02 Temmuz 2014

NEFS VE AFETLERİ

NEFS VE AFETLERİ 18.1. NEFSİN İKİ YÖNLÜ YARATILMASI 
Allahû Tealâ insanı yaratmış ve ona nefs vermiştir 
2/BAKARA-30: Ve iz kâle rabbuke lil melâiketi innî câilun fîl ardı halîfeh(halîfeten), kâlû e tec’alu fîhâ men yufsidu fîhâ ve yesfikud dimâ(dimâe), ve nahnu nusebbihu bi hamdike ve nukaddisu lek(leke), kâle innî a’lemu mâ lâ tâ’lemûn(tâ’lemûne). Ve Rabbin meleklere: “Muhakkak ki Ben yeryüzünde bir halife kılacağım.” demişti. (Melekler de): “Orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Biz Seni, hamd ile tesbih ve seni takdis ediyoruz.” dediler. (Rabbin de): “Muhakkak ki ben, sizin bilmediklerinizi bilirim.” buyurdu. Burada nefsin zulmâni yönüne işaret edilmektedir. Meleklerde nefs yoktur. Sadece ruhdan ibaret olup, nurdan yaratılmışlardır.Allahû Tealâ insana ihsan ettiği nefsi iki yönlü yaratmıştır. 
 94/İNŞİRÂH (ŞERH)-4: Ve refa’nâ leke zikrek(zikreke). Ve senin için, zikrini yükselttik. uygun bir şekilde tezkiye, terbiye ve tasfiye etmedi
 94/İNŞİRÂH (ŞERH)-5: Fe inne maal usri yusra(yusren). O halde, muhakkak ki zorluk ve kolaylık beraberdir. dırılan nefsin gidebileceği en alt kattır. Yeryüzünde ikâme edilen Âdemoğlunun, nefsini, Allah’a verdiği misaka (yemine Esfeli safilin, ahiret hayatında, cehennemle cezala n )ği sürece iblise tâbî olup, cehennemin en alt katıyla cezalanacaktır. ünü Allah’a verdiği misaka uygun olarak nefsini evvelâ 7 kademede tezkiye, sonra terbiye ve tasfiye etmek suretiyle en güzel biçime dönüştürebilecek şekilde yaratıldığı beyan edilmektedir. Nefs başıboş bırakılıp, tezkiye, terbiye ve tasfiye için, dünya hayatını yaşarken bir şey yapılamazsa, şeytanın insan vücudundaki melcei (sığınağı) olan nefs, şeytanın negatif telkinleriyle, cehennemin en alt katı olan esfeli safiline gidecektir. Eğer nefs tezkiye, terbiye ve tasfiye edilebilirse ahsen-i takvime dönüşerek, ruhun hasletlerine sahip olarak, adeta ikinci bir ruh olur. Nefs iki yönlü bir mahlûktur. 
7/A'RÂF-172: Ve iz ehaze rabbuke min ben Birinci âyette ise, dünya hayatını yaşarken insanın elestu birabbikum gî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eşhedehum alâ enfusihim, e lestu birabbikum, kâlû belâ, şehidnâ, en tekûlû yevmel kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn(gâfilîne). Ve kıyâmet günü, gerçekten biz bundan gâfildik (gâfilleriz) dersiniz diye (dememeniz için), senin Rabbin, Âdemoğullarının sırtlarından onların zürriyetlerini aldığı zaman onları, nefsleri üzerine şahit tuttu. (Allahû Tealâ şöyle buyurdu): “Ben, sizin Rabbiniz değil miyim?” Dediler ki: “Evet, (Sen, bizim Rabbimizsin), biz şahit olduk.” lemez. Fakat, Allahû Tealâ, ruhun misakini yerine getirebilmesini, nefsin tezkiye olması şartına, nefsin Allah’a verdiği yemini yerine getirme şartına bağlamıştır.
 91/ŞEMS-9: Kad efleha men zekkâhâ. Kim onu (nefsini) tezkiye etmişse felâha (kurtuluşa) ermiştir. 
35/FÂTIR-18: Ve lâ tezirû vâziretun vizre uhrâ, ve in ted’u muskaletun ilâ himlihâ lâ yuhmel minhu ş Nefsin yemini, dünya hayatında 7 tezkiye kademesinde tezkiye olmaktır. Ruhun misaki ise tezkiye olan nefsin her tezkiye kademesine paralel olarak 7 kat yükselerek, 7. kattan sonra 7 âlemi aşarak, varlıklar âleminin son noktasından (Sidretül Münteha'dan) yokluğa geçerek, yoklukta (Adem'de) Allah’ın Zat'ına ulaşması, orada yok olması ve Allah’a teslim olmasıdır. Fizik vücudun yemini (ahd) ise Allah'a kul olmaktır. Fizik vücutta Allah’ın bir temsilcisi olan ruhun, verdiği misaki yerine getirmemesi düşün üey’un ve lev kâne zâ kurbâ, innemâ tunzirullezîne yahşevne rabbehum bil gaybi ve ekâmûs salâh(salâte), ve men tezekkâ fe innemâ yetezekkâ li nefsih(nefsihî), ve ilâllâhil masîr(masîru). Ve yük taşıyan birisi (bir günahkâr) başka birinin yükünü (günahını) yüklenmez. Eğer ağır yüklü kimse, onu (günahlarını) yüklenmeye (başkasını) çağırsa bile ondan hiçbir şey yükletilmez, onun yakını olsa dahi. Sen ancak gaybte Rabbine huşû duyanları ve namazı ikame edenleri uyarırsın. Ve kim tezkiye olursa (nefsini tezkiye ederse), o taktirde bunu sadece kendi nefsi için yapar. Ve dönüş (varış) Allah'adır (Nefs tezkiyesi ile ruh Allah'a döner, ulaşır). Bu da nefsin değişerek en güzel vasfı kazanabilmesi, yani ahsen olmasıdır. Bir üçüncü yemin de fizik vücudun Allah’a kul olacağına, şeytana kul olmayacağına dair ahdidir.

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...