20 Şubat 2012

BİR ÖNCEKİ SAYFANIN DEVAMI...2..NAMAZ

BİR ÖNCEKİ SAYFANIN DEVAMI...2

Namazdaki Amellerin Hakikati
Sana ilk ulaşan ezandır. Ezanı dinlerken kalbini ona veresin. Bir şeyle meşgul isen bırakasın. Çünkü selef (geçmiş büyükler) böyle yapardı. Ezânı duyduğu zaman, demircilik yapanın çekici havada ise, örse vurmaz, indirirdi. Ayakkabıcı iğneyi sokmuş ise, çıkarmazdı, öyle bırakırdı. Yerinden fırlar kalkardı. Çünkü bu sesten, kıyamet günündeki sesi işitmesinden baş­ka bir şey anlamazdı. Eğer bu sesi, yani ezan sesini duyduğun zaman kal­binde bir sevinç ve istek dolmuş görüyorsan, kıyamet günündeki sesi duy­duğun zaman da öyle olacağını anla![643]

Namazı Vaktinde Kılmanın Üstünlüğü
İbn-i Mes'ûd'un (radiyallahü anh) bildirdiği hadis-i şerifde:
“Nama­zını vaktin evvelinde kılan kimsenin namazı büyük nûr ile göğe çıkıp. Arş-ı a'lâya kadar yükselir. Kıyamete kadar, orada sahibi için istiğfar eder. Duâ edip: Sen beni muhafaza ettiğin gibi, Allahü Teâlâ da seni ko­rusun der. Namazını vaktinı geçirerek kılanın namazı nursuz olarak göğe çıkarılır. Göğe çıkınca eski bir paçavraya sarılır Geri çevrilip yüzüne çarpılır. Sahibine bedduâ edip, beni zayi ettiğin gibi, Allahü Teâlâ da seni zayi eylesin der” buyuruldu.[407]
158- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Hz. Allah her gün beş vakit namazı kullarına farz kılmıştır. Bu namazların hakkına saygı gösterip dosdoğru kılanlar için, cennete gi­receklerine dair Allah'ın vadi vardır. Kılmayanlar için cennete gir­eceklerine dair Allah'ın bir sözü yoktur. Dilerse onları cezalan­dırır, dilerse lutfu keremiyle af edip cennetine kovar.”[408]
159- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Günde beş vakit farz namazı vardır. Kim bunları kılarsa, ken­disine kıyamet günü nur, burhan ve her türlü ataptan kurtuluş vesi­lesi olur. Kılmayanlar için, nur, değil ve azaptan kurtuluş vesile­si diye bir şey yoktur. Kıyamette Fravn, Karun, Haman ve Übeyyü b. Halef gibi kafirlerle birlikte haşır meydanına geleceklerdir.”[409]
160- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“İslam ümmetinin öyle seçkinleri vardır ki, siz onları severseniz onlar da sizi severler. Siz onların cenaze namazlarını kılarsanız, onlar da sizinkini kılarlar, İslam ümmetinin arasında öyle kö­tü kimseler vardır ki, siz onlardan nefret ederkeniz, onlar da sizden nefret ederler. Siz onlara lanet ederseniz onlar da size lanet ederler.”[410]
161- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sizden en iyiniz, namazda kolaylık gösteren kimselerdir.”[411]
162- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Yerlerin en iyisi camilerdir. En kötüsü ise sokaklardır. (Çünkü ahlakı bozan her şey sokaklardan öğrenilir.)”[412]
163- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“İyiliklerin en değerlisi ilk vaktinde kılanan namazlardır.”[413]
Ubade bin Sâmet'in (radyallahü anh) bildirdiği hadîs-i şerifte: “Bir kimse şartlarını gözeterek iyi bir abdest alır, sonra namaza durur, namazın ruku, secde ve kıraetini güzel yaparsa, namazı ona: “Sen beni muhafaza ettiğin gibi, Allahu Teala’ da seni muhafaza etsin” der. Sonra bu namaz nurlu olarak, parlıyarak göğe çıkar. Gök kapıları açılır Allahü Teala’nın katına arz olunur. Orada sahibine şefâatte bulunur. Kıraet rüku ve secdelerini tam yapmayanın namaz, ona: “Beni zayi' ettiğin gibi Allahu Teala’da seni zâyi’ etsin” der.[414]
164- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Akşamdan sonra batı tarafında kırmızı bir ışık meydana gelir. O kaybolduğu zaman yatsı namazının kılınması vacip olur.” [415]
165- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“En iyileriniz, yolculukta dört rekatlı namazları ikişer rekat kılar. ( Açlık ve hastalık gibi tehlikelere düşmemesi için ) orucunu bozar.”[416]
166- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kadınların namazlarının en efdali kendi evlerinde kılacağı na­mazlardır.”[417]
167- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Erkeklere ait olan safların en hayırlısı birinci saf, (sevapça) en hayırsızı son saftır. Kadınların ise bunun aksine olup en hayırlı­sı geride kalan saf, hayırsızı da ön saftır.”[418]
168- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Saflarınızı düz ve sık tutunuz. Yoksa boşluklara şeytan gelir.”[419]
169- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Safları sımsıkı yapıp, birbirine yaklaştırınız. Saflarda bulunan kişilerin boyunları aynı hizaya gelecek şekilde düzeltiniz.”[420]
170- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Hz. Allah, ikindi namazından evvel dört rekat sünnetleri kılanlardan razı olsun.”[421]
171- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Hz. Allah, gece namazına kalkıp kendisi kılan ve hanımını da uyandırıp kıldıran kimselerden razı olsun. Eğer hanımı kalkmaz ise yüzüne su serperek onu uyandırmağa çalışır”.[422]
172- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Hz. Allah, gece namazına kalkıp kendisi kılan ve kocasını da uyandırıp kıldıran kadınlardan razı olsun. Kocası uyanmadığı takdirde yüzüne su serperek uyandırmağa çalışır.” [423]
Sonra bu namaz nursuz olarak göğe çıkar. Gök kapıları kapamr. Sonra bu namaz eski bir bez gibi dürülüp, geri çevrilir. Sahibinin yüzüne vurulur” buyuruldu
İbn-i Mes'ûd (radyallahü anh) anlatır: Peygamber efendimize (sallaliahü aleyhi ve sellem) hangi amel daha üstündür? Dediğimde:[424]
173- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Allah’ını hakkıyle bilen bir kimsenin kılacağı tek bir namaz Al­lah’ını hakkıyle bilemeyen cahil bir kimsenin kılacağı bin namazdan daha hayırlıdır.”[425]
174- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“İki rekatlık sabah namazı, dünya ve dünyada bulunanlardan da­ha hayırlıdır.”[426]
175- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Misvak kullanarak alınan abdestle kılman iki rekatlı namaz, misvaksiz olarak kılman yetmiş rekatlı namazdan daha hayırlıdır.”[427]
176- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Başı kapalı olarak kılınan iki rekatlı namaz, başı açık kılınan yetmiş rekatlı namazdan daha hayırlıdır.”[428]
177- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kılınması kolay olan iki rekatlık bir namaz, dünya ve dünyanın üzerindekilerden daha hayırlıdır. Eğer emrettiklerimi yerine ge­tirirseniz, hazende ve seferde her türlü zorlukları yenersiniz.”[429]
178- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sünnet olarak kılıp küçük gördüğünüz ve bu din kardeşinizin farz namazlarının üzerine fazla olarak kıldığı iki rekatlık namaz onun için bütün dünyadan daha hayırlıdır.”[430]
179- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Gece kılınan iki rekatlık na­maz küçük günahları temizler.”[431]
180-Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Takva ile kılman iki rekatlı namaz, Allah'tan hakkıyla korkmayanların kılacağı bin rekatlı namazlardan daha hayırlı ve üstündür.”[432]
“Amel­lerin üstünü, namazı vaktinde kılmak, anne ve babaya iyilik etmek ve Al­lah yolunda cihâddır” buyurdu. Diğer bir hadîs-i şerifte de: “Namazın evvel vakti, Allahü Teâlâ’nın rızâsına, vaktin ortası da Allahü Teâlâ’nın rahmetine kavuşmak zamanıdır.[433]
181- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ey Ebu Bekir, Yüce Allah ibadetlere karşı olan hırsını artırsın. Fakat (namaza yetişemeyeceğim diye acele ederek ) koşma”.[434]
182- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“YüceRabbim, farz namazlarımın üzerine bir de vitir nama -. zını ekledi. Bunun vakti yatsı namazıyle fecir arasındadır.”[435]
183- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Öğle namazının ilk sünnetlerinin vakitleri, güneş semanın ortasından batıya doğru kaydığı anlarda başlar. Bu namaz da, bütün varlığıyle Allah'a bağlanmış seçkin kişilerin kıldığı namazdır. En üstün derecelisi ise, hareketin şiddetli olduğu zaman kılınan namazdır! ( Sevabı da o kadar çoktur.)”[436]
184- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
"Sübhanallah " bu gece Allah'ın yeryüzüne indirmiş olduğu fit­neler ve açtığı rahmet hazineleri ne kadar boldur. Öyleyse şu adala­rın sahiplerini gece namazları kılmaya kaldırınız. Çünkü dünyada rahat ve bolluklar içerisinde yaşayan ve çeşit çeşit ipekden elbiseler giyen o kadar çok kimseler vardır ki, bunlar kıyamet günü mahşer meydanına çıplak olarak geleceklerdir.”[437]
185- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Rukuya varınca ( en az ) üç kere "sübhane rabbiyel azim "sec­deye vardığınız zaman da yine üç kere "sübhane rabbi yel a'la" cüm­lelerini söyleyiniz.”[438]
186- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namaz da saflarınızı düzgün ve tam yapınız. Çünkü saflar iri muntazam olması namazın tamam olmasının sebeplerindendir.” [439]
187- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Her sahada saflarınızı muntazam yapınız ki, kalbleriniz de iyi ve düzgün olsun.”[440]
Vaktin sonu ise Allahü Teâlâ’nın afvına kalmış bir zamandır” buyuruldu. Nitekim Allahü Teâlâ Mâûn sûresi dört
ve beşinci âyetlerinde: “Namazlarını insanların yanında kılıp, yalnızken terk edenlere şiddetli azablar vardır” buyuruluyor. Ya'nî namazlarında gafletle davranıp, önem vermiyenlere, vaktini geçirenlere şiddetli azab vardır.[441]
188- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Saflarınızı düzgün yapınız, böyle yapmadığınız takdirde, Yüce Allah da yüzlerinizi birbirinizden çevirir. Böylece aranızda anlaşmazlıklar baş gösterir.”[442]
189- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, namaza başlarken ( iftidah tekbirinde ) ellerini kulakları hizasına doğru kaldırır.”[443]
190- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, namaza durdukları zaman, sağ elini sol elinin üzerine koyup bileğinden tutardı. ( sonra göbekle göğüsün arasına indirirdi.)”[444]
191- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazın içinde istenmeyerek yapılan her yanlışlık için, selam verdikten sonra iki secde (sehf secdesi ) yapılır.”[445]
192- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Her namaz için üç türlü mükafat vardır:
a. Semanın ortasından başının üzerine feyz ve bereketlerin sa çılması.
b. Ayakların bulunduğu yerden semaya kadar her tarafın me­leklerle kaplanması.
c. Bir meleğin, şu namaz kılan kişi, kimin huzurunda ve kime karşı namaz kıldığını bilseydi asla namazdan çıkmazdı, sözünü söylemesi.”[446]
193- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Yahudiler üç şeyden ötürü bizi kıskanıyorlar;
a. Müslümanların birbirleri ile karşılaştıklarında selamlaşmaları.
b. Duadan sonra " Amin " demeleri.
c. Rukudan kalkınca "Allahümme Rabbena Lekel Hamd. "(Rabbimiz, yetiştiricimiz ancak sensin, her türlü hamdüse­nalar sana mahsustur.) cümlesinin söylenmesi.”[447]
194- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namaz kılanın önünden geçmek isteyen bir kimse onun ne kadar günah olduğunu bilseydi kırk beklerdi de yine geçmezdi. Çünkü kırk beklemek namaz kılanın önünden geçmekten çok daha hayırlıdır.”[448]
195- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şayet insanlar ezan okumanın ve birinci safta yer almanın ne kadar hayırlı olduğunu bilselerdi, buna ancak kur'a çekmekle kavuşmak isterlerdi. Yine eğer sıcakların bastırdığı zamanlarda namaza gitmenin sevabım bilmiş olsalardı, bunun için de muhakkak yarışa katılmayı ihmal etmezlerdi. Yatsı ve sabah namazmdaki sevabın ne kadar olduğunu bilselerdi, emekleyerek bile olsa yine (camiye ) gi­derlerdi.”[449]
196- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ümmetime bir meşakkat olacağından korkmamış olsaydım abdestin farz olması gibi misvak kullanmanın da farz kalınmasını isterdim.”[450]
197- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Burada bulunanlar bulunmayanlara haber versin. Sabah nama­zından sonra iki sehif secdesinden başka her hangi bir nefale namaz kılmayınız.”[451]
198- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kulun imanı ile küfrü arasında fark namazı kılıp kılmamasıyle olur. Kul namazı terkettiği zaman, Allah'a şirk koşmuş kadar günaha girmiş olur.”[452]
199- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Farz namazların içerisinde, cuma günü (sabahı) cemaatle kılınacak sabah namazından daha üstün bir namaz yoktur. Kim ki bu namazı kılarsa, Allah'ın affına mazhar olacağından hiç şüphem yok­tur.”[453]
200- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sizden biriniz kılacağı namazı şevk ve neşeli olarak kılsın. Ancak yorulup bitkin bir duruma düştüğü zaman oturup istirahat etsin.”[454]
İbn-i Abbas (radiyallahü anhümâ) bu âyet-i kerîmeyi namazın terki değil, vaktinin geciktirilmesi şeklinde tefsir etmiştir. Sa'd (radıyallahü anh) der ki, Resûlüllaha, Allahü Teâlâ’nın: “Ellezine hüm an salâtihim sâhûn” kelâmını sordum.
“Onlar namaz vakitlerini geçirenlerdir” buyurdu, Allahü Teâlâ Meryem sûresi altmışıncı âyetinde:
“Bu peygamber­lerden sonra kötü insanlar geldi. Namazı terkettiler. Nefislerinin arzula­rına uyup günah işlediler. Âhirette azab görürler, Gayyâ'ya atılırlar buyuruyor.”[455]
201- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“İkindi namazını terkeden bir kimse, sanki ehlini ve malını kaybetmiş kadar zarar görür.”[456]
202- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namaz kılmak veya Allah'ı anmak için camiye giren bir mümine, Yüce Allah, kaybolmuş oğlunu bulan bir kimsenin sevinmesi kadar sevinir.”[457]
203- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Allah'ın nezdinde, saftaki boşluğu dolduracak maksadiyleora­ya doğru yürüyüp ayakları tozlanan kimse, ondan daha sevimli bir yere yürümemiştir.”[458]
204- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kul secde yapmaktan daha ziyade hiç bir şeyle Allah'a yaklaşamaz.”[459]
205- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Yolculuğa çıkan bir kimse, geriye evinde kılacağı iki rekatlı namazdan daha iyi bir hediye bırakacak değildir.”[460]
206- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Müslümanlar üç safla cenaze namazını kıldıkları imanlı bir ölünün cennete girmesi gerekir.” [461]
Berâ bin Azîb (radıyallahu anhııma) bu âyet-î Kerîmedeki Gayya, Cehennemde bir vadidir dedi. İbn-i Abbas (radıyallahü anhümâ). Cehennemdeki Gayya denilen vadiye, ancak namazların vakitlerini za­yi' edenler girer dedi.[462]

Namazın Hakikati
Namaz kılacak olanın önce niyyet etmesi, Kâ'beye dönmesi ve kendi­ni Allahü Teâlâ’nın huzurunda bulması ve Allahü Teâlâ’nın Şuarâ sûresi, ikiyüz onsekiz ve oridokuzuncu âyetlerinde: “Gece teheccüde kalkınca ve farz namazım kılarken, kıyam, rükû' ve secde vaktinde seni gören rabbine tevekkül et” ve hadîs-i şerifte: “Allahü Teâlâ’ya onu görür gibi ibâ­det eyle, zira sen onu görmüyorsan, o seni görüyor” ma'nâlarına uyarak kendinin Allahü Teâlâ’nın huzurunda olduğuna ve herhalde kendini Al­lahü Teâlâ’nın gördüğüne inanması, şübhe etmemesi, farz namazlarını edâ veya kazaya niyyet etmesi, ellerini kulaklarının yumuşağına kaldır­ması lâzımdır.[517]
256- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, sabah namazından sonra güneşin doğuşuna, ikindi namazından sonra güneşin batışına kadar başka namazların kılınmasını nehyetmiştir”.[518]
257- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, gündüz güneş senanın tam ortasından, batıya doğru kayıncaya kadar, cumanın dışında diğer günlerde namaz 'kılınmasını nehyetmiştir.”[519]
258- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili Peygamberimiz, namazda, su ve çorba gibi sıvı maddelere üfürülmesini nehyetmiştir.”[520]
259- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili Peygamberimiz, yatsı namazını kılmazdan evvel uyu­mayı, kıldıktan sonra da dünyalığa ait sohbet etmeyi sevmezdi.”[521]
260- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, yorgan gibi kolsuz bir kürk ve cübbesiz sadece bir don ile namaz kılmayı nehyetmiştir.”[522]
261- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kargaların buğday tanesini toplaması gibi, süratle namaz kıl­mayı, yırtıcı bir hayvan gibi secdde ellerle dirseklerin yere dayanılmasını, devenin kendisine yer tahsis ettiği gibi kişinin cami de yer ayırmasını yasak etmiştir.”[523]
262- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili Peygamberimiz, insanların camilerde birbirleriyle, mücadele etmesini nehyetmiştir.”[524]
263- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Üç kimse vardır ki, kıldıkları namazlar m sevabı bir karış dahi kendilerinden ileriye gidemez.
a) Milletin istemediği bir imamın namaz kıldırması
b) Kocasıyle dargın olan bir kadının geceyi yalnız başına geçirmesi.
c) İki Müslümanın birbiriyle dargın olup konuşmaması.”[525]
264-Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Güneş batar batmaz akşam namazını kılınız. Ve semada bulu­nan yıldızlar görünmezden evvel akşam namazını kılmak için acele ediniz.”[526]
265- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Akşam namazını kılmadan evvel iki rekat sünnet kılınız. Çün­kü bu, kılmak isteyenler için sünnet bir namazdır.”[527]
266- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“İki ve dört rekat dahi olsa gece namazı kılınız. Devamlı gece namazı kılan bir ev halkını, unutarak kılamadığı gecelerde bir melek, "Ey ev halkı kalkınız unuttuğunuz gece namazını kılınız "diye onları uyandırmağa çalışır.”[528]
267- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“İmanlı olan ölülerinizin ( iyi veya kötü olsun ) cenaze namazı­nı kılınız. (düşman cephesinde bulunan ) amirinize (iyi veya kötü ol­sun ) itaat ederek biklikte sevaş ediniz.”[529]
268- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Gece veya gündüz olsun ölülerinizin cenaze namazını mutlaka kılınız.”[530]
269- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kuşluk namazını güneş yükselip sıcaklık şiddetlendiği vakitlerde kılınız.”[531]
270-Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Herhangi bir zaruretten dolayı oturarak namaz kılanın seva­bı, ayakta kılan kimsenin sevabının yarısı kadardır.”[532]
İki el kalkarken, sanki kendisi ile Allahü Teâlâ arasındaki perdeler kalkıp, öyle bir makama ulaşmıştır ki, kendisinin her hareke­tini gören, kalbine gelen her düşünceyi bilen Allahü Teâlânın huzurunda ve nazarındadır. Etrafına bakınmak, başka şeyle meşgul olmak, dalgınlı­ğa ve gaflete gelmek o makamda olamaz diye bilmelidir. Bunun için na­maz kılarken secde yerine bakıp, sağma soluna bakmamah, başını gökyü­züne kaldırmamahdır. Kendisi duyacak kadar sesle Sübhânekeyi oku­malıdır. Bu esnada her şey'ini, her gizliliğini bilen Allahü Teâlâ’ya hitâb ettiğini bilmelidir.
271- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Cemaatle kılman namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi derece daha üstündür.”[533]
272- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kişinin camide cemaatle kıldığı namaz, kendi evinde veya bu­lunduğu sokak-ve mahallesinde cemaatsiz olarak kıldığı namazdan 20 beş derece üstündür. Çünkü birinin tam bir abdest alıp, namaz kılmak için camiye gelirse, her adımı için Hz. Allah bir derecesini yük­seltir. Ve bu durum camiye gelinceye kadar devam eder. Camiye gir­diği andan ibibaren -orada namaz için beklediği müddetçe namazın, içindeymiş gibi olur. Kıldığı yerden ayrılmadığı müddetçe melekler kendisine selavat getirirler ( istiğfar ederler ) ve şöyle derler:
“Allahım bu adamın günahlarını affet, tevbesini kabul buyur.” “Bu durum başkalarına eziyet etmediği ve abdesti bozulmadığı müddetce devam eder.”[534]
273- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namaz kılanlar arasında en fazla sevap kazananlar, evi cami­den sırasıyle en uzak alanlardır. Yatsı namazını bekleyip imam ile birlikte kılanların sevabı, imamı beklemeden tek başına kıldıktan son ra uyuyan kimselerin sevabından kat kat üstündür.”[535]
274- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Bilmiş ki, ol ki, Allah için yapacağın bir secde bir dereceni yükseltip bir günahını da sildirir.”[536]
Fatihayı okurken: “Yalnız sana ibâdet ederiz ve yalnız senden yardım bekleriz. Bize sırât-i müştekimi ihsan eyle” dediğinde kendisinin ne söylediğini düşünmelidir. Kime hitâb ettiğini bilmelidir. Bununla beraber namazda yanümamasma dikkat etmelidir. Fatihadaki on şeddeyi (bir harfi çift okumağı) gözetmelidir. Ma'nâyı bozacak nağ­meden çok kaçınmalıdır. Hanbelî mezhebinde namazda Fatiha okumak (Şâfiîde olduğu gibi) farzdır. (Hanefi mezhebinde ise vâcibdir. Kırâet farzdır). Bununla beraber kendini sırat üzerinde duruyor, sağında Cen­net, solunda Cehennem bulunuyor görmelidir. Namazı doğru olduğunda Allahü Teâlâ’dan Cenneti isteyici Cehennem azâbından kendini koruma­sını dileyici olduğunu bilmelidir. Bunların hepsi kalbin yakîni ve ak­lın hâzır olmasıyla elde edilir. Bununla beraber bir namaz şübhesiz Al­lahü Teâlâ’ya arzolunur ve onun için namazdan ancak Allahü Teâlâ katın­da makbul olan sahih olur diye inanmalıdır. Sonra zamm-ı sûre olarak dilediğini okumalıdır. Bir sûreyi tam okumak, bir sûrenin başından, ortasından veya sonundan okumaktan iyidir.[537]
275- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“İyiliklerin en üstünü, vaktinde kılınan namaz bir de anne ve babaya iyilik yapmaktır.”[538]
276- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Farz namazlardan sonra en üstün namaz gece namazı, ramazandan sonra en üstün oruç ise muharrem ayında tutulan oruçtur.”[539]
277- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kulun Rabbisine en yakın olduğu yer secde halidir. Öyle ise secde de çok dua ediniz.”[540]
278- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kulun Rabbisine en yakın olduğu yer ve vakit, gecenin en son vaktidir. Sen de Allah'a yakın olanlardan olmak istiyorsan o saatte zikirde bulun.”[541]
279- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazı kıl, zekatı ver, ramazan orucunu tut, haç farizasını yap, öyle ibadetlerini yerine getir, akrabalık bağlarım sağla, misa­firlerini ağırla, iyilikle emret, kötülüklerden nehyet, hakkın dolaştığı yerde dolaş.”[542]
280- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Saflarınızı düzgün yapınız. Çünkü düzgün safların arasına me­lekler girer. Omuzlarınızı aynı hizada tutunuz, boşlukları kapatınız, din kardeşinizin eli ile çekildiğiniz zaman iyilikle karşılayınız. Şeytana boşluk bırakmayınız. Safların arasını kapatan kimselere Allah yardım eder. Kapatmayanlardan da ilgisini keser.”[543]
Okurken, okuduğunu anlama­ğa dikkat etmelidir. Cemâatten olanlar da, imam sesli okuyunca, ona kulak verip, anlamağa çalışmalıdır. Okunan şeylerden va'z şeklinde olan­lardan nasihat, tehdîdlerden uyanmak ve bununla amel etmeğe niyet etmelidir. Sûrenin sonuna kadar böyle devam etmelidir. Zamm-ı sûre­den sonra acele ile rükû'a gitmemeli, kırâel ile rükû' aracını ayırmalıdır. Sonra rükû'a gitmelidir.
İkinci rek'atı da böyle kılmalıdır. Birinci teşehhüde oturduğunda, sol ayağı üzerine oturup, sağ ayağını dikmelidir. Parmaklarını da kıbleye doğru tutmalıdır. Sol elini sol, sağ elini sağ oyluğu üzerine koymalıdır. Teşehhüdde Ettehıyyâtü'yü okumalıdır. Sonra tekbîr ile kalkıp, yalnız Fatihayı okuyup, rükû' ve secdelerini yapmalıdır. Son teşehhüdde tehıy-yattan soma Allahümme salli ve bârik dualarını okumalıdır. Sonra Rab­bena âtinâ fiddünyâ haseneten ve fil ahireti haseneten ve kına azâbennâr gibi bir düâ okumalıdır. (Sonra Allahümme innî eûzii bike min hemezâtişşeyâtin demelidir). Yalnızsa başka düâ edebilir. İmam ile bu kadarla yetinmelidir. Müstehabdır. Cemâatten bekliyemiyecek durumda olanlar olabilir. Sonra selâm vermelidir.[544]
281- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Saflarınızı düz ve sık yapınız. Varlığın kudret elinde olan Allaha yemin ederim ki, şeytanın saflarınız arasında boz ve çirkin olan bir koyun gibi dolaştığını görüyorum.”[545]
282-Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Kabir azabının çoğu ( kurutulmayan ) bevilden olacaktır.”[546]
283- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Çok secde yapınız. Hz. Allah mü'münin yapacağı her secde ve karşılık, bir derecesini yükseltip bir günahını da siler.”[547]
284- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Biz namazların akasinde otuz üç kere “sübhanlalah” otuz üç kere “elhamdülillah”", otuz üç kere “Allahü Ekber” demeğe emrolunduk.”[548]
285- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Hz. Allah bir namaz için size mühlet vermiştir. Halbuki o na­maz sizin için (Arabların geçimini sağlayan ve en çok sevilen) kırmızı develerden daha hayırlıdır. O vitir namazıdır ki, yüce Allah, yatsı ile şafak arasında kılınmasına müsaade etmiştir.”[549]
286- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz safları bitiştiren kimselere Allah rahmet, melekler de istiğfar eder. Kim safların arasındaki boşlukları doldurursa Yü­ce Allah o kimselerin derecelerini yükseltir.”[550]
287- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Hz. Allah ve melekleri birinci safta yer alan kimselere selavat getirirler.”[551]
289- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Hz. Allah din azimetlerinin yapılmasını sevdiği ( öğle namazı­nı dört rekat kılmak ) gibi, ruhsatlarının ( seferi namazlar gibi ) ya­pılmasını da sever.”[552]
290- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz öylesine namaz kılanlar vardır ki, namazdan döndü­ğü vakit ancak kıldığı namazın sevabından onda biri, dokuzda biri, se­kizde biri, yedide, altıda, beşte, dörtte ve üçte biri veya yarısı yazılır.”[553]
291- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz kişi namaza durduğu vakit, -Hz. Allah rahmetiyle ona yönelir. Taki namazdan ayrılmadığı ya da abdesti bozulmadıgı müd detce ondan rahmet nazarını çevirmez”.[554]
292- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz ayveya güneş, birisinin ölmesi ya da doğması için tu­tulmazlar. Her ikisi de Allah'ın varlığının açık delilidir. Yüce Allah, bunların tutulmasıyle kullarını korkutur. Ay ya da güneşin tutulduğu­nu gördüğünüz zaman açılıncaya kadar namaz kılıp dua ediniz.”
293-Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz insanlar, kıyamet günü sırasıyle cuma namazına er­ken veya geç gitmelirine göre Allah'a yaklaşıp makamlarına oturacaklardır.”[555]
294- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Cennetin etrafında anlamı bilinmeyen çok tatlı nağmeler işitilir.”[556]
Bunların hepsinde namazın akıbetinden korku üzere olmalıdır. Çünkü namaza çağıran Allahü Teâlâ’dır ve namazı emreden O'dur. Namazı doğru olursa, sevabı verecek yine Allahü Teâlâ’­dır. Doğru olmazsa ikab edicidir. Namazı bitirince şeriata ve ilme uygun olup olmadığına dikkat eder. tüm ve şeriat doğruluğunu bildiriyorsa, na­maz kılan Allahü Teâlâ’ya hamd ve setıâ etsin ki kendisine böyle namaz kılmağı nasîb etmiştir. Namazında noksanlık bulursa, Allahü Teâlâ’ya tevbe ve istiğfar etsin, sonra kılacağı namazda çok gayret göstermeği gözetsin. Kabûl olan namaz için acık alâmetler olduğu gibi, kabul olunmıyan namaz için de alâmetler vardır.[557]
295- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz kişinin kılacağı namazı uzun, okuyacağı hutbeyi kısa okuması gerçekten bir bilgiye sahip olmasının delilidir. Öyleyse na­mazınızı uzunca, hutbenizi de kısa yapınız. Muhakkak bir kısım söz­ler sihir gibi cazibeli ve tesirlidir.”[558]
296- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Cemaatin araştırmasına rağmen namaz kıldıracak liyakatli bir imamın bulunmaması kıyamet alemcilerinden birisidir.”[559]
297- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Şüphesiz günlerin en üstünü cuma günüdür. Çünkü, o günde ba­bamız Adem Peygamber yaratılmış ve aynı günde de vefat etmiştir. Yine o günde kıyametin kopacağını ilan eden sur'a üfürülerek ve insanların ölmesine sebep olan sağka" adındaki sur'â yine cumagünü üfür ülecektir. O kıyametin tehlikesinden emin olmak istiyor sanız, ba­na cuma günü çokça selavat getiriniz.” Çünkü getireceğiniz selavatlar bana olduğu gibi arzedilir. Orada bulunan sahabiler dediler ki,
"Ya, resulalah, nasıl size arzedilir? Sizler de ölüp çürüyecek değilmisiniz? " Sevgili peygamberimiz:
" Hayır, Yüce Allah peygamberinin cesetlerini çürütmeyi toprağa haram kılmiştır. Onlar her zaman sağ­dırlar.”[560]
298- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Camiye yakın olan bir evin üstünlüğü, (düşmanla savaşan) gazi bir kimsenin, evinde oturan kimseden üstünlüğü kadardır.”[561]
299- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Ramazan ayındaki cuma gününün üstünlüğü (diğer cumalara nazaran) Ramazan ayının diğer aylardan üstünlüğü gibidir.”[562]
Kabul olan namazın alâmeti, Ankebût sûresi kırkbeşinci: “Muhakkak ki namaz insanı aklen ve şer'an çirkin, kötü ve yasak olan şeylerden alikoyar. Allahü Teâlâ’yı hatırlamak tâatîn en büyüğü ve üstünüdür” âyet-i kerîmesinin ma'aâsıdır. Buradan anla­şılıyor ki, namaz sahibini fahşâ ve münkerden, ya'nî kötü, çirkin ve ya­sak olan şeylerden men'eder. Sahibini iyiliğe teşvik edici, doğru yolda bulundurucu, fazla amel ve iyilik yaptırıcı, sevablara yaklaştmcı, çirkin ve günah olanlardan uzaklaştırıcı, günah ve hataları aşağı görmede iyi ve yeni niyyetlere götürücüdür.
Bu bildirdiklerimizde imam olsun veya yalnız kullar olsun aynıdır.[563]
300- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Misvak kullanarak kılınan bir namaz, misvaksiz olarak kılınan namazdan yetmiş kat daha üstündür.”[564]
301- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazın ilk vaktinin son vaktine üstünlüğü, kıyamet aleminin dünya alemine üstünlüğü kadardır.”[565]
302- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Mescidi Haramda kılınan bir namaz, başka bir camide kılı -nan namazdan yüz bin kat daha üstündür. Benim mescidim de kılman namaz, başka mescitte kılanan namazdan bin kat, Beytül Makdis de kılınan namaz ise, başka mescitte kılınan namazdan beş yüz kat daha üstündür.”[566]
303- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Cemaatle kılman bir namaz, yalnız olarak kılınan namazdan, yirmi beş derece daha üstündür.”[567]
“Evde kılman sünnet namazının camide kılman sünnet namazına üs­tünlüğü, cemaatle kılman bir namazın, tek başına kılınan namaza üs­tünlüğü kadardır.”[568]
304- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Toplu olarak kılman namaz tek olarak kılınan namazdan yirmi beş kat daha üstündür. Gece ve gündüz nöbet bekleyen melekler, sabah namazında hep bir araya toplanırlar.”[569]
305- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Gece kılınan nafile namazın gündüz kılınan nafile namaza üs­tünlüğü, gizli verilen sadakanın açıktan verilen sadakaya üstünlüğü kadardır.”[570]
306- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“(Nafile namazın ) her iki rekatında selam vardır.”[571]
3 07- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Namazların her iki rekatının sonunda teşehhüd ver.”[572]
308- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sünnet namazların her iki rekatında teşehhüd ve selam, Peygamlerlere ve onlara tabi olanlara gereklidir.”[573]
3 09-Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Fatiha süresi bütün rekatlarında okunmayan bir namaz noksandır.”[574]
310- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sade bir tebessümle gülmek namazı bozmaz, fakat kahkaha ile gülmek namazı (hem de abdesti ) bozar.”[575]
311- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, ( birinci rekatın kıraati, ikinci rekat­tan daha uzun olsun diye ) namazda ayetleri kalben sayarak okurlardı.”[576]
312- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, yolculuk esnasında namazını bazen kısaltır, bazen de tam olarak kılardı. Orucunu da bazen bozar bazen de tutardı.”[577]
313- Sevgili peygamberimiz, Kur1 an-1 Kerim'i okurken her ayet arasında bir müddet dururdu. Mesela: “Fatihayı okurken, " Elhamdülilllahi Rabbil Alemin " der, biraz bekledikten sonra " Errahmanirrahim" der biraz daha bekler, sonra diğer ayete geçerdi.”[578]
314- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz, gece namazlarını hiç ihmal etmezler­di. Hasta ve yorgun oldukları zaman oturarak kılarlardı.”[579]
315- Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“Sevgili peygamberimiz hazerde, seferde, sihhatte ve hasta iken hiç bir zaman sabah namazının ilk iki sünnetini terk etmiştir.”[580]

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...