21 Şubat 2012

BİR ÖNCEKİ SAYFANIN DEVAMI..2..HADİSLER

Ahirette Allah'ı Görmek
1- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Ey imanlılar! Gerçekten siz Allah'ınızı (berrak bir havada) ayı gördüğünüz gibi göreceksiniz. Ve Allah'ı görmek konusunda birbirinize zulüm etmeyeceksiniz. (Çünkü Allah'ı görmekte hepiniz eşit olacaksınız) Eğer sizin sabah ve ikindi namazını kılmaya gücünüz yetiyorsa muhakkak kılınız. (Çünkü bu İki namaz diğer tüm namazlardan daha üstün ve Allah'ı gösterecek en kuvvetli sebeplerden biridir.)”[412]
2- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Ey imanlılar! Siz ölmeyinceye kadar Allah'ın cemalini elbette göremezsiniz. (Çünkü dünyada iken işlediğiniz kötülükler buna engel olur.)[413]
Akrabalara Yardım Etmek
1- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Muhakkak ki, Hz. Allah, bütün yaratılacak insanların plânını tamamlayınca, akrabalık, lisâni haliyle ayağa kalkarak “Ey Rabbim! Bir kaç kelime söylememe izin verir misiniz? Çünkü bu makam, insanların be­ni aralarından koparıp kenara atmak tehlikesinden sana sığınacağın bir makamdır.” demesine karşılık Hz. Allah, şöyle buyurur: “Evet söylediğin­de haklısın. Ben sana öyle bir söz vereyim ki, seni aralarından koparmayıp, düşünen ve birbirlerine iyilik yapanlara rahmetime ıkavuşturup mükâ­fatlandırır, koparıp atanları ise rahmetimle ilgilerini kesip cezalandırırım.” Bunun üzerine akrabalık: “Evet, Ya Rab ben buna razıyım.” deyince Hz. Allah “öyleyse ben bunu sana verdim” diye buyurur.[642]
2- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Oğlum İbrahim yaşasaydı, ben vergiyi kipti milletinden kaldı­rırdım. (Çünkü oğlum benim en yakın akrabam, annesi ise kipti milletin­dendir. Bunun için vergiyi kaldırarak onlara iyilik yapmam gerekir.)”[643]
3- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Akrabalık münasebetim gözetmekten, daha ziyade sevabı ace­le olarak verilen hiç bir iyilik yoktur. Yine zulümden akrabalık ilgisini ko­parmaktan daha ziyade cezası acele olarak verilen hiç bir ikötülük yoktur. Yalan yere yemin etmek ise, edildiği memleketi kimsesiz kor.”[644]
4- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Akrabalık ilgisini kesmek, ihanet etmek, yalan söylemek gü­nahlarından daha ziyade, dünyada ikap, ahirette azabı gerektiren bir gü­nah yoktur. Şüphesiz, mükâfatın acele olarak verilmesini gerektiren akra­balık münasebetini gözetmekten daha iyi itaat yoktur. Hatta bir evin hal­kı kötü olsalar bile, birbirlerine karşı akrabalık münasebetlerini gözetir­lerse, malları artar ve sayısı çoğalır.”[645]
5- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Akrabalık ilgisini kesen veya yalan söylediği bir mesele hak­kında yemin eden kimse, ölmeden önce cezalandırılacakdır”[646]
Akrabalık münasebetini kesmek, birçok zararlar doğurur. Akra balar arasında düşmanlık ve huzursuzluğun baş göstermesine neden olur Öyle ki, onların cinayet işlemelerine yol açar. Böylelikle, dünyada iken hastalık, rahatsızlık gibi birçok azaplara çarptırılarak cezalandırılırlar.
Yalan yere yemin etmek, muhatabı kandırıp birçok zararlara sokabilir. Netice, aldandığını öğrenen kimsenin düşmanlığını kazanıp tehlikeye girebilir. Bunun içindir ki, sevgili peygamberimiz, bu kimselerin daha dünyada iken cezalandırılacağını buyurmuştur.[647]
6- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Akrabalık ilgisini kesen kimse, cennete girmeyecektir.”[648]
7- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Akrabalarınıza (güler yüzlülükle) selâm vermek bile olsa, iyi­lik yapınız.”[649]
8- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Akrabalık münasebeti, iyi ahlâk, iyi komşuluk (yapanların) evi­ni şenlendirip ömürlerini arttırır.”[650]
Akrabalık münasebetlerini gözetmek, iyi ahlâklı olmak herkesle iyi geçinip komşularıyla komşuluk haklarına riayet etmek, muhakkak ki insanların huzurlu ve rahat bir hayat sürmelerini temin eder.[651]
9- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Akrabalık münasebetlerini gözetmek, kişinin ömrünü uzatır, gizlice verilen sadaka ise Allah'ın gazabını önler.”[652]
10- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Akrabalık münasebetini gözetmek, kişinin malını artırıp, çoğaltır sevgisini kazandırır ve ömrünü uzatır."[653]
11- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Akrabalarınızla akrabalık münasebetlerini gözetip iyilik yapınız.”[654]
12- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Akrabalarınızı iyice öğrenip tanıyınız ki, onlara iyilik yapsa­nız. Çünkü akrabalarınız size ne kadar yakın olurlarsa olsun, onlarla akra­balık münasebetleriniz kesildiğinde, akrabalığın hiç bir faydası olmaz,”
Akrabalarınız sizden ne kadar uzak olursa olsun, akrabalık münase­betleri kurulduğu takdirde, onların sizden uzak olmalarının hiç bir tesiri olmaz.[655]
“Akrabalarını tanıyıp bir araya getirmek ve Allah'ın emrettiği şekilde kendilerine yardım etmek en büyük bir ibadettir. Fakat başkalarına hakaret edip mallarını ellerinden almak, öldürmek, arazisine el koyup bulunduğu yerden sürgün etmek gibi meselelerde akrabalarını çağırıp ken­disine yardım ettirmek veya yardım etmek, küfür kadar ağır ve büyük bir günahdır.”[656]
13- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Hz. Allah şöyle buyuruyor: “Benim sıfatlarımdan biri de rah­man (Şefkat ve merhamet sahibi olmak) dır. Şefkat ve merhamete daya­nan akrabalığı, ismin rahman kökünden ayırdım. Öyle ise kim, akrabalık münasebetini gözetirse, bende onu rahmetime kavuşturur, koparıp atanı ise rahmetimden ilgisini kesip atarım. Akrabalığın ne olduğunu bilmeden kökten koparıp atarsa, ben de onu rahmetimden koparıp, atarım.[657]”
14- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Tevratta şöyle bir cümle yazılıdır”
“Kim, uzun yaşamaktan ve rızkının artmasından hoşlanıyorsa, akraba­sına iyilik yapsın.”[658]
15- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Mükâfatının acele verilmesini gerektiren iyilik, başkalarına iyilik yapmak ve akrabalık münasebetini kesmemekdir. Cezanın acele ola­rak verilmesini gerektiren kötülük ise, başkalarına zulüm etmek ve akra­balarla olan ilgisini kesmektir.”[659]
Aksırığın Adabı (Kuralları)
1- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Herhangi biriniz aksırır ve hemen arkasından “el-hamdü lillah” derse siz de ona “yerhamukellah” deyiniz. Şayet “el-hamdü lillah” demezse siz de yerhamukellah” demeyiniz.”[1141]
2- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Herhangi biriniz aksıracağı zaman avuçlarını yüzüne tutsun ve sesini de alçaltsın.”[1142]
3- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Herhangi biriniz aksırdığı zaman “el-hamdü lillahi Rabbil-âlemîn” desin ve kendisine de “yerhamukellah” denilsin ve sonra kendisi “yağfirullahu lenâ ve lekûm” desin.”[1143]
Alemlerin rabbi olan Allah'a hamd olsun! (Elhamdülillahi Rabbilâlemin.)
Allah bizi de, sizi de bağışlasın! (Yağfirullahu lenâ ve leküm.)[1144]
4- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Biriniz aksırdığı zaman yanında oturan ona “yerhamukellah” de­sin. Şayet üçten fazla aksırırsa o kişi nezlelidir ve üçten sonra kendisine yerhamukellah” denilmez.[1145]
5- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Aksırdığı zaman “el-hamdü lillah” der, kendisine “yerhamukel­lah” denilir ve o da “yehdkümullahu ve yuslihubâleküm” derdi.[1146]
Allah sizi hidayetten ayırmasın ve gönlünüzü şenlendirsin! (= Yehdîkümullah ve Yuslihu bâlekûm).[1147]
6- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Aksırdığı zaman elini veya elbisesini (n bir ucunu) ağzının üze­rine koyar ve sesini alçaltırdı.”[1148]

Allah'ın Haram Kıldıklarından Bazıları
1- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Ben, (bir musibetten ötürü bir kimsenin) bağırıp çağırdığı veya siyah bir köpeğin bulunduğu eve girmem. (Musibetten dolayı ağlayan bir kadın Allah'ın emrine karşı gelmiş olur. Cinler de siyah köpek şekillerine girdiğinden siyah bir köpeğin eve sokulması tehlikelidir.)”[349]
2- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Benim çalgı ile ilgim olmadığı gibi, çalgının da benimle ilgisi yoktur. Gerçek dışa olan batıl şeylerle ilgim olmadığı gibi, batıl olan şey­lerin de benimle ilgisi yoktur.”[350]
Hadislerde geçen bazı kelimeler:
Ded: Çalgılar,
Batıl: Gerçekle ilgisi olmayan şeyler,[351]
3- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Hz. Allah (başına gelen herhangi bir belâdan ötürü sabretmeyip) tırnaklarıyla yüzünü yaralayan, ceplerini yırtan ve “vay benim hali­me” deyip üzüntülerini belirten kimselere lanet etsin.”[352]
Hamişe: Yüzlerini tırnaklarıyla yaralamak,
Veşşakke: Cep gibi, elbisenin herhangi bİr yerini yırtan kimse,
Veyl: Üzüntü,
Vessubur: Helâl olmak.
Bu saydıklarımızın tümü haramdır. Çünkü bunu yapan bir kimse sa­bırsızlık yapmış olur. Sabırsız olmak, Allah'ın verdiklerine rıza göstermemek olur ki, bu da büyük tehlikeler doğurur.[353]
4- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Hz. Allah, içkinin kendisine, içene, içki kadehlerini orada do­laştırana, satana, sattırana, (üzüm gibi meyvelerin) suyunu sıkana, sıktırana, hamallığını yapana, yaptırana ve içkiden elde edilen paradan yiyen­lere lanet etsin.”[354]
5- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Hz. Allah, rüşvet verene, alana ve bu arada aracılık yapanla­ra lanet etsin.”[355]
6- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“(Hz. Allah şu kimselere lanet etmiştir:
a) Faiz yiyen ve yedirene,
b) Yazıcılığını yapanlara,
c) Şahitliğini yapanlara,
Bunlar bildikleri halde yaparlarsa, Allah'ın lanetini hak etmiş olurlar.
d) Peruk takan ve taktırana,
e) Vücudun herhangi bir yerine dövme yapan ve yaptırana,
h) Saçların arasından beyaz kıl koparan ve kopartanlara.”[356]
7- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Hz. Allah hırsızlık yapana lanet etmiştir. Çünkü (öylesine kö­tü bir şeydir ki) yumurta veya bir ip çalsa bile eli kesilir.”[357]
8- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Hz. Allah, estetik ameliyat yapan veya yaptırana lanet etsin. (Bu hadislerde geçen lanet kelimesi, Allah'ın rahmetinden mahrum etmek anlamındadır. Fakat yerine göre ağır, yerine göre de hafiftir.[358]
9- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Hz. Allah, şair gibi uydurduğu kötü şeyleri millete en güzel bir sesle söyleyen hatiplere lanet etsin.”[359]
10- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Hz. Allah, kabirleri ziyaret ederek (sesli) ağlayan kadınlara, sevdiği tor kabrin üzerine cami inşa eden ve mum yakanlara lanet etsin.”[360]
11- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Hz. Allah kendini erkeklere benzeten kadınlara ve kadınla­ra benzeten erkeklere lanet etsin.”[361]
Kadınların kendilerini erkeklere benzetmeleri, ancak erkekle­rin giydiklerini giymekle olur. Erkeklerin kendilerini kadınlara benzetme­leri ise, konuşma, hareket ve gülüşlerini taklid etmekle olur. Bunların her ikisi de haramdır. Çünkü kadınlar, erkeklere mahsus olan elbiseleri giy­mekle erkekleri aldatabilir. Aynı zamanda da kalça hareketleri ve vücud şekli, meşru olmayan bir surette olduğundan birçok erkekleri fuhuşa tah­rik edebilir. Erkekler de kadınların konuştukları gibi konuşur ve hareket­lerini taklid ederse, kadınların arasına girip birçok kadını yoldan çıkara­bilir. Bunun içindir ki, Hz. Allah bunu kesinlikle haram kılmış, yapanlara ise lanet etmiştir.[362]
12- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Hz. Allah (başına gelen semavi bir musibetten dolayı rıza göstermeyip) bağırıp çağıranlara ve onları dinleyenlere lanet etsin.”[363]
Bu hadisde kastedilen manâ; eskiden olduğu gibi şimdi de or­ta ve Doğu Anadolu gibi bir çok yerlerde anne, baba, yada evlâdını kay­beden bir kadın yanında bulunan kadınların arasında ölenin iyiliklerini bir yandan sayar, bir yandan yırtınırcasına ağlar, diğer bir yandan ise de ağıtlar söylediği görülür. Yanında bulunan kimseler ise, onu dinlemenin yanında onunla birlikte ağlayıp söyleşirler. Allah'ın emrine karşı gelmek olduğundan bu gibi hareketlerin yapılması kesinlikle haramdır.[364]
13- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Hz. Allah vücudunun herhangi bir yerine dövme yapan, yap­tıran, beyaz kıllarını yolan, “güzel görünmesi için ön dişlerini açan ve Al­lah'ın yarattıklarını ameliyatla değiştiren kimselere lanet etsin.”[365]
14- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Hz. Allah (safların arasında yer varken oturmayıp) ortasında oturan kimselere lânet etsin.”[366]
15- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Hz. Allah, kızgın demirle yüzünü damgalayan kimselere lanet etsin.”[367]
16- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Anne ve babasına lanet edenlere, Allah'dan başka büyük şa­hıslara tazimen kurban kesenlere, büyük günah işledikten sonra yatmaya gelenlere ve (tarla, arsa gibi) yerlerin sınırını değiştirenlere Hz. Allah lanet etsin.”[368]
17- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Gaipten haber veren, ok çeken ve kuş bırakanlara lanet ol­sun.”[369]
Hadisde geçen kelimeler:
Tekehhene: Kahinlik yapan. Şahidi olmayan bir malı görmediği hal de kimin tarafından çalındığını iddia etmek.
İstâkseme: Bir torba içindeki “gidebilirsin” ve “gidemezsin” yazıl iki oktan birini kura ile çekmek. “Gidebilirsin” yazılı okun çıkmasıyla yolcunun sefere çıkması, “gidemezsin” okunun çıkmasıyla ise1 sefere çıkmasının uğursuzluk doğuracağına inanıp evinde oturması.
Neceâ Min Seferi Tedeyyüren: Yolculuğa hazırlanmış bir kimse kafes içindeki kuşunu bırakır. Kuş sağ istikamete doğru uçarsa, yapma istediği yolculuğu uğurlu sayıp yola çıkar. Fakat kuşun sol istikamete doğru uçması uğursuzluk sayılacağından yolculuktan vazgeçer.
Bu saydıklarımız kesinlikle haram, yapanlara ise Hz. Allah lanet etmiştir.[370]
18- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“İçki ticareti yapmak haramdır.”[371]
19- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Allah korkusundan gözyaşı döken, Allah rızası için düşman cephesinde nöbet bekleyip uyumayan, Allah'ın bakılmasını haram kıldığı kadınlara gözlerini kapatan ve Allah için katıldığı savaşta gözlerini kay­beden kimselere cehennem ateşi haram kılınmıştır”[372]
20- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Savaşa katılan erkeklerin hanımları, katılmayıp da evinde oturanlara anneleri gibi haram kılınmıştır. Öyleyse evinde oturanlardan bi­ri, savaşa 'katılanlardan birisinin hanımı kendisine emanet edildiğinde iha­net ederse, kıyamet günü ihanet ettiği 'kimsenin karşısında dikiltilir. Ona “işte emanet ettiğin hanımına ihanet eden kimse. Dilediğin kadar seva­bından al” denilince o da dilediği 'kadar onun sevabını alır. Bundan sonra hainlik yapana kimsenin sevabının “kaldığını mı zannedersin.”[373]
21- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“(Yağmur gibi şeyler konusunda) yıldızın etkili olduğuna ina­narak bilgi edinen bir kimse, sihirbazlıktan bir parça almış olur (ki, bun­ların ikisi de haramdır.)”[374]
Yıldızlardan bilgi almak demek, büyük tesirleri olduğunu dü­şünerek çalışmak veya gaibten haber vermek demektir. Her ikisinin de İslâmiyette yeri yoktur. Çünkü gaybı bilmek ancak Allah'a mahsustur.[375]
22- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Vücudun herhangi bir yerini kızgın bir demirle dağlayan ve­ya tılsım gibi şeylerle büyücülük yapan bir kimse, Allah'a tevekkül etmek­ten ayrılır ve doğru olmayan bir iş yapmış olur.”[376]
23- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“İnsanların dinine, mukaddesatına, ancak zirta mahsulü olan ya da ırkında zina mayası olan bir kimse hakaret edebilir.”[377]
24- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“(Mal makam ve rütbesinden ötürü) kıskanmak, müminlerin ahlâkı değildir. Fakat mümin olan bir kimse, kendisinden ilim bakımından üstün olan kimseleri kıskanabilir.”[378]
25- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“(Bu hadis numara halinde izah edilmiştir:)”
I. Babasını tanıdığı halde inkâr edip başkasının çocuğu olduğunu iddia eden bir kimse, küfür derecesinde günah işlemiş olur.
II. Hakkı olmayan bir malın kendisine ait olduğunu iddia eden bir kimse, bizden değildir ve cehennemdeki yerine hazırlansın.
III. (Yahudi ve Hıristiyan gibi) kelimelerle müslüman bir kimseyi çağıran bir kimse, çağırdığı gibi değilse, işlediği günah kendisine döne­cektir.
IV. Ahlâksızlığı kendisine isnâd ettiği kimse iddia ettiği gibi de­ğilse, isnad ettiği ahlâksızlıktan doğan günah kendisine dönecektir.”[379]
26- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Alacaklının hoşnut olarak yanından döndüğü borçluya, deniz­deki balıklara varıncaya kadar her varlık dua eder. Hz. Allah, gücü yetti­ği halde, vadesinde borcunu vermeyip erteleyen borçluya, o arada geçen gece ve gündüz süresince günah yazdırır.”[380]
27- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Başkasının malını zorla -gaspeden veya soyana işaretlerle yar­dım eden kimseler bizden değildir.”[381]
28- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Bizden olmayan kâfirlere kendisini benzetenler de bizden değildir- O halde ey müminler! Kendinizi Yahudiye hıristiyanlara benzet­meyiniz. Onların tüm adetleri bizim adetlerden tamamiyle farklıdır. Öyle ki, Yahudilerin selamlaşması parmakla, hiristiyanların selamlaşması ise el işaretiyle olur. (Oysa müslümanların selamlaşması “Esselamu aleyküm”[382]
Anlamı: “Selâmet, huzur ve saadet senin olsun” cümlesiyle olur.)[383]
29- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Hanımını boşatmak veya zina yapmak için kocasını aldatan kimse bizden değildir.”[384]
30- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Taşşaklarını bükmek gibi şeylerle erkekliğine son verdiren kimseler bizden değildir. (Şehevi arzularına hakim olamıyorsan) oruç tut ve eteklerini tıraş etme.”[385]
Hadisin sebebi: Mez'un oğlu Osman, peygamber efendimiz (s.a.s)'ın huzuruna gelerek
“Şehevi arzulanma mağlûp olan bir kimseyim. Bana izin verin de erkekliğime son vereyim” der. Bunun üzerine peygam­berimiz (s.a.s) şöyle cevap verirler:
“Hiç bir şekilde erkekliğine son ver­me. Eğer şehevi arzularını mağlûp etmek istiyorsan oruç tut ve etekleri­ni tıraş etme.”[386]
31- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Haksız yere kavmine yardım etmeye çalışan veya zulüm eden kabilesine yardım eden- kabilesine yardım edip insan öldüren kimseler bizden değildir. Bu zihniyetten ayrılmadan ölen kimseler de bizden değil­dir.”[387]
32- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“(Semavî musibetlere rıza göstermeden) bağırıp çağıran, başı­nı (yas gereğince) tıraş eden veya elbisesini parçalayan kimseler bizden değildir.”[388]
33- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“(Başına gelen musibetten dolayı) yüzüne vuran elbiselerini yırtan, ölünün iyiliklerini sayarak ağlayanlar bizden değildir.”[389]
34- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Küçüklere merhamet etmeyen büyükler ve büyüklere de say­gı göstermeyen gençler bizden değildir. Bizi aldatanlar da bizden değil­dir.”
Mümin kendisi için dilediğini başkası için de dilemedikçe gerçek mü­min olamaz.”[390]
35- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“(Başkasının servet, mal ve makamına göz dikip) kıskanan, iki kişinin arasında söz taşıyıcılığı yapan ve kahinlik edenler bizden değildir. Biz de onlardan değiliz.”[391]
36- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Ümmetimden birçok Kimseler, içki içecek ve içtiklerine de çeşitli isimler takacak, çalgı çaldırıp kadınlara türkü söylettirecekler. Bu kötülüklere karşı Hz. Allah deprem yaratarak onları yerle bir edecek ve maymun, domuz gibi şekillere sokacaktır.”[392]
37- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Üç kimse vardır ki, bunların acı akıbetlerini sorma:”
a) İslâm topluluğundan ayrılan, müslüman devlet adamına karşı ge­len ve asi olduğu halde ölenler.
b) Efendisinden kaçıp, döndüğü halde itaat etmeden ölen köle ve cariyeler.
c) Kocasının bulunmadığı bir zamanda süslenerek zina edip ahlâk­sızlık tohumunu saçan kadınlar.
Bunların acı akıbetlerini sormayın. Çünkü er geç cezalarını bulacaklardır.”[393]
İslâm topluluğundan dolayısıyla İslâm dininden ayrılarak müslümanların arasında dinsizlik tohumu saçan kimseleri gerek dünyada gerekse ahirette birçok azap ve cezalar beklemektedir. Yine efendisinde kaçarak itaatsizlik yapan, zararlı yollara başvuranların da akıbetleri acıdır.
Kocası askerde veya gurbette olduğu halde fuhuş batağına düşmüş zina tohumunu bulunduğu muhitin arasına sokarak birçok kadın ve erkeği yoldan çıkaran ahlâksız kadınları ne büyük acı akibetler beklemekte.[394]
38- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Üç kimse vardır ki, bunların acı akıbetlerini sorma:”
a) Büyüklük konusunda Allah ile mücadele edip herkesi kir gören ve yalnız kendisini büyük gören kimseler,
b) Kibirlik konusunda Allah ile mücadele eden ve Allah'ın büyüklük sıfatına sahip çıkıp mal, makam ve rütbesiyle herkesi küçük görerek büyüklük taslayan kimseler,
c) Hz. Allah'ın vereceği azap konusunda şüphe ederek rahmetinden umut kesip tövbe etmeyen kimseler,”[395]
39- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Meleklerin bile kendilerine yaklaşmak istemediği üç kimse vardır:”
a) Kâfirlerin ölüsü. (Allah'a inanmayan ve bütün nimetlerini hiçe sayan bir kâfirin ölüsünün bir domuz leşinden ne farkı olabilir.)
b) Yüz ve ellerini çeşitli boyalarla boyayan kimseler. Çünkü bunla çirkinliğini örtmekle başkalarını aldatan kimselerdir.
c) Gusül oluncaya kadar cünup olan kimseler. Çünkü cünup halin­de olan kimseler manen pis sayılırlar.”[396]
40- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Cehennem azabından kurtulamayacak üç ikimse vardır:”
a) Mennan: İyilik yaptığı kimselerin başına kakanlar,
b) Akkun: Anne ve babasına (haksız yere) hakaret edenler,
c) Ve Müdminun: Devamlı olarak içki içenler.”[397]
41- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Hz. Allah'ın dualarını kabul etmediği üç kimse vardır:
a) (Hırsızlık yapmak veya yol kesmek için,) harabe gibi ıssız yer­lerde pusu kuran kimseler,
b) Efelik taslayıp yol ortasına oturup gelip geçenlere eziyet veren kimseler,
c) Hayvanını kazığa bağlamayıp başıboş bırakıp sonra da kaybolan hayvanının geri dönmesi için Allah'a dua eden kimseler.”[398]
42- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Şüphe yok ki, altın ve gümüşten yapılmış kaplardan yemek yiyip su içenler cehennem içinde bağırsaklarını sürükleyecekler.(İslâmiyete göre kadınların dışında altının tamamı, gümüşün de yüzük dışında erkeklerce kullanılması haramdır. Çünkü bunları kullanmak dövizi tehlikeye sokar.)[399]
43- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Benim ümmetim, nankörlük, servet ve bol mal yüzünden az­gınlık, zulüm etmek, birbirlerine öfkelenmek ve kıskanmak gibi geçmiş milletlerin hastalıklarıyla hasta olunacaklardır.”[400]

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...