KARAMANOĞULLARI BEYLİĞİ
Karamanoğulları Beyliğinin bayrağı: Bayrakta bulunan 6 köşeli yıldız Müslümanlar öncesinde de Öntürk ve Türk kültüründe yer alsa da Müslümanlar arasında “Mühr-ü Süleyman” olarak bilinen simgedir.
Karamanoğulları Beyliği 1250-1487 yılları arasında Anadolu’da hüküm sürmüş olan beyliklerden biri. Türkçe’den başka dilin konuşulmasını yasaklayan Karamanoğulları, Osmanlı Devleti’nin en büyük rakibi idi.
Anadolu’da yaklaşık 230 yıl hüküm süren bu beylik, Türkmen beyliklerinin Osmanoğulları’dan sonra en önemlisi, en kudretlisidir. Merkezi Karaman (o zamanki adı Larende) olan geniş bir bölgede, güçlü bir devlet olarak hüküm sürmüş ve Büyük Selçuklu Devleti’nin halefi, Anadolu’nun hakimi olmak için Osmanlılarla mücadele etmişlerdi. “Karaman Tacı” bir prenslik değil, bir krallık sayılmıştır. Konya’yı yani Türkiye Hâkanlığı’nın sabık başkentini ellerinde tutan Karamanoğulları, Selçuklular’ın halefi olarak kendilerini takdim eylemişlerse de, Osmanoğulları’nın jeopolitik vaziyetinden, gazalarının yarattığı prestijden ve hükümdarlarının emsalsiz dehâsından mütevellit bulunan rekabet ve üstünlüğü karşısında, bu iddiaları hayalden öteye gidememiştir. Anadolu Birliği’ni yapmak ve Türkiye Hâkanlığı’nı yeniden inşa etmek istiyen Osmanoğulları’na en büyük güçlük çıkartanlar, Karamanoğulları’dır. Osmanlılar’ın şevket ve azametini zedelemek, mümkünse yıkmak için, Avrupa Hıristiyan devletleri ile bile ittifak akdetmişlerdir.
Karaman Türkmen Beyliği, 1250 yıllarından 1487′ye kadar takriben 237 yıl sürmüştür. Fakat son yıllar, mutlak Osmanlı hâkimiyeti altında geçmiş ve Karamanoğulları, İçel’de küçük bir toprak parçası ile iktifa eylemişlerdir. Karamanoğulları, 1308′e kadar Türkiye Hâkanlığı’nın bir parçasını meydana getirmişler ve Selçukoğulları’na tabî olmuşlardır. Hattâ Selçukoğulları’nı İlhanlı boyunduruğundan kurtarmak için millî ihtilâller çıkarmışlar ve Memlûk Türkleri tarafından desteklenmişlerdir. Karamanoğulları’nın Orta Anadolu’da prestijleri bu yüzden İlhanlı tahakkümünden bıkan Türk halk tabakaları arasında çok artmıştır.
1335′e kadar Karamanoğulları, mecbur oldukça İlhanlılar’a tabî olmuşlar, fakat bu tâbiiyet bağını koparmak için her türlü fırsatı kullanmışlardır. Bu tarihten sonra istiklâl kazanmışlarsa da, Memlûk tesiri ülkeden eksik olmamıştır. Karamanlılar, Memlûkler’in hâkimiyet sahasına doğru yayılma temayülleri gösterdikleri için, arada çatışmalar olmuştur. 1399′dan 28 temmuz 1402 ye kadar 3 yıl Karaman Beyliği, Osmanlı İmparatorluğu’na katılmış, Ankara felâketinden sonra Timur tarafından, eskisinden daha genişçe olarak diriltilmiştir. 1399′a takaddüm eden senelerde de Karamanlılar, Osmanlı nüfuz sahasına girmişler, hattâ onu metbû tanımışlardır. 1417′de Memlûkler’i metbû tanımışlar, fakat az sonra tekrar Osmanlılar’ı metbû tanımaya mecbur olmuşlardır. Bununla beraber her fırsatta Osmanlılar’a baş kaldırmaktan geri durmamışlardır.
1250 yılından 1256 yılına kadar, takriben 6 yıl Ereğli, 1256 yılından 1261′e kadar takriben 5 yıl Ermenek, Beylik başkenti olmuştur. Sonra başkent o zaman daha çok “Lârende” denen Karaman şehrine nakledilmiş, sonuna kadar bu şehirde kalmakla beraber Konya, zaman zaman, ülkenin en büyük şehri olmak haysiyetiyle taht şehri de olmuş ve bazı beyler burada oturmuşlardır.Karamanoğulları, Oğuzlar’ın Kaçar boyu beylerinden olan Ahmed Sâdeddin Bey’in oğlu Nûre Sûfî Bey’den inmişlerdir. Nûre Sûfî Bey, Eretna Bey’in halası ile evli idi.
2,5 asırlık tarihleri boyunca Karaman toprakları büyüyüp küçülmüştür. Önceleri asıl İçel’e yani Göksu’nun batısında kalan topraklara, Manavgat Çayı’nın doğusunda kalan topraklarla Alâiye’ye, Ermenek, Hadım, Bozkır, Karaman, Ereğli taraflarına hâkim olmuşlardır. Zaman zaman Konya’ya girmişlerse de, Selçukoğulları namına hareket etmiş, hükümdarlık iddia etmemişlerdir. Anadolu’da İlhanlı hâkimiyeti kalktıktan sonra Konya’yı, Ankara’ya kadar ele geçirmişlerdir. 1417′de Tarsus’u Memlûkler’e bırakmışlar, 1433′te Beyşehri’ni Osmanlılar’dan almışlar, 1437′de Kayseri’yi Osmanlılar’a vermişler, fakat Develikarahisar sonuna kadar Karamanlılarda kalmış, 1465′te Osmanlılar tarafından Akşehir, Beyşehir ve Ilgın’dan da çıkarılmışlardır.
En geniş şekliyle Karaman beyliği, bugünkü Türkiye’nin şu vilâyet ve kazalarına yayılmıştır: Konya, Niğde, Kayseri, Ankara, Nevşehir, İçel, Kırşehir vilâyetlerinin tamamı, Antalya vilâyetinin doğu yarısı. Ankara’daki Ahi Cumhuriyeti, Karaman nüfuz ve tâbiiyetinde bulunmuştur. Karamanlılar, batıya doğru Antalya, İsparta, Afyon sahalarında zaman zaman yukarıda gösterilen sınırları da aşmışlardır. Yukarıda gösterilen topraklar, 146.000 km2 tutmaktadır. Bu topraklarda o zamanlar 2 milyon nüfus olduğunu tahmin edebiliriz. 1360′a doğru olan sınırlârıyla Karaman beyliği, 100.000 km2 kadardı.
l. Mehmed Bey’in Türkçeyi Türkiye’nin Tek Resmî Lisanı Olarak İlânı (13 mayıs 1277) Karamanoğlu I. Mehmed Bey, Selçuklu Hanedanı namına Konya’da: “Bugünden sonra divanda, dergâhta, bârgâhta, mecliste ve meydanda Türkçe’den başka dil kullanılmaması” hakkındaki mühim fermanını neşretmiştir. Bu suretle resmî devlet işlerinde kullanılan Arabça ve bilhassa Farsça’nın hâkimiyetine büyük bir darbe vurulmuştur. Osmanoğulları, Türkçe’nin mutlak hâkimiyetini XVI. asırda temin eylemişlerdir. Mehmed Bey’in fermanı, Türk kültür tarihinin mühim hâdiselerindendir. Bugün “Dil Bayramı” olarak her yıl 13 Mayısta Karaman’da uluslararası çapta kutlanmaktadır.
Ereğli’de hüküm süren devletin kurucusu Nûre Sûfî Bey, Mut’a bağlı Sinanlı yakınlarında Değirmenlik mevkiinde gömülüdür. Yerine geçen büyük oğlu ve hanedana adını veren Kerîmeddin Karaman Bey, başkenti Ermenek’e götürmüştür. Karaman Bey, III. Sultan Kılıç Arslan’ın kızı ile evlenmiştir. 6 kardeşini tanıyoruz: Kemâleddin Bey, Oğuz Han Bey, Timur Han Bey, Hayreddin Bey, Zeynelhac Bey ve Bunsuz Bey. Bu son ikisi, 1261′de Konya’da öldürülmüşlerdir.
Karaman Bey, 8 oğul bırakmıştır: Şemseddin Mehmed, Güneri, Bedreddin Mahmud, Kasım, Zekeriya, Tanu, Halil ve Ali beyler. Karaman Bey’in yerine I. Mehmed Bey, sonra kardeşleri Güneri ve Mahmud beyler, sonra Mehmed Bey’in oğlu Yahşi Han Bey geçmişlerdir. Mehmed, Zekeriya ve Tanu Beyler, 1283′te şehit olmuşlardır. Mahmud Bey de şehîden ölmüştür. Yahşı Han Bey, Konya’da 4 yıl saltanat sürmüş, yerine amcası Mahmud Bey’in oğulları Bedreddin I. İbrahim ve Alâeddin Halil Mirza beyler geçmişlerdir. Halil Mirza Bey, 1312-1333 arasında devletin başkumandanı idi. Ölünce yerine tekrar I. İbrahim Bey, sonra İbrahim Bey’in büyük oğlu Fahreddin Ahmed Bey, sonra ortanca oğlu Şemseddin Bey, onun öldürülmesinden sonra Mahmud Bey’in oğullarından Hacı Sûfî Burhâneddin Musa Bey, tahta geçmişlerdir.
Musa Bey, 5 sene Mut’u başkent yapıp saltanat sürmüştür; tahta geçmeden Ermenek beyi idi. Küçük kardeşi ve Mahmud Bey’in küçük oğlu, İsâ Bey’dir. Musa Bey’den sonra tahta, İbrahim Bey’in küçük oğlu Seyfeddin Süleyman Bey geçti. Amcası Musa Bey, Mut’ta saltanat sürerken, Süleyman Bey 5 sene Karaman’da beylik yapmıştı. 11 Ocak 1350′de de Eretnalılar’a esir düşmüştür. Öldürülünce yerine Halil Mirza Bey’in büyük oğlu I. Alâeddin Ali Bey geçti. Halil Mirza Bey’in diğer oğulları 1370 yıllarında ölen Seyfeddin Süleyman, Dâvûd, İshak ve Hızır Beyler’dir. Süleyman Bey’in oğlu Şeyh Hasan Bey’le İshak Bey’in oğulları Gıyâseddin ve Emîr Şâh Beyler’i de tanıyoruz. Alâeddin Ali Bey, 41 yıl süren bir saltanat devresi geçirdi. Orhan Gazi, I. Murad ve Yıldırım Bâyezid ile muasırdır. I. Murad’ın kızı ve Yıldırım’ın kızkardeşi Nefise Sultan’la evlenmiştir. 1398′de kayınbiraderi Yıldırım Bâyezid tarafından esir alınmış ve idam edilmiştir. Tahta çıkmadan önce, Konya beyi idi.
Alâeddin Ali Bey’e, Nefise Sultan’dan doğan oğlu Nâsıreddin (Gıyâseddin) II. Mehmed Bey halef oldu. Ana tarafından I. Murad’ın torunu, ikinci derecede amcası idi. 1399′dan 1402 ağustosuna kadar 3 yıl Bursa’da dayısı Yıldırım’ın yanında yaşadı. Bu yıllarda Osmanlılar, Karaman Beyliği’ni ilga etmişlerdi. II. Mehmed’in ilk beyliği 1398-1399 arasındadır. 1402′de tekrar bey oldu. 1418′de tahtı kardeşi II. Alâeddin Ali Bey’e bıraktı, fakat ertesi sene tekrar avdet etti. Daha 4 yıl tahtta kalıp Osmanlılarla yaptığı bir muharebede öldü. Yerine tekrar kardeşi II. Alâeddin Ali Bey geçti. 1411′de Bursa’ya giren bu II. Mehmed’dir. 1406′da Kırşehri yakınlarında Mâliye ovasında dayısının oğlu Çelebi Sultan Mehmed ile buluşup görüşmüştür. 1414′te Çelebi Mehmed, Konya’yı işgal etmiş, fakat boşaltmıştır. 1418′de de Memlükler, Konya’yı ve Karaman’ı işgal etmiş, II. Mehmed’i esir eylemişlerdir. Onun l yıllık son saltanat fasılası, bu esaret dolayısiyledir.
II. Alâeddin Ali Bey de, 1398-1402 arsında Bursa’da oturmuştur; daha önce Niğde beyi idi. 1418′de Kahire’ye gitmiş, Osmanlılar’a karşı Memlûk ittifakını aramıştır. I. Mehmed’in damadıdır. Kızkardeşi de Yıldırım Sultan Bâyezid ile evliydi. Bu suretle Yıldırım, II. Mehmed’in hem eniştesi, hem dayısı olur. Diğer kardeşleri Hüsâmeddin Mahmud Bey’dir. Alâeddin Ali Bey’den sonra tahta, II. Mehmed’in 2. oğlu II. İbrahim Bey geçmiştir. II. Mehmed’in büyük oğlu Mustafa Bey, 17 yıl velîahd olmuş, 1414′te Osmanlılar’a esir düşmüş, 1418′de öldürülmüştür. II. İbrahim’in diğer kardeşleri İsâ, Alâeddin Ali, Mirza ve 1471 sonunda Edirne’de ölen Karaman Beyler’dir. Mirza Bey’in oğlu Hacı Hamza Bey’in oğlu Mustafa Bey, 1501′de atalarının tahtını ele geçirmek istemiş, fakat öldürülmüştür.
İsa Bey, 1423′ten 1426′ya kadar 3 yıl tahta hak iddia etmiştir. 1426′da Kahire’de bulunmuş, 1430 sıralarında Osmanlı hizmetine girip sancakbeyi olmuş, 1437′de öldürülmüştür. Çelebi Sultan Mehmed’in damadı idi. Çelebi Sultan Mehmed, II. ibrahim Bey’le kardeşlerinin aynı zamanda ikinci derecede amcaları olur. II. İbrahim Bey de kardeşi İsa Bey gibi Çelebi Sultan Mehmed’in damadı olmuştur. Bütün bu içli, dışlı akrabalık, Osmanlı-Karaman rekabetini, hattâ düşmanlığını söndürmekten uzak kalmıştır. II. Mehmed’in kızı Karamanoğlu II. İbrahim Bey’le evlenmiştir. 40 yıl tahtta kalan II. İbrahim, Konya Kavalası’nda (Kâvele/Gâvele) ölmüştür. 1437′de kayınbiraderi II. Sultan Murad, Konya’ya gelmiştir.
II. İbrahim Bey’in son zamanlarında, yani Fâtih çağında devlet, iyice Osmanlı nüfuzuna düşmüştür. Fâtih, II. İbrahim’in bir kızı ile 1458 sıralarında evlenmiştir. II. İbrahim’in 7′si ana tarafından Osmanoğlu olan 10 oğlu vardı: İshak, Pîr Ahmed, Kasım, 1446 başlarında ölen Alâeddin, Karaman, Süleyman, Nûre Sûfî, Yâkub, Küçük Mustafa ve Mehmed Beyler. İlk üç oğlu İshak, Pîr Ahmed ve Kasım Beyler, birbirini müteâkıb tahta geçmişlerdir.
İshak Bey, 40 yıl babasının veliahdı ve tahta geçmeden Silifke beyi idi. Birkaç aylık bir saltanattan sonra Fâtih’in büyük düşmanı ve rakibi Uzun Hasan Bey’e iltica etmiştir. 1465′te Diyarbakır’da ölmüştür. Oğlu ve zevcesi, 1471′de Osmanlılar’a esir düşmüştür. Yerine geçen kardeşi Pîr Ahmed Bey, Konya’yı başkent yapıp 5 yıl saltanat sürmüştür. Otlukbeli meydan muharebesinde Fâtih’in karşısında ve Uzun Hasan’ın safında idi. Kızı Halime Hatun, 1508′de ölmüştür. Yerine geçen Kasım Bey, bir Osmanlı sancakbeyi derekesine düşmüş, saltanat yıllarının çoğu da ülkesinden uzakta, taht müddeîsi sıfatıyla geçmiştir. 1464′te o da ağabeyi İshak Bey’le beraber Uzun Hasan Padişah’a iltica etmişti. O da Otlukbeli’nde Uzun Hasan’ın safında yer almıştır. 1482-1483′te Osmanlılar’m İçel sancakbeyi olmuştur.
Kasım Bey’in yerine damadı Turgutoğlu Mahmud Bey geçmiş ve Osmanlılar’ın İçel sancakbeyi olarak 4 yıl İçel’de hüküm sürdükten sonra burada da tutunamayıp 1487′de Memlûkler’e iltica etmiş, böylece II. Sultan Bâyezid’in ilk yıllarında, Karaman meselesi tamamen kapanmış, Türkiye’nin birliği mevzuunda Osmanoğulları, büyük bir adım atmışlardır. Kasım Bey’in 3 de oğlu vardı.
“Taht-ı Karaman” denen merkezi Konya olan Karaman eyaleti yani beylerbeyiliği, önceleri en seçkin Osmanlı şehzadelerine verilmiş, bu şehzadeler “Taht-ı Karamân’a oturmuş” yani Karaman kralı olmuşlardır. Bunlar, Fâtih’in büyük oğlu ve veliahdı Şehzade Mustafa, Fâtih’in küçük oğlu Şehzade Cem, II. Bâyezid’in büyük oğlu ve velîahdi Şehzade Dâmâd Abdullah, II. Bâyezid’in oğullarından anası Karaman prensesi olan Şehzade Şehenşâh ve bunun oğlu Şehzade Mehmed-Şâh’tan ibarettir. Daha sonra Karaman eyaleti, hanedan dışından beylerbeyilere verilmiştir. İmparatorluğun sonuna kadar, Tanzimat’tan sonra Konya vilâyeti (eyaleti) denen Karaman beylerbeyliği, aşağı yukarı tarihî Karaman beyliğinin sınırlarına tekabül ediyordu.
Karamanoğulları’nın kökeni hakkında bilimsel makale (pdf) halinde sunulmuştur: 250.pdf
Karaman Beyleri (Tarih Sırasına Göre)
1. Nûre Sûfî Bey (başkenti: Ereğli) (1250?-1256?)
2. Kerîmeddin Karaman Bey (Başkenti: Ermenek) (1256?-1261)
3. Şemseddin I. Mehmed Bey (1261-1283)
4. Güneri Bey (1283-19.IV.1300)
5. Bedreddin (Mecdeddin) Mahmud Bey (19.IV. 1300-308)
6. Yahşı Han Bey (1308-1312=4) (Başkenti: Konya)
7. Bedreddin I. İbrahim Bey (1312-1333-21+1348-1349)
8. Alâeddin Halil-Mirza Bey (1333-1348)
9. Fahreddin Ahmed Bey (1349-2.1.1350)
10. Şemseddin Bey (2.1.1350-1351)
11. Hacı Sûfi Burhâneddin Musa Bey (Başkenti: Mut) (1351-1356)
12. Seyfeddin Süleyman Bey (1356-1357)
13. Dâmâd I. Alaeddin Ali Bey (1357-1398)
14. Sultanzâde Nâsıreddin (Gıyâseddin) II. Mehmed Bey (1398-1399-l
15. Dâmâd Bengi II. Alâeddin Ali Bey (1418-1419=l+1423-1424)
16. Dâmâd II. İbrahim Bey (1424-1464)
17. Sultan-zâde İshak Bey (1464)
18. Sultan-zâde Pîr-Ahmed Bey (1464-1469=5)
19. Kasım Bey (1469-1483=14)
20. Turgutoğlu Mahmud Bey (1483-1487=4)
2. Kerîmeddin Karaman Bey (Başkenti: Ermenek) (1256?-1261)
3. Şemseddin I. Mehmed Bey (1261-1283)
4. Güneri Bey (1283-19.IV.1300)
5. Bedreddin (Mecdeddin) Mahmud Bey (19.IV. 1300-308)
6. Yahşı Han Bey (1308-1312=4) (Başkenti: Konya)
7. Bedreddin I. İbrahim Bey (1312-1333-21+1348-1349)
8. Alâeddin Halil-Mirza Bey (1333-1348)
9. Fahreddin Ahmed Bey (1349-2.1.1350)
10. Şemseddin Bey (2.1.1350-1351)
11. Hacı Sûfi Burhâneddin Musa Bey (Başkenti: Mut) (1351-1356)
12. Seyfeddin Süleyman Bey (1356-1357)
13. Dâmâd I. Alaeddin Ali Bey (1357-1398)
14. Sultanzâde Nâsıreddin (Gıyâseddin) II. Mehmed Bey (1398-1399-l
15. Dâmâd Bengi II. Alâeddin Ali Bey (1418-1419=l+1423-1424)
16. Dâmâd II. İbrahim Bey (1424-1464)
17. Sultan-zâde İshak Bey (1464)
18. Sultan-zâde Pîr-Ahmed Bey (1464-1469=5)
19. Kasım Bey (1469-1483=14)
20. Turgutoğlu Mahmud Bey (1483-1487=4)
İmar Faaliyetleri
Karamanoğullarının Ermenek, Anamur, Lârende, Aksaray, Niğde ve Konya’da inşâ ettirdikleri mîmârî eserler, Selçuklu sanatının tâkipçisi olduklarını göstermektedir. Karaman’da Nefise Sultan tarafından Mîmar Nûman bin Hoca Ahmed’e yaptırılan Hâtuniye Medresesi, Selçuklu mîmârî tarzının özelliklerini taşır.
Yine Karaman’da 1388 senesinde yaptırılan Alâeddîn Bey Kümbeti, kesme taştan on iki köşeli olup, üzeri yivli konik bir külah ile örtülüdür. Bu eser, Selçuklu mîmârîsi tarzından farklı bir üslupla yapılmıştır. Karamanoğulları, ayrıca birçok yerde câmi, medrese, han ve kervansaraylar inşâ ettirmiştir. Niğde’de Ak Medrese, Zinciriye Medresesi, Aksaray Ulu Câmii; Karaman’da İbrâhim Bey İmâreti, Nefise Sultan Câmii, Aktekke Câmii; Ermenek’te Havâsıl Câmii ile Ulu Câmi ve Tol Medrese; Konya’da Nasuh Bey Dârülhuffâzı, Has Bey Dârülhuffâzı ve Hasbeyoğlu Mescidi, Karamanoğlu beyleri tarafından yapılmış eserlerdir.
Çini sanatı, Türkiye Selçukluları zamânında zirveye çıkmış, Karamanoğulları zamânında da bu durumunu muhâfaza etmiştir. Alçı sanatı da aynı kuvvetle devam etmiştir. Karamanoğullarından Alâeddîn Ali Bey ve haleflerinin, gümüş sikkeleri görülmektedir.
Osmanlılardan sonra en kudretli ve uzun ömürlü Türkmen Beyliği olan Karamanoğulları mîmârîsi Selçuklu üslûp ve geleneğinin bir devâmı şeklindedir. Karamanoğullarının yapmış oldukları eserlerden günümüze kadar gelenler şunlardır:
II. İbrâhim Bey tarafından yaptırılmış olan İbrâhim Bey İmâreti (1433),
Karamanlı Emîri Hacı Bey tarafından inşâ ettirilen Hacı Beyler Câmii (1358) ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin annesi Mümine Hâtun adına Karamanoğlu Alâeddîn Bey tarafından 1370 yılında inşâ ettirilen Mâder-i Mevlânâ Câmii, Niğde’de Ali Bey’in yaptırmış olduğu Ak Medrese (1409), Ürgüp’te 1350′de yaptırılan Taşkın Paşa Câmii, Mut’ta Karamanoğlu Alâeddîn Bey’in emirlerinden Lal Ağa tarafından inşâ ettirilen Lal Ağa Câmii Karamanoğulları mîmârîsinin en canlı örneklerindendir. Bunların dışında Konya’da, Kur’an öğrenmek ve namaz kılmak için yaptırılmış olan Has Bey Dârülhuffâzı (1421) ile Nasuh Bey Dârülhuffâzı da Karamanoğulları devrinden günümüze kadar kalmıştır. Yine Karaman’da bulunan Alâeddîn Bey Kümbeti de bu devrin önemli eserlerindendir.
Selçuklu çini sanatı geleneği beylikler devrinde de devam etmiş ve Karamanoğullarının yapmış oldukları Karaman Hâtuniye Medresesi, Konya Has Bey Dârülhuffâzı ve Ermenek Tol Medrese Türbesi’nde mozaik çini örnekleri kullanılmıştır.
Aksaray Ulu Câmii (1431), Aksaray
İplikçi Câmii (1332), Konya. 1951-1960 yılları arasında Klasik Eserler Müzesi olarak kullanılan câmi 1960 yılında tekrar ibâdete açılmıştır.
Zinciriye Medresesi (1336), Aksaray.
Tol Medrese (1339), Ermenek.