Kerkük'ü İlhak İçin İç Çatışma Peşindeler
Rasthaber -
Sözde bağımsızlık referandumuna iki gün kala Kerkük'teyiz. Şehir sessiz, insanlar tedirgin. Türkmenler tehdit altında. Türkmen Cephesi lideri anlatıyor.
20 Eylül’ü 21’ine bağlayan gece Erbil havalimanına ulaştık. Saat sabahın ikisi. Geniş ferah bir yapı, Kürtçe Çav Bella çalıyor. İçine Türkiye topraklarını da katan dev “Kürdistan” haritaları ve flamalar havaalanını süslemiş. Pasaport kontrolünde parmak izi alınıyor. Bir otobüse binip ikinci çıkış noktasına ulaşmak gerekiyor. Düzen, nizam yok, üst üste alt alta bağırış çağırış dalıyoruz otobüse. Otobüsün markası, Türk BMC. Otobüsün sağ aynasının üstünde “Kürdistan” flaması tutuşturulmuş.
Irak Anayasası'na göre Erbil yönetimi, Irak’ın toprak bütünlüğü içerisinde federal bir bölge olarak tanımlanıyor. Ekonomik ve askeri temel zayıf, Bölgesel Yönetim siyasi kaos içinde, Erbil’in tartışmalı bölgelerde hak iddia etmesi, iç çatışma riskini yükseltmiş. İçli türkülerinden bildiğimiz Kerkük diken üstünde.
Bir yandan da IŞİD’le mücadele sürüyor. Bağdat, Kerkük'ün güneyindeki Havice bölgesine operasyon başlattı. IŞİD’e son darbe vurulmadan Erbil fırsatı değerlendirmek istiyor. IŞİD sonrasında Merkezi Yönetim kendisini toparladığında bu referadumu gündeme getirmek bu kadar kolay olmayacak. Irak’ta ortak değerlendirme; “IŞİD’den en çok Barzani istifade etti, kontrol ettiği toprakları genişletti. IŞİD Kürdistan’ı yaratma projesinin bir parçasıydı.”
Kerkük’e varınca her yerde sözde bayrakların asılması Türkmenlerde büyük rahatsızlık yaratmış. Bazı yerlerde PKK ve Öcalan flamalarını da görmek mümkün. Kerkük'ün Musalla Mahallesi'nde bir Türkmen Bürosu var. Eski Türkmen önderlerinden olan Fazıl Antike’nin adı verilmiş. Roketli saldırıya uğrayan büronun başkanı Celil Fettah soruyor: “Daha referandum olmadan tepemize top iniyor. Peki olduktan sonra ne olacak?”
Bize en büyük kötülüğü Amerikalılar yaptı diyen Fettah, işgalden sonra Kerkük İl Meclisi’ne ABD’lilerin müdahale ettiğini söylüyor: “Türkmen, Arap, Kürt, Meclis'te 6’şar üye olacaktı. Amerikalılar 6 Kürt ve bir Hıristiyan üye eklediler. Araplardan da üçünü satın aldılar. Bizim de güçlenmemize izin vermediler. Suikastlerle Türkmen liderler öldürüldü ve devletten tasfiye edildi.”
Kerkük’te İçişleri Bakanlığına bağlı polis teşkilatı var ama zayıf bir örgütlenme. Esas güç Talabani'ye bağlı KYB Peşmergeleri'nde. Kerküklü Celil Fettah, “şehirdeki güvenlik sıfıra yakın” diyor: “Şehirde güvenlik kalmadı. IŞİD gelince Bağdat, buraları tamamen unuttu. Barzani iyice denetim kurdu. Burada merkezi yönetimin askeri gücü yok. Bizi koruyacak kimse yok. Daha geçen gün oldu, üst düzey bir polisin evi yağmalanıyorsa güvenliği kim sağlayacak?”
Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi’nin evine doğru yola çıkıyoruz. Kudüs ve Dördüncü Köprü Caddesi'nden geçiyoruz. Bize eşlik eden dostumuz, “Buralarda çok sayıda liderimiz öldürüldü. Buralar suikast caddesi olarak da bilinir” diyor. Ciddi bir koruma var Salihi’nin evinde. Çok sayıda beton bariyer, yola doğru yerleştirilmiş. Korumaların arasından geçip eve giriyoruz. Ve Erşat Salihi, Kerkük'te yaşanları bütün çıplaklığıyla anlatıyor:
İLHAK İÇİN KAOS ARIYORLAR
* Öncelikle dün geldik Kerkük’e. Her yerde bölgesel yönetim bayraklarını gördük. Burası tartışmalı bir bölge. Neden bu bayraklar şuan sokaklarda ?
Referanduma hayır kampanyasının çok olduğundan dolayı bayraklarla halka destek veriyorlar. Ben açıkça söylüyorum, bunlar bundan önce de yaşanmıştı. Bir memleketin varlığı, toprağı, geçmişi bayraklarla değiştirilmez.
* Peki güvenlik endişesi yaşıyor musunuz?
Tabii. Yani şuan da özellikle en çok tehlikede olan Irak Türkmenleridir. Çünkü Kürtlerin kendilerine ait peşmergeleri var. Kerkük idaresi onların elinde. Kürtlere ait olan asayiş güçleri var. PKK terör örgütünün burada barındırılması da kesinlikle sıradan bir mesele değil. Belli başlı bir planın neticesinde buraya getirilmiştir.
* Nedir o plan?
O plan burada iç kaosun yaşatılması ve bu bölgenin silah zoruyla Kuzey Irak bölgesine ilhak ettirilmesi.
IŞİD BİR PROJEYDİ
* Bağdat yönetimi ile bu noktada temaslarınız var mı, ya da talebiniz nedir?
Bağdat hükümetine açık ve net bir şekilde söyledik. Bizim can güvenliğimiz şuanda yoktur. Kerkük’teki polis teşkilatımız yeterli değil. Biz Bağdat'tan askeri ve polis güçlerinin burada güvenliği sağlaması talebinde bulunduk.
* Peki Bağdat yönetimi bu durumu bilmiyor muydu?
Bağdat yönetimi bugün IŞİD ile olan bir operasyonun içinde. Havice operasyonları başladı. Bu da Kerkük’ün 25 kilometre güneyinde olan bir bölgedir. Kuzey Irak yönetimi de, Irak ordusu Havice operasyonları ile meşgul olduğundan dolayı referandumu bu tarihe denk getirmiştir.
* Bu tablo bir anda oraya çıkmadı. Bu süreç içerisinde başka tedbirler alınamaz mıydı?
Biliyorsunuz bugün Irak ordusu bu bölgelerden çekilmiş durumda. IŞİD bir projeydi. IŞİD bu bölgeye getirildi, ondan sonra çektirildi. Onun yerine peşmerge getirildi.
* Bu koşullarda Bağdat güvenlik taleplerinizi karşılamazsa nasıl bir yol izlemeyi düşünüyorsunuz?
Onunda farklı bir alternatifini bulduk. İmkan dahilinde merkezi hükümet can güvenliğimizi sağlamadığı takdirde başka bir alternatifimiz de var. Zamanı geldiğinde bunları belirtiriz.
* Şuanda Musul’dan sonra IŞİD'le mücadele bitti. İstikrar gelecek mi derken referandum çıktı, ne düşünüyorsunuz?
Ben bunu açıkça söylüyorum, Irak ve Kerkük Ortadoğu’nun nabzıdır. Irak ve Suriye, bu bölge birkaç projeden geçti. 2004 senesinde El-Kaide terör örgütünü burada barındırdılar. 2014 senesinde bunu IŞİD'e çevirip mezhepsel kavgayı körüklediler. Artık üçüncü proje referandumdur.
İSRAİL İRAN'A KOMŞU OLACAK
* İki devlette referanduma karşıyken neye dayanarak bu kararı verdiler?
Bugün Erbil'de olan kalkınma, petrolünü Türkiye üzerinden satma neticesinde yaşanmıştır. Süleymaniye'de de aynısı İran tarafından yapılmıştır. Açıkça söylüyoruz. Geleceğini düşünmeyen, Kürt milletinin hak ve hukukunu zayi etmek isteyen taraflar vardır. Diğer büyük devletlerin mutlaka bir projeleri vardır. Bu bölgede zayıf yönetimler yaratmak, Suriye'yi parçalamak, Irak’ı parçalamak. Ayrıca bunun yanında İsrail yavaş yavaş İran’ın komşusu olacaktır.
* Bir heyet gidecekmiş Bağdat’a. Karşı heyet de Bağdat'tan Erbil’e gidecekmiş. Referandum öncesi olabilir. Türkmenler bu işin neresinde? Masada siz var mısınız?
Bir haftanın içinde Türkiye Dışişleri Bakanlığını ziyaret ettik. Döndükten sonra Amerikan büyükelçisi, İngiltere büyükelçisi, BM temsilcisi, merkezi hükümet ve diğer siyasi gruplar bizimle teker teker görüştüler. Bunlardan önce Bağdat’a gelen Kürt heyeti bizimle görüştü. Onlara da açık ve net söyledik; herhangi bir anlaşma Kuzey Irak yönetimiyle Bağdat arasında olursa Türkmenlerin üzerinden olması lazım. Çünkü sahada olan biziz, eninde sonunda o kararın bizimle alınması lazım.
IRAK GÜVENLİĞİMİZ SAĞLASIN
* Siz erteleme istiyorsunuz ama iptal söz konusu olabilir mi?
Merkezi hükümet bizden daha şiddetli. Petrol kuyuları da Irak Hükümeti'nin gözetimine geçmelidir. Bunun işaretleri var.
* Bir sabah cıvıltısı olur Ortadoğu kentlerinde. Biraz sessiz gördük açıkçası. Buna fırtına öncesi sessizlik diyebilir miyiz?
Halk panik içinde. Kesinlikle silahsız olan bir millet kendisini korumak için mutlaka evine sığınmıştır. Bu bizim için kötü bir örnektir. Ben sevmem sessizliği. Bir millet sessiz kalırsa hakları da gitmiş olur.
* İnsanlar arasında henüz hissedilmeyen bir gerilim var mı sizce?
Kesinlikle var. O yüzden insanlar sokağa çıkma yasağı ilan edilmemesine rağmen sokağa çıkmıyor. Büyük bir bölümü başka bölgelere veya yurtdışına veya başka bölgelere gittiler. Biz Türkiye'den önce Irak Hükümeti'nden bunu talep ediyoruz. Haydar İbadi'ye sesleniyoruz; Kerküklülerin can güvenliği öncelikle senin elindedir. Bunu yapmadığı takdirde artık kimse çıkıp bizden hesap sormasın. Ne Amerikalılar, ne BM, ne de Irak Hükümeti.
SUİKAST CADDESİ
Biri Kerkük'ün Kudüs'ü, diğeri meşhur Dördüncü Köprü'sü... Bu iki cadde son yıllarda pek çok suikast olayıyla gündeme geldi. Türkmenleri sindirmek, şehri terk etmelerini sağlamak için bu cadde üzerinde pusular kuruldu, bombalı saldırılar düzenlendi. Caddelerin adı zamanla halk arasında “Suikast Caddesi” olarak anılmaya başlandı.
İlk önce 2011 yılının 10 Eylülünde Kudüs Caddesi üzerinde beyin cerrahı Doktor Yıldırım Abbas Demirci şehit edildi.
24 Haziran 2014'te ise Irak Türkmen Cephesi'nin yürütme kurulu üyelerinden, Kerkük İlçe Meclisi Başkanı Münir Kafili Dördüncü Köprü üzerinde başından vuruldu. İşte geçen hafta Irak Meclisi tarafından azledilen eski Kerkük Valisi Necmeddin Kerim, bu suikastten sonra Kerkük'te İlçe Meclisi'ni tıkayarak bütün yetkileri elinde toplamıştı.
Kerkük İl Meclisi Arap Komisyonu Başkanı Muhammed Halil El Cuburi de 1 Aralık 2015 tarihinde Kudüs Caddesi'nden arabasıyla geçtiği sırada öldürüldü.
Bu tarihten sonra da bu iki cadde üzerinde ne bombalar sustu, ne de ortalık duruldu. Şimdi de Kerkük'e PKK'lılar yerleştirilerek bir iç çatışmanın fitili yakılmaya çalışılıyor. Kerkük Irak Anayasası'na aykırı olarak sözde bağımsızlık referandumuna dahil ediliyor. Türkmenler ise ne suikastlerden yıldı, ne de bombalardan kaçtılar. Artık yurtlarına daha da sıkı sarılmış durumdalar...
MEHMET KIVANÇ / ULUSAL KANAL HABER MÜDÜRÜ