12 Eylül 2017

KUTSAL KİTAP EZGİLER EZGİSİ

KUTSAL KİTAP EZGİLER EZGİSİ
GİRİŞ
Ezgiler Ezgisi aşk şiirleridir. Büyük bir çoğunluğu iki sevgilinin, yani erkekle kadının, karşılıklı olarak söylediği şiirlerden oluşur. Kitap "Süleyman'ın Ezgiler Ezgisi" diye başladığına göre "Süleyman'ın Ezgisi'' olarak da bilinir.
Yahudiler Ezgiler Ezgisi'ni Tanrı'yla halkı arasındaki ilişkiler olarak yorum­larken, Hıristiyanlar Mesih'le kilise arasındaki ilişkiler olarak görmüşlerdir.



Süleyman'ın Ezgiler Ezgisi.
Kız[i]
  Beni dudaklarıyla öptükçe öpsün! Çünkü aşkın şaraptan daha tatlı.
 3 Ne güzel kokuyor sürdüğün esans, Dökülmüş esans sanki adın, Kızlar bu yüzden seviyor seni.
  Al götür beni, haydi koşalım! Kral beni odasına götürsün.
Kızın arkadaşları
Seninle coşup seviniriz,
Aşkını şaraptan çok överiz.
Kız
Ne kadar haklılar seni sevmekte!
  Esmerim ben, ama güzelim,
Ey Yeruşalim kızları!
Kedar'ın çadırları gibi,
Şalma'nın[ii] çadır bezleri gibi kara.
  Bakmayın esmer olduğuma,
Güneş kararttı beni.
Çünkü kızdılar bana erkek kardeşlerim,
Bağlara bakmakla görevlendirdiler.
Ama kendi bağıma bakmadım.
  Ey sevgilim, söyle bana, sürünü nerede otlatıyorsun,
Öğleyin nerede yatırıyorsun?
Neden arkadaşlarının sürüleri yanında
Yüzünü örten bir kadın durumuna düşeyim[iii]?
Kızın Arkadaşları
  Ey güzeller güzeli,
Bilmiyorsan,
Sürünün izine çık,
Çobanların çadırları yanında
Oğlaklarını otlat.
Erkek
  Firavun'un arabalarına koşulu kısrağa benzetiyorum seni, aşkım benim!
  10 Yanakların süslerle,
Boynun gerdanlıklarla ne güzel!
  11 Sana gümüş düğmelerle altın süsler yapacağız.
Kız
  12 Kral divandayken[iv],
Hintsümbülümün güzel kokusu yayıldı.
  13 Memelerim arasında yatan
Mür dolu bir kesedir benim için sevgilim;
  14 Eyn-Gedi bağlarında
Bir demet kına çiçeğidir benim için sevgilim.
Erkek
  15 Ah, ne güzelsin, aşkım, ah, ne güzel!
Gözlerin tıpkı birer güvercin!
Kız
  16 Ne yakışıklısın, sevgilim, ah, ne çekici!
Yeşilliktir yatağımız.
Erkek
  17 Sedir ağaçlarıdır evimizin kirişleri,
Tavanımızın tahtaları serviler.

[i] 1:1. "Erkek, kız, kızın arkadaşları" ara başlıkları İbranice metinde olmamakla birlikte birçok yorumcunun görüşlerine dayanmaktadır.  (Bu bilgi önsöze eklensin!
[ii] 1:5. "Şalma" ya da "Süleyman"
[iii] 1:7. Eski çağlarda kadının örtünmesi fahişe olduğunu gösterirdi
[iv] 1:12. "Divandayken": Ya da "Sofradayken"
Kız
2 Ben Şaron[i] çiğdemiyim,
Derelerin zambağıyım.
Erkek
  Dikenlerin arasında bir zambağa benzer
Kızların arasında aşkım.
Kız
  Orman ağaçları arasında bir elma ağacına benzer
Delikanlıların arasında sevgilim.
Onun gölgesinde oturmaktan zevk alırım,
Tadı damağımda kalır meyvesinin.
  Ziyafet evine götürdü beni,
Üzerimdeki sancağı aşktı.
  Güçlendirin beni üzüm pestiliyle,
Canlandırın elmayla,
Çünkü aşk hastasıyım ben.
  Sol eli başımın altında,
Sağ eli sarsın beni.
  Dişi ceylanlar,
Yabanıl dişi geyikler üstüne
Ant içiriyorum size, ey Yeruşalim kızları!
Aşkımı ayıltmayasınız, uyandırmayasınız diye,
Gönlü hoş olana dek.
  İşte! Sevgilimin sesi!
Dağların üzerinden sekerek,
Tepelerin üzerinden sıçrayarak geliyor.
  Sevgilim ceylana benzer, sanki bir geyik yavrusu.
Bakın, duvarımızın ardında duruyor,
Pencerelerden bakıyor,
Kafeslerden seyrediyor.
  10 Sevgilim şöyle dedi:
"Kalk, gel aşkım, güzelim.
  11 Bak, kış geçti,
Yağmurların ardı kesildi,
  12 Çiçekler bitiyor,
Şarkı mevsimi geldi,
Kumrular ötüşmeye başladı beldemizde.
  13 İncir ağacı ilk meyvesini verdi,
Yeşeren asmalar mis gibi kokular saçmakta.
Kalk, gel aşkım, güzelim."
Erkek
  14 Kaya kovuklarında,
Uçurum kenarlarında gizlenen güvercinim!
Boyunu bosunu göster bana,
Sesini duyur;
Çünkü sesin tatlı, boyun bosun güzeldir.
  15 Yakalayın tilkileri bizim için,
Bağları bozan küçük tilkileri;
Çünkü bağlarımız yeşerdi.
Kız
  16 Sevgilim benimdir, ben de onun,
Zambaklar arasında gezinir[ii] durur.
  17 Ey sevgilim, gün serinleyip gölgeler uzayana dek,
Engebeli dağlar üzerinde bir ceylan gibi,
Geyik yavrusu gibi ol!

[i] 2:1. "Şaron" verimli bir kıyı bölgesiydi
[ii] 2:16. "Gezinir": Özgün metin, "Koyun otlatır".  Aynı ifade 6:3'te de geçer
3 Gece boyunca yatağımda
Sevgilimi aradım,
Aradım, ama bulamadım.
  "Kalkıp kenti dolaşayım,
Sokaklarda, meydanlarda sevgilimi arayayım" dedim,
Aradım, ama bulamadım.
  Kenti dolaşan bekçiler buldu beni,
"Sevgilimi gördünüz mü?" diye sordum.
  Onlardan ayrılır ayrılmaz
Sevgilimi buldum.
Tuttum onu, bırakmadım;
Anamın evine,
Beni doğuran kadının odasına götürünceye dek.
  Dişi ceylanlar,
Yabanıl dişi geyikler üstüne
Ant içiriyorum size, ey Yeruşalim kızları!
Aşkımı ayıltmayasınız, uyandırmayasınız diye,
Gönlü hoş olana dek.
  Kimdir bu kırdan çıkan,
Bir duman sütunu gibi,
Tüccarın türlü türlü baharatıyla,
Mür ve günnükle tütsülenmiş?
  İşte Süleyman'ın tahtırevanı!
İsrailli yiğitlerden
Altmış kişi eşlik ediyor ona.
  Hepsi kılıç kuşanmış, eğitilmiş savaşçı.
Gecenin tehlikelerine karşı,
Hepsinin kılıcı belinde.
  Kral Süleyman tahtırevanı
Lübnan ağaçlarından yaptı.
  10 Direklerini gümüşten,
Tabanını altından yaptı.
Koltuğu mor kumaşla kaplıydı.
İçini sevgiyle döşemişti Yeruşalim kızları.
  11 Dışarı çıkın, ey Siyon kızları!
Düğününde, mutlu gününde
Anasının verdiği tacı giymiş Kral Süleyman'ı görün.
Erkek
4 Ah, ne güzelsin, aşkım, ah, ne güzel!
Peçenin ardındaki gözlerin güvercinler gibi.
Siyah saçların Gilat Dağı'nın yamaçlarından inen
Keçi sürüsü sanki.
  Yeni kırkılıp yıkanmış,
Sudan çıkmış koyun sürüsü gibi dişlerin,
Hepsinin ikizi var.
Yavrusunu yitiren yok aralarında.
  Al kurdele gibi dudakların,
Ağzın ne güzel!
Peçenin ardındaki yanakların
Nar parçası sanki.
  Boynun Davut'un kulesi gibi,
Kakma taşlarla[i] yapılmış,
Üzerine bin kalkan asılmış,
Hepsi de birer yiğit kalkanı.
  Memelerin sanki bir çift geyik yavrusu,
Zambaklar arasında otlayan
İkiz ceylan yavrusu.
  Gün serinleyip gölgeler uzayınca,
Mür dağına,
Günnük tepesine gideceğim.
  Tepeden tırnağa güzelsin, aşkım,
Hiç kusurun yok.
  Benimle gel Lübnan'dan, yavuklum,
Benimle gel Lübnan'dan!
Amana doruğundan,
Senir ve Hermon doruklarından,
Aslanların inlerinden,
Parsların dağlarından geç.
  Çaldın gönlümü kızkardeşim, yavuklum,
Bir bakışınla,
Gerdanlığının tek zinciriyle çaldın gönlümü!
  10 Aşkın ne güzel, kızkardeşim, yavuklum,
Şaraptan çok daha tatlı;
Esansının kokusu her türlü baharattan güzel!
  11 Ey yavuklum, bal damlar dudaklarından,
Bal ve süt var dilinin altında,
Lübnan'ın kokusu geliyor giysilerinden!
  12 Kapalı bir bahçesin sen, kızkardeşim, yavuklum,
Kapalı bir kaynak, mühürlü bir pınar.
  13 Fidanların bir nar cennetidir;
Seçme meyvelerle,
Kına ve hintsümbülüyle,
  14 Hintsümbülü ve safranla,
Hintkamışı ve tarçınla, her türlü günnük ağacıyla,
Mür ve ödle, her türlü seçme baharatla.
  15 Sen bir bahçe pınarısın,
Bir taze su kuyusu,
Lübnan'dan akan bir dere.
Kız
  16 Uyan, ey kuzey rüzgarı,
Sen de gel, ey güney rüzgarı!
Bahçemde es de güzel kokusu saçılsın.
Sevgilim bahçesine gelsin, seçme meyvelerini yesin!

[i] 4:4. "Kakma taşlarla" ya da "Silahhane olarak".  İbranice sözcüğün anlamı kesin olarak bilinmiyor
Kızın Arkadaşları
6 Nereye gitti sevgilin,
Ey güzeller güzeli,
Ne yana yöneldi?
Biz de onu arayalım seninle birlikte!
Kız
  2 Bahçesine indi sevgilim,
Güzel kokulu tarhlara,
Bahçede gezinmek[i], zambak toplamak için.
  Ben sevgilime aitim, sevgilim de bana,
Gezinip duruyor zambaklar arasında.
Erkek
  Sevgilim, Tirsa[ii] kadar güzelsin,
Yeruşalim kadar şirin,
Sancak açmış bir ordu kadar görkemli.
  Çevir gözlerini benden,
Çünkü şaşırtıyorlar beni.
Gilat Dağı'nın yamaçlarından inen
Keçi sürüsünü andırıyor siyah saçların.
  Yeni yıkanmış, sudan çıkmış dişi koyun sürüsü gibi dişlerin,
Hepsinin ikizi var;
Yavrusunu yitiren yok aralarında.
  Peçenin ardındaki yanakların
Nar parçası sanki.
  Altmış kraliçe,
Seksen cariye,
Sayısız bakire kız olabilir;
  Ama bir tanedir benim eşsiz güvercinim,
Biricik kızıdır anasının,
Gözbebeği kendisini doğuranın.
Kızlar sevgilimi görünce, "Ne mutlu ona!" dediler.
Kraliçeler, cariyeler onu övdüler.
Kızın Arkadaşları
  10 Kimdir bu kadın?
Şafak gibi beliren,
Ay kadar güzel,
Güneş kadar parlak,
Sancak açmış bir ordu kadar görkemli.
Kız
  11 Ceviz bahçesine indim,
Yeşermiş vadiyi göreyim diye;
Asma tomurcuk verdi mi,
Narlar çiçek açtı mı bakayım diye.
  12 Nasıl oldu farkına varmadan,
Tutkum bindirdi beni soylu halkımın savaş arabalarına.
Kızın Arkadaşları
  13 Dön, geri dön, ey Şulam kızı,
Dön, geri dön de seni seyredelim.

[i] 6:2. "Gezinmek" ya da "Sürü otlatmak"
[ii] 6:4. "Tirsa": İsrail'in kuzey krallığındaki ilk başkenti.  "Hoş, güzel" anlamına gelir
Erkek
Niçin Şulamlı kızı seyretmek istiyorsunuz,
Mahanayim oyununu[i] seyredercesine?
7 Ne güzel sandaletli ayakların,
Ey soylu kız!
Mücevher gibi yuvarlak kalçaların,
Usta ellerin işi.
  Karışık şarabın hiç eksilmediği
Yuvarlak bir tas gibi göbeğin.
Zambaklarla kuşanmış
Buğday yığını gibi karnın.
  Sanki bir çift geyik yavrusu memelerin,
İkiz ceylan yavrusu.
  Fildişi kule gibi boynun.
Bat-Rabim Kapısı yanındaki
Heşbon havuzları gibi gözlerin.
Şam'a bakan
Lübnan Kulesi gibi burnun.
  Karmel Dağı gibi dik başın,
Pırıl pırıl mora çalan saçların.
Kaküllerine tutsak oldu kral.
  Ne güzel, ne çekicidir aşk!
Zevkten zevke sürükler.
  Hurma ağacına benziyor boyun,
Salkım salkım memelerin.
  "Çıkayım hurma ağacına" dedim,
"Tutayım meyveli dallarını."
Üzüm salkımları gibi olsun memelerin,
Elma gibi koksun soluğun,
  En iyi şarap gibi ağzın.
Kız
Sevgilimin dudaklarına, dişlerine[ii] doğru kaysın.
  10 Ben sevgilime aitim,
O da bana tutkun.
  11 Gel, sevgilim, kıra çıkalım,
Köylerde[iii] geceleyelim.
  12 Bağlara gidelim sabah erkenden,
Bakalım, asma tomurcuk verdi mi?
Dalları yeşerdi mi,
Narlar çiçek açtı mı,
Orada sevişeceğim seninle.
  13 Mis gibi koku saçıyor adamotları,
Kapımızın yanıbaşında
Taze, kuru,
Her çeşit seçme meyve var.
Senin için sakladım onları, sevgilim.

[i] 6:13. "Mahanayim oyunu" ya da iki grup halinde oynanan bir oyun
[ii] 7:9. Septuaginta, Vulgata ve Süryanice "Dudaklarına, dişlerine", İbranice "Uyuyanların dudaklarına"
[iii] 7:11. "Köylerde" ya da "Kına çalıları arasında"
8 Keşke kardeşim olsaydın,
Anamın memelerinden süt emmiş.
Dışarıda görünce öperdim seni,
Kimse de kınamazdı beni.
  Önüne düşer,
Beni eğiten
Anamın evine götürürdüm seni;
Sana baharatlı şarapla
Kendi narlarımın suyundan içirirdim.
  Sol eli başımın altında,
Sağ eli sarsın beni.
  Ant içiriyorum size, ey Yeruşalim kızları!
Aşkımı ayıltmayasınız, uyandırmayasınız diye,
Gönlü hoş olana dek.
Kızın Arkadaşları
  Kim bu,
Sevgilisine yaslanarak çölden çıkan?
Kız
Elma ağacı altında uyandırdım seni,
Orada doğum sancıları çekti anan,
Orada doğum sancıları çekip doğurdu seni.
  Beni yüreğinin üzerine bir mühür gibi,
Kolunun üzerine bir mühür gibi yerleştir.
Çünkü sevgi ölüm kadar güçlü,
Tutku ölüler diyarı kadar katıdır.
Alev alev yanar,
Yakıp bitiren ateş gibi.
  Sevgiyi engin sular söndüremez,
Irmaklar süpürüp götüremez.
İnsan varını yoğunu sevgi uğruna verse bile,
Yine de hor görülür!
Kızın Arkadaşları
  Küçük bir kızkardeşimiz var,
Daha memeleri çıkmadı.
Ne yapacağız kızkardeşimiz için,
Söz kesileceği gün?
  Eğer o bir sursa,
Üzerine gümüş mazgallı siper yaparız;
Eğer bir kapıysa,
Sedir tahtalarıyla onu kaplarız.
Kız
  10 Ben bir surum, memelerim de kuleler gibi,
Böylece hoşnut eden biri oldum onun gözünde.
  11 Süleyman'ın bağı vardı Baal-Hamon'da,
Kiraya verdi bağını;
Her biri bin gümüş öderdi ürünü için.
  12 Benim bağım kendi emrimde,
Bin gümüş senin olsun, ey Süleyman,
İki yüz gümüş de ürününe bakan kiracıların.
Erkek
  13 Ey sen, bahçelerde oturan kadın,
Arkadaşlar kulak veriyor sesine,
Bana da duyur onu.
Kız
  14 Koş, sevgilim,
Mis kokulu dağların üzerinde bir ceylan gibi,
Geyik yavrusu gibi ol!

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...