13 Ocak 2018

Şeyh Ahmed-i Bûni Hazretleri Celcelûtiyye hakkında:



Şeyh Ahmed-i Bûni Hazretleri Celcelûtiyye hakkında: 

Ancak Hak ehli olanlara, bu dua ve vefkinin bereketiyle, insanlarda birtakım sırlar ve deliller ortaya çıkmaktadır. 

Hayf bu duayı okuyup da kadr-ü kıymetini anlamayanlara demiştir.

ا ج ل ب و ا و ه ي ج و ا ق ل ب ف ل ا ن ا ب ن ف ل ا ن ة ا ل ى ك ذ ا و ك ذ ا 

"Ey bu isimlerin hüddâmı, bu isimlerin size karşı olan hakkı ve nezdinizdeki hürmet 
ve saygısı için filânca kadının oğlu filanca kişinin kalbini şu ve şu şeye doğru heyecanlandırarak çekiniz." der. Ve bu nüshayı başının üstünde taşırsa istenilen kimsenin kalbi ve hatırı Allah’ın izniyle isteyene doğru sevgi ve muhabbetle çekilip gider.

ا ف ض ل ي م ن ا ل ا ن و ا ر ف ي ض ة م ش ر ق ، 


ع ل ى و ا ح ى م ي ت ق ل ب ى ب ط ي ط ف ت

Bu beytin hâssaları: 



Kim bu beyti Cuma namazı vaktinde yazar ve bir de şu:

٢ ٧ ر ه ر س ب ا و ر ص ظ ى ف ح ه ا ه ا ق س ع م ح ه ب د و م ن ى د و ا ف ص د ي ه ش ٣ 

isimlerle beraber yandaki şu vefki yazarak sağ kolunda taşıyan kimse cepheye ve savaş sahasına vardığı zaman ona Allah’ın izniyle düşmanın kılıcı, mızrağı, ne oku ve ne de herhangi bir silahı isabet etmez [29]

ALTTAKİ VEVKİ ŞERİF SOLDAN SAĞA DOĞRU YAZILMIŞ OLDUĞUNDAN BENDE AYNEN SİZLERE AKTARDIM
RAKAMLAR NORMAL OLARAK SAĞDAN SOLA DOĞRU YAZIMALI İDİ

١ ١ ٢ ٤١ ١ ٢ ٧١ ١ ٣ ٠١ ١ ١ ٧
١ ١ ٢ ٩١ ١ ١ ٨١ ١ ٢ ٣١ ١ ٢ ٨
١ ١ ١ ٩١ ١ ٣ ٢١ ١ ٢ ٥١ ١ ٣ ٢
١ ١ ٢ ٦١ ١ ٢ ١١ ١ ٢ ٠١ ١ ١ ٣

و ص ب ع ل ى ا ل ر ز ق ص ب ة ر ح م ة
ف ا ن ت ر ج ا ء ا ل ع ا ل م ي ن و ل و ط غ ت

Bu beyti 28 defa okuyan kimseye yüce Allah bilmediği ve düşünmediği yerlerden rızık ve hayırlı şeyler gönderir, onu kimseye muhtaç etmez. Bu beyti okuyan tüccarsa Allah onun alışını verişini, alıp vermesini kolaylaştırır, malına bereket ihsan eder. Bu beyti güzelce okuyamayan kişi bir defa yazarak, öd ağacı ile tütsü yapar ve karada, denizde, seferde ve hazarda uyku ve uyanıklık halinde şu vefkle birlikte yanında taşırsa anılan şeylere nail olur. Vefk-i şerîfin şekli şöyledir

١ ٣ ٥ ٤١ ٣ ٥ ٩١ ٣ ٥ ٢
١ ٣ ٥ ٣١ ٣ ٥ ٥١ ٣ ٥ ٧
١ ٣ ٥ ٨ ١ ٣ ٥ ١١ ٣ ٥ ١
[30]

Celcelûtiyenin Hassaları

Mühim bir iş için okunmak istenirse okumadan evvel temiz abdest alarak 2 rekat namaz kıldıktan sonra okumaya başlamalı...

1 — Kuraklık için 31 kere.

2 — Ateşten ve yangından kurtulmak için (7) okuyup yangın tarafına üflemeli.

3 — Denizde fırtınadan selâmet bulmak için 31 kere okumalı.

4 — Korktuğun kimselerden bir isteğin olursa Pazar günü sabahleyin vefkı yazılıp taşımalı.

5 — Sevgi ve hürmet için Pazartesi misk ve zaf- ran, gülsuyu ile vefkı yap taşı.

6 — Salı günü öğle vakti yazılırsa silâh tesirinden masun kalır. Öd ağacı ve cavi ile tütcülemeli.

7 — Düşmanlarının dilini bağlamak için ve şerlerinden korunmak için Çarşamba ğünü güneş doğmadan yazılacak.

8 — Ticaret için Perşembe günü bir beyaz beze yazıp üzerinde taşımalı.

9 — Zenginlik için Cuma günü yazıp cavi ve karanfil ile tütsülenecek.

10 — Tabiattan olan hastalıklardan muhafaza için Cumartesi günü sabah mavi mürekkeple yazılacak.

11 — Cuma gecesi yazıp öd ve sandal ağacıyle tütsüleyip taşınırsa felç. Titreme, kâbus, zehir ve haşerat- tan muhafaza eder.
12 — Yeni bir kap içine vefkı yazılıp temiz bir su koyup içerse bütün dertlere deva’dır. Yemekten önce içilecek.
13 — Zafiran, gülsuyu ve miskle yazıp taşırsa has-talik gelmez ve hakir görenlerin nazarında büyür. Borçlu olursa borçtan kurtulur.
14 — Gebe taşırsa kolayca doğurur.
15 — Çalışmış bir şeyin geri getirilmesi için iğne ucuyla ufak bir mum üzerine kaybı yazmalı ve vefkı’da bir kâğıda yazıp muma bir iplik ile sanp elde tutmalı ve şu duayı okumalı (Allahümme inni es’elüke bi hakkı hazihil daveti şerife ve vefkll muazzam ve tamike! azi- mül â’zam entürlt (Kaybın ismi)
Mal gelene kadar çalman yerde Celcelûtiye ve dua okunacak. :
16-Hüddamım elde etmek için; 7 gün oruç tutulacak. Pazar günü başlanacak, riyazat yapılacak ve kimse ile görüşmüyeoek. Vefkı üzerinden ayırmayıp Celcelutiye’yi 7 kerre okuyacak. Bir isteği varsa gecede 70 defa okuyacak. Buhurları: Karanfil, cavi vemavi mürep- kep. Allaha ve hazret! Peygambere yalvarıp hacetini is- tiyecek. 7.nci gün bir ruhani gelir... Dileğini yapar. Ve bu 7 günden sonra fena adamlarla oturmuyacak, az yiyecek gece ve gündüz Celcelûtiyeyi 7 şer defa okuyacak. Kendini haramdan muhafaza edip ibadet ve,zikire ehemmiyet verecek.
17 — Rızık bolluğu ve zaruretten kurtulmak için günde (15) okuya.
18 — Gece dört kere okursa düşman şerrinden korunur

2. Bazı Tılsımlardan Örnekler
El-Bunî'nin "Nuranî" isimler dediği kelimelerle yapılmış tılsım-muskalarına örnekler:
"Tıhtıf halışkathud hilşıkthur bahif tayhup hin Lahştaf ifar kelşi li ismini fe ecabe küllü hayyin Lidavetihi tırfıkış hışrat veytaş küllü şeyin hilnali'eşllimut hutşuhış..."
"Beheltif seltığ azmatun atvan hekeş bukaş hiyuruş
behliyur alarkiyaz hıyırş yanış alşık alşkum mihranş başılhıt burunkus..."
Bazı muskalar ve tılsımlar da bir takım şekil, işaret, yazı ve rakamlarla yapılmıştır.
İşte onlardan da birkaç örnek:
(Büyük işler başarma tılsımı)

(Düşmanı öldürmek için yapılan tılsım)

 "Bu kare şeklindeki "Vakfı şerifi bir çocuk veya büyük adam üzerinde taşırsa, veya bir evin kapısı üzerine konulursa çiçek hastalığına yakalanılmazmış."

(Hastalıktan kurtulma tılsımı imiş.)

(Sevgi artırmak için yapılmış efsunlu tılstm(5)

Bir kimse yukardaki şifreyi bir yere yazsa ve üzerine de "Ya Allah, Ya Hakim, Ya Adl, Ya Settar, Ya Kayyum", duasını 278 veya 518 defa okursa veya bir yere yazıp üzerinde taşırsa, Cenab-ı Hak o kimseyi her türlü tehlikeden korur. Her dileğini de yerine getirirmiş.
Yukarıdaki şifre bir elbise üzerine çizilip onunla herhangi bir makam çıkılırsa, o makamda hiçbir işi geri çevrilmezmiş(6)
"Tılsımcılar, mal ve mülkün tılsım-muska ile her türlü âfet ve kazalardan korunacağını da telkin ediyorlar. "Seyyid" Süleyman el-Hüseynî şöyle diyor:
"Bu vakfı şerifi (tılsımı), bir kağıt üzerine yazıp, herhangi bir şeyin üzerine konulursa Cenab-ı Allah onu hıfz ve sıyanet buyurur.
" Tılsımın şekli şudur:
Bu tılsımlarda esma-i hüsnâ, âyet-i kerime ve dualar sui-istimal edilmektedir. Bunların, cahil halkı kandırmak için kullanılmakta olduğuna şüphe yoktur. Mesela; şu gösterilen, koruyucu tılsımın Allah'ın "Hafiz" adı üzerine yapıldığı iddia edilmektedir. Esma-i hüsnânın her biri üzerine birer, ikişer tılsım yapılıp ayet-i kerime ile karışık efsunlar yazılmaktadır. Dini bütün mü'minlerin, bunlara karşı "haza buhtanün azim" yani, "bu çok büyük bir iftiradır" demeleri icabeder."(7)
Zira bu hurafeler, müslümanların inancına, sağlığına, malına ve canına zarar verecek zırvalardır.
İmanı tam olan mü'minler bunlara kanmamak ve inanmamalıdır.
"Görülüyor ki tılsımlar, harfler ve rakamlar ile yapılmaktadır. Efsun ve tılsım kitaplarına göre harfler ve onların ifade ettikleri rakamlar tabiatüstü esrarengiz kudrete mâliktir. Harfler "ebced, hevvez"deki sıraya göre adet ifade ederler...
Yazı tarihi tetkikleriyle ispat edilmiştir ki, "ebced, hevvez..." aslında hecâ harflerinin sırasını göstermek ve sırf harfleri hatırda tutmak için tertip edilmiş, manasız sözlerden (mühmelât) ibarettir. Herşeyde esrar arayan uydurma meraklıları bu "ebced" deki mühmelâtın Şuayib Peygamber zamanında yaşamış olan altı Medyen hükümdarının adları olduğunu söylemişler ve yazmışlardır. "Kelemen" de bunların başkanı imiş. "Ebced" bir rivayete göre Yunan hekimlerinden birinin adı imiş... Halbuki bu "ebced..." Aramî alfabesindeki harflerin sırasını gösteren manasız sözlerdir. Bu alfabe sırası Aramîlerden, Nabatilara, onlardan da cahiliyet çağı Araplarına geçmiştir. Aynı kaynaktan gelen İbranî, Süryanî, Yunan ve Lâtin alfabelerinde de bu sıra, gelenek olarak, muhafaza edilmiştir. Araplar, biribirine şekil bakımından benzeyen harfleri yanyana koymak maksadıyla bu "a, b, c" sırasını bozmuşlarsa da, eski sırayı "abced hevvez" altı mühmelâtından muhafaza etmişlerdir. Harfleri, rakam gibi kullanırken de bu "ebced"deki sıraya riayet etmişler ve Arapçaya mahsus altı harf için de iki mühmel söz uydurup ilave etmişlerdir.
Yukarıda adı geçen üfürükçülük kitaplarında gördüğümüz harflerin büyük bir kısmı esma-i hüsnâ harfleri ve rakamları da, bu harflerin "ebced" hesabına göre ifade ettikleri sayıyı göstermektedir. Bazı tılsımlarda ise bu "ebced" hesabı tutmuyor."(8)
Bu arada şu küçük açıklamayı da ifade etmek istiyorum.
Yazı işaretlerinin (hiyeroglif, harf, rakam) esrarengiz sihri kuvvet ihtiva ettiğine inanan en eski kaynağı, tarihin karanlık devirlerine kadar uzanmaktadır.
Zira yazının mahiyetini bilmeyen kavimler, yazıyı keşfeden kavimlerin deri, tahta, tablet ve başka nesnelere çizdikleri çizgilerle konuşup gaipten haber aldıklarına ve bu acaip çizgilerde tabiatüstü esrarlı kudred bulunduğuna inanıyorlardı'9'.
Bu inanç ve korkunun cahil halk arasında bugün bile tesirini sürdürdüğünü görüyoruz. Bazı okuma-yazma bilmeyen cahil kimseler, herhangi bir muskayı alıp atmak, ya da kağıdını yırtmak istediğiniz zaman, "aman çarpılırsın" diyerek size muskalarını vermek veya açtırmak istemezler.Bunu bizzat tecrübelerimle müşahade ettim.
Muska tılsım kitapları incelendiğinde öyle anlamsız melek, cin, şeytan ve Peygamber adlarına rastlarsınız ki anlamlarını hiçbir dil ve lügatta bulamazsınız.
İşte bunlara örnekler:
a) Melek Adlan:
"Hımtıhılgıyail, Similhiyail, Hırhıyail, Sıfıryail"
b) Cin ve Şeytan adları:
"Hışıtışalkikuş, Keşikşeliğuş, Bihelhelşituş."
c) Peygamber Adlan:
"Heryail, Tefyail, Beclail, Cerfiyail..."
Yukarıda örneklerim verdiğimiz melaike, cin ve peygamber adlarına bakılınca bunların genellikle "İL" ile biten yahudi adlarına benzediklerini görüyoruz. Sebebi ise; Şems'ül Maarif yazan Ahmed El-Buni'nin, İspanya "KABBALİST'leriyle yakın ilişki kurduğu ve bu isimleri onlardan öğrenmiş olmasıdır.
Kabbalah(*); yahudilerin mistik ve iskolastik felsefeleridir. Bu felsefeye göre Yahudi alfabesindeki 22 harfin ve ifade ettikleri rakamların mistik ve sihri mahiyetleri vardır. Din kitaplarında zikredilen Tanrı adları ve sıfatlarını iyi kullanmak şartiyle, her türlü harikalar yaratmak mümkündür. Bu kabbalah marifetleri nesilden nesile gizli bilgi olarak, seçkin çömezlere öğretildi. 13. yüzyıldan sonra kitap halinde yazılmaya başlandı. İspanya ve Güney Fransa'daki en cahil yahudiler arasında yayıldı. İspanya yahudilerinden de müslümanlara geçti. İşte Ahmet El-Buni bu yol ile efsunları öğrendi (10). Oysa yukarıda adları geçen melek, cin ve peygamber adlarının hiçbirisinin İslâmiyetle ilişkisi yoktur. Cümlesi uydurma ve hayali adlardır, hurafedir.


(5) Hurafeler ve Menşeleri, s. 55+62, (Şemss'ül+Maarif'ten naklen).
(6) Kur'ân-ı Kerimin Havas ve Esran, Imam-ı Yafiî, Tercüme: Hami ERİN, s. 496-497, İstanbul, 1980.
(7) Hurafeler ve Menşeleri, s. 65-66.
(8) a.g.e., s. 57-58.
(9) a.g.e., s. 59-60.
(10) Hurafeler ve Menşeleri, s. 58-59.

(*) Kabbalah: Rivayet, gelenek anlamına gelmektedir.

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...