12 Ağustos 2013

KABE ÖRTÜSÜ (SİTARE VEYA KİSVE)

kaabe-b



Kâbe'nin bölümleri

Kâbe'nin içerisine ancak yılda iki defa (Ramazan ayı başlamadan ve Kurban Bayramı ile Hac ziyaretleri başlamadan yaklaşık 15 gün önce) "Kâbe'yi temizleme töreni" adı verilen törenle Kâbe'nin anahtarını geleneksel olarak ellerinde tutan "Ben-i Şeybeh" kabilesi mensupları ve seçilmiş misafirler girebilmektedir. Kâbe kapısı zeminden yüksekte olduğu için özel bir tekerlekli merdiven kullanılarak girilir. Kâbe'nin tavanı ahşaptır. Tabanı mermer ve kireçtaşı kareler ile kaplıdır. Tavana kadar iç duvarlarının alt yarısı mermerle kaplı olup bu mermer duvar üstüne üzerine Kur'an'dan ayetler kazılmış olan mermer tabletler konulmuştur. İç duvarların üst tarafı üzerinde altın işleme ile Kur'an ayetleri bulunan bir yeşil bez ile kaplıdır.[7]
Hacerü'l-Esved: Doğu köşesinde bulunan kara parlak taştır. Müslümanlar tarafından Cennet'ten indiğine inanılır.[8] Kâbe'de çıkan bir yangında bu taş ısı değişimi nedeniyle kırılıp 15 parçaya bölünmüştür. Günümüzde taşın parçaları gümüş bir çerçeveyle bir arada tutulmaktadır. Görünen kısmı yaklaşık 16,5x20 cm'dir. 930'da Mekke'yi basıp Kaabe'yi ellerine geçiren "Ebu Tahir Cannabi" idaresindeki Karamatiler bu taşı Mekke'den alıp Doğu Arabistan'da üsleri olan El-Ahsa vahasına götürmüşler ve Abbasiler de 952'de bu taşı geri almak için büyük fidye ve tazminat vermek zorunda kalmışlardır.[kaynak belirtilmeli]
  1. Kâbe Kapısı : Kâbe'nin doğu duvarında zeminden 2,13 metre yükseklikte bulunmaktadır.
  2. Mizab veya Altın oluk [3]: Kuzey duvarı üzerinde bulunan altından yapılmış oluk. Mekke'de ender yağan yağmur sularını Kâbe'nin çatısından indirmek için 1627'de Osmanlılar tarfından yapılmıştır.[9]
  3. Şadarvan: Kâbe'nin duvarlarının diplerini yağmur ve sel sularından korumak amacıyla yapılan mermerden koruma.
  4. Hatîm: Kâbe'nin batı duvarının önünde bulunan ve 90 cm yüksekliğinde ve 1,5 m eninde beyaz mermerden yapılmış İsmail duvarı adı verilen kavisli yarım daire şeklinde alçak duvarla sınırlanmış bir bölge.[10]
  5. Multazam: Kâbe'nin doğu duvarında Kâbe kapısı ile Hacerü'l-Esved arasındaki duvar kısmı.
  6. Makam-ı İbrahim: İbrahim ve oğlu İsmail tarafından Kâbe inşaa edilmekte iken İbrahim'in ayak izini bıraktığı bir mevki.
  7. Doğu köşesi "Hacerü'l-Esved" veya "Şarki"
  8. Güney köşesi "Yemânî"
  9. Batı köşesine "Şâmî"
  10. kuzey köşesine "Irakî" denir.
  11. Sitâre veya kisve: Kâbe'nin üzerine örtülen altın işlemeli hat yazıları bulunan siyah bir örtü. Üzerindeki örtü ipekli bir kumaştan dokunmuş olup, üzerineKelime-i Şehadet işlenmiş, çatıya yakın kısmında çevresine altın işlemeli bir şerit geçirilmiş; kemer biçiminde olan bu şeritte de Kur'an ayetleri işlenmiştir. Bu örtü her sene hac mevsiminde yenilenmektedir.
  12. Tavaf'ın başlangıç çizgisi olarak kullanılan mermer bant.
  13. Cebrail makamı: Kâbe'nin doğu duvarının önünde kapının bulunmadığı kısımda "Irakî" köşesinin hemen yanında bulunan mevkii.
Kâbe ilk defa kimin tarafından ve ne zaman örtülmüştür? 
Kâbe örtüsü neden siyahtır? Kâbe örtüsüne ne zaman ilk defa ayetler işlenmiştir?İslam Tarihçileri Kâbe örtüsü hakkında farklı tarihler vermişlerdir. Al-Azraki "Ahbar Makka“ (=Mekke Haberleri) isimli eserinde dedesi Abu-al-Valid Ahmed b. Muhammad al-Azraki ve daha başka isimleri de kaynak göstererek hiç kimsenin Kâbe örtüsünün ilk defa ne zaman örtüldüğüne dair birşey bildirmediklerini not etmiş.Kâbe ilk defa kimin tarafından ve ne zaman örtülmüştür?Al-Azraki dedesinden edindiği bilgiye göre İbn Hişam Resulallah’ın “Tubba’yı kötülemeyin, o ilk defa Kâbe’yi örttü“ hadisini bildirmiş.Al-Askalani, Al-Azraki’nin yazdıklarını doğrulamış , Fath-al-Bari isimli eserinde “Tubba Kâbe’yi ilk defa vasail ile örten kişidir” Devamında ise: “Bazı alimlerimiz İsmail’in ilk defa Kâbe’yi örttüğünü söylemişlerdir” yazmıştır.

Tubba’nın Kâbe’yi örttüğü tarih hicretten 200 sene evveline dayanır!Al-Baladuri, İsa’nın doğumundan 300 sene evvelinde Adnan b. Add‘ın Kâbe’yi anta ile (= deri veya kilim) örttüğünü söylemiştir.Al-Askalani, bu tarihi bilgiler doğruysa diye ekleyerek, Hz. İsmail’in ilk kez, Adnan’ın ikinci kez, Tubba‘nın ise üçüncü kez Kâbe’yi baştanbaşa örttüğünü belirtmiştir.
Kâbe’nin üzeri neden örtülüdür?
Kâbe’yi örtmenin belli bir anlamı olup olmadığı bildirilmemiş ama değişik rivayetler yazılmış. Al-Azraki Tubba’nın Kâbe’ye anahtarlı kapı yaptırdığını ve yazdığı şiiri oraya astığını bildirmiş. İslamiyet öncesi hicretten yaklaşık 200 sene evvel! yazılan şiirin kısmen tercümesi şöyle:Biz mübarek evi giydirdik, çizgili mulan ve burud ile. (…)Biz yedi kere evin etrafında dolandık (Tavaf ettik) ve İbrahim’in kabri önünde eğildik.Biz 6000 (hayvan) kurban ettik ve onlara (kafilerle) hızla yetiştik.(…)Tanrılara kurban edilen hayvan üzerindeki kumaşlar Kâbe’ye örtülüyordu İslam öncesi batıl törelerde tanrılara kurban edilecek hayvanlar ritüellerle kutsallaştırılıyorlardı.Üzerlerine kırmızı damga vuruluyor ve kumaş ile örtülüyorlardı. Mekke’de kurban edilen hayvanların üzerindeki kumaşlar Kâbe hizmetkarları (= Sadana) tarafından Kâbe’ye örtülüyordu.
Kâbe çizgili kumaşlarla örtülüyordu Al-Azraki’nin İbn Mulayka’dan öğrendiği bilgilere göre Kâbe İslam’dan evvel Hizz, Hubur, Burud ve Anmat gibi çizgili kumaşlarla (= O devirde giyim eşyası olarak kullanılıyordu) örtülüydü. Kurban edilecek hayvanlar da bu kumaşlarla örtülüyordu. Geriye kalan kumaşlar Kâbe’deki dolaptaydı. Kâbe’ye güzel kokulu buhurlar-buhurdanlıklar hediye ediliyor ve yakılıyordu.Kâbe en pahalı ve en iyi kilimlerle örtülüyorduAl-Azraki Kureyşliler’in ve değişik kabilelerin Kâbe örtüsü için para bağışladıklarını bildiriyor. 

Al-Fasi ise Kâbe‘nin vasail ve anmatlarla, yani Maisani denilen en pahalı ve en iyi kilimlerle örtüldüğünü bildirmiş. (= Maisan’dan gelen kilimler) Kâbe örtüleri deri, palmiye yaprakları, saç ve yündendiAl-Fakihi, Halid b. Cafer b. Kilab‘ın Kâbe’ye misk ve ipek kumaş gönderdiğini ve örtü diktirdiğini bildirmiş. Böylelikle İslam evvelinde Kâbe’yi ilk defa ipekle örten kişi olarak tarihe geçmiştir.Hz. Ayşe İslam’dan evvelki dönem için: „Aşure günü oruç tutulur ve aynı gün Kâbe örtülürdü“ diye bildirmiştir.Kâbe her kumaş ile örtülebiliniyor İslam’dan evvelki dönemde Arap kabileleri Kâbe’yi örtmeyi bir görev, şeref ve fazilet olarak görüyorlardı. Kâbe’yi örtmek, örtüsünü bağışlamak bazı önde gelen asil ve zengin kabileler için imtiyaz sahibi olduklarının göstergesiydi. Herkes Kâbe’yi istediği kumaş ile örtebilir, kurbanlık hayvanlarını örterek tanrıya bağışlayabilirdi.Kâbe’yi örtme günleri Tarihçiler Kâbe’yi örtme günleri olarak 10 Muharrem Aşure gününü ve Zilhicce’nin sekizini belirtmişlerdir. 

(Yavm-at-Tarviya) Kâbe örtüsü donatım malzemeleri her türlü renkten ve cinsten Kâbe örtüsü donatım malzemeleri çok çeşitli olmuştur: Deri (Anta), Kanevas (Husuf), has yün (Musuh), hasır (Anmat), ipek (Dibağ), yumuşak kumaş (Mala), keten (Usub), ince  doku (Şikak, vasail), ince çadır kumaşı (Kirar) ve kilim (Namarik).Kâbe örtüsü olarak her türlü renk, motif ve yazı şekli kullanılmıştır.İslam‘da Kâbe örtüsü Resulallah Efendimiz Kâbe’yi fethettiğinde sahabelerle içini putlardan temizlemiş, yıkamış, fakat müşriklerin örttükleri örtüyü indirmemiştir. (630) Aynı sene içinde bir kadın buhur ile Kâbe’yi tavaf ederken örtüyü dikkatsizlikle yakmıştır. Bu kazadan sonra müslümanlar Kâbe’yi Yemen’den gelen yeni bir örtüyle örtmüşlerdir.Müslümanlar kurbanlık hayvan üzerindeki örtüleri asla Kâbe örtüsü olarak kullanmamışlardır. Resulallah Efendimiz Kâbe’yi üç defa örtmüştür Hadis kaynaklarına göre Resulallah Efendimiz vefatına kadar uzanan süreçte Kâbe’yi üç defa örtmüştür. Vefatından sonra halifeler ve sonraki İslam Devletleri’de Kâbe’yi örtmüşlerdir. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer döneminde Kâbe Mısır’dan gelen Kabati kumaşiyle örtülüyordu.Emeviler Dönemi Kâbe örtüsü Emeviler döneminde Muaviye Kâbe’ye senede iki defa misk gönderirdi, namazdan sonra Kâbe duvarlarına misk sürülürdü. Muaviye’nin vefatından sonra Yezid ve Abdullah da Kâbe’yi ipek ile örtmüşlerdir. İpek= Dibağ Hüsravani. Abd-al-Malik’in halifelik döneminde Kâbe örtüsü Şam’da dokunur, Medine’ye gönderilir, Mescid-i Nebevi’de gösteriye sunulur, sonra Kâbe’ye gönderilirdi. Kâbe örtüsü ipektendi.Abbasiler Dönemi- İlk defa yazı işlemeli Kâbe örtüsü Abbasiler döneminde kumaş dokuma, boyama ve işleme teknikleri gelişmişti. Al-Mahdi 776 senesinde ilk defa üzerine yazı işlenmiş Kâbe örtüsü hazırlatmıştır. Kâbe duvarlarına misk ve amber sürdürmüştür. Kâbe üç çeşit kumaş ile örtülmüştür = Kabati (Keten), hizz (Yün) ve dibağ (İpek). Besmele ve Salavat işlemeli Kâbe örtüsüHüseyin b. Hasan al-Alavy döneminde Kâbe sarı ve beyaz olmak üzere iki ipek kumaş ile örtülüyordu. Kâbe örtüsü üzerine Besmele ve Salavat örtüye işlenmişti. Al-Mamun döneminde Kâbe örtüsü kırmızı veya beyaz ipektendi. İbn Abd Rabbihi (vefatı 939 senesi) yazdığı eserinde Kâbe örtüsünün Horasan’dan gelen kırmızı ipekten olduğunu, üzerindeki halkalarda El-Hamdu-Lillah, Subhan-Allah, Allahu-Akbar, Allah Al-Aliyy, Al-Azim yazılı olduğunu bildirmiştir.Fatimidiler Döneminde Kâbe örtüsü - Şiiler- Fatimidiler döneminde Kâbe örtüsü beyaz ve sarı renklerindeydi. İpek kumaşlar Hindistan ve Çin’den getirtiliyordu. İki şeritli turuzlar altın işlemeliydi.
Kabe'nin Anahtarı 60 Yıldan Sonra İlk Kez Değiştirildi, Abdullah Bin Abdülaziz, Abdül Aziz El Suud, Sultan Abdülaziz, Hazreti Muhammed
Memlüklüler Döneminde Kâbe örtüsü Memlüklüler kendilerini Hadım al-Harameyn aş-Şarifeyn= İki kutsal Haramın hizmetçileri diye adlandırıyorlardı. Kâbe örtüsü siyah ipek ve ketendendi. Örtünün üzeri içi beyaz renkte işlenmiş Kelime-i şehadet‘li halkalarla süslenmişti. Beyaz renkli işlemede Kur’an’dan Hac Ayetleri (Sure 3/96, 2/127-128, 5/97) bulunan şeritler örtünün üst kısmına iliştirilmişti. Kâbe kapısı siyah ipekli kumaş üzerine altına bandırılmış gümüş ipliklerle işlenmiş örtüyle kaplıydı.Osmanlı Döneminde Kâbe örtüsü= Kisve 1517 senesinde Sultan Selim Hadım al-Harameyn aş-Şarifeyn= İki kutsal Haramın hizmetçileri ismini üstlendi. Kâbe örtüsü siyah ipektendi: Renk, dikiş ve işlemeleri Memlüklülerin dokuduğu örtüye çok benziyordu. Örtü 30 günde hazırlanıyordu. Kâbe örtüsü 1706 senesine kadar Mısır’da, 1706‘dan-1860’a kadar 

Konstantinopel’de dokundu. Örtünün Konstantinopel’den İskenderiyye’ye kadar götürülmesi 11 gün sürüyordu.Kâbe örtüsünün masrafı 276 bin 216 Dirhem tutuyordu. 1.Dünya Savaşı esnasında Kâbe örtüsü Mısır’da değil, Konstantinopel’de dokundu. Osmanlıların gönderdiği kisve Medine’de muhafaza edildi ve 1922 yılında kullanıldı. 1923 senesinde kisve Irak’ta dokunuldu. Suudi Arabistan Döneminde Kâbe örtüsü 1804 yılında Saud Abd el-Aziz Medine’yi, 1806’da Mekke ve Cidde’yi ele geçirdi, Osmanlı hac kervanlarının girişine izin vermedi. Osmanlıların hutbelerini yasakladı. Sultan Selim III.‘ye mektup yazarak Mısır ve Suriye mahmallarını (= Kisve taşıyan kervan) göndermemesini, bunun Vahhabilere göre bidat olduğunu açıkladı. Saud 1806’da Kâbe’yi kırmızı ipekten kisve ile, sonraki senelerde siyah ipek ve siyah ketenden kumaş ile örttü.1927 senesinde Kral Abdul-Aziz oğluna (Kral Faysal) kisve dokunulan atölye kurmaya teşvik etti. 1927 de Mekke’de kurulan atölyeden sonra, 1974 de Mekke dışında bir atölye kuruldu ve kisve artık orada dokunuluyor.Mahmal nedir?Kâbe örtüsü (=Kisve) tarih boyunca çeşitli bölgelerden (Yemen, Irak, Horasan, Konstantinopel, Mısır) Mekke’ye Mahmal denilen kervanlarla gönderilmiştir. Mahmal kelimesi hamala, yani taşımak kelimesinden türemiştir. Mahmal konik çatılı mahzendir. Mahmalın içinde Kâbe örtüsü taşınıyordu. Üzerinde mahmal bulunan develer ve bu kervanlar mahmal diye adlandırılıyordu.Kâbe örtüsü taşıyan Mahmal Kervanları kutlama törenleriyle karşılanırdı Müslüman halifeler ve sultanlar 13. yüzyıldan itibaren yüzyıllar boyunca her sene mahmal ile yeni kisve gönderirlerdi.Osmanlı sultanları Hadım al-Harameyn aş-Şarifin lakablarıyla hem dini hem dünyevi hakimiyetin sahipleriydiler. Muhafaza edilebilinen en eski mahmal Topkapı Müzesi’ndedir, Memlüklüler dönemine aittir. Mahmal törenleri hakkında seyyahlar, tarihçiler ve tanıklar ilginç detayları aktarmışlar.14. yüzyıl, İbn Battuta, Mısır: (…) Recep ayında düzenlenen mahmal törenine katılanlar: Devletin en yüksek memurları, kadıları, Beyt-ul Mal‘ın vekilleri, dini ve dünyevi makam sahipleri, askerler, sipahiler, Emir-al Hacc, kadınlar ve erkekler… 15.yüzyıl, Al-Kalkaşandi: (…)Törenden üç gün evvel yol üzerindeki dükkan sahiplerine haber veriliyordu ki, süslemeler yapsınlar.17.yüzyıl, Al-Ayyaşi, Mısır, Osmanlı dönemi: (…) Mahmal altınla işlenmiş ipek ile örtülüyordu.Hükümdar kisveyi hazırlayanlara şeref elbiseleri hediye ediyordu.1825, 1834 Lane’in Kahire ziyaretinden aktardıkları, Osmanlı dönemi: (…) Mahmalın ön tarafında gümüş ve altın ipliklerle işlenmiş Kâbe motifi bulunuyordu. Motifin üst tarafına Osmanlı Sultanının tuğra şeklinde işlenmiş ismi iliştirilmişti. Mahmal içindeki gümüş kutularda iki Kur’an bulunuyordu. Yeşil veya siyah örtülerle örtülen mahmal en güzel ve semiz deve tarafından taşınıyordu.1901, Rıfat’ın Osmanlı döneminde gözlemlediği mahmal töreni: (…) Bütün gece ilahiler söyleniyor, Kur’an okunuyor, havaya atılan 21 kurşun ile tören sonlandırılıyordu. Medine’de karşılanan kisve Osmanlı askerleri eşliğinde ihtişamlı bir törenle kutlanıyordu.En son ki mahmal töreni deve değil tren ile: 1952‘de Mısır’dan Suez üzerinden Kâbe’ye gönderilmiştir. Mahmal treni büyük şehirlerde duraklıyor, kisve şehir içinde dolandırılarak tören kutlanıyordu.Kitapta anlatılanlar bu yazıya çok kısa ve öz biçimde aktarılmıştır.Kaynak: Die Kiswa der Ka‘ba in Makka. Abdelaziz Gouda. Kairo-Ägypten. Berlin 1989.
---------------------------
Kâbe ilk defa kimin tarafından ve ne zaman örtülmüştür? Al-Azraki dedesinden edindiği bilgiye göre İbn Hişam Resulallah’ın “Tubba’yı kötülemeyin, o ilk defa Kâbe’yi örttü“ hadisini bildirmiş.
Al-Askalani, Al-Azraki’nin yazdıklarını doğrulamış , Fath-al-Bari isimli eserinde “Tubba Kâbe’yi ilk defa vasail ile örten kişidir”  Devamında ise: “Bazı alimlerimiz İsmail’in ilk defa Kâbe’yi örttüğünü söylemişlerdir” yazmıştır.
Tubba’nın Kâbe’yi örttüğü tarih hicretten 200 sene evveline dayanır! Al-Baladuri,  İsa’nın doğumundan 300 sene evvelinde Adnan b. Add‘ın Kâbe’yi anta  ile (= deri veya kilim) örttüğünü söylemiştir.
Al-Askalani, bu tarihi bilgiler doğruysa diye ekleyerek,  Hz. İsmail’in  ilk kez, Adnan’ın  ikinci kez, Tubba‘nın ise üçüncü kez Kâbe’yi baştanbaşa örttüğünü belirtmiştir.
Kâbe’nin üzeri neden örtülüdür? Kâbe’yi örtmenin belli bir anlamı olup olmadığı bildirilmemiş ama değişik rivayetler yazılmış. Al-Azraki Tubba’nın Kâbe’ye anahtarlı kapı yaptırdığını ve yazdığı şiiri oraya astığını bildirmiş.
İslamiyet öncesi hicretten yaklaşık 200 sene evvel! yazılan şiirin kısmen tercümesi şöyle: Biz mübarek evi giydirdik, çizgili mulan ve burud ile. (…)

Biz yedi kere evin etrafında dolandık (Tavaf ettik) ve İbrahim’in kabri önünde eğildik.
Biz 6000 (hayvan) kurban ettik ve onlara (kafilerle) hızla yetiştik.(…)
Tanrılara kurban edilen hayvan üzerindeki kumaşlar Kâbe’ye örtülüyordu İslam öncesi  batıl törelerde tanrılara kurban edilecek hayvanlar ritüellerle kutsallaştırılıyorlardı. Üzerlerine kırmızı damga vuruluyor ve kumaş ile örtülüyorlardı.  Mekke’de kurban edilen hayvanların üzerindeki kumaşlar Kâbe hizmetkarları (= Sadana) tarafından Kâbe’ye örtülüyordu.
Kâbe çizgili kumaşlarla örtülüyordu Al-Azraki’nin İbn Mulayka’dan öğrendiği bilgilere göre Kâbe İslam’dan evvel Hizz, Hubur, Burud ve Anmat gibi çizgili kumaşlarla (= O devirde giyim eşyası olarak kullanılıyordu) örtülüydü. Kurban edilecek hayvanlar da bu kumaşlarla örtülüyordu. Geriye kalan kumaşlar Kâbe’deki dolaptaydı. Kâbe’ye güzel kokulu buhurlar-buhurdanlıklar hediye ediliyor ve yakılıyordu.
Kâbe en pahalı ve en iyi kilimlerle örtülüyordu Al-Azraki Kureyşliler’in ve değişik kabilelerin Kâbe örtüsü için para bağışladıklarını bildiriyor.
Al-Fasi ise Kâbe‘nin vasail ve anmatlarla, yani Maisani denilen en pahalı ve en iyi kilimlerle örtüldüğünü bildirmiş. (= Maisan’dan gelen kilimler)
Kâbe örtüleri deri, palmiye yaprakları, saç ve yündendi Al-Fakihi, Halid b. Cafer b. Kilab‘ın Kâbe’ye misk ve ipek kumaş gönderdiğini ve örtü diktirdiğini bildirmiş. Böylelikle İslam evvelinde Kâbe’yi ilk defa ipekle örten kişi olarak tarihe geçmiştir.Hz. Ayşe İslam’dan evvelki dönem için: „Aşure günü oruç tutulur ve aynı gün Kâbe örtülürdü“ diye bildirmiştir.
Kâbe her kumaş ile örtülebiliniyor İslam’dan evvelki dönemde Arap kabileleri Kâbe’yi örtmeyi bir görev, şeref  ve fazilet olarak görüyorlardı. Kâbe’yi örtmek, örtüsünü bağışlamak bazı önde gelen asil ve zengin kabileler için imtiyaz sahibi olduklarının göstergesiydi. Herkes Kâbe’yi istediği kumaş ile örtebilir, kurbanlık hayvanlarını örterek tanrıya bağışlayabilirdi.
Kâbe’yi örtme günleri Tarihçiler Kâbe’yi örtme günleri olarak 10 Muharrem Aşure gününü ve Zilhicce’nin sekizini belirtmişlerdir. (Yavm-at-Tarviya)
Kâbe örtüsü donatım malzemeleri her türlü renkten ve cinsten Kâbe örtüsü donatım malzemeleri çok çeşitli olmuştur: Deri (Anta), Kanevas (Husuf), has yün (Musuh), hasır (Anmat), ipek (Dibağ), yumuşak kumaş (Mala), keten (Usub), ince doku (Şikak, vasail), ince çadır kumaşı (Kirar) ve kilim (Namarik).
Kâbe örtüsü olarak her türlü renk, motif ve yazı şekli kullanılmıştır.
İslam‘da Kâbe örtüsü Resulallah Efendimiz Kâbe’yi fethettiğinde sahabelerle içini putlardan temizlemiş, yıkamış, fakat müşriklerin örttükleri örtüyü indirmemiştir. (630) Aynı sene içinde bir kadın buhur ile Kâbe’yi tavaf ederken örtüyü dikkatsizlikle yakmıştır. Bu kazadan sonra müslümanlar Kâbe’yi  Yemen’den gelen yeni bir örtüyle örtmüşlerdir.
Müslümanlar kurbanlık hayvan üzerindeki örtüleri asla Kâbe örtüsü olarak kullanmamışlardır.
Resulallah Efendimiz  Kâbe’yi üç defa örtmüştür
Hadis kaynaklarına göre Resulallah Efendimiz vefatına kadar uzanan süreçte Kâbe’yi üç defa örtmüştür. Vefatından sonra halifeler ve sonraki İslam Devletleri’de Kâbe’yi örtmüşlerdir. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer döneminde Kâbe Mısır’dan gelen Kabati kumaşiyle örtülüyordu.
Emeviler Dönemi  Kâbe örtüsü Emeviler döneminde  Muaviye Kâbe’ye senede iki defa misk gönderirdi, namazdan sonra Kâbe duvarlarına  misk sürülürdü. Muaviye’nin vefatından sonra Yezid ve Abdullah da Kâbe’yi ipek ile örtmüşlerdir. İpek= Dibağ Hüsravani. Abd-al-Malik’in halifelik döneminde Kâbe örtüsü Şam’da dokunur,  Medine’ye gönderilir, Mescid-i Nebevi’de  gösteriye sunulur, sonra Kâbe’ye gönderilirdi. Kâbe örtüsü ipektendi.
Abbasiler Dönemi- İlk defa yazı işlemeli Kâbe örtüsü Abbasiler döneminde kumaş dokuma, boyama ve işleme teknikleri gelişmişti. Al-Mahdi 776 senesinde ilk defa üzerine yazı işlenmiş Kâbe örtüsü hazırlatmıştır. Kâbe duvarlarına misk ve amber sürdürmüştür. Kâbe üç çeşit kumaş ile örtülmüştür = Kabati (Keten), hizz (Yün) ve dibağ (İpek).
Besmele ve Salavat işlemeli Kâbe örtüsü Hüseyin b. Hasan al-Alavy döneminde Kâbe sarı ve beyaz olmak üzere iki ipek kumaş ile örtülüyordu. Kâbe örtüsü üzerine Besmele ve Salavat örtüye işlenmişti. Al-Mamun döneminde Kâbe örtüsü kırmızı veya beyaz ipektendi. İbn Abd Rabbihi (vefatı 939 senesi) yazdığı eserinde Kâbe örtüsünün Horasan’dan gelen kırmızı ipekten olduğunu, üzerindeki halkalarda El-Hamdu-Lillah, Subhan-Allah, Allahu-Akbar, Allah Al-Aliyy, Al-Azim yazılı olduğunu bildirmiştir.
Fatimidiler Döneminde Kâbe örtüsü - Şiiler- Fatimidiler döneminde Kâbe örtüsü beyaz ve sarı renklerindeydi. İpek kumaşlar Hindistan ve Çin’den getirtiliyordu. İki şeritli turuzlar altın işlemeliydi.
Memlüklüler Döneminde Kâbe örtüsü Memlüklüler kendilerini Hadım al-Harameyn aş-Şarifeyn= İki kutsal Haramın hizmetçileri diye adlandırıyorlardı. Kâbe örtüsü siyah ipek ve ketendendi. Örtünün üzeri içi beyaz renkte işlenmiş Kelime-i şehadet‘li halkalarla süslenmişti. Beyaz renkli işlemede Kur’an’dan Hac Ayetleri (Sure 3/96,  2/127-128, 5/97) bulunan şeritler örtünün üst kısmına iliştirilmişti. Kâbe kapısı siyah ipekli kumaş üzerine altına bandırılmış gümüş ipliklerle işlenmiş örtüyle kaplıydı.
Osmanlı Döneminde Kâbe örtüsü= Kisve 1517 senesinde Sultan Selim Hadım al-Harameyn aş-Şarifeyn= İki kutsal Haramın hizmetçileri ismini üstlendi. Kâbe örtüsü siyah ipektendi: Renk, dikiş ve işlemeleri Memlüklülerin dokuduğu örtüye çok benziyordu. Örtü 30 günde hazırlanıyordu. Kâbe örtüsü 1706 senesine kadar Mısır’da, 1706‘dan-1860’a kadar Konstantinopel’de dokundu. Örtünün Konstantinopel’den İskenderiyye’ye kadar götürülmesi 11 gün sürüyordu.
Kâbe örtüsünün masrafı 276 bin 216 Dirhem tutuyordu. 1.Dünya Savaşı esnasında Kâbe örtüsü Mısır’da değil, Konstantinopel’de dokundu. Osmanlıların gönderdiği kisve Medine’de muhafaza edildi ve 1922 yılında kullanıldı. 1923 senesinde kisve Irak’ta dokunuldu.
Suudi Arabistan Döneminde Kâbe örtüsü 1804 yılında Saud Abd el-Aziz Medine’yi, 1806’da Mekke ve Cidde’yi ele geçirdi, Osmanlı hac kervanlarının girişine izin vermedi. Osmanlıların hutbelerini yasakladı. Sultan Selim III.‘ye mektup yazarak Mısır ve Suriye mahmallarını (= Kisve taşıyan kervan) göndermemesini, bunun Vahhabilere göre bidat olduğunu açıkladı. Saud 1806’da Kâbe’yi kırmızı ipekten kisve ile, sonraki senelerde siyah ipek ve siyah ketenden kumaş ile örttü.
1927 senesinde Kral Abdul-Aziz oğluna (Kral Faysal) kisve dokunulan atölye kurmaya teşvik etti. 1927 de Mekke’de kurulan atölyeden sonra, 1974 de Mekke dışında bir atölye kuruldu ve kisve artık orada dokunuluyor.
Mahmal nedir? Kâbe örtüsü (=Kisve) tarih boyunca çeşitli bölgelerden (Yemen, Irak, Horasan, Konstantinopel, Mısır) Mekke’ye Mahmal denilen kervanlarla gönderilmiştir. Mahmal kelimesi hamala, yani taşımak kelimesinden türemiştir. Mahmal konik çatılı mahzendir. Mahmalın içinde Kâbe örtüsü taşınıyordu. Üzerinde mahmal bulunan develer ve bu kervanlar mahmal diye adlandırılıyordu.
Kâbe örtüsü taşıyan Mahmal Kervanları  kutlama törenleriyle karşılanırdı
Müslüman halifeler ve sultanlar 13. yüzyıldan itibaren yüzyıllar boyunca her sene mahmal ile yeni kisve gönderirlerdi. Osmanlı sultanları Hadım al-Harameyn aş-Şarifin lakablarıyla hem dini hem dünyevi hakimiyetin sahipleriydiler. Muhafaza edilebilinen en eski mahmal Topkapı Müzesi’ndedir, Memlüklüler dönemine aittir. Mahmal törenleri hakkında seyyahlar, tarihçiler ve tanıklar ilginç detayları aktarmışlar.

14. yüzyıl, İbn Battuta, Mısır: (…) Recep ayında düzenlenen mahmal törenine katılanlar: Devletin en yüksek memurları, kadıları, Beyt-ul Mal‘ın vekilleri, dini ve dünyevi makam sahipleri, askerler, sipahiler, Emir-al Hacc, kadınlar ve erkekler…
15.yüzyıl, Al-Kalkaşandi: (…)Törenden üç gün evvel yol üzerindeki dükkan sahiplerine haber veriliyordu ki, süslemeler yapsınlar.
17.yüzyıl, Al-Ayyaşi, Mısır, Osmanlı dönemi: (…) Mahmal altınla işlenmiş ipek ile örtülüyordu.Hükümdar kisveyi hazırlayanlara şeref elbiseleri hediye ediyordu.
1825, 1834 Lane’in Kahire ziyaretinden aktardıkları, Osmanlı dönemi: (…) Mahmalın ön tarafında gümüş ve altın ipliklerle işlenmiş Kâbe motifi bulunuyordu. Motifin üst tarafına Osmanlı Sultanının tuğra şeklinde işlenmiş ismi iliştirilmişti. Mahmal içindeki gümüş kutularda iki Kur’an bulunuyordu. Yeşil veya siyah örtülerle örtülen mahmal en güzel ve semiz deve tarafından taşınıyordu.
1901, Rıfat’ın Osmanlı döneminde gözlemlediği mahmal töreni: (…) Bütün gece ilahiler söyleniyor, Kur’an okunuyor,  havaya atılan 21 kurşun ile tören sonlandırılıyordu. Medine’de karşılanan kisve Osmanlı askerleri eşliğinde ihtişamlı bir törenle kutlanıyordu.
En son ki mahmal töreni deve değil tren ile: 1952‘de Mısır’dan Suez üzerinden Kâbe’ye gönderilmiştir. Mahmal treni büyük şehirlerde duraklıyor, kisve şehir içinde dolandırılarak tören kutlanıyordu.
Kitapta anlatılanlar bu yazıya çok kısa ve öz biçimde aktarılmıştır.
Kaynak: Die Kiswa der Ka‘ba in Makka. Abdelaziz Gouda. Kairo-Ägypten. Berlin 1989.

KABE'NİN ÖRTÜSÜZ GÖRÜNÜMÜ
Kabe Örtüsü (Sitâre veya Kisve)
Kabe örtüsüne verilen addır. Kabenin tamamını kuşatan bu örtü siyah ibrişimden yapılır.
Üzeri Altın yaldız sırma yazılarla tezyin edilir.Kabe'yi örtmekten amaç onun yüceliğini ilan etmektir, onu takdis etmektir Kabeye ilk örtü giydiren hakkında çok değişik rivayetler vardır. bunlardan doğruya en yakın olanı İsmail A.S.dır. İbrahim A.S. Kabe'yi örtmediğinde ittifak vardır. Bazı rivayetlerde peygamberimizin dedelerinden Adnan b.ud ün Kabe'yi ilk örten kişi olduğu belirtilmektedir. Kabe İsmail a.s. dan sonra hiç bir devirde örtüsüz bırakılmamıştır. Her milletçe bu iş salih amel olarak addedilmiştir.Tarihte Kabe'yi örtme işi değişik kabileler tarafından yardımlaşarak yapılmıştır. İlk olarak tek başına Ebu Rabia b.Abdullah örtmüştür. Yine Abdulmuttalib'in zevcesi Netile bt. Hubab (Abbasın annesi) rivayet edildiğine göre; oğlu Abbas kaybolur, bulunursa kabeyi kendi balına örteceğini nezr eder. (Adar) Oğlu bulununca da bu nezrini yerine getirir. Böylece tarihte tek başına Kabe'yi örten ilk kadın o olur.Hz. Ömer zamanında ilk olarak Kabe beyt-ül maldan örtülmüştür. Bundan sonra Kabe örtüsü hükümetlerin sorumluluğunda olmuştur. Yine ilk olarak Hz. Ömer r.a. kabe örtüsünün Mısırda dokunmasını emretmiştir. Hz. Osman da bu kararlara sadık kalmış ancak senede iki defa dokunmasını emretmiştir.Kabe'nin örtüsü üç bölümden meydana gelmektedir. Kabe'nin dış örtüsü, iç örtüsü (astar) ve kuşak bölümü. Bunların hepsi şu anda Mekke'de bulunan 
Kabe örtüsü fabrikasında dokunmaktadır.
Kabe kapısının İlk nakışlı örtüsü 810 h. 1407 m. yılında dokunmuş ve örtülmüştür.


Kabe Örtüsü Hazırlanışı
Saf ipek kullanılarak dokunan altın işlemeli örtü, Kabe-i Şerif Örtü 
Fabrikası'nda 3 aylık bir çalışma sonucu dokunuyor.Mekke'de bulunan Kabe-i Şerif Örtü Fabrikası, yılın sadece 3 ayında çalışıyor ve sadece Kabe'nin örtüsünü dokuyor. Toplam alanı 658 metrekare olan örtü 14 metre uzunluğunda, 101 santimetre genişliğinde ve 47 parçadan oluşuyor. Her yıl yenisi ile değiştirilen örtü daha sonramüzede ziyarete açılıyor.Altın ve gümüş ipliklerle işlenen, siyaha boyanmış saf ipekten, 16 parçadan oluşan ve yaklaşık 17 milyon Suudi Arabistan Riyali'ne malolan örtünün üzerinde jakard üslubu ile işlenmiş 
‘‘La ilahe illallah Muhammed'in Resulullah. 
Allah Celle Celalühü. Sübhanallahi vebihamdihi subhanallahi el Azim. Ya hannan, ya mannan’’ ibareleri bulunuyor.Birisi Kabe kapısının örtüsü olmak üzere beş parçadan oluşan örtü için, 450 kilo ipek iplikten 658 metre kumaş dokundu. Boyama, dokuma, basma, işleme ve toplama döneminden geçen Kabe'nin örtüsü için, 47 top kumaş kullanıldığı öğrenildi.
Örtü, Kabe'nin dört duvarından sırayla değiştiriliyor. Asansörle Kabe'nin üzerine çıkan görevliler, saldıkları iplerle Kabe’nin yeni örtüsünü yukarıya çekip, aşağıya salıyorlar. Daha sonra altta kalan eski örtüyü indiriyorlar.
Kabe örtüsünün değiştirilmesi esnasında Mekke’de sadece 'yerli' halk bulunuyor. Çünkü hacıların o sırada Arafat'ta bulunmaları gerekiyor.Böylece 
Kabe, Arafat'tan dönen hacılara hazır hale gelmiş oluyor.


Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...