05 Ağustos 2014

İMAM-I AZAM EBU HANİFE PDF E-KİTAP





  • İmam-ı Azam Ebu Hanife
  • Ebu Hanife (Numan bin Sabit) Hanefi Mezhebinin imamı, büyük müçtehitlerden biridir.
  • Miladi 699 yılında o zamanki İslam dünyasının önemli ilim ve fikir merkezlerinden olan Kufe’de doğmuştur.
  • Küçük yaşta Kur’an-ı kerimi ezberlemiş, sonraki yıllarda ilme sarılıp, ders halkalarına devam etmeye başlamıştır. Fıkıh, kelam ve hadis ilmini mükemmel bir şekilde öğrenmiştir.
  • Hocası Hammad’ın dersine devam ettiği sırada sık sık Hicaz’a gidip Mekke ve Medine’de çoğu Tabiinden olan âlimler ile görüşür, onlardan hadis rivayeti dinler ve fıkıh müzakereleri yapardı.
  • İmam-ı A’zam, İslam dinine yaptığı hizmetleriyle İslamiyet’i iman, amel ve ahlak esasları olarak bir bütün halinde insanlara yeniden duyurmuş, şüphesi ve bozuk bir düşüncesi olanlara cevaplar vermiştir.
  • Önce imanla ilgili konularda birlik ve beraberliği sağlamış; ibadetlerde, günlük işlerde İslam fıkhının esaslarını ve şeklini tespit etmiştir. Böylece, ikinci hicri asrın müceddidi (dinin yeniden yayıcısı) unvanını almıştır.
  • İşte İmam-ı A'zam Ebu Hanife; en mükemmel usullerle yaptığı uzun çalışmaları ve yorumları neticesinde çözdüğü ve derlediği fıkıh (hukuk) bilgileri ile…
  • Müslümanların ibadetlerinde ve diğer işlerinde İslamiyet'e doğru bir şekilde uymak için takip edecekleri bir yolu gösterdi ve bu yola “Hanefi Mezhebi” denildi.
  • Talebelerine verdiği dersleri ise mükemmel bir usul ile yürütürdü. Bir taraftan fıkhın eski hadiselere ait bilinen hükümleri takrir edilir (anlatılır) ve müzakere yapılır, diğer taraftan yeni hadiselere ait hükümler bulunurdu.
  • Geçmiş ve yaşanmakta olan olayların hükümleri verilirken, bunlara benzeyen veya aynı cinsten olup da gelecekte olabilecek hadiselere ait hükümler de araştırılıp bulunurdu.
  • Talebeleri içinde üç tanesi çok Meşhurdur. Bunlar Ebu Muhammed, Ebu Yusuf ve Züfer’dir.
  • Ebu Hanife’nin üstün zekası, Kur’an ve Sünneti iyi bilmesi, insanların problemlerine uygun yorumlar geliştiren kabiliyetiyle ortaya koyduğu Hanefilik, başta Türkler olmak üzere Arap olmayan halklar arasında daha fazla rağbet görmüştür.
  • Ebu Hanife'nin eserleri pek çok olup zamanımıza kadar ulaşmış olanları başlıca on tanedir. “El Fıkhul Ekber” en önemli eseridir.
  • Ebu Hanefi’nin Hayatından Anekdotlar
  • Ebu Hanife ticaretle uğraşmış ve kazancının çoğunu hayır işlerinde harcamıştır.
  • Kendisine ısrarla teklif edilen kadılık (hakimlik) görevini kabul etmeyerek ilmi çalışmalarına devam etmiştir.
  • İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin okyanuslara benzeyen ilmine hayranlık duyanlar, O’na şu soruyu sormuşlar: - Ey İmam! Bunca ilmi nasıl öğrendiniz? O’da şöyle cevap vermiş: - Bilmediğimi sormaktan utanmamakla!
  • Ebû Hanife, ilmî mevzulara daldığı zaman adeta kendinden geçerdi. Hatta bir defasında yatsı namazından sonra camiden çıkarken talebesi İmam Züfer ile bir mevzu üzerinde ayakta dalıp gitmişlerdi. Derken sabah ezanı okundu ve tekrar sabah namazı için mescide girdiler…
  • Meşguliyeti sadece ilim değildi. İlmine eş derecede ibadeti, buna eş derecede takvası vardı. Geceleri namaz kılar, ağlayıp sızlanırdı…
  • Mescidde namazla sabahladığını görenlere: “Bu Ebû Hanife’nin Rabbine ilticasıdır, sakın medih konusu yapmayın” diye tenbihte bulunurdu.
  • Onun bu ilmî hizmetlerini yanlış anlayanlar aleyhinde kampanya sürdürmelerine rağmen Büyük İmam sabır ve güzellikle karşılık verirdi…
  • Mescidin bir köşesinde ayağa kalkan bir adam, Kendisinin aleyhinde söylenmeye başladı. Fakat Ebû Hanife hiç onunla meşgul olmadı, çıkıp evine doğru yürüdü.
  • Adam onu takip etti. Ne adam söylenmesini bıraktı ne de İmam geriye dönüp de ona cevap verdi. Böylece kapıya kadar gittiler. Burada Ebû Hanife döndü ve adama şöyle dedi:
  • - Burası benim evim, eğer daha söyleyecek şeyin varsa bekleyeyim, söyle. İçinde seni rahatsız eden bir şey kalmasın. Şayet söyleyecek bir şeyin kalmamışsa izin ver de evime gireyim artık...
  •   Bunun üzerine adamın dili tutuldu. Söyleyecek söz bulamadı ve imam hakkında kötü düşünmekten vazgeçti…
  • İmam-ı Azam helale ve harama çok dikkat ederdi. Bir defasında Kûfe şehrinin köylerini haydutlar basıp halkın koyunlarını çalmışlardı.
  • Ebû Hanife bir koyunun ömrünün en fazla yedi yıl olduğunu bildiğinden çalınan bu koyunlar şehre getirilip de satılır düşüncesiyle, yedi sene koyun eti yememiştir.
  • İmam-ı Azam ilmi faaliyetleri yanında ticaretle de meşgul olurdu. Bu sebeple de kendisi Bağdat’ın zenginlerindendi. Onun ticari işleri hiçbir zaman ilim öğrenmesine ve öğretmesine engel olmamıştı.
  • Bir gün ders verdiği sırada bir adam mescidin kapısından seslendi:
  • -Ya İmam! Ticaret mallarınızın yüklü olduğu gemiler batmış...
  • İmam bir müddet tefekkürden sonra: - Elhamdülillah, dedi.
  • Bir müddet sonra aynı adam yeniden gelip haber verdi: -Ya İmam! Biraz önce yanlış haber vermişim. Mallarınızın olduğu gemiler batmamış, dedi.
  • İmam bu yeni habere de biraz tefekkürden sonra: -Elhamdülillah, diyerek karşılık verdi.
  •   Ders okuyan talebeler her iki habere de “Elhamdülillah” diye karşılık verilmesinden hayrete düştüler ve bunun sebebini sordular. İmam-ı Azam şöyle açıkladı:
  • -Ticaret mallarımın olduğu geminin battığı haberi gelince iç alemimi, kalbimi şöyle bir yokladım, dünya malının yok olmasından ve  elden çıkmasından dolayı en küçük bir üzüntü yoktu. Bu sebeple Allah’a hamdettim.
  • Geminin batmadığı haberi gelince yine kalbimi yokladım ve dünya malına kavuşmaktan dolayı kalbimde bir sevinç hissetmedim. Gönlümde dünya muhabbeti olmadığı için de tekrar Rabbime hamdettim.”
  • Satmak üzere aldığı kumaşlardan biri özürlü çıkmıştı. Ortağına bu özürlü kumaşı göstererek,onu satarken, diğerlerinden düşük bir fiyatla satmasını ve alıcıya özrünü göstermesini tembih etmişti.
  •      Aradan bir müddet geçtikten sonra o özürlü kumaşı ne yaptığını sorduğunda ortağı:      - “Eyvah! dedi, “Ben onu unuttum ve diğerleri gibi sattım” dedi.
  • Taşıdığı sıfata hakkıyla layık olan İmam-ı Azam derhal o kumaşın bedelini sadaka olarak dağıttı ve ortağından da ayrıldı…
  • İmam Şafiî nin şu sözleri onun değerini ifade etmek için yeterlidir: “Kadınlar Ebû Hanife’den daha akıllısını doğuramazlar.”
  • www.yolyordam.com

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...