Cemal Şener- Alevilik olayı
GİRİŞ
İslam tarihinin hangi sayfasını açarsak açalım, aynı soydan gelen Haşimiler ile
Emeviler’in rekabet ve düşmanlıklarına tanık oluruz. Bu durumun İslamiyet öncesi temelleri
olduğu gbii İslamiyetin doğuş ve yayılışından sonra da devam ettiğini gözlemekteyiz.
İslam tarihinde dinsel düşmanlıklar olarak görülen olayların görünen yanının ötesinde
sosyal ve ekonomik nedenleri olduğu da bilinmelidir.
Haşimiler ve Emeviler arasındaki bu rekabetin İslamiyet öncesine kısaca bir göz atalım:
Abdülmenafin’in Haşim, Abdüşşems, Muttalip veNufel adlarında dört oğlu vardır.
Bunlardan Haşim ve Abdüşşems ikizdiler. Bir rivayete göre, ikizlerin ellerinin başparmakları
birbirine yapışıktır. Başka bir rivayete göre ise ikizler, birbirinin el parmakları öbürünün
alnına bitişik olarak doğar. Hiç kuşkusuz bu durum ancak ameliyatla düzeltilir. Sonuçta
Haşim ve Abdüşşems’in kanı akar..
Bu durumu uğursuzluk sayan kahinler iki kardeşin çocukları arasında ayrılıklar,
kırgınlıklar olacağına ve kan döküleceğine dair yorumlar yaparlar.
İşte bu ikiz çocuklardan Haşim Hz. Ali’nin, Abdüşşems ise Muaviye’nin dedesidir.
Muaviye’nin büyük dedesi Ümeyye, Haşim’in elinden Mekke reisliğini almak ister.
İki aile arasında rekabet ilk kez bu olayla doğar. Ümeyye Haşim’den Mekke reisliğini
alamayınca Şam’a göç eder. Giderek Haşim Mekke’de, Ümeyye ise Şam’da güç sahibiolurlar.
Hz. Muhammed’in yanında büyüdüğü Haşimiler’in Mekke reisi Abdülmüttalip,
Zemzem kuyusunu bulduktan sonra Kureyş kabilesi gücünü ve itibarını bir kat daha artırır.
Kuyuda bulunan değerli eşyaların Abdülmüttalip’in eline geçmesi Emeviler’in Haşimilere
karşı hırs ve düşmanlığını körükler. Abdülmuttalip’ten sonra Mekke reisi olan Ebu Talip,
Hz.Ali’nin babası, Hz. Muhammed’in amcası ve aynı zamanda hamisidir. Ebu Talip babası
kadar zengin değildir ama, onun gibi cesur ve sevilip sayılan bir önderdir.
Ebu Süfyan; Ümeyye’nin torunu ve Harb’ın oğludur. Harb’le Abdülmüttalip arasında
süren düşmanlık, Ebu Süfyan ve Ebu Talip zamanında da devam etmiştir.
Ebu Talip ölünce, Hz.Muhammed Haşimilerin reisi olur. Emevilerin reisi ise,
Hz.Muhammed’i öldürmek için Ömer’i gönderen Ebu Süfyan’dır.
Haşimiler ve Emeviler arasındaki bu düşmanlık İslamiyetin doğuşu ve yayılışı
sürecinde de devam eder. Hz. Muhammed’in İslamiyeti yaymaya çalışması sırasında
önündeki büyük engellerden biriside Emeviler olmuştur.
Ebu Süfyan, Hz. Muhammed ve ilk Müslümanlara diğer İslam olmayan kabileleri de
kışkırtarak akıl almaz kötülüklerde bulunur.
Müslümanlığı, kendi kabilesine ait bir olay olmadığı için kabul etmek istemez.
Ebu Süfyan Müslümanlar Hendek savaşından sonra güçlenip Mekke’yi elde edince
-eskilerin deyimi ile kılıç korkusundan- Müslüman olur.
Ebu Süfyan, sonraki dönemlerde Hz. Ali ile hilafet meselesinde anlaşmazlığa düşüp Hz.
Ali’nin ve onun yakınlarına düşmanlık güden Muaviye’nin babasıdır.
Ebu Süfyan’ın eşi Hinde de, gene Haşimiler’in ve ilk Müslümanlar’ın azılı
düşmanlarındandır.
Hinde, aynı zamanda Uhut savaşında İslamiyete karşı savaşan orduların en militan
savaşçılarından biridir. Kendisine aşık olan siyah kölesi Vahşi’ye ilk Müslümanlardan ve Hz.
Muhammed’in amcası Hz.Hamza’yı vurdurur ve ciğerlerini çıkartarak çiğ çiğ yer. Hinde’ye
bu nedenle ciğer yiyen anlamında “Akiletül ekbat” adı verilmiştir. Bu savaştan sonra
Müslümanlığı kabul eden Hinde’ye “Hz.” sıfatının verilip verilmeyeceği sünni Müslümanlar
arasında günümüzde bile tartışılmaktadır.
Ebu Süfyan’ın amca oğlu Hakem Bin Ebul As da İslam düşmanlarındandır. Hz.
Muhammed, küstahlıklarına karşılık olarak onu Taif’e sürgün eder. Oğlu Mervan orada
dünyaya gelir. Mervan’ın doğumundan önce, onun Müslümanlık için bir bela olacağını Hz.
Muhammed’in Hakem ile ilgili olarak söylediği şu hadis ile haber verdiği söylenir:“Veylüm li
ümmeti fin sulbi haza” (Bu adamdan gelecek çocuktan dolayı, ümmetime yazık).
Hakem ve Mervan’ın sürgünlükleri Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer dönemlerinde de devam
eder. Mervan Hz. Osman’ın amcasının oğlu idi. Bu nedenle Hz. Osman halife olunca
Mervan’ı Taif’ten getirtir, bir süre sonra da kendisine vezir yapar.
Hz. Osman’ın halifeliği döneminde büyük entrikalar çeviren, hatta onun ölümünde bile
parmağı olduğu söylenen Mervan, daha sonra kaçar ve Şam’da Muaviye’ye sığınır.
Muaviye daha sonraları Hz. Hasan’ın karısı Cude’yi evlilik vaadi ile kandırır ve Hz.
Hasan’ı zehirleterek öldürtür.
Mervan Şam’da da Muaviye’nin yanında kötülüklerine devam eder. Muaviye’nin
ölümünden sonra onun yerine geçen oğlu Yezid’in yanında saf tutar.
Yezid’in ölümünden sonra, vasiyeti üzerine halife olan oğlu, II. Muaviye farklı bir kişilik
sergiler ve “Hilafet Peygamber ailesinin hakkıdır” diyerek hilafeti kabul etmez; Hz. Ali ve
Ehlibeyti hakkında camilerde hutbe okutur, onları övücü konuşmalar yapar. Bunun üzerine
Mervan, II. Muaviye’nin annesi ile birleşir ve onu kullanarak II. Muaviye’yi zehirletip
öldürtür. Mervan daha sonra II. Muaviye’nin yerine kendini halife ilan eder ve II.
Muaviye’nin karısıyla evlenir.