İslamcıların hayatını çok iyi okuması gereken Türk düşmanı Müslüman. Kitleler halinde Müslümanlaştırmak için yüzbinlerce Türk’ü işkence ederek kılıçtan geçirmiş ancak başaramamıştır. Hani Türkler güle oynaya Müslümanlığı kabul etmişti ya? Yalan o güzel kardeşim, yalan. Avrupa’nın hıristiyanlaştırılması süresince katolik krallar avrupada neler yapmışlarsa, bu yezid soyu da aynısını orta asya’da yapmıştır. Türklerin kullandığı bütün dini kelimeler farsçadır (namaz, oruç, bayram gibi).
Çünkü Türkler asla bu adamların dinine inanmadılar, bir parçası olmadılar. Abbasiler zamanında İslamı benimsediler. Zaten bir kaç asır sonra tarih tekerrür etti ve bu sefer Araplar önlerindeki 1000 yıl boyunca köle ettiklerini düşündükleri Türklerin boyunduruğu altında yaşamaya başladılar.
Bir yalan var ki, zamanın gerekleri diye anlatılan her şey bir yalandan ibaret. Spartaküs’ün var olduğunu, Babek’in isyan ettiğini biliyorsan, eh az buçuk Şeyh Bedreddin’i de duymuşsan her zaman ve her an alternatif bir dünyanın mümkün olduğuna inancın tamsa yapılan hiçbir zulüm meşru falan değildir, kendi zamanı içinde bile.
Çünkü Türkler asla bu adamların dinine inanmadılar, bir parçası olmadılar. Abbasiler zamanında İslamı benimsediler. Zaten bir kaç asır sonra tarih tekerrür etti ve bu sefer Araplar önlerindeki 1000 yıl boyunca köle ettiklerini düşündükleri Türklerin boyunduruğu altında yaşamaya başladılar.
Bir yalan var ki, zamanın gerekleri diye anlatılan her şey bir yalandan ibaret. Spartaküs’ün var olduğunu, Babek’in isyan ettiğini biliyorsan, eh az buçuk Şeyh Bedreddin’i de duymuşsan her zaman ve her an alternatif bir dünyanın mümkün olduğuna inancın tamsa yapılan hiçbir zulüm meşru falan değildir, kendi zamanı içinde bile.
Bu adamın yaptırdığı katliamların üzerinden yüz sene geçmeden Türki kavimlerden müslümanlığı seçenlerin artması, hadi travma oldu kuşaklararası bilgi aktarımı koptu, akli dengemiz yerinde değilmiş o zaman, peki bin yıldan fazlası geçti, neden o şark kurnazından daha sofistike bir canlıya evrilmedik?
669’da doğdu. 715 senesinde öldü. Emevî halifesi Abdülmelik bin Mervan zamanında 701’de gerçekleşen Deyr-ul-Cemâcim savaşındaki başarılı olduğu için Emevî valisi Haccâc bin Yûsuf’un dikkatini çekti. Haccâc, onun Rey valiliğine tayin edilmesini tavsiye etti. 705 senesinin sonlarında Kuteybe, Horasan eyaletinin merkezi olan Merv’e giderek göreve başladı. Haccâc’ın desteği olmasa bunları başaramazdı. Aldığı destekleri iyi değerlendiren Kuteybe, aynı zamanda zalimdi.
Kuteybe bin Müslim, 705 senesinde Aşağı Toharistan’a, 710-712 seneleri arasında da Ceyhun ırmağı boyuna yerleşti ve Sogd ülkesini işgal etti. Halîfe, Horasan eyâletini Irak genel valiliğinden ayırarak müstakil hâle getirdi, idaresini Kuteybe bin Müslim’e verdi. O da bu bölgede yoğun çalışmalarda bulundu. Çalışmalarında kardeşi Abdurrahmân ve Salih’den yardım aldı.
705 senesinde Horasan valisi olarak göreve başlayan Kuteybe, ilk önce Aşağı Toharistan’daki ayaklanmayı bastırmak için harekete geçip, Belh’i aldı. Kardeşi Salih’i burada bırakıp, kendisi Merv şehrine döndü. Toharistan’ın Türk hükümdarı Nizek Tarhan’la ülkenin merkezi Badgis, onda kalmak üzere bir andlaşma yaptı. Bundan sonra Kuteybe 706 yılında Beykent üzerine yürüdü. Türk beylikleri arasındaki iletişimsizlikten dolayı Türk topraklarının güney sınırlarına ulaşıldı. Kuteybe’nin Beykent’deki ahlaksız savaş yaklaşımı, Buhara ve civarındaki Türk beylerin bir araya gelmesini sağladı. Güçlü bir ittifak başladı. Kuteybe, bu durum karşısında harekatına ara vermek zorunda kaldı. Fakat Haccâc, harekatına devam etmesini istedi. Bunun üzerine tekrar savaşa başladı. Kardeşi Abdurrahmân’ı yardım için Tirmiz’den Buhârâ’ya çağırdı. 708’da Buhârâ’yı kuşatırken diğer taraftan da Semerkant üzerine yürüyordu. Bu sırada yanında götürdüğü Nizek Tarhan elinden kurtuldu. Belh, Merv-i rûd, Talekan ve Faryâb hâkimleriyle birleşerek Toharistan’da isyan etti. Nizek’in isyanını kardeşi Abdurrahmân’dan destek alarak ancak bastırabildi. 710 senesinde Buhara işgal edildi, eli kılıç tutan herkes kılıçtan geçirildi. Aç, susuz ve fakir kalmış kadın ve çocuklardan oluşan halka Cuma namazına gitmesi karşılığında 100 altın verileceği söylendi.
Kuteybe’nin orduları 711’de Semerkand’a, buranın yeni hakimi Gurak’a karşı harekata hazırlanırken, Harezmşâh Cangan’ın daveti üzerine Harezm’e girdiler. Bu arada Kuteybe, Semerkand’a girmek için Haccâc’dan izin aldı. Tataristan, Buhara ve Harezm’den topladığı destek kuvvetlerle birlikte yirmi bin kişilik bir orduyla Semerkand üzerine yürüdü. Buna karşılık Gurak; Şaş ve Fergana hanlarından takviye birlikleri almış, ayrıca Sarı Türkeş Kağan’ı da oğlu ile yardımcı kuvvetler göndermişti. Fakat Kuteybe’nin kardeşi Salih, bu yardımcı kuvvetleri Semerkand’a ulaşmadan durdurdu. Semerkand muharebesi şiddetlendirince, Gurak teslim olmak zorunda kaldı. Semerkand’dan çekildi. Sogd hükümdarı olarak başka bir şehire geçti.
Kuteybe bin Müslim, Semerkand’ı gasp edince buraya kardeşi Abdullah bin Müslim’i bıraktı. Sonra da Taşkent ve Fergana şehirleri üzerine yürüdü. Taşkent gasp edildi ama Semerkand’dan ayrılan Tarhan, Fergana’daki hakimiyetini korudu. Kuteybe, 714 senesinde karargahını Taşkent şehrinde kurdu. Bu sırada hamisi durumunda olan Haccâc’ın öldüğünü duydu. Durumunun sarsıldığını hissedip, askeri harekatı durdurdu. Haccâc’ın vefatından sonra halîfe Velid, Horasan eyaletini müstakil hale getirdi. Buranın valiliğini Kuteybe’ye verdi. Kuteybe’nin Kaşgar seferi için hazırlıklara başladığı sırada halife Velid vefat etti. Bu durum onu iyice sarstı. Kuteybe, Velid’in vefatından sonra halîfe olan Süleyman’a bazı endişeleri sebebiyle itaat etmek istemedi. Daha sonra askerlerden bir kısmı isyan ederek Kuteybe’yi öldürdüler.
Ulu yüce Halife’leri Kılıç Arslan’ın önünde diz çöktü. Araplar, 1000 yıl boyunduruğu altına aldıklarını sandıkları Türk’lerin kısa süre sonra buyruğu altına girdi. Anadolu ve Mezopotamya’daki araplaşma, Hülagü Han sayesinde durduruldu.
Kuteybe, halen, tarihte en çok Türk’ü katletmiş kişidir.
Kaynaklar:
^ History of Civilizations of Central Asia, Editörler: M. S. Asimov and C. E. Bosworth, UNESCO Publishing, s. 29
^ Türkler, Cilt I, Editörler: Hasan Celal Güzel, Prof. Dr. Kemal Çiçek, Prof. Dr. Salim Koca, Yeni Türkiye Yayınları, s. 67.
^ Türkler, Cil 4, Editörler: Hasan Celal Güzel, Prof. Dr. Kemal Çiçek, Prof. Dr. Salim Koca, Yeni Türkiye Yayınları, s. 414
^ Türk Tarihinin Ana Hatları, 1930, İstanbul, s. 463.
^ H. A. R. Gibb, Orta Asya’da Arap Fetihleri, Çağlar yayınları, s. 51.
^ Tarih II, Orta Zamanlar, 1931, Devlet Matbaası, s. 144.
^ Nicolae Jorga, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, Yeditepe yayınları, s.46-47
^ Türkler, Cilt I, Editörler: Hasan Celal Güzel, Prof. Dr. Kemal Çiçek, Prof. Dr. Salim Koca, Yeni Türkiye Yayınları, s. 1315.
^ Türkler, Cilt I, Editörler: Hasan Celal Güzel, Prof. Dr. Kemal Çiçek, Prof. Dr. Salim Koca, Yeni Türkiye Yayınları, s. 68.