GÜLEN, RTE VE AVANESİ ADL HİZMETÇİSİ
Tarih: 27.03.2006 Saat: 21:10
Konu: Siyonizm
'İlginçtir, dinlerarası diyalog Amerika’nın en etkili Yahudi lobisi ADL’nin de temel misyonudur. Nitekim 10 Mart 1998 günkü Zaman gazetesinin bildirdiğine göre ADL, işte bu misyon çerçevesinde Fethullah Gülen’i İstanbul’da ziyaret ederek “diyalog ve hoşgörü kitabı” hazırlatmış, İngilizce olarak tüm dünyada dağıtılması için önayak olmuştur.'
* * *
Halepli Bahçe’de vahim bir temel
Artık, gün gibi ayan–beyan ortaya çıktı ki, dinlerarası diyalog, bir siyasi misyondur.
Dinlerarası diyalog siyasi bir misyon olmasa idi; Türkiye’ye Apo şamarı atan AİHM’nin bağlı bulunduğu Avrupa Konseyi toplantısında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “dinlerarası diyalogun yaygınlaştırılması”ndan dem vurması, dam üstüne saksağan vur beline kazmayı diye algılanmaz mıydı?
Avrupa Konseyi, ruhaniler meclisi miydi, Avrupa Konseyi üyeleri papaz, haham, kardinal mıydı ki, Erdoğan onlara dinlerarası diyalogtan söz açtı. Demek ki bu diyalog işi, siyasi bir misyondur, siyasi bir argümandır.
En sıcak gelişme olan “Apo kararı”ndan bahis açması beklenilen Başbakan Erdoğan, söze dinlerarası diyalogla başlıyorsa, varın siz hesap edin bu diyalogun ne menem siyasi bir proje olduğunu…
“Güya dinler kisvesi” altındaki bu “siyasi misyon”un sac ayakları; ABD, AB, Vatikan ve İsrail’dir…
Dinlerarası diyalog, bir din devleti olan Vatikan’ın Papalık Konseyi misyonudur. Nitekim 9 Şubat 1998’te Papa II. Paul’u ziyaret eden Fetullah Gülen, sunduğu mektubunda “Pek muhterem Papa cenapları, Papa 6. Paul tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog için Papalık Konseyi misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz…” demektedir (Bkz. Zaman Gazetesi, 10 Şubat 1998; Aksiyon dergisi, 14–20 Şubat 1998 sayısı).
İlginçtir, dinlerarası diyalog Amerika’nın en etkili Yahudi lobisi ADL’nin de temel misyonudur. Nitekim 10 Mart 1998 günkü Zaman gazetesinin bildirdiğine göre ADL, işte bu misyon çerçevesinde Fethullah Gülen’i İstanbul’da ziyaret ederek “diyalog ve hoşgörü kitabı” hazırlatmış, İngilizce olarak tüm dünyada dağıtılması için önayak olmuştur.
Bu ADL de neyin nesi, diye soranlar, yine Zaman’ın 20 Kasım 1992 günkü sayısına göz atabilirler. Bakınız, Zaman gazetesi ADL’yi nasıl anlatıyor: “ABD’de Yahudi mafyası: ADL… ADL, adeta Amerikan mafyasının halkla ilişkiler bürosu gibidir... Kurdukları ‘Denizaşırı Yatırımcılar Servisi’ adlı şirketle milletlerarası silah ve uyuşturucu kaçakçılığı, kirli parayı aklama gibi işleri yürütmektedir. İşgal altındaki Kudüs topraklarında ve Kudüs’ün Hıristiyan ve Müslüman bölgesinde geniş arazilerin kanunsuz alım–satımının ortaya çıkarıldığı emlak skandalı da yine işin içinde ADL’nin varlığını ortaya koyuyor… İsrail Devleti kurulduğundan beri ADL, İsrail gizli servisi MOSSAD ile hususi ilişkilerini daima sürdürmüş, İsrail mafyasıyla da yakın bağlantılar kurmuştur…”
10 Mart 1992 günkü Zaman’ın anlattığı bu ADL’nin en temel misyonu dinlerarası diyalogtur. Bu misyonun yüzde kaçı siyasi, yüzde kaçı dini olabilir ona da siz karar verin…
Bu misyon çerçevesinde Fetullah Gülen’e “diyalog ve hoşgörü kitabını yazma teklifi yapan, Gülen’in yazdığı bu kitabı tüm dünyaya dağıtmayı üslenen bu ADL’dir.
Dahası 1998’de Zaman’ın imtiyaz sahibi olan ve Fetullah Gülen’in Papa ziyaretine iştirak ederek Papa’nın ellerini öpen Alaattin Kaya, Aktüel dergisinin 1998 yılı 354. sayısında yayınlanan söyleşisinde “Gülen’in Papa’yı ziyaretinin gerçekleşmesinde dönemin ADL Başkanı Mr. Hugson’ın kilit rol oynadığı”na özellikle dikkat çekmişti.
Şimdi anlaşıldı mı dinlerarası diyalogun nasıl bir siyasi misyon olduğu, Amerika’dan İsrail’e, İsrail’den Vatikan’a uzanan nasıl bir siyasi proje olduğu… Anladınız mı?
İşte Haçlı’nın “güya dinler kisvesi altındaki bu siyasi misyon”unun Şanlıurfa’da tezgahlanmasıdır Halepli Bahçe temelinin atılması… Halilurrahman Cami’nin yanıbaşında temeli atılan kilise, havra, budist tapınağı gibi ayin merkezlerinin, Gülen’in Papa’ya sunduğu mektupta Urfa Harran’da açılmasını teklif ettiği Ruhban Okulu öğrencileri için “birer ayin tatbikat merkezi” olup olmayacağını zaman gösterecektir.
İşin asıl vahim tarafı, Zaman gazetesinin “İşgal altındaki Kudüs topraklarında ve Kudüs’ün Hıristiyan ve Müslüman bölgesinde geniş arazilerin kanunsuz alım–satımının ortaya çıkarıldığı emlak skandalı da yine işin içinde ADL’nin varlığını ortaya koyuyor…” diye anlattığı ADL’nin de misyonu olan dinlerarası diyalogun önemli bir projesinin, Halepli Bahçe adı altında Şanlıurfa’mızın kalbine saplanmasıdır.
Zira Şanlıurfa’mızı da içine alan bu havzanın, İsrail için ve ADL için en az Filistin toprakları kadar “arz–ı mev’ud” kıymeti taşıdığı göz önüne alınırsa, Erdoğan’ın temelini attığı Halepli Bahçe projesinin ne vahim bir siyasi adım olduğunu kestirmek zor değildir.
Erdoğan, yıllardan beri kan, barut ve gözyaşı ile yoğrulan Filistin’in ahvalinden hiç de ders almamış olacak ki, Avrupa Konseyi’nde dinlerarası diyalogtan dem vuruyor, Şanlıurfa’nın kalbine dinlerarası diyalog projesini saplıyor.
Önceki dönemin Saadet Partili Başkanı Ahmet Bahçıvan milletimizin yoğun tepkisi karşısında bu projeden vazgeçtiği gibi, Erdoğan da bu vahim adımdan vazgeçmeli. Bizden dost tavsiyesi…
M. Emin Koç - 10 MAYIS 2005 - Yenimesaj