BATI ANADOLU'NUN TÜRKLÜĞÜ
BATI AÇIKGÖZLÜLÜĞÜ
Batılılar kendilerini Yunanlılara, Romalılara ve Hıristiyanlığa; bunları da Aryan ırka bağlarlar.
Böylece YUNAN ve ROMA medeniyetine ve Hz. İSA'ya sahip çıkmaya çalışırlar...
Buradan hareketle "dünyada tek medeni ırkın Aryan olduğunu,
Sami ve Turanilerin ise barbar olduğunu" iddia ederler.
Hele siyah ve sarı ırka hiç hayat hakkı tanımazlar.
Eskiden bunları insan yerine bile koymazlardı.
Ta ki, Japonlar Rusları yenip, Amerikalıları Pasifik'te terletinceye kadar!..
Böylece YUNAN ve ROMA medeniyetine ve Hz. İSA'ya sahip çıkmaya çalışırlar...
Buradan hareketle "dünyada tek medeni ırkın Aryan olduğunu,
Sami ve Turanilerin ise barbar olduğunu" iddia ederler.
Hele siyah ve sarı ırka hiç hayat hakkı tanımazlar.
Eskiden bunları insan yerine bile koymazlardı.
Ta ki, Japonlar Rusları yenip, Amerikalıları Pasifik'te terletinceye kadar!..
Bu fikrin etkisinde kalan Kürt ayırımcılar da, kendilerinin Aryan (Hint-Avrupaî) olduğunu ispat için olmadık yollara başvururlar...
Turanî olduklarını reddederlerse,
"Avrupalıların onları medeni (Aryan) sayacağına ve bu suretle aralarına alacaklarına" inanırlar...
Ayrıca İngiliz-Fransız-Rus ve Amerikalıların Türkiye'den parça koparıp "kendilerine bir yurt verecekler"ini zannederler!..
Bizce insanın şu veya bu ırktan olması aslında hiç önemli değildir.
Biz inanıyoruz ki, ister ÂDEM ALEYHİSSELAM'ın soyundan, ister ise maymundan gelsin;
BÜTÜN İNSANLAR KARDEŞTİR!..
Farklılık ancak, birbirine bakıp daha ileri gitmek için vardır. (1)
Ancak Batılılar daima iyi olan her şeyi kendilerine alıp, kötüleri bize bırakma çabası içindedir. (2) Bu yüzden Yunan'a, Roma'ya sahip çıkar.
O medeniyetlerin devamı olduğunu ileri sürerler...
HUNLAR'ı, MOĞOLLAR'ı ise yerden yere vururlar!..
Arkasından bütün DÜNYA TARİHİ'ni güdük Avrupa tarihçesi üzerine bina eder,
İLK ÇAĞ, ORTA ÇAĞ, YENİ ÇAĞ, YAKIN ÇAĞ diye sun'i bölümlere ayırırlar...
Buna göre Hz. MUHAMMED, Farabi, Mevlâna, Yunus Emre ve Fatih Sultan Mehmet "karanlık Orta Çağ insanı" olurken, 1800'lere kadar süren engizisyon ve kölelik, kızılderililerin etini yiyen beyazların yamyamlığı, Romalılar'ın bile yapmadığı "insanları derilerine kadar soyan" sömürgecilik, masumları fırınlıyan Hitler ve Stalin diktatörlüğü, nihayet iki şehrin bütün insanlarını yokeden atom bombası da,
REFORM(!), RÖNESANS(!) ve AYDINLANMA (!) ÇAĞI diye yutturulan
1492-2002 döneminde yer alır.
Buna daha dün, tek dişi kalmış Batı canavarının petrol için yarım milyon Iraklı'yı öldürmesi (1991), Bosna'da 200.000 TÜRK'ü yok etmesi (1993), Afganistan'ın (2002) ve Irak'ın işgali (2003) ve yine 650.000 insanı katletmesi de dahildir.
Melânetlerini hâlâ dünyanın dört bir yanında sürdürüyorlar!
Bizim tarihçiler de, her nedense, papağan gibi Batılıların yazdıklarını tekrarlar...
Bazen de bu yanlış yönlendirmeyi cazip hale getirmek için,
"Yeni Çağ'ın İstanbul'un fethi ile başladığı" gibi yalanlar uydurmaktan geri kalmazlar!..
Halbuki hiç bir Avrupalı tarihçi bunu kabul etmez!..
Onlara göre Yeni Çağ Endülüs'ün (İspanya) müslümanlardan temizlendiği (!) 1492'de başlar.
Bu tip "aydın"ların amacı Batılılara yaranmaktır!..
Batı'nın uşaklığına bile razı olan bu rezil kişilerin, TÜRKİYE'yi "Batılı" saydırmak için yapmıyacakları yoktur...
Halbuki Batılı emperyalistler kendi sınırlarını Viyana kapılarında bitirirler. (3) Ondan ötesi "Doğu"dur!..
Bu gaafiller, aslında biraz araştırsalar, Batılı bilim adamları arasında bile, hakikati gören ve dile getirenler olduğunu farkedeceklerdir.
Artık herkes tarafından kabul edilmesi gereken gerçek şudur ki,
MEDENİYET DAİMA DOĞU'DA GELİŞMİŞ, SONRA BATI'YA İNTİKAL ETMİŞTİR!..
Felsefe yine Doğu'dan kaynaklanmış, sonra Batı'ya atlamıştır.
Batı'nın "Felsefe" diye ortaya attığı her şey, 50 yıla varmadan çöp tenekesini boylamıştır.
Hiç bir peygamber Batı'da dünyaya gelmemiş, Batı'da hiç bir din ortaya çıkmamıştır!..
Goethe, Nietche, Hugo gibi düşünürler ise fikirlerini hep DOĞU felsefesi üzerine bina etmişlerdir...
Batı'da "medeniyet" diye gösterilmeye çalışılan şey sadece
PARA ve TEKNOLOJİ'dir!.. BATI ASLA MEDENÎ DEĞİLDİR!..
Bu gerçekler gözü ve gönlü açık olanların dikkatinden kaçmaz.
Daha önce de belirttiğimiz gibi, TEVRAT ve KUR'AN'da dile getirilen ilk şehirleşme ANADOLU ve MEZOPOTAMYA'da görülmüştür.
İnsanları ve ırkları Hz. NUH'a bağlar isek, NUH'un gemisi CUDİ Dağına oturmuş ve insanlar dünyaya buradan yayılmıştır.
Buna göre Ârî de, Samî de, Hamî de, Turanî de NUH'un çocuklarıdır.
Hepsinin ilk ortaya çıktığı yer ANADOLU'dur...
Bu durum sadece KUR'AN'da ve TEVRAT'ta değil, SÜMER efsanelerinın yazılı olduğu kil tabletlerde yer alır.
TUFAN bütün insanların tarihini, kültürünü, folklorünü etkilemiştir.
Öyleyse TÜRKLER'in TURANÎ veya ÂRÎ olması farketmez!..
Önemli olan ilk insandan beri ANADOLU ile olan bağlarıdır...
TÜRKLER, SÜMERLER'den, hatta çok daha öncesinden bu yana medeniyetin gerçek mirasçılarıdır!..
Bu yüzdendir ki, tarihçi Yılmaz Öztuna "Artık TÜRKLER'in ÂRÎ olduğuna inanıyorum," deme noktasına gelmiştir...
Çünkü Batılıların Ârîlere ait saydığı her güzel şeyi TÜRKLER'de bulmuştur!..
Mesela Yunan ve Roma medeniyetinin devamı olduğunu ileri süren Batılılar yıkanmasını bilmezken,
Roma hamamı TÜRK HAMAMI olarak varlığını sürdürmüş, bugün bütün dünyada bu adla üne kavuşmuştur...
Ya Doğu Roma'nın sembolü Ayasofya tipi kubbeli binalar?..
Bunlar İtalya'da mı, Yunanistan'da mı, yoksa Ortaasya ve Türkiye'de mi daha çoktur?..
Romalıların mirascısı bugünün Avrupalıları mıdır?..
Yoksa Bizans-Selçuklu-Osmanlı zincirinin son halkası bugünün Türkleri midir?..
Bunu tesbit etmek için İtalyanların, onların ataları Latinlerin, Romalıların, ve Yunanların kökünü, kökenini, nasıl medeni olduklarını araştırmak gerekir.
İşte notlarımızın 2. Bölüm'ünün amacı budur.
______________________
(1) - "... Sizden her biriniz için bir şeriat, bir yol tayin ettik.
Şayet ALLAH dileseydi, sizleri TEK bir ümmet yapardı.
Fakat verdiği ile denemek için...
Öyleyse hayırlı işlere koşun...
Hepinizin donüşü ALLAH'adır.
O, o vakit ihtilaf ettiğiniz şeyleri size haber verecektir."
(Maide Suresi, 48. Ayet)
-----------------------
Şayet ALLAH dileseydi, sizleri TEK bir ümmet yapardı.
Fakat verdiği ile denemek için...
Öyleyse hayırlı işlere koşun...
Hepinizin donüşü ALLAH'adır.
O, o vakit ihtilaf ettiğiniz şeyleri size haber verecektir."
(Maide Suresi, 48. Ayet)
-----------------------
(2) - Aslında bu işi sadece Batılılar yapmaz...
1986 yılında Çinliler,
ülkelerini işgâl etmiş, sülâlesi asırlarca Çin'e hâkim olmuş
CENGİZ HAN'ı MİLLİ KAHRAMAN ilân ettiler!..
Neden?..
Büyük insanlar başkalarına bırakılmıyacak kadar değerlidir de ondan!..
1986 yılında Çinliler,
ülkelerini işgâl etmiş, sülâlesi asırlarca Çin'e hâkim olmuş
CENGİZ HAN'ı MİLLİ KAHRAMAN ilân ettiler!..
Neden?..
Büyük insanlar başkalarına bırakılmıyacak kadar değerlidir de ondan!..
Halbuki biz, en büyük TÜRK lehçelerinden biri oğlu
ÇAĞATAY'ın adını taşımasına rağmen,
Cengiz İmparatorluğu'nu TÜRK saymaya nazlanıyoruz.
ÇAĞATAY'ın adını taşımasına rağmen,
Cengiz İmparatorluğu'nu TÜRK saymaya nazlanıyoruz.
Aynı şekilde İranlılar SELÇUKLU İmparatorluğu'na sahip çıkarlar.
SELÇUK, TUĞRUL, ALPARSLAN, gibi TÜRKÇE adlara rağmen!..
Dayanakları ise, "Selçukluların resmî dilinin Farsça olması" ve "Selçukluların başkentinin İran'da bulunması"dır!..
----------------------------
SELÇUK, TUĞRUL, ALPARSLAN, gibi TÜRKÇE adlara rağmen!..
Dayanakları ise, "Selçukluların resmî dilinin Farsça olması" ve "Selçukluların başkentinin İran'da bulunması"dır!..
----------------------------
(3) - 1987 tarihinde TRT'de yayınlanan
MEDENİYET adlı yabancı kaynaklı belgeselde,
Batı Medeniyeti'nin nereden başlayıp nereye gittiği anlatılıyor, ve endişe içinde şu soru soruluyordu:
Her medeniyet bir gün gelmiş yıkılmışsa,
Batı Medeniyeti ne zaman ve nasıl yıkılacaktır?..
MEDENİYET adlı yabancı kaynaklı belgeselde,
Batı Medeniyeti'nin nereden başlayıp nereye gittiği anlatılıyor, ve endişe içinde şu soru soruluyordu:
Her medeniyet bir gün gelmiş yıkılmışsa,
Batı Medeniyeti ne zaman ve nasıl yıkılacaktır?..
Belgeselde ayrıca Batı Medeniyeti'nin her grubu hegemonyasına alabildiğini, ancak İSLAM'ı alamadığı hayıflanarak belirtiyor,
bunun için de Batı'nın gerçek sınırının
TÜRKLER'in kapısından döndükleri VİYANA olduğu söyleniyordu!..
bunun için de Batı'nın gerçek sınırının
TÜRKLER'in kapısından döndükleri VİYANA olduğu söyleniyordu!..