Uranüs uyduları:
Voyager
uzay sondasının ziyaretinden önce bilinen beş uydunun da yüzeyinde su buzu
olduğu, Yer yüzünden yapılan tayfsal çalışmalardan anlaşılmıştır.
Elektromanyetik tayfın kırmızıötesi bölgesine düşen su buzuna ait çizgiler,
Umbriel'de daha az belirgindir ve bu uyduda su buzunun, ya başka bileşiklerle
beraber ya da yüzeyinin çok az bir bölümünü kapladığı şeklinde yorumlanmaktadır.
İçlerinde en büyük olanı Titania'dır. Beş uydu içinde en küçüğü ise 160 km ile
Miranda'dır. Uydular, yarı yarıya buz ve kayalık materyalden oluşur ve bu
nedenle de yoğunlukları 1.5 ve 2 gr/cm3 arasındadır. Hiç birinin
atmosferi yoktur. Beş uydunun da yörüngeleri aynı bir düzlem içindedir ve bu
düzlem, gezegenin ekvator düzlemine yakındır. Ana gezegene yakınlıkları göz
önüne alındığında, uyduların uzaydan yakalanmış cisimler olmadığı anlaşılır.
Uranüs'ün ince halkası da aynı düzlemdedir.
Voyager 2, Uranüs'ün 10 yeni
uydusunu buldu. Bunların tümü, daha önce Yer’den keşfedilmiş 5 uydudan daha iç
bölgelerde, yani Uranüs’e daha yakındır. Ayrıca yeni bulunan bu 10 uydunun
tamamının, daha önce bulunan 5 uydudan daha küçük ve daha karanlık oldukları
anlaşıldı. Uranüs'ün beş büyük uydusu; Titanya, Oberon, Umbriel, Ariel ve
Miranda'nın Voyager 2 den çekilen fotograflarında, yüzeylerinin çatlaklarla
örtülü olduğu görülmüştür. Bu ise bize, bu küçük uydularda beklenmeyen tektonik
etkinliğin var olduğunu göstermektedir. Tektonik hareket bilindiği gibi gezegen
kabuğundaki hareketlerdir ve sadece büyük gezegenlerde gözlenebilir. Bu
harekete, iç ısının, konveksiyon ile yukarı doğru aktarımı neden olur. Uranüs
uydularında, belki tedirginlik kuvvetleri belki de çarpışma sonucu ortaya çıkan
kuvvetler yüzeyde etkinliğini sürdürmektedir.
Şekil 3.42: Uranüs’ün beş büyük
uydusunun fotoğrafı görülmektedir. Umbriel, üste parlak gözüken krater hariç
genelde karanlık gözükür. Titania, Uranüs’ün en büyük uydusudur ve üstünde
görülen nehir yatağına benzer vadinin uzunluğu 1500 km kadardır. Oberon’nun
yüzeyinde ise bol miktarda krater vardır.