KİŞİLİK VE KİŞİLİĞİN ÖRGÜTSEL DAVRANIŞTAKİ YERİ
Ali Can GÖZCÜ
Atılım Üniversitesi, Siyasi ve Ekonomik Araştırmalar Laboratuvarı
Örgütler, rekabet ortamında varlıklarını sürdürebilmek ve örgütsel hedeflerine, amaçlarına ulaşabilmek için kaynaklara ihtiyaç duyarlar. Bu kaynakların temini ise tek başına yeterli değildir. Temin edilen kaynakların verimli kullanımı örgütsel amaçların gerçekleştirilmesinin önemli şartıdır. Örgütün sahip olduğu kaynaklar arasında insan kaynağı söz konusu verimlilik ve etkililiğin önkoşulları arasında yer alır ve son derece kritik öneme sahiptir.
Kişilik, bir bütünün en küçük parçası olan bireyin sahip olduğu ve ona ait olan özelliklerin tümüdür diyebiliriz. Bütün olarak tanımlayabileceğimiz, çalışma grupları, şirketler, örgütler insan kaynağı açısından ele alındığında, farklı kişilik tipleri özelliklerine sahip bireylerin bir arada olduğu, ortak örgütsel hedeflere ulaşma amacı olan yapılardır. Bu yapılar içerisinde farklı kişilikleri birer renk ve örgütsel yapıyı da bir resim olarak düşünürsek, farklı renkler o resmi zenginleştireceği ve örgüt içerisinde çeşitliliği sağlayacağı gibi, uyumsuz olan renkler (kişilikler) o resmin beklendiği derecede güzel olmamasına (örgüt uyumunun sağlanamamasına) neden olabilir. Bu yazıda, kişilik ve kişilik olgusunun örgütsel hayatta yerine dair genel değerlendirmelere yer verilmektedir.
Erdem (2012,s.153), kişilik kavramını “bir bireyin diğer bireylere tepki göstermek veya onlarla etkileşime girmek için kullandığı yolların tamamı” olarak tanımlamaktadır. Kişilik psikolojisinin evrimsel olarak geçmişten günümüze değerlendirmesini ve ileriye dair araştırmalarda izlenebilecek hususlar göz önünde bulundurulduğunda, psikoanalitik paradigma, özellik paradigması, davranışçı paradigma ve hümanist paradigmalar arasındaki temel farklılıklar üzerinde incelemek olanaklıdır (Funder, 2001). Ancak yine de, yeni paradigmalar arasında yer alabilecek sosyal-bilimsel, biyolojik ve evrimsel paradigmalara dikkati çekmekte gerekmektedir.
Kelime anlamı ile kişilik ilk olarak “Person - Şahıs - Kişi”, “Personal - Şahsi - Kişisel”, “Personality - Şahsiyet - Kişisellik” olarak bir evrilme sürecini ifade etmektedir. “Aynı zamanda “oyun maskesi” anlamına gelen “persona” sözcüğünden türetilmiştir” (Benson, 2012). Psikoloji kitaplarında yer alan birkaç tanımda ise kişiliğe farklı açılardan yaklaşılsa da, kendimce tanımladığım şekli ile; “bireye özgü ve bireyi oluşturan davranış şekillerinin tamamı” olma itibari ile ortak bir ifade de birleşilmiştir. “Kişilik, bir insanı başkalarından ayıran duyuş, düşünüş ve davranışların bütünüdür. Kişiliğin ahlaktaki anlamı etki almayan şaşmaz ve çevresine etkili olan bir benliktir. Sanat alanında da yalnızca kendine özgü sanat anlayışı olanda kişilikten söz edilebilir”(Gürtürk) Kişilik, aslında bir bakıma hayata(örgüt yapısına) farklı pencerelerden bakan ve kendi bakış açılarıyla anlayıp, anlamlandıran ve yorumlayan dinamik bir yapıdır.
Aynı pencereden bakılsa bile her kişilik, kendi kişilik yapısı ve özellikleri paralelinde baktığı şeyi farklı algılayabilmekte ve bunun sonucunda farklı davranış şekli geliştirebilmektedir.
Psikologların bir kısmı, genel kişilik “tipleri” üzerinde durmuştur. “Örneğin, C. G. Jung’un İçedönüklük ve Dışadönüklük kavramlarını alan Hans Eysenck, Nevrotik –Kararlı eksen üzerinde kendi geliştirdiği soru formlarını (EPI, EPQ) kullanarak Jung’un kavramlarını geliştirmiştir. Eysenck, kişilik tiplerinin esasen doğuştan geldiğini iddia etmiştir. İyi bilinen bir başka “tip” teorisi ise, Friedman ve Rosenman’a (1959) aittir. Bu teoriye göre, A tipi kişiler rekabetçi, sabırsız, huzursuz, ve kalp hastalıkları, kanser vb. hastalıklara yatkın kişilerken, kişiliği B tipi olanlar değildir. Kişilik özellikleri teorisi konusunda, bazı Psikologlar da, kişinin ayırt edici özelliklerini, yani “kişilik özelliklerini” belirleme yoluna gitmiştir; örneğin Casttell’in 16 Kişilik Etkeni (kendi geliştirdiği “16PF” kişilik envanteriyle ölçtüğü), uysal-baskın, güven duyan- şüpheci, pratik-hayalci vb. özellikler içerir. Bu tür envanterler, kişiliğin niceliksel ölçümüyle uğraşan psikometrinin temelini oluşturur” (Benson, 2012). Kendi hayatımızda çevremizdeki insanlara dair gözlemde bulunduğumuz zamanda yine benzer şeyleri
görmemiz muhtemeldir. Örneğin sabırsız, huzursuz, pimpirikli bir yapıya sahip olan kişi, yani A tipi kişilik özelliklerine sahip olan biri gözlemlediğimizde genel olarak bazı hastalıkları da daha çok taşıyan ve -neden bunlar benim başıma geliyor- diye bunu sorgulayan ve huzursuzluk durumu devam eden kişilerdir. B tipi kişilik olarak tarif edilen bireylerde ise, olayı akışına bırakma, sabır ve rahatlık ile durumları bekleme, bunun paralelinde stresten ve çeşitli sağlık problemlerinden görece daha uzak kişiler olduğunu görmekteyiz. Aslında bu gözlemi çevremizdeki insanlar geneline de yayıp bu tespitleri toplum içerisinde direk olarak gözlemleyebiliriz.
Günümüzde kişilik üzerinde düşünülüp, örgütsel yapılar içerisinde kişilik tipleri üzerinde tanımlama ve sınıflandırma yaparken birçok farklı yöntemin varlığını görürüz. Bu yöntem ve modellerin en baskın olanlarından ikisi, Myers-Briggs Tipi Gösterge ve
Büyük Beş Kişilik Modeli’dir.
Büyük Beş Kişilik Modeli’dir.
Kişilik Tipi
Özellikleri
Dışa dönük (D) ya da İçedönük (İ)
Dışadönük bireyler sempatik, sosyal ve kendini ifade edebilen kişilerdir. İçedönükler sessiz ve utangaçtırlar.
Algısal (A) ya da Sezgisel (S)
Algısal tipler pratiktirler ve günlük işler ve düzeni tercih ederler. Detaylar üzerinde yoğunlaşırlar. Sezgiseller bilinç dışı süreçlere itimat ederler ve “büyük resim”e bakarlar.
Düşünen (Ü) ya da Hisseden (H)
Düşünen tipler problemlerle ilgilenirken düşünce ve mantığı kullanırlar. Hisseden tipler kişisel değerlerine ve duygularına itimat ederler.
Yargılayan (Y) ya da Kabullenen (K)
Yargılayan tipler kontrol isterler ve dünyalarının düzenli ve yapılandırılmış olmasını tercih ederler. Kabul eden tipler esnek ve içlerinden geldiği gibi davranırlar.
Kaynak; İnci Erdem, (2012), Myers-Briggs Tipi Gösterge (Myres-Briggs Type Indicator-MBTG)
Bir diğer model olan ve beş temel boyutu kapsayan Büyük Beş Kişilik Modeli, literatürde kabulü olan ve doğruluğu çeşitli tezlerle de desteklenen bir başka kişilik değerlendirme modelidir. Büyük Beş Kişilik Modelinde beş etken tanımlanmıştır. Bunlar; Duygusal Kararlılık, Dışadönüklük, Açıklık, Uyumluluk, Sorumluluk olarak sınıflandırılmıştır.
Örneğin, Sorumluluk özelliğine sahip bir kişilik tipi, örgüt içerisinde; daha fazla çaba ve sebat, daha fazla güdü ve disiplin, daha düzenli ve planlı olma durumunun, daha yüksek performans, geliştirilmiş liderlik, daha uzun ömürlülük (şirkete bağlılık) durumunu etkilediği tespit edilmiştir. Kişiliği belirleyen faktörler değerlendirildiğinde oldukça eski bir tartışma olan kalıtım-çevre tartışmasında kendimizi bulabiliriz. Her iki bakış açısıda önemli kabul edilmekle birlikte araştırmalar kalıtıma daha fazla pay vermektedir (Erdem, 2012). Günümüzde şirketler, çalışanlarını seçerken kişilik tiplerine ve örgüt yapısı ile uyumuna dikkat ederek ve bir öngörüde bulunarak, hatta çeşitli kişilik testleri uygulayarak personellerini seçmektedir. Çünkü kişilik iş yaşamı ilişkisi oldukça önemlidir. Yazının daha sonra yayımlanacak olan ikinci bölümünde kişilik-iş yaşamı ilişkisinde değinilmiştir.
Kaynaklar
1. Cüceloğlu. D., (2012). İnsan ve Davranışı Psikolojinin Temel Kavramları.
2. Kowalski. R., (2010). Drew Westen, Psychology.
3. Littaver. F., (1995). Kişiliğinizi Tanıyın.
4. Benson. N. C. , (2012). Psikoloji.
5. Topsever. Y., (1996). VII. Ulusal Psikoloji Kongresi Bilimsel Çalışmaları.
6. Güntürk. S. Psikoloji Özeti.
7. Köknel. Ö. Kaygıdan Mutluluğa Kişilik.
8. Dökmen. Ü., (2008). İletişim Çatışmaları ve Empati.
9. Carnegie. D., (2010). İşten ve Yaşamdan Zevk Almanın Yolları.
10. Freud. (2000). Psikanaliz Üzerine.
11. Karakaç. S., (1988). Bilimsel Psikoloji Temel İlkeler.
12. Yelboğa. A., (2006). Kişilik Özellikleri ve İş Performansı Arasındaki İlişkinin İncelenmesi.
13. Özsoy. E. ve Yıldız. G. , (2013). Kişilik Kavramının Örgütler Açısından Önemi; Bir Literatür Taraması.
14. Erdem. İ., (2012). Örgütsel Davranış.
15. Göbekçin. T. Psikolojinin Temel Dinamikleri.
16. Tunç. M. Ş., (1928). Psikoloji.
17. Türk Psikologlar Derneği., (1996). IX. Ulusal Psikoloji Kongresi Bilimsel Çalışmalar