13 Mayıs 2014

HZ. PEYGAMBERİN DOĞUMU, ÇOCUKLUĞU VE GENÇLİĞİ 3


HZ. PEYGAMBERİN DOĞUMU, ÇOCUKLUĞU VE GENÇLİĞİ  3


Ticaret İçin Mekke'den Yola Çıkış


Peygamberimiz (a.s.); Hz. Hatice'nin ticaret malını Şam'a götürüp satmak üzere,[597] köle­si Meysere ile birlikte Mekke'den yola çıktı.[598] Hz. Hatice; Huzeyme b. Hakîmü's-Sülemîyi de, yardım­cı olmak üzere, yanlarına kattı.[599] Huzeyme, Hz. Hatice'nin akrabasındandı.[600] Her yıl, Hz. Hatice'yi görmeye gelirdi.[601]
Hz. Hatice; kölesi Meysere'ye de, Peygamberimiz (a.s.) hakkında, "Ona, hiçbir işte itaatsi­zlik etme! Onun hiçbir görüşüne de aykırı davranma!" dedi.[602]
Peygamberimiz (a.s.)ın amcaları ve amca mevkiinde bulunanları da, Peygamberimiz (a.s.)la ilgilenmelerini, kervan halkına tavsiye ettiler.[603]

Peygamberimiz (a.s.)ın Yolda Yorulan Develeri Hızlandırışı


Hicaz ile Şam arasında Hz. Hatice'nin mal yüklü develerinden ikisi yorulup geride ve ticaret ker­vanından gittikçe uzakta kalmaya başlamıştı.
O sırada, Peygamberimiz (a.s.), önde bulunuyordu.
Meysere; hem kendi hayatından, hem bu develerin durumundan korktu.
Koşarak, Peygamberimiz (a.s.)ın yanına gelip, durumu haber verdi.
Peygamberimiz (a.s.), hemen develerin yanına geldi.
Develerin ayaklarının altını ve kemiklerini eliyle oğuşturduktan sonra, yanlarından ayrıldı.
Develer, koşmaya başladılar ve böğürerek kafilenin önüne geçtiler.
Huzeyme, bunu görünce, Peygamberimiz (a.s.)ın hal ve şanının büyük olacağını anladı. Hizmetine ve korunmasına çok özen gösterdi.[604]

Rahip Nastura'nın Peygamberimiz (a.s.) Hakkındaki Teşhisi


Ticaret kervanı, Şam topraklarından Busra'ya varıp erişti.[605]
Peygamberimiz (a.s.), Busra çarşısında,[606] rahiplerden bir rahibin manastırının yakının­daki bir ağacın altına indi.[607] Denildiğine göre, altına inilen ağaç, çok yaşlı bir zeytin ağacı idi.[608]
Manastırda oturan rahibin adı Nastur (Nastura) idi.[609] Kendisi, Meysere'yi tanırdı.[610]
Savmaa'sından (manastırından) başını Meysere'ye doğru çıkarıp:[611]
"Ey Meysere![612] Şu ağacın altına inmiş olan zât kimdir?" diye sordu.
Meysere:
"Bu, Kurey silerden, Harem halkından bir zâttır!" dedi.
Rahip:
"Şimdiye kadar, bu ağacın altına peygamberden başkası inmemiştir!" dedi.[613]
"Şu saatte inen de, ancak peygamberdir!" demek istedi.[614]
"Kendisinin, gözlerinde biraz kırmızılık var mı?" diye sordu.
Meysere:
"Vardır ve gözlerinden hiç ayrılmaz!" dedi.[615]
Nastura:
"İşte, odur. O, peygamberlerin sonuncusu! Ne olurdu, ben onun peygamber olarak gönderilmesinin emrolunacağı zamana da erişseydim!" dedi.
Meysere; Rahip Nastura'nın bu sözlerini de aklında tuttu.[616]
Denildiğine göre, Hz. Ebu Bekir de Peygamberimiz (a.s.)ın bu ticaret seferinde bulunmuş ve rahipten işittiği sözlerden çok duygulanmıştı.[617]

Busra Çarşısında Satılacakların Satılıp Satın Alınacakların Satın Alınıp Büyük Bir Kazanç Sağlanması


Peygamberimiz (a.s.); Mekke'den getirdiği mallan orada, Busra çarşısında sattı ve satın almak istediği malları da oradan satın aldı.[618]
Sattıkları mallardan, o güne kadar hiç kazanamadıkları bir kazanç sağladılar.[619]
Meysere:
"Ey Muhammedi Hatice için kırk yıl ticaret yapsaydık, senin yüzünden elde ettiğimiz şu kazançtan daha fazla bir kazanç sağlayamazdık!" dedi.[620]

Busra Pazarında Bir Yahudi'nin Peygamberimiz Hakkındaki Teşhisi


Busra pazarında satılan mal üzerinde Peygamberimiz (a.s.)la bir Yahudi arasında anlaş­mazlık çıkmış ve Peygamberimiz (a.s.)a "Lât ve Uzzâ'ya yemin et!" demişti.
Peygamberimiz (a.s.):
"Ben, şimdiye kadar, onlar adına hiç yemin etmemişimdir! Onların yanından da, yüzümü çevirerek geçerim!" deyince, Yahudi:
"Yerinde olan söz, senin söylediğin sözdür!" dedi ve tenhada Meysere'nin yanına varıp:
"Ey Meysere! Bu zât, vallahi, peygamberdir! Varlığım Kudret Elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, o, muhakkak, âlimlerimizin kitaplarında sıfatlarını buldukları peygamberdir!" dedi.
Meysere, bunu da aklında tuttu.[621]

Busra'dan Mekke'ye Dönüş


Ticaret kervanı, Mekke'ye dönmek üzere, Busra'dan ayrıldı.
Meysere; öğle sıcağının şiddetlendiği sıralarda, devesinin üzerinde giderken, iki meleğin Peygamberimiz (a.s.)ı güneşten gölgelediklerini gördü.[622]
Bunu da aklında tuttu.[623]
Yüce Allah, Meysere'nin kalbinde, Peygamberimiz (a.s.)a karşı derin bir sevgi uyandırdı. Artık o, Peygamberimiz (a.s.)ın kölesi oldu.[624]
Ticaret kervanı, Merruz-Zahran'da bulunduğu sırada, Meysere:
"Ey Muhammedi Sen, benden önce Hatice'ye git! Senin yüzünden Yüce Allah'ın ona neler yaptığını haber ver de, seni o da anlasın!" dedi.
Peygamberimiz (a.s.), hemen hareket edip öğlenin en sıcak saatlerinde Mekke'ye girdi. O sırada, Hz. Hatice, içlerinde Nefise binti Münye'nin de bulunduğu bazı kadın arkadaşlarıyla birlikte kon­ağının üst katında oturuyordu.
Peygamberimiz (a.s.)ın, devesinin üzerinde iken iki melek onu güneşten gölgeler bir halde Mekke'ye girdiğini gördü ve bunu kadın arkadaşlarına da gösterdi.
Hepsi de, hayret içinde kaldılar.
Peygamberimiz (a.s.), Hz. Hatice'nin konağına vardı.
Malların satışından ne kadar kazanç sağladıklarını ona haber verdi. Bu haber Hz. Hatice'yi sevin­dirdi.[625]
Peygamberimiz (a.s.), Busra'dan Mekke'ye getirdiği malları da Hz. Hatice'ye teslim etti.
Hz. Hatice, onları da satıp iki kat veya bu miktara yakın bir kazanç elde etti.[626]

Meysere'nin Peygamberimiz Hakkındaki Bilgileri Hz. Hatice'ye Aktarışı


Meysere, Rahip Nastura'nın, Peygamberimiz (a.s.) hakkında söylediklerinizi [627]
Mal satışı sırasında Peygamberimiz (a.s.)a itimatsızlık gösteren Yahudi'nin sonunda neler söylediğini;[628]
İki meleğin, Peygamberimiz (a.s.)ı, güneşin şiddetli sıcağından nasıl gölgelediklerini;
Gider ve gelirken gördükleri şeyleri;[629]
Yorulan iki deveyi nasıl yürütüp hızlandırdığınızı[630]
Eminliğini, temizliğini, uğurluluk ve bereketliliğini,
Kitab Ehli olanların onun hakkında neler söylediklerinizi[631]
Kendisiyle yemek yediği zaman doyduğunu ve artan yemeğin ise hiç yenilmemiş gibi olduğunu., anlattı.[632]
Meysere; Peygamberimiz (a.s.)da gördüğü fevkalâde halleri Hz. Hatice'ye anlattığı zaman, kendi kendine:
"Eğer o Yahudi'nin söylediği doğru ise, geleceği haber verilen O Peygamber, ancak budur!" demişti.[633]

Hz. Hatice'nin Peygamberimiz (a.s.)a Taze Hurma İkram Edişi


Hz. Hatice; bir tabak üzerinde olgun taze hurma getirtip kızkardeşi Hâleyi ve Peygamberimiz (a.s.)ı davet etti. Tabaktaki hurmadan doyasıya yedikleri halde, ondan hiçbir şey eksilmediği görüldü.[634]

Hz. Hatice'nin Peygamberimiz (a.s.) Hakkında Varaka b. Nevfel ile Konuşması


Hz. Hatice; kölesi Meysere'nin Peygamberimiz (a.s.) hakkında Rahip Nastura'dan işitip anlattığı şeyleri ve iki meleğin onu güneşin sıcaklığından gölgeleyerek koruduğunu görmüş olduğunu Varaka b. Nevfel'e anlattı.
Varaka b. Nevfel; Hz. Hatice'nin amcasının oğlu idi, Hıristiyan'dı. Kendisi, semavî kitapları çok okur, insanların bütün bildikleri şeyleri bilirdi.
Varaka b. Nevfel, Hz. Hatice'ye:
"Ey H atice! Eğer bu söylediklerin doğru ise, hiç şüphesiz, Muhammed bu ümmetin peygamberi ola­caktır! Ben, zaten, gelmesi beklenen peygamberin bu ümmetten çıkacağını biliyorum. Onun geleceği zaman da. tam bu zamandır!" dedi.[635]

Hz. Hatice ve Kadın Arkadaşlarının Vaktiyle Karşılaştıkları Bir Hadise


Rivayete göne, Mekkeli[636] Kureyş[637] kadınları, Recep ayında,[638]bayramda[639] Mescid-i Haram'da[640] toplanarak tünen yapanlar,[641]bu bayrama gelip katılmaktan kendilerini hiçbir şey alıkoymazdı.[642]Yine, bir gün, Kureyş kadınları Mescid'de,[643] putun yanında[644]toplanmış bulundukları sıra­da, birden ortaya çıkan bir adam,[645]yanlarına gelip[646] en yüksek sesiyle bağırarak:
"Ey Teymâ kadınları,[647] ey Kureyş kadınları topluluğu! Çok sürmez, aranızda,[648] yakında yur­dunuzda Ahmed ismiyle anılan[649]peygamber zuhur edecek,[650] gönderilecektir![651] Sizden hangi kadın ona zevce olabilirse, hemen olsun!" deyince, bütün kadınlar adama taş atmışlar, hakaret etmişler, ağır sözler söylemişlerdi.
Hz. Hatice ise, onun sözüne karşı, başını önüne eğip[652] duymazdan gelmiş,[653] hiçbir itirazda bulunmamış,[654] hatta, bundan ümide bile düşmüştü.[655]


Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...