Batan Güneşin Geceye Düşen Çığlıkları
Dumanlı sarı bir hüzün konaklar sevdama
Kervanları vurduğu saatlerde haydutların
Yüreğine düşen yollarda ıslanır hasret türküleri
Ve ıslığını çalmaya başlar vuslatı unutan saatler
Üşür kirpiklerime astığım resimler
Bir akşamüstü melteminde titrerken yakamozlar
Hangi istasyonu vurur aşk / demlenirken semaverde şehirler
Ellerimde solar mehtap
Düşlerime sardığım / çocukluğumdan kırık bir tebessüm
Kum taneleri prangasıyla inletirken bakışlarımı
Ürker yalnızlıklarım / saçlarıma kurduğun salıncaklarda
Tılsımını yitiren yıldızlar konar parmaklarıma
Duvağını örten gökyüzünden firari
Gözyaşlarında boğulan arabesk bir şiirdir yaşamak
İmgesel yolculuklarda yaşanan / yaşlarından sen akan
Buz sessizliğinde erirken sen
Sürgün ederken kendini / varoşlarda gecekondu saçaklarına
Ufuklarda kaybolan hayallerim / mahcupken mum alevine
Geceye vuran şavkın aydınlatır yüzümü
Açık denizlerde hükmünü sürerken tufan
Bir kız düşer haritalardan / hayali harları tutuşturan
Korkunç çığlıkları öper başakları
Ve kan kusan gece selamlar erguvanları
Ansızın bir tohum yeşerir / maviyi solduran dudaklarımda
Ansızın bir tohum / rengi bebeklerin gülüşünde
Yalınayak ışığa sarılırken içimdeki ses / sesin
Seni hangi düşte bulurum / yıkılırken cam kulelerim
Vur sürgündeki sevinçlerimi / doğmamış güneşi batır gözlerimde
Bitir saltanatını mertliğin / kuşluk vakitlerini asarken ipe
Beyaz gülden akan kan / kırmızı gül olur tende
Sevdayı musalla taşında öpen bir çocuk tutuştur nehirlerime
Leyla AKGÜL