman : " Ben de, ben de." Senin gibi şehadet ederim, buyururdu.”[278]
42- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, gecenin evvelinde uyur, sonunu ise ibadetle ihya ederdi.”[279]
43- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, namazını bitirdikten sonra sağdan dönerdi.”[280]
44- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimizin son sözü: Haydi namaza, haydi namaza idarenizin altında bulunan köle ve işçileriniz hakkında Allah'tan korkunuz." idi.[281]
45- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimizin son sözü: Yüce Allah Yahudi ve Hıristiyanları rahmetinden uzak etsin. Çünkü onlar kendi peygamberinin kabirlerini mescit haline getirerek üzerinde ibadet ederlerdi.”[282]
46- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazın anahtarı abdestir. Namazın dışında bulunan her hare keti haram kılan (iftitah) tekbiridir. Namazdan çıkarak her kişinin hareketini helal kılan da selamdır.”[283]
47- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Bana, namaz kılanlarla savaş etmek, haram kılınmıştır.”[284]
48- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Bize namazın içerisinde, Kur'an ve zikirden başka her türlü konuşmalar yasak kılındı.”[285]
49- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Evlerinizi namaz kılmak ve Kur'an okumakla nurlandırınız.”[286]
50- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Yüce Allah, namazda ellerini yan kısımlara koymayı yasaklamıştır.”[287]
51- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Hz. Allah namazın içinde bacaklarını dikerek oturmayı nehy etmiştir.”[288]
52- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Hz. Allah namazın içinde bacaklarını dikerek oturmayı ve bağdaş kurmayı yasaklamıştır.”[289]
Namaz, secdede kulu toprakla aynı hizaya getiren, rukü'da Allah'ın huzurunda boyun eğdiren, kıyamda başı dimdik olarak iki ayağı üzerinde doğrultan ve böylece insanoğluna hem alçak gönüllüğü (tevazuu), hem hürmeti ve hem de yerine göre mertlik ve boyun eğmemeyi öğreten unutulmaz bir ahlâk dersidir.[290]
53- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ey imanlı kişi, sabah ve yatsı karanlıklarında camilere gidenleri, kıyamet gününde kendisine verilecek olan tam bir nur ile müjdele.”[291]
54- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ey imanlı muhataplar, (evinizi, yurdunuzu ) sabah namazıyla nurlandırmız. Çünkü sabah namazının ecri çok büyüktür.”[292]
55- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ezanla kametin arasında kılmak isteyenler için, sünnet namazı vardır.”[293]
56- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kişinin imanıyla, şirk ve küfrün arasında fark olarak namazın terki vardır. (namazını terk eden kişi küfre kayabilir.)”[294]
57- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazdan çıkarken sür'atla selam vermek sünnettir.”[295]
58- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
"Essalatü hayrun minen nevm" (namaz aykudan daha hayırlıdır.) cümlesini sabah ezanında söyleyen müezzine, cevabını vermemekle, cemaate gitmeyen kişi için, sevabından mahrum olmak ve akibeti kötü olarak yeterli bir felakettir.”[296]
59- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazın mümkün olduğu kadar ayakta kılınması daha büyük sevaptır. Şayet buna güç yetmiyorsa, oturarak da kılınabilir. Buna da güç yetmiyorsa, uzanarak veya yan yatarak kılınmalı.”[297]
60- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazın mümkünse, gemide kılınması daha sevaptır. Ancak düşmek ve boğulmak tehlikeleri karşısında, gemide değil, dışarıda kılınması gerekir.”[298]
Namaz, Kur'an-ı Kerim diliyle kulun Allah'ına seslenişi ve Allah'ın hoşnutluk, rahmet, nimet göndererek kula cevap vermesidir.
Namaz, şanı yüce Peygamberimizin Allah'a ve lekesiz kurtuluşa götüren geniş bir aydınlık yoludur.
Namaz, yüreğini iman şenletmeyen bir yabancının gözüne göründüğü gibi şekli bir takım ayakta dikilme, eğilme, yere kapanma, derken diz[299]
61- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kavmin en zayıf ve hakir olanlarının arkasında namazını kıl. Parayla müezzin tutma. (Allah için müezzinlik yapılmalı para için değil.)”[300]
62- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sünnet namazlarınızı evlerinizde kılınız. Evlerinizi kabir haline getirmeyiniz. Benim yaşadığım evi (veya kabrimi ) bayramgah haline getirmeyiniz. Bana selavat getiriniz, nerede olursanız olunuz getirdiğiniz selavatlar bana ulaşır.”[301]
63- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sizden biriniz namazdayken ( namazınızı bozdurmak maksadıyle) şeytan onun yanına yaklaşır. Mak’adinden bir kıl çekerek kişiye abdestinin bozulduğunu zannettirir. Böyle bir olayla karşılaşan kişi, kesinlikle abdestinin bozulduğuna kanaat getirmedikçe namazını bozmasın.”[302]
64- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz şeytan, namazın davetiyesi olan ezan sesini işittiğinde, bu sesi duymamak için ( başından vurulmuş gibi) dönerek kaçar. Ancak ezan sesi bitince tekrar dönerek kötü vesvese tohumlar mı etrafa saçmaya devam eder. Kametin sesini işitince yine işitmemek için oradan uzaklaşır. Fakat yine ilahi ses sukuta uğrayınca tekrar geriye dönerek yapacağı işlere devam eder.”[303]
65- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz şeytan, namazın davetiyesi olan ezanın sesini işittiği zaman, sesi duymayacağı uzak bir yere kaçar.”[304]
üstü düzeldikten sonra bir daha yere kapanma ve yine dizler üstü otı rusa döndükten sonra, önce sağa ve sonra sola selâm verme gibi birtakım alışılmış beden hareketlerinin arka arkaya sıralanması değildir. Hattâ namaz yine Kur'an-ı Kerim'den sûreler okumak, tekbir getirmek, Allah'a hamdetmek, tesbih cümleleri okumak da değildir. Namaz, bedenin ve dudakların ahenkli çırpınışları eliyle ruh kuşunu, kötülüklerin tutsaklık pençesinden kurtararak, Allah sevgisinin hür semalarında kanatlandıran bir iman coşkunluğudur.
Namaz, kulun kendini Allah'a verişi, O'nun ortaksız ululuğuna gönül rızasıyle teslim oluşudur.
Namaz, dünyalık bütün arzuların aldatıcı kapılarının yüzüne kilitlendiği görerek, ümitsizliğe düşen, dayanılmaz sıkıntıların ağında kıvra-[305]
66- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Bizimle (amel) bakımından münafıkların arasında fark ve delil, sabah ve yatsı namazlarına gidip gitmemektir.”[306]
67- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ezanı acele edip tam vaktinde okuyunuz. Kamet'te acele etmeden cemaatı bekleyiniz.”[307]
68- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sıcak günlerde öğle namazını serin bir vakte kadar erteleyiniz. Çünkü şiddetli hararet cehennemin içindeki ateşin kaynaşmasındandır.”[308]
69- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Camileri inşa ediniz ve süpürürek içini temizleyiniz. Çünkü Allah için kim bir cami inşa ederse, yüce Allah da o kimse için cennette bir köşk inşa eder. Süpürüp içindeki toz ve çöp kırıntılarını atmak, cennet kızlarının mehri olacaktır.”[309]
70- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazınızın ruku ve secdelerini tam olarak yapınız. Allah' a and olsun ki, ( ön tarafımı gördüğüm gibi, arka tarafımı da görürüm) sizleri rüku ve secdelerini yaparken görüyorum. Öyle noksansız olarak yapınız.”[310]
71- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Saflarınızı doğru, düz ve tam olarak yapınız. Çünkü sizleri geriden görüyorum.”[311]
72- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Birinci safı tamamlayınız. Ondan sonra ikinci safa başlayınız. Şayet saflardan biri tamamlanmıyorsa, öndeki saf değil, en son saf tamamlanmamış olsun.”[312]
nan ve gönül huzuru elden gidenlerin yüzüne açılan bir ümit, ferahlık, rahatlık kapısıdır. Allah'ın dergâhında her türlü fâni kederin silindiğini yüreklere fısıldayan bir ilâhî sesleniş anıdır.
Namaz, Allah dostlarının nefislerim terbiye edip sindirmek için yardımına başvurdukları başlıca ibadet ve müslümanları, müslüman olmayanlardan ayıran en belirtici alâmettir.
Namaz, amel defterlerinin en uzun sevap satırları ve amel terazisi-[313]
73- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ezanla kamet arasında bir müddet ara ver ki, abdest alan huzur içinde abdestini alsın, yemek yiyende yemeğini yesin.”[314]
74- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Vitir namazını gecenin evveline değil, sonuna erteleyiniz.”[315]
75- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazlarınızdan sünnet olan kısmını evlerinizde kılınız. Evlerinizi (ibadet yüzü görmeyen) kabirlere çevirmeyiniz.”[316]
76- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Allah nezdinde cihatların en üstünü, zalimlerin karşısında hak sözü söylemektir.”[317]
77- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Hanımının ve cariyenin dışında avret yerini hiç kimseye gösterme.” Sahabelerden biri:
" Ey Allah'ın Resulü, erkekler karışık bir şekildeyse yine hüküm böyle midir? Peygamberimiz:
"Göstermemeğe gücünüz yettiği müddetçe hiçbir kimseye gösterme," buyurdu. Başka bir Sahabe:
"Ya Resulallah, birimiz kimsenin bulunmadığı tenha bir yerde ise yine hüküm böyle midir? Bunun üzerine Paygamberimiz:
"İnsanlar Allah'tan çok fazla utanmalıdırlar." buyurdu.[318]
78- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazını kılan kişi rüku ve sucudunu tam olarak yaparsa: Na maz ona şöyle dua eder: ( hakkımı tam vermekle ) beni koruduğun gibi Allah'da Seni korusun.
Ruku ve sucudunu tam olarak yapmayana (tadili erkana riayet etmeyene) ise namaz şöyle der: Beni noksan kılarak harcadığın gibi, Allah da seni harcasın. Sonra bu namaz yırtık paçavra gibi dürülüp kıyamette sahibinin yüzüne karşı atılır.”[319]
nin iyilik kefesine oturacak en ağır mükâfat kaynağıdır.
Namaz, can verilerek kara toprakîara karışılınca, mezar karanlığı icinda sahihinin ışık saçan, sadık arkadaşı olacaktır.
Namaz, kıldan ince ve kılıçtan keskin Sırat Köprüsü boyunca, mü'minin elden bırakmaz yoldaşıdır.
Namaz, ölüm meleği Azrail (a.p.), son emirle birlikte kapıya dayanıp, mü'minin canını alacağı sırada, kula ölüm acısını duyurmayan bir ilâhî iksir, bıçak sızısını yok eden bir ilâçtır.[320]
79- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Müezzin ezan okumaya başladığı andan itibaren, sonuna kadar, Yüce Allah himaye elini başına koyarak onu korur. Okuduğu ezan, ulaştığı yerleri dolduracak kadar günahlarını afeyler. Müezzin ezanı, bitirdikten sonra Hz. Allah ona şöyle seslenir: "Kulum çok doğru söyledi. Ve hak olan şahitlik cümlesini dile getirir."[321]
80- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Hz. Allah, ezan okunduğu yerin ( köy ve mahallenin ) ahalisini o günün fitnesinden korur.”[322]
81- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kamet edilen yerde farz namazlarından başka hiç bir namaza durulmaz.”[323]
82- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kamet edildiği zaman koşarak değil, yürüyerek ve sükûnet içinde gidiniz. Yetiştiklerinizi kılınız. Yetişemediklerinizi de tamamlayınız.”[324]
83- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kamet edildiği namazdan evvel, yemek hazırsa namaza değil, yemeğe başlayınız.”[325]
84- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sizden biriniz cemaate kıldırdığı namazı uzatmadan kısaolarak kıldırsın, çünkü cemaatın içinde tahümmül edemiyen, ihtiyar, hasta ve acele bir işi olan kimseler bulunabilir. Tek başına kılıyorsa namazını dilediği kadar uzatabilir.”[326]
Namaz, dirilip mezarı başına dikilen mü'minin, Allah'ın önünde hesap vermek üzere mahşer toplantısına giden yolunun kılavuzudur.
Namaz, kıyamet günü, insan başlanna değecekmiş gibi yere yaklaşacak olan güneş gözünün başlara ateş yağdırarak vücutlara seller gibi terler akıtacak olan bir günün kaynar sıcağında ve Allah'ın Arş gölgesinden başka tek bir gölgenin bile bulunmadığı bir sırada mü'mini Arş'ın serin gölgesi altına aldıracaktır.
Namaz, kilitli Cennet kapılarının anahtarı ve tükenmez Cennet nimetlerine karşılık, kulun Allah'ına sunduğu bir şükran bedelidir.
Namaz, kulun kötülüğe gitmek isteyen ayağının kösteği, eğriliğe uzanmak isteyen elinin kelepçesi, yalan ve haksızlığı söylemek isteyen[327]
85- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“İmam fatihanın sonunda " Amin " dediği zaman, sizler de hemen " Amin " deyiniz. Çünkü kim, imamdan sonra amin diyen meleklere (Amin diyerek ) yetişirse, Hz. Allah o kimselerin geçmiş küçük günahlarını, bir rivayete göre de gelecek küçük günahlarını afeder.”[328]
86- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Yangın gibi büyük bir felaket olduğu zaman ezan okuyunuz. Zira ona sebebiyet veren şeytan, ezan sesini duyunca şiddetli bir şekilde kaçar.”[329]
87- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sizden biriniz evinde abdest alıp camiye geldikten sonra, evine dönünceye kadar namazın içinde sayılır. Öyleyse ellerinin parmaklarını birbiri içine geçirerek oynamasın.”[330]
88- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Biriniz sünnet ve vaciplerini yerine getirerek güzel bir abdest alıp, sadece namaz kılmak niyetiyle evinden camiye gitmek için yola çıkarsa, her sol ayağını atmakla bir günahı silinir. Her sağ ayağını atmakla da bir sevap yazılır. Bu hal camiye varıncaya kadar devam eder. Mü'minler yatsı ve sabah namazlarındaki sevvap derecelerini bilmiş olsalardı, emekleyerek bile olsa gelip ( bu namazları ) cemaatle camide kılarlardı.”[331]
89- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Biriniz camiye girerken bana selatü selam getirerek şöyle duada bulunsun:
"Ey Rabbim, bana rahmet kapılarını aç." Camiden çıkarken yine selavat getirerek:
"Ey Yüce Rabbim, senin feyz, bereket ve faziletini dilerim." diye dua etsin.”[332]
90- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Biriniz camiye girince iki rekat sünnet kılıncaya kadar oturmasın.”[333]
dudaklarının kilidi ve çirkin arzuls-a doğru akmak isteyen kalbinin durdurucusu ve engel direğidir.
Namaz, mü'minin etrafını çeviren ve şeytanın sokulmasını engelleyen iman kalesinin kat kat kayalarla örülü hisarıdır. Her yeni rekatlık namaz bu kale duvarına yerleştirilen kayaların sayısını, dolayısıyle günden güne kalenin kalınlık ve sağlamlığını arttırır.[334]
91- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Yolculuk yaptığınız zamanlarda, yaşça küçük olsa bile, kıraati en düzgün olanınız imamlık yapsın. İmamlık yapan kimse sizin amiriniz sayılır.”[335]
92- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kul secde yaptığı zaman, onunla birlikte yedi azası da secdeye varır. Bunlar: Alın, iki eli, iki ayağı ve dizleridir.”[336]
93- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Secdeye vardığında, dizlerini yere çö'kertikten sonra, ellerini yere koyarak dirseklerini yanlarından uzak tut.”[337]
94- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ezanı işittiğin zaman, Allah'ın davetine icabet et. (camiye gidiş namazını kıl)”[338]
95- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ezan sesini işittiğiniz zaman, müezzinin okuduğu gibi siz de tekrar ediniz.”[339]
96- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Secde yedi uzvun üzerine yapılır
. Eller, ayaklar, dizler ve de yüz kısmındaki alın.
Eller, dua edildiği yedi yerde yukarıya kaldırılır:
a. Kabe görüldüğü yerde
b. Hacılar Safa tepesine çıktığı vakit
c. Merve tepesine çıkıldığı zaman
d. Arafatta vakfa durulduğunda
e. Mina mevkiinde bulunulduğu zaman
f. Şeytan taşlandığı vakit
g. Kamet bittiği zaman”[340]
97- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Secdeler, alın, eller, dizler ve iki ayağın parmak uçlarına dayanılarak yapılır. Bu yedi uzvunu secde için yere koymayan kişileri ( namaz kılmayanlar ) Hz. Allah cehennem ateşiyle cezalandırır.”[341]
Nihayet devamlı namaz kılan mü'minin Öyle bir günü gelir ki, etrafını çeviren iman kalesinin azamet ve heybeti karşısında şeytan, korku ve ümitsizliğe düşerek, onun semtine bile yaklaşacak cesareti içinde bulamaz olur.
Namaz, zengin-fakir, âlira-cabil, genç-yaşlı bütün mü'min cemaatini yanyana ve aynı hizada saflar halinde bir araya getirdiği için, her sınıftan insanları birbirine kaynaştırıp yapıştıran bir birliğin kurulmasına hizmet ettiği gibi, insanlara, sıfat ve rütbeleri ne olursa olsun, aynı Allah'ın birbirinden farklı ve üstünlüğü olmayan eşit kulları olduğunu da her gün beş kere göstermektedir.[342]
98- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Yolculukta dört rekatlı ( farz ) namazların iki rekata indirilmesi, Allah'ın bize verdiği bir sadakadır.”[343]
99- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sabah namazına ancak, Allah ile sevgi ve saygı başları sağlam olan kişiler devam edebilir.”[344]
100- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Rüku ve secdelerde belini tam olarak doğrultmayan kişilerin kıldıkları namaz caiz görülmez.”[345]
101- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Konuşmadan, camiden çıkıp tekrar girmeden farz ve sünnet namazları aynı yerde kılma,”[346]
102- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ezanı ancak abdestli olan kimse okuyabilir.”[347]
103- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Günahları sildirecek, makamları yükseltecek olan bir sevaptan sizleri haberdar edeyim mi? (şiddetle soğuk ve sıcaklık gibi..) zorluklarda abdest alıp camiye gitmek ve namazı kıldıktan sonra ikinci bir namaz kılmak için beklemektir. (işte bu saydıklarımız, hakiki bir mücahidin savaş meydanlarında düşmana karşı direnerek beklemesi demektir.)”[348]
104- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Yatsı namazını kılıp istirahate çekildekten sonra dünyalık konuşmalardan sakınınız. Çünkü bilemezsiniz ki, Hz. Allah (c.c.) sizin gibi kullar hakkında ne gibi hükümler verecek.”[349]
105- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namaz kılarken saflarda boşluk bırakmaktan kaçınınız.”[350]
106- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazını kılmak gayesiyle abdest alırken, ellerini yıkayacak kimsenin, suyun ilk damlasıyle ellerinden, yüzünü yıkadığı vakit, kulak ve gözlerinin, ellerini dirseklerine, ayaklarını topuklarına kadar yıkadığı zaman, el ve ayaklarından günahlar birer birer dökülerek ki şi anasından doğduğu gibi temizlenir. Kılacağı namaz için de Hz. Allah derecesini yükseltir. (kul namazını bitirdikten sonra ) otururken günahlarından arınmış bir şekilde oturur.”[351]
107- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Makber ve hamamların dışında yerin her tarafı mescittir.”[352]
108- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Cemaatın namazlarını kıldıran imam mesul, müezzin ise gü -venilir bir kişidir. Allahım, imamlara doğru bir istikamet ver. Müezzinlerin ise günahlarını af ve mağfiret eyla.”[353]
109- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“İmam sorumlu ve bütün cemaatın vekilidir. Namazını tam ve güzel kıldırırsa, hem kendisine, hem de cemaate büyük sevaplar vardır. Şayet bozuk olarak kıldırırsa, bunun vebali cemaate değil, sadece kendisinedir.”[354]
110- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Cehennem ateşi ademoğlunun her tarafını yakar. Ancak sedde azalarına dokunmaz. Çünkü Allah kendisi için secde eden azalara cehennem ateşinin dokunmasını haram kılmıştır.”[355]
Namaz, canlı-cansız bütün varlık çeşitlerinin kendi dilleriyle ortak-sız Allah'a ibadet ettiklerini bilen insanoğlunun, varlıkların bütün ibadet çeşitlerini bir arada Allah'a sunmalarıdır. Zekât, malın oruç, mide ile şehvetin ibadetidir. Fakat namaz, maddî ve manevî bütün yönleri ile bütün vücut yekûnunun ibadetidir.
Namaz, her artan rekâtı ile mü'mini, hayvanlık cephesinden ayırarak melekliğe doğru yükseltmelidir. Namaz kılmadan önceki mü'min, namazdan sonraki mü'mine benzememeli, namaz onun niyetlerinde, fikirlerinde, huylarında, arzularında, geleceğe ait düşüncelerinde iyilik doğruluk ve samimilik yönünde gözle görülür değişiklikler yapmalıdır. Yani sözün kısası ve özü ile söylersek, namaz kılan bir mü'min, namaz kılmayan kimseden dine ve ahlâka lalı kılına uygun hareketleriyle her yerde belli olmalı; herkes diyebilmelidir ki, “Bu adam namaz kılan bir mü'mindir. Şu da alnını ömründe secdeye koymamıştır.”[356]
111- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, imam yukarda, cemaatte aşağıda olduğu halde namaz kılmayı nehyetmiştir.”[357]
112- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, "tahiyyatta" sol elini yere koyup üzerine dayanmayı, Yahudilere benzememek için yasaklamıştır.”[358]
113- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, kişinin saçları tepesinde bağlanmış ol duğu halde namaz kılmasını nehyetmiştir.”[359]
114- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, kişinin küçük veya büyük abdestiyle, sıkışmış olduğu halde namaza durmasını yasaklamıştır.”[360]
115- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, konuşan veya uyuyan bir kimseye karşı namaz kılınmasını nehyetmiştir.”[361]
116- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, namazda veya yabancı kadınların yanında uzanmayı (yatmayı) yasaklamıştır.” [362]
117- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygabmerimiz, büyükler varken küçüklerin birinci safta yer almalarını yasaklamıştır.”[363]
118- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namaz kılanın önünden kedilerin geçmesi namazı bozmaz. Çünkü bunlar evde dolaşması zaruri olan hayvanlardır.”[364]
Namaz kılarken Allah'ın huzurunda olduğunu bilmesi gereken mü'min, Allab'ın ululuk ve hoşnutluğundan gayri hiç bir endişe ve fikir taşımamalı, kafasını ve gönlünü dünyalık hiç bir mevzuun işgal edip coşkunluğunu bozmasına meydan vermemelidir.
Namaz, Allah'ın o derece hoşuna giden ve ınü'mine sevap kazandıran bir ibadettir ki, iki rekâttık temiz bir namaz kılan bir kula Ulu Allah şöyle seslenir: “Ey kulum!.. Sen gücü mahdut ve zayıf bir varlıksın, bununla birlikte yüreğinde beslediğin imanın coşkunluğu ile harekete geçerek, bütün benliğinle karşımda durup benim için iki rekât namaz kıldın[365]
119- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“İmamınızı birinci safın ön tarafındaki orta kısma alınız. Ve bu saflardaki boşulukları doldurunuz.”[366]
120- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazı ilk vaktinde kılmak Allah'ın rızasına vesile olur. Sonunda kılmak ise Allah'ın affına kalmıştır.”[367]
121- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Emanete hiyanet edenin imanı, abdesti olmayanın namazı, kılmayanın dini yoktur. Çünkü dine göre namaz, vücudu idere eden kafaya benzer. (kafası olmayan bir kimsenin vücudu nasıl yaşamazsa, namazsız din de yaşamaz.)”[368]
122- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazda yanlışlık yapan bir imamı uyandırmak yetkisi erkekler için " Suphanallah " kadınlar için de ellerini birbirine vurmaktır.”[369]
123- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Vitir namazı gecenin son kısmında tek rekattır. ( üç rekat) olarak kılınır.”[370]
124- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Bir koyun sağacak kadar müsait bir zamanın olsa bile gece namazını terk etme.”[371]
125- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sabah namazının sünnetini terk etmeyiniz. Çünkü onda çok büyük sevap vardır.”[372]
126- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
"(Başka birisine) Hanımını niçin dövdün, diye sorma, namazını kılmadan uyuma, (belki bir daha uyanamazsın )[373]
Vitir
Ben ise sonsuz gücün sahibi ve kâinatı çekip çeviren üstün iradenin melikiyim” sıcak rahmetim, canlı-cansız bütün varlığı ateşe tutulan mum gibi eritebilecek derecede geniştir. Şüphem olmasın iri, acizliğine rağmen huzuruma dikilerek benim için kıldığın namazın karşılığını kat kat fazlası ile en muhtaç anında sana verecek ve seni ölçüsüz bir sevince boğacağım. Sana hiç bir gözün görmediği, hiç bir kulağın işitmediği, hiç bir aklın alamayacağı ve hiç bir geniş muhayyilenin önünde canlandı ramıyacağı kadar bol, değerli ve çeşitli nimetler vereceğim.[374]
127- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Bir günde (aynı vakitte ) bir namazı iki kere kılmak doğru değildir.”[375]
128- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Abdestsiz olarak kılınan namaz ve çalınmış maldan verilen sadaka kabul edilmez.”[376]
129- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Başı açık olan bir kadının kıldığı namaz kabul olunmaz.”[377]
130- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Müezzin ezanı bitirinceye kadar tekbir getirerek namaza başlamayınız.”[378]
132- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sabah namazından sonra güneş bir mızrak boyu yükselinceye kadar nafile namazı kılınmaz. ( kaza namazları güneş doğmadan evvel kılınabilir.) ikindi namazı kılındıktan sonra güneş batıncaya kadar yine nafile namaz kılınmaz.”[379]
133- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Fatihayı okumayan bir kimsenin kıldığı namaz makbul değildir.”(Bu şafiye göredir.)[380]
Ey kulum; “Cehennem ateşi sana haramdır; sen, Cennetlik kullarımdan olacaksın, Aynca en sonunda Ulu varlığımı görmek bahtiyarlığına da ererek bir kolun kavuşabileceği derecelerinin en yükseğine çıkacaksın. Ey kulure! Bütün bu rütbe ve nimetler senin öz hakkın dir. Çünkü varlığuna eş ve ortak koşanlar Allah diye aciz bir takım putlara taparken sen beni tamdın; varlığımı bir ve ortaksız bildin. Üstelik bu temiz ve eksiksiz imanını ibadetlerin en güzeli ile süslemek üzere huzuruma dikilerek benim hoşnutluğum uğruna namaz kıldın. Benim emrime uymak irin dakikalarca ayakta dikilerek benim kelâmımı okudun; bana olan saygını ifade etmek üzere önümde eğildin; nihayet benim karsımda haddini bilerek yerle bir oldun ve topraklara yüz sürdün; arkasından rahmet kapıma el açarak sıcak bir yüreğin dili ile bana dua ettin.”[381]
135- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Abdesti olmayanın namazı, Allah'ın ismini anmayanın da abdesti olmaz.”[382]
136- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Göğsüyle kıbleye yönelmeyenin namazı caiz değildir.”[383]
137- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Caminin komşusu ancak namazını camide kılar” (caminin dışında kıldığı namaz tam ve kamil bir namaz değildir.)[384]
138- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Bir gecede iki kere vitir namazı kılınmaz.”[385]
139- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Hz. Allah üç kimseyi çok sever ve onlara bol bol sevap verir.
a. Gece namazı kılanları
b. Namaz için saf haline geçenleri
c. Cephede düşmana karşı sayaş için saf tutanları.”[386]
140- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazın davetiyesi olan ezan sesini duyduğun zaman ona icabet et. Huzur ve sükun içinde namaza koş. Safın arasında boşluk olduğunda takdirde orayı doldur. Şayet yer yoksa saftaki din kardeşlerini rahatsız etme. Namazda okurken kulakların işitecek kadar sesini çıkar. Yanındakilere ( sesini yükselterek ) eziyet etme. Sanki hemen dünyadan ayrılacak ve ilgisini kesecek olan bir kimsenin huşu ve korku içerisinde kılağacı namaz gibi namaz kıl.”[387]
141- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Biriniz namaz kıldığı zaman, bir daha namaza dönmeyeceğini zanneden, öleceğine kanaat getiren, son olarak namazını korku ve huzur içerisinde kılan kişi gibi namaz kılınız.”[388]
“Ey kulum! Varlığımı tanımayarak benim yerime puta tapanlar, hiç çıkmamak üzere cehennemin kavurucu alevleri içinde yanmayı ne derecede hakk etmişlerse sen de en az o derece cennet ve cemalim ile birlikte sana vereceğim diğer nimetleri haketmişsin ve onların sahibi olmaya layıksın. Ne mutlu benim gösterdiğim yoldan ayrılmayan kullarıma.”[389]
142- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Beş vakit namazını kılan, orucunu tutan, namusunu koruyan, kocasına itaat eden bir kadın cennete girmeyi hak etmiştir.”[390]
143- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sabah namazını kılıp hiç bir şey konuşmadan şu duayı yedi kere oku. "Allahümme ecirni minennar" Akşam namazını kıldıktan sonra da yine konuşmadan bu duayı yedi defa okursan, o gece öldüğün takdirde Yüce Allah senin için cehennemden kurtuluş beraatı yazılmasını emredecektir.”[391]
144- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Cenaze namazını kıldığınız bir ölü için hululü kalp ile dua ediniz.”[392]
145- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Farz namazlarınızı kıldıktan sonra şu duayı on kere okuyunuz " La ilahe illalahü vahdehu la şerikeleh, lehül mülkü velehül hamdü, ve hüve ala külli şey'in kadir." Manası: Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur. (O tektir.) Ortağı eşi ve benzeri yoktur. Her varlığın mülkiyeti onundur. O, her şeye hakkıyle kadirdir. ( kim bu duayı okursa, bir köle azat etmiş gibi sevap alır.”[393]
146- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kul namaza durduğu zaman, rukuya varıncaya kadar sevapları başına dökülür. Rukudan secdeye gidinceye kadar o kişinin her tarafını Allah'ın rahmeti kaplar. Secde eden her mü'min, Allah'ın huzurunda secde eder. Öyleyse ne dileği varsa, o anda istesin.”[394]
147- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Mü'minin Rabbine en yakın olduğu zaman, secde halinde ikendir.”[395]
148- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Birinin namaza başladığı vakit uzuvlarını kımıldatmasın. Namazın içerisinde Yahudilerin sağa sola meyil ettiği gibi yapmasın. Zira namaz içinde uzuvları teskin etmek, namazı tamamlayan sebeplerdendir.”[396]
149- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“İnsanoğlu secde ayetini okuyup secdeye vardığında, Şeytan ağlayarak kaçarken şöyle der:”
"Bana yazıklar olsun, ademoğlu secdeye emir edilir edilmez hemen secdeye kapanıp, böylece cennete girmeyi hak etti. Ben secde etmeye emrolundum (fakat secde etmeyerek bilakis ) isyan ederek cehenneme girmeyi hak ettim.”[397]
150- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“İmam (akşam, yatsı ve sabah namazlarında ) açıktan okuduğu vakit siz sukut ediniz.”[398]
151- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Biriniz camide namaz kıldığı zaman, namazından sünnet olanın bir kısmını erteleyip evinde kılsın. Çünkü yüce Allah böyle evleri feyz ve bereketiyle şereflendirir.”[399]
152- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Cuma günü imam hutbe okurken yanında konuşan arkadaşına: " Sus konuşma." dediğin takdirde, sen de ( onun gibi ) boş konuşarak cumanın adabına aykırı hareket etmiş olursun.”[400]
153- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namaz kılmağa başladığın zaman, bir daha dönüp kılamayacak bir kişinin korku ve huzur içinde kıldığı namaz gibi namazını kıl Sonra da özür dileyerek ( boş ve zararlı) sözler konuşma. Başkasının elindekine göz dikmekten şiddetle kaçın.”[401]
154- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Cuma günü olduğu vakit, her caminin kapısında bekleyen melekler, camiye gelen cemaatin önce ve sonra gelenlerini, evlerinin yakın ve uzak olşşuna göre isimlerini tesbit ederek sevaplarını yazarlar İmam minbere çıkıp oturduğu anda, melekler de ellerinde, bulunan sevap defterlerini kapatarak hutbeyi dinlemeğe koyulurlar. Erkence cuma namazına gelen ilk kişi, bir deve tasadduk eden kişinin kazandığı sevap, kadar sevap kazanır. Ondan sonra gelen ikinci kişi, bir sığır tasaddut eden kadar, üçüncü gelen bir koç, dördüncü ve beşinci gelen bir koyun, altında gelen kimse ise bir yumurta tasadduk etmiş kadar sevap alır.”[402]
Namaz, yeryüzü üzerindeki islâm dininin kalbi olan Kabe'ye yönelmiş yürekleri, Biricik Allah'a bağlanmış olmanın coşkunluğunda birleştiren ve bütün müslümanları aynı yolun doğruluğunda birleştirip birbirine öz kardeş yapan talihli bir yolculuğun ilk ve son konağıdır.
Namaz, namaz kılmayanları ebedî aldanmışlar diye sayıp, onlara yürekten acımanızı ve onlar hesabına Ulu Allah'tan gece-gündüz rahmet ve hidayet dilememizi gerektirecek derecede zengin bir ilâhî hazinedir.[403]
155- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Öğle namazından evvel kılınan dört rekath sünnet, yatsı namazından sonra kılman dört rekatlı sünnet gibidir. Yatsı namazından daha sonra kılınan dört'rekatlı sünnet ise: Kadir Gecesinde kılınan dört rekatlı sünnet kadar sevap kazanır.” [404]
156- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Abdesti soğuk, sıcak ve hastalık gibi zorluklara rağmen, tam olarak almak, yaya olarak camilere gitmek, kılman bir namazdan sonra diğer bir namazı beklemek, (sabunlu) suyun kirleri temizlediği gibi, kişinin günahlarını öylece temizler.”[405]
157- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Öylesine iki meziyet vardır ki, onu işleyen her Müslüman cennete girecektir. Uyanık olun. Çünkü o iki meziyet zor değil, bilakis kolaydır. Buna rağmen yapanlar çok azdır.
a. Farz namazlarından sonra on kere " sübhanallah " on kere de " elhamdülillah " on kere de "ellahü ekber " demektir ki, bunların; toplamı yüz elli eder. (her birisi on sevap verildiğine göre ) tartılınca bin beş yüz sevaptır.
b. Mü'min gece yatağına uzandığı zaman, otuz üç kere " ellahü ekber " otuz üç kere " elhamdülillah " otuz üç kere "sübhanallah" demesidir. Bunların toplam sayısı yüz, tartıca bin eder. Bu kadar sevaplara karşı hangimiz iki bin beşyüz tane günah işler.”[406]
NAMAZ
1- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Farz namazlar cami de, sünnetler ise, (camiden geldikten sonra ) evde kılınır,”[234]
2- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Yüce Allah şöyle buyurdu ; "Ben namazı kulumla kendim arasın da iki kısma ayırdım. Kulum kendine ayrılan kısma ulaştığı zaman dilediğini isteyebilir.”
Allah'a ait olan kısımda ise: Kul, "Elhamdülillahi rabbil alemin" dediği zaman (Hamd, şükür, sena, Allah'a mahsustur. O bütün kainatın halikı ve yetiştiricisidir,)
Hz. Allah kuluna: "Kulum bana hamdü sena etti " Kul "Errahmanirrahim." dediği zaman Hz. Allah:
"Kulum benim için senalarda bulundu, "der. Kul:
“Maliki yevmiddin” (Yüce Allah, kıyamet gününün tek hakimidir.) dediği zaman, Hz.Allah:
"Kulum bana saygıda bulunda der." Kul:
"İyyake na'büdü ve iyyake nestein." (yalnız sana ibadet ederiz ve ancak senden yardım dileriz." dediği zaman Hz. Allah:
"Bu ayeti celile, kulun hissesi ile benim hissem arasında bir sınırdır. Kulum her dilediğine nail olacaktır." der.
Kul:
"İhtinassıratal müsteğim. Sıratallezine enamte eleyhim. Gayrilmağdubi eleyhim ve leddallin." ( Bizi Yahudi ve Hiristiyanların, sapmış olduğu yollara değil, ihsanda bulunduğun (peygamber, evliya ve meleklerin ) yoluna kavuştur, dediği zaman, Hz. Allah:
" İşte bu arzu kulum içindir. Ve kulum dilediğine kavuşacaktır." buyurur.[235]
3- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, yolculukta öğle ile ikindiyi, akşam ile yatsıyı bir arada kılardı.”[236]
4- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, Ensar ve Muhacirlerin, nemazda zammı sureleri ezberlesinler diye, onların namazı kendisinin arsasında kılmalarını severdi.”[237]
5- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz Yüce Allah üç şeyden çok hoşlanır:
a. Namazın içerisinde cemaatın birinci safından.
b. Gece namazı kılan kişiden.
c. Cephede düşman karşısında birinci safta bulunan savaşçılardan.”[238]
6- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz Hz. Allah, misafirlerden oruç tutma ve namazları dört rekat kılma zorluğunu kaldırmıştır.”[239]
7- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kişinin bineğinin ön kısımına binmek, yatak odasında oturmak ve kendi evinde imamlık yapmak hakkıdır.”[240]
8- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz namazını vaktin sonunda kılmağa alışan bir kimsenin, vaktin evvelinde kılmadan geçirmiş olduğu namazların değeri, aile ve bütün servetinden daha üstündür.”[241]
9- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz şeytan, namazda bulunan herhangi birinizin kalbine girerek namazınızı unutturmağa çalışır. Hatta o kadar ki, kişiyi kaç rekat namaz kaldığını ( iki mi, dört mü ) bilemeyecek bir duruma getirir. Böylesine bir durumla karşılaşan kişi (az olan iki rekatı kabül eder. Namazını tamamladıktan sonra) selam vermeden seh secdesini yapsın.”[242]
10- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz canilere girmek ( cünüp olana ve ) hayızlı olan kadınlara haramdır.”[243]
11- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz melekler, Adem Peygamberin cenaze namazını dört tekbirle kıldılar.”[244]
12- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ölüm korkunç bir şeydir. Öyleyse (karşıdan gelmekte bulunan) bir cenazeyi gördüğünüz zaman ayağa kalkınız.”[245]
İslâm’ın birinci şartı, birinci temeli olan Namaz dinin direği ve temelidir. Hergün beş vakit namaz kılan bir Müslüman Allaha olan iman ve inançlarını günde beş kere daha tekrarlayarak o derece sağlamlaştırmış olur. İman ve inancın kuvvet bulan, içindeki her türlü dünya işlerini ve gailesini bir tarafa bırakarak günde beş kere Allah evinde kendisini Allaha bağlayan Müslümanın Allah sevgisi ve kor kusu kalbine, siner, ahlâk ve seciyesi de o nisbette sağlamlaşır.
Akil ve baliğ olan bir Müslümana günde beş vakit namaz kılmak farzdır. Ayrıca cuma, bayram, cenaze vitir, tavaf, nezir, adak namazlariyle bir de beş vakit namazlardan herhangi biri vaktinde kılınmadığı takdirde borcunun ödenmesi için kılınan kaza namazlardan herhangi biri vaktinde kılınmadığı takdirde borcunun ödenmesi için kılınan kaza namazları vardır.[246]
Beş Vakt Namazın Fazileti
Ebû Hüreyre'nin (radıyallahü anh) bildirdiği hadîs-i şerifte Resûlüllah eshab-ı kirama hitaben: “Sizden birinizin evinin önünde bir nehir olsa ve günde beş defa o kimse o nehirde yıkansa, bedeninde kir kalır mı?”[581]
316- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, farz namazını kıldığı yerde sünnet namazını da kılmazdı. (ancak yer değiştirerek kılardı)”[582]
317- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili Peygamberimiz, cemaatin en çok namaz kılanı ve Allahı en çok zikredeni idi.”[583]
318- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, akşam namazının son sünnetinden o kadar hoşlanırdı ki, ne yemek ve ne de arzu ettiği herhangi birşey, onu kılmaktan alakoyamazdı.”[584]
319- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, gece namazı kılmaktan çok hoşlanırlardı.”[585]
320- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, namazda esnemeyi kerih görürlerdi.”[586]
321- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Cemaatle namaz kılmayanlar ya bu huylarından vazgeçsinler veya evlerini yaktırırım”.[587]
322- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Mescidi Haramda kılman namaz, (başka camilerde kılınan ) yüz bin namazdan, Benim mescidimde kılman namaz, bin namazdan, Beyti Makdiste kılınan namaz ise, (başka yerde kılınan) beş yüz namazdan daha faziletlidir.”[588]
323- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“İki namaz vardır ki, onlardan sonra hiç bir namaz kılınma. Bunlar: Sabah namazı (bundan sonra) güneş doğuncaya kadar, ikindi namazı, ( bundan sonra da ) güneş batıncaya kadar.”[589]
buyurduğunda, Eshâb-ı kiram, hayır kalmaz dediler. “Beş vakit inamaz da bunun gibidir. Beş vakit namaz kılanı Allahü Teâlâ günahlardan temizler” buyurdu.[590]
324- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazı vaktinden çıkarmamaya idareniz altında bulunan hizmetçilerinize hakaret etmemeye dikkat ediniz.”[591]
325- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kiba mescidinde kılınan bir namazın sevabı, umre sevabı kadardır.”[592]
326- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Secdeye kapanırken burnunu da secdeye koy ki, vücudunla birlikte secde etsin.”[593]
327- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Cemaatle kılman namaz, tek basma kılman namazdan yirmi beş derece daha efdaldir. (sizden biriniz ) çöl ortasında cemaatle namaz kılıp, rüku ve secdelerini tam olarak yaparsa, elli vakit namaz sevabına nail olur.”[594]
328- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namaz mü'minin nurudur. (namaz kılmayan bir mü'min nursuzdur.)”[595]
329.- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namaz, İslamiyette temeli atılmış her ibadetten üstündür... Öyleyse namaz kılmaya gücü yeten kimse çok çok kılmaya mecburdur.”[596]
330- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
Huşu İle Namaz Kılanların Hikâyeleri
Bilmiş ol ki huşu; îmânın meyvası, özü ve Allahu Teâlâ'nın azametini ve kendi kusurunu idrâkin neticesidir. Bunu anlayan, namazda, namaz haricinde, yalnızken, hatta ayak yolunda bile huşûdan ayrılmaz. Çünkü huşu, nerede olursan ol, Allahu Teâlâ'nm sana muttali' olduğunu ve onun azametini ve kendi kusurlarını bilmeyi gerekli kılar. Asıl huşu bu bilgilerden doğar, bunun için huşu yalnız namaza bağlı değildir. Hattâ Allahu Teâlâ'dan haya ve huşûundan kırk sene başını göklere kaldırmayanlar olmuştur.
Rebî' İbn Heysem gözünü o derece korur ve etrafına bakınmazdı ki bâzıları onu kör bile zannetmişlerdir. Yirmi sene İbn Mes'ud ile düşer kalkardı. Hattâ İbn Mes'udun cariyesi onu görünce, İbn Mes' ud'a:
kör dostun geliyor derdi. İbn Mes'ud da onun bu sözüne gülerdi çünkü onu içeri almak için kapıyı açtığı zaman gözlerini kapamış ve basını yere eğmiş görürdü. İbn Mes'ud ona bakınca:
“Tevazu ile yalvaranları müjdele.” [644]
Sonra bu sıfatların neticesi olarak buyuruluyor:
“İşte Firdevs cennetine vâris olan ancak onlardır ve onlar ebedî olarak oradadırlar.” [645]
Evvelâ felah ile, sonra da Cennet-i Firdevs'e yâris olmakla onları vasıflandırmıştır. Gaflet ile kılman namazın ve gaflet ile okunan Kur1-ân'ın bu dereceleri sağlıyacağma hiç ihtimâl veremem. Bunun için bunların karşılığında Allahu Teâlâ :
“Sizi Cehenneme sevk eden nedir? Namaz kılanlardan değildik derler.” [646]
Nûr-u ilâhîyi müşahede edip Allah'a yaklaşacak ve Firdevse vâris olacaklar ancak namaz kılanlardır.
Bizleri de bu gibilerden yapmasını, sözü doğru, fakat işi eğri olanlardan yapmamasını Cenâb-ı Allah'tan dileriz. İhsanı kadîm ve lûtf u keremi' nihayetsiz olan O'dur. Salât ve selâm Habib-i Ekremi üzerine olsun. [647]
İbadet Bahçesinin Gülü
Namaz, dinin direği, iman ağacının en olgun meyvesidir.
13- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz biriniz namazın içinde bulunduğu vakit, Allah'ın huzurunda ve hitabetindedir. Öyleyse sağ ve soluna tükürmesin. (caminin dışında öksürük neticesinde gelen bir tükrügü ağzından atmak yükümünde kalıyorsa ) soluna veya ayaklarının dibine atsın.”[247]
14- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz yeryüzündeki bütün caniler Allah'ın evleridir. O'nun kendi evinde ziyaret eden kimselere ikramda bulunması şanına layık olan bir vazifedir.”[248]
15- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz Allah'ın en seçkin kulları, güneş, ay, yıldız ve gölgelerle bilinen, namaz vakitlerini araştıran kimselerdir.”[249]
16- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz cennette nurlu kuşluk adı verilen bir kapı vardır. Kıyamet günü olduğu vakit (meleklerden) birisi şöyle nida eder: Kuşluk sünnetlerini kılmaya devam eden mü'minler nerede? İşte bu kapı onlarındır. Allah'ın lutfu keremiyle bu kapıdan içeri giriniz.”[250]
17- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz gecede öylesine değerli bir saat vardır ki, her kim o saatte dünyaya ait hayırlı bir şey isterse, Hz. Allah onun dileğini yerine getirir mutlaka. Bu değerli saat her gecede mevcuttur.”[251]
18- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz Hz. Allah her namaz vaktinde şöle seslenir: Ey adem oğlu, (yaptığınız kötülüklerin sebebiyle ) kendiniz için yakmış olduğunuz ateşlerinizi, namaz kılmakla söndürünüz.”[252]
Namaz, Ulu Allah'ın mü'min kullarının önüne kurduğu zengin bir ziyafet sofrasıdır.
Namaz, hele mü'min cemaatle birlikte camide kılındığı takdirde, Allah'ın öz evine misafir olmak fırsatını veren bir ibadettir.
Namaz, mü'minin Mir'acı, kalbe imansızlık zehiri akıtan mikropların öldürücü ilâcıdır.
Namaz, kıyam, kıraat, riikü, secde, tesbih, hamd ve selâm gibi her biri başlı başına üstün birer ibadet olan seçkin kullukların tümünü içine alan bir ilâhî şenlik bahçesidir.[253]
19- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Her şey için bir başlangıç vardır. Namazın başlangıcı da ilk tekbirdir. Öyleyse bu tekbire dikkat ediniz.”[254]
20- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Peygamberimiz (a.s.) yaya olarak bayram namazlarına giderek, ezansız ve kametsiz olarak namazını kıldıktan sonra, başkabir yoldan dönerek evine gelirdi.”[255]
21- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, bayram namazı kılmak için evinden çıkıp, camiye varıncaya kadar, sesini yükselterek tekbir ve tahlil getirirdi.”[256]
22- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz hutbeyi ayakta okurlardı. İki hutbenin arasında oturup bir kaç ayeti kıraat ederek, millete bazı nasihatlerde bulunurlardı.”[257]
23- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, bağ ve bahçelerde namaz kalmaktan hoşlanırlardı.”[258]
24- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, kuşluk namazını altı rekat olarak kılarlardı.”[259]
25- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, kuşluk namazını bezen dört rekat, bazen de artırırdı.”[260]
26- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, binek hayvanının yöneldiği tarafı kendisine kıble olarak kabul eder ve bineğinin sırtında sünnetleri kılardı. Farz namazlarını kılmak istedikleri zaman, bineğinden inip kıbleye yönelerek kılarlardı.”[261]
Namaz, Hz. Âdem'den, son Peygamber ve en sevgili Allah kulu olan Hz. Muhammed'e (S.A.S.) kadar bütün Peygamberlere ve onların vasıtası ile dünyanın ilk gününden kıyamete kadar var olagelmiş ve var oia-gidecek bütün insanlara bildirilmiş bir Allah emridir.[262]
27- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz vitir ve iki rakat sabah namazı dahil olmak üzere, onüç rekatlık gece namazını kılardı. ( Şafağa karşı kalkıp, namazlarını sıra ile kılardı.)”[263]
28- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, ikindi namazından evvel (bazen) iki rekat sünnet kılardı.”[264]
29- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, (İslamın başlangıcında ikindi namazından sonra sünnet kılardı. Fakat bunu (sonradan) yasakladı.”[265]
30- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, ayakları şişinceye kadar gece namazını kılarken ayakta beklerdi.”[266]
31- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, namazın birinci veya üçüncü rekatında secdeden kalkarken barazcık oturduğu sonra ayağa kalkardı.”[267]
32- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, namaza başlarken tekbir aldığında ellerini kaldırır, parmakları bitişzirmezdi.”[268]
33- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, akşam ile yatsı arasında evabil sünnetlerini kılardı.”[269]
34- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
Sevgili peygamberimiz, öğle namazından evvel, dörtrekat sünnet kıldıktan sonra şöyle derdi: "Güneş semanın ortasından batıya doğru ayrılıp öğle namazının vakti olduğunda semanın bütün rahmet kapıları açılır.”[270]
Namaz, bütün acı ve kötülükleriyle dünyayı arkada bırakarak esirgeyici Allah'ın huzuruna sığınmak teşebbüsüdür.
Namaz, mü'min kulun evi önünde akan öyle coşkun sulu bir nehirdir ki mü'min, günde beş vakit içine girerek bu nehrin temiz sularında yıkanır, arınır, günahların kir ve paslarından sıyrılarak anasından doğduğu günün katıksız saflığına döner.[271]
35- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, namaza, ayakta sağ elini sol elinini lazerine koyarak dururdu. Bazen de ellerini o kadar yukarda tutardı ki neredeyse mübarek sakalına değerdi.”[272]
36- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, namaz kılarken, torunları Hz. Hüseyin ve Hz. Hasan sırtına çıkıp oynarlardı.”[273]
37- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, arkadaşlarına hizmet edenlere dua ederdi. Veya cenaze namazlarına önem verirdi.”[274]
38- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, gece sünnetlerini ikişer rekat olarak kılar ve kıldığı her iki rekattan sonra misvak kullanırdı.”[275]
39- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, farz namazlarını kılıp selam verdikten sonra (sünnetini kılmak için) "Allahümme entesselam ve minkesselam tebarekte yazel celali vel ikram" okuyarak bir zaman kadar oturur ve sonra kalkardı.”[276]
40- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, bir sünnet namazını kılmak istediği zaman onu devamlı olarak kılardı.”[277]
41- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, müezzinlerden, "Eşhedü enlailahe illallah ve eşhüdü enne Muhammeden abdühü ve rusuluh." ( Allah' tan başka hiç bir ilah olmadığına ve Hz.Muhammedin onun kulu ve Resulü olduğuna şehadet ederim.) işitttiği zaman : " Ben de, ben de." Senin gibi şehadet ederim, buyururdu.”[278]
42- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, gecenin evvelinde uyur, sonunu ise ibadetle ihya ederdi.”[279]
43- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, namazını bitirdikten sonra sağdan dönerdi.”[280]
44- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimizin son sözü: Haydi namaza, haydi namaza idarenizin altında bulunan köle ve işçileriniz hakkında Allah'tan korkunuz." idi.[281]
45- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimizin son sözü: Yüce Allah Yahudi ve Hıristiyanları rahmetinden uzak etsin. Çünkü onlar kendi peygamberinin kabirlerini mescit haline getirerek üzerinde ibadet ederlerdi.”[282]
46- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazın anahtarı abdestir. Namazın dışında bulunan her hare keti haram kılan (iftitah) tekbiridir. Namazdan çıkarak her kişinin hareketini helal kılan da selamdır.”[283]
47- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Bana, namaz kılanlarla savaş etmek, haram kılınmıştır.”[284]
48- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Bize namazın içerisinde, Kur'an ve zikirden başka her türlü konuşmalar yasak kılındı.”[285]
49- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Evlerinizi namaz kılmak ve Kur'an okumakla nurlandırınız.”[286]
50- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Yüce Allah, namazda ellerini yan kısımlara koymayı yasaklamıştır.”[287]
51- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Hz. Allah namazın içinde bacaklarını dikerek oturmayı nehy etmiştir.”[288]
52- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Hz. Allah namazın içinde bacaklarını dikerek oturmayı ve bağdaş kurmayı yasaklamıştır.”[289]
Namaz, secdede kulu toprakla aynı hizaya getiren, rukü'da Allah'ın huzurunda boyun eğdiren, kıyamda başı dimdik olarak iki ayağı üzerinde doğrultan ve böylece insanoğluna hem alçak gönüllüğü (tevazuu), hem hürmeti ve hem de yerine göre mertlik ve boyun eğmemeyi öğreten unutulmaz bir ahlâk dersidir.[290]
53- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ey imanlı kişi, sabah ve yatsı karanlıklarında camilere gidenleri, kıyamet gününde kendisine verilecek olan tam bir nur ile müjdele.”[291]
54- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ey imanlı muhataplar, (evinizi, yurdunuzu ) sabah namazıyla nurlandırmız. Çünkü sabah namazının ecri çok büyüktür.”[292]
55- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ezanla kametin arasında kılmak isteyenler için, sünnet namazı vardır.”[293]
56- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kişinin imanıyla, şirk ve küfrün arasında fark olarak namazın terki vardır. (namazını terk eden kişi küfre kayabilir.)”[294]
57- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazdan çıkarken sür'atla selam vermek sünnettir.”[295]
58- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
"Essalatü hayrun minen nevm" (namaz aykudan daha hayırlıdır.) cümlesini sabah ezanında söyleyen müezzine, cevabını vermemekle, cemaate gitmeyen kişi için, sevabından mahrum olmak ve akibeti kötü olarak yeterli bir felakettir.”[296]
59- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazın mümkün olduğu kadar ayakta kılınması daha büyük sevaptır. Şayet buna güç yetmiyorsa, oturarak da kılınabilir. Buna da güç yetmiyorsa, uzanarak veya yan yatarak kılınmalı.”[297]
60- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazın mümkünse, gemide kılınması daha sevaptır. Ancak düşmek ve boğulmak tehlikeleri karşısında, gemide değil, dışarıda kılınması gerekir.”[298]
Namaz, Kur'an-ı Kerim diliyle kulun Allah'ına seslenişi ve Allah'ın hoşnutluk, rahmet, nimet göndererek kula cevap vermesidir.
Namaz, şanı yüce Peygamberimizin Allah'a ve lekesiz kurtuluşa götüren geniş bir aydınlık yoludur.
Namaz, yüreğini iman şenletmeyen bir yabancının gözüne göründüğü gibi şekli bir takım ayakta dikilme, eğilme, yere kapanma, derken diz[299]
61- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kavmin en zayıf ve hakir olanlarının arkasında namazını kıl. Parayla müezzin tutma. (Allah için müezzinlik yapılmalı para için değil.)”[300]
62- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sünnet namazlarınızı evlerinizde kılınız. Evlerinizi kabir haline getirmeyiniz. Benim yaşadığım evi (veya kabrimi ) bayramgah haline getirmeyiniz. Bana selavat getiriniz, nerede olursanız olunuz getirdiğiniz selavatlar bana ulaşır.”[301]
63- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sizden biriniz namazdayken ( namazınızı bozdurmak maksadıyle) şeytan onun yanına yaklaşır. Mak’adinden bir kıl çekerek kişiye abdestinin bozulduğunu zannettirir. Böyle bir olayla karşılaşan kişi, kesinlikle abdestinin bozulduğuna kanaat getirmedikçe namazını bozmasın.”[302]
64- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz şeytan, namazın davetiyesi olan ezan sesini işittiğinde, bu sesi duymamak için ( başından vurulmuş gibi) dönerek kaçar. Ancak ezan sesi bitince tekrar dönerek kötü vesvese tohumlar mı etrafa saçmaya devam eder. Kametin sesini işitince yine işitmemek için oradan uzaklaşır. Fakat yine ilahi ses sukuta uğrayınca tekrar geriye dönerek yapacağı işlere devam eder.”[303]
65- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz şeytan, namazın davetiyesi olan ezanın sesini işittiği zaman, sesi duymayacağı uzak bir yere kaçar.”[304]
üstü düzeldikten sonra bir daha yere kapanma ve yine dizler üstü otı rusa döndükten sonra, önce sağa ve sonra sola selâm verme gibi birtakım alışılmış beden hareketlerinin arka arkaya sıralanması değildir. Hattâ namaz yine Kur'an-ı Kerim'den sûreler okumak, tekbir getirmek, Allah'a hamdetmek, tesbih cümleleri okumak da değildir. Namaz, bedenin ve dudakların ahenkli çırpınışları eliyle ruh kuşunu, kötülüklerin tutsaklık pençesinden kurtararak, Allah sevgisinin hür semalarında kanatlandıran bir iman coşkunluğudur.
Namaz, kulun kendini Allah'a verişi, O'nun ortaksız ululuğuna gönül rızasıyle teslim oluşudur.
Namaz, dünyalık bütün arzuların aldatıcı kapılarının yüzüne kilitlendiği görerek, ümitsizliğe düşen, dayanılmaz sıkıntıların ağında kıvra-[305]
66- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Bizimle (amel) bakımından münafıkların arasında fark ve delil, sabah ve yatsı namazlarına gidip gitmemektir.”[306]
67- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ezanı acele edip tam vaktinde okuyunuz. Kamet'te acele etmeden cemaatı bekleyiniz.”[307]
68- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sıcak günlerde öğle namazını serin bir vakte kadar erteleyiniz. Çünkü şiddetli hararet cehennemin içindeki ateşin kaynaşmasındandır.”[308]
69- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Camileri inşa ediniz ve süpürürek içini temizleyiniz. Çünkü Allah için kim bir cami inşa ederse, yüce Allah da o kimse için cennette bir köşk inşa eder. Süpürüp içindeki toz ve çöp kırıntılarını atmak, cennet kızlarının mehri olacaktır.”[309]
70- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazınızın ruku ve secdelerini tam olarak yapınız. Allah' a and olsun ki, ( ön tarafımı gördüğüm gibi, arka tarafımı da görürüm) sizleri rüku ve secdelerini yaparken görüyorum. Öyle noksansız olarak yapınız.”[310]
71- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Saflarınızı doğru, düz ve tam olarak yapınız. Çünkü sizleri geriden görüyorum.”[311]
72- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Birinci safı tamamlayınız. Ondan sonra ikinci safa başlayınız. Şayet saflardan biri tamamlanmıyorsa, öndeki saf değil, en son saf tamamlanmamış olsun.”[312]
nan ve gönül huzuru elden gidenlerin yüzüne açılan bir ümit, ferahlık, rahatlık kapısıdır. Allah'ın dergâhında her türlü fâni kederin silindiğini yüreklere fısıldayan bir ilâhî sesleniş anıdır.
Namaz, Allah dostlarının nefislerim terbiye edip sindirmek için yardımına başvurdukları başlıca ibadet ve müslümanları, müslüman olmayanlardan ayıran en belirtici alâmettir.
Namaz, amel defterlerinin en uzun sevap satırları ve amel terazisi-[313]
73- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ezanla kamet arasında bir müddet ara ver ki, abdest alan huzur içinde abdestini alsın, yemek yiyende yemeğini yesin.”[314]
74- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Vitir namazını gecenin evveline değil, sonuna erteleyiniz.”[315]
75- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazlarınızdan sünnet olan kısmını evlerinizde kılınız. Evlerinizi (ibadet yüzü görmeyen) kabirlere çevirmeyiniz.”[316]
76- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Allah nezdinde cihatların en üstünü, zalimlerin karşısında hak sözü söylemektir.”[317]
77- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Hanımının ve cariyenin dışında avret yerini hiç kimseye gösterme.” Sahabelerden biri:
" Ey Allah'ın Resulü, erkekler karışık bir şekildeyse yine hüküm böyle midir? Peygamberimiz:
"Göstermemeğe gücünüz yettiği müddetçe hiçbir kimseye gösterme," buyurdu. Başka bir Sahabe:
"Ya Resulallah, birimiz kimsenin bulunmadığı tenha bir yerde ise yine hüküm böyle midir? Bunun üzerine Paygamberimiz:
"İnsanlar Allah'tan çok fazla utanmalıdırlar." buyurdu.[318]
78- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazını kılan kişi rüku ve sucudunu tam olarak yaparsa: Na maz ona şöyle dua eder: ( hakkımı tam vermekle ) beni koruduğun gibi Allah'da Seni korusun.
Ruku ve sucudunu tam olarak yapmayana (tadili erkana riayet etmeyene) ise namaz şöyle der: Beni noksan kılarak harcadığın gibi, Allah da seni harcasın. Sonra bu namaz yırtık paçavra gibi dürülüp kıyamette sahibinin yüzüne karşı atılır.”[319]
nin iyilik kefesine oturacak en ağır mükâfat kaynağıdır.
Namaz, can verilerek kara toprakîara karışılınca, mezar karanlığı icinda sahihinin ışık saçan, sadık arkadaşı olacaktır.
Namaz, kıldan ince ve kılıçtan keskin Sırat Köprüsü boyunca, mü'minin elden bırakmaz yoldaşıdır.
Namaz, ölüm meleği Azrail (a.p.), son emirle birlikte kapıya dayanıp, mü'minin canını alacağı sırada, kula ölüm acısını duyurmayan bir ilâhî iksir, bıçak sızısını yok eden bir ilâçtır.[320]
79- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Müezzin ezan okumaya başladığı andan itibaren, sonuna kadar, Yüce Allah himaye elini başına koyarak onu korur. Okuduğu ezan, ulaştığı yerleri dolduracak kadar günahlarını afeyler. Müezzin ezanı, bitirdikten sonra Hz. Allah ona şöyle seslenir: "Kulum çok doğru söyledi. Ve hak olan şahitlik cümlesini dile getirir."[321]
80- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Hz. Allah, ezan okunduğu yerin ( köy ve mahallenin ) ahalisini o günün fitnesinden korur.”[322]
81- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kamet edilen yerde farz namazlarından başka hiç bir namaza durulmaz.”[323]
82- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kamet edildiği zaman koşarak değil, yürüyerek ve sükûnet içinde gidiniz. Yetiştiklerinizi kılınız. Yetişemediklerinizi de tamamlayınız.”[324]
83- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kamet edildiği namazdan evvel, yemek hazırsa namaza değil, yemeğe başlayınız.”[325]
84- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sizden biriniz cemaate kıldırdığı namazı uzatmadan kısaolarak kıldırsın, çünkü cemaatın içinde tahümmül edemiyen, ihtiyar, hasta ve acele bir işi olan kimseler bulunabilir. Tek başına kılıyorsa namazını dilediği kadar uzatabilir.”[326]
Namaz, dirilip mezarı başına dikilen mü'minin, Allah'ın önünde hesap vermek üzere mahşer toplantısına giden yolunun kılavuzudur.
Namaz, kıyamet günü, insan başlanna değecekmiş gibi yere yaklaşacak olan güneş gözünün başlara ateş yağdırarak vücutlara seller gibi terler akıtacak olan bir günün kaynar sıcağında ve Allah'ın Arş gölgesinden başka tek bir gölgenin bile bulunmadığı bir sırada mü'mini Arş'ın serin gölgesi altına aldıracaktır.
Namaz, kilitli Cennet kapılarının anahtarı ve tükenmez Cennet nimetlerine karşılık, kulun Allah'ına sunduğu bir şükran bedelidir.
Namaz, kulun kötülüğe gitmek isteyen ayağının kösteği, eğriliğe uzanmak isteyen elinin kelepçesi, yalan ve haksızlığı söylemek isteyen[327]
85- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“İmam fatihanın sonunda " Amin " dediği zaman, sizler de hemen " Amin " deyiniz. Çünkü kim, imamdan sonra amin diyen meleklere (Amin diyerek ) yetişirse, Hz. Allah o kimselerin geçmiş küçük günahlarını, bir rivayete göre de gelecek küçük günahlarını afeder.”[328]
86- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Yangın gibi büyük bir felaket olduğu zaman ezan okuyunuz. Zira ona sebebiyet veren şeytan, ezan sesini duyunca şiddetli bir şekilde kaçar.”[329]
87- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sizden biriniz evinde abdest alıp camiye geldikten sonra, evine dönünceye kadar namazın içinde sayılır. Öyleyse ellerinin parmaklarını birbiri içine geçirerek oynamasın.”[330]
88- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Biriniz sünnet ve vaciplerini yerine getirerek güzel bir abdest alıp, sadece namaz kılmak niyetiyle evinden camiye gitmek için yola çıkarsa, her sol ayağını atmakla bir günahı silinir. Her sağ ayağını atmakla da bir sevap yazılır. Bu hal camiye varıncaya kadar devam eder. Mü'minler yatsı ve sabah namazlarındaki sevvap derecelerini bilmiş olsalardı, emekleyerek bile olsa gelip ( bu namazları ) cemaatle camide kılarlardı.”[331]
89- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Biriniz camiye girerken bana selatü selam getirerek şöyle duada bulunsun:
"Ey Rabbim, bana rahmet kapılarını aç." Camiden çıkarken yine selavat getirerek:
"Ey Yüce Rabbim, senin feyz, bereket ve faziletini dilerim." diye dua etsin.”[332]
90- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Biriniz camiye girince iki rekat sünnet kılıncaya kadar oturmasın.”[333]
dudaklarının kilidi ve çirkin arzuls-a doğru akmak isteyen kalbinin durdurucusu ve engel direğidir.
Namaz, mü'minin etrafını çeviren ve şeytanın sokulmasını engelleyen iman kalesinin kat kat kayalarla örülü hisarıdır. Her yeni rekatlık namaz bu kale duvarına yerleştirilen kayaların sayısını, dolayısıyle günden güne kalenin kalınlık ve sağlamlığını arttırır.[334]
91- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Yolculuk yaptığınız zamanlarda, yaşça küçük olsa bile, kıraati en düzgün olanınız imamlık yapsın. İmamlık yapan kimse sizin amiriniz sayılır.”[335]
92- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kul secde yaptığı zaman, onunla birlikte yedi azası da secdeye varır. Bunlar: Alın, iki eli, iki ayağı ve dizleridir.”[336]
93- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Secdeye vardığında, dizlerini yere çö'kertikten sonra, ellerini yere koyarak dirseklerini yanlarından uzak tut.”[337]
94- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ezanı işittiğin zaman, Allah'ın davetine icabet et. (camiye gidiş namazını kıl)”[338]
95- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ezan sesini işittiğiniz zaman, müezzinin okuduğu gibi siz de tekrar ediniz.”[339]
96- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Secde yedi uzvun üzerine yapılır
. Eller, ayaklar, dizler ve de yüz kısmındaki alın.
Eller, dua edildiği yedi yerde yukarıya kaldırılır:
a. Kabe görüldüğü yerde
b. Hacılar Safa tepesine çıktığı vakit
c. Merve tepesine çıkıldığı zaman
d. Arafatta vakfa durulduğunda
e. Mina mevkiinde bulunulduğu zaman
f. Şeytan taşlandığı vakit
g. Kamet bittiği zaman”[340]
97- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Secdeler, alın, eller, dizler ve iki ayağın parmak uçlarına dayanılarak yapılır. Bu yedi uzvunu secde için yere koymayan kişileri ( namaz kılmayanlar ) Hz. Allah cehennem ateşiyle cezalandırır.”[341]
Nihayet devamlı namaz kılan mü'minin Öyle bir günü gelir ki, etrafını çeviren iman kalesinin azamet ve heybeti karşısında şeytan, korku ve ümitsizliğe düşerek, onun semtine bile yaklaşacak cesareti içinde bulamaz olur.
Namaz, zengin-fakir, âlira-cabil, genç-yaşlı bütün mü'min cemaatini yanyana ve aynı hizada saflar halinde bir araya getirdiği için, her sınıftan insanları birbirine kaynaştırıp yapıştıran bir birliğin kurulmasına hizmet ettiği gibi, insanlara, sıfat ve rütbeleri ne olursa olsun, aynı Allah'ın birbirinden farklı ve üstünlüğü olmayan eşit kulları olduğunu da her gün beş kere göstermektedir.[342]
98- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Yolculukta dört rekatlı ( farz ) namazların iki rekata indirilmesi, Allah'ın bize verdiği bir sadakadır.”[343]
99- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sabah namazına ancak, Allah ile sevgi ve saygı başları sağlam olan kişiler devam edebilir.”[344]
100- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Rüku ve secdelerde belini tam olarak doğrultmayan kişilerin kıldıkları namaz caiz görülmez.”[345]
101- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Konuşmadan, camiden çıkıp tekrar girmeden farz ve sünnet namazları aynı yerde kılma,”[346]
102- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ezanı ancak abdestli olan kimse okuyabilir.”[347]
103- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Günahları sildirecek, makamları yükseltecek olan bir sevaptan sizleri haberdar edeyim mi? (şiddetle soğuk ve sıcaklık gibi..) zorluklarda abdest alıp camiye gitmek ve namazı kıldıktan sonra ikinci bir namaz kılmak için beklemektir. (işte bu saydıklarımız, hakiki bir mücahidin savaş meydanlarında düşmana karşı direnerek beklemesi demektir.)”[348]
104- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Yatsı namazını kılıp istirahate çekildekten sonra dünyalık konuşmalardan sakınınız. Çünkü bilemezsiniz ki, Hz. Allah (c.c.) sizin gibi kullar hakkında ne gibi hükümler verecek.”[349]
105- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namaz kılarken saflarda boşluk bırakmaktan kaçınınız.”[350]
106- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazını kılmak gayesiyle abdest alırken, ellerini yıkayacak kimsenin, suyun ilk damlasıyle ellerinden, yüzünü yıkadığı vakit, kulak ve gözlerinin, ellerini dirseklerine, ayaklarını topuklarına kadar yıkadığı zaman, el ve ayaklarından günahlar birer birer dökülerek ki şi anasından doğduğu gibi temizlenir. Kılacağı namaz için de Hz. Allah derecesini yükseltir. (kul namazını bitirdikten sonra ) otururken günahlarından arınmış bir şekilde oturur.”[351]
107- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Makber ve hamamların dışında yerin her tarafı mescittir.”[352]
108- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Cemaatın namazlarını kıldıran imam mesul, müezzin ise gü -venilir bir kişidir. Allahım, imamlara doğru bir istikamet ver. Müezzinlerin ise günahlarını af ve mağfiret eyla.”[353]
109- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“İmam sorumlu ve bütün cemaatın vekilidir. Namazını tam ve güzel kıldırırsa, hem kendisine, hem de cemaate büyük sevaplar vardır. Şayet bozuk olarak kıldırırsa, bunun vebali cemaate değil, sadece kendisinedir.”[354]
110- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Cehennem ateşi ademoğlunun her tarafını yakar. Ancak sedde azalarına dokunmaz. Çünkü Allah kendisi için secde eden azalara cehennem ateşinin dokunmasını haram kılmıştır.”[355]
Namaz, canlı-cansız bütün varlık çeşitlerinin kendi dilleriyle ortak-sız Allah'a ibadet ettiklerini bilen insanoğlunun, varlıkların bütün ibadet çeşitlerini bir arada Allah'a sunmalarıdır. Zekât, malın oruç, mide ile şehvetin ibadetidir. Fakat namaz, maddî ve manevî bütün yönleri ile bütün vücut yekûnunun ibadetidir.
Namaz, her artan rekâtı ile mü'mini, hayvanlık cephesinden ayırarak melekliğe doğru yükseltmelidir. Namaz kılmadan önceki mü'min, namazdan sonraki mü'mine benzememeli, namaz onun niyetlerinde, fikirlerinde, huylarında, arzularında, geleceğe ait düşüncelerinde iyilik doğruluk ve samimilik yönünde gözle görülür değişiklikler yapmalıdır. Yani sözün kısası ve özü ile söylersek, namaz kılan bir mü'min, namaz kılmayan kimseden dine ve ahlâka lalı kılına uygun hareketleriyle her yerde belli olmalı; herkes diyebilmelidir ki, “Bu adam namaz kılan bir mü'mindir. Şu da alnını ömründe secdeye koymamıştır.”[356]
111- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, imam yukarda, cemaatte aşağıda olduğu halde namaz kılmayı nehyetmiştir.”[357]
112- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, "tahiyyatta" sol elini yere koyup üzerine dayanmayı, Yahudilere benzememek için yasaklamıştır.”[358]
113- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, kişinin saçları tepesinde bağlanmış ol duğu halde namaz kılmasını nehyetmiştir.”[359]
114- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, kişinin küçük veya büyük abdestiyle, sıkışmış olduğu halde namaza durmasını yasaklamıştır.”[360]
115- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, konuşan veya uyuyan bir kimseye karşı namaz kılınmasını nehyetmiştir.”[361]
116- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, namazda veya yabancı kadınların yanında uzanmayı (yatmayı) yasaklamıştır.” [362]
117- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygabmerimiz, büyükler varken küçüklerin birinci safta yer almalarını yasaklamıştır.”[363]
118- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namaz kılanın önünden kedilerin geçmesi namazı bozmaz. Çünkü bunlar evde dolaşması zaruri olan hayvanlardır.”[364]
Namaz kılarken Allah'ın huzurunda olduğunu bilmesi gereken mü'min, Allab'ın ululuk ve hoşnutluğundan gayri hiç bir endişe ve fikir taşımamalı, kafasını ve gönlünü dünyalık hiç bir mevzuun işgal edip coşkunluğunu bozmasına meydan vermemelidir.
Namaz, Allah'ın o derece hoşuna giden ve ınü'mine sevap kazandıran bir ibadettir ki, iki rekâttık temiz bir namaz kılan bir kula Ulu Allah şöyle seslenir: “Ey kulum!.. Sen gücü mahdut ve zayıf bir varlıksın, bununla birlikte yüreğinde beslediğin imanın coşkunluğu ile harekete geçerek, bütün benliğinle karşımda durup benim için iki rekât namaz kıldın[365]
119- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“İmamınızı birinci safın ön tarafındaki orta kısma alınız. Ve bu saflardaki boşulukları doldurunuz.”[366]
120- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazı ilk vaktinde kılmak Allah'ın rızasına vesile olur. Sonunda kılmak ise Allah'ın affına kalmıştır.”[367]
121- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Emanete hiyanet edenin imanı, abdesti olmayanın namazı, kılmayanın dini yoktur. Çünkü dine göre namaz, vücudu idere eden kafaya benzer. (kafası olmayan bir kimsenin vücudu nasıl yaşamazsa, namazsız din de yaşamaz.)”[368]
122- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazda yanlışlık yapan bir imamı uyandırmak yetkisi erkekler için " Suphanallah " kadınlar için de ellerini birbirine vurmaktır.”[369]
123- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Vitir namazı gecenin son kısmında tek rekattır. ( üç rekat) olarak kılınır.”[370]
124- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Bir koyun sağacak kadar müsait bir zamanın olsa bile gece namazını terk etme.”[371]
125- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sabah namazının sünnetini terk etmeyiniz. Çünkü onda çok büyük sevap vardır.”[372]
126- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
"(Başka birisine) Hanımını niçin dövdün, diye sorma, namazını kılmadan uyuma, (belki bir daha uyanamazsın )[373]
Vitir
Ben ise sonsuz gücün sahibi ve kâinatı çekip çeviren üstün iradenin melikiyim” sıcak rahmetim, canlı-cansız bütün varlığı ateşe tutulan mum gibi eritebilecek derecede geniştir. Şüphem olmasın iri, acizliğine rağmen huzuruma dikilerek benim için kıldığın namazın karşılığını kat kat fazlası ile en muhtaç anında sana verecek ve seni ölçüsüz bir sevince boğacağım. Sana hiç bir gözün görmediği, hiç bir kulağın işitmediği, hiç bir aklın alamayacağı ve hiç bir geniş muhayyilenin önünde canlandı ramıyacağı kadar bol, değerli ve çeşitli nimetler vereceğim.[374]
127- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Bir günde (aynı vakitte ) bir namazı iki kere kılmak doğru değildir.”[375]
128- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Abdestsiz olarak kılınan namaz ve çalınmış maldan verilen sadaka kabul edilmez.”[376]
129- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Başı açık olan bir kadının kıldığı namaz kabul olunmaz.”[377]
130- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Müezzin ezanı bitirinceye kadar tekbir getirerek namaza başlamayınız.”[378]
132- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sabah namazından sonra güneş bir mızrak boyu yükselinceye kadar nafile namazı kılınmaz. ( kaza namazları güneş doğmadan evvel kılınabilir.) ikindi namazı kılındıktan sonra güneş batıncaya kadar yine nafile namaz kılınmaz.”[379]
133- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Fatihayı okumayan bir kimsenin kıldığı namaz makbul değildir.”(Bu şafiye göredir.)[380]
Ey kulum; “Cehennem ateşi sana haramdır; sen, Cennetlik kullarımdan olacaksın, Aynca en sonunda Ulu varlığımı görmek bahtiyarlığına da ererek bir kolun kavuşabileceği derecelerinin en yükseğine çıkacaksın. Ey kulure! Bütün bu rütbe ve nimetler senin öz hakkın dir. Çünkü varlığuna eş ve ortak koşanlar Allah diye aciz bir takım putlara taparken sen beni tamdın; varlığımı bir ve ortaksız bildin. Üstelik bu temiz ve eksiksiz imanını ibadetlerin en güzeli ile süslemek üzere huzuruma dikilerek benim hoşnutluğum uğruna namaz kıldın. Benim emrime uymak irin dakikalarca ayakta dikilerek benim kelâmımı okudun; bana olan saygını ifade etmek üzere önümde eğildin; nihayet benim karsımda haddini bilerek yerle bir oldun ve topraklara yüz sürdün; arkasından rahmet kapıma el açarak sıcak bir yüreğin dili ile bana dua ettin.”[381]
135- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Abdesti olmayanın namazı, Allah'ın ismini anmayanın da abdesti olmaz.”[382]
136- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Göğsüyle kıbleye yönelmeyenin namazı caiz değildir.”[383]
137- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Caminin komşusu ancak namazını camide kılar” (caminin dışında kıldığı namaz tam ve kamil bir namaz değildir.)[384]
138- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Bir gecede iki kere vitir namazı kılınmaz.”[385]
139- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Hz. Allah üç kimseyi çok sever ve onlara bol bol sevap verir.
a. Gece namazı kılanları
b. Namaz için saf haline geçenleri
c. Cephede düşmana karşı sayaş için saf tutanları.”[386]
140- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazın davetiyesi olan ezan sesini duyduğun zaman ona icabet et. Huzur ve sükun içinde namaza koş. Safın arasında boşluk olduğunda takdirde orayı doldur. Şayet yer yoksa saftaki din kardeşlerini rahatsız etme. Namazda okurken kulakların işitecek kadar sesini çıkar. Yanındakilere ( sesini yükselterek ) eziyet etme. Sanki hemen dünyadan ayrılacak ve ilgisini kesecek olan bir kimsenin huşu ve korku içerisinde kılağacı namaz gibi namaz kıl.”[387]
141- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Biriniz namaz kıldığı zaman, bir daha namaza dönmeyeceğini zanneden, öleceğine kanaat getiren, son olarak namazını korku ve huzur içerisinde kılan kişi gibi namaz kılınız.”[388]
“Ey kulum! Varlığımı tanımayarak benim yerime puta tapanlar, hiç çıkmamak üzere cehennemin kavurucu alevleri içinde yanmayı ne derecede hakk etmişlerse sen de en az o derece cennet ve cemalim ile birlikte sana vereceğim diğer nimetleri haketmişsin ve onların sahibi olmaya layıksın. Ne mutlu benim gösterdiğim yoldan ayrılmayan kullarıma.”[389]
142- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Beş vakit namazını kılan, orucunu tutan, namusunu koruyan, kocasına itaat eden bir kadın cennete girmeyi hak etmiştir.”[390]
143- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sabah namazını kılıp hiç bir şey konuşmadan şu duayı yedi kere oku. "Allahümme ecirni minennar" Akşam namazını kıldıktan sonra da yine konuşmadan bu duayı yedi defa okursan, o gece öldüğün takdirde Yüce Allah senin için cehennemden kurtuluş beraatı yazılmasını emredecektir.”[391]
144- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Cenaze namazını kıldığınız bir ölü için hululü kalp ile dua ediniz.”[392]
145- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Farz namazlarınızı kıldıktan sonra şu duayı on kere okuyunuz " La ilahe illalahü vahdehu la şerikeleh, lehül mülkü velehül hamdü, ve hüve ala külli şey'in kadir." Manası: Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur. (O tektir.) Ortağı eşi ve benzeri yoktur. Her varlığın mülkiyeti onundur. O, her şeye hakkıyle kadirdir. ( kim bu duayı okursa, bir köle azat etmiş gibi sevap alır.”[393]
146- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kul namaza durduğu zaman, rukuya varıncaya kadar sevapları başına dökülür. Rukudan secdeye gidinceye kadar o kişinin her tarafını Allah'ın rahmeti kaplar. Secde eden her mü'min, Allah'ın huzurunda secde eder. Öyleyse ne dileği varsa, o anda istesin.”[394]
147- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Mü'minin Rabbine en yakın olduğu zaman, secde halinde ikendir.”[395]
148- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Birinin namaza başladığı vakit uzuvlarını kımıldatmasın. Namazın içerisinde Yahudilerin sağa sola meyil ettiği gibi yapmasın. Zira namaz içinde uzuvları teskin etmek, namazı tamamlayan sebeplerdendir.”[396]
149- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“İnsanoğlu secde ayetini okuyup secdeye vardığında, Şeytan ağlayarak kaçarken şöyle der:”
"Bana yazıklar olsun, ademoğlu secdeye emir edilir edilmez hemen secdeye kapanıp, böylece cennete girmeyi hak etti. Ben secde etmeye emrolundum (fakat secde etmeyerek bilakis ) isyan ederek cehenneme girmeyi hak ettim.”[397]
150- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“İmam (akşam, yatsı ve sabah namazlarında ) açıktan okuduğu vakit siz sukut ediniz.”[398]
151- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Biriniz camide namaz kıldığı zaman, namazından sünnet olanın bir kısmını erteleyip evinde kılsın. Çünkü yüce Allah böyle evleri feyz ve bereketiyle şereflendirir.”[399]
152- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Cuma günü imam hutbe okurken yanında konuşan arkadaşına: " Sus konuşma." dediğin takdirde, sen de ( onun gibi ) boş konuşarak cumanın adabına aykırı hareket etmiş olursun.”[400]
153- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namaz kılmağa başladığın zaman, bir daha dönüp kılamayacak bir kişinin korku ve huzur içinde kıldığı namaz gibi namazını kıl Sonra da özür dileyerek ( boş ve zararlı) sözler konuşma. Başkasının elindekine göz dikmekten şiddetle kaçın.”[401]
154- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Cuma günü olduğu vakit, her caminin kapısında bekleyen melekler, camiye gelen cemaatin önce ve sonra gelenlerini, evlerinin yakın ve uzak olşşuna göre isimlerini tesbit ederek sevaplarını yazarlar İmam minbere çıkıp oturduğu anda, melekler de ellerinde, bulunan sevap defterlerini kapatarak hutbeyi dinlemeğe koyulurlar. Erkence cuma namazına gelen ilk kişi, bir deve tasadduk eden kişinin kazandığı sevap, kadar sevap kazanır. Ondan sonra gelen ikinci kişi, bir sığır tasaddut eden kadar, üçüncü gelen bir koç, dördüncü ve beşinci gelen bir koyun, altında gelen kimse ise bir yumurta tasadduk etmiş kadar sevap alır.”[402]
Namaz, yeryüzü üzerindeki islâm dininin kalbi olan Kabe'ye yönelmiş yürekleri, Biricik Allah'a bağlanmış olmanın coşkunluğunda birleştiren ve bütün müslümanları aynı yolun doğruluğunda birleştirip birbirine öz kardeş yapan talihli bir yolculuğun ilk ve son konağıdır.
Namaz, namaz kılmayanları ebedî aldanmışlar diye sayıp, onlara yürekten acımanızı ve onlar hesabına Ulu Allah'tan gece-gündüz rahmet ve hidayet dilememizi gerektirecek derecede zengin bir ilâhî hazinedir.[403]
155- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Öğle namazından evvel kılınan dört rekath sünnet, yatsı namazından sonra kılman dört rekatlı sünnet gibidir. Yatsı namazından daha sonra kılınan dört'rekatlı sünnet ise: Kadir Gecesinde kılınan dört rekatlı sünnet kadar sevap kazanır.” [404]
156- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Abdesti soğuk, sıcak ve hastalık gibi zorluklara rağmen, tam olarak almak, yaya olarak camilere gitmek, kılman bir namazdan sonra diğer bir namazı beklemek, (sabunlu) suyun kirleri temizlediği gibi, kişinin günahlarını öylece temizler.”[405]
157- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Öylesine iki meziyet vardır ki, onu işleyen her Müslüman cennete girecektir. Uyanık olun. Çünkü o iki meziyet zor değil, bilakis kolaydır. Buna rağmen yapanlar çok azdır.
a. Farz namazlarından sonra on kere " sübhanallah " on kere de " elhamdülillah " on kere de "ellahü ekber " demektir ki, bunların; toplamı yüz elli eder. (her birisi on sevap verildiğine göre ) tartılınca bin beş yüz sevaptır.
b. Mü'min gece yatağına uzandığı zaman, otuz üç kere " ellahü ekber " otuz üç kere " elhamdülillah " otuz üç kere "sübhanallah" demesidir. Bunların toplam sayısı yüz, tartıca bin eder. Bu kadar sevaplara karşı hangimiz iki bin beşyüz tane günah işler.”[406]
“Namaz dinin ana direğidir.”[597]