07 Eylül 2017

KUTSAL KİTAP YEDİNCİ BÖLÜM MISIRDAN ÇIKIŞ


KUTSAL KİTAP YEDİNCİ BÖLÜM
MISIRDAN ÇIKIŞ
14
RAB Musa'ya, "İsrailliler'e söyle, dönsünler" dedi, "Pi- Hahirot yakınlarında, Migdol ile deniz arasında, Baal-Sefon'un karşısında deniz kıyısında konaklasınlar.
 3 Firavun şöyle düşünecek: 'İsrailliler ülkede şaşkın şaşkın dolaşıyorlardır, çöl onları kuşatmıştır.'
  4 Firavun'u inatçı yapacağım. Onların peşine düşecek. Böylece Firavun'la ordusunu yenerek yücelik kazanacağım. Mısırlılar bilecek ki, ben RAB'bim." İsrailliler söyleneni yaptılar.
  5 Halkın kaçtığı Mısır Firavunu'na bildirilince, Firavun'la görevlileri onlara ilişkin düşüncelerini değiştirdiler: "Biz ne yaptık?" dediler, "İsrailliler'i salıvermekle kölelerimizi kaybetmiş olduk!"
  6 Firavun savaş arabasını hazırlattı, ordusunu yanına aldı.
  7 Seçme altı yüz savaş arabasının yanısıra, Mısır'ın bütün savaş arabalarını sorumlu sürücüleriyle birlikte yanına aldı.
  RAB Mısır Firavunu'nu inatçı yaptı. Firavun sevinçle ilerleyen İsrailliler'in peşine düştü.
  9 Mısırlılar Firavun'un bütün atları, savaş arabaları, atlıları, askerleriyle onların ardına düştüler ve deniz kıyısında, Pi-Hahirot yakınlarında, Baal-Sefon'un karşısında konaklarken onlara yetiştiler.
  10 Firavun yaklaşırken, İsrailliler Mısırlılar'ın arkalarından geldiğini görünce dehşete kapılarak RAB'be feryat ettiler.
  11 Musa'ya, "Mısır'da mezar mı yoktu da bizi çöle ölmeye getirdin?" dediler, "Bak, Mısır'dan çıkarmakla bize ne yaptın!
 12 Mısır'dayken sana, 'Bırak bizi, Mısırlılar'a kulluk edelim' demedik mi? Çölde ölmektense Mısırlılar'a kulluk etsek bizim için daha iyi olurdu."
 13 Musa, "Korkmayın!" dedi, "Yerinizde durup bekleyin, RAB bugün sizi nasıl kurtaracak görün. Bugün gördüğünüz Mısırlılar'ı bir daha hiç görmeyeceksiniz.
  14 RAB sizin için savaşacak, siz sakin olun yeter."
  15 RAB Musa'ya, "Niçin bana feryat ediyorsun?" dedi, "İsrailliler'e söyle, ilerlesinler.
  16 Sen değneğini kaldır, elini denizin üzerine uzat. Sular yarılacak ve İsrailliler kuru toprak üzerinde yürüyerek denizi geçecekler.
  17 Ben Mısırlılar'ı inatçı yapacağım ki, ardlarına düşsünler. Firavun'u, bütün ordusunu, savaş arabalarını, atlılarını yenerek yücelik kazanacağım.
  18 Firavun, savaş arabaları ve atlılarından ötürü yücelik kazandığım zaman, Mısırlılar bilecek ki, ben RAB'bim."
  19-20 İsrail ordusunun önünde yürüyen Tanrı'nın meleği yerini değiştirip arkaya geçti. Önlerindeki bulut sütunu da yerini değiştirip arkalarına, Mısır ve İsrail ordularının arasına geldi. Gece boyunca bulut bir yanı karartıyor, öbür yanı aydınlatıyordu. Bu yüzden, bütün gece iki taraf birbirine yaklaşamadı.
  21 Musa elini denizin üzerine uzattı. RAB bütün gece güçlü doğu rüzgarıyla suları geri itti, denizi karaya çevirdi. Sular ikiye bölündü,
  22 İsrailliler kuru toprak üzerinde yürüyerek denizi geçtiler. Sular sağlarında, sollarında onlara duvar oluşturdu.
  23 Mısırlılar ardlarından geliyordu. Firavun'un bütün atları, savaş arabaları, atlıları denizde onları izliyordu.
  24 Sabah nöbetinde RAB ateş ve bulut sütunundan Mısır ordusuna baktı ve onları şaşkına çevirdi.
  25 Arabalarının tekerleklerini çıkardı[i]; öyle ki, arabalarını zorlukla sürdüler. Mısırlılar, "İsrailliler'den kaçalım!" dediler, "Çünkü RAB onlar için bizimle savaşıyor."
  26 RAB Musa'ya, "Elini denizin üzerine uzat" dedi, "Sular Mısırlılar'ın, savaş arabalarının, atlılarının üzerine dönsün."
  27 Musa elini denizin üzerine uzattı. Sabaha karşı deniz olağan haline döndü. Mısırlılar sulardan kaçarken RAB onları denizin ortasında silkip attı.
  28 Geri dönen sular savaş arabalarını, atlıları, İsrailliler'in peşinden denize dalan Firavun'un bütün ordusunu yuttu. Onlardan bir kişi bile sağ kalmadı.
  29 Ama İsrailliler denizi kuru toprakta yürüyerek geçmişlerdi. Sular sağlarında, sollarında onlara duvar oluşturmuştu.
  30 RAB o gün İsrailliler'i Mısırlılar'ın elinden kurtardı. İsrailliler deniz kıyısında Mısırlılar'ın ölülerini gördüler.
  31 RAB'bin Mısırlılar'a gösterdiği büyük gücünü görünce korkan İsrail halkı, RAB'be ve kulu Musa'ya güvendi.

[i] 14:25. "Çıkardı": İbranice fiil "yoldan saptırdı" ya da "çamura saplanmasını sağladı" anlamına da gelebilir.
Kurtuluş Ezgisi
15
Musa'yla İsrailliler RAB'be şu ezgiyi söylediler:
"Ezgiler sunacağım RAB'be,
Çünkü yüceldikçe yüceldi;
Atları da, atlıları da denize döktü.
  2 Rab gücüm, ezgim,
Kurtuluşum oldu benim.
O'dur Tanrım,
Övgüler sunacağım O'na.
O'dur babamın Tanrısı,
Yücelteceğim O'nu.
 3 Savaş eridir RAB,
Adı Yahve'dir.
  4 Denize attı Firavun'un ordusunu,
Savaş arabalarını.
Kamış Denizi'nde boğuldu seçme subayları.
  Derin sulara gömüldüler,
Taş gibi dibe indiler.
  6 Senin sağ elin, ya RAB,
Senin sağ elin korkunç güce sahiptir.
Altında düşmanlar kırılır.
 7 Devrilir sana başkaldıranlar büyük görkemin karşısında,
Gönderir gazabını anız gibi tüketirsin onları.
  8 Burnunun soluğu karşısında,
Sular yığıldı bir araya.
Kabaran sular duvarlara dönüştü,
Denizin göbeğindeki derin sular dondu.
  9 Düşman böbürlendi:
'Peşlerine düşüp yakalayacağım onları' dedi,
'Bölüşeceğim çapulu,
Dileğimce yağmalayacağım,
Kılıcımı çekip yok edeceğim onları.'
  10 Üfledin soluğunu, denize gömüldüler,
Kurşun gibi engin sulara battılar.
  11 "Var mı senin gibisi ilahlar arasında, ya RAB?
Senin gibi kutsallıkta görkemli, heybetiyle övgüye değer,
Harikalar yaratan var mı?
  12 Sağ elini uzattın,
Yer yuttu onları.
  13 Öncülük edeceksin sevginle kurtardığın halka,
Kutsal konutunun yolunu göstereceksin gücünle onlara.
  14 Uluslar duyup titreyecekler,
Filist halkını dehşet saracak.
  15 Edom beyleri korkuya kapılacak,
Moav önderlerini titreme alacak,
Kenan'da yaşayanların tümü korkudan eriyecek.
  16 Korku ve dehşet düşecek üzerlerine,
Senin halkın geçinceye dek, ya RAB,
Sahip olduğun bu halk geçinceye dek,
Bileğinin gücü karşısında taş kesilecekler.
  17 Halkını içeri alacak ve kendi dağına,
Yaşamak için seçtiğin yere, ya RAB,
Ellerinle kurduğun kutsal yere dikeceksin.
  18 RAB sonsuza dek egemen olacak."
  19 Firavun'un atları, savaş arabaları, atlıları denize dalınca, RAB suları onların üzerine çevirdi. Ama İsrailliler denizi kuru toprakta yürüyerek geçtiler.
 20 Harun'un ablası Peygamber Miryam tefini eline aldı, bütün kadınlar teflerle, oynayarak onu izlediler.
  21 Miryam onlara şu ezgiyi söyledi:
"Ezgiler sunun RAB'be,
Çünkü yüceldikçe yüceldi,
Atları, atlıları denize döktü."
Acı Su
  22 Musa İsrailliler'i Kızıldeniz'in ötesine çıkardı. Şur Çölü'ne girdiler. Çölde üç gün yol aldılarsa da su bulamadılar.
  23 Mara'ya vardılar. Ama Mara'nın suyunu içemediler, çünkü su acıydı. Bu yüzden oraya Mara[i] adı verildi.
  24 Halk, "Ne içeceğiz?" diye Musa'ya yakınmaya başladı.
  25 Musa RAB'be yakardı. RAB ona bir ağaç parçası gösterdi. Musa onu suya atınca sular tatlı oldu. Orada RAB onlar için bir kural ve ilke koydu, hepsini sınadı.
 26 "Ben, Tanrınız Yahve'nin sözünü dikkatle dinler, gözümde doğru olanı yapar, buyruklarıma kulak verir, bütün kurallarıma uyarsanız, Mısırlılar'a verdiğim hastalıkların hiçbirini size vermeyeceğim" dedi, "Çünkü size şifa veren RAB benim."
  27 Sonra Elim'e gittiler. Orada on iki su kaynağı, yetmiş hurma ağacı vardı. Su kıyısında konakladılar.

[i] 15:23. "Mara": "Acı" anlamına gelir.
Man ve Bıldırcın
16
Bütün İsrail topluluğu Elim'den ayrıldı. Mısır'dan çıktıktan sonra ikinci ayın on beşinci günü Elim ile Sina arasındaki Sin Çölü'ne vardılar.
  2 Çölde hepsi Musa'yla Harun'a yakınmaya başladı.
  3 "Keşke RAB bizi Mısır'dayken öldürseydi" dediler, "Hiç değilse orada et kazanlarının başına oturur, doyasıya yerdik. Ama siz bütün topluluğu açlıktan öldürmek için bizi bu çöle getirdiniz."
  4 RAB Musa'ya, "Size gökten ekmek yağdıracağım" dedi, "Halk her gün gidip günlük ekmeğini toplayacak. Böylece onları sınayacağım: Benim yasama göre yaşıyorlar mı, yaşamıyorlar mı, göreceğim.
  5 Altıncı gün her gün topladıklarının iki katını toplayıp hazırlayacaklar."
  6 Musa'yla Harun İsrailliler'e, "Bu akşam sizi Mısır'dan RAB'bin çıkardığını bileceksiniz" dediler,
  7 "Sabah da RAB'bin görkemini göreceksiniz. Çünkü RAB kendisine söylendiğinizi duydu. Biz kimiz ki, bize söyleniyorsunuz?"
  8 Sonra Musa, "Akşam size yemek için et, sabah da dilediğiniz kadar ekmek verilince, RAB'bin görkemini göreceksiniz" dedi, "Çünkü RAB kendisine söylendiğinizi duydu. Biz kimiz ki? Siz bize değil,
RAB'be söyleniyorsunuz."
 9 Musa Harun'a, "Bütün İsrail topluluğuna söyle, RAB'bin huzuruna gelsinler" dedi, "Çünkü RAB söylendiklerini duydu."
  10 Harun İsrail topluluğuna bunları anlatırken, çöle doğru baktılar. RAB'bin görkemi bulutta görünüyordu.
  11 RAB Musa'ya şöyle dedi:
  12 "İsrailliler'in yakınmalarını duydum. Onlara de ki, 'Akşamüstü et yiyeceksiniz, sabah da ekmekle karnınızı doyuracaksınız. O zaman bileceksiniz ki, Tanrınız RAB benim.'"
  13 Akşam bıldırcınlar geldi, ordugahı sardı. Sabah ordugahın çevresini çiy kaplamıştı.
  14 Çiy eriyince, toprakta, çölün yüzeyinde kırağıya benzer ince pulcuklar göründü.
  15 Bunu görünce İsrailliler birbirlerine, "Bu da ne?" diye sordular. Çünkü ne olduğunu anlayamamışlardı. Musa, "RAB'bin size yemek için verdiği ekmektir bu" dedi,
  16 "RAB'bin buyruğu şudur: 'Herkes yiyeceği kadar toplasın. Çadırınızdaki her kişi için birer omer[i] alın.'"
  17 İsrailliler söyleneni yaptılar. Kimi çok, kimi az topladı.
  18 Omerle ölçtüklerinde, ne çok toplayanın fazlası, ne de az toplayanın eksiği vardı. Herkes yiyeceği kadar toplamıştı.
  19 Musa onlara, "Kimse sabaha bir parça bile bırakmasın" dedi.
  20 Ama bazıları ona aldırmayıp sabaha bıraktılar. Bıraktıkları kurtlanıp kokmaya başlayınca Musa onlara öfkelendi.
  21 Her sabah herkes yiyeceği kadar topluyordu. Güneş ortalığı ısıtınca, yerde kalanlar eriyordu.
  22 Altıncı gün kişi başına iki omer[ii], yani iki kat topladılar. Topluluğun önderleri gelip durumu Musa'ya bildirdiler.
 23 Musa, "RAB'bin buyruğu şudur" dedi, "'Yarın dinlenme günü, RAB için kutsal Şabat Günü'dür. Pişireceğinizi pişirin, haşlayacağınızı haşlayın. Artakalanı bir kenara koyun, sabaha kalsın.'"
  24 Musa'nın buyurduğu gibi artakalanı sabaha bıraktılar. Ne koktu, ne kurtlandı.
  25 Musa, "Artakalanı bugün yiyin" dedi, "Çünkü bugün RAB için Şabat Günü'dür. Bugün dışarda ekmek bulamayacaksınız.
  26 Altı gün ekmek toplayacaksınız, ama yedinci gün olan Şabat Günü ekmek bulunmayacak."
 27 Yedinci gün bazıları ekmek toplamak için dışarı çıktı, ama hiçbir şey bulamadılar.
  28 RAB Musa'ya, "Ne zamana dek buyruklarıma ve yasalarıma uymayı reddedeceksiniz?" dedi,
  29 "Size Şabat Günü'nü verdim. Bunun için altıncı gün size iki günlük ekmek veriyorum. Yedinci gün herkes neredeyse orada kalsın, dışarı çıkmasın."
  30 Böylece halk yedinci gün dinlendi.
  31 İsrailliler o ekmeğe man[iii] adını verdiler. Kişniş tohumu gibi beyazımsı, tadı ballı yufka gibiydi.
  32 Musa, "RAB'bin buyruğu şudur" dedi, "'Mısır'dan sizi çıkardığımda, gelecek kuşakların çölde size yedirdiğim ekmeği görmesi için, bir omer saklansın.'"
  33 Musa Harun'a, "Bir testi al, içine bir omer man doldur" dedi, "Gelecek kuşaklar için saklanmak üzere onu RAB'bin huzuruna koy."
  34 RAB'bin Musa'ya buyurduğu gibi Harun manı saklanmak üzere Antlaşma Levhaları'nın önüne koydu.
  35 İsrailliler yerleştikleri Kenan topraklarına varıncaya dek kırk yıl man yediler.
  36 (Bir omer[iv] efanın[v] onda biridir.)

[i] 16:16. "Bir omer": Yaklaşık 2. 2 litrelik bir ölçek. Bkz. 16:32,33,36. (litre sıvı alabilen bir ölçek.)
[ii] 16:22. "İki omer": Yaklaşık 4. 5 litrelik bir ölçek. (litre sıvı alabilen bir ölçek.)
[iii] 16:31. "Man": "Bu ne?" anlamına gelir.
[iv] 16:36. "Bir omer": Yaklaşık 2. 2 litrelik bir ölçek. (litre sıvı alabilen bir ölçek.)
[v] 16:36. "Bir efa": Yaklaşık 22 litrelik bir ölçek.  (litre sıvı alabilen bir ölçek.)
Kayadan Çıkan Su
17
RAB'bin buyruğu uyarınca, bütün İsrail topluluğu Sin Çölü'nden ayrıldı, bir yerden öbürüne göçerek Refidim'de konakladı. Ancak orada içecek su yoktu.
  2 Musa'ya, "Bize içecek su ver" diye çıkıştılar. Musa, "Niçin bana çıkışıyorsunuz?" dedi, "Neden RAB'bi deniyorsunuz?"
  3 Ama halk susamıştı. "Niçin bizi Mısır'dan çıkardın?" diye Musa'ya söylendiler, "Bizi, çocuklarımızı, hayvanlarımızı susuzluktan öldürmek için mi?"
 4 Musa, "Bu halka ne yapayım?" diye RAB'be feryat etti, "Neredeyse beni taşlayacaklar."
  5 RAB Musa'ya, "Halkın önüne geç" dedi, "Birkaç İsrail ileri gelenini ve ırmağa vurduğun değneği de yanına alıp yürü.
 Ben Horev Dağı'nda bir kayanın üzerinde, senin önünde duracağım. Kayaya vuracaksın, su fışkıracak, halk içsin diye." Musa İsrail ileri gelenlerinin önünde denileni yaptı.
  7 Oraya Massa[i] ve Meriva[ii] adı verildi. Çünkü İsrailliler orada Musa'ya çıkışmış ve, "Acaba RAB aramızda mı, değil mi?" diye RAB'bi denemişlerdi.
Amalekliler Bozguna Uğruyor
  8 Amalekliler gelip Refidim'de İsrailliler'e savaş açtılar.
  9 Musa Yeşu'ya, "Adam seç, git Amalekliler'le savaş" dedi, "Yarın ben elimde Tanrı'nın değneğiyle tepenin üzerinde duracağım."
  10 Yeşu Musa'nın buyurduğu gibi Amalekliler'le savaştı. Bu arada Musa, Harun ve Hur tepenin üzerine çıktılar.
  11 Musa elini kaldırdıkça İsrailliler, indirdikçe Amalekliler kazanıyordu.
  12 Ne var ki, Musa'nın elleri yoruldu. Bir taş getirip altına koydular. Musa üzerine oturdu. Bir yanda Harun, öbür yanda Hur Musa'nın ellerini yukarıda tuttular. Güneş batıncaya dek Musa'nın elleri yukarıda kaldı.
  13 Böylece Yeşu Amalek ordusunu yenip kılıçtan geçirdi.
  14 RAB Musa'ya, "Bunu anı olarak kayda geç" dedi, "Yeşu'ya da söyle, Amalekliler'in adını yeryüzünden büsbütün sileceğim."
  15 Musa bir sunak yaptı, adını Yahve-Nissi[iii] koydu.
  16 "Eller Rab'bin tahtına doğru kaldırıldı" dedi, "RAB kuşaklar boyunca Amalekliler'e karşı savaşacak!"

[i] 17:7. "Massa": "Deneme" anlamına gelir.
[ii] 17:7. "Meriva": "Çıkışma" anlamına gelir.
[iii] 17:15. "Yahve-Nissi": "RAB sancağımdır" anlamına gelir.
Yitro Musa'yı Ziyaret Ediyor
18Musa'nın kayınbabası Midyanlı Kâhin Yitro, Tanrı'nın Musa ve halkı İsrail için yaptığı her şeyi, RAB'bin İsrailliler'i Mısır'dan nasıl çıkardığını duydu.
  2-3 Musa'nın kendisine göndermiş olduğu karısı Sippora'yı ve iki oğlunu yanına aldı. Musa, "Garibim bu yabancı diyarda" diyerek oğullarından birine Gerşom[i] adını vermişti.
  4 Sonra, "Babamın Tanrısı bana yardım etti, beni Firavun'un kılıcından esirgedi" diyerek öbürüne de Eliezer[ii] adını koymuştu.
  5 Yitro Musa'nın karısı ve oğullarıyla birlikte Tanrı Dağı'na, Musa'nın konakladığı çöle geldi.
  6 Musa'ya şu haberi gönderdi: "Ben, kayınbaban Yitro, karın ve iki oğlunla birlikte sana geliyoruz."
  7 Musa kayınbabasını karşılamaya çıktı, önünde eğilip onu öptü. Birbirinin hatırını sorup çadıra girdiler.
  8 Musa İsrailliler uğruna RAB'bin Firavun'la Mısırlılar'a bütün yaptıklarını, yolda çektikleri sıkıntıları, RAB'bin kendilerini nasıl kurtardığını kayınbabasına bir bir anlattı.
  9 Yitro RAB'bin İsrailliler'e yaptığı iyiliklere, onları Mısırlılar'ın elinden kurtardığına sevindi.
  10 "Sizi Mısırlılar'ın ve Firavun'un elinden kurtaran RAB'be övgüler olsun" dedi, "Halkı Mısır'ın boyunduruğundan O kurtardı.
  11 Artık biliyorum ki, RAB bütün ilahlardan büyüktür. Çünkü onların gurur duyduğu şeylerin üstesinden geldi."
 12 Sonra Tanrı'ya yakmalık sunu ve kurbanlar getirdi. Harun'la bütün İsrail ileri gelenleri, Musa'nın kayınbabasıyla Tanrı'nın huzurunda yemek yemeye geldiler.
Yitro'nun Öğüdü
  13 Ertesi gün Musa halkın davalarına bakmak için yargı kürsüsüne çıktı. Halk sabahtan akşama kadar çevresinde ayakta durdu.
  14 Kayınbabası Musa'nın halk için yaptıklarını görünce, "Nedir bu, halka yaptığın?" dedi, "Neden sen tek başına yargıç olarak oturuyorsun da herkes sabahtan akşama kadar çevrende bekliyor?"
  15 Musa, "Çünkü halk Tanrı'nın istemini bilmek için bana geliyor" diye yanıtladı,
  16 "Ne zaman bir sorunları olsa, bana gelirler. Ben de taraflar arasında karar veririm; Tanrı'nın kurallarını, yasalarını onlara bildiririm."
 17 Kayınbabası, "Yaptığın iş iyi değil" dedi,
  18 "Hem sen, hem de yanındaki halk tükeneceksiniz. Bu işi tek başına kaldıramazsın. Sana ağır gelir.
  19 Beni dinle, sana öğüt vereyim. Tanrı seninle olsun. Tanrı'nın önünde halkı sen temsil etmeli, sorunlarını Tanrı'ya sen iletmelisin.
  20 Kuralları, yasaları halka öğret, izlemeleri gereken yolu, yapacakları işi göster.
  21 Bunun yanısıra halkın arasından Tanrı'dan korkan, yetenekli, haksız kazançtan nefret eden dürüst adamlar seç; onları biner, yüzer, ellişer, onar kişilik toplulukların başına önder ata.
 22 Halka sürekli onlar yargıçlık etsin. Büyük davaları sana getirsinler, küçük davaları kendileri çözsünler. Böylece işini paylaşmış olurlar. Yükün hafifler.
  23 Eğer böyle yaparsan, Tanrı da buyurursa, dayanabilirsin. Herkes esenlik içinde evine döner."
  24 Musa kayınbabasının sözünü dinledi. Söylediği her şeyi yerine getirdi.
  25 İsrailliler arasından yetenekli adamlar seçti. Onları biner, yüzer, ellişer, onar kişilik toplulukların başına önder atadı.
  26 Halka sürekli yargıçlık eden bu kişiler zor davaları Musa'ya getirdiler, küçük davaları ise kendileri çözdüler.
  27 Sonra Musa kayınbabasını uğurladı. Yitro da ülkesine döndü.

[i] 18:2-3 "Gerşom": "Orada garip" anlamına gelir.
[ii] 18:4.  "Eliezer": "Tanrım yardımcıdır" anlamına gelir.
İsrailliler Sina Dağı'nda
19
İsrailliler Mısır'dan çıktıktan tam üç ay sonra Sina Çölü'ne vardılar.
2 Refidim'den yola çıkıp Sina Çölü'ne girdiler. Orada, Sina Dağı'nın karşısında konakladılar.
  3 Musa Tanrı'nın huzuruna çıktı. RAB dağdan kendisine seslendi: "Yakup soyuna, İsrail halkına şöyle diyeceksin:
  4 Mısırlılar'a ne yaptığımı, sizi nasıl kartal kanatları üzerinde taşıyarak yanıma getirdiğimi gördünüz.
  5 Şimdi sözümü dikkatle dinler, antlaşmama uyarsanız, bütün uluslar içinde öz halkım olursunuz. Çünkü yeryüzünün tümü benimdir.
 6 Siz benim için bir kâhinler krallığı, kutsal bir ulus olacaksınız. İsrailliler'e böyle söyleyeceksin."
  7 Musa gidip halkın ileri gelenlerini çağırdı ve RAB'bin kendisine buyurduğu her şeyi onlara anlattı.
  Bütün halk bir ağızdan, "RAB'bin söylediği her şeyi yapacağız" diye yanıt verdiler. Musa halkın yanıtını RAB'be iletti.
  9 RAB Musa'ya, "Sana koyu bir bulut içinde geleceğim" dedi, "Öyle ki, seninle konuşurken halk işitsin ve her zaman sana güvensin." Musa halkın söylediklerini RAB'be iletti.
  10 RAB Musa'ya, "Git, bugün ve yarın halkı arındır" dedi, "Giysilerini yıkasınlar.
  11 Üçüncü güne hazır olsunlar. Çünkü üçüncü gün bütün halkın gözü önünde ben, RAB Sina Dağı'na ineceğim.
  12 Dağın çevresine sınır çiz ve halka de ki: 'Sakın dağa çıkmayın, dağın eteğine de yaklaşmayın! Kim dağa dokunursa, kesinlikle öldürülecektir.
  13 Ya taşlanacak, ya da okla vurulacak; ona insan eli değmeyecek. İster hayvan olsun ister insan, yaşamasına izin verilmeyecek.' Ancak boru uzun uzun
çalınınca dağa çıkabilirler."
  14 Sonra Musa dağdan halkın yanına inip onları arındırdı. Herkes giysilerini yıkadı.
 15 Musa halka, "Üçüncü güne hazır olun" dedi, "Bu süre içinde cinsel ilişkide bulunmayın."
  16 Üçüncü günün sabahı gök gürledi, şimşekler çaktı. Dağın üzerinde koyu bir bulut vardı. Derken, çok güçlü bir boru sesi duyuldu. Ordugahta herkes titremeye başladı.
  17 Musa halkın Tanrı'yla görüşmek üzere ordugahtan çıkmasına öncülük etti. Dağın eteğinde durdular.
  18 Sina Dağı'nın her yanından duman tütüyordu. Çünkü RAB dağın üstüne ateş içinde inmişti. Dağdan ocak dumanı gibi duman çıkıyor, bütün dağ şiddetle sarsılıyordu.
  19 Boru sesi gitgide yükselince, Musa konuştu ve Tanrı gök gürlemeleriyle ona yanıt verdi.
 20 RAB Sina Dağı'nın üzerine indi, Musa'yı dağın tepesine çağırdı. Musa tepeye çıktı.
  21 RAB, "Aşağı inip halkı uyar" dedi, "Sakın beni görmek için sınırı geçmesinler, yoksa birçoğu ölür.
 22 Bana yaklaşan kâhinler de kendilerini arıtsınlar, yoksa onları şiddetle cezalandırırım."
  23 Musa, "Halk Sina Dağı'na çıkamaz" diye karşılık verdi, "Çünkü sen, 'Dağın çevresine sınır çiz, onu kutsal kıl' diyerek bizi uyardın."
 24 RAB, "Aşağı inip Harun'u getir" dedi, "Ama kâhinlerle halk huzuruma gelmek için sınırı geçmesinler. Yoksa onları şiddetle cezalandırırım."
  25 Bunun üzerine Musa aşağı inip durumu halka anlattı.
On Buyruk
20
Tanrı şöyle konuştu:
"Seni Mısır'dan, köle olduğun ülkeden çıkaran Tanrın Yahve benim.
 3 "Benden başka tanrın olmayacak.
  4 "Kendine yukarıda gökyüzünde, aşağıda yeryüzünde ya da yer altındaki sularda yaşayan herhangi bir canlıya benzer put yapmayacaksın.
  5 Putların önünde eğilmeyecek, onlara tapmayacaksın. Çünkü ben, Tanrın RAB, kıskanç bir Tanrı'yım. Benden nefret edenin babasının işlediği günahın hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım.
  6 Ama beni seven, buyruklarıma uyan binlerce kuşağa[i] sevgi gösteririm.
 7 "Tanrın Yahve'nin adını boş yere ağzına almayacaksın. Çünkü Yahve, adını boş yere ağzına alanları cezasız bırakmayacaktır.
  8 "Şabat Günü'nü kutsal sayarak anımsa.
  Altı gün çalışacak, bütün işlerini yapacaksın.
  10 Ama yedinci gün bana, Tanrın RAB'be Şabat Günü olarak adanmıştır. O gün sen, oğlun, kızın, erkek ve kadın kölen, hayvanların, aranızdaki yabancı hiçbir iş yapmayacaksınız.
 11 Çünkü ben, RAB yeri göğü, denizi ve bütün canlıları altı günde yarattım, yedinci gün dinlendim. Bu yüzden Şabat Günü'nü kutsadım ve kutsal kıldım.
  12 "Annene, babana saygı göstereceksin ki, Tanrın RAB'bin sana vereceği ülkede ömrün uzun olsun.
  13 "Adam öldürmeyeceksin.
  14 "Zina etmeyeceksin.
  15 "Çalmayacaksın.
 16 "Komşuna karşı yalan yere tanıklık etmeyeceksin.
  17 "Komşunun evine, karısına, erkek ve kadın kölesine, öküzüne, eşeğine, hiçbir şeyine göz dikmeyeceksin."
İsrailliler Korkuyor
  18 Halk gök gürlemelerini, boru sesini duyup şimşekleri ve dağın başındaki dumanı görünce korkudan titremeye başladı. Uzakta durarak
  19 Musa'ya, "Bizimle sen konuş, dinleyelim" dediler, "Ama Tanrı konuşmasın, yoksa ölürüz."
  20 Musa, "Korkmayın!" diye karşılık verdi, "Tanrı sizi sınamak için geldi; Tanrı korkusu üzerinizde olsun, günah işlemeyesiniz diye."
  21 Musa Tanrı'nın içinde bulunduğu koyu karanlığa yaklaşırken halk uzakta durdu.
Sunaklara İlişkin Yasalar
 22 RAB Musa'ya şöyle dedi: "İsrailliler'e de ki, 'Göklerden sizinle konuştuğumu gördünüz.
  23 Benim yanımsıra başka ilahlar yapmayacaksınız, altın ya da gümüş ilahlar dökmeyeceksiniz.
  24 Benim için toprak bir sunak yapacaksınız. Yakmalık ve esenlik sunularınızı, davarlarınızı, sığırlarınızı onun üzerinde sunacaksınız. Adımı anımsattığım her yere gelip sizi kutsayacağım.
  25 Eğer bana taş sunak yaparsanız, yontma taş kullanmayın. Çünkü kullanacağınız alet sunağın kutsallığını bozar.
  26 Sunağımın üzerine basamakla çıkmayacaksınız. Çünkü çıplak yeriniz görünebilir.'"

[i] 20:6. "Kuşağa": Ya da "Kişiye".
Kölelere Nasıl Davranmalı
21
"İsrailliler'e şu ilkeleri bildir:
2 "İbrani bir köle satın alırsan, altı yıl kölelik edecek, ama yedinci yıl karşılık ödemeden özgür olacak.
  3 Bekar geldiyse, yalnız kendisi özgür olacak; evli geldiyse, karısı da özgür olacak.
 4 Efendisi kendisine bir kadın verir ve o kadından çocukları olursa, kadın ve çocuklar efendisinde kalacak, yalnız kendisi gidecek.
  5 "Ama köle açıkça, 'Ben efendimi, karımla çocuklarımı seviyorum, özgür olmak istemiyorum' derse,
  6 efendisi onu yargıç[i] huzuruna çıkaracak. Kapıya ya da kapı sövesine yaklaştırıp kulağını bizle delecek. Böylece köle yaşam boyu efendisine hizmet edecek.
  7 "Eğer bir adam kızını cariye olarak satarsa, kız erkek köleler gibi özgür bırakılmayacak.
  8 Efendisi kızla nişanlanır, sonra kızdan hoşlanmazsa, kızın geri alınmasına izin vermelidir. Kızı aldattığı için onu yabancılara satamaz.
  9 Eğer cariyeyi oğluna nişanlarsa, ona kendi kızı gibi davranmalıdır.
  10 Eğer ikinci bir kadınla evlenirse, ilk karısını nafakadan, giysiden, karılık haklarından yoksun bırakmamalıdır.
  11 Eğer bu üç hakkı ona vermezse, kadın karşılıksız özgür olacaktır.
Şiddete Karşı Yasalar
  12 "Kim birini vurup öldürürse, kendisi de kesinlikle öldürülecektir.
  13 Ama olayda kasıt yoksa, ona ben izin vermişsem, size adamın kaçacağı yeri bildireceğim.
 14 Eğer bir adam komşusuna düzen kurar, kasıtlı olarak saldırıp onu öldürürse, sunağıma bile kaçmış olsa, onu çıkarıp öldüreceksiniz.
  15 "Kim annesini ya da babasını döverse, kesinlikle öldürülecektir.
  16 "Kim adam kaçırırsa, onu ister satmış olsun, ister elinde tutsun, kesinlikle öldürülecektir.
  17 "Annesine ya da babasına lanet eden kesinlikle öldürülecektir.
 18 "Kavga çıkar, bir adam komşusuna taşla ya da yumrukla vurur, vurulan adam ölmeyip yatağa düşer,
  19 sonra kalkıp değnekle dışarıda gezebilirse, vuran adam suçsuz sayılacaktır. Yalnız yaralının kaybettiği zamanın karşılığını ödeyecek ve tamamen iyileşmesini sağlayacaktır.
  20 "Bir adam erkek ya da kadın kölesini değnekle döverken öldürürse, kesinlikle cezalandırılacaktır.
  21 Ama köle hemen ölmez, bir iki gün sonra ölürse, köle sahibi ceza görmeyecektir. Çünkü köle onun malı sayılır.
  22 "İki kişi kavga ederken gebe bir kadına çarpar, kadın erken doğum yapar ama başka bir zarar görmezse, saldırgan, kadının kocasının istediği ve yargıçların onayladığı miktarda para cezasına çarptırılacaktır.
  23-25 Ama başka bir zarar varsa, cana karşılık can, göze karşılık göz, dişe karşılık diş, ele karşılık el, ayağa karşılık ayak, yanığa karşılık yanık, yaraya karşılık yara, bereye karşılık bere ödenecektir.
  26 "Bir adam erkek ya da kadın kölesini gözüne vurarak kör ederse, gözüne karşılık onu özgür bırakacaktır.
  27 Eğer erkek ya da kadın kölesinin dişini kırarsa, dişine karşılık onu özgür bırakacaktır.
Mal Sahiplerinin Sorumluluğu
 28 "Eğer bir boğa bir erkeği ya da kadını boynuzuyla vurup öldürürse, kesinlikle taşlanacak ve eti yenmeyecektir. Boğanın sahibi ise suçsuz sayılacaktır.
  29 Ama saldırganlığı bilinen bir boğanın sahibi uyarılmasına karşın boğasına sahip çıkmazsa ve boğası bir erkeği ya da kadını öldürürse, hem boğa taşlanacak, hem de sahibi öldürülecektir.
  30 Ancak, boğanın sahibinden para cezası istenirse, istenen miktarı ödeyerek canını kurtarabilir.
  31 Boğa ister erkek, ister kız çocuğunu öldürsün, aynı kural uygulanacaktır.
  32 Eğer boğa bir erkek ya da kadın köleyi öldürürse, kölenin efendisine otuz şekel[ii] gümüş verilecek ve boğa taşlanacaktır.
  33 "Bir adam bir çukur açar ya da kazdığı çukurun üzerini örtmezse ve çukura bir boğa ya da bir eşek düşerse,
  34 çukuru kazan hayvanın bedelini ödeyecektir. Parayı hayvanın sahibine verecek, ölü hayvan kendisinin olacaktır.
  35 "Bir adamın boğası komşusunun boğasını yaralar, yaralı boğa ölürse, sağ boğayı satıp parasını paylaşacak, ölü hayvanı da bölüşeceklerdir.
  36 Eğer boğanın saldırgan olduğu ve sahibinin ona sahip çıkmadığı biliniyorsa, boğaya karşılık boğa verecek ve ölü hayvan kendisine kalacaktır.

[i] 21:6. "Yargıç": Ya da "Tanrı".
[ii] 21:32. "Otuz şekel": Yaklaşık 300 gr.
Mala İlişkin Yasalar
22
"Bir adam öküz ya da davar çalıp boğazlar ya da satarsa, bir öküze karşılık beş öküz, bir koyuna karşılık dört koyun ödeyecektir.
  2 "Bir hırsız bir eve girerken yakalanıp öldürülürse, öldüren kişi suçlu sayılmaz.
 Ancak olay güneş doğduktan sonra olmuşsa, kan dökmekten sorumlu sayılır. "Hırsız çaldığının karşılığını kesinlikle ödemelidir. Hiçbir şeyi yoksa, hırsızlık yaptığı için köle olarak satılacaktır.
  4 Çaldığı mal - öküz, eşek ya da koyun - sağ olarak elinde yakalanırsa, iki katını ödeyecektir.
  5 "Tarlada ya da bağda hayvanlarını otlatan bir adam, hayvanlarının başkasının tarlasında otlamasına izin verirse, zararı kendi tarlasının ya da bağının en iyi ürünleriyle ödeyecektir.
  6 "Birinin yaktığı ateş dikenlere sıçrar, ekin demetleri, tarladaki ekin ya da tarla yanarsa, yangın çıkaran kişi zararı ödeyecektir.
  7 "Biri komşusuna saklasın diye parasını ya da eşyasını emanet eder ve bunlar komşusunun evinden çalınırsa, hırsız yakalandığında iki katını ödemelidir.
  8 Ama hırsız yakalanmazsa, komşusunun eşyasına el uzatıp uzatmadığının anlaşılması için ev sahibi yargıç[i] huzuruna çıkmalıdır.
  9 Emanete ihanet edilen konularda, öküz, eşek, koyun, giysi, herhangi bir kayıp eşya için 'Bu benimdir' diyen her iki taraf sorunu yargıcın huzuruna getirmelidir. Yargıcın suçlu bulduğu kişi komşusuna iki kat ödeyecektir.
  10 "Bir adam komşusuna korusun diye eşek, öküz, koyun ya da herhangi bir hayvan emanet ettiğinde, hayvan ölür, sakatlanır ya da kimse görmeden çalınırsa,
  11 komşusu adamın malına el uzatmadığına ilişkin RAB'bin huzurunda ant içmelidir. Mal sahibi bunu kabul edecek ve komşusu bir şey ödemeyecektir.
  12 Ama mal gerçekten ondan çalınmışsa, karşılığı sahibine ödenmelidir.
  13 Emanet hayvan parçalanmışsa, adam parçalarını kanıt olarak göstermelidir. Parçalanan hayvan için bir şey ödemeyecektir.
  14 "Biri komşusundan bir hayvan ödünç alır, sahibi yokken hayvan sakatlanır ya da ölürse, karşılığını ödemelidir.
  15 Ama sahibi hayvanla birlikteyse, ödünç alan karşılığını ödemeyecektir. Hayvan kiralanmışsa, kayıp ödenen kiraya sayılmalıdır.
Sosyal Sorumluluklar
  16 "Eğer biri nişanlı olmayan bir kızı aldatıp onunla yatarsa, başlık parasını ödemeli ve onunla evlenmelidir.
  17 Babası kızını ona vermeyi reddederse, adam normal başlık parası neyse onu ödemelidir.
  18 "Büyücü kadını yaşatmayacaksınız.
  19 "Hayvanlarla cinsel ilişki kuran herkes öldürülecektir.
  20 "RAB'den başka bir ilaha kurban kesen ölüm cezasına çarptırılacaktır.
  21 "Yabancıya haksızlık ve baskı yapmayacaksınız. Çünkü siz de Mısır'da yabancıydınız.
  22 "Dul ve öksüz hakkı yemeyeceksiniz.
  23 Yerseniz, bana feryat ettiklerinde onları kesinlikle işitirim.
  24 Öfkem alevlenir, sizi kılıçtan geçirtirim. Kadınlarınız dul, çocuklarınız öksüz kalır.
  25 "Halkıma, aranızda yaşayan bir yoksula ödünç para verirseniz, ona tefeci gibi davranmayacaksınız. Üzerine faiz eklemeyeceksiniz.
  26 Komşunuzun abasını rehin alırsanız, gün batmadan geri vereceksiniz.
  27 Çünkü tek örtüsü abasıdır, ancak onunla örtünebilir. Onsuz nasıl yatar? Bana feryat ederse işiteceğim, çünkü ben iyilikseverim.
 28 "Tanrı'ya sövmeyeceksiniz. Halkınızın önderine lanet etmeyeceksiniz.
  29 "Ürününüzü ve şıranızı sunmakta gecikmeyeceksiniz. İlk doğan oğullarınızı bana vereceksiniz.
  30 Öküzlerinize, davarlarınıza da aynı şeyi yapacaksınız. Yedi gün analarıyla kalacaklar, sekizinci gün onları bana vereceksiniz.
  31 "Benim kutsal halkım olacaksınız. Bunun içindir ki, kırda parçalanmış hayvanların etini yemeyecek, köpeklerin önüne atacaksınız.

[i] 22:8,9. "Yargıç": Ya da "Tanrı".
Adalet ve Doğruluk Yasaları
23
"Yalan haber taşımayacaksınız. Haksız yere tanıklık ederek kötü kişiye yan çıkmayacaksınız.
2 "Kötülük yapan kalabalığı izlemeyeceksiniz. Bir davada çoğunluktan yana konuşarak adaleti saptırmayacaksınız.
  3 Duruşmada yoksulu kayırmayacaksınız.
  4 "Düşmanınızın yolunu şaşırmış öküzüne ya da eşeğine rastlarsanız, onu kendisine geri götüreceksiniz.
  5 Sizden nefret eden kişinin eşeğini yük altında çökmüş görürseniz, kendi haline bırakıp gitmeyecek, ona yardımcı olacaksınız.
  6 "Duruşmada yoksula karşı adaleti saptırmayacaksınız.
 Yalandan uzak duracak, suçsuz ve doğru kişiyi öldürmeyeceksiniz. Çünkü ben kötü kişiyi aklamam.
  8 "Rüşvet almayacaksınız. Çünkü rüşvet göreni kör eder, haklıyı haksız çıkarır.
  9 "Yabancıya baskı yapmayacaksınız. Yabancılığın ne olduğunu bilirsiniz. Çünkü siz de Mısır'da yabancıydınız.
  10 "Toprağınızı altı yıl ekecek, ürününü toplayacaksınız.
  11 Ama yedinci yıl nadasa bırakacaksınız; öyle ki, halkınızın arasındaki yoksullar yiyecek bulabilsin, onlardan artakalanı da yabanıl hayvanlar yesin. Bağınıza ve zeytinliğinize de aynı şeyi yapın.
  12 "Altı gün çalışacak, yedinci gün dinleneceksiniz. Böylece hem öküzünüz, eşeğiniz dinlenir, hem de kadın kölenizin oğulları ve yabancılar rahat eder.
 13 "Söylediğim her şeyi yerine getirin. Başka ilahların adını anmayın, ağzınıza almayın.
Üç Bayram
  14 "Yılda üç kez bana bayram yapacaksınız.
  15 Size buyurduğum gibi, Aviv ayının belirli günlerinde yedi gün mayasız ekmek yiyerek Mayasız Ekmek Bayramı'nı kutlayacaksınız. Çünkü Mısır'dan o ay çıktınız. "Kimse huzuruma eli boş çıkmasın.
  16 "Tarlaya ektiğiniz ürünleri biçtiğinizde ilk ürünlerle Hasat Bayramı'nı kutlayacaksınız. "Yıl sonunda tarladan ürünlerinizi topladığınızda Ürün Devşirme Bayramı'nı kutlayacaksınız.
  17 "Bütün erkekleriniz yılda üç kez ben Rab Yahve'nin huzuruna çıkacaklar.
  18 "Evinizde maya bulunduğu sürece bana kurban kesmeyeceksiniz. "Bayramda bana kurban edilen hayvanın yağı sabaha bırakılmamalı.
  19 "Toprağınızın seçme ilk ürünlerini Tanrınız RAB'bin Tapınağı'na getireceksiniz. "Oğlağı anasının sütünde haşlamayacaksınız.
Tanrı Meleği Öncülük Ediyor
  20 "Yolda sizi koruması, hazırladığım yere götürmesi için önünüzden bir melek gönderiyorum.
  21 Ona dikkat edin, sözünü dinleyin, başkaldırmayın. Çünkü beni temsil ettiği için başkaldırınızı bağışlamaz.
  22 Ama onun sözünü dikkatle dinler, bütün söylediklerimi yerine getirirseniz, düşmanlarınıza düşman, hasımlarınıza hasım olacağım.
  23 Meleğim önünüzden gidecek, sizi Amorlular'ın, Hititler'in, Perizliler'in, Kenanlılar'ın, Hivliler'in, Yevuslular'ın topraklarına götürecek. Onları yok edeceğim.
 24 Onların ilahları önünde eğilmeyecek, tapınmayacaksınız; törelerini izlemeyeceksiniz. Tersine, ilahlarını yok edecek, dikili taşlarını büsbütün parçalayacaksınız.
  25 Tanrınız RAB'be tapacaksınız. Ekmeğinizi, suyunuzu bereketli kılacak, aranızdaki hastalıkları yok edeceğim.
  26 Ülkenizde kısır ve çocuk düşüren kadın olmayacak. Size uzun ömür vereceğim.
  27 "Dehşetimi önünüzden gönderecek, karşılaşacağınız bütün halkları şaşkına çevireceğim. Düşmanlarınız önünüzden kaçacak.
  28 Hivliler'i, Kenanlılar'ı, Hititler'i önünüzden kovmaları için önünüzsıra eşekarısı göndereceğim.
  29 Ama onları bir yıl içinde kovmayacağım. Yoksa ülke viran olur, yabanıl hayvanlar çoğaldıkça çoğalır, sayıları sizi aşar.
 30 Siz çoğalıncaya, toprağı yurt edininceye dek onları azar azar kovacağım.
  31 "Sınırlarınızı Kızıldeniz'den Filist Denizi'ne[i], çölden Fırat Irmağı'na kadar genişleteceğim. Ülke halkını elinize teslim edeceğim. Onları önünüzden kovacaksınız.
  32 Onlarla ya da ilahlarıyla antlaşma yapmayacaksınız.
  33 Onları ülkenizde barındırmayacaksınız. Yoksa bana karşı günah işlemenize neden olurlar. İlahlarına taparsanız, size tuzak olur."

[i] 23:31. "Filist Denizi": Akdeniz.
Antlaşma Onaylanıyor
24
RAB Musa'ya, "Sen, Harun, Nadav, Avihu ve İsrail ileri gelenlerinden yetmiş kişi bana gelin" dedi, "Bana uzaktan tapın.
  2 Yalnız sen bana yaklaşacaksın. Ötekiler yaklaşmamalı. Halk seninle dağa çıkmamalı."
 3 Musa gidip RAB'bin bütün buyruklarını, ilkelerini halka anlattı. Herkes bir ağızdan, "RAB'bin her söylediğini yapacağız" diye karşılık verdi.
  4 Musa RAB'bin bütün buyruklarını yazdı. Sabah erkenden kalkıp dağın eteğinde bir sunak kurdu, İsrail'in on iki oymağını simgeleyen on iki taş sütun dikti.
 5 Sonra İsrailli gençleri gönderdi. Onlar da RAB'be yakmalık sunular sundular, esenlik sunusu olarak boğalar kestiler.
  6 Musa kanın yarısını leğenlere doldurdu, öbür yarısını sunağın üzerine döktü.
  7 Sonra antlaşma kitabını alıp halka okudu. Halk, "RAB'bin her söylediğini yapacağız, O'nu dinleyeceğiz" dedi.
  8 Musa leğenlerdeki kanı halkın üzerine serpti ve, "RAB'bin sizinle yaptığı antlaşmanın bütün maddelerini işte bu kan geçerli kılıyor" dedi.
  9 Sonra Musa, Harun, Nadav, Avihu ve İsrail ileri gelenlerinden yetmiş kişi dağa çıkarak
  10 İsrail'in Tanrısı'nı gördüler. Tanrı'nın ayakları altında laciverttaşını andıran bir döşeme vardı. Gök gibi duruydu.
  11 Tanrı İsrail soylularına zarar vermedi. Tanrı'yı gördüler, sonra yiyip içtiler.
  12 RAB Musa'ya, "Dağa, yanıma gel" dedi, "Burada bekle, halkın öğrenmesi için üzerine yasalarla buyrukları yazdığım taş levhaları sana vereceğim."
  13 Musa'yla yardımcısı Yeşu hazırlandılar. Musa Tanrı Dağı'na çıkarken,
  14 İsrail ileri gelenlerine, "Geri dönünceye kadar bizi burada bekleyin" dedi, "Harun'la Hur aranızda; kimin sorunu olursa onlara başvursun."
  15 Musa dağa çıkınca, bulut dağı kapladı.
  16 RAB'bin görkemi Sina Dağı'nın üzerine indi. Bulut dağı altı gün örttü. Yedinci gün RAB bulutun içinden Musa'ya seslendi.
  17 RAB'bin görkemi İsrailliler'e dağın doruğunda yakıcı bir ateş gibi görünüyordu.
  18 Musa bulutun içinden dağa çıktı. Kırk gün kırk gece dağda kaldı.
Buluşma Çadırı İçin Armağanlar
25
RAB Musa'ya şöyle dedi:
2 "İsrailliler'e söyle, bana armağan getirsinler. Gönülden veren herkesin armağanını alın.
  3 Onlardan alacağınız armağanlar şunlardır: Altın, gümüş, tunç;
  4 lacivert, mor, kırmızı iplik; ince keten, keçi kılı,
  5 deri, kırmızı boyalı koç derisi, akasya ağacı,
  6 kandil için zeytinyağı, mesh yağıyla güzel kokulu buhur için baharat,
  7 başkâhinin efoduyla göğüslüğü için oniks ve öbür kakma taşlar.
  8 Aralarında yaşamam için bana kutsal bir yer yapsınlar.
  9 Konutu ve eşyalarını sana göstereceğim örneğe tıpatıp uygun yapın.
Antlaşma Sandığı
  10 "Akasya ağacından bir sandık yapsınlar. Boyu iki buçuk[i], eni ve yüksekliği birer buçuk arşın[ii] olsun.
  11 İçini de dışını da saf altınla kapla. Çevresine altın pervaz yap.
  12 Dört altın halka döküp dört ayağına tak. İkisi bir yanda, ikisi öbür yanda olacak.
  13 Akasya ağacından sırıklar yapıp altınla kapla.
  14 Sandığın taşınması için sırıkları yanlardaki halkalara geçir.
  15 Sırıklar sandığın halkalarında kalacak, çıkarılmayacak.
  16 Antlaşmanın koşullarını belirten taş levhaları sana vereceğim. Onları sandığın içine koy.
  17 "Saf altından bir Bağışlanma Kapağı[iii] yap. Boyu iki buçuk[iv], eni bir buçuk arşın[v] olacak.
  18 Kapağın iki kenarına dövme altından birer Keruv yap.
 19 Keruvlar'dan birini bir kenara, öbürünü öteki kenara, kapakla tek parça halinde yap.
  20 Keruvlar yukarı doğru açık kanatlarıyla kapağı örtecek. Yüzleri birbirine dönük olacak ve kapağa bakacak.
  21 Kapağı sandığın üzerine, sana vereceğim taş levhaları ise sandığın içine koy.
  22 Seninle orada, Levha Sandığı'nın üstündeki Keruvlar arasında, kapağın üzerinde görüşeceğim ve İsrailliler için sana buyruklar vereceğim.
Üzerinde Ekmek Sunulan Masa
  23 "Akasya ağacından bir masa yap. Boyu iki[vi], eni bir[vii], yüksekliği bir buçuk arşın[viii] olacak.
  24 Masayı saf altınla kapla. Çevresine altın pervaz yap.
  25 Pervazın çevresine dört parmak eninde bir kenarlık yaparak altın pervazla çevir.
  26 Masa için dört altın halka yap, dört ayak üzerindeki dört köşeye yerleştir.
  27 Masanın taşınması için sırıkların içinden geçeceği halkalar kenarlığa yakın olmalı.
  28 Sırıkları akasya ağacından yap, altınla kapla. Masa onlarla taşınacak.
 29 Masa için saf altından tabaklar, sahanlar, dökmelik sunular için testiler, taslar yap.
  30 Ekmekleri sürekli olarak huzuruma, masanın üzerine koyacaksın.
Şamdan
  31 "Saf altından bir şamdan yap. Ayağı, gövdesi dövme altın olsun. Çanak, tomurcuk ve çiçek motifleri kendinden olsun.
  32 Şamdan üç kolu bir yanda, üç kolu öteki yanda olmak üzere altı kollu olacak.
  33 Her kolda badem çiçeğini andıran üç çanak, tomurcuk ve çiçek motifi bulunacak. Altı kol da aynı olacak.
  34 Şamdanın gövdesinde badem çiçeğini andıran dört çanak, tomurcuk ve çiçek motifi olacak.
 35 Şamdandan yükselen ilk iki kolun, ikinci iki kolun, üçüncü iki kolun altında kendinden birer tomurcuk bulunacak. Toplam altı kol olacak.
  36 Tomurcukları, kolları tek parça olan şamdan saf dövme altından olacak.
  37 "Şamdan için yedi kandil yap; kandiller karşısını aydınlatacak biçimde yerleştirilsin.
  38 Fitil maşaları, tablaları saf altından olacak.
  39 Bütün takımları içinde olmak üzere şamdana bir talant[ix] saf altın harcanacak.
  40 Her şeyi dağda sana gösterilen örneğe göre yapmaya özen göster."

[i] 25:10. "İki buçuk arşın": Yaklaşık 1. 1 m.
[ii] 25:10. "Bir buçuk arşın": Yaklaşık 0. 7 m.
[iii] 25:17. "Bağışlanma Kapağı" diye çevrilen İbranice "Kaporet" sözcüğü Tanrı'nın öfkesinin yatıştırıldığı, halkının günahlarının bağışlanıp Tanrı'yla barıştırıldığı özel bir yeri ifade ediyordu.
[iv] 25:17. "İki buçuk arşın": Yaklaşık 1. 1 m.
[v] 25:17. "Bir buçuk arşın": Yaklaşık 0. 70 m.
[vi] 25:23. "İki arşın": Yaklaşık 0. 9 m.
[vii] 25:23. "Bir arşın": Yaklaşık 0. 5 m.
[viii] 25:23. "Bir buçuk arşın": Yaklaşık 0. 7 m.
[ix] 25:39. "Bir talant": Yaklaşık 34 kg.

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...