OSMANLI BELGELERİNDE ERMENİLERİN SEVK VE İSKÂNI
(1878-1920)
PDF E-KİTAP
ÖNSÖZ
XVIII. ve XIX. yüzyıllarda dünyada meydana gelen siyasî, sosyal ve eko-nomik gelişmeler, Osmanlı toplum ve devlet yapısında köklü değişmelere sebepolmuştur. Özellikle Fransız İhtilâli ile ortaya çıkan milliyetçilik akımının yayıl-ması ve Sanayi Devrimi sonucu güçlenen Avrupalı büyük devletlerin yayılmacıve himayeci politikaları, Osmanlı Devleti'ndeki gayr-ı müslim tebaada bağımsız-lık fikrinin doğmasına yol açmıştır.
Bu çerçevede Balkanlardaki Hıristiyantopluluklardan Sırplar, Yunanlılar, Romenler ve Bulgarların, Avrupalı büyükdevletlerin destek ve kışkırtmalarıyla isyan ederek bağımsız birer devlet olarakortaya çıkmaları Ermeniler için de özendirici olmuş tur. Ermeni milliyetçiliği fikri; misyonerler, yabancı okullar ve büyük devlet-lerin desteği ile giderek güçlenmiş, neticede kilisenin de önderliğinde bağımsızlıkhareketine doğru yönelmiştir. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonucunda imzalanan Berlin Antlaşmasıile Ermeni Meselesi uluslararası bir boyut kazanmış, başta Rusya olmak üzere,bölgede emelleri olan Avrupa devletlerinin Osmanlı Devleti'ne baskı aracı olarakkullandıkları bir sorun haline gelmiştir. Büyük devletlerin desteğinden cesaretalan Ermeni milliyetçileri, Doğu Anadolu'da bağımsız bir Ermenistan kurmakamacıyla harekete geçmişlerdir.
Ermenilerin bir kısmı, Osmanlı sınırları içinde ve dışında ihtilâlci-silahlıterörizmi mücadele metodu olarak seçen parti ve dernekler kurarak 1890 yılındanitibaren silahlı eylemlerini yoğunlaştırmışlardır. 1890'dan 1914 yılına kadarbirçok isyan çıkaran Ermeniler, I. Dünya Savaşı'nın çıkmasını kendileri için birfırsat olarak değerlendirmişler ve savaş başladığında vatandaşı oldukları OsmanlıDevleti’ne karşı başta Rusya olmak üzere İtilâf Devletleri ile işbirliği içinegirmişlerdir. Ermeni komitecileri, Ruslarla savaşan Osmanlı ordularını arkadanvurmak ve ikmal yollarını kesmek amacıyla harekete geçip silahlı isyanlara baş-lamışlardır. Osmanlı Hükümeti I. Dünya Savaşı'nın başlarında bazı ikazlar veidarî tedbirlerle olayları önlemeye çalışmıştır. Osmanlı Devleti, 24 Nisan 1915 tarihinde çıkardığı bir genelgeyle Ermenikomite merkezlerini kapatarak elebaşılarını tutuklamıştır. Osmanlı Hükümeti'ninErmeni komitelerini kapatması ve bir kısım komitecileri tutuklaması olaylarıönlemeye yetmemiştir. Ermeni terör olayları ve isyanlarına bağlı olarak alınantedbirler giderek artırılmış, isyana kalkışan ve Ruslarla işbirliği yapan bölgelerbaşta olmak üzere "sevk" ve "iskân" uygulaması başlatılmıştır. İlk önce Van,Erzurum, Bitlis ve Çukurova bölgesi sevk ve iskâna tabii iken, sonradan diğerbölgeler de bu uygulamaya dahil edilmiştir. İlk Ermeni kafileleri önce Konya'yagönderilmiş, daha sonra sevkiyat Musul vilâyeti ve Halep'in güneydoğusu ile Zorbölgesine kaydırılmıştır.
Buna rağmen İstanbul, İzmir ve Trakya bölgesi -ko-miteciler hariç- sevk ve iskân uygulamasından muaf tutulmuştur. Osmanlı Hü-kümeti sevk ve iskân uygulamasını o günün şartlarında bir kanuna dayandırmış,keyfî bir uygulamaya da gitmemiştir. Ermenileri geçici bir süre için savaşın direktetkisinden ve karşılıklı çatışmalardan korumak amacıyla ülkenin güvenli birbaşka bölgesine yerleştirmiştir. Sevk ve iskâna tabii tutulan Ermenilerin cangüvenliği ile her türlü iaşe ve ibâtelerinin karşılanıp mallarının korunması içinmümkün olan bütün önlemler alınmış, bu kurallara uymayan veya ihmalleri gö-rülen resmî görevliler sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanarak çeşitli cezalaraçarptırılmışlardır. 600 yıllık Osmanlı tarihi incelendiği zaman, hemen hemen her dönemdeçeşitli sebeplerle ortaya çıkan toplu hareket ve isyanlarda olaylara karışanlarındin ve etnik kökenine bakılmaksızın "sürgün" cezasına çarptırıldığı görülecektir.Bu sebeple, Ermeni sevk ve iskân olayını da bu çerçevede değerlendirmek ge-rekir. "Tehcir" kelimesi Osmanlı terminolojisinde "ülke içinde bir yerden başkabir yere nakil", yani "zorunlu göç" anlamında kullanılmış olup belgelerde büyükoranda "sevk ve iskân" olarak adlandırılmıştır. Ermeniler tehcir sırasında hiçbirzaman sınır dışı edilmemişlerdir. Osmanlı Hükümeti’nin almış olduğu sevk veiskân kararı, devletin bir kısım vatandaşlarını geçici bir süre için ülkenin dahagüvenlikli başka bölgelerine yerleştirme hareketidir.
I. Dünya Savaşı sona erdik- ten sonra da eski yerlerine dönüp dönmemekte serbest bırakılan Ermenilerin birkısmı geri dönmüştür. Geri dönenlere her türlü yardım ve kolaylık gösterilmiştir. Buna rağmen bazı Batılı ve Ermeni çevreler iddialarını tarih ve ilmî temel-lerden ziyade hatırat türü subjektif eser ve değerlendirmelere dayandırmakta vetarihi seçici bir şekilde kullanmaktadırlar. Bu açıdan tarihî olaylar; belli bir se-bep-sonuç ilişkisi içinde değerlendirilmek ve kendi içinde tutarlılığı olan bir bütünolarak ele alınmak yerine, Ermenilerin işlerine gelen argümanları çekipçıkardıkları bir bilgi ambarı olarak kullanılmakta ve tarih 1915'e hapsedilmekte-dir. Böylece Ermeni tehcirinin sebepleri ve tehcire giden süreçte Ermeni örgütleri-nin çıkardığı isyanlar ve olaylar ile dönemin büyük devletlerinin Ermenilere yö-nelik politikaları unutturulmaya çalışılmakta ve adeta "Osmanlı Devleti'nin her-hangi bir sebep yok iken Ermenileri 1915 yılında tehcire tabi tuttuğu" şeklinde birsenaryoyla Türk Milleti suçlanmaya çalışılmaktadır. Bu sebeple Genel Müdürlüğümüz, Türk ve dünya kamuoyunu aydın-latmak amacıyla arşiv belgelerine dayanarak "Osmanlı Belgelerinde Erme-nilerin Sevk ve İskanı" adıyla yeni bir eser hazırlamıştır.
Yayınlanan ve 411 belgeden oluşan bu eserde; Sevk ve iskan öncesi meydana gelen olay-lar, komitelerin faaliyetleri, sevk ve iskanın sebepleri, dönemin BakanlarKurulu'nun aldığı karar, sevk ve iskanın yapıldığı bölgeler, sevk ve iskanedilenlerin hangi bölgelere yerleştirildikleri, sevk ve iskan bölgeleriningenişletilme sebebi, sevk ve iskan edilen Ermenilerin masraflarının nasılkarşılandığına dair ayrıntılar, sevke tabi tutulan Ermenilerin geride kalanmal ve mülklerinin durumu, hangi Ermeniler sevk ve iskan haricindebırakıldıkları, Ermeni dul kadınların ve yetim çocukların durumlarının neolduğu, Osmanlı Devleti'nin sevk ve iskan esnasında suç işleyenlere karşıtakındığı tavır, sevk ve iskanın yapıldığı bölgelere soruşturma komisyonlarıgönderilmesi, yapılan soruşturmalar sonucu suçları sabit olanlara verilencezalar, Osmanlı Devleti'nin sevk ve iskana tabi tutulan Ermenilerin geridönmelerine izin vermesi gibi bir çok konunun ayrıntıları bir bütün olarakyer almıştır.
Yayınlanan bu eserde yer alan belgeler, 1915 olaylarına ilişkin Ermeniiddialarının tek taraflı ve arşiv kaynaklarından yoksun bir propaganda çalışmasıolduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Kitabın konuyla ilgilenenlere ve ilim çevrelerine yararlı olmasını diler,eserin hazırlanmasında emeği geçen Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü persone-line teşekkür ederim.
Doç. Dr. Yusuf SARINAY Devlet Arşivleri Genel Müdürü
Bu çerçevede Balkanlardaki Hıristiyantopluluklardan Sırplar, Yunanlılar, Romenler ve Bulgarların, Avrupalı büyükdevletlerin destek ve kışkırtmalarıyla isyan ederek bağımsız birer devlet olarakortaya çıkmaları Ermeniler için de özendirici olmuş tur. Ermeni milliyetçiliği fikri; misyonerler, yabancı okullar ve büyük devlet-lerin desteği ile giderek güçlenmiş, neticede kilisenin de önderliğinde bağımsızlıkhareketine doğru yönelmiştir. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonucunda imzalanan Berlin Antlaşmasıile Ermeni Meselesi uluslararası bir boyut kazanmış, başta Rusya olmak üzere,bölgede emelleri olan Avrupa devletlerinin Osmanlı Devleti'ne baskı aracı olarakkullandıkları bir sorun haline gelmiştir. Büyük devletlerin desteğinden cesaretalan Ermeni milliyetçileri, Doğu Anadolu'da bağımsız bir Ermenistan kurmakamacıyla harekete geçmişlerdir.
Ermenilerin bir kısmı, Osmanlı sınırları içinde ve dışında ihtilâlci-silahlıterörizmi mücadele metodu olarak seçen parti ve dernekler kurarak 1890 yılındanitibaren silahlı eylemlerini yoğunlaştırmışlardır. 1890'dan 1914 yılına kadarbirçok isyan çıkaran Ermeniler, I. Dünya Savaşı'nın çıkmasını kendileri için birfırsat olarak değerlendirmişler ve savaş başladığında vatandaşı oldukları OsmanlıDevleti’ne karşı başta Rusya olmak üzere İtilâf Devletleri ile işbirliği içinegirmişlerdir. Ermeni komitecileri, Ruslarla savaşan Osmanlı ordularını arkadanvurmak ve ikmal yollarını kesmek amacıyla harekete geçip silahlı isyanlara baş-lamışlardır. Osmanlı Hükümeti I. Dünya Savaşı'nın başlarında bazı ikazlar veidarî tedbirlerle olayları önlemeye çalışmıştır. Osmanlı Devleti, 24 Nisan 1915 tarihinde çıkardığı bir genelgeyle Ermenikomite merkezlerini kapatarak elebaşılarını tutuklamıştır. Osmanlı Hükümeti'ninErmeni komitelerini kapatması ve bir kısım komitecileri tutuklaması olaylarıönlemeye yetmemiştir. Ermeni terör olayları ve isyanlarına bağlı olarak alınantedbirler giderek artırılmış, isyana kalkışan ve Ruslarla işbirliği yapan bölgelerbaşta olmak üzere "sevk" ve "iskân" uygulaması başlatılmıştır. İlk önce Van,Erzurum, Bitlis ve Çukurova bölgesi sevk ve iskâna tabii iken, sonradan diğerbölgeler de bu uygulamaya dahil edilmiştir. İlk Ermeni kafileleri önce Konya'yagönderilmiş, daha sonra sevkiyat Musul vilâyeti ve Halep'in güneydoğusu ile Zorbölgesine kaydırılmıştır.
Buna rağmen İstanbul, İzmir ve Trakya bölgesi -ko-miteciler hariç- sevk ve iskân uygulamasından muaf tutulmuştur. Osmanlı Hü-kümeti sevk ve iskân uygulamasını o günün şartlarında bir kanuna dayandırmış,keyfî bir uygulamaya da gitmemiştir. Ermenileri geçici bir süre için savaşın direktetkisinden ve karşılıklı çatışmalardan korumak amacıyla ülkenin güvenli birbaşka bölgesine yerleştirmiştir. Sevk ve iskâna tabii tutulan Ermenilerin cangüvenliği ile her türlü iaşe ve ibâtelerinin karşılanıp mallarının korunması içinmümkün olan bütün önlemler alınmış, bu kurallara uymayan veya ihmalleri gö-rülen resmî görevliler sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanarak çeşitli cezalaraçarptırılmışlardır. 600 yıllık Osmanlı tarihi incelendiği zaman, hemen hemen her dönemdeçeşitli sebeplerle ortaya çıkan toplu hareket ve isyanlarda olaylara karışanlarındin ve etnik kökenine bakılmaksızın "sürgün" cezasına çarptırıldığı görülecektir.Bu sebeple, Ermeni sevk ve iskân olayını da bu çerçevede değerlendirmek ge-rekir. "Tehcir" kelimesi Osmanlı terminolojisinde "ülke içinde bir yerden başkabir yere nakil", yani "zorunlu göç" anlamında kullanılmış olup belgelerde büyükoranda "sevk ve iskân" olarak adlandırılmıştır. Ermeniler tehcir sırasında hiçbirzaman sınır dışı edilmemişlerdir. Osmanlı Hükümeti’nin almış olduğu sevk veiskân kararı, devletin bir kısım vatandaşlarını geçici bir süre için ülkenin dahagüvenlikli başka bölgelerine yerleştirme hareketidir.
I. Dünya Savaşı sona erdik- ten sonra da eski yerlerine dönüp dönmemekte serbest bırakılan Ermenilerin birkısmı geri dönmüştür. Geri dönenlere her türlü yardım ve kolaylık gösterilmiştir. Buna rağmen bazı Batılı ve Ermeni çevreler iddialarını tarih ve ilmî temel-lerden ziyade hatırat türü subjektif eser ve değerlendirmelere dayandırmakta vetarihi seçici bir şekilde kullanmaktadırlar. Bu açıdan tarihî olaylar; belli bir se-bep-sonuç ilişkisi içinde değerlendirilmek ve kendi içinde tutarlılığı olan bir bütünolarak ele alınmak yerine, Ermenilerin işlerine gelen argümanları çekipçıkardıkları bir bilgi ambarı olarak kullanılmakta ve tarih 1915'e hapsedilmekte-dir. Böylece Ermeni tehcirinin sebepleri ve tehcire giden süreçte Ermeni örgütleri-nin çıkardığı isyanlar ve olaylar ile dönemin büyük devletlerinin Ermenilere yö-nelik politikaları unutturulmaya çalışılmakta ve adeta "Osmanlı Devleti'nin her-hangi bir sebep yok iken Ermenileri 1915 yılında tehcire tabi tuttuğu" şeklinde birsenaryoyla Türk Milleti suçlanmaya çalışılmaktadır. Bu sebeple Genel Müdürlüğümüz, Türk ve dünya kamuoyunu aydın-latmak amacıyla arşiv belgelerine dayanarak "Osmanlı Belgelerinde Erme-nilerin Sevk ve İskanı" adıyla yeni bir eser hazırlamıştır.
Yayınlanan ve 411 belgeden oluşan bu eserde; Sevk ve iskan öncesi meydana gelen olay-lar, komitelerin faaliyetleri, sevk ve iskanın sebepleri, dönemin BakanlarKurulu'nun aldığı karar, sevk ve iskanın yapıldığı bölgeler, sevk ve iskanedilenlerin hangi bölgelere yerleştirildikleri, sevk ve iskan bölgeleriningenişletilme sebebi, sevk ve iskan edilen Ermenilerin masraflarının nasılkarşılandığına dair ayrıntılar, sevke tabi tutulan Ermenilerin geride kalanmal ve mülklerinin durumu, hangi Ermeniler sevk ve iskan haricindebırakıldıkları, Ermeni dul kadınların ve yetim çocukların durumlarının neolduğu, Osmanlı Devleti'nin sevk ve iskan esnasında suç işleyenlere karşıtakındığı tavır, sevk ve iskanın yapıldığı bölgelere soruşturma komisyonlarıgönderilmesi, yapılan soruşturmalar sonucu suçları sabit olanlara verilencezalar, Osmanlı Devleti'nin sevk ve iskana tabi tutulan Ermenilerin geridönmelerine izin vermesi gibi bir çok konunun ayrıntıları bir bütün olarakyer almıştır.
Yayınlanan bu eserde yer alan belgeler, 1915 olaylarına ilişkin Ermeniiddialarının tek taraflı ve arşiv kaynaklarından yoksun bir propaganda çalışmasıolduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Kitabın konuyla ilgilenenlere ve ilim çevrelerine yararlı olmasını diler,eserin hazırlanmasında emeği geçen Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü persone-line teşekkür ederim.
Doç. Dr. Yusuf SARINAY Devlet Arşivleri Genel Müdürü
==========================