Yağmur Çiçeğim
Sen umudun sabahında dağ çiçekleri ve dağlara serilen
sabah güneşi kadar güzeldin Yağmur Çiçeğim. Günaydınım, gülaydınlığımdın benim.
Seninle bir rüya gibiydi hayat. Ve biz o rüyada kuşlar gibi hafiftik.
Yüreğimiz gökyüzü kadar engin, bulutlar kadar beyazdı. Her gözlerimi açtığımda,
her kapattığımda seni görürdüm karşımda…
Ellerimi her uzattığımda
ellerini bulurdum. Bütün güzellikleri, sevinçleri yalnız sende yaşardım. Sensiz
hayatın ne kadar boş, anlamsız olduğunu, sensiz kalınca öğrendim Yağmur Çiçeğim…
Bir gün çekip gittin, her şeyimi kaybettim. Yaşama sevincimi, direncimi,
gülüşümü, mutluluğumu, yaşama dair ne varsa hepsini kaybettim, her şeyim yerle
bir oldu.... Uçurum başlarında, duvar diplerinde kaldım. Kimse aramadı,
sormadı... Tut ellerimden alıp beni dağlara götür gönül güneşim. Üşüyorum...
Üşüyorum... Güneşe ulaşılmazlığı bilerek soluğunun sıcaklığına sığınmak
istiyorum. Sıcak yüreğine gereksinimim var... Biliyorum benden çok uzaklarada
bir yerdesin, sana ulaşmaya gücüm yok...
Ey gönülçiçeğim... Ey
ayışığım... Aytanem, nurtanem, birtanem... Sen olmadan nasıl bakarım gökyüzünün
maviliğine. Nasıl bakarım engin denizlere, hayat bir dalgaysa eğer... Nasıl
yürür sularda sandalım, rüzgarın olmadan, dolmadan iliklerime sevdanın iksiri,
ufuklara nasıl açılabilirim...
Sen deniz olsan kanasan ben dalgan olurum
Kimsesiz kalsan ağlasan ben dünyan olurum
Sen ateş olsan yansan ben
duman olurum
Bir ömür yüreğimde saklarım seni, unutma
Yağmur
Çiçeğim, canımdın sen anlıyor musun? Ayışığımdın, her şeyimdin benim. Yaşamın
adı, sevginin tadıydın. Seninle yaşadığımı hissediyordum ancak. Neye dokunsam
sen olurdun, nereye baksam seni görürdüm aynalarda, ne yana dönsem sen dururdun
karşımda. Aksın vururdu sulara...
Yanımda olduğun zamanlar dünyanın en
mutlu insanı olurdum. Zamanın geçmesini asla istemezdim. Sensiz dakikalar yıl
gibi uzar ve geçmek bilmezdi zaman. İsterdim ki, her an yanımda olasın. Her
dakika gözlerinin derinliğinde yitip gideyim. Çünkü kendimi en mutlu, en güvende
hisettiğim anlar, senin yanında olduğum anlardı...
Yüreğimdekileri her
gece kağıtlara dokuyarak, her sabah seher yellerine okuyarak uzak çığırlara,
uzak yollara savuruyorum şimdi...
Rüzgarsaçlım sende ansızın bir rüzgar
gibi esip girmiştin gönlüme, rüzgarın savurduğu yapraklar gibi de çekip gittin
ve her şey bitti. Şimdi yüreğim paramparça, hasretim çöl yangını, her ah çekişte
tütüyor içim...
Sen gittin masal bitti, hayatla mücadele saflarımın
hepsini kaybettim. Bu yalancı dünyada tek gerçeğim, tek yaşama nedenimdin… Tek
dayanağım, yaşama kaynağımdın…
Karanlık bir uçurumun kenarında düştüm,
düşeceğim şimdi. Hiç bir dayanağım, tutamağım kalmadı artık…
Aradan
geçen bunca zaman, senden aldığım yaramı iyileştirmedi. Hala mutsuz, hala
bedbaht ve sensizim…