05 Mayıs 2018

İbni Teymiyye: Yahudilere ve Hristiyanlara Özenme



İbni Teymiyye: Yahudilere ve Hristiyanlara Özenme

Kâfirlere özenmek insanı çoğunlukla ya küfre veya günaha bazen de her ikisine birden sürükler, ayrıca insana sağladığı hiç bir yarar da yoktur. İnsanı böyle bir akıbete sürükleyen şey haramdır. Sonuç olarak, kâfirlere özenmek, benzemeye çalışmak haramdır.

İnsanlar arasındaki ortak özelliklerin sayısı çok olduğu için birbirlerini etkileme oranları da çok yüksektir. Bu temel ilkenin pratik bir sonucu olarak işbirliği ve ortak yaşama halinde insanların birbirlerini etkiledikleri ve birbirlerine huylar aktardıkları görülür. Bu durum bir dereceye kadar belirli bir kişi ile o kişinin ortak yaşadığı bir hayvan türü arasında da görülür yani kişi uzun süre yan yana yaşadığı hayvanın bazı huylarının etkisi altına girer. Bu yüzden devecilerin kendini beğenmiş ve palavracı, uzun süre koyunlarla birlikte yaşayanların yumuşak başlı oluverdikleri gibi deve ve katır güdenlere de bazı deve ve katır huylarının bulaştığı gözlenmiştir. Köpeklerle fazla haşır neşir olanlarda da durum böyledir.
Bu kuralın kaçınılmaz bir sonucu olarak insanlar ortak yaşama, uzlaşma ve karşılıklı nefret azlığı ortamlarında yaşıyorlarsa birbirlerinin ahlaklarını yüksek oranda etkileyebilmektedirler. Bunun yanında görünür yönler arasındaki ortaklık veya benzerlik görünmeyen iç (batını) nitelikler arasında da yavaş yavaş oluşan, kolay fark edilmez bir ortaklık ve benzerliğe yol açmaktadır. Nitekim Müslümanlarla yan yana yaşayan Yahudi ve Hristiyanların diğer dindaşlarına göre daha az kâfir olduklarını gördüğümüz gibi Yahudi ve Hristiyanlarla çok sıkı fıkı yaşayan Müslümanların da hep kendi dindaşları ile yan yana hayat süren Müslümanlardan imanca daha zayıf olduklarını tespit ediyoruz. Öte yandan dış görünüş ve gelenekler arasındaki ortaklık -arada var olabilecek olan yer ve zaman uzaklığına rağmen- insanlar arasında benzerlik ve uyuşma meydana getirir.
”Müşrikler gibi olmayınız, bıyıklarınızı kısaltıp sakallarınızı uzatınız.” [1]
”Bizim orucumuzla kitap ehlinin orucu arasındaki fark sahur yemeğidir.” [2]
Bu yerine göre birazcık da olsa kâfirlerin bayramlarına özenmek, onların lanetlenmiş ahlaklarının etkisi altına girmeye, yavaş yavaş ilerleyen gizli bir bozulma ile haram sınırlarını zorlamaya yol açar. 
Peygamberimiz birçok mübah işlerde ve ibadet biçimlerinde kitaplı kâfirlere ters düşmeyi ümmetine ısrarla emretmiştir. Peygamberimizin bu kesin tutumu takınırken az sakıncalı konularda belirebilecek uyuşmanın onların diğer sakıncalı geleneklerine uymaya kapı açacağını düşünerek basit konulardaki karşı çıkmanın, Müslümanlarla onların diğer düşünce ve gelenekleri arasında engel oluşturmasını istemiştir. Çünkü sen bir Müslüman olarak cehennemliklerle arandaki uyuşmazlık mesafesini ne kadar geniş tutarsan, bu cehennemliklerin zihniyet ve davranışlardan o kadar daha uzak kalırsın.
”Yahudiler, gazaba uğramışlar ve Hristiyanlar da sapıklardır.” [3]
”Müslümanlar akşam olur olmaz vakit geçirmeksizin iftar ettikleri sürece, bu din üstünlüğünü koruyacaktır. Çünkü Yahudiler ve Hristiyanlar iftar etmeyi geciktirirler.” [4]
Müslümanlar ilk yıllarda zayıf oldukları için Yahudi ve Hristiyanlara karşı çıkma ilkesi ortaya konmamıştı. Fakat İslamiyet güç kazanıp egemenliğini perçinleyen bu ilkenin ortaya konduğunu görüyoruz.
Sözün kısası olarak diyoruz ki, kâfirlerin dış görünüş ve adetlerine benzemek ahlakları ve kınanmış hareketleri konusunda da hatta inanç sistemleri hususunda onlara benzemenin sebebi ve açık kapısıdır. Gerek inanç sisteminde meydana gelecek olan bozulma ve gerekse benzemeden doğacak olan ahlak ve davranış yozlaşması açıkça görülüp net bir şekilde belirlenemez. Üstelik bir defa meydana geldikten sonra farkına varılsa bile giderilmesi ya çok zordur veya imkânsızdır. Açıklamaya çalıştığımız temel ilkelerin gösterdiği gibi bu kadar önemli bir bozulmaya yol açan her sebep de şeriat koyucu tarafından mutlaka yasaklanmakta, haram sayılmaktadır.
Bu durumun günümüzdeki benzeri şöyle olabilir. Eğer bir Müslüman Dar-ul Harb’de veya böyle bir niteliği olmayan kâfir bir ülkede yaşasa, yaşadığı yörenin kâfirleri ile dış görünüş bakımından ters düşmekle yükümlü tutulmaz. Çünkü böyle bir tutum söz konusu Müslümanlara zarar verebilir. Tersine böyle bir Müslümanın zaman zaman çevresindekilerin dış görünüşlerine katılması müstehab, hatta bazı durumlarda vacip bile olur. Elbette ki eğer böyle davranmakta İslam için yarar söz konusu ise bu böyledir. Böyle bir durumda İlİm için beklenebilecek yarar yöredeki kâfirleri İslam’a çağırabilmek, onların içyüzlerini öğrenip Müslümanlara bildirmek ve bu kafirlerin Müslümanlara zarar vermelerini önlemek gibi çeşitli amaçlar olabilir.
Buharî’nin Ebu Hureyre’den -Allah ondan razı olsun- rivayet ederek kaydettiği bir hadise göre Peygamberimiz (salât ve selam üzerine olsun) bir defasında ”Ümmetim karış karış ve kulaç kulaç eski devirlerin adet ve geleneklerini benimsemedikçe kıyamet kopmayacaktır.” buyurmuştur ve sahabîlerin ”Ya Rasûlullah, Bizans ve Pers devirlerini mi kasdediyorsunuz?” şeklinde sorularına ”Onlardan başka kim olabilir ki?” [5]diye cevap vermiştir.
Görülüyor ki, Peygamber efendimiz (salât ve selam üzerine olsun) hem ehl-i kitap olan Yahudiler ile Hristiyanlara ve hem de Bizanslılar ile eski İranlılara benzeyeceklerini, onların yaşam tarzlarına özeneceklerini vaktiyle açık açık bildirmiştir.
Ebu Said-i Hudrî’nin -Allah ondan razı olsun- rivayet ettiğine göre Rasûlullah bir gün sahabîler ”Sizden öncekilerin geleneklerine kılı kılına kesinlikle uyacaksınız. Öyle ki, onlar kertenkele deliğine girse siz de (mutlaka bir hikmet vardır) diyerek oraya gireceksiniz.” buyurunca sahabîler ”Ya Rasûlullah, bizden öncekilerden kasdınız Yahudiler ve Hristiyanlar mıdır?” diye sordular. Peygamberimiz de kendilerine ”Başka kim olabilir?” diye karşılık vermiştir. [6]
”Kim bir kavme özenirse, benzerse o onlardandır.”
Bu hadisin en toleranslı yorumu Müslüman olmayanlara özenmenin yasak oluşunu gerektirdiği şeklindedir. Oysa zahirî ve kabaca anlamı bu özenmenin kâfirlik olacağı yolundadır. Tıpkı Cenab-ı Allah’ın:
”Kim onları(Yahudi ve Hristiyanları) dost edinirse onlardan olur.”
ayetinde buyurduğu gibi. (Maide, 51)
Başka âlimlerle birlikte namazda gözleri yummayı da doğru görmeyerek ”Bu Yahudilerin âdetidir.” [7]
”Sade yaşayınız, giyimde ve yemekte sadeliği tercih ediniz. 
Yaya ve yalınayak yürüyünüz.”[8]
”Kim bizim dışımızdakilere benzerse, özenirse bizden değildir. Sakın Yahudilere ve Hristiyanlara benzemeyiniz, özenmeyiniz. Yahudiler parmakları ile işaret ederek, Hristiyanlar da avuç içleri ile işaret ederek selamlaşırlar.”[9]
İbn-i Teymiyye – Sırât-ı Müstakîm
[1] Buhari
[2] Müslim, Kitab El-Sıyam, c.2, s. 771
[3]Tirmizi, Hasen/Garib
[4] Ebu Davud, Kitab El-Savm, c. 2, s. 763
[5] Buhari, Kitab El-İ’tisam
[6] Buhari, Kitab El-İ’tisam
[7](Hasan b. Muhammed)
[8]El-Aclunî, Keşf El-Hada
[9]Tirmizî
Kaynak: Küttab Medya

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...