14 Ocak 2018

Hayvansal Tılsımlar

Tılsımlar ile ilgili görsel sonucu
Hayvansal Tılsımlar

Tavşan Ayağı : İlginç bir tılsım daha. Hem de en popüler tılsımlardan biri. 20.yy'ın başlarında bu şöhreti yakalayan tavşan ayağı tılsımı için bir çok yerde bir dolu rivayetler üretilmiştir. Kimi "tavşanın ayağı uğurlu olsaydı, tavşana da uğur getirirdi, bakın şimdi o üç ayaklı bir tavşan" dedi, kimi hayvan haklarından bahsetti ve bunun bir katliam olduğunu savundu, kimi de onun uğuruna yürekten bağlandı ve onu en uğurlu uğuru saydı. Ama var olan bir gerçek, tavşan ayağının bir tılsım olarak kullanılıyor olmasıydı. Tılsım kaybetmek uğursuzluk sayılır ama, tavşan ayağı tılsımını kaybetmek kimilerine göre ölüm, zamansız bir felaket, kimilerine göre de çok büyük bir şanssızlık olarak algılanırdı. 



Boynuz : Boynuzlar bugüne kadar birçok toplumda kah üzerinde taşımak, kah bir yere asmak suretiyle yaygın olarak kullanılan tılsımlardandır. Boğanın iriliği, vahşiliği gücü temsil ederken, çiftleşmesi doğurganlığı, çifte koşulması da bereketi temsil ettiği inancı onu bir tanrıya dönüştürür ve Antik çağ toplumları için bu durum ideal bir koruyuculuk timsali teşkil eder. Bir damına asılan ya da duvarına yerleştirilen bir boynuz o evin koruma altında olduğu inancını insanlara aşılar. Bugün altın ve gümüşten yapılan küçük ve tek bir boynuz bir zincirin ucunda boyuna asılır ve cinsel iktidar sembolü olarak kabul edilir. 




Deniz kabukları : Bilinen koruyucu tılsımların en eskisi olan deniz kabuklarının 20 bin yıl öncelerine dayanan bir tarihi vardır. Deniz kabukları dünyanın bir çok yerinde tılsım olarak kullanıldıkları gibi, süs eşyası olarak da çok yaygındırlar. Deniz kabuklarını eskiden beri bir çok şeyle ilişkilendiren insanoğlu, onu hem nazara karşı koruyucu olarak, hem de doğurganlığı temsil edici olarak kullanmışlardır. Onların yumurta biçimli şekilleri gözü hatırlattığından, cesetlerin göz yuvalarına yerleştirilirdi. Bunda amaç, ölünün öte dünyayı çürümeyen gözlerle görmesini sağlamaktı. Bu çok yaygın bir gelenek olarak bilinir. Deniz kabuğunun kadın cinsel organına benzetilen yarık kısmından dolayı,bazı eski metinler onu dişi yaşam kapısı olarak adlandırır. O güçlü bir doğurganlık sembolü olarak ve de bir tılsım olarak, doğum sancıları ve kısırlığa karşı kullanılırdı. Kimi Asya ve Afrika ülkelerinde deniz kabukları hayvanların koşum aksesuarlarına takılarak onları nazardan korumak için de kullanılmıştır. Deniz kabuklarının takı olarak kullanılmasından sonra, bunların altın ve gümüşten olan taklitleri de yapılarak çok güzel birer süs eşyası olarak günümüzde de kullanılmaktadır. Bunların mavi sırlı topraktan, akik ve kuvarstan da yapılanları mevcuttur. 




Baykuşlu Tılsımlar : Kem gözlere karşı en iyi koruyucunun yine bir başka göz olduğu varsayımıyla tasarlanan baykuş şeklindeki tılsımlar, en çok küçük bir Akdeniz adası olan Minorka'da kullanılmaktadır. En dikkat çekici özelliği gözlerin olduğu bu baykuş şeklindeki koruyucu tılsım, camdan veya metalden yapılır. Bugün bile hala popülerliğini koruyan baykuş tılsımlarının, Minorka'da evleri de büyük felaketlerden koruduğuna inanılır. Baykuşun uğursuz bir hayvan olarak bilinmesi, bu tılsımın pek fazla rağbet görmemesine yol açan en önemli etken olarak değer kazanır. Onun koruyucu rolü, pek çoklarına göre evrensel değildir. Çünkü o, gecenin şeytani yaratığı olarak bilinir. 




Köpekbalığı Dişi (Aziz Paul'ün Dili) : Kökeni Ortaçağlara dayanan ve günümüzde bile hem süs eşyası hem de koruyucu olarak kullanılabilen bir tılsım olan Köpekbalığı dişi ya da Aziz Paul'ün Dilinin, bir çok korumayı gerçekleştirdiğine inanılırdı. Bu tılsımın bu adı almasındaki nedene gelince ; Şiddetli bir fırtınada gemisi küçük bir adaya sürüklenen Aziz Paul, karaya çıkınca bir yılanın ısırmasına maruz kalır. O da buna tepki olarak o adayı kutsadı ve yılanlarına lanet okudu. O anda adadaki tüm yılanlar zehirlerini kaybettiler ve zararsız birer hayvan oldular. Bu yılanların zamanla ölmesi kayaların içinde fosilleşen üçgen şeklindeki dişleri ada halkı tarafından Aziz Paul'ün Dili olarak adlandırıldı ve bulundukları yerden çıkartılarak, üzerlerine altın, gümüş gibi montürler yerleştirildi ve kolye, gerdanlık, küpe gibi eşyalar haline sokuldular. Ama bunların aslında yılan dilleri değil, zamanla kayalarda fosilleşen köpekbalıklarının dişleri olduğu , çok sonra ortaya çıkacaktı. 




Diş ve Tırnaklardan yapılan Tılsımlar : Genelde ilkel toplumlardaki yerliler tarafından avlanan hayvanların diş ya da pençe ve tırnakları çok güçlü bir tılsım olarak görülürdü. Buna sebep olarak da hayvanlardaki o müthiş gücün, bu tılsımı kullananlara da geçeceğine inanılmasıydı. Ayı dişleri, bir kaplanın pençesi, bir kurt dişi, yaban domuzu ya da fil dişi çok rağbet gören, her birinin ayrı ayrı koruyucu bir güç yüklendiği tılsımlardı. Mesela bir ayı pençesi, doğum sırasında kadının en büyük yardımcısı olarak görülürdü. Ya da bir kurt dişi bebekleri korkulardan uzaklaştırır ve dişlerinin ağrılarını keser diye bilinirdi. İskandinav ırklarının bir çoğunda kutsal bir hayvan olarak bilinen Boz ayının pençesi, hayvanda bulunan o büyük gücün ve cesaretin tılsımı taşıyana yansıyacağı anlamı taşırdı. Bugün, bir kaplan dişi ya da pençesi, kumarbazların çok inandıkları bir uğur tılsımıdır. 




Balık Tılsımları : Yüzlerce yıl Hıristiyan dininin sembolü olan balık, haçın kabul görmesinden sonra bu itibarını yitirerek yerini haça bırakmıştı. Asırlar sonra, 20. yy' da balık tekrar ortaya çıkarak, eski unvanına sahip olmaya başladı. Balık yüzyıllar boyunca cinsel bir sembol olarak ve Büyük Tanrıçanın üreme organlarını temsil eden bir simge olarak görüldü. Eski çağlarda böyle bilinen balık, Hıristiyan olmayan ülkelerde hala kısırlığa ve cinselliğe yardımcı bir tılsım olarak kullanılmaktadır. Kimileri balık tılsımları için " şeytandan korumasa bile taşıyanı cinsel yönden zevk alarak yaşamasını sağlayacak bir tılsımdır." derler. Balık tılsımları, Kuzey Afrika ülkelerinin bir kısmında şans getirmeleri ve cinleri, kötü ruhları uzaklaştırsın diye dükkan önlerine asılırlardı. 




Yılan Figürlü Tılsımlar : Çelişkilerin hayvanı yılan, aynı zamanda da iyi bir koruyucu. Birçoğumuzun korktuğu, adının geçmesinin bile insanları ürperttiği yılan , Çağlar boyunca önemli bir tılsım simgesi olarak kullanılmıştır. Yılan şeklinde dolanmış yüzükler, yılan figürlü bilezikler ve kolyeler altınla birleşerek takı dünyasında önemli bir yer kaplamışlardır. Yılanlı tılsımların, hastalıklara karşı çok kuvvetli bir tesiri olduğu bilinirdi. Yılanı ölümsüzlük sembolü olarak da gören toplumlar vardır. Bugün Tıp dünyası bile bilinen bu ölümsüzlük yakıştırmasından dolayı yılanı amblem olarak seçmiştir. 




Kedi : Bir patisi havada, oturan ve adeta birini çağıran pozda bir kedi düşünün! İşte bu Japonya'nın en gözde uğuru olan Neko'dur. Sahibine şans getiren ve kötü talihi uzaklaştırır diye bilinen bu kedi tılsımına Japonlar Maneki Neko, yani Çağıran Kedi ismini takmışlardır. Bu kedinin kaldırdığı patisi eğer sol ise, bu, işyerine müşterileri ve bereketi çağırıyor demektir. Şayet sağ patisini kaldırıyor ise, bu da bulunduğu eve huzur ve refahı davet ediyor demektir. Bu çağıran kedilerin beyaz renkte olanları mutluluğu, sarı olanları ise zenginliği işaret eder. Kara kedi de sağlık, sıhhat çağrısında bulunur. Ev girişine ya da dükkan vitrinine konulan bu kedi, gününüzün neşe içinde geçmesini sağlayacaktır. İrili ufaklı bir çok boyutlarda bulunan bu kedi tılsımları, eskilerde tahtadan yapılırlarken, şimdilerde çiniden yapılıp, geleneksel renklere boyanmaktadır. 




Mercan (Kırmızı) : Yüzyıllardır tılsım yapımında kullanılan Kırmızı Mercan' ın , taşıyanı nazardan, cinlerden, büyü ve delilik gibi hastalıklardan koruduğuna inanılırdı. Hormon düzensizliği çeken kadınların ve doğumda zorluk çekmek istemeyenlerin üreme organları yanında bulundurduklarında kırmızı mercanın onlara yardım edeceğine inanılır. Ayrıca kırmızı mercanın bebekleri de koruduğuna inanılır. Hatta bebeklerde diş çıkmasına bile yardımcı olduğu rivayetler arasındadır. Kırmızı mercanın en etkili olduğu kullanım şekli, doğal halidir. Süsü eşyası kullanımında da kırmızı mercandan kolye, küpe ve yüzük yapılır. 




Bokböceği : Kadim Mısır'ın bu kutsal böceği. Günümüz dünyasının bile en geçerli tılsımlarından biridir. Mısırlılar onun yaratılış, erkekliğin tartışılmaz gücü, üreme, bilgelik, reankarnasyon, ölümsüzlük ve yenilenmeyle özdeşleştirirler. Bokböceği tılsımı hemen hemen dört bin yıllık bir faal yaşam süresi gösteren ve dünyadaki tılsımların içinde en uzun bir geçmişe sahip olanıdır. Bugün bokböceği simgeli yüzük, küpe ve broşlar hala hazır kullanılmaktadır. Mısır'da hala bokböceği tılsımları uğur olarak satılmaktadır. 




Kısa Kısa Diğer Hayvan Tılsımları 

Ayı : Kadınlarda ağrısız, sancısız doğumun gerçekleşmesine yardımcı olur. 
Geyik : Cinsellik sembolü olarak kabul edilir, kısırlığa iyi geldiği söylenir. 
Kaplumbağa : Ani gelebilecek ölümlere, cehaletten, acele kararlardan ve zaaflardan korunmak için kullanılır. Efsanelerde ise, ebedi yaşam sembolü , gücün ve aklın simgesidir. 
Kırlangıç : Şans ve mutluluk getirdiğine inanılır.
Yumurta : Doğurganlık sembolü olarak bilinir. Renkli taş yumurtalar evlerde sıkça bulunur. 
Koç : Doğurganlık ve güç sembolü olarak kullanılır. 
Keçi : Kısırlığa ve cinsel iktidarsızlığa karşı kullanılır. 
Kuzu : Takana koruma yapar ve kısırlığı önleyerek huzur sağlar. Bir zamanlar o da balık gibi Hıristiyanlığın sembolü olarak kabul edilmiştir. 
Yunus : Denizciler arsında pek yaygındır. Deniz kazaları ve denizden gelecek tehlikelere karşı denizcileri koruduğuna inanılır. 
Akrep : Kötülüklerden ve düşmanlardan koruduğuna inanılır. 
Çekirge : Bilhassa çiftçilikle uğraşanlar için bol ürün ve bol kazanç demektir.
Güvercin : Kutsallığın ve barışın sembolüdür, aynı zamanda yangın yıldırım ve sevgisizliğe karşı da kullanılır. 
Aslan : Sağlıklı bir yaşam, bol para, başarı, güç ve cesaretin sembolüdür.
Arı : Doğurganlık,mutluluk, refah ve aklı temsil eder. 
Boğa : Cinsel iktidarsızlığa karşı kullanılır. Sevişmeden önce yatağın altına konulduğu bilinir. 
Tüy : İş yaşamında refah ve bol kazanç getirdiğine inanılır.

Tavuk ve civciv işareti ve çözümü

Definecilikte tavuk işareti: Genel anlamda bu şekilde değerlendirmeleride vardır.Bu işaret çok ender bulunan bir işarettir.Kendi içinde dört kategoriye ayrılır.Bunlar: 1- 3 civciv 1 tavuk 2- 5 civciv 1 tavuk 3- 7 civciv 1 tavuk ( tavuğun sırtında bir civciv var ve en arkadaki civcive bakıyor. ) 4- 9 civciv 1 tavuk ( tavuğun sırtında bir civciv vardır. ) Bu kategorilerin içinde 7 civciv 1 tavuk işaretinin anlamı mevcuttur. O da şudur; öncelikle tavuğun sırtındaki civcivi kırın içinde bir tane çok değerli ve büyük altın para çıkar, daha sonra en arkaya bakan civcivin baktığı yöne doğru gidiniz o tarafta kapalı bir mağara bulmanız gerek ne varsa o mağaranın içindedir.(bazı kaynaklara görede bir tane olan altın anne civcivin yani tavuğun gırtlağındadır.) sizlere tavsiyem bir altın için işareti kırmayınız. Tavuk yalnız başına ya da yanında civcivleriyle birlikte en çok kullanılan define motiflerinden biridir.

Gerek yalnız başına tek tavuk ve gerekse beraberindeki yavruları mutlak definenin işaretidir.Bizans ve Ermeni kültürleri tarafından sıkça kullanılmıştır. Anlamları kavimlere göre değişmekle beraber, genel manadaki anlamları arayıcıyı büyük ölçüde yanıltmadan emanete ulaştıracaktır. Yeter ki daha önceden açılmış,içindekiler alınmamış olsun.Tavuk ve yanındaki civcivlerle ilgili figürlerin hangi anlamları taşıdıklarını şimdi maddeler halinde sıralayalım:Öncelikle şunun bilinmesinde fayda vardır: Genellikle tek rakamlı gruplar duvarda, çift rakamlı gruplar yerde, kayada olur. Örneğin bir tavuk ve yanında 5 yavrusu varsa bu çift gruptur, yerde olur. Ya da bir tavuk yanında 6 yavrusu varsa bu toplam 7 eder ve duvar kayadadır. Ancak bu işin istisnası şudur: 1 tavuk ve yanında 7 civcivin olduğu durumlar çoğu kez duvar kayalarda bulunduğu gibi, yere sabit yatay (yer) kayalarda da bulunabilmektedir. Tabii ki bu durumlarda definenin yeri ve şeklide farklı noktalarda aranması gerekmektedir.Şimdi bu genel bakıştan sonra, tavuk ve civciv konusunun detaylarına girmeye çalışalım: * Yerde tek tavuk başı var ve başkada hiçbir motif yoksa;Bu kesinlikle yer altında mahzen var demektir. Ve genelde resim yerde ise resmin altıdır.Duvarda tek tavuk başı varsa ibik sayısı sayılır. Her ibik 72 cm ya da 120 cm olarak gagası değil de tam tersi istikamette sayılır. Bu iki ayrı ölçünün sebebi farklı medeniyetlerin bu ölçüleri kullanmasıdır. Örnek vermek gerekirse 3 ibikli bir tavuk resmi önce 72 cm ile ölçülür. Bu mesafede çukur veya tümsek ya da taş, tuğla,kapak aranır.Bu mesafe 2.16 m yapar.Şayet burada bir boşluk tespiti yapılamazsa bu kez 3x120 hesabıyla 3.60 m. mesafede bir işaret aranır.Bu tip boşlukları dedektör ve çubuklar rahatlıkla bulabildiği gibi,üzerinde zıplayarak da çoğu kez ses ve sarsıntıdan da boşluk tespiti yapılabilir.

* Duvar kayada tavuk bir bütün halde resmedilmiş ve şekillendirilmiş ise ;Resmin bulunduğu kaya,uzaktan bakıldığında tamamen bir tavuk heykelini andırır. Bunun için iyi bir gözlem yapmak gerekir. Başka yerde tavuk aranmaz. Kayanın kendisi zaten tavuktur. Bu taktirde tavuğun kaya biçiminde gagası tespit edilir ve baktığı istikamette altında define olabilecek taş aranır. Bu taşlar küçük ve büyük olabilir.

* Tek kabartma tavuk bazen,Boynunda çan taşıyan inek gibi müjde ile beslenmiş olabilir. Bazen de tek tavuk içinden harita çıkabilmektedir.* Tavuk ve çevresine serpiştirilmiş muhtelif sayıdaki civcivler;Kesinlikle aile mezarıdır.Civciv sayısınca orada mezar aramak gerekir.Yine tavuk resminin ya da tavuk şekli verilmiş büyük kayanın etrafında civciv sayısı kadar irili ufaklı taş kayalar vardır ve çevrede bu kayalar yatmaktadır.Emanetler parça halinde bu taşların altında bulunmaktadır.Bu tip defineler çok derinde ve kaya taşların tam altında bulundurulur.

* Tavuğun bulunduğu yerde yedi dizili civciv bazen yokmuş gibi görünebilir.Ancak bunlar ışık oyunuyla ya da güneşin yansıtacağı ışığın belirlenmiş saatine hesaplanarak yapılmıştır. Bu tip gizlemeler Anadolu’da çok yerde bulunmaktadır. Örneğin Niğde’de bulunan Sungur Bey Camiinin cümle kapısının iki yanında ve sütun başlığı motifiyle işlenen kapı lambasında saçları örgülü iki adet genç kız resmi vardır.Bu iki kabartmalı resim ancak sabah güneş doğması esnasında ve belli bir saat dilimi içinde görülür. Güneşin yön kaybetmesiyle birlikte bir siluet halinde daha sonra silikleşir.Bu tip durumlarda civcivlerin ortaya çıkması için tavuğun işlendiği kayaya güneşin dik vurduğu an tespit edilerek bir saat öncesi ve sonrasında kaya üzerinde gözlem yapılır.Yada mümkün oluyorsa tek tavuğun etrafı su ile ıslatılır.Bu işlem sonucunda ortaya civcivler ya da değişik bir başka işaret veya işaretler çıkabilir. Bu takdirde çıkan işaretin ölçüleri çok önemlidir.Arama buna göre yapılmalıdır.


* Tavuk peşinde sıra ile dizili civcivler varsa ;Burası kapalı mezar olabilir. Bu tip kapalı mezarlar bir tünel yada dehlizin girişi olarak düşünülebilir.Dehlizin devamında civciv sayısı kadar mezar yada dağıtılıp serpiştirilmiş emanet vardır.

* Tek civciv tavuğun sol kanadı altında ise; Motifli kayanın hemen altında mutlak mezar bulunmaktadır.Bu tür mezarlar boş değildir.

* Tek civciv tavuğun sağ kanadı altında ise;Kayanın motifli yüzüne bakılmaz.Diğer(arka)yüzünde yine kayanın dibinde yada altında bir mezar bulunmaktadır. Bunun müjdesi . Yalnızca mezara bakılacaktır.

* Civciv var; tavuk yoksa ;Tavuk aranmaz. Çünkü kayanın kendisi tavuktur. Serpiştirilmiş sabit gibi görünen ama sabit olmayan,bir iki kişinin zorlamasıyla kaldırılabilecek taşların altı doludur.Bunlara dikkat edilmesi gerekir.

* Yemlenen tavukta tavuğa yem veren insan;İnsan aslında motif olarak resmin hemen yakınında üstü sivri alt tarafı genişleyen kayadır.Dikkatli bir bakış; bu kayanın adeta bir tavuğa yem atmakta olduğunu görecektir.Burada çok iyi bir gözlem gerekir.Adamın yemlediği civciv sayısı kadar küçük yapılı,yerde yatan taşlar vardır.Bunlar civcive benzetilir.Para bu taşların altındadır.

* Mağara içindeki civcivli tavuk ayrı anlam taşır.Bu tür mağaranın girişi dışarıdadır.Tavuğun giriş kapısı günümüzdeki kümeslerde görüleceği üzere kümese insan girişi için yapılan büyük kapının altına yada yanyana yapılan küçücük bir kapıdır.Öyleyse mağara içinde de tavuk ve civciv bulunursa bu mantık akıldan çıkarılmayacaktır.Bu emanet mağaranın içindedir.Çünkü tavuğun folluğu kümes içinde ve köşededir.Buradaki para da böyledir. Ancak derinlik fazla olabilir. (2 m. civarıdır.)

* Mağara içindeki tavukla beraber bir veya birkaç civciv varsa ve bunlardan birisi kafasını arkaya çevirmişse ;Bu yüzde yüz ikinci bir mağara girişinin varlığına işarettir. Tavuğun yönüne bu durumda kesinlikle bakılmaz. Girişi bulmak için bir su kanalı oyması bulunabilir. Mağara duvarlarında çok dikkatli bir gözlem yapılmalı.En ufak bir detay bile gözden uzak tutulmamalıdır.Bu şekil girişler iki şekilde kapatılmıştır: birincisi horasan uygulamasıdır.Eğer böyleyse burada bir açıklama ile okuyucuya bir kolaylık gösterelim; Sabit ve yerli duvarlardan horasanlı duvarı ayırt etmek için bazen tokmak ve çekiç kullanırız. Kullanılacak çekiç asla demir olmamalı tahta çekiç (küçük balyoz) kullanılmalıdır.Çünkü horasanlı ve sabit kaya üzerine yapılacak vurgularda ikisinin çıkaracağı ses çok farklıdır.En ideal olanı tahtadan mamul bir çekiç ya da balyozun kullanılmasıdır.ikincisi de yumruk büyüklüğünde taşlar, bildiğimiz harç benzeri karışımla örülmüş ve üstü Horasanlaşmış,mağara duvarlarının tabii haline uydurulmuştur.Burada da yine işaretlerinden yola çıkılarak horasanlı girişin bulunması gerekir.Bu da genellikle bir su kanalı gibi 1-2 parmak genişliğinde oyulmuş şeridin başlangıç ya da bitiş noktasıdır.Bu, mağara içindeki arayış içindir. Dışarıdaki girişin bulunması içinde yine aynı yolla hareket edilir.İçine su döküldüğünde akacak gibi olan mağaranın dışındaki bir su yolu bu giriş kapısını bize verecektir.Bu oymalar bazen çatallı olabilir.En sağlıklı yol,böyle bir su yolu bulunursa bunu en yüksek noktasından çok yavaş bir biçimde yeteri kadar su dökülerek suyun takip ettiği yolun bulunmasıdır.Gözle takip yanıltabilir.Çünkü oyulan su yolu alt eteklere inerken bilinçli olarak çatallandırılmış ve aldatıcı görünüm kazandırılmıştır.Su ise buradaki gerçek yolu takip edecek ve girişi gösterecektir.

* Sırtında civciv taşıyan tavuk varsa; o Civcivde kafasının dönüklüğünün olup olmadığına bakılır.Yoksa 50 metreyi geçmeden ileri istikamette kafa yada bütün tavuk şekli verilmiş bir kaya aranacaktır.Başı geriye yada yana çevrilmişse o istikamette aynı şekilde bakılır.Tavuk ve civciv konusunda şu bilgileri de göz önünde tutunuz:• Sırttaki tek civcivde müjde olabilir.• Sırttaki tek civcivde harita olabilir.• Sırttaki tek civcivli tavuğun çevresi ıslatılırsa kuru iken görülmeyen ek işaretler meydana çıkabilir.• 7 civcivli tavuğun ibiği varsa 2-2,5 metre civarında müjdesi olabilir.• 7 civcivli tavuğun ana parası 7 adettir.Yada çevredeki 3-5 kişinin ancak devirebileceği kadar büyük çaptaki yerde yatan kayaların altına serpiştirilmiştir.Bu mantık kavimlere göre değişmektedir.• Tavuk ve civciv sembolleri düz tarla kenarlarında kaya üzerindedir.• Tavuğun üst gagası uzun,alt gaga kısa ise emanet tavuğun baktığı istikamette (50m den az) dır.Şayet alt gaga uzun,üst gaga kısa ise o taktirde yine 50 m.den az bir mesafede ve geri tarafındadır.


KAPLUMBAĞA NEYİ SİMGELİYOR?

kaplumbaga ısaretı cevreye duyarlı bır ısarettır ve cevreyle bagımlıdır, eskı tarıhlerden bu yana bır cok kavımlerce kullanımıstır ve kabugu uzerınede cesıtlı sekıller cızılmıstır ve bu dogrultuda gelecegı temsılen yapılmıstır ozellıkle hac fıgurlu kaplumbagalar cogunlukla mezarı vermıstır.
Eskı caglardan bu yana her hayvanın her medenıyetce farklı bır degerı ve deırnlemesıne manaları vardırıste bu mantıgı yakalayabılmektır marıfet.

Bu açıdan bakarsak bizdeki kaplumbağa neleri çağrıştırıyor?

Kaplumbağa en başta azmin zaferini çağrıştırıyor. bu yonuyle malının derınde olabılecegı ve zorlu bır mantık muhasebesıne bızlerı goturecegı uzerıne cızılmıs fıgurlerın ınsan zekasını zorluyraka ancak nokta tespıtınde bulunuabılecegını verır,
Kaplumbağa evini sırtında taşıyan bir hayvandır. Kimseye muhtaç olmayan ve dünya malı altında da ezilmeyen bir varlıktır bu yonuyle hıc ummadıgınız onemsemedıngınız bır dıkılı tas yahut basıt gıbı duran ama cok saglam beslenılmıs basıt gorunumlu bır kaya altında yahut yıne bır kayanın ıcerısıne yapılmıs zulada malını barındırabılecektır.

Kaplumbağa bilgeliğin sembolüdür. Uzun yaşayanın tecrübesi de çok olur. Hayatı bir kitap gibi okuyabilen insanlar, yaşadıklarından da ders çıkarmışlarsa bilge olurlar. Kaplumbağa da uzun yaşamı sayesinde insanlar tarafından bilgeliğin sembolü olarak kabul edilmiştir. bu yonuyle yukarıdada ızah ettıgım gıbı ancak cok tecrubelı bır kardesımız malına ulasabılır

genel ıtıbarıyle su kaya ve toprak ucgenının bır arada bulundugu yerlerde kapak aranmalıdır. bu durumu dırek verebılecegı gıbı yardımcı ıkıncıl ısaretler sayesındede verebılır ornek bır ; yılan fıguru.

Kaplumbağa aynı zamanda sadakatin sembolüdür. Romalılar yaptıkları yeminlere sadık olacaklarını kaplumbağa figürü kullanarak muhataplarına anlatırlarmış ve bunu kabugun uzerındekı hac fıgurlerıylede teyıt etmıslerdır. ( dıkkat tılsımlıdır)

Mezar manasına geliyor. Mezarın yerini ve konumunu sağ ve sol ayak izi olması, büyüklüğü, topuk ve parmaklı olup olmadığı ve bu ayak izinin olduğu taşta kanal ve/veya delik işaretinin bulunup bulunmadığı belirler. 

Ayrıca bu ayak izinin bulunduğu kaya civarında işaretler de kesin olarak bulunur. 
Bunlar; 
Kanal (Genelde 3cm genişliğinde olur, ama değişebilir) 
Delik 
Yanyana dizilmiş doğal hissi veren ama arasında kanal gibi boşluk olan kayalar gibi işaretlerdir. 

Dikkatle incelersen bunları tesbit edebilirsin. evet ayak izi mezar gösterir. yakınında toprak altında kayaya oyma tepsi işaretide olabilir..genelde ayak izinin arkasında oluyor mesafe 20metreye kadar vara bilir toprak altında taşın içinede oyma olabilir gerisi sana kalmış. taşlarda kanal olabilir,delik üzeri toprakla kaplı kayalar olabilir kayaların tepe kısımları toprak üstündedir ön taraflarını yokla giriş olabilir bir inceleme yap kolay gelsin? Arkadaş ayak izinin iki insan boyu önünden ize doğru bak.
PARMAKSIZ AYAK IZI: AYAK İZİNE GELİNCE HAKİKATEN GÜZEL BENİM ACİZ ANE YORUMUM AYAK İZİNİN İKİ BOY ÖNÜNDEN İZE DOĞRU EN FAZLA 1.5 METRE DERİNLİKTE OLMAK ÜZERE KAZ NASİBİN BOL OLSUN.

Sağ ayak resmi ise ayak parmakları istikametinde sağ taraf araştırılır. Sol ayak resmi ise ayak parmakları istikametinde sol taraf araştırılır. Hem sağ hem sol ayak izi yan yana ise ayak izlerinin istikametinde bakılır, ileride farklılık gösteren yerler araştırılır. İddiaya göre tek ayak resmi varsa gömü yakında, iki ayak izi varsa gömü uzaktadır.
Mağara taban,tavan veya duvarındaki oyulmuş veya çizilmiş ayak izinin herhangi bir yere basıldığında mekanik olarak çalışan bir tuzağın olduğunu ve çalıştıktan sonra durdurulamayacağını simgeler. Basılan yer tuzakları bir tane olabileceği gibi bir kaç tane değişik tuzakta olabilir.
SOL AYAK IZI PARMAKLI: bu bir sol ayak çizimi örneği ben öncelikli olarak bundan önce sağ ayak varmıydı diye araştırım eğer varsa ve bu ayağın yanında mutlaka küçük bir ayrıntı olur çizik yada çok küçük bir delik ırmak içinde mi yoksa arzi üzerindemi olduğunu dikkate alırım. ve eğer arzzi üzerinde ise hizasında gözle yakalayacağın çakılyığını taş yığını farklı bir taş yada çökmüş alan araştırırım eğer yanından kayanın altına doğal bir çizik varsa ve yeri muhtemelen mezar üzeridir ancak yamaç bir arazida 250 m ye inen bileçek çöküntü yada yükseltisi olabilen bir yer gözlemlerim önce boş bir oda bulursun
PARMAKSIZ OLANI: mutlaka parmağı bulunmalı parmak oyuk yada kabartma olabilir yada parmak şekli verilmiş bir kaya olabilir şüpheci araştırmacı olan defineci yolu yarılamış sayılır. bak şöyle düşün adam ayağı kayaya oyduğunu düşün işin önemi netaraftan dikkate alacaksa orayı daha baskılı yapmıştır ki aşınması çabuk olmasın çabuk kaybulmasın diye ayak kaymışmıdır yoksa raht bir şekilde mi basmıştır kişinin ağırlığı ayağın hangi tarfına etki etmiştir SAĞ AYK İZİ VARSA: sol ayağını bulmanı tavsiye ederim tek olacağı çok az tutar bu ayak işinde sen siteler de yazılanları ölçü olarak al ama kendi becerini mutlaka koymalısın arazi yapısından alda ozamnki insanları şuanki teknolojile yaşamadığına kadar düşün melisin
NOT: parmaksız ayakta 70 adım gerıye bak ikinci işareti ara oyuk kuyucuk olabılır.
SAĞ AYAKSA: SOL TARAFA DOĞRU YAKLAŞIN 10-15M CİVARINI ARAŞTIR DİYECEM.

AYAK (SOL ÇARIKLI): Bulundugu kayanın 60 cm ıle 10 m mesafesındedır. Ayak ucu veya ayagın iç yönündedir cihaz kontrolu gerekır.

OYMA ÇIPLAK İNSAN AYAĞI İŞARETİ: 
Bu işaret roma-bizans dönemine aittir. Yerde düz kaya üzerinde olmalıdır. Bir insen çamura çıplak ayağı ile basar da nasıl izi kalırsa bu işaret de aynın o şekilde olmalıdır. Bu işaret şu şekilde çözülür. Öncelikle ayağın sol ayak mı yoksa sağ ayak mı olduğuna bakılır. Biz sol ayak olduğunu kabul edelim. Şekil-7 den de görüleceği gibi ayağın boşluk kısmından itibaren sağ tarafa doğru 9-12 metre mesafede küçük bir yığma yada rengi değişik bir taş olmalı. Eğer taş varsa altını kazın en fazla 80 cm de, eğer tümsek varsa tümseği kazın. Böylece hedefe ulaşacaksınız.(bizzat denenmiş bir işarettir). Eğer ayak sağ ayaksa bu seferde sol tarafa yönelmeniz lazım.(şekil-7)

OYMA ÇARIKLI İNSAN AYAĞI İŞARETİ: 
Bu işaret de yine düz bir kaya da ve yerde olmalıdır. Eskiden ayakkabıya çarık denirdi. Bu işaret de ayakkabılı ayak işaret dir. Yani beş parmak belli değildir. Hazinesi, işaretin bulunduğu kayadadır. Ayağın yaklaşık 60 cm önünde kayayı kırınız.%80 boş çıkmayacaktır. Ama bazı durumlar da boş çıktığı da olmuştur.(şekil-8)
ayak izleri tuzaklı paranın işaretlerinden biridir
iki ayak demek iki tuzak demektir
ayak uçlarının izlenmesi yönünde istikamet gösterir

bazen tuzak olabılır ayak ızınde dıkkatlı ol

genelde ayak işareti su kaynaklarına goturur. Parmaklı ise merdıvenlı ara. Degırmen merdıvenlerı kale merdıvenlerı gıbı. Ama genel olarak su kaynaklarına goturur. Derın olması arazının yukseklıgını verır. Yon ıse guney batıya dogrudur

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...