04 Ağustos 2019

TEN BİLGİSİ

Kişisel Gelişim
Konu
(1/15) > >>
Navigasyon

Gözler yalan söylemezmiş; ama yüz okuma sanatına bakılırsa yüzünüzde gözler haricinde yalan söylemeyen onlarca bölge ve çizgi var. Dudaklarınızın sakladığını kaş biçiminiz, göz şekliniz ya da alnınız ele verebiliyor. Ağzınız kalbinizin tertemiz olduğunu söylese de kulaklarınız veya çene yapınız onu yalancı çıkarabiliyor. Gerçek kimliğimizin kendini görünür kıldığı, zihinsel/ruhsal varlığımızın fiziksel bir niteliğe kavuştuğu yüzümüz duygularımızın ve sağlık durumumuzun kendisini aşikar ettiği ilk yer. Yani yüzümüz okunmayı bekleyen bir kitap gibi... Yüzünüzün şekli, bakışlarınızın derinliği, dudaklarınızın rengi; duygusallık düzeyiniz, yalana meyletme ihtimaliniz, problemleri çözme yollarınız, ne kadar paragöz olduğunuz, hırslarınız, tutkularınız ve iletişim becerileriniz gibi pek çok karakter özelliğine dair ipuçları veriyor. 
Antik Çin de ve Antik Yunan da kullanılmaya başlanan ve günümüzde de popülerliğini sürdüren yüz okuma sanatıyla yüz çizgileriniz, kulaklarınız, çeneniz, dudaklarınız sizin hakkınızda pek çok doğruyu gün yüzüne çıkarıyor. Doğu kültüründe ilm-i sima diye bilinen, bugün fizyonomi olarak adlandırılan yüz okuma sanatı günümüzde iş dünyasında, emniyet kuvvetlerinde, istihbaratta, psikolojide ve iletişim alanında kişileri tanıma ve karakterleri analiz etme işinde kullanılıyor. Ancak yüz okuma sanatı, azaların belirli özelliklerine kabataslak bakarak kişinin karakter yapısının çözüleceği ve çeşitli saptamalar yapılabileceği anlamına gelmiyor. Bu alanda eğitim gören fizyonomi uzmanları yüzün her bir bölgesini teker teker inceleyip analiz etmek yanında, organların bütünsel duruşunu da değerlendirme kapsamına alıyorlar. Aynı zamanda bir yüz okuyucusu olmak için coğrafi ve iklim koşullarının, kalıtımın, gelişimin yüz şekli ve organları üzerinde oynadığı rolü de hesaba katmak gerekiyor. Yani yüz okuma sanatı, kısıtlı kurallarla hemen sonuç alınan basit bir yöntem olmanın ötesinde, içinde pek çok değişkeni barındıran zorlu bir uygulama alanı. Fizyonomiyi bir tür fal veya tahmin aracı olarak görmek de hatalı. Geçen yüzyılda yapılan istatistiksel verilere göre yüz okuyarak yapılan karakter tahlillerinde %93 oranında doğruluk saptanmış. Yıllarca süren deneylerin ortak sonuçları ve istatistiksel veriler ışığında en son halini almış bu alan. Aynı zamanda unutulmaması gereken bir nokta var. Fizyonomi uzmanlarına bakılırsa fizyonomi, çevrenizdeki insanların sizin gerçek karakterinizi belirleyebilecekleri ve davranışlarınızı kestirebilecekleri anlamına gelmiyor. Bu alan diğerlerinin sizi nasıl gördüğünü, yani dış dünyada nasıl algılandığınızı anlamanıza imkan veriyor sadece. 
Karşınızdakinin birkaç yüz çizgisine bakarak onun bir düzenbaz olduğuna karar vermek ya da size düşmanca hisler 1 / 9
beslediğine kanaat getirmek gibi peşin hükümlerden de olabildiğince kaçınmak gerekiyor. Aksi takdirde yanlış değerlendirmeler neticesinde çevrenizdekileri daha iyi tanımak yerine onları birer birer kaybetme tehlikesi yaşayabilirsiniz. 
Yüz Okumanın Tarihçesi Antik çağlardan beri binlerce yıldır bilgeler yüz özelliklemizin kaderimizi veya karakterimizi belirleyip belirlemediğini merak ettiler. Bu anlamda bir insanın yüz özelikleriyle yaşam çizgisi arasında bir korelasyon olup olmadığını anlayabilmek için yapılan çeşitli çalışmaları bir araya getirdiler. 
Aristo, Antik Yunan da fizyonomi üzerine bir kitap yazdı ve yüz, beden ve sesin fiziksel özelliklerini inceledi. Homer ve Hipokrat pratik felsefenin antik bir yöntemi olarak yüz okuma hakkında yazılar yazdılar. Ortaçağ da fizyonomi astrolojiyle birleştirildi ve ilahi sanatların bir parçası haline geldi. Doğu kültüründe de kendine yer bulan yüz okuma, Erzurumlu İbrahim Hakkı nın, 1756 yılında yazdığı Marifetname sinde de karşımıza çıkmaktadır. 
18. ve 19. yüzyıllarda Avrupa da potansiyel suçluları bulabilmek için krimolojiye ait bir çalışma alanı olarak kullanılan fizyonomi, 20. yy a gelindiğinde halk arasında yaygın olan bir batıl inanç olarak görülmeye başlandı. Bugünse psikanalizde, istihbaratta, yönetimde ve iletişm alanında etkili bir kaynak olarak kullanılıyor. 
YÜZ OKUMA ALFABESİ 
Yüzün hangi bölümünün büyüklüğü, küçüklüğü ve biçimi neye işaret eder, öğrenmek isteyenler için ayrıntılı bir kaynak sunuyoruz size. İşte karşınızdakinin sizi nasıl algıladığını için anlamak için 
yüz okuma alfabesi. 
ALIN 
Geniş: Entelektüel, hayal gücü kuvvetli 
Normal: Dengeli, yetenekli 
Açık: Sosyal, paylaşımcı, eli açık 
Dar: Çok dikkatli, dakik, rakamlarla arası iyi 
Dörtgen: İyi kalpli, alçak gönüllü, asil 
Dik: Bağımsız 
Yuvarlak: Hınçlı, çabuk sinirlenen
Aşırı enli: Kibirli, övünmeyi seven Bombeli: İnisiyatif sahibi, uyumlu Çökük: Zorluklara karşı direnci olmayan, ürkek Aşırı küçük: Cimri, çabuk sinirlenen Kırışıksız ve düz: Kibarlığa yatkın, dış görünüşe önem veren, süslü KAŞLAR Kalkık: Dinamik, hırslı, kolay sinirlenen Düz: Rahatına düşkün, iyimser, dünyayla barışık Geniş: Ufku geniş, güvensiz, hassas Uzun: Güçlü, dirençli Aşağıya doğru inen: Ters, hoşgörüsüz, kendisinden başka hiçbir fikri kabullenmeyen Kısa: Sakin karakterli, duygusal, aktif İnce: Esnek, başarılı, kolay pes eden Çalı gibi: Güçlü yaradılışlı, başarılı Kalın ve siyah: Dürüst, alçak gönüllü Burnun üzerinde birleşen: Çabuk sinirlenen, cimri, dengesiz, maceracı Kalın, aşağı doğru kavisli: Hayal gücü kuvvetli Gözlere yakın, hilal şekilli: Ters, başına buyruk Kavisli ve yüksek: Hayat aşkıyla, enerjiyle dolu Aşağı doğru: Centilmen, sahiplenici, ciddi ilişkiler yaşayan 
GÖZLER
 Çukur: Ciddi, gizemli, zaman zaman gaddar, sezgileriyle hareket eden Burna yakın: Konsantrasyonu kuvvetli, titiz, kararlı Büyük: Açık, kibar, sözüne güvenilir, tembel Küçük: Odaklanmış, özel, cesareti ve iradesi zayıf Ne büyük ne küçük: Asil karakterli Patlak: Hevesli ve meraklı Parlak: İhtiraslı Dış uçları aşağı doğru: Empati yeteneğine sahip, problemleri öngörebilen; bu nedenle de hayal kırıklığına uğramayan, merhametli 3 / 9
GÖZ RENGİ
Koyu kahve veya koyu mavi: Güvenilir, ciddi 
Koyu gri: Cimri 
Gri: Sadık Yeşil: İsabetli karar veren, kinci ve son derece kıskanç Kahverengi: Diğerlerini düşünen, uysal ve uyumlu, zaman zaman sadakatsiz ve işler istedikleri gibi gitmeyince de çabuk sinirlenen Kestane rengine yakın: 

Dengeli Kurşuni mavi: Şair ruhlu, romantik, pratik işlerde başarısız, hayalci ve dalgın Siyah-kahverengi-yeşil: Enerjik. 
Siyah: İhtiraslı, ateşli, coşkulu, kurnaz 
Mavi: Hassas, çevresi tarafından çok sevilen, çevrenin sevgisine ve takdirine bel bağlayan, üstlendiği vazifelere pek düşkün olmayan Göz Kapakları 

Görülebilen göz kapakları: Verdiği sözü tutan, ilişkilerde samimiyete ve sadakate önem veren, karşısındaki kişilere karşı da aynı beklenti içinde olan Az görülebilen göz kapakları: İlişkilerde bağlılığa da bağımsızlığa da eşit derecede önem veren, dengeyi sağlamayı bilen Görünmeyen gözkapakları: Çok iyi odaklanabilen, kişisel özgürlük alanına çok önem veren ve buna saygı gösterilmesini isteyen 
Aşırı büyük gözkapakları: Ciddiyetsiz, düşünmeden hareket eden 
Alt göz kapakları sarkık: Alkole meyilli 

BURUN 
Dar: Kontrolcü Geniş: Kendine güveni tam, iyi bir lider 
Dolgun: Güçlü, inatçı, cömert ve sabırsız 
Küçük ve kısa: Kibirli, cimri, kötü kalpli 
Dışa doğru: Lider ruhlu, idare etmeyi seven ve temsilci ruhlu 
Düz ve kalkık: Şehvetli, ihtiraslı 
Kambur: Barışçı, cömert, eli açık 
İçe doğru: Yardımlaşmayı seven, girişken 
Sivri: Çabuk sinirlenen, meraklı 
Uzun, ağza kadar uzanmış: Cesur, kahraman, akıllı, adil 
Geniş ve düz: Sosyal ama kararsız 
Burun deliklerinin duvarları kalın: İyi kalpli 
Burun deliklerinin duvarları ince: Hırçın 
Burun delikleri geniş: Sinirli 
Dairevi burun delikleri: Alçakgönüllü 
Burnun alınla birleştiği yer çökük: Şehvetli 

DUDAKLAR 
Geniş ve düşük: Cömert 
Kısa ve kalkık: Gururlu 
Büyük: Cesur, savaşçı ruhlu 
Ensiz, büyük: Hilekar, yalancı 
Aşırı büyük alt dudak: Tembel 
İnce, ensiz: Şan ve şöhret tutkunu 
Kalın ve kalkık: Ağzı kalabalık 
Birbirine çok yakın ve sıkışmış: İtici mizaçlı, geçimsiz 
Kalın, sarkık: Zevke ve eğlenceye düşkün 
İnce ve düşük: Öz konuşan 
Üst dudak ve damak önde: Huysuz ve kavgacı 

ÇENE 
Geniş: Otoriter, dediğim dedik Aşırı enli, dörtgen: Acımasız, enerji dolu, kaba Aşırı yuvarlak: Enerji dolu Dar: Yumuşak başlı İkiye ayrılmış: Kararsız İleriye doğru çıkık: İnatçı, hoşgörüsüz Gamzeli: İnatçı Keskin uçlu: Çabuk sinirlenen Yukarı doğru eğik: Zevkine düşkün Küçük: Kararsız, tereddütlü 

YÜZ ŞEKLİ
Enli, etli ve yuvarlak: İyi kalpli Aşırı uzun: Kibirli, kendini beğenmiş Çökük: Kötü ahlaklı Düz şekilli: Ters, başına buyruk ve bazen zalim Kemikli ve kare: Tedbirli, zaman zaman acımasız, sert, baskın karakterli Şişman: Maddiyatçı, eğlenceyi seven ve rahatına düşkün Uzun ve oval: Aptal, kendini beğenmiş Aşırı küçük: Bayağı Keskin hatlı: Alçak hislere yatkın Küçük: Cesaretsiz ve iradesiz Balon şekilli: İyi kalpli, alçak gönüllü Uzun, dikdörtgen: Asil Kemikli: Çalışmayı seven, ürkek Üçgen: Az duyarlı Zayıf: İhtiyatlı, derin düşünceli Seyrek sakallı: Dengeli BAŞ Büyük: Hassas Uzun, sivri çene ve sivri kafa: Yalancı, yaltaklık etmeye yatkın Küçük: Duyarsız, hoyrat, incitici Yukarı doğru ensiz: Pişkin ve yırtık SAÇ RENGİ Sarı: Cesur Bal rengi: Soğuk Kızıl: Kurnaz Siyah: Korkak Echart Handler 6 / 9
Bu yazılarımız da ilginizi çekebilir: 
İLETİŞİM VE BEDEN DİLİ BEDEN DİLİNİN ŞİFRELER 
Hz. Peygamberin Beden Dili İletişimde 40 Kere Maşallah Dedirtin Siz Hangi Dilden Giyiniyorsunuz? Yüz Okuma Sanatı: FİZYONOMİ Beyninizi Çalıştıracak Gülümseten Sorular Fotoğraflarda Daha İyi Çıkmak İçin 7 / 9
Beden Dili Haritanızla Pozitif Bir İmaj Yaratın Sen Adamı Gözünden Tanır mısın? 
BEDEN DİLİ İLE İLGİLİ SORULAR VE CEVAPLAR 
Olumlu Bir İlk İzlenim Oluşturmanın Yolu Nereden Geçer? Yalancının Beden Dili Beden Dili Haritanızla Pozitif Bir İmaj Yaratın Gözünden Adam Tanıma Tekniği Kaliteli Yaşam İçin 18 Beden Dili Taktiği Bir Söz Söyle, Ne Olduğunu Söyleyeyim Beden Dili Liderlerin Beden Dili 8 / 9
Bilinçaltının Gizli Dili Rüyalar Yapay Değil Doğal Beden Dili İletişimin Kalitesini Beden Diliniz Belirler YIN&YANG İlkeleri Doğrultusunda Çin Yüz Okuma Sanatı Yüz Okuma Sanatı FİZYONOMİ Gerginlik Anları ve İletişim Modelleri Eller ve Ellerin Kullanımı Aşkın Beden Dili Eğitimde Beden Dilinin Önemi Sen SUS Bedenin Konuşsun! 9 / 9

TEN BİLGİSİ
İmam Şafi, uzun bir seyahatin sonunda Bağdat'a yakın bir yerde bir kervansaraya konuk olur.
Orada bulunan insanlardan biri diğerlerinden daha fazla ikram ve iltifatta bulununca İmam Şafi
dostlarına: “Bu âdemin şeklinde kuvvetli bir kötülük duygusu var.
Lakin bize üç gündür haddinden fazla ikramda bulunuyor. 
Bakalım akıbeti de böyle olursa
benim bildiğim o feraset ilminin hiçbir aslı yoktur” demekten kendini alamaz. 
Öyle ki imam hazretleri yola revan olmayı buyurunca mezkûr şahıs imamın atının gemini yakalayıp 
“Üç gündür yiyip içtiniz, bunların karşılığını ve hane kirasını verin” diyerek çıkışır. 
İmam hazretleri tebessüm ve taaccüp buyurunca onun yaranı dönüp ona: “Ya imam, sizin bildiğiniz feraset ilmi sahihtir, bunun delili ve alameti böylece sabit olmuştur” derler.
İmam Şafi, bir kimsenin dış görünüşüne bakıp o kişinin ahlâk ve karakter yapısı hakkında
hükümler koyan yani zahirden batını tespit ve tahmine çalışan feraset ilminin doğruluğunu yeri
geldiğinde test etme gereğini niçin aşikâr etmiştir? İnsanın dışına bakarak içini keşfetmeye
dönük çabalar çok eskilere dayanıyor. 
Hipokrat ve Eflatun insanları derin ve sathi diye çeşitli
tiplere göre incelemişlerdi. İslam dünyasında ise ilk kıyafetname günümüze ulaşamamış fakat
birçok eserde gönderme yapılan İmam Şafi’nin eseriydi. Ondan sonraki dönemlerde de yüze
üflenmiş ruhun peşinde birçok âlim kafa yormuş, eser telif etmişti. İmam Şafi’yi edindiği bu
ilimden şüpheye düşüren şey, herhalde bu bilgilerin tam olarak bilimsel dayanaklarının
olmayışıydı. Ama buna rağmen ilimleri Beden İlmi ve Dinî İlimler diye ikiye ayıran da oydu.
İslam dünyasında bu ilim firaset ya da kıyafet olarak adlandırılmış ve bu işin ehillerine de kâif
denilmişti. Hz. Peygamber’i (s.a.v.) çocukken bir kaif görmüş ve onun bir öksüz olduğunu,
büyüyünce önemli bir şahsiyet olacağını haber vermişti. Yahudi âlimlerinden Abdullah bin
Selam’ın daha görür görmez, onun için “Bu yüz yalan söylemez” demesi de bu cümledendi.
Kıyafetname yazarları bu ilmi bazı ayet ve hadislere dayandırıyor. “Ey Resulüm sen onları
simalarından tanırsın” ayetinin yanında “Mü’minin ferasetinden korkunuz” hadisi de zikrediliyor.
Kendisine hatiften gelen bir sesle Gazali’nin Farsça yazdığı Kıyafet kitabını Türkçe kaleme
almaya karar veren Nakşi şeyhi İbrahim Kûrânî, İmam Şafi ile ilgili yukarıdaki bilgileri verdikten
sonra maksadının muhatap ile ilgili mütalaada zahmet çekenlerin bu risale ile büyük faydalar
ummalarına vesile olmak olduğunu zikrediyor.
Yüzün macerasına dair söylenenler hep ilgimi çekmiştir. 
Ben de Kırklar’da Yüzün Poetikasına
Giriş başlıklı bir inceleme yazmıştım. Orada biraz farklı olarak yazarların yazdıklarıyla yüzleri arasında bir korelasyonun arayışı vardı. “Ruhun fihristi” olarak düşündüğüm yüzün benim için ikinci gizemli çağrısı Emine Gürsoy Naskali ve Aylin Koç’un hazırladığı
Beden Kitabı oldu. Çeşitli üniversitelerden farklı bölümlerdeki akademisyenlerin kültürümüzün bedeni algılayış biçimiyle ilgili çok zengin makaleleri içeriyor bu eser. Eski çağlardan beri insanın dikkatini çeken beden ve onun ima ettiği detayları ele alan kıyafet ilmi bugün fizyonomi, fizyotipoloji, kriminoloji gibi isimler aldı. Bir damla kan ve binlerce endişe olan insanın meçhul kitabı eskiden olduğu gibi bugün de hayretle okunuyor.
 1 / 3
TEN BİLGİSİ
Eğer bir kişinin boynu ve omzunda çok kıl varsa, kaşının kılı çok, burnu eğri, dudakları ince ve
biri diğerine göre kalınsa, yüzünde ve gövdesinde çok ben varsa o kişi, zalimliği, inciticiliği,
haksızlığı sever… Bir kimsenin burnunun orta direği ince ise ve yürürken ellerini sallıyorsa o kişi
kendini beğenmiş biridir. Alnın genişliği huysuzluğa, darlığı anlayışsızlığa, yumruluğu
tembelliğe, çizgisiz olması ahmaklık ve bencilliğe, alın çizgilerinin çokluğu çok konuşkanlığa, iki
kaş arasındaki çizgi, eften püften şeyleri dert edinmeye, sıkıntılı oluşa işarettir. Eğer gözünüzün
akı karasından çoksa, burnunuz uzun, ağzınız geniş, dudaklarınız ince ise, sesiniz gür ve
kalınsa, saçınız da sertse siz; cesur, gayretli, bahadır heybetli bir karaktere sahipsiniz demektir.
Yukarıdaki ifadeleri okuyunca ben de sizin gibi aynaya baktım. Hatta zalimlerin özelliklerini
okurken bazı diktatörlerin fotoğraflarını aradım. Bu makaleleri okuyunca ruhun bedende aldığı
şekli daha bir merak ettim. Enis Batur’un Kırk Pare’de dediğinin aksine Erzurumlu İbrahim
Hakkı’nın “bedenle ilgili cüretkâr” ifadeleri ondan birkaç asır önce de rahatlıkla dile getirilmişti.
Bütün bu çabalar, Allah’ın kendi ruhundan üflediği zübde-i âlem olan insanı anlama, yaratılıştaki
hikmetleri görme gayretlerinin akisleriydi.
Yukarıdaki ifadelerden de anlaşıldığı gibi ortaya konan yargılar tevilsiz, açık seçik verilmiştir.
Bunun nedeni Prof Dr. Mahmut Kaplan’a göre insanların kendilerini düzeltmelerine fırsat
tanımak için. Osmanlı’da bu bilgiler tıpta kullanıldığı gibi bazı kişilerin saraya alımında, köle alım
ve satımlarında kullanılmıştı.
Kişisel gelişim kitaplarının vitrinlerden inmediği, başarı için her şeyin mubah görüldüğü
günümüzde insanın kendi eksikliğini, acziyetini keşfetmesinde elimizdeki eski kaynakların büyük
rolü olacaktır. Kitapta Türk Edebiyatı’nda yazılan mensur ve manzum kıyafetnameler, sözlü ve
yazılı kültürümüzde beden, beden ve müzik ilişkisi, edebiyatımızda karakterlerin görünüm ve
davranışları arasındaki bağlantılar gibi çok farklı makaleler var.
Beden ve harfle ilgili makaleye değinmeden geçersek kitabımız dal harfi gibi boynunu bükebilir.
Klasik edebiyatımızda Arapça harflerden bazıları sevgilinin çeşitli azalarına benzetilir. Elif,
sevgilinin boyuna; cim, saçların kıvrımına; râ, kaşlara; sin, dişlere; sad, gözlere; mim, sevgilinin
ağzına; nûn, kaşlara; he harfi de gözlere benzetilir. Rûşenî’nin Hz. Peygamber’e olan sevgisini
dile getirdiği şu beyit, harfin yüzle rabıtasına ne güzel örnektir:
Sad aynın, mim ağzın, dal zülfün göreli
Ya Nebi gitmez dilimden bir nefes zikr-i Samed
Hece sunar: Cemil Meriç  özel sayısı
Şimdiye kadar Necip Fazıl Kısakürek, Cahit Zarifoğlu, Mehmet Akif Ersoy ve daha birçok yazar
ve şair hakkında hazırladıkları çok geniş kapsamlı özel dosyalarla gelecek nesillere önemli
kaynaklar bırakan Hece dergisinin 18. özel sayısı olan “Cemil Meriç Özel Sayısı” Ocak ayında
yayınladı. Dergi “Bir Entelektüel Tedirgin: Cemil Meriç” üst başlığı ile çıktı. 6 bölümden oluşan
dergi şimdiye kadar hakkında birçok makale ve kitap yayımlanmış olan Cemil Meriç’i bütün
yönleri ile ele almaya çalışıyor. Bu amaçla dergi, Meriç’in hayatı, kişiliği, düşüncesi hakkındaki
incelemeler, kitaplarının kritiğini yapan makalelerle, birçok yazarın katıldığı soruşturmayla ve
derginin sonuna konulan albümle oldukça kapsamlı hale getirilmiş. Atasoy Müftüoğlu, Nazan
Bekiroğlu, Doğan Hızlan, Akif Emre, Süleyman Hayri Bolay, Köksal Alver gibi onlarca isimin
 2 / 3
Ten Bilgisi
ortak emeğinin eseri dergi 480 sayfadan oluşuyor. – Salih Demirhan
Kahramanların dergisi yayında
Gregor Samsa, Don Kişot, Raskolnikov, Anna Karanina gibi her türden okuyucusu üzerinde etki
bırakan kahramanlar hakkında çok şeyler yazılıp çizildi. Bu kahramanlar arasında defalarca
roman sayfalarından beyazperdeye taşınanlar da oldu. Roman kahramanlarının okuyan
üzerindeki etkisinin farkında olan bir grup edebiyatçı bu kahramanları derinlemesine inceleme
niyetiyle Roman Kahramanları adında 3 aylık bir dergi çıkarmaya başladılar. Irmak Zileli’nin
genel yayın yönetmenliğini yaptığı dergi her sayısında iki yerli, iki yabancı olmak üzere toplam
dört roman kahramanını konu edinmeyi planlıyor. İlk sayısı Ocak ayında yayınlanan derginin
içeriği şu an için genel olarak edebi yazılardan oluşuyor. Ancak dergi ileriki sayılarda roman
kahramanları hakkında akademik yazıların da bulunduğu geniş kapsamlı dosyalar hazırlamayı
vaat ediyor. Daha fazla bilgi için: www.romankahramanlari.com –
Salih Demirhan
VİTRİN
Judith Butler, Gayatri Chakravorty Spivak
Ulus Devlet Marşını Kim(ler) Söyler?
Çeviri: Osman Akınhay
Agora, 2010, 87 s.
Edisyon
Türkiye'de / Türkçede Felsefe Üzerine Konuşmalar
Küre, 2010, 265 s.
Mehmet Altan
Kent Dindarlığı
Timaş, 2010, 207 s.
Susan Buck-Morss
Görmenin Diyalektiği: Walter Benjamin ve Pasajlar Projesi
Çeviri:  Ferit Burak Aydar
Metis, 2010, 524 s.
Derleyen: Nuran Tezcan
Çağının Sıradışı Yazarı Evliya Çelebi
Yapı Kredi, 2009, 412 s.
Said YAVUZ • 60. Sayı / KİTAP

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...