Osmanlı Hukuk Sistemi Açısından
Kardeş Katlinin Değerlendirilmesi
Osmanlı Devletinde kardeş katli uygulaması , ilk defa Yıldırım Bayezit’in harb meydanında babası I. Murat’ın sehit olmasını müteakip ileri gelen devlet adamlarının tavsiyesiyle kendisi gibi harbe istirak etmis bulunan kardesi Yakub Bey’i cülusunda öldürtmesiyle baslamıstır (1389) . Yıldırım Bayezid büyük oguldur ve I. Murat ölürken onun yanında bulunmustur. I. Murat ölüm anında devlet erkanının oybirligiyle onu hükümdar seçmistir. O sırada Kosova savası henüz sona ermemistir. Yakub Çelebi ise ordunun bir bölümü ile savasa devam etmektedir Yakup Çelebi’nin de tahtta esit hakkı bulundugunu çok iyi bilen devlet erkanı, o kritik durumda ordunun bir bölümünü elinde tutan sehzadenin babasının ölümünden haberdar olmasını yerinde görmemis ve o zaman için isabetli sayılacak bir kararla bu sehzadenin bogdurulmasına karar vermislerdir. Ancak olay ordu tarafından hiç de iyi karsılanmamıstır. Yakub Çelebi’nin, katlini haklı gösterecek bir isyan suçu isleyip islemedigi tartısmalıdır . I. Bayezid’den önceki Osmanlı padisahlarında, bildigimiz kadarıyla, kardes katline rastlamamaktayız. Osman Bey, kendisi baskan seçildikten sonra bunu bir
türlü hazmedemeyen ve yegeni aleyhine faaliyette bulunan amcası Dündar Beyi (bir rivayete göre bizzat) öldürmüstür (1298) . Orhan Beyin ise, kardeslerini öldürdügüne dair bir kayıt yoktur. Bilakis kardeslerinin tahta geçmesi için yardım ettikleri söylenir . Orhan Bey aynı zamanda en büyük oguldur. Orhan Bey’in en büyük oglu Murad’ın hükümdarlıgına kardesleri Halil ve İbrahim itiraz etmislerdir. I. Murad da kardeslerini bu baskaldırmaları yüzünden bertaraf etmistir. I. Murad devrinde oglu Savcı Bey babasına isyan etmis ve bu isyan nedeniyle katlettirilmistir .
I. Bayezid’i takip eden Fetret Devri, esit derecede saltanat hakkına sahip sehzadelerin kanlı didismelerine yol açmıstır. Çelebi Mehmed tarafından İsa (1405) ve Musa (1413), Musa tarafından Süleyman (1410), katledilmis ve hareketli olaylardan sonra devleti tekrar birlige kavusturan I. Mehmed öldügü zaman henüz kardesi Mustafa’yı bertaraf edememistir. Bununla beraber I. Mehmed, kardes katillerinin Orta Asya gelenegine uygun olmadıgım belirten Timur oglu Sahruh tarafından protesto edilmistir. I. Mehmed’in bu protestoya verdigi cevap artık kardes katlinin Osmanlı kamu hukukuna yerlesmek üzere oldugunu gösterir. Ona göre “Osmanlı ataları baslangıçtan beri tecrübe ile her seyi çözümlemislerdir. ki padisah bir memlekette barınamaz, hususu ile etrafındaki düsmanlar daima fırsat beklemektedirler”. Bu sekilde İslam Hukukundaki egemenligin bölünmemesi anlayısına yakın bir ifade kullanılmıstır . I. Mehmed’in vefatıyla vasiyeti üzerine büyük oglu Murad hükümdar olmustur. II. Murat’ta kendisine karsı isyan eden küçük kardesi Mustafa’yı katlettirmistir (1423) . Sehzade Mustafa Karaman ve Germiyanogulları ve Bizans İmparatorlugu’nun tahrik ve tesvikleriyle maiyetinde bir miktar Rum kuvveti de oldugu halde Bursa’yı muhasara etmisse de basarılı olamamıs, fakat İznik’i ele geçirmistir. Bu hadise üzerine II. Murat isyanın bastırılmasını müteakip kardesini öldürtmüstür. Diger kardeslerine dokunmamıs gözlerine mil çektirerek iyi bir ödenek ile Bursa’da onlara yasama imkanı saglamıstır. Diger yandan saltanat iddiasında bulunan amcası Mustafa ile de çarpısarak onu bertaraf etmistir.
II. Murad’ın, büyük oglu II. Mehmed lehine tahttan feragati nedeniyle II. Murad’ın padisahlıgı sırasında oglu II. Mehmed’e veliaht gözüyle bakılmıstır. Bununla beraber her kardese aynı derecede saltanat hakkı tanınması ve egemenligin bölünmezligi prensiplerinin her ikisinin de Osmanlı devletinde hakim olması nedeniyle iki prensibi bir biri ile bagdastırmak için II. Mehmed Kanunnâmesine meshur maddesini koymustur . Bazı yazarlara göre normal sartlar altındaki ilk kardes katli Fatih ile baslamıstır. Zira Fatih Sultan Mehmed (II. Mehmed) tahta çıkar çıkmaz kundakta bir çocuk olan kardesi Ahmed’i derhal bogdurmustur (1451) . İsyan suçunu islemek söyle dursun daha yürüyemeyen bir çocugun katledilmesi ise İslam Hukuku kurallarına tamamen ters bir uygulamadır. Fatih Kanunnâmesi’nin saltanatın intikali konusunda geçerli bir kural koymaması nedeniyle taht degisikliklerinde kardeslerin katledilmesi Fatihten sonra da devam etmistir. Fatih Sultan Mehmed’in vefatından sonra iki oglu Bayezid ve Cem arasında bir saltanat kavgası baslamıstır . Fatih’in sert siyasetini yumusatacagına söz veren Bayezid’in kapıkulu ocagını ele geçirmesi ile mücadele onun lehine sonuçlanmıs ve uzun maceralardan sonra Cem, İtalya’da katledilmistir (1495). II. Bayezid aynı zamanda Cem’in oglu olan Oguz Hanı Edirne’de öldürdükten sonra, bogdurmustur (1482) . Bu olayda da her ne kadar Sehzade Cem’in bir isyanı, bir isyan hazırlıgı söz konusu ise de Cem’in oglu Oguz Han’ın herhangi bir isyan tehlikesine karsı öldürülmesinin tamamen İslam Hukukuna aykırı oldugunu söyleyebiliriz .
II. Bayezid’in son zamanlarında ogullar arasında bir saltanat mücadelesi görülmektedir. II. Bayezid ikinci oglu Ahmed’i veliaht yapmak istemisse de, en küçük oglu Selim ve diger Sehzade Korkut buna karsı çıkmıslardır. Selim yeniçerilerin destegini alarak tahtı ele geçirmis ve babasını bir emekli maası tahsisi ile Dimetokaya yollamıstır (1512) . II. Bayezid, Selim’den kendisine karsı koymadıkça kardeslerini öldürtmeyecegine dair söz almıstır. Fakat Selim buna ragmen daha önce ölmüs bulunan kardesleri Sehinsah, Alemsah ve Mahmud’un ogulları olan Mehmet, Musa, Emin, Orhan ve Osman’ı bogdurtmustur (1513) . Sonra büyük agabeyi Korkud’un saltanat istegi olup olmadıgını kontrol etmis ve saltanat isteginin varlıgını anladıktan sonra onu da katletmistir (1512) . Diger kardesi Ahmed’le yaptıgı Yenisehir savasım kazandıktan sonra onu da yakalayıp bogdurtmustur (1513) .
Sehzade Ahmed’in ogullarından Kasım Kölemenlere, Murad ise Sah İsmail’in yanına kaçmıslardır. Murad, Safevî hükümdarının verdigi onbin kisilik bir kuvvet ile Amasya ve Sivas mıntıkalarına saldırmıstır. Yavuz Sultan Selim bunu haber almıs ve İran seferine çıkma lüzumu hissetmistir. Çaldıran maglubiyetinden sonra Sah İsmail artık Sehzade Murad’ı kıskırtmamıs ve Sehzade Murad 1715’de eceli ile ölmüstür . Sehzade Kasım, Kölemenlere, Sultan Kansu Gavri’nin yanına sıgınmıstır. Selim’in Mısır’ı almasından sonra kölelerin birinin gammazlıgı sayesinde yakalanarak Mısır Valisi Hayri Bey tarafından bogdurulmus ve bası kesilmistir . Bu katledilme olaylarında özellikle bir saldırıda bulunmayan ve saklanan Sehzade Kasım’ın, yegenleri Mehmed, Musa, Emin, Orhan ve Osman’ın bir isyan tehlikesine karsılık dogrudan öldürülmesi uygulamadaki suistimallerden birisidir, fakat Sehzade Ahmet bizzat güç toplayarak saldırmıs ve savastan sonra öldürtülmüstür. Bu olayda ise devlete isyan sayılacak bir saldırı mevcuttur . Yavuz Sultan Selim’in tek oglu olan I. Süleyman’ın hiç erkek kardesi olmadıgı için bu kanun maddesi de uygulanmamıstır . Fakat Kanuni Rodos’u fethettikten sonra Cem’in Hristiyan olan oglu Murad ile onun oglunu öldürtmüstür. Bu katledilme mürtedlik nedeniyle olmus ise islam hukuku kurallarına muvafıktır diyebiliriz fakat bagy nedeni ile olmus ise henüz ortada bir bagy suçunun olmadıgı açıktır .
Kanuni Sultan Süleyman devrinde de bu saltanat mücadelesi devam etmistir. Sehzade Mustafa, tahtta gözü oldugu iddiası ve Hürrem Sultan’ın etkisiyle bogdurtulmustur . Oysa sehzadenin devlete karsı isyan ettigini gösterir bir hareketi de vuku bulmamıstır. Fakat buna ragmen katledilmistir (1553) . Bu olaydan sonra diger sehzadelerden Bayezid ve Selim arasında saltanat mücadelesi devam etmistir. Sehzade Bayezid kardesi Selim ile yaptıgı muharebede muvaffak olamamıs ve babasına asilik etmis sayıldıgı için ran’a kaçmıs ve orada Kanuni’nin ricası üzerine, ogulları ile birlikte bogdurulmustur (1561) . II. Selim’den itibaren saltanatın intikalinde belli bir kurala dogru adım atılmıstır. Artık sehzadelerin içinden yalnız en büyügü sancaga çıkartılarak bir nevi veliahd tayin edilir olmus, diger sehzadeler ise saraya kapatılmıslardır. II. Selim öldügü zaman büyük oglu Murat Sancakta oldugundan bu haber önce ona verilmistir. Ancak hemen İstanbul’a gelen III. Murad, cülus eder etmez bes erkek kardesini de katlettirmistir (1574) . Ortada henüz bir isyan fiili olmadan yapılan bu kati de İslam hukukuna uygun degildir. Gene bu usule göre tahta çıkan III. Mehmed, Fatih Kanunnâmesini uygulayarak on dokuz erkek kardesini birden katlettirmistir (1595) . Ayrıca saltanatta gözü oldugu iddiası ile büyük oglu Mahmut’u öldürmüstür (1603). Bu padisah zamanında artık büyük sehzadenin sancaga çıkma gelenegi de bırakılmıstır .
I. Ahmet ondört yasında hükümdar olmustur ve henüz evlenip çocugu olması mümkün olmadıgından, neslin inkıtaa ugramasından korkularak kardesi Mustafa’nın katli devlet erkanının da tavsiyesiyle engellenmistir. Sehzade Mustafa’nın akılca zayıf oldugu ve ona bir zarar veremeyecegi ifade edilerek sarayda bir odaya hapsedilmistir (1603) . I. Ahmet 1617’de öldügü zaman yedi oglu bulunmasına ragmen bunlar çok küçük oldugundan kardesi Mustafa hükümdar olmustur. Fakat Mustafa’nın suuru yerinde olmamasından dolayı hilafet sartını tasımadıgından üç ay sonra halledilerek yerine I. Ahmed’in büyük oglu II. Osman getirilmistir . II. Osman tahta çıktıgında altı kardesi vardır ki bunlar Mehmed, Süleyman, Kasım, Bayezid, Murad, İbrahimdir . II. Osman bir müddet bunların hayatına dokunmamıs, fakat Lehistan seferine çıkarken, en büyük olan Mehmed’i katlettirmek istemistir. Simdiye kadar -evlat katilleri dısında- kardes katli için fetva istenmemisken II. Osman böyle bir fetva istemistir. Seyhülislam Esat Efendi bu fetvayı vermemistir. Sonradan Rumeli kazaskeri Tasköprülüzade’nin fetvası ile sehzade Mehmed katledilmistir (1621) . Bu olay bize, isyan suçu haricindeki kardes katlini ulemanın desteklemedigini göstermektedir ki. zaten bu islam hukuku ile de bagdasmamaktadır .
I. Ahmed’in ölümü ve yerine kardesi Sehzade Mustafa’nın çıkması Osmanlı uygulamasındaki ekberiyet usulünün de baslangıcı olmustur . II. Osman’ın idamından sonra tekrar padisah olan I. Mustafa’nın (1622-1623) yerine II. Osman’ın kardesi IV. Murat geçmistir. Bu hükümdar önce kardeslerine dokunmamıs, ancak tıpkı agabeyisi gibi Revan seferi sırasında bunlardan Bayezid ile
Süleyman (1635), Bagdat seferi esnasında da Kasım bogdurulmus geriye yalnız İbrahim kalmıstır (1638). Hatta IV. Murad onu da öldürmek istemisse de Kösem Sultan buna mani olmustur . Hem II. Osman, hem IV. Murad sefere giderken, geride fitne olması ihtimaline dayanarak suçsuz kardeslerini öldürtmüslerdir ki bu islam hukukunun dısındaki uygulamaların sonuncusu sayılabilir . IV. Murad’dan sonra tahta kardesi İbrahim çıkmıstır. İbrahim’in hafinden sonra da baska kardesi olmadıgı için 7 yasındaki oglu IV Mehmed padisah olmustur. IV Mehmed’in Süleyman ve Ahmed isminde iki kardesi varsa da 40 sene saltanat süren bu hükümdar kardeslerinin hayatına dokunmamıstır. Mustafa ve Ahmed isminde iki oglu olan IV Mehmed’in tahttan indirilmesinden sonra yerine II. Süleyman geçmistir . 7 yıllık hükümdarlıktan sonra ölümü ile de yerine kardesi IV Mehmed’in oglu II. Mustafa geçmistir. II. Mustafa 1705 de vefat ettikten sonra yine ekberiyet kuralına göre yerine IV Mehmed’in oglu III. Ahmed geçmistir . III. Ahmed, II. Ahmed’in oglu Sehzade İbrahim’i öldürtmüstür. Fakat digerlerine dokunmamıstır . III. Ahmed’in hafinden sonra II. Mustafa’nın oglu Sehzade Mahmud (I. Mahmud) basa geçmistir. Bu padisah da kardesini öldürmemis ve ölümünden sonra yerine kardesi III. Osman geçmistir. III. Osman’ın, III. Ahmed’in çocuklarını katlettirmek istedigi hatta sehzade Mehmed’i öldürdügü belirtilse de, halk arasında kendisinin öldügü sayi olmustur. III. Osman’ın ölümü ile yine III. Ahmed’in oglu III. Mustafa basa geçmistir. Bunun ölümü ile yerine kardesi I. Abdülhamit tahta geçmis ve kardesi III. Mustafa’nın oglu veliaht sehzade III. Selimi öldürtmemistir. Kendisine karsı isyan hazırlıgında olması üzerine de sadece ceza vermistir. I. Abdülhamid’in ölümü ile III. Selim basa geçmis, bu padisah da I. Abdülhamid’in oglu IV. Mustafa’yı öldürmemistir. Zira kendisinin de erkek evladı bulunmuyordu .
1807 de çıkan Kabakçı syanı ile III. Selim hal’edilmis ve yerine I. Abdülhamit’in oglu IV. Mustafa geçirilmistir. IV Mustafa, Alemdar isyanında III. Selimin ve kardesi sehzade Mahmut’un katli için emir vermis ve III. Selim katledilmistir. Bu katledilme, vuku bulan isyandan dolayı canını kurtarmak isteyen IV. Mustafa’nın emri ile olmustur ve II. Mahmud basa geçmistir. Bazı tarihçilere göre bu katil zaruretten dolayı ve bir isyanın geregi olarak vuku bulmustur . II. Mahmud, devlete karsı isyan eden asilerle isbirligi yaptıgı kesin olarak anlasılan IV Mustafa’yı Seyhülislam Salihzâde Esad Efendi’den fetva olarak katlettirmistir. Bu olayı islam hukuku açısından bir devlete isyan suçu olarak niteleyebiliriz. Bu nedenle de tarihçiler olayı bir kardes katli degil, devlete isyan suçu olarak nitelemektedirler . II. Mahmud’un ölümü ile yerine geçen oglu Abdülmecid, “hanedanın en yaslı üyesine saltanatın intikalini” kanunlastırmak istemis ise de -keza bunu kardesi Abdülaziz de istemistir- basarılı olamamıslardır. Hatta Padisah Abdülmecid, veliahd Abdülaziz’i ortadan kaldırmak hususunda Veziriazam Mehmet Pasa’nın imalı teklifini de nefretle karsılamıstır. Abdülmecid kendisinden sonra yerine büyük oglu Murad’ın geçmesini istemisse de ekberiyet kuralına uymus ve kardesi yerine geçmistir. Sultan Abdülaziz basa geçtikten sonra, her ne kadar yerine oglu Yusuf İzzettin’in geçmesini arzu etmisse de yine ekberiyet kuralına uyularak sultan Abdülaziz’in hal’inden sonra yerine kardesinin büyük oglu V. Murad geçmistir. V.
Murad’ın hal’inden sonra yerine geçen kardesi II. Abdülhamit zamanında ise artık 1876 Kanun-i Esasi’sinin 4. maddesi ile ekberiyet kuralı kanunlasmıs ve kardes katli uygulaması son bulmustur .
Fatih Kanunnamesinin Kapsamı ve İnfaz Sekli
Fatih Kanunnâmesinin kardes katline ait maddesi, yalnız kardeslerin katline cevaz’ vermektedir . Ancak uygulamada “kardeslerin çocukları” da bu kapsam içine dahil edilmistir. Fakat kanunnâmedeki “Ve kızlarımın evladından olanlara beylerbeyilik verilmesini, agır sancak verilsun” maddesinden kızların çocuklarından da bir tehlike sezildigi anlasılmaktadır. Kanunnâmede bahsedilmeyen “ogulların evlatlarından” daha büyük bir tehlike sezilecegi ve onların da babaları ile katledilebilecegi gibi bir anlam da çıkarılabilir ki, bu durumda böyle bir uygulamanın Fatih Kanunnâmesi ile desteklendigi fikri ileri sürülebilir . Hatta bazı yazarlar padisah’ kızlarının ogullarının dogar dogmaz öldürüldügünü ve Kanunnâmenin kızların kız evladının çocuklarına uygulanacagını ileri sürmüslerse de bu gayet yanlıs bir yorumdur. Uygulamada da görüldügü gibi bu kanunname yalnızca yegenlere kadar uzanmıstır. Evlat katli Kanunnâme geregi degil, isyan suçundan dolayı verilebilmektedir . Kanunname infaz edilirken, birkaç istisna dısında fetva alınmamıs sorusturma ve yargılama yapılmamıstır .
İnfaz seklinde eski Türk – Mogol geleneginden bir etkilenme sözkonusu olmus ve genellikle kanları akıtılmadan idam edilmis ya da bogulmuslardır. İslam Hukukundaki isyancıya verilen idam cezası “kemend ile bogma” seklinde infaz edilmistir. III. Murad ve III. Mehmed bu sekilde bir infaz gerçeklestirmistir. Öldürülecek sehzade bebek ise göbekleri dügümlenerek katledilmistir ki bu islam hukukuyla bagdasmayan bir uygulamadır. Fakat III. Selim kan akıtmama yasagına bir istisna teskil etmis ve kanı akıtılarak katledilmistir. Öldürülen kardes ve yegenlerin cesedine ihtimam edilir, kafası kesilmezdi. Ancak Süleyman Çelebi’yi katledenler, onu bogduktan sonra kesik kafasını Musa Çelebi’ye götürmüslerdir, Musa Çelebinin de kesik bası, Mehmed Çelebi’ye gösterilmistir. Tabii ki bu istisnalar yalnızca bir söylentiden ibarettir. Katledilme olayından sonra kardesler ve yegenler genelde babalarının türbesine gömülmüslerdir. Tabii ki bu hususlarda da birtakım istisnalar vardır . Osmanlı Devleti ve Türk Hukuk Tarihi açısından önemli bir sorun olan kardes katli hakkında su genel mülahazalar da ilave edilebilir:
Devlete isyan suçunu isleyen kisilerin sultanın kardesleri dahi olsa katledilebilecegini belirten Fatih Kanunnamesindeki bu hüküm pek çok yanlıs uygulamalara yol açmıstır. Bağy suçunun sartları gerçeklestigindeyse bu uygulamaya bir islam fıkhı kuralı olarak pek çok ulema cevaz vermistir . Yine bagy suçunun unsurlarım tasımadıgı halde bir takım fitne ve fesad hareketleri icra edenler, kamu düzenini bozanlar ve diger kisileri de böyle hareketlere tesvik edenler bir had cezası olarak degil de tazir yoluyla yani siyaseten kati edilebilirler . Zira fıkıh kitaplarında “nizam-ı memleketin bozulmasına sebeb olan, fitne ve fesada tesvik edenler, bu serî fiilleri islemedikleri vakitlerde (zaman-ı fetretde) dahi, kati edilebilineceklerdir” ibaresi yer almaktadır ki ekser ulema bunu da caiz görmüstür .
Burada esas sorun yazarlara göre, uygulamadaki suistimallerden kaynaklanmaktadır. Zira Yavuz Sultan Selim’in, birisi Sii’lerle, birisi Venediklilerle ve bir digeri eskıya ile birlesen ve bagy suçunu isleyen kardeslerine tutumu nasıl ser’i kabul edilebiliyorsa, daha besikteki bir bebegin muhtemel bir fitne nedeni ile öldürülmesi ya da saraydaki odasından dısarı çıkmayan bir sehzadenin katli de o derece hukuka aykırı kabul edilmelidir . Bu suistimallerin Osmanlı Devletinde tüm sehzadelerin esit sekilde hükümdar olma hakkına sahip olmasından, yabancı devletlere sıgman sehzadelerin potansiyel bir isyan gücü olmasını engelleme isteginden ve gerçektende bazı sehzadelerin isyan ederek devletin basına problem olmasından dolayı ortaya çıktıgı belirtilmektedir . Saltanat hakkındaki kanlı kardes kavgaları da İslam hukuku dısındaki uygulamaların çogalmasına neden olmustur. Öyle ki isyan etsin etmesin her sultanın kardesini öldürmesi bir örfî ya da Ser’i hukuk kuralı gibi uygulanmıstır . Sonuç olarak diyebiliriz ki isyan suçunu isleyen sehzade dahi olsa, üzerine terettüb eden cezanın infazı bir ser’i hukuk kuralıdır. Fakat isyan suçunu islememesine ragmen “ileride bir fitne dogurabilir” korkusuyla diger kardeslerin katli tamamen ser’i hukukun dısındadır ve hiçbir seyhülislam böyle bir uygulamaya fetva vermemistir . Bu nedenle bu tür uygulamaların islam hukuku açısından hiç bir zaman savunulamayacagı fikrine biz de katılıyoruz.
Yararlanılan Kaynaklar :
İsmail Hakkı Uzunçarsılı, Saray
Mahmud Celaleddin Pasa, Mirat-ı Hakikat
İsmail Hakkı Uzunçarsılı, Osmanlı Tarihi
Halil İnalcık, Saltanat
Sevinç Okka , İslam Hukuku Ve Osmanlı Uygulamasında Devlete İsyan Suçu