MATURİDİ VE EŞARI ARASINDAKİ FARKLAR
Maturidi ve Eşari mezhepleri
arasındaki farklardan bazılarını zikredeceğiz. İslam'ın amel bölümüne değil de
inanç yönüne taalluk eden görüşlerden ibaret olduğu için hükümler;
Allahın
sıfatları.
Kur'an–ı Kerim mahlûk mudur?
Cennet ve cehennemin varlığı ve
devamlılığı.
Kâfirlerin çocuklarının durumu.
Sırat köprüsü.
Şefaat,
gibi meselelerdir.
* * *
Mesela Tövbe–i yeis (ölüm anında yapılan tövbe) hem Maturidi hemde
Eşariye göre caizdir. Cennette Allah'ın görülmesi hak olduğu gibi meselelerde
ittifak ederken Maturidi mezhebinde kendisine tebliğ ulaşmayan kişi Allah'ın
daha doğrusu yaratıcının varlığına inanmakla yükümlüdür der.
Eşari mezhebi
kendisine hiçbir tebliğ ulaşmayan kişinin aklı ile Allah'ı anlamaya kifayet
etmediği için bununla mükellef tutulmaz, demektedir.
Maturidi mezhebi
delillerin yorumu ışığında peygamberlik için erkek olmanın şart olduğunu ifade
etmiştir.
Eşari mezhebi ise kadınlarda hiç peygamber gelmemiştir ama yinede
bu peygamberlik için erkek olmanın vucübunu göstermez
buyurmuştur.
Maturidi'ye göre kul gücünün yetmediği şey ile mükellef
değildir.
Eşari hazretleri ise bu zamana kadar hiç böyle bir şey olmasa dahi
Allah kulunu, kulun gücünün yetmeyeceği şey ile mükellef kılabilir
buyurmuştur.
Gayrimüslimlerin çocuklarının ne olacağı hususunda yine naslar
ve sağlam deliller ışığında birisi toprak olacaklarını diğeri ise cennette
mü'minlerin hizmetçileri olacaklarını beyan buyurmuşlardır. İkisi de olabilir
ama biz maturidi olduğumuz için cennette hizmetçi olacaklarına daha yakın
dururuz ve öyle inanırız. Geri kalan bütün meselelerdeki hükümler ittifak
halindedir.
* * *
Temel de ayrılık olmamasına rağmen, zaman zaman farklı delil ve
hükümler getirseler de sonuçta her ikisi ortak noktada birleşip Müslümanların
nezih itikatlarını muhafaza edebilmeleri için ömürlerini ortaya koymuşlardır.
Nihayetinde her biri de bu işe liyakatli ve bu sahada gelmiş geçmiş en büyük
ekol oldukları için ve ehli sünnet itikadının müdafaası için uğraştıklarından
dolayı peygamber efendimizin "İhtilafü ümmeti rahmetün vasiatün" hadisi
şerifinin sırrına mazhar olmuş ve bu hususta artık tartışılacak ve söylenecek
söz bırakmamışlardır. Allah onlardan razı olsun. Gelecek yazımızda amel'i
mezheplerden bahsedeceğimiz için Peygamber efendimizin İmam'ı–Azam'ı nasıl
müjdelediğini gelecek aya bırakıyorum.
Sanırım mezhepleri anlatırken mezhebin
lüzumu da anlaşılmıştır. Zira bilgi seviyemiz malum olduğu gibi yüzlerce yıldır
gelen bütün ulema mezhep mensubiyetinin lüzumunu savunmuş ve buna göre amel
etmişlerse, aksini iddia etmek en hafif ithamla art niyet ve ihanetten
ibarettir.
Kaynak:Beyan Dergisi