04 Aralık 2012

Suret ve Mana





Kitaplarda yazılı olan fıkıh, vaaz, tefsir ve daha başka ilimler yok mu? "İşte biz sana da (ey habibim) böylece tarafımızdan bir ruh (Kur'ân) vahyettik. Hâlbuki (vahiyden önce) kitap nedir iman nedir bilmezdin..."(Şûra 52) ayetinde olduğu gibi, hepsi de suretten başka bir şey değildir. Mesela duvara on tane at resmi yaparsın, fakat hiç bir şeye yaramaz, çünkü canı yoktur. Sen canlı olursan, sözün de canlı olur. Şu halde bunun çaresi herkeste mevcut olan ruhtan başka ebedi ruhu elde etmek için, içini temiz tutman gerekir, çünkü o ruh, sende olgunlaşmamıştır, olgunlaştı mı sende bir şeyler belirmeye başlar. O ruh aslında olgundur ama sende olgunlaşmamıştır. Nitekim güneş ışınları, pencere ne kadar ise, o kadar içeri vurur, testi ne kadar ise, denizden ancak o kadar su alabilir, ama sen olgunlaştın mı, görürsün ki içine bir şeyler düşmeye başlar, fakat bu pisliklerden hiç birisi sana zarar veremez ve sen de eğleşemez.

Gözlerinin iyi görmesi, kulaklarının iyi duyması için kendini Tabib olan İsa'ya teslim etmiyorsun da, anadan doğma kör olan (Tabib olmayan) kimseye nasıl teslim ediyorsun, bundan ne fayda elde edebilirsin? Dünya ehlinin lâyık olduğu da ancak böylesine adamların yaptığı işlerdir, bunlar âlemde olmayacak, yapılmayacak işler yapar dururlar, etrafındakilere de: "Bana bütün gücünüzle yardım ediniz!" (Kehif 95) diyerek yardım isterler.

Bir kimse büyük bir kötülükte bulunmaz, derdine de derman arayıp bulursa, iyi bir iş yapmış olur. Fakat büyük kötülüklerde bulunur, dermanını da arayıp bulmazsa, bu davranış düşmanlığın en büyüğüdür. Mesela satranç oyunu çocuklar tarafından oynanırsa; atı şah yerine koyarlar, şahı da vezirin yerine dikerler. Nitekim bir şair: "Âşıklardan hiç bir kimse aşk yolunda; namını, şanını ve suret mülkünü yok etmedikçe mana mülküne (maşukuna) kavuşamaz" demiştir.

Nefsin devleti bir başka şeydir. Eğer istersen onun devleti ne şeydedir ve nerededir, sana söyleyeyim. Peygamber Aleyhisselam, bütün günlerini ibadetle geçirmek isteyen Osman İbni Maz'una hitaben: "Ey Osman! Allah'tan kork, hanımının sende hakkı vardır. Kendi nefsinin sende hakkı vardır..." buyurmuştur. Birazcık nefsin de hakkını ver, fakat fazlasına gelince ne işin var onunla? Ama ruh olmasaydı ne değerin olurdu. Nefsin görevi ancak kulluk yapmaktır, bunun dışında bütün işler, gönül sırrı olan ruha aittir. Kendi kendinle şöyle bir karara varman gerek:

"Bütün bu organlar, el-kol, parmaklar, eklemler, duyular, mide, ciğer vesaire gibi büyük küçük bütün parçalar, bana emanet olarak verilmiştir. Şüphesiz ki bunları bir gün benden geri alacaklar, geçici hayatla ilgili bütün şeyler, iç ve dış bütün duyular, bana iki günlüğüne verilmiş emanet şeylerdir" demelisin, senin neyin varsa, manevî âlemle, iç âlemle ilgilidir. 

Maarif Adlı Eserden (Hz. Seyyid Burhaneddin Tırmizi)

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...