31 Mart 2016

BEL’AM BİN BAURA KISSASI




BEL’AM BİN BAURA KISSASI

Rivayete göre Musa Aleyhisselâm zamanında İsrâiloğullarından Bel’am bin Baura adında bir âlimin bazı ilâhî kitaplar hakkında bilgisi vardı. Aynı zamanda duâsı makbul bir veli idi.
Bu mertebede olduğu halde Arz-ı mukaddes’e girme meselesinde Yuşâ Aleyhisselâm’ın aksine dünya sevgisi ile zorbalara arka çıkmıştı.
A’raf sûre-i şerif’inde Bel’am’ın kıssası öz bir şekilde anlatılmakta, her asırda her zamanda yaşayan, aynı davranışı sergileyen bu gibi kişiler bahis mevzuu edilmektedir.
Bir takım ilimlere, hidayet vasıtalarına nâil olduğu halde, dünya menfaatlerine, şöhret, nam ve makam arzularına meylederek şeytana tâbi olan; o hidayet vasıtalarını elden çıkararak yoldan sapan, kendisi saptığı gibi başkalarını da saptıran kimsenin çirkin âkıbetini Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’lerinde beşeriyete ilân etmektedir.
Buyurur ki:
“Onlara o kimsenin haberini anlat ki, kendisine âyetlerimizden vermiştik.” (A’raf: 175)
İlâhî kitapların ahkâmına vâkıf kılmış, bir takım üstünlükler verip âyetlerimizi anlama imkânı lütfetmiştik.
“Fakat o bunlardan sıyrılıp çıkmıştı.” (A’raf: 175)
Âyetleri inkâr etmek ve onlardan yüz çevirmek suretiyle, yılanın derisinden sıyrıldığı gibi âyetlerimizden sıyrılıp gitti. Dinden çıktığı gibi, insanlık bakımından da alçaldı. Alçaldıkça alçaldı.
“Derken şeytan onu arkasına takmış, nihayet azgınlardan olmuştu.” (A’raf: 175)
Daha önce hidayete ermiş kişilerden iken, iyice dalâlete düşen sapıklar zümresinden oldu.
“Dileseydik elbette onu âyetlerle yükseltirdik. Fakat o, yere saplandı ve hevesinin peşine düştü.” (A’raf: 175)
Dünyayı ahirete tercih etti, Allah-u Teâlâ’nın âyetlerinden yüz çevirerek irtidat etti ve esfel-i sâfilîne düştü. Bunlar gibi.
İlâhî irade yükselmesine fırsat vermedi, kendi haline bırakıldı ve bu düşüşten kurtulamadı.
“Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer.” (A’raf: 176)
Böyle bir kimsenin alçaklık ve âdilikteki sıfatı köpeğin sıfatı gibidir.
“Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, kendi haline bıraksan da dilini sarkıtıp solur.” (A’raf: 176)
Köpeğin çoğu zaman soluması, ona daha da çirkinlik getirmektedir. Onun kafası hep kemik hayali ile meşguldür. Dışarıya sarkan dili ve akan salyası, onun doymak bilmeyen oburluğunu gösterir. Köpeğin en aşağılık hali bu soluyuştur. İşte o kimsenin halindeki düşüş, köpeğin bu aşağılık hali gibidir.
Bunun dili de uzadı, köpek gibi sallanır oldu.
“İşte âyetlerimizi yalanlayan kimselerin hali böyledir.” (A’raf: 176)
Onlar o kimselerdir ki, bu çirkin durumdan kendilerini kurtaramazlar.
“Sen onlara bu kıssayı anlat, belki üzerinde düşünüp ibret alırlar.” (A’raf: 176)
İçlerinde bundan ders alacak kimse bulunur, onların düştüğü âkıbete düşmekten çekinir ve sakınırlar.
“Âyetlerimizi yalanlayan ve kendilerine zulmeden bir topluluğun misali ne kötüdür!” (A’raf: 177)
Hidayet yolunu bırakıp Hakk’tan uzaklaşmaktan daha çirkin, hevâ ve hevesine uyarak dalâlete sapmaktan daha kötü bir sapıklık tasavvur edilemez.

Bu da ilim verilenlerden idi ve fakat dünyayı dine tercih edince, Hazret-i Allah’ı bırakıp krallara uyunca neticesi bu olduğu gibi, hiç şüphesiz ki bunlar da din-i İslâm’dan çıkıp mürted oldular ve küfre dahil oldular. Artık bunların işi Allah’a kalmış.

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...