05 Kasım 2012

KUR'AN-I KERİM'İN KALBİ OLAN YÂSİN SÛRE-İ ŞERİF'İNİN TEFSİRİ VE ESRARI 15




KUR'AN-I KERİM'İN KALBİ OLAN YÂSİN SÛRE-İ ŞERİF'İNİN TEFSİRİ VE ESRARI
 15
Dolu Gemiler:
Allah-u Teâlâ kulları hakkında diğer bir nimetini, vesile-i intibah olmak üzere şöyle beyan buyurmaktadır:
"Onların zürriyetlerini (soylarını) dopdolu bir gemide taşımış olmamız da onlar için büyük bir âyet (ibret)tir." (Yâsin: 41)
Allah-u Teâlâ'nın Nuh Aleyhisselâm ile birlikte ona inananları kurtardığı ve bu inanmış olanlardan başka Âdem Aleyhisselâm'ın soyundan hiç kimsenin yeryüzünde kalmadığı Nuh Aleyhisselâm'ın gemisi de bu gemilerin ilkidir.
Allah-u Teâlâ bu gemide Âdem Aleyhisselâm'ın zürriyetini yani Nuh Aleyhisselâm ile ashabını taşımıştır. Âdem Aleyhisselâm'ın onların dışındaki bütün nesli helâk olmuştur. Nitekim kıyamete kadar bütün insanlık bu nesilden gelmektedir. Şu anda yeryüzünde bulunan insanların esası gemide babalarının sülbünde mevcut olduğu için Allah-u Teâlâ "Zürriyetlerini gemide taşıdık." buyuruyor.
Allah-u Teâlâ atalarını kurtarmış olmasına rağmen, onların sülplerinden gelen nesillerin bir çoğu şükretmesini bilmemişler, ders almamışlardır.
Daha sonra Allah-u Teâlâ o geminin benzerini insanlara vermiş, bu bilgiyi Nuh Aleyhisselâm vasıtasıyla bahşetmiştir.
İçinde ağır yükler, yüzlerce insanlar olduğu halde batmayan gemiler, görenler için pek büyük bir ibret manzarası teşkil etmektedir.
Allah-u Teâlâ suda gemileri kaldıracak bir güç yaratmış olmasaydı, hiç şüphesiz ki gemiler denizin kabaran dalgalarını yararak akıp gidemezlerdi.
Büyüklükleri itibariyle dağları andıran gemileri Allah-u Teâlâ insana musahhar kılmıştır. Bu sayede denizde istedikleri yere gidebilmekte, diledikleri gibi tasarruf edebilmektedirler.
"Kendileri için bunun gibi daha nice binecek şeyler yarattık." (Yâsin: 42)
Gemiler Allah-u Teâlâ'nın öğretmesiyle yapıldığı için "Biz yarattık" buyurulmaktadır.
Bu Âyet-i kerime karada ve havada taşımacılığı temin eden otomobillere, tren ve uçaklara da şâmildir. Çünkü bunların asli maddelerini yaratan, bunlara o hareket ve sürati veren Allah-u Teâlâ'dır.
"Dilersek onları suda boğarız." (Yâsin: 43)
Dilerse rüzgârları fırtınalar haline getirir de o gemileri batırır, parçalar. İçindekileri de, işlemiş oldukları günahlardan dolayı boğar.
"Ne kendilerine bir yardımcı bulunur, ne de kurtarılırlar." (Yâsin: 43)
Nitekim zaman zaman bu şekilde ölümler vuku buluyor. Gemiler batıyor, uçaklar düşüyor, ecelleri gelenler ölüp gidiyorlar. İmdatlarına koşacak bir kimse bulunmuyor.
"Ancak bizim tarafımızdan bir rahmet ile ve bir süreye kadar geçinmeleri müstesnâ. (Yâsin: 44)
Onları bizden başka hiç kimse kurtaramaz. Biz onları ecelleri gelinceye kadar, dünyadan faydalandırırız.
Yine zaman zaman görülüyor ki bazı gemiler batıyor, uçaklar düşüyor. Fakat içindekiler kısmen veya tamamen ölmeyip hayatta kalıyorlar. Bütün bunlar birer takdir-i ilâhi eseridir.


Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...