GELDİM...
Ben ben dedim bu güne kadar,
Hayal benliğin neye yarar,
Haydi yeter karar ver karar,
Benliğini atmaya geldim.
Gaflet oyalıyor gün be gün,
Ne yaparsan senindir bu gün,
Dün geçti yine çok hızlı dün,
Perdeni açmaya geldim.
Adem’i bil önce adından,
Neler ulaşır bak katından,
Dini haberleri batından,
Sırr’ı Ademi açmaya geldim.
İbrahimi anla sözünden,
Nasıl da yalvardı özünden,
Tevhid bak onun gözünden,
Ka’be’ni yeniden kurmaya geldim.
Tûr’da Musaya ulaştınsa,
Muhabbet nuruna bulaştınsa,
Kızıl denizi bu gün aştınsa,
Vadii eymen’de buluşmaya geldim.
Rabbine döndür de yüzünü,
Görmek için kendi özünü,
Kaçırmadan vuslat gününü,
İrcii’ye davete geldim.
Aç da gönlünü Hak’tan yana,
Ne lütuflar olur bak sana,
Kalmayasın sakın ha sona,
Ve nefahtü’den vermeye geldim
Nefs-i Meryemden Ruh’u İsa’yı,
Meydana getir bu harikayı,
Tabir eyle şu ru’yayı,
Fenafillah-ı yaşatmaya geldim.
Muhammedî olmak istersen,
Ne olur biraz gayret göstersen,
Aç gönlünü hemen dilersen,
Nur-u Muhammediden çoşuptaşmaya geldim.
Bu aleme bakıp deriden,
Oynat kendini yerinden,
Dönemezsin bak şef erinden,
Semme vechullahı açmaya geldim.
Mükerrem kıldı seni de Hak,
Tanı kendini, ayağa kalk,
Nasıl mübareksin bak da bak,
Tac-ı Kerremna’yı takmaya geldim.
Toplandı huzurda aşıklar,
Ne sırlar açtılar ne sırlar,
Nepsi dostlarım buldular,
Uşşaki dilden ifşaya geldim.
Necdeti dinle biraz hafiften,
Ne sırlar gelir sana garibden,
Hakk’ın armagını bu gaip’den,
Terzi Babadan seyrane geldim.
Necdet Ardıç
Terzi Baba
ÖNSÖZ
Rahman Süresi:
Adını birinci ayetini oluşturan Allah Teala’nın isimlerindenolan
“Er-Rahman”
kelimesinden ve ifade ettiği manadan almıştır. Cabir (r.a)’tan; Efendimiz (S.A.V) buyurdular ki:
[
“Rasülü Ekrem, Rahman Süresini başından sonuna kadar
cinlere
okumuştur.Onlar da kemal-i edep ve huşu ile dinlemişlerdir. Ben onlara Rahman Suresini okurken, mealen;
“Ey insanlar ve cinler!
Öyleyken Rabbimsin nimetlerinden hangisin!yalanlarsınız?”
ayetine geldiğimde onlar;
“Ey Rabbimiz. senin nimetlerinden hiçbir şeyi inkar edip nankörlüketmeyiz., ancak sana hamd ederiz.”
cümlesini sizlerden daha güzel bir biçimdesöylüyorlardı.
]
(
Ed-Dürrü’l-Muhtar. 7/690
) Ayrıca Er-Rahman Süresinde, Beyhekî’nin Hz. Ali kerremallahü vecheh veradiyallahü anh’a dayandırdığı bir hadiste buna
“Arusül Kur’an”
(Kur’an’in gelini)namı dahi verilmiştir.
(
Hak Dini Kur’an Dili. Elmalılı Hamdı Yazır. Cilt.7, S.4658
)
[
Sayın okuyucum; Cenab-ı Hak
“Esma’ül Hüsna”
dan” (güzel isimlerinden) biri olan
“Er-Rahman”
ismine başlı başına bir sure düzenleyip ifade ettiği manayıen geniş şekilde bizlere açıklamıştır. Biz de bu derin manaları az daha açıklamayaçalışarak sizlere yeni ufuklar açmaya çalıştık.İnşeallah okuma gayretini göstererek sonuna kadar okuyabildiginizde, hayata bakışınızın ve değer
yargılarınızın müspet yönde değiştiğini görebileceksiniz.Bilindiği gibi dinimizin bir
zahir
(dış), bir de
batın
(iç) yönü vardır.
Genelde tatbik ettiğimiz dini faliyetler zahir manaları itibariyle kullanılmaktadır. Bu yüzden desınırlı bir sahaya sığdırılmaktadırlar.Oysa İslam,
“Mertebe-i Muahammediyye”
ile kemale ermiş ve bütün mükemmelliği ile hayat sahnesinde yerini almıştır. Ne yazıkki sadece maddemertebesinde tatbik edilmeye çalışılan İslam dini dar bir çerçeve içerisinde sıkışıp kalmaktadır. İslama ve Hz. Rasülüllah (S.A.V) Efendimize yapacağımız en büyük güzellik ve yardım, o muazzam sistemi, kendine yaraşır en geniş şekilde anlamaya çalışarak, fiilî yaptırımların ötesinde, fikrî ve idraki genişleme ve gelişmeyi sağlayarak tatbik etmeye çalışmamız olacaktır.
Sevgili okuyucum,
bu kitabın oluşumunun her aşamasında emeği ve hizmetigeçen kişileri saygı ile yadet, geçmişlerine hayır dua et. Allah (c.c) gönlünde feyzkapıları açsın.İlahi, bu kitaptan meydana gelecek manevi hasılayı evvela Hz
.
Muhammed(S.A.V) Efendimizin ve bu günlere kadar gelen silsile-i Âli’nin ruhlarlarına hediyeeyledim kabul eyle ya Rabbi. Amin.
Necdet ARDIÇTerzi Baba