08 Ekim 2013

14 Hz.MUHAMMED KENDİ DÖNEMİNDEKİ KUTSAL KİTAP'I KABUL EDİYORDU!

14 Hz.MUHAMMED KENDİ DÖNEMİNDEKİ KUTSAL KİTAP'I KABUL EDİYORDU! 

Kur’ân’a Göre Hz. Muhammed Kendi

Dönemindeki Mevcut Olan Kutsal Kitab’ı

Tanrı’nın Kelâmı Olarak Kabul Ediyordu

     “Sana Kitabı hak ile ve kendinden öncekini doğrulayıcı
     olarak indirdi.  Bundan önce de insanlara doğru yolu
     göstermek için Tevrât ve İncîl’i indirmişti. (Doğruyu
     ve eğriyi birbirinden) ayırdeden (Kitâblar)ı da indirdi.
     Allâh’ın âyetlerini inkâr edenler için mutlaka çetin
     bir azap vardır.  Allâh daima üstündür ve öç alandır.”
     (Al-i İmrân 3:3-4)

     İslâmiyet başlamadan önce 66 kitap oluşan Kitab-ı Mukaddes kitaptan meydana gelmiştir.  Yani Hz. Muhammed’in döneminde, M.S. 610-632, bütün Yahudiler Eski Ahit 39 kitap ve bütün Hıristiyanlar Yeni Ahit 27 kitap ve Tanrı’nın Sözü olarak kabul etmişlerdir.  M.S. 632’den sonra meydana gelen Kur’ân’da, sözü edilen Tevrât, Zebûr, İncîl ve diğer peygamberlerin yazıları bu 66 kitaptan oluşmaktadır.  Kur’ân-ı Kerîm Kitab-ı Mukaddes’i şöyle değerlendiriyor:

     “Kitâbı”                     (Al-i İmrân 3:3-4)
     “Allâh’ın Kitâb’ı”           (Al-i İmrân 3:23)
     “Allâh’ın Sözü”              (Bakara 2:75)
     “Allâh’ın âyetleri”          (Al-i İmrân 3:113)
     “Râhman’ın âyetleri”         (Meryem 19:58)
     “Furkan”                     (Bakara 2:53) 
     “doğruyu yanlıştan ayıran”   (Enbiyâ 21:48)
     “Zikir”                      (Enbiyâ 21:7)
     “Nur ve Işık”                (Mâide 5:44)
     “doğru yol”                  (Mâide 5:44 & 46)

     Bütün bu ayetlerin ışığında açıkca görülür ki Kur’ân-ı Kerîm Kitab-ı Mukaddes’in gerçekliğine tanıklık eder.  Yani, Kitab-ı Mukaddes’in  yazıları  Tanrı’nın isteğinden ve amaçlarından  şekil
alarak yazılmış yetkili bir esinlemedir. 

                Dinler Tarihi uzman olan Dr. Baki Adam’a göre “İsa döneminde derlenen Eski Ahit’in, Kur’ân’ın geldiği dönemde son şeklini almış olduğu, tarihen sabittir.  O zamanki Yahudiler, “Tevrât”ın İbranice karşılığı “Torah”dan,Eski Ahit’in tümünü anlamaktadırlar.  Dolayısıyla, Yahudilerle münazarada Kur’ran, onların diliyle hitap etmiş, bir tashihde bulunmamış ve “Tevrât” lafzını onların anladığı anlamda kullanmıştır, denilebilir.”1

                Kur’ân, izleyicilerini - birini diğerinden ayırmaksızın - bütün kutsal yazıları kabul etmeye çağırıyor, kendisinin Yahudilerin ve Mesih İnanlılarının kitaplarını doğrulamak üzere inmiş olduğuna iman etmelerini buyuyor.  Prof. Dr. İbrahim Ağah Çubukçu’ya göre:  “Kur’ân mezhep ayrılıkları ne olursa olsun, Hz. İsa’ya ve İncîl’e  sıcak  bakmıştır.  Esasen  İslâm,  daha  önceki semavî dinleri doğrulamıştı.”2  Görüyoruz ki Kur’ânı Kerim Tevrât ve İncîl’i doğrulamaktadır.

                Kur’ân-ı Kerîm apaçık bir şekilde Hz. Muhammed’in, kendi döneminde mevcut olan Kitab-ı Mukaddes’i Tanrı’nın Sözü olarak kabul ettiğini söylemektedir.  Aşağıdaki ayetlere göre, Hz. Muhammed ve tüm Müslümanlar bütün kitapları kabul etmeleri gerekiyor.  Görünen köy kılavuz istemez.  Bu ayetler apaçıktır:

     “Ey inananlar, Allâh’a, Elçisine ve Elçisine indirdiği
     Kitab’a ve daha önce indirmiş bulunduğu Kitab’a inanın.
     Kim Allâh’ı, meleklerini, kitablarını, peygamberlerini
     ve ahiret gününü inkâr ederse o, uzak bir sapıklığa
     düşmüştür.”  (Nisâ 4:136) 

     “Kitab’ın hepsine inanırsınız.”  (Al-i İmrân 3:119)

     “İsa açık delillerle gelince dedi ki: “Ben size hikmet
     getirdim ve ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını
     size açıklamak için (geldim).  Allâh’tan korkun ve bana
     itaat edin.”  (Zuhruf 43:63)

                Bu ayetler gereğince, Kur’ân’a inandığı gibi Tevrât’a ve İncîl’e inanmayan Müslüman derin bir yanılgı içerisindedir.  “Bana itaat edin” sözleri kiminle ilgilidir?  Anlaşıldığı gibi, bu ayet Hz.  İsa Mesih ile ilgilidir!   Peki, Hz. İsa, ona  itaat edilmesi hakkında ne dedi?
____________________
1.  Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrât, 1997, s. 43.
2.  Çubukçu, “Müslümanların Hıristiyanlığa Bakış Açıları”, s. 223.

     “Beni seviyorsanız buyruklarımı yerine getirirsiniz.”
     (Yuhanna 14:15)

     “Kim buyruklarımı bilir ve yerine getirirse, işte beni seven
     odur.”  (Yuhanna 14:21)

     “İsa ona şu karşılığı verdi: Beni seven sözüme uyar...”
     (Yuhanna 14:23)

                Hz. İsa’nın bu sözleri nerede bulunuyor?  Sadece ve sadece İncîl’de.  İsa Mesih’in “hadis” kitapları yoktur. Hz. İsa’nın “ipsissima verba”, yani O’nun hakiki sözleri, sadece ve sadece İncîl’de bulunmaktadır.  Kur’ân-ı Kerîm Hz. İsa’ya ait bulunan tüm sözlerinden yüzde birini bile kapsamaz!  Yani, Kur’ân-ı Kerîm’de, Hz. İsa’nın buyrukları hakkında pek fazla bir şey yoktur.  İsa Mesih’in orijinal sözleri söz konusu olunca, sadece bir tek gerçek kaynak var; o da İncîl’dir.  Elimizdeki İncîl’i okumadan, bilmeden, Hz. İsa’nın emirlerine nasıl itaat edilebilir?  İncîl elinde olmadan ona uymak tamamen imkânsız olurdu.   Bu yüzden Kur’ân, “daha önce indirmiş bulunduğu Kitab’a inan” diyor.  Böylece Tevrât ve İncîl’in sağlam ve  kusursuz  olması  lazım.  Bu ayet Kitab-ı Mukaddes ile ilgilidir, ve Kur’ân’a göre bunu inkâr veya ihmal edenleri günahkâr ve kâfir olarak nitelemektedir. 

     “ve daha önce indirmiş bulunduğu Kitab’a inanın...
     inkâr ederse o, uzak bir sapıklığa düşmüştür.”  (Nisâ 4:136)

     “Ayetlerimizi, kâfirlerden başkası inkâr etmez.”
     (Ankebut 29:46-47)

     Kur’ân-ı Kerîm’de, Kitab-ı Mukaddes’ten direkt aktarmaları çok az bulunmaktadır.4  Kur’ân, (içlerinde Müslümanlar da olmak üzere) tüm imanlılara, Kur’ân ve önceden indirilen kitaplara, yani Tevrât, Zebûr ve İncîl’e inanmayı emretmektedir. Halbuki, Kur’ân-ı Kerîm’de İncîl’de bulunan İsa Mesih’in sözlerinin yüzde biri bile bulunmamaktadır.  Bu nedenle, “size indirilene de inandık” demekle,  Kur’ân-ı Kerîm, Kitab-ı Mukaddes’i tasdik etmektedir.  Prof. Dr. Süleyman Ateş, Nisâ 4:136 üzerine tefsiri şöyle: “Nisa 4:136 âyetinde mü’minler, hem Allah’ın, Elçisine indirdiği Kitâba, hem de daha önce indirmiş bulunduğu Kitâba inanmaya dâvet edilmektedir.  Tevrât, İncîl bilinen Kitaplardır”5
____________________
4.  Cragg, Muhammed and the Christian, s. 20.
5.  Ateş, Yeniden İslâma I, ss. 22 & 36.

Tevrât Tasdik Edilir:
(Tora)

Bakara 2:53.......Mûsâ’ya Kitâb ve furkan vermiştik.
Bakara 2:87.......Andolsun, Mûsâ’ya Kitâbı verdik...
Bakara 2:92.......Andolsun Mûsâ, size açık delîllerle gelmişti...
Al-i İmrân 3:48...Ona Kitâbı, hikmeti, Tevrât’ı ve İncîl’i
                  öğretecek.
Al-i İmrân 3:50...benden önce gelen Tevrât’ı doğrulayıcı
                  olarak...Size Rabb’inizden bir mûcize getirdim
Al-i İmrân 3:65...Oysa Tevrât da, İncîl de ondan sonra
                  indirilmiştir.
Mâide 5:45........Onda (Tevrât’ta) onlara: cana can, göze
                  göz...kısas (ödeşme) yazdık.
Mâide 5:66........Tevrât’ı...ve kendilerine indirileni gerçeğince
                  uygulasalardı...İçlerinde mu’tedil bir ümmet var
Mâide 5:68........De ki: Ey Kitâb ehli siz Tevrât’ı...
                  uygulamadıkça...
Mâide 5:110.......sana Kitâb’ı hikmeti, Tevrât’ı ve İncîl’i
                  öğrettim.
En’âm 6:154.......yola iletici ve rahmet olmak üzere Mûsâ’ya
                  Kitâb’ı verdik ki, Rab’lerinin huzuruna...
Tevbe 9:111.......Gerek Tevrât’ta, gerek İncîl’de, gerek Kur’ân’da
                  Allâh’tan daha çok ahdini yerine getiren kim...
Hûd 11:110........Andolsun, Mûsâ’ya Kitâb’ı verdik...
İsrâ 17:2-4.......Biz Mûsâ’ya Kitâb verdik..Kitâb’da İsrâil
                  oğullarına...Kitab’da İsrail oğullarına şu hüküm
Secde 32:23.......Andolusun biz Mûsâ’ya da Kitâb vermiştik.  Sakın
                  onun kavuşması hakkında şüphe içine düşme.
                  Onu İsrâil oğullarına yol gösteren kılmıştık.
Mü’min 40:53-54...Andolsun biz Mûsâ’ya hidâyet verdik ve İsrâil
                  oğullarına o Kitâbı mîras kıldık. (O), akılselim
                  sahiplerine bir yol gösterici, bir öğüttür.
Ahkaf 46:12.......önce de önder ve rahmet olarak Mûsâ’nın
                  Kitâb’ı var.

Zebûr Tasdik Edilir:
(Ketubîm)

Nisâ 4:163........Süleyman’a da vahyetmiş Davûd’a da Zebûr’u
                  vermiştik.
İsrâ 17:55........Davud’a da Zebûr’u verdik.
Enbiyâ 21:105.....Andolsun Tevrât’tan sonra Zebûr’da da...
                  yazmıştık.

Peygamberler Tasdik Edilir:
(Nebi’îm)

Bakara 2:136......ve (diğer) peygamberlere Rabb’leri tarafından
                  verilene inanırız;
Al-i İmrân 3:84...ve peygamberlere Rab’leri tarafından verilene
                  inandık; onlar arasında bir ayırım yapmayız,
                  biz O’na teslim olanlarız.
Nisâ 4:163........Nuh ve ondan sonra gelen peygamberlere
                  vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik.

İncîl Tasdik Edilir:
(Yeni Ahit)

Al-i İmrân 3:3-4..Tevrât ve İncîl’i indirmişti.
Al-i İmrân 3:48...Ona Kitâbı, hikmeti, Tevrât’ı ve İncîl’i
                  öğretecek.
Al-i İmrân 3:65...Oysa Tevrât da, İncîl de ondan sonra
                  indirilmiştir.
Nisâ 4:163........sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi...
                  İsâ’ya...da vahyetmiş...
Mâide 5:46........Meryem oğlu İsâ’yı gönderdik ve ona, içinde yol
                  gösterme ve nûr bulunan İncîl’i verdik.
Mâide 5:66........İncîl’i ve kendilerine indirileni gereğince
                  uygulasalardı...İçlerinde mu’tedil bir ümmet var
Mâide 5:110.......sana Kitâb’ı hikmeti, Tevrât’ı ve İncîl’i
                  öğrettim.
Tevbe 9:111.......Gerek Tevrât’ta, gerek İncîl’de, gerek Kur’ân’da
                  Allâh’tan daha çok ahdini yerine getiren kim...
Hadid 57:26-27....Meryem oğlu İsâ’yı da gönderdik; ona İncîl’i
                  verdik ve ona uyanların kalblerine şefkat ve
                  rahmet (duygusu) koyduk.

Tüm Kitab-ı Mukaddes Tasdik Edilir:
(Kutsal Kitap)

Bakara 2:285......’Onun elçilerinden hiçbirini diğerinden
                  ayırmayız.’
Al-i İmrân 3:119..”Kitab’ın hepsine inanırsınız.”
Nisâ 4:136........daha önce indirmiş bulunduğu Kitab’a inanın.
Mâide 5:46........yanlarındaki Tevrât’ı...nûr bulunan İncîl’i
                  verdik.
Mâide 5:68........siz Tevrât’ı, İncîl’i... uygulamadıkça bir esas
Ankebut 29:46.....bize indirilene de, size indirilene de inandık.
Şûrâ 42:15........Ben Allâh’ın indirdiği her Kitâb’a inandım.

     Yukarıda zikrettiğimiz ayetler tefsire gerek duymayacak kadar açıktır.  Zaten Kur’ân kendisini “Apaçık bir kitap’tır” diye tanıtıyor. (Neml 27:1 & Zuhruf 43:2-4)  İlan edilen gerçek özetle şudur:  Kitab-ı Mukaddes (Tevrât, Zebûr ve İncîl) Tanrı katından indirilmiş, alemlere nûr ve yol gösterici olan kitaplardır.  Hükümleri geçerli ve uygulanmak zorundadır.  Ona inanmayan, yahut onu inkâr eden Müslüman, apaçık bir yanılgıdadır.  Çünkü Kur’ân’ın tasdik ettiği bir kitabın tahrif edilmiş olduğu söylenemez.  Prof. Dr. Watt bu durum hakkında şunu söylemişti:  “Temelde Kur’ân, İslâmı Musevîlik ve Hıristiyanlığa paralel ve onların kitaplarını teyit eden bir din olarak takdim etmişti.”6

                Kur’ân Tevrât veya İncîl’in tahrifini bildirmemiştir.  Bırakın Kitab-ı Mukaddes’in tahrifini bildirmeyi, Kur’ân’da Hz. Muhammed’in döneminde bulunan Tevrât, Zebûr  ve  İncîl’in  doğruluğu  hakkında  en küçük bir kuşku bile yoktur.  Kur’ân Tevrât ve İncîl’i insanlara doğru yolu gösteren, onları Tanrı’nın Mûsâ ve İsâ’ya indirmiş olduğu  özgün ilâhî kitaplar olarak kabul eder ve bildirir.  Kur’ânın söz ettiği kitaplar, o gün Yahudilerin ve Hıristiyanların elinde bulunan, Kitab-ı Mukaddes’tir.  Hayali, sanal bir Kutsal Kitap değildir.  Kur’ân’da adı geçen kitapların, Kitab-ı Mukaddes’i oluşturan kitaplardan farklı kitaplar olduğunu kanıtlama çabasının ciddiye alınacak bir yanı yoktur.  Eski ve Yeni Ahit’ten başka, Tevrât (Yasa) ve İncîl (Müjde) diye kitapların varlığını da kanıtlamak mümkün değildir.  Ayrıca, Kur’ân’ın kendisi de bunların Yahudiler ile Hıristiyanların kutsal kitaplarından farklı şeyler olduğunu söylememektedir.  Tam aksine, açıkça ifade edilmiştir ki, bu kitaplar Yahudi ve Hıristiyanların Kutsal Kitap olarak kabul ettiklerinin aynısıdır. Bilakis Tanrı Hz. Muhammed’e de önceki indirdiği kitaplara inanmalarını buyurdu; “daha önce indirmiş bulunduğu Kitab’a inanın.” (Nisa 4:136)

                Bu kısmı özetlersek,  Kur’ân’a göre,  Kitab-ı Mukaddes Tanrı’nın ebedi sözüdür ve hiç kimse, hiç bir zaman Tanrı’nın Sözünü değiştirebilecek güçte değildir.  Bu iki temel gerçeğin mantıksal sonucu olarak da, Kitab-ı Mukaddes değiştirilmemiştir ve bu konuda Kitab-ı Mukaddes ve Kur’ân-ı Kerîm tam bir uyum içindedirler. 

     “Allâh demişti ki, “Ey Meryem oğlu İsa... sana Kitab-ı,
     hikmeti, Tevrât’ı ve İncîl’i öğrettim.”  (Mâide 5:110)
____________________
6.  Watt, Günümüzede İslâm ve Hıristiyanlık, s. 18.

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...