17 Ekim 2017

HAZRETİ NUH VE OĞULLARI



HAZRETİ NUH VE OĞULLARI

Tufandan Sonra Tanrı Nuh'u ve gemideki evcil ve yabanıl hayvanları anımsadı. ile ilgili görsel sonucu

1-Tufandan Sonra Tanrı Nuh'u ve gemideki evcil ve yabanıl hayvanları anımsadı. 
Yeryüzünde bir rüzgar estirdi, sular alçalmaya başladı.
  2 Enginlerin kaynakları ve göklerin kapakları kapandı. Yağmur dindi.
 3 Sular yeryüzünden çekilmeye başladı. Yüz elli gün geçtikten sonra sular azaldı.
 4 Gemi yedinci ayın on yedinci günü Ararat Dağları'na oturdu.
  5 Sular onuncu aya kadar sürekli azaldı. Onuncu ayın birinde dağların doruğu göründü.
  6 Kırk gün sonra Nuh yapmış olduğu geminin penceresini açtı.
  Kuzgunu dışarı gönderdi. Kuzgun sular kuruyuncaya kadar dönmedi, uçup durdu.
  8 Bunun üzerine Nuh suların yeryüzünden çekilip çekilmediğini anlamak için güvercini gönderdi.
  9 Güvercin konacak bir yer bulamadı, çünkü her yer suyla kaplıydı. Gemiye, Nuh'un yanına döndü. 6
Nuh uzanıp güvercini tuttu ve gemiye, yanına aldı.
  10 Yedi gün daha bekledi, sonra güvercini yine dışarı saldı.
  11 Güvercin gagasında yeni kopmuş bir zeytin yaprağıyla akşamleyin geri döndü. O zaman Nuh suların yeryüzünden çekilmiş olduğunu anladı.
  12 Yedi gün daha bekledikten sonra güvercini yine gönderdi. Bu kez güvercin geri dönmedi.
  13 Nuh altı yüz bir yaşındayken, birinci ayın birinde yeryüzündeki sular kurudu. Nuh geminin üstündeki kapağı kaldırınca toprağın kurumuş olduğunu gördü.
  14 İkinci ayın yirmi yedinci günü toprak tamamen kurumuştu.
  15-16 Tanrı Nuh'a, "Karın, oğulların ve gelinlerinle birlikte gemiden çık" dedi,
  17 "Kendinle birlikte bütün canlıları, kuşları, hayvanları, sürüngenleri de çıkar. Türesinler, verimli olsunlar ve yeryüzünde çoğalsınlar."
  18 Nuh karısı, oğulları ve gelinleriyle birlikte gemiden çıktı.
  19 Bütün hayvanlar, sürüngenler, kuşlar, yeryüzünde yaşayan her tür canlı gemiyi terketti.
  20 Nuh RAB'be bir sunak yaptı. Orada temiz sayılan hayvanların ve kuşların hepsinden yakmalık sunular sundu.
  21 Güzel kokudan hoşnut olan RAB içinden şöyle dedi: "İnsanlar yüzünden yeryüzünü bir daha lanetlemeyeceğim. Çünkü insanın yüreğindeki eğilimler çocukluğundan itibaren kötüdür. Şimdi yaptığım gibi bütün canlıları bir daha yok etmeyeceğim.
  22 "Dünya durdukça, Ekip biçmek, Sıcak, soğuk,Yaz, kış, Gece, gündüz hep var olacaktır."
Tanrı Nuh'la Antlaşma Yapıyor
9Tanrı, Nuh'u ve oğullarını kutsayarak, "Verimli olun, çoğalıp yeryüzünü doldurun" dedi,
2 "Yerdeki hayvanların, gökteki kuşların tümü sizden korkup ürkecek. 
Yeryüzündeki bütün canlılar, denizdeki bütün balıklar sizin yönetiminize verilmiştir.
  3 Bütün canlılar size yiyecek olacak. Yeşil bitkiler gibi, hepsini size veriyorum.
 4 "Yalnız kanlı et yemeyeceksiniz, çünkü kan canı içerir.
  Sizin de kanınız dökülürse, hakkınızı kesinlikle arayacağım. Her hayvandan hesabını soracağım. 
Her insandan, kardeşinin canına kıyan herkesten hakkınızı arayacağım.
  "Kim insan kanı dökerse,
Kendi kanı da insan tarafından dökülecektir.
Çünkü Tanrı insanı kendi suretinde yarattı.
  7 Verimli olun, çoğalın.
Yeryüzünde türeyin, artın."
  Tanrı Nuh'a ve oğullarına şöyle dedi:
  9-10 "Sizinle ve gelecek kuşaklarınızla, sizinle birlikteki bütün canlılarla, kuşlar, evcil ve yabanıl hayvanlar, gemiden çıkan bütün hayvanlarla antlaşmamı sürdürmek istiyorum.
  11 Sizinle antlaşmamı sürdüreceğim: Bir daha tufanla bütün canlılar yok olmayacak. Yeryüzünü yok eden tufan bir daha olmayacak."
  12 Tanrı şöyle sürdürdü konuşmasını: "Sizinle ve bütün canlılarla kuşaklar boyu sonsuza dek sürecek antlaşmamın belirtisi şu olacak:
  13 Yayımı bulutlara yerleştireceğim ve bu, yeryüzüyle aramdaki antlaşmanın belirtisi olacak.
  14 Yeryüzüne ne zaman bulut göndersem, yayım bulutların arasında ne zaman görünse,
  15 sizinle ve bütün canlı varlıklarla yaptığım antlaşmayı anımsayacağım: Canlıları yok edecek bir tufan bir daha olmayacak.
  16 Bulutlarda ne zaman yay görünse, ona bakıp yeryüzünde yaşayan bütün canlılarla yaptığım sonsuza dek geçerli antlaşmayı anımsayacağım."
  17 Tanrı Nuh'a, "Kendimle yeryüzündeki bütün canlılar arasında sürdüreceğim antlaşmanın belirtisi budur" dedi.
Nuh'un Oğulları
  18 Gemiden çıkan Nuh'un oğulları Sam, Ham ve Yafet idi. Ham Kenan'ın babasıydı.
  19 Nuh'un üç oğlu bunlardı. Yeryüzüne yayılan bütün insanlar onlardan türedi.
  20 Nuh çiftçiydi, ilk bağı o dikti.
  21 Şarap içip sarhoş oldu, çadırının içinde çırılçıplak uzandı.
  22 Kenan'ın babası olan Ham babasının çıplak olduğunu görünce dışarı çıkıp iki kardeşine anlattı.
  23 Sam'la Yafet bir giysi alıp omuzlarına attılar, geri geri yürüyerek çıplak babalarını örttüler. 
Çıplak babalarını görmemek için yüzlerini öbür yana çevirdiler.
  24 Nuh ayıldığında küçük oğlunun ne yaptığını anladı
  25 ve şöyle dedi:
"Kenan'a lanet olsun,
Köleler kölesi olsun kardeşlerine.
  26 Övgüler olsun Sam'ın Tanrısı RAB'be, Kenan Sam'a kul olsun.
  27 Tanrı Yafet'e[i] bolluk versin, Sam'ın çadırlarında yaşasın, Kenan Yafet'e kul olsun."
  28 Nuh tufandan sonra üç yüz elli yıl daha yaşadı.
  29 Toplam dokuz yüz elli yıl yaşadıktan sonra öldü.
[i] 9:27. "Yafet": "Bolluk, genişlik" anlamına gelir
Nuh Oğullarının Soyu
10Tufandan sonra kendi oğulları doğan Nuh'un oğulları Sam, Ham ve Yafet'in öyküsü:
2 Yafet'in oğulları: Gomer, Magog, Meday, Yâvan, Tuval, Meşek, Tiras.
  3 Gomer'in oğulları: Aşkenaz, Rifat, Togarma.
  4 Yâvan'ın oğulları: Elişa, Tarşiş, Kittim, Rodanim.
  5 Kıyılarda yaşayan insanların ataları bunlardır. Ülkelerinde çeşitli dillere, uluslarında çeşitli boylara bölündüler.
  Ham'ın oğulları: Kûş, Misrayim, Pût, Kenan.
  Kûş'un oğulları: Seva, Havila, Savta, Raama, Savteka. Raama'nın oğulları: Şeva, Dedan.
  Kûş'un Nemrut adında bir oğlu oldu. Yiğitliğiyle yeryüzüne ün saldı.
  RAB'bin önünde yiğit bir avcıydı. "RAB'bin önünde Nemrut gibi yiğit avcı" sözü buradan gelir.
  10 İlkin Şinar topraklarında, Babil, Erek, Akat ve Kalne kentlerinde krallık yaptı.
  11-12 Sonra Asur'a giderek Ninova, Rehovot-İr, Kalah ve Ninova ile önemli bir kent olan Kalah arasında Resen kentlerini kurdu.
  13-14 Misrayim Ludlular'ın, Anamlılar'ın, Lehavlılar'ın, Naftuhlular'ın, Patruslular'ın, Filistliler'in ataları olan Kasluhlular'ın ve Kaftorlular'ın atasıydı.
  15-18 Kenan ilk oğlu Sidon'un[i] babası ve Hititler'in, Yevuslular'ın, Amorlular'ın, Girgaşlılar'ın, Hivliler'in, Arklılar'ın, Sinliler'in, Arvatlılar'ın, Semarlılar'ın, Hamalılar'ın atasıydı. Kenan boyları daha sonra dağıldı.
  19 Kenan'ın sınırı Sayda'dan Gerar, Gazze, Sodom, Gomora, Adma ve Sevoyim'e doğru Laşa'ya kadar uzanıyordu.
  20 Ülkelerinde ve uluslarında çeşitli boylara ve dillere bölünen Hamoğulları bunlardır.
  21 Yafet'in büyüğü olan Sam'ın da çocukları oldu. Sam bütün Ever soyunun atasıydı.
  22 Sam'ın oğulları: Elam, Asur, Arpakşat, Lud, Aram.
  23 Aram'ın oğulları: Uts, Hul, Geter, Maş.
  24 Arpakşat Şelah'ın babasıydı[ii]. Şelah'tan Ever oldu.
  25 Ever'in iki oğlu oldu. Birinin adı Peleg'di[iii]. Çünkü yeryüzündeki insanlar onun yaşadığı dönemde bölündü. Kardeşinin adı Yoktan'dı.
  26-29 Yoktan Almodat'ın, Şelef'in, Hasarmavet'in, Yerah'ın, Hadoram'ın, Uzal'ın, Dikla'nın, Oval'ın, Avimael'in, Şeva'nın, Ofir'in, Havila'nın, Yovav'ın atasıydı. Bunların hepsi Yoktan'ın soyundandı.
  30 Doğuda, Meşa'dan Sefar'a uzanan dağlık bölgede yaşarlardı.
  31 Ülkelerinde ve uluslarında çeşitli boylara ve dillere bölünen Samoğulları bunlardı.
  32 Tufandan sonra kayda geçen, ulus ulus, boy boy yeryüzüne yayılan bütün bu insanlar Nuh'un soyundan gelmedir.

[i] 10:15-18. "Sidon": Saydalılar'ın atasıydı
[ii] 10:24. İbranice "Arpakşat Şelah'ın babasıydı", Septuaginta "Arpakşat Kenan'ın babasıydı, Kenan Şelah'ın babasıydı.
[iii] 10:25. "Peleg": "Bölünme" anlamına gelir
Babil Kulesi
11Başlangıçta dünyadaki bütün insanlar aynı dili konuşur, aynı sözleri kullanırlardı.
2 Doğuya göçerlerken Şinar bölgesinde bir ova buldular ve oraya yerleştiler.
  3 Birbirlerine, "Gelin tuğla yapıp iyice pişirelim" dediler. Taş yerine tuğla, harç yerine zift kullandılar.
 4 Sonra, "Kendimize bir kent kuralım" dediler, "Göklere erişecek bir kule dikip ün salalım. Böylece yeryüzüne dağılmayız."
  5 RAB insanların yaptığı kenti ve kuleyi görmek için aşağıya indi
  6 ve şöyle dedi: "Tek bir halk olup aynı dili konuşarak bunu yapmaya başladıklarına göre düşündüklerini gerçekleştirecek, hiçbir engel tanımayacaklar.
  7 Gelin, aşağı inip dillerini karıştıralım ki birbirlerini anlamasınlar."
  8 Böylece RAB onları yeryüzüne dağıtarak kentin yapımını durdurdu.
  Bu nedenle kente Babil[i] adı verildi. Çünkü RAB bütün insanların dilini orada karıştırdı ve onları yeryüzünün dört bucağına dağıttı.
Sam'dan Avram'a
  10 Sam'ın soyunun öyküsü: Tufandan iki yıl sonra Sam yüz yaşındayken oğlu Arpakşat doğdu.
  11 Arpakşat'ın doğumundan sonra Sam beş yüz yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.
  12 Arpakşat otuz beş yaşındayken oğlu Şelah doğdu.
  13 Şelah'ın doğumundan sonra Arpakşat dört yüz üç yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu[ii].
  14 Şelah otuz yaşındayken oğlu Ever doğdu.
  15 Ever'in doğumundan sonra Şelah dört yüz üç yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.
  16 Ever otuz dört yaşındayken oğlu Peleg doğdu.
  17 Peleg'in doğumundan sonra Ever dört yüz otuz yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.
  18 Peleg otuz yaşındayken oğlu Reu doğdu.
  19 Reu'nun doğumundan sonra Peleg iki yüz dokuz yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.
  20 Reu otuz iki yaşındayken oğlu Serug doğdu.
  21 Serug'un doğumundan sonra Reu iki yüz yedi yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.
  22 Serug otuz yaşındayken oğlu Nahor doğdu.
  23 Nahor'un doğumundan sonra Serug iki yüz yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.
  24 Nahor yirmi dokuz yaşındayken oğlu Terah doğdu.
  25 Terah'ın doğumundan sonra Nahor yüz on dokuz yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.
  26 Yetmiş yaşından sonra Terah'ın Avram, Nahor ve Haran adlı oğulları oldu.
  27 Terah soyunun öyküsü: Terah Avram, Nahor ve Haran'ın babasıydı. Haran'ın Lut adlı bir oğlu oldu.
  28 Haran, babası Terah henüz sağken, doğduğu ülkede, Kildaniler'in Ur Kenti'nde öldü.
  29 Avram'la Nahor evlendiler. Avram'ın karısının adı Saray, Nahor'unkinin adı Milka'ydı. Milka Yiska'nın babası Haran'ın kızıydı.
  30 Saray kısırdı, çocuğu olmuyordu.
  31 Terah, oğlu Avram'ı, Haran'ın oğlu olan torunu Lut'u ve Avram'ın karısı olan gelini Saray'ı yanına aldı. Kenan ülkesine gitmek üzere Kildaniler'in kenti Ur'dan ayrıldılar. Harran'a gidip oraya yerleştiler.
  32 Terah iki yüz beş yıl yaşadıktan sonra Harran'da öldü.

[i] 11:9. "Babil": İbranice "Kargaşa" sözcüğünü çağrıştırır
[ii] 11:12-13. Septuaginta "Arpakşat otuz beş yaşındayken oğlu Kenan doğdu.  Kenan'ın doğumundan sonra Arpakşat dört yüz otuz yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu. Kenan yüz otuz yaşındayken oğlu Şelah doğdu. Şelah'ın doğumundan sonra Kenan üç yüz otuz yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu". Bkz. Lu. 3:35-36
Avram'a Çağrı
12
RAB Avram'a, "Ülkeni, halkını, babanın evini bırak, sana göstereceğim topraklara git" dedi,
"Seni büyük bir ulus yapacağım,
Seni kutsayacak, sana ün kazandıracağım.
Bereket kaynağı olacaksın.
  Seni kutsayanları kutsayacağım.
Seni lanetleyeni lanetleyeceğim.
Yeryüzündeki halkların hepsi
Senin aracılığınla kutsanacak."
  Avram RAB'bin buyurduğu gibi yola çıktı. Lut da onunla birlikte gitti. Avram Harran'dan ayrıldığı zaman yetmiş beş yaşındaydı.
  Karısı Saray'ı, yeğeni Lut'u, Harran'da kazandıkları malları, edindikleri uşakları yanına alıp Kenan ülkesine doğru yola çıktı. Oraya vardılar.
  Avram ülke boyunca Şekem'deki More meşesine kadar ilerledi. O günlerde orada Kenanlılar yaşıyordu.
  RAB Avram'a görünerek, "Bu toprakları senin soyuna vereceğim" dedi. Avram kendisine görünen RAB'be orada bir sunak yaptı.
  Oradan Beyt-El'in doğusundaki dağlık bölgeye doğru gitti. Çadırını batıya düşen Beyt-El'le doğuya düşen Ay Kenti'nin arasına kurdu. Orada RAB'be bir sunak yaptı ve RAB'be yakardı.
  Sonra kona göçe Negev'e doğru ilerledi.
Avram Mısır'da
  10 Ülkedeki şiddetli kıtlık yüzünden Avram geçici bir süre için Mısır'a gitti.
  11 Mısır'a yaklaştıklarında karısı Saray'a, "Güzel bir kadın olduğunu biliyorum" dedi,
  12 "Olur ki Mısırlılar seni görüp, 'Bu onun karısı' diyerek beni öldürür, seni sağ bırakırlar.
  13 Lütfen, 'Onun kızkardeşiyim' de. Öyle ki, senin sayende bana iyi davransınlar, canıma dokunmasınlar."
  14 Avram Mısır'a girince, Mısırlılar karısının çok güzel olduğunu farkettiler.
  15 Kadını gören Firavun'un adamları, güzelliğini Firavun'a övdüler. Kadın saraya alındı.
  16 Onun hatırı için Firavun Avram'a iyi davrandı. Avram davar, sığır, erkek ve dişi eşek, köle, cariye, deve sahibi oldu.
  17 RAB Avram'ın karısı Saray yüzünden Firavun'la ev halkının başına korkunç felaketler getirdi.
  18 Firavun Avram'ı çağırtarak, "Nedir bana bu yaptığın?" dedi, "Neden Saray'ın karın olduğunu söylemedin?
  19 Niçin 'Saray kızkardeşimdir' diyerek onunla evlenmeme izin verdin? Al karını, git!"
  20 Firavun Avram için adamlarına buyruk verdi. Böylece Avram'la karısını sahip olduğu her şeyle birlikte gönderdiler.

Avram'la Lut'un Ayrılması
13
Avram, karısı ve sahip olduğu her şeyle birlikte Mısır'dan ayrılıp Negev'e doğru gitti. Lut da onunla birlikteydi.
  2 Avram çok zengindi. Sürüleri, altınları, gümüşleri vardı.
  Negev'den başlayıp bir yerden öbürüne göçerek Beyt-El'e kadar gitti. Beyt-El'le Ay Kenti arasında daha önce çadırını kurmuş olduğu yere vardı.
  Önceden yapmış olduğu sunağın bulunduğu yere gidip orada RAB'be yakardı.
 5 Avram'la birlikte göçen Lut'un da davarları, sığırları, çadırları vardı.
 6 Malları öyle çoktu ki, toprak birlikte yaşamalarına elvermedi; yan yana yaşayamadılar.
  7 Avram'ın çobanlarıyla Lut'un çobanları arasında kavga çıktı. (O günlerde Kenanlılar'la Perizliler de orada yaşıyorlardı.)
  8 Avram Lut'a, "Biz akrabayız" dedi, "Bu yüzden aramızda da, çobanlarımız arasında da kavga çıkmasın.
 9 Bütün topraklar senin önünde. Gel, ayrılalım. Sen sola gidersen, ben sağa gideceğim. Sen sağa gidersen, ben sola gideceğim."
  10 Lut çevresine baktı. Şeria Ovası'nın tümü RAB'bin bahçesi gibiydi, Soar'a doğru giderken Mısır toprakları gibi. Her yerde bol su vardı. RAB Sodom'la Gomora kentlerini yok etmeden önce ova böyleydi.
  11 Lut kendine Şeria Ovası'nın tümünü seçti ve doğuya doğru göçtü. Birbirlerinden ayrıldılar.
  12 Avram Kenan topraklarında kaldı. Lut ovadaki kentlerin arasına yerleşti. Sodom'a yakın bir yere çadır kurdu.
  13 Sodom halkı çok kötüydü. RAB'be karşı büyük günah işliyordu.
  14 Lut Avram'dan ayrıldıktan sonra, RAB Avram'a, "Bulunduğun yerden kuzeye, güneye, doğuya, batıya dikkatle bak" dedi,
  15 "Gördüğün bütün toprakları sonsuza dek sana ve soyuna vereceğim.
  16 Soyunu toprağın tozu kadar çoğaltacağım. Öyle ki, biri çıkıp da toprağın tozunu sayabilirse, senin soyunu da sayabilecek.
  17 Kalk, sana vereceğim toprakları boydan boya dolaş."
  18 Avram çadırını söktü, gidip Hevron'daki Mamre meşeliğine yerleşti. Orada RAB'be bir sunak yaptı.

Avram Lut'u Kurtarıyor
14
Bu arada Şinar Kralı Amrafel, Ellasar Kralı Aryok, Elam Kralı Kedorlaomer ve Goyim Kralı Tidal
Sodom Kralı Bera'ya, Gomora Kralı Birşa'ya, Adma Kralı Şinav'a, Sevoyim Kralı Şemever'e ve Bala yani Soar Kralı'na karşı savaş açtı.
  Bu son beş kral bugün Lut Gölü olan Siddim Vadisi'nde güçlerini birleştirmişti.
  Bu krallar on iki yıl Kedorlaomer'in egemenliği altında yaşamış, on üçüncü yıl ona başkaldırmışlardı.
  5-6 On dördüncü yıl Kedorlaomer ile kendisini destekleyen öbür krallar gelip Aşterot-Karnayim'de Refalılar'ı, Ham'da Zuzlular'ı, Şave-Kiryatayim'de Emler'i, çöl kenarındaki El-Paran'a kadar uzanan dağlık Seir bölgesinde Horlular'ı bozguna uğrattılar.
  Oradan geri dönüp Eyn-Mişpat'a, yani Kadeş'e gittiler. Amalekliler'in bütün topraklarını alarak Haseson-Tamar'da yaşayan Amorlular'ı da bozguna uğrattılar.
  8-9 Bunun üzerine Sodom, Gomora, Adma, Sevoyim ve Bala (yani Soar) kralları yola çıktılar. Bu beş kral Siddim Vadisi'nde dört krala (Elam Kralı Kedorlaomer, Goyim Kralı Tidal, Şinar Kralı Amrafel ve Ellasar Kralı Aryok'a) karşı savaş düzenine girdiler.
  10 Siddim Vadisi zift çukurlarıyla doluydu. Sodom'la Gomora kralları kaçarken adamlarından bazıları çukurlara düştüler. Sağ kalanlarsa dağlara kaçtı.
  11 Dört kral Sodom'la Gomora'nın bütün malını ve yiyeceğini alıp gitti.
  12 Avram'ın yeğeni Lut'u ve mallarını da götürdüler. Çünkü o da Sodom'da yaşıyordu.
  13 Oradan kaçıp kurtulan biri gelip İbrani Avram'a durumu bildirdi. Avram Eşkol'la Aner'in kardeşi Amorlu Mamre'nin meşeliğinde yaşıyordu. Bunların hepsi Avram'dan yanaydılar.
  14 Avram yeğeni Lut'un tutsak alındığını duyunca, evinde doğup yetişmiş üç yüz on sekiz adamını yanına alarak dört kralı Dan'a kadar kovaladı.
  15 Adamlarını gruplara ayırdı ve gece saldırıp onları bozguna uğratarak Şam'ın kuzeyindeki Hova'ya kadar kovaladı.
  16 Avram yağmalanan bütün malı, yeğeni Lut'u, Lut'un mallarını, kadınları ve halkı geri getirdi.
Melkisedek Avram'ı Kutsuyor
  17 Avram Kedorlaomer'le onu destekleyen kralları bozguna uğratıp dönünce, Sodom Kralı onu karşılamak için Kral Vadisi olan Şave Vadisi'ne gitti.
  18 Yüce Tanrı'nın kâhini olan Salem Kralı Melkisedek ekmek ve şarap getirdi.
  19 Avram'ı kutsayıp şöyle dedi:
"Yeri göğü yaratan yüce Tanrı Avram'ı kutsasın.
  20 Düşmanlarını onun eline teslim eden yüce Tanrı'ya övgüler olsun."
Bunun üzerine Avram her şeyin ondalığını Melkisedek'e verdi.
  21 Sodom Kralı, Avram'a, "Adamlarımı bana ver, mallar sana kalsın" dedi.
  22-23 Avram Sodom Kralı'na, "Yeri göğü yaratan yüce Tanrı RAB'bin önünde sana ait hiçbir şey, bir iplik, bir çarık bağı bile almayacağıma ant içerim" diye karşılık verdi, "Öyle ki, 'Ben Avram'ı zengin ettim' demeyesin.
  24 Yalnız, adamlarımın yedikleri bunun dışında. Bir de beni destekleyen Aner, Eşkol ve Mamre paylarına düşeni alsınlar."
İbrahim bir kadınla daha evlendi. Kadının adı Ketura'ydı.
2 Ondan Zimran, Yokşan, Medan, Midyan, İşbak, Şuah adlı çocukları oldu.
  3 Yokşan'dan da Şeva, Dedan oldu. Dedan soyundan Aşurlular, Letuşlular, Leumlular doğdu.
  Midyan'ın Efa, Efer, Hanok, Avida, Eldaa adlı oğulları oldu. Bunların hepsi Ketura'nın soyundandı.
  5 İbrahim sahip olduğu her şeyi İshak'a bıraktı.
  6 Cariyelerinin oğullarına da armağanlar verdi. Kendisi sağken bu çocukları oğlu İshak'tan uzaklaştırıp doğuya gönderdi.
  7 İbrahim yüz yetmiş beş yıl yaşadı. Ömrü bu kadardı.
  8 Kocamış, yaşama doymuş, iyice yaşlanmış olarak son soluğunu verdi. Ölüp halkına kavuştu.
  9 Oğulları İshak'la İsmail onu Hititli Sohar oğlu Efron'un tarlasında Mamre'ye yakın Makpela Mağarası'na gömdüler.
  10 İbrahim o tarlayı Hititler'den satın almıştı. Böylece İbrahim'le karısı Sara oraya gömüldüler.
  11 Tanrı İbrahim'in ölümünden sonra oğlu İshak'ı kutsadı. İshak Beer-Lahay-Roi'de yaşıyordu.
İsmailoğulları
  12 Sara'nın cariyesi Mısırlı Hacer'in İbrahim'e doğurduğu İsmail'in öyküsü:
  13 Doğum sırasına göre İsmail'in oğullarının adları şunlardır: İlk oğlu Nevayot. Sonra Kedar, Adbeel, Mivsam,
  14 Mişma, Duma, Massa,
  15 Hadat, Tema, Yetur, Nafiş, Kedema.
  16 İsmail'in oğulları olan bu on iki bey oymakların atalarıydı. Köylerine ve obalarına da bu adları verdiler.
  17 İsmail yüz otuz yedi yıl yaşadıktan sonra son soluğunu verdi. Ölüp halkına kavuştu.
  18 İsmailoğulları Aşur'a doğru giderken Mısır sınırı yakınında, Havila ile Şur arasındaki bölgeye yerleştiler. Kardeşlerinin yaşadığı yerin doğusuna yerleşmişlerdi.
Yakup'la Esav
  19 İbrahim'in oğlu İshak'ın öyküsü:
  20 İshak Aramlı Lavan'ın kızkardeşi, Paddan-Aramlı Betuel'in kızı Rebeka'yla evlendiğinde kırk yaşındaydı.
  21 İshak karısı için RAB'be yakardı, çünkü karısı kısırdı. RAB İshak'ın yakarışını yanıtladı, Rebeka hamile kaldı.
  22 Çocuklar karnında itişiyordu. Rebeka, "Nedir bu başıma gelen?" diyerek RAB'be danışmaya gitti.
  23 RAB onu şöyle yanıtladı:
"Rahminde iki ulus var,
Senden iki ayrı halk doğacak,
Biri öbüründen güçlü olacak,
Büyüğü küçüğüne hizmet edecek."
  24 Doğum vakti gelince, Rebeka'nın ikiz oğulları oldu.
  25 İlk doğan oğlu kıpkırmızı ve tüylüydü; kırmızı bir cüppeyi andırıyordu. Adını Esav[i] koydular.
  26 Sonra kardeşi doğdu. Eliyle Esav'ın topuğunu tutuyordu. Bu yüzden İshak ona Yakup[ii] adını verdi. Rebeka doğum yaptığında İshak altmış yaşındaydı.
  27 Çocuklar büyüdü. Esav kırları seven usta bir avcı oldu. Yakup'sa hep çadırda oturan sakin bir adamdı.
  28 İshak Esav'ı daha çok severdi, çünkü onun getirdiği av etlerini yerdi. Rebeka ise Yakup'u severdi.
  29 Bir gün Yakup çorba pişirirken Esav avdan geldi. Aç ve bitkindi.
  30 Yakup'a, "Lütfen şu kızıl çorbadan biraz ver de içeyim. Aç ve bitkinim" dedi. Bu nedenle ona Edom[iii] adı da verildi.
  31 Yakup, "Önce sen ilk oğulluk hakkını bana ver" diye karşılık verdi.
  32 Esav, "Baksana, açlıktan ölmek üzereyim" dedi, "İlk oğulluk hakkının bana ne yararı var?"
  33 Yakup, "Önce ant iç" dedi. Esav ant içerek ilk oğulluk hakkını Yakup'a sattı.
  34 Yakup Esav'a ekmek ve mercimek çorbası verdi. Esav yiyip içtikten sonra kalkıp gitti. Böylece Esav ilk oğulluk hakkını küçümsedi.

[i] 25:25. "Esav": "Tüylü" anlamına gelir
[ii] 25:26. "Yakup": "Topuk tutar" ya da "Hilekâr" anlamına gelir
[iii] 25:30. "Edom": "Kızıl" anlamına gelir
İshak ile Avimelek
26
İbrahim'in yaşadığı dönemdeki kıtlıktan başka ülkede bir kıtlık daha oldu. İshak Gerar'a, Filist Kralı Avimelek'in yanına gitti.
  2 RAB İshak'a görünerek, "Mısır'a gitme" dedi, "Sana söyleyeceğim ülkeye yerleş.
 Orada bir süre kal. Ben seninle olacak, seni kutsayacağım: Bütün bu toprakları sana ve soyuna vereceğim. Baban İbrahim'e ant içerek verdiğim sözü yerine getireceğim.
  4 Soyunu gökteki yıldızlar kadar çoğaltacağım. Bu ülkelerin tümünü onlara vereceğim. Yeryüzündeki ulusların hepsi senin soyun aracılığıyla kutsanacak.
  5 Çünkü İbrahim sözümü dinledi. Uyarılarıma, buyruklarıma, kurallarıma, yasalarıma bağlı kaldı."
  6 Böylece İshak Gerar'da kaldı.
  7 Yöre halkı karısıyla ilgili soru sorunca, "Kızkardeşimdir" diyordu. Çünkü "Karımdır" demekten korkuyordu. Rebeka yüzünden yöre halkı beni öldürebilir diye düşünüyordu. Çünkü Rebeka güzeldi.
  8 İshak orada uzun bir zaman kaldı. Bir gün Filist Kralı Avimelek, pencereden dışarı bakarken, İshak'ın karısı Rebeka'yı okşadığını gördü.
  İshak'ı çağırtarak, "Bu kadın gerçekte senin karın!" dedi, "Neden kızkardeşin olduğunu söyledin?" İshak, "Çünkü onun yüzünden canımdan olurum diye düşündüm" dedi.
  10 Avimelek, "Nedir bize bu yaptığın?" dedi, "Az kaldı halktan biri karınla yatacaktı. Bize suç işletecektin."
  11 Sonra bütün halka, "Kim bu adama veya karısına dokunursa, kesinlikle öldürülecektir" diye buyruk verdi.
  12 İshak o ülkede ekin ekti ve o yıl ektiğinin yüz katını biçti. RAB onu kutsamıştı.
  13 İshak bolluğa kavuştu. Varlığı gittikçe büyüyordu. Çok zengin oldu.
  14 Sürülerle davar, sığır ve birçok uşak sahibi oldu. Filistliler onu kıskanmaya başladılar.
  15 Babası İbrahim'in yaşadığı yıllarda onun kölelerinin kazmış olduğu bütün kuyuları toprakla doldurup kapadılar.
  16 Avimelek İshak'a, "Ülkemizden git" dedi, "Çünkü gücün bizim gücümüzü aştı."
  17 İshak oradan ayrıldı. Gerar Vadisi'nde çadır kurup oraya yerleşti.
  18 Babası İbrahim'in yaşadığı yıllarda kazılmış olan kuyuları yeniden açtırdı. Çünkü Filistliler İbrahim'in ölümünden sonra o kuyuları kapamışlardı. Kuyulara aynı adları, babasının vermiş olduğu adları verdi.
  19 İshak'ın köleleri vadide kuyu kazarken bir kaynak buldular.
  20 Gerar'ın çobanları, "Su bizimdir" diyerek İshak'ın çobanlarıyla kavgaya tutuştular. İshak kendisiyle çekiştikleri için kuyuya Esek[i] adını verdi.
  21 İshak'ın köleleri başka bir kuyu kazdılar. Bu kuyu yüzünden de kavga çıktı ve İshak kuyuya Sitna[ii] adını verdi.
  22 Oradan ayrılıp başka bir yerde kuyu kazdırdı. Bu kuyu yüzünden kavga çıkmadı. Bu nedenle İshak ona Rehovot[iii] adını verdi. "RAB en sonunda bize rahatlık verdi" dedi, "Bu ülkede verimli olacağız."
  23 İshak oradan Beer-Şeva'ya gitti.
  24 O gece RAB kendisine görünerek, "Ben baban İbrahim'in Tanrısı'yım, korkma" dedi, "Seninle birlikteyim. Seni kutsayacağım ve kulum İbrahim'in hatırı için soyunu çoğaltacağım."
  25 İshak orada bir sunak yaparak RAB'be yakardı. Çadırını oraya kurdu. Köleleri de orada bir kuyu kazdı.
  26 Avimelek, danışmanı Ahuzzat ve ordusunun komutanı Fikol ile birlikte, Gerar'dan İshak'ın yanına gitti.
  27 İshak onlara, "Niçin yanıma geldiniz?" dedi, "Benden nefret ediyorsunuz. Üstelik beni ülkenizden kovdunuz."
  28-29 "Açıkça gördük ki, RAB seninle" diye yanıt verdiler, "Onun için aramızda ant olsun. Biz nasıl sana dokunmadıksa, hep iyi davranarak seni esenlik içinde gönderdikse, sen de bize kötülük etme. Bu konuda seninle anlaşalım. Sen şimdi RAB'bin kutsadığı bir adamsın."
  30 İshak onlara bir şölen verdi, yiyip içtiler.
  31 Sabah erkenden kalkıp karşılıklı ant içtiler. Sonra İshak onları yolcu etti. Esenlik içinde oradan ayrıldılar.
  32 Aynı gün İshak'ın köleleri gelip kazdıkları kuyu hakkında kendisine bilgi verdiler. "Su bulduk" dediler.
  33 İshak kuyuya Şiva[iv] adını verdi. Bu yüzden kent bugüne kadar Beer-Şeva[v] diye anılır.
  34 Esav kırk yaşında Hititli Beeri'nin kızı Yudit ve Hititli Elon'un kızı Basemat'la evlendi.
  35 Bu kadınlar İshak'la Rebeka'nın başına dert oldular.

[i] 26:20. "Esek": "Çekişme" anlamına gelir
[ii] 26:21. "Sitna": "Düşmanlık" anlamına gelir
[iii] 26:22. "Rehovot": "Rahatlık, genişlik" anlamına gelir
[iv] 26:33. "Şiva": "Ant" anlamına gelir
[v] 26:33. "Beer-Şeva": "Ant Kuyusu" anlamına gelir
İshak Yakup'u Kutsuyor
27
İshak yaşlanmış, gözleri görmez olmuştu. Büyük oğlu Esav'ı çağırıp, "Oğlum!" dedi. Esav, "Efendim!" diye yanıt verdi.
  2 İshak, "Artık yaşlandım" dedi, "Ne zaman öleceğimi bilmiyorum.
  3 Silahlarını - ok kılıfını, yayını - al, kırlara çıkıp benim için bir hayvan avla.
  4 Sevdiğim lezzetli bir yemek yap, bana getir yiyeyim. Ölmeden önce seni kutsayayım."
  5 İshak oğlu Esav'la konuşurken Rebeka onları dinliyordu. Esav avlanmak için kıra çıkınca,
  Rebeka oğlu Yakup'a şöyle dedi: "Dinle, babanın ağabeyin Esav'a söylediklerini duydum.
 7 Baban ona, 'Bana bir hayvan avla getir' dedi, 'Lezzetli bir yemek yap, yiyeyim. Ölmeden önce seni RAB'bin huzurunda kutsayayım.'
 8 Bak oğlum, sana söyleyeceklerimi iyi dinle:
  9 Git süründen bana iki seçme oğlak getir. Onlarla babanın sevdiği lezzetli bir yemek yapayım.
  10 Yemesi için onu babana sen götüreceksin. Öyle ki, ölmeden önce seni kutsasın."
  11 Yakup annesi Rebeka'ya, "Ama kardeşim Esav'ın bedeni kıllı, benimkiyse kılsız" dedi,
  12 "Ya babam bana dokunursa? O zaman kendisini aldattığımı anlar. Kutsama yerine üzerime lanet getirmiş olurum."
  13 Annesi, "Sana gelecek lanet bana gelsin, oğlum" dedi, "Sen beni dinle, git oğlakları getir."
  14 Yakup gidip oğlakları annesine getirdi. Annesi babasının sevdiği lezzetli bir yemek yaptı.
  15 Büyük oğlu Esav'ın en güzel giysileri o anda evdeydi. Rebeka onları küçük oğlu Yakup'a giydirdi.
  16 Ellerinin üstünü, ensesinin kılsız yerini oğlak derisiyle kapladı.
  17 Yaptığı güzel yemekle ekmeği Yakup'un eline verdi.
  18 Yakup babasının yanına varıp, "Baba!" diye seslendi. Babası, "Evet, kimsin sen?" dedi.
  19 Yakup, "Ben ilk oğlun Esav'ım" diye karşılık verdi, "Söylediğini yaptım. Lütfen kalkıp otur, getirdiğim av etini ye. Öyle ki, beni kutsayabilesin."
  20 İshak, "Nasıl böyle çabucak buldun, oğlum?" dedi. Yakup, "Tanrın RAB bana yardım etti" diye yanıtladı.
  21 İshak, "Yaklaş, oğlum" dedi, "Sana dokunayım, gerçekten oğlum Esav mısın, değil misin anlayayım."
  22 Yakup babasına yaklaştı. Babası ona dokunarak, "Ses Yakup'un sesi, ama eller Esav'ın elleri" dedi.
  23 Onu tanıyamadı. Çünkü Yakup'un elleri ağabeyi Esav'ın elleri gibi kıllıydı. İshak onu kutsamak üzereyken,
  24 bir daha sordu: "Sen gerçekten oğlum Esav mısın?" Yakup, "Evet!" diye yanıtladı.
  25 İshak, "Oğlum, av etini getir yiyeyim de seni kutsayayım" dedi. Yakup önce yemeği, sonra şarabı getirdi. İshak yedi, içti.
  26 "Yaklaş da beni öp, oğlum" dedi.
  27 Yakup yaklaşıp babasını öptü. Babası da onun giysilerini kokladı ve kendisini kutsayarak şöyle dedi:
"İşte oğlumun kokusu Sanki RAB'bin kutsadığı kırların kokusu.
  28 Tanrı sana göklerin çiyinden Ve yerin verimli topraklarından Bol buğday ve yeni şarap versin.
  29 Halklar sana kulluk etsin, Uluslar boyun eğsin, Kardeşlerine egemen ol, Kardeşlerin sana boyun eğsin; Sana lanet edenlere lanet olsun,
Seni kutsayanlar kutsansın."
İshak Esav'ı Kutsuyor
  30 İshak Yakup'u kutsadıktan sonra, Yakup babasının yanından ayrıldı. O gider gitmez kardeşi Esav da avdan döndü.
  31 Esav da lezzetli bir yemek yaparak babasına götürdü. Ona, "Baba, kalk, getirdiğim av etini ye" dedi, "Öyle ki, beni kutsayabilesin."
  32 Babası, "Sen kimsin?" diye sordu. Esav, "Ben ilk oğlun Esav'ım" diye karşılık verdi.
  33 İshak'ı bir titremedir sardı. Tir tir titreyerek, "Öyleyse daha önce avlanıp bana yemek getiren kimdi?" diye sordu, "Sen gelmeden önce yemeğimi yiyip onu kutsadım. Artık o kutsanmış oldu."
  34 Esav babasının anlattıklarını duyunca, acı acı haykırdı. Babasına, "Beni de kutsa, baba, beni de!" dedi.
  35 İshak, "Kardeşin gelip beni kandırdı" diye karşılık verdi, "Senin yerine o kutsandı."
  36 Esav, "Ona boşuna mı Yakup diyorlar?" dedi, "İki kezdir beni aldatıyor. Önce ilk oğulluk hakkımı aldı. Şimdi de benim yerime o kutsandı." Sonra, "Kutsamak için bana bir hak ayırmadın mı?" diye sordu.
  37 İshak, "Onu sana egemen kıldım" diye yanıtladı, "Bütün kardeşlerini onun hizmetine verdim. Onu buğday ve yeni şarapla besledim. Senin için ne yapabilirim ki, oğlum?"
  38 Esav, "Sen yalnız bir kişiyi mi kutsayabilirsin baba?" dedi, "Beni de kutsa, baba, beni de!" Sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
  39 Babası İshak onu şöyle yanıtladı:
"Göklerin çiyinden, Zengin topraklardan Uzak yaşayacaksın.
  40 Kılıcınla yaşayacak, Kardeşine hizmet edeceksin.
Ama özgür olmak isteyince, Onun boyunduruğunu kırıp atacaksın."
Yakup Lavan'ın Yanına Kaçıyor
  41 Babası Yakup'u kutsadığı için Esav kardeşi Yakup'a kin bağladı. "Nasıl olsa babamın ölümü yaklaştı" diye düşünüyordu, "O zaman kardeşim Yakup'u öldürürüm."
  42 Büyük oğlu Esav'ın ne düşündüğü Rebeka'ya bildirildi. Rebeka küçük oğlu Yakup'u çağırttı. Ona, "Bak, ağabeyin Esav seni öldürmeyi düşünerek kendini avutuyor" dedi,
  43 "Beni dinle, oğlum. Hemen Harran'a, kardeşim Lavan'ın yanına kaç.
  44-45 Ağabeyinin öfkesi dininceye, sana kızgınlığı geçinceye, ona yaptığını unutuncaya kadar orada kal. Birini gönderir, seni getirtirim. Niçin bir günde ikinizden de yoksun kalayım?"
  46 Sonra İshak'a, "Bu Hititli kadınlar yüzünden canımdan bezdim" dedi, "Eğer Yakup da bu ülke kızlarıyla, Hitit kızlarıyla evlenirse, nasıl yaşarım ?"

28
İshak Yakup'u çağırdı, onu kutsayarak, "Kenanlı kızlarla evlenme" diye buyurdu,
2 "Hemen Paddan-Aram'a, annenin babası Betuel'in evine git. Orada dayın Lavan'ın kızlarından biriyle evlen.
  3 Her Şeye Gücü Yeten Tanrı seni kutsasın, verimli kılsın, soyunu çoğaltsın; soyundan halklar türesin.
  4 İbrahim'i kutsadığı gibi seni ve soyunu da kutsasın. Öyle ki, Tanrı'nın İbrahim'e verdiği topraklara - üzerinde yabancı olarak yaşadığın bu topraklara - sahip olasın."
  5 İshak Yakup'u böyle uğurladı. Yakup Paddan-Aram'a, kendisinin ve Esav'ın annesi Rebeka'nın kardeşi Aramlı Betuel oğlu Lavan'ın yanına gitmek üzere yola çıktı.
  6-Esav İshak'ın Yakup'u kutsadığını ve evlenmek üzere Paddan-Aram'a gönderdiğini öğrendi. Ayrıca Yakup'u kutsarken, babasının, "Kenanlı kızlarla evlenme" diye buyurduğunu, Yakup'un da annesiyle babasını dinleyip Paddan-Aram'a gittiğini öğrendi.
 8 Böylece babasının Kenanlı kızlardan hoşlanmadığını anladı.
  9 İsmail'in yanına gitti. İbrahim oğlu İsmail'in kızı, Nevayot'un kızkardeşi Mahalat'la evlenerek onu karılarının üzerine getirdi.
Yakup'un Düşü
  10 Yakup Beer-Şeva'dan ayrılarak Harran'a doğru yola çıktı.
  11 Bir yere varıp orada geceledi, çünkü güneş batmıştı. Oradaki taşlardan birini alıp başının altına koyarak yattı.
  12 Düşte yeryüzüne bir merdiven dikildiğini, başının göklere eriştiğini gördü. Tanrı'nın melekleri merdivenden inip çıkıyorlardı.
  13 RAB yanıbaşında durup, "Atan İbrahim'in, İshak'ın Tanrısı RAB benim" dedi, "Üzerinde yattığın toprakları sana ve soyuna vereceğim.
  14 Yeryüzünün tozu kadar sayısız bir soya sahip olacaksın. Doğuya, batıya, kuzeye, güneye doğru yayılacaksınız. Yeryüzündeki bütün halklar senin ve soyunun aracılığıyla kutsanacak.
  15 Seninle birlikteyim. Gideceğin her yerde seni koruyacak ve bu topraklara geri getireceğim. Verdiğim sözü yerine getirinceye kadar senden ayrılmayacağım."
  16 Yakup uyanınca, "RAB burada, ama ben farkına varamadım" diye düşündü.
  17 Korktu ve, "Ne korkunç bir yer!" dedi, "Bu, Tanrı'nın evinden başka bir yer olamaz. Burası göklerin kapısı."
  18 Ertesi sabah erkenden kalkıp başının altına koyduğu taşı anıt olarak dikti, üzerine zeytinyağı döktü.
  19 Oraya Beyt-El[i] adını verdi. Kentin önceki adı Luz'du.
  20 Sonra bir adak adayarak şöyle dedi: "Tanrı benimle olur, gittiğim yolda beni korur, bana yiyecek ve giyecek sağlarsa,
  21 esenlik içinde babamın evine dönersem, RAB benim Tanrım olacak.
  22 Anıt olarak diktiğim bu taş Tanrı'nın evi olacak. Bana vereceğin her şeyin ondalığını sana vereceğim."

[i] 28:19. "Beyt-El": "Tanrı'nın Evi" anlamına gelir
Yakup Paddan-Aram'a Varıyor
29
Yakup yoluna devam ederek doğu halklarının ülkesine vardı.
2 Kırda bir kuyu gördü. Kuyunun yanıbaşında üç davar sürüsü yatıyordu. Sürülere o kuyudan su verilirdi. Kuyunun ağzında büyük bir taş vardı.
  3 Bütün sürüler oraya toplanınca, çobanlar kuyunun ağzındaki taşı yuvarlar, davarlarını suvardıktan sonra taşı yine yerine, kuyunun ağzına koyarlardı.
  4 Yakup çobanlara, "Kardeşler, nerelisiniz?" diye sordu. Çobanlar, "Harranlı'yız" diye yanıt verdiler.
  5 Yakup, "Nahor'un torunu Lavan'ı tanıyor musunuz?" diye sordu. "Tanıyoruz" dediler.
  Yakup, "İyi midir?" diye sordu. "İyidir. İşte kızı Rahel davarlarla birlikte geliyor."
  7 Yakup, "Akşama daha çok var" dedi, "Sürülerin toplanma vakti değil. Davarlarınızı suvarın, götürüp otlatın."
  8 Çobanlar, "Bütün sürüler toplanmadan, kuyunun ağzındaki taşı yuvarlamadan olmaz" dediler, "Ancak o zaman davarları suvarabiliriz."
  Yakup onlarla konuşurken Rahel babasının davarlarını getirdi. Rahel çobanlık yapıyordu.
  10 Yakup dayısı Lavan'ın kızı Rahel'i ve davarları görünce, gidip kuyunun ağzındaki taşı yuvarladı, dayısının davarlarını suvardı.
  11 Rahel'i öperek hıçkıra hıçkıra ağladı.
  12 Rahel'e baba tarafından akraba olduklarını, Rebeka'nın oğlu olduğunu anlattı. Rahel koşup babasına haber verdi.
  13 Lavan, yeğeni Yakup'un geldiğini duyunca, onu karşılamaya koştu. Ona sarılıp öptü, evine getirdi. Yakup bütün olanları Lavan'a anlattı.
  14 Lavan, "Sen benim kanım, canımsın" dedi.
Yakup Rahel ve Lea'yla Evleniyor
Yakup Lavan'ın yanında bir ay kaldıktan sonra,
  15 Lavan, "Akrabamsın diye benim için bedava mı çalışacaksın?" dedi, "Söyle, ne kadar ücret istiyorsun?"
  16 Lavan'ın iki kızı vardı. Büyüğünün adı Lea, küçüğünün adı Rahel'di.
  17 Lea'nın gözleri alımlıydı[i], Rahel ise boyu bosu yerinde, güzel bir kızdı.
  18 Yakup Rahel'e aşıktı. Lavan'a, "Küçük kızın Rahel için sana yedi yıl hizmet ederim" dedi.
  19 Lavan, "Onu sana vermek başkasına vermekten daha iyidir" dedi, "Yanımda kal."
  20 Yakup Rahel için yedi yıl çalıştı. Rahel'i sevdiği için, yedi yıl ona birkaç gün gibi geldi.
  21 Lavan'a, "Zaman doldu, kızını ver, evleneyim" dedi.
  22 Lavan bütün yöre halkını toplayıp bir şölen verdi.
  23 Gece kızı Lea'yı Yakup'a götürdü. Yakup onunla yattı.
  24 Lavan cariyesi Zilpa'yı kızı Lea'nın hizmetine verdi.
  25 Sabah olunca, Yakup bir de baktı ki, yanındaki Lea! Lavan'a, "Nedir bana bu yaptığın?" dedi, "Ben Rahel için yanında çalışmadım mı? Niçin beni aldattın?"
  26 Lavan, "Bizim buralarda adettir. Büyük kız dururken küçük kız evlendirilmez" dedi,
  27 "Bu bir haftayı tamamla, Rahel'i de sana veririz. Yalnız ona karşılık yedi yıl daha yanımda çalışacaksın."
  28 Yakup kabul etti. Lea'yla bir hafta geçirdi. Sonra Lavan kızı Rahel'i de ona verdi.
  29 Cariyesi Bilha'yı Rahel'in hizmetine verdi.
  30 Yakup Rahel'le de yattı. Onu Lea'dan çok sevdi. Lavan'a yedi yıl daha hizmet etti.
Yakup'un Çocukları
  31 RAB Lea'nın sevilmediğini görünce, çocuk sahibi olmasını sağladı. Oysa Rahel kısırdı.
  32 Lea hamile kalıp bir oğlan doğurdu. Adını Ruben[ii] koydu. "Çünkü RAB mutsuzluğumu gördü" dedi, "Kuşkusuz artık kocam beni sever."
  33 Yine hamile kaldı ve bir oğlan daha doğurdu. "RAB sevilmediğimi duyduğu için bana bu çocuğu verdi" diyerek adını Şimon[iii] koydu.
  34 Üçüncü kez hamile kalıp bir daha oğlan doğurdu. "Artık kocam bana bağlanacak" dedi, "Çünkü ona üç oğlan doğurdum." Onun için çocuğa Levi[iv] adı verildi.
  35 Dördüncü kez hamile kaldı ve bir oğlan daha doğurdu. "Bu kez RAB'be övgüler sunacağım" dedi. Onun için çocuğa Yahuda[v] adını verdi. Bir süre doğum yapmadı.

[i] 29:17. "Alımlıydı" ya da "Zayıftı"
[ii] 29:32. "Ruben": "Bak, oğlan!" anlamına gelir
[iii] 29:33. "Şimon": "Duyar" anlamına gelir
[iv] 29:34. "Levi": "Bağlılık" anlamına gelir
[v] 29:35. "Yahuda": "Övgü" anlamına gelir
30
Rahel, Yakup'a çocuk doğuramayınca, kızkardeşini kıskanmaya başladı. Yakup'a, "Bana çocuk ver, yoksa öleceğim" dedi.
  2 Yakup Rahel'e öfkelendi. "Çocuk sahibi olmanı Tanrı engelliyor. Ben Tanrı değilim ki!" diye karşılık verdi.
  3 Rahel, "İşte cariyem Bilha" dedi, "Onunla yat, benim için çocuk doğursun, ben de aile kurayım."
  4 Rahel cariyesi Bilha'yı eş olarak kocasına verdi. Yakup onunla yattı.
  5 Bilha hamile kalıp Yakup'a bir oğlan doğurdu.
  6 Rahel, "Tanrı beni haklı çıkardı" dedi, "Yakarışımı duyup bana bir oğul verdi." Bu yüzden çocuğa Dan[i] adını verdi.
  Rahel'in cariyesi Bilha yine hamile kaldı ve Yakup'a ikinci bir oğul doğurdu.
  Rahel, "Kızkardeşime karşı büyük savaşım verdim ve onu yendim" diyerek çocuğa Naftali[ii] adını verdi.
  9 Lea artık doğum yapamadığını görünce, cariyesi Zilpa'yı Yakup'a eş olarak verdi.
  10 Zilpa Yakup'a bir oğlan doğurdu.
  11 Lea, "Uğurum!" diyerek çocuğa Gad[iii] adını verdi.
  12 Lea'nın cariyesi Zilpa Yakup'a ikinci bir oğul doğurdu.
  13 Lea, "Mutluyum!" dedi, "Kadınlar bana 'mutlu' diyecek." Ve çocuğa Aşer[iv] adını verdi.
  14 Ruben hasat mevsimi tarlaya gitti. Orada adamotu bulup annesi Lea'ya getirdi. Rahel Lea'ya, "Lütfen oğlunun getirdiği adamotundan bana da ver" dedi.
  15 Lea, "Kocamı aldığın yetmez mi? Bir de oğlumun adamotunu mu istiyorsun?" diye karşılık verdi. Rahel, "Öyle olsun" dedi, "Oğlunun adamotuna karşılık kocam bu gece seninle yatsın."
  16 Akşamleyin Yakup tarladan dönerken Lea onu karşılamaya gitti. Yakup'a, "Benimle yatacaksın" dedi, "Oğlumun adamotuna karşılık bu gece benimsin." Yakup o gece onunla yattı.
  17 Tanrı Lea'nın duasını işitti. Lea hamile kalıp Yakup'a beşinci oğlunu doğurdu.
  18 "Cariyemi kocama verdiğim için Tanrı beni ödüllendirdi" diyerek çocuğa İssakar[v] adını verdi.
  19 Lea yine hamile kaldı ve Yakup'a altıncı oğlunu doğurdu.
  20 "Tanrı bana iyi bir armağan verdi" dedi, "Artık kocam bana değer verir. Çünkü ona altı oğlan doğurdum." Ve çocuğa Zevulun[vi] adını verdi.
  21 Bir süre sonra Lea bir kız doğurdu ve adını Dina koydu.
  22 Tanrı Rahel'i anımsadı, onun duasını işiterek çocuk sahibi olmasını sağladı.
  23-24 Rahel hamile kaldı ve bir oğlan doğurdu. "Tanrı utancımı kaldırdı. RAB bana bir oğul daha versin!" diyerek çocuğa Yusuf[vii] adını verdi.
Yakup'un Sürüleri Artıyor
  25 Rahel Yusuf'u doğurduktan sonra Yakup Lavan'a, "Beni gönder, evime, topraklarıma gideyim" dedi,
  26 "Hizmetime karşılık karılarımı, çocuklarımı ver de gideyim. Sana nasıl hizmet ettiğimi biliyorsun."
  27 Lavan, "Eğer benden hoşnutsan, burada kal" dedi, "Çünkü fala bakarak anladım ki, RAB senin sayende beni kutsadı.
  28 Alacağın neyse söyle, ödeyeyim."
  29 Yakup, "Sana nasıl hizmet ettiğimi, sürülerine nasıl baktığımı biliyorsun" diye karşılık verdi,
  30 "Ben gelmeden önce malın azdı. Benim sayemde RAB seni kutsadı. Malın gitgide arttı. Ya kendi evim için ne zaman çalışacağım?"
  31 Lavan, "Sana ne vereyim?" diye sordu. Yakup, "Bana bir şey verme" diye yanıtladı, "Eğer şu önerimi kabul edersen, yine sürünü güder, hayvanlarına bakarım:
  32 Bugün bütün sürülerini yoklayıp noktalı veya benekli koyunları, kara kuzuları, benekli veya noktalı keçileri ayırayım. Ücretim bu olsun.
  33 İleride bana verdiklerini denetlemeye geldiğinde, dürüst olup olmadığımı kolayca anlayabilirsin. Noktalı ve benekli olmayan keçilerim, kara olmayan kuzularım varsa, onları çalmışım demektir."
  34 Lavan, "Kabul, söylediğin gibi olsun" dedi.
  35 Ama o gün çizgili ve benekli tekeleri, noktalı ve benekli keçileri, beyaz keçilerin hepsini, bütün kara kuzuları ayırıp oğullarına teslim etti.
  36 Sonra Yakup'tan üç günlük yol kadar uzaklaştı. Yakup Lavan'ın kalan sürüsünü gütmeye devam etti.
  37 Yakup kavak, badem ve çınar ağaçlarından taze dallar kesti. Dalları soyarak beyaz çentikler açtı.
  38 Soyduğu çubukları koyunların önüne, su içtikleri yalaklara koydu. Koyunlar su içmeye gelince çiftleşiyorlardı.
  39 Çubukların önünde çiftleşince çizgili, noktalı, benekli yavrular doğuruyorlardı.
  40 Yakup kuzuları ayırıp sürülerinin yüzünü Lavan'ın çizgili, kara hayvanlarına döndürüyordu. Kendi sürülerini ayrı tutuyor, Lavan'ınkilerle karıştırmıyordu.
  41 Sürüdeki güçlü hayvanlar kızışınca, Yakup çubukları onların gözü önüne, yalaklara koyuyordu ki, çubukların yanında çiftleşsinler.
  42 Sürünün zayıf hayvanlarının önüneyse çubuk koymuyordu. Böylece zayıf hayvanları Lavan, güçlüleri Yakup aldı.
  43 Yakup alabildiğine zenginleşti. Çok sayıda sürü, cariye, köle, deve, eşek sahibi oldu.

[i] 30:6. "Dan": "Haklı" anlamına gelir
[ii] 30:8. "Naftali": "Benim savaşım" anlamına gelir
[iii] 30:11. "Gad": "Uğur" anlamına gelir
[iv] 30:13. "Aşer": "Mutlu" anlamına gelir
[v] 30:18. "İssakar": "Ödül" anlamına gelir
[vi] 30:20. "Zevulun": "Değer" anlamına gelir
[vii] 30:24. "Yusuf": "Daha çok versin" anlamına gelir

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...